AZİZ: “Bunlar söylememişler mi bir şey o Semih öyle söyledi,…Semih bana söyledi şimdi sen söylemişsin ona bir şey bir şey söylememişler diye”, İlhan: “Bizimki aradı başkanım,…bu şey onun var ya orada işçileri bir tane bir iki tane ,…dedi ki yalnız tarladaki işçilerin dedi eğer bir şey yaptıysanız bir ekim yaptıysanız dedi hiçbir şeyden haberi yok dedi bak ben söyleyeyim size dedi,…dedim şimdi o da şeyde bugün gelecekti yanıma da yarın sabah bir gel bir bakarız dedim”, Aziz: “Öğren bir bakayım da çok kötü oynadılar ya,… Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe ”, İlhan: “Sanki atılmak için oynadılar birde”, Aziz: “O Kahe bilhassa kendini attırmak için, Hikmet hoca da iyi bir maç Makakula’yı alıyor ha s.r lan”, İlhan:“Bir şey var başkanım bunda normal değil yani, ne zaman böyle dikim yapsak olmuyor…ben yarın bunu bir tam öğreneceğim başkanım söyleyeceğim”, Aziz: “Bunlarla Beşiktaş maçlarını şey yapmaları lazım yani konuşmamız lazım”, İlhan: “Yarın çağıracağım onu diyorum ofiste bir konuşacağım ben,…hatta yanımdan da bir şey yaptıracağım ”, Aziz: “gel bir 15-20 dakika konuşalım ...”,
Sanık İlhan Ekşioğlu kendi savunmalarında da belirttiği üzere tarım değil inşaat sektöründe faaliyet yürütmektedir. Oysa görüşmede “tarladaki işçilerden”, üstelik ŞUBAT ayında ekim yapıldığından söz edilmektedir. Söz konusu konuşmaların bir tarımsal faaliyete ilişkin olmadığı ortadadır. Nitekim sanık Aziz Yıldırım’ın sonraki cümlede “Öğren bir bakayım da çok kötü oynadılar ya,… Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe ” sözleri, tarladaki işçilerin, boş zamanlarında tarım işçiliği yapmıyor iseler Manisasporlu futbolcular olduğunu göstermektedir. Sanık İlhan ise, bu defa ekim değil “dikimden” söz etmektedir. Yapılanın “ekim mi yoksa dikim mi” olduğuna bir türlü karar veremeyen sanık İlhan “ne zaman böyle dikim yapsak olmuyor” diyerek, Trabzonspor’un Manisaspor’u 2-1 yenmesi nedeniyle, yapılan teşvik girişiminin sonuç vermediğini sanık Aziz’e iletmektedir.
Yapılan teşvik girişiminin sonuç vermemesi üzerine birden Manisaspor başkanı sanık Kenan Yaralı’ya borç verdiği aklına gelen ve her nasılsa soruşturma aşamasında ne kadar borç verdiğini hatırlamayan sanık Aziz Yıldırım, Tamer Yelkovan’ı arayarak sözde verdiği borç parayı istemektedir. Ancak bunu “Tamer birde şeyde hafta içinde Kenan’ı ara,…Perşembe günü falan de ki o verdiğimiz para vardı ya şeyle ilgili Galatasaray, onunla ilgili bize çekler versin tamam mı,…onu konuşuruz seninle de o çekler alalım onları kullanırız şeye Tolgahan’a kullanırız yani” sözleriyle istemesi karşısında, söz konusu paranın kişisel olarak borç verilen bir miktar olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında Fenerbahçe Mali İşler Müdürü’ne “çekler alalım onları kullanırız şeye Tolgahan’a kullanırız” demesinden, alınan bu paranın kulüp giderleri için kullanılacağı da paranın kişisel hesaptan değil, teşvik amacıyla verildiğini göstermektedir.
22.02.2011 günü saat:09.24’de Aziz Yıldırım’ın, Tamer Yelkovan’ı aradığı görüşme(tape:1382);
Tamer: “…Serkan abinin oraya geldim ,…Başkanım Semih bey aradı da ,…Semih bey aradı da bir otuz beş bin para istedi benden”, Aziz: “Tamam ver ...bütün hepsini toparla nedir ne değildir... şeyi de al İlhan’dan da nereye ne verilmiş hepsini çünkü sonunda bakacağız yani nereye ne verdik”, Tamer: “Hepsini çıkardım zaten başkanım ben”,…Aziz: “Ben sırf şey için gidiyorum ya adama yani biz buraya aktarırsak sen bize ödeyecek misin ödemeyecek misin diye,…sen federasyona bizim durumumuzu da bir çıkar”, Tamer: “Çıkardım onu çıkardım”, Aziz: “ Tamer birde şeyde hafta içinde Kenan’ı ara,…Perşembe günü falan de ki o verdiğimiz para vardı ya şeyle ilgili Galatasaray, onunla ilgili bize çekler versin tamam mı,…onu konuşuruz seninle de o çekler alalım onları kullanırız şeye Tolgahan’a kullanırız yani”,… Tamer: “Ben bugün futbolcuları ödüyorum, basketçileri ödüyoruz işte, hallediyoruz,…İlhan beyin işlerini hallediyoruz”, Aziz: “Tamam öyle yap peki”,
04.03.2011 günü saat:09.57’de AZİZ Yıldırım’ın, Tamer Yelkovan’ı aradığı görüşmede; (tape:1467) ;
Tamer: “Özcan abi önüme bir liste koydu,…çok uzun işte ona bakıyordum”, Aziz: “Kenan’ı ara tamam mı veya ben arayayım ,…ben diyeyim pazartesi günü gel he sen sen o zaman gelince onunla konuş”, Tamer: “Siz bana gönderdinizse ...”, Aziz: “…Ne zaman verdik biz parayı”, Tamer: “Biz 20 gün oldu başkan”, Aziz: “Yani 3 ay olmuş olsun yani,…bende söylerimde sen söyle konuş ...ben şimdi telefonda da söylemek istemiyorum da onun için”, Tamer: Anladım tamam, Aziz: He ben pazartesi gelsin diyeceğim, çünkü ben pazartesi Ankara’dayım ya yokum,…sen konuş tamam mı…gerek yok, o seninle konuşacak de, oldu”. Tamer: “Oldu başkanım peki.”, dendiği belirlenmiştir.
Kenan Yaralı’ya borç veren sanık Aziz Yıldırım, nedense 500.000 Dolar gibi bir miktarı kendi adına değil de kulüp çalışanı üzerinden havale ile göndermiştir. Sürekli arkadaşı olduğunu vurgusunu yapmasına rağmen parayı, Tamer Yelkovan’ın istemesini talep ediyor ve “ben şimdi telefonda da söylemek istemiyorum da onun için” diyerek çekincesini belirtiyor. Bir arkadaşın, verdiği borcu telefonda istemesi, hiç şüphesiz bir başkası aracılığı ile istemesinden çok daha olağan olsa gerektir.
Sanık Kenan Yaralı’ya duruşmada, aldığı paranın kendisinden ne zaman istenildiği sorulduğunda “Ben parayı 2 veya 3 ay sonra, 1 ay, 2 ay, 3 ay, 4 ay taksitle ödeyeceğimi söyledim kendilerine, o şekilde de verdim. Ben bu parayı size 2-3 ay sonra size geriye döndürebilirim çeklerle. 1 ay, 2 ay, 3 ay, 4 ay vadeli olarak diye kendisine baştan söylemiştim” şeklide savunma yapmıştır.
Oysa yukarıdaki tapeden, borcun verildiği anda bu şekilde bir vadelendirme ve ödeme şeklinin belirlenmediği çok nettir. Aksi halde Sanık Aziz, Tamer Yelkovan’a “Yani 3 ay olmuş olsun yani” şeklinde talimat vermemiş olması gerekirdi.
Bir diğer husus Aziz Yıldırım’ın, borç verdiğini söylediği parayı geri istemesi için Tamer’e talimat verdiği tarih 22.02.2011’dir. Sanık Aziz, yakın arkadaşının içinde bulunduğu ekonomik zorluk nedeniyle 10 Şubat tarihinde verdiği 500.000 Dolar borç parayı 12 gün sonra istemesi dahi bu yöndeki savunmanın suçtan kurtulmaya dönük olduğunun açık göstergesidir.
Dostları ilə paylaş: |