T. C. İStanbul 16. AĞIr ceza mahkemesi (cmk 250. Maddesi İle görevli) dosya no


İlhan Yüksel Ekşioğlu ile Yusuf Turanlı arasında geçen, adeta sezon sonu muhasebesi mahiyetinde olan ve



Yüklə 6,09 Mb.
səhifə36/79
tarix29.10.2017
ölçüsü6,09 Mb.
#20885
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   79

İlhan Yüksel Ekşioğlu ile Yusuf Turanlı arasında geçen, adeta sezon sonu muhasebesi mahiyetinde olan ve Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasında değerlendirilen 3761 nolu tape de (Kls 23 Dizi 211), yürütülen şike ve teşvik faaliyetleri nedeniyle sanıklar arasındaki kazanç ve menfaat paylaşımını konu almaktadır. Söz konusu görüşme, örgütün sürekliliğini de ayrıca ortaya koymaktadır. Hatta Abdullah Başak’ın içinde yer aldığı şike ve teşvik eylemleri nedeniyle Yusuf Turanlı’dan ekstra para aldığını duyan İlhan Ekşioğlu, bu konudaki emeğine (!) karşılık Abdullah Başak’a Mini Cooper marka araç aldığını söyleyerek kızmaktadır.
Bununla birlikte Sanıklardan Yusuf Turanlı’nın çok sayıda şike ve teşvik eylemi içerisinde yer alması, bu yönde özellikle Abdullah Başak ile birlikte İlhan Ekşioğlu’ndan aldıkları talimatları derhal uygulamaya başlayıp bir an için tereddüte dahi düşmemeleri, örgüt içerisinde yer aldıklarının bir başka kanıtıdır. Nitekim 13.05.2011 günü saat:19.39’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı görüşme;

Abdullah: “Yarın sabah 9 buçukta Kalamış’ta buluşmamız lazım,…(A. Yıldırım’ı kastederek) Bir numara seninle görüşecek,…ama kimse bilmesin Dereağzı var ya”. (tape:3142)


13.05.2011 günü saat:19.46’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı görüşme;

Abdullah’ın; bir önceki görüşmede geçen buluşma konusunun Pazar gününe kaldığını belirttiği, Yusuf’un: “(Aziz Yıldırım’ı kastederek) İmparator çağırıyorsa gideriz ayıp ediyorsun,…alacakmı beni kanatlarının altına” dediği, Abdullah’ın: “Abi dedim tek yetkili bu arkadaşı kılalım,…tamam dedi o artık kardeşimiz dedi” dediği, (tape:3143) dikkate alındığında sanık Yusuf Turanlı'nın "…alacakmı beni kanatlarının altına” bu beyanı ile örgüt üyeliği hususundaki kararlılığını ve isteğini dile getirmiştir.

Sanıklardan Bülent İbrahim İşçen’in, İBB Spor-Fenerbahçe ve Sivasspor-Fenerbahçe müsabakalarında aktif olarak şike eylemlerinin içerisinde yer almasının yanında, en yakınındaki insan olarak sanık Aziz Yıldırım’ın, yürütülen şike ve teşvik faaliyetleri ile ilgili talimatlarını diğer bazı örgüt üyelerine ilettiği, aradaki iletişimi sağladığı, sanık Abdullah Başak’a eylemleri nedeniyle ödül olarak alınan araç ile ilgili olarak, ayrıntısı 3200 nolu tapede geçen “bak bu sağda solda duyulur bak boşluğa düşürtmeyin bizi” sözü ile içinde yer aldığı suç örgütünün ve faaliyetlerinin deşifre olmasını önlemek için gösterdiği örgütsel bilinç ve tavır birlikte değerlendirildiğinde sanığın da örgüt üyeliği sabittir.

Bununla birlikte bir kısım sanıkların konumunun dahi iyi anlaşılabilmesi için Fenerbahçe Spor Kulübünün 08.05.2011 günü yapılan 2010 yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısına bakılması gerekmektedir.

Bu bağlamda söz konusu iletişim tespiti tutanaklarına bakıldığında;

04.05.2011 günü saat:13.14’de Aziz Yıldırım’ın Şekip Mosturoğlu’nu aradığı görüşme(tape:2388);

Şekip: (Arka planda bulunan Ömer isimli şahsa hitaben "İlanın başında Fenerli bir çocuk varmış bizden, ilanda" dediği), Aziz: "Olmazsa başka kanaldan da alırız ya…daha iyi bunları yani bunları yapsınlar BUNLARI ATALIM ŞEYİN SEYİRCİNİN İÇİNE…BU ŞAMPİYONLUK KAÇARSA SEBEBİ BUNLARDIR DİYE…bunlar Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını istemiyorlar işte şu şu şahıslar tamam mı Fenerbahçelilere havale ediyoruz ...ONDAN SONRA UĞRAŞSIN DURSUNLAR", Şekip: "En güçlü olduğumuz dönem başkanım ne gerek var", Aziz: "BİZ GETİRİRİZ HEPSİNİ GETİRELİM YIĞALIM ORAYA TAMAM MI...KONUŞMAYI BIRAK KAVGA DÖVÜŞ ATSINLAR DIŞARI BİTSİN GİTSİN…şey bu herhalde Işıklar bu Işık, Rahmiler, Aziz Yılmaz’lar işte o Hakanlar makanlar bunlar herhalde başka kimse yok değil mi", Şekip: "Celal de olabilir yine bu Şadanlar falanda olabilir", (Görüşmede geçen isimlerin İ.Eyigüngör, R. Eyüpoğlu, A.Yılmaz, H. B. Kutlualp olduğu anlaşılmaktadır.)


04.05.2011 günü saat:13.20’de Aziz Yıldırım’ın Serkan Acar’ı aradığı görüşme(tape:2389);

Aziz: "Şekip bey ile konuştun mu…şimdi şey aramış onu o adam aramış…demiş ki pazar günü muhalefet yapacaklar demiş tamam mı ağır muhalefet yapacaklar demiş…siz bütün arkadaşlara her şeyi herkesi çağıralım", Serkan: "Dün akşam biz görüştük zaten…herkes şey yapıyor yani geliyor eşini dostunu getiriyor", Aziz: "Herkesle konuşurken yani bu şekilde gelecekleri için sıkı gelelim tamam…Şekip ile konuş o adam diyormuş ki işte ya niye şey yaptınız filan…o benim dediğim gibi şeyi dağıtalım dışarıya oradan kimseyi almayalım içeriye…biraz zorlaştıralım şeyi girişi çıkışı…ona göre kuralım ekipleri biz o gün",


05.05.2011 günü saat:10.17’de Aziz Yıldırım’ın M.K.’yı aradığı görüşme(tape:2390);

Aziz:"Abi muhalefetlik yapmak istiyorlarmış…gelin yanıma gelin biraz kalabalık olalım", M: "Tamam geleceğim", Aziz: "Önemli değil ama vermeleri daha iyi tam …bırakayım onların…Genel kurul saat 10 da… ",


05.05.2011 günü saat:10.24’de Aziz Yıldırım’ın N.Ö.’i aradığı görüşme(tape:2391);

Aziz: "Bu pazar günü seçimde bu yine...gazete cuma günü ilan veriyor biz çalışıyoruz da sizde dostlarınıza söyleyin…GELSİNLER DE ONLARA Bİ DAYAK Bİ DAYAK DAHA ATALIM", N: "Kimki bunlar öncü kim bunlar…", Aziz: "Işık, Rahmi, Aziz Yılmaz, Metin Şen",


05.05.2011 günü saat:14.02’de Bülent İbrahim İşçen'i Ahmet Çelebi’nin aradığı görüşme (tape:3606);

Bülent: " Pazar günü saat onda mali kongreye gideceğiz haberin olsun", Ahmet: "Oraya gelirim ama maça gitmeyeceğim”,


05.05.2011 günü saat:15.26’da Tamer Yelkovan’ı X Şahsın aradığı görüşme(tape:3253);

X: “Konuşan Fenerbahçe Platformu haberin var mı böyle bir şeyden… mail atmışlar bana, geldi mi sana”, Tamer: “Yok gelmedi bize atamazlar ki...”, X: “Soracakları soruları yazmışlar Tamer”, Tamer: “Biliyorum ben…çaktırmadan ele geçirdik onu da,…ORADA BİR GÖMERİM BEN ACAYİP ÇAĞIRDIK KALABALIK GELECEĞİZ ORAYA”, X: “kim bu…ya”, Tamer: “bu Işık İyigingörler ya başkanın yönetime almadığı adamlar ya…”, X: “Evet kardeş yolladım sana”, Tamer: “Sen şeyde görev yapmazsın değil mi,…yapmazsın ... dedim yapmaz”, X: “E biz dışarda olalım ki abi orada biz şeylik yaparız ya,…insanlık yaparız”, Tamer: “DÖVERİZ …”,


05.05.2011 günü saat:16.48’de Aziz Yıldırım’ın A. Metin’i aradığı görüşme(tape:2392);

Aziz: "Bunlar gazeteye ilan verecekleri yazı vardı ya…onu maille kulüp üyelerine gönderiyorlar…şimdi söyleyeceğim burayı Galatasaray kulübü ile karıştırmayın diyeceğim…akşam kürsüde sen seyret beni",



07.05.2011 günü saat:17.05’de Bülent İbrahim İşçen'i Aziz Yıldırım’ın aradığı görüşme;

Bülent: "Ben yarın sabah arabayla çıkayım oraya gideyim oradan direk abi", Aziz: "Sen yok sen şeye gel direk ee", Bülent: "Şey 10’da sabah 10’da Mali kongre", Aziz: "Sonra biz oradan ya helikopter yada bir uçakla tamam mı…HEPİNİZ KONGREYE GELİN BEN KONGREDEYİM…beni orada görün tamam", Bülent: "Hepimiz yanınızdayız tamam abi…ÇOCUKLARI DA GETİRECEĞİM onlarda üye oldu ya", (tape:3611)


07.05.2011 günü saat:17.59’da Aziz Yıldırım’ın Tamer Yelkovan’ı aradığı görüşme;

Aziz: "Bunlar sağı solu arıyorlarmış ibra etmeyelim diye…Aziz Yılmaz değil ya şey", Tamer: "Ha onlar…HADİ BAKALIM DÖVECEĞİZ BAŞKANIM yapacak başka bir şey yok yani…zaten biz şeyi kurduk sistemi öbür taraftan Mertler biz bu taraftan kuşatacağız…orada halledeceğiz yani", Aziz: "Tabi tabi tabi tabi", Tamer: "Biz çok kuvvetliyiz hiç merak etmeyin başkanım", (tape:2396)


07.05.2011 günü Saat:22.15’de Bülent İbrahim İşçen'i Aziz Yıldırım’ın aradığı görüşme(tape:3612);

Bülent: "BİZİM HERKESİ ORGANİZE ETTİM…Ahmet’in benzinlikçide topladım abi gelecek işte yarın herkes...o şeyi okuduk orada işte…açın gelin o zaman orada görelim orada boyunu posunu ama bu takım şampiyonluğa gidiyor bu kadar mücadele ediliyor", Aziz: "AMA O HULUSİLER MULUSİLERİ... DÖVDÜRECEĞİZ TAMAM",Bülent : "Yani bak şimdi bunu şey yapmayalım da abi yüz yüze görüşelim…ee var tabi yani öyle şeyler yani onlar gelip sarılıp",


08.05.2011 günü saat:16.16’da Abdullah Başak’ın Ali Kıratlı'yı aradığı görüşme;

Ali: "Apo ne oldu oldu mu bişey kongrede", Abdullah: "YOK YA HEPSİNİ REZİL ETTİ ABİ…BEN, BÜLENT ABİ, DAYIM, CAHİT İŞTE", Ali: "Helikopterde", Abdullah: "Ben, başkan, Nihat Özdemir, Nihat Özbağ bi de Doğan ...müdür gitmiş yanına…ben dedim müdürü var orda", Ali: "Geldik buraya polis evindeyim ben", Abdullah: "Orda kalıyor dedim onu da yazsınlar diyor da gülüyor", Ali: "Adam bir sürü sıkıntı çekti bu işten de herif de rezil oldu de", Abdullah: "Dedim güzelde konuştu televizyonda biliyorum dinledim diyor", Ali: "Polis evindeyiz biz Sefa reis, İbrahim reis oturuyoruz", (tape:3179)



09.05.2011 günü saat:16.14’de Şekip Mosturoğlu'nun A.Markaroğlu'nu aradığı görüşme(tape:2603);

A: "Abi şey tarihi geçirdin biraz arama…o gün arayacağım dedin ya", Şekip: "Başkanla konuştum gerek yok dedi yani yapsınlar dedi", A: "Anladım", Şekip: "Sen niye bu böyle işlerin içindesin ya", A: "Ben bir şeyin içinde değilim…benim uzaktan yakından öyle platform milatform Fenerbahçe’nin işlerini gazeteyle ilanlarına ben öyle bir şey taşırmıyım…bir yapım projesi genel kurula gelmeden önce hem finansman projesi hem de yapım projesi genel kurula gelir, e ben 5 trilyon oradan alacağım ama sorma kardeşim ben nerden aldığımı ve seni ilgilendirmez, burası da çok keyfi bir yönetim olmuyor mu", Şekip: "Paranın alındığı yer Spor Toto Genel Müdürlüğü biz çıkıp desek ki biz Spor Toto G. Müdürlüğünden aldık bütün kulüpler saldıracaklar", A: "Genel kurulu bu kadar hafife alma be abi dışarıya boksörleri koy arkaya zorti Bülentleri koy (Bülent İbrahim İşçen) o Apo (Abdullah Başak) denen çocuk gelmiş benim önüme oturuyor ya haddine mi düşmüş bana kalkıp da ben bir şey söyleyecek olsam bana bir şey söylesin ondan sonra ayıp şeyler bunlar yakışır mı ya velev ki birisi bir şey söyleyecek benim yirmi de biri değil korktuğundan söyleyemedi, e doğru mu bunlar…eğer tüzüğe aykırı hareket ediliyorsa ki ediliyor…Yapım projesini getir bari sen divanda insanlara 3-5 tanesini sırtını sıvazlayarak geçirme bunları…hiç kimse kusura bakmasın onlar hedef olmamak adına orada belki çıkmadılar" dediği, iletişim tespitlerinden anlaşılmıştır.

Söz konusu iletişim trafiğinden da anlaşılmaktadır ki, sanık Aziz Yıldırım Olağan Mali Genel Kurul Toplantısında, özellikle örgüt üyeleri Bülent İbrahim İşçen, Ahmet Çelebi ve Abdullah Başak ile yönetime aday muhalifler üzerinde baskı kurmaya çalışmış, bu amacın gerçekleştiği özellikle Abdullah Başak’ın toplantı sırasında, sanık Şekip Mosturoğlu’nun toplantı sonrasında yaptığı telefon görüşmeleri ile anlaşılmıştır.

Bu husus dahi adı geçen sanıklar yönüyle örgütün varlığına işaret eden bir diğer gerçekliktir.

Yine hakkında yakalama kararı çıkarılması sonrasında savunması alınan sanık Metin Korkmaz özetle, sanık Aziz Yıldırım'ın bir futbolcu transferi sonrasındaki oluşan ihtilaf sebebiyle kendisine "sana Türkiye"de menajerlik yaptırmayacağım" şeklinde beyanda bulunduğunu belirtmiştir.

Sanık Aziz Yıldırım bazı maçlar sonrasındaki saha içi davranışları sebebiyle TFF Disiplin Kurulu'na sevk edilmesi sonrasında TFF ve kurullarına yönelik bizzat bu kurumlarda görevli şahısları, aleyhine karar çıkması durumunda "onlara günlerini göstereceğim, seyirciler sahaya dökülür. Bunları ben önlüyorum." demek suretiyle seyircinin sahaya döküleceği imasında bulunmak suretiyle bu tip cümlelerle tehdit etmekten çekinmemiştir. Nitekim klasör 19 dizi 300'de bulunan Mehmet Şekip Mosturoğlu ve o tarihteki TFF Başkanı Mahmut Özgener arasında yapılan telefon görüşmesinde sanık Şekip'in Aziz Yıldırım'ın Gaziantep-FB maçını yöneten hakeme yönelik sözlerini kastederek "kötü bir şey söylemedi aslında ilk defa biliyor musun" şeklindeki cümlesi de sanık Aziz Yıldırım'ın bu eylemlerinin sürekli olarak tekrarlandığınıda doğrulamaktadır.

TFF Başkan ve yöneticilerinin suç örgütü lideri Aziz Yıldırım'dan çekindikleri hususunda dosyada çokça telefon görüşmesi bulunmakta olup bu görüşmeler irdelendiğinde özellikle bu yöneticilerin Fenerbahçenin yenildiği maçlarda Aziz Yıldırım'ın kendilerine ulaşıp küfür ve tehdit etmesinden korktukları ve maç sonrasında telefonlarını kapattıkları, daha sonra aralarında bu durumu konuştukları hatta TFF yöneticisi Levent Kızıl ile Göksel Gümüşdağ'ın bir görüşmede Fenerbahçenin Gaziantep maçında yenilme ihtimalinden bahsederek "öldüm öldüm dirildim" şeklinde beyanda bulunmaları, Gaziantep-Fenerbahçe maçının oynandığı anlarda; klasör 15, dizi 380'deki sanık Levent Kızıl ile Ömer isimli kişi arasında yapılan görüşmede TFF yetkilisi Mehmet Levent Kızıl'ın, hakem Hüseyin Göcek'in Fener'i mahvettiğinden bahsettiği ve "vallahi billahi inanamazsın, ödüm koptu gol olmayacak, Aziz Bey öldürürdü bizi", yine Mehmet Levent Kızıl'ın diğer TFF yetkilisi Mümtaz Karakaya ile yaptığı görüşmede aynı maçla ilgili olarak sanık Aziz Yıldırım'ı kastederek ve hakemin kötü maç yönettiğinden bahsetmek suretiyle klasör 15, dizi 381'de "hiç bitti s.ker bizi vallahi, telefonu da kapattım beş kere aramış a... k..", Mahmut'ta kapattı abi inşallah bari yensin de hafif s.ker yenerse, yine klasör 15, dizi 382-383'de aynı maçla ilgili olarak sanık Aziz Yıldırım'ı kastederek "kazanırsa da s.kecek bizi de bari kazanıp s.ksin, yarın var ya İstinye Park'a falan gelip tokatlar beni falan o" şeklindeki beyanlar ve görüşmeler dikkate alındığında, sanık Aziz Yıldırım'ın TFF ve yetkilileri üzerinde baskı kurduğunu göstermektedir. Her ne kadar adı geçen kişiler duruşmada tanık olarak dinlendiklerinde sorulan soru üzerine sanık Aziz Yıldırım'dan çekinmediklerini beyan etmişlerse de kendi aralarında yapmış oldukları samimi görüşmelerin tanıkların beyanlarını doğrulamadığı açıktır.

Sanık Aziz Yıldırım klasör 16, dizi 45-46'da yer alan TFF yetkilisi Mümtaz Karakaya ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde "bir de bak bana ceza meza ayağı yapıyorlar, yani bak duman ederim haberleri olsun, bak söylüyorum bir tane o ceza disiplin kurulunda olursa onların bir tanesi yeni listede yer alamaz haberin olsun" diyerek TFF üzerinde baskı kurmaya çalışmış, federasyon görevlilelirini kastederek "o zaman gelir sahibi köpeklerinizin başında dursunlar, yani köpeklerine sahip olsunlar, öyle ceza meza zaten eğer bana savunma isterlerse hakem şike yapmıştır, şikenin başı da federasyon başkanıdır diye yazarım haberiniz olsun", yine klasör 17, dizi 93'de sanık Aziz Yıldırım'ın TFF yetkilisi Mümtaz Karakaya ile yapmış olduğu görüşmede bir maça hakem ataması ile ilgili olarak "bu federasyon tam o.. çocuğu, bu şey de Oğuz Saruvan'da, yine olur mu ya bunlar ayıp hiç mi oturup bakmıyorlar bu işlere yarın ana avrat girerim yalnız ha bak kamu oyunda beni tutamazlar, yani ha s.kerim öyle federasyonu da federasyon başkanını da, o.. çocukları ya tamam hadi görüşürüz" şeklinde beyanda bulunmaktan çekinmemiştir. Bu beyanlar elbette ki TCK 106. maddesi anlamında bir suç olarak değerlendirilmemekle birlikte sanığın suç örgütü kurucusu ve yöneticisi olarak yetkili kurullar üzerinde hukuka aykırı olarak yapmış olduğu baskıları göstermesi bakımından önemlidir.

Şüphesiz ki sanık Aziz Yıldırım temsilcisi olduğu kulubün ya da kendisinin bir haksızlığa maruz kalması durumunda bu durumu yetkili organlar önünde dile getirmesi, gerekli yasal girişimlerde bulunması doğaldır, yasal hakkıdır. Ancak sanık yöntem olarak baskı kurmak yoluyla hakkında verilebilecek kararları engellemeye çalışmıştır.

Örgüt üyesi olan sanık Şekip Mosturoğlu'nun da futbolcu menajerliği yapan Mahmut Şen'le aralarındaki bir konunun konuşulmaması hususunda konuştuğu, ısrarla vurgu yaptığı hatta küfrettiği, bilahare sanık Şekip'in klasör 15, dizi 10-11'deki Turgay isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde yine bu görüşmeyi doğrulayan sanık Şekip Mosturoğlu'nun duruşmadaki tevilli ikrarıyla sanık Mahmut Şen'i dövdüğü, bu olgunun da örgüt üyesi olan sanıkların gerektiğinde şiddet kullanmaktan çekinmediklerini göstermektedir.

Her ne kadar sanık Mecnun Otyakmaz hakkında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olduğundan bahisle kamu davası açılmış ise de, adı geçen sanığın, diğer örgüt üyeleri ile işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ile disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde suç işlemek amacıyla hareket ettiğine dair kesin kanıt elde edilememiştir.

Ancak bununla birlikte sanığın, başkanlığını yaptığı Sivasspor Kulübü’nün yönetim kurulu üyesi olup sanık Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan mahkumiyetine karar verilen Ahmet Çelebi ile birlikte şike suçunu işlediği, bu bağlamda Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasında değerlendirilen iletişim tutanakları ile sabit olduğu üzere suç örgütünün varlığına bilerek ve isteyerek yardım ettiği sonuç ve vicdani kanısına varıldığından eylemine uyan TCK'nın 220/7. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.

Her ne kadar sanıklar Bülent Uygun, Hasan Çetinkaya, Mehmet Yenice, Serkan Acar ve Yavuz Ağırgöl hakkında Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan kamu davası açılmış ise de, diğer örgüt üyeleri ile işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ile disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde suç işlemek amacıyla hareket ettiklerine dair, yüklenen suçun sübutuna ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından BERAATLERİNE karar vermek gerekmiştir.

Her ne kadar sanık GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ hakkında Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne yardım ettiği iddiasıyla kamu davası açılmış ise de, sanığın Aziz Yıldırm'a yönelik desteğinin suç örgütüne yardım kastıyla yapıldığına yönelik bir tespit bulunamadığı dolayısıyla yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince BERAATİNE karar vermek gerekmiştir.


13.05.2011 GÜNÜ MENAJER AHMET BULUT’UN FENERBAHÇE LEHİNE ŞİKE GİRİŞİMLERİNDE BULUNDUĞUNDAN BAHİSLE TEHDİT EDİLMESİ

İDDİA:

15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe:6-Ankaragücü:0 maçı öncesinde Ankaragücü futbolcusu Kağan Söylemezgiller’e, menajeri Ahmet Bulut’un; maçta iyi oynamamasını, Emre Belözoğlu aracılığı ile Fenerbahçe kulübüne transferini yaptırabileceğini söyleyerek şike girişimi yaptığı yönünde duyum aldığını iddia eden sanık Nevzat Şakar’ın müşteki menajer Ahmet Bulut’u arayarak “Ben sana bu dünyayı dar edeceğim ayağını denk al” şeklinde ifadelerle tehdit ettiğinden bahisle hakkında TCK'nın 106/1. maddesi uyarınca kamu davası açılmıştır.


DELLİLLER VE DEĞERLENDİRMESİ VE KABUL:

13.05.2011 günü saat:20.31'de N. Şakar'ın, Ahmet Bulut'u aradığı görüşme (tape:3518);

Nevzat: "Senin bu menajerlikten başka işlerinde var mıdır", Ahmet: "Bi tek bu işi yapıyorum abi", Nevzat: "Ama başka işlerle de ilgilendiğini duyuyoruz, o Ankaragücü topçuları arıyormuşsun sana yakışıyor mu Ahmet", Ahmet: "Kimi aramışım ben bi ispat edin", Nevzat: "Bilmiyorum şimdi ispat edeceğiz tabi telefon görüşmelerine şey yapacaklar bana gönderecekler, aramışsan ben sana bu dünyayı dar edeceğim, ayağını denk al", Ahmet: "Tehdit etmeden önce şu bantları al ondan sonra biz şey yapalım konuşalım",

Sanığın, söz konusu telefon görüşmesi ile müşteki Ahmet Bulut'a iddianamede belirtilen suça konu “Ben sana bu dünyayı dar edeceğim ayağını denk al” şeklindeki sözleri sarf ettiği sabittir ve eylem Mahkememizce bu oluş üzerine kabul edilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:

TCK'nın 106/1. maddesinde: "Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur" düzenlemesine yer verilmiştir.

Sanık tarafından sarf edilen bu sözün, muhatap alınan müşteki üzerinde objektif olarak ciddî bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun olacağında şüphe bulunmamaktadır. Ancak sarf edilen söz itibariyle sanığın eyleminin anılan maddenin birinci fıkrasının ilk cümlesine temas etmeyip ikinci cümle kapsamında "sair tehdit" olduğunda şüphe yoktur. Bu durumda söz konusu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikâyetine bağlı kılınmıştır.

Soruşturma aşamasında şikayetçi olması üzerine sanık hakkında kamu davası açılmış ise, kovuşturma aşamasında 27.04.2011 tarihli duruşmada tespit edilen beyanı ile müşteki şikayetinde vazgeçmiştir.

TCK'nın 73/4. maddesinde; "Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür", CMK'nın 223/8. maddesinde; "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir" düzenlemesine yer verilmiştir.

Şu hale göre;

Müşteki, vaki eyleminden dolayı sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğinden kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir.
YUSUF TURANLI’NIN 6136 SAYILI YASAYA MUHALEFET SUÇU:

Sanık Yusuf Turanlı’nın adresinde yapılan aramada; “1 adet kabza kısmında SW ibaresi bulunan ve kabza alt kısmında 49680 ibareleri bulunan toplu olarak tabir edilen tabanca, 1 adet sürgü kısmında R.B. Mod. 70 Made İn İtaly ve 5555 ibareleri bulunan tabanca, tabancaya takılı vaziyette 1 adet şarjör, şarjöre basılı vaziyette 8 adet M.K.E. 9P ibareli fişek, 4 adet M.K.E. 45 Auto ibareli fişek ve bu fişeklerin basılı olduğu 1 adet Pachmayr ibareli şarjör, 2 adet şarjör” ele geçirilmiştir.

Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığı istanbul Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü’nün 03.07.2011 tarih ve BLS-2011/7521 Uzmanlık sayılı, Kls 68 dizi 301 de bulunan Ekspertiz raporunda, 49680 ibareleri bulunan toplu olarak tabir edilen tabanca ile sürgü kısmında R.B. Mod. 70 Made İn İtaly ve 5555 ibareleri bulunan tabancanın her ikisin de kalibre ve tipine uygun fişekleri patlattığı, 6313 sayılı Yasa’ya göre yasak niteliği haiz silahlardan olduğu, aynı yasanın 12/4. maddesi kapsamında vahim nitelikte silahlardan olmadığı belirlenmiştir.

Şu hale göre sanık Yusuf Turanlı’nın 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak niteliği haiz silah bulundurduğu anlaşıldığından eylemine uyan anılan yasanın 13/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
6222 SAYILI YASA ÖNCESİ ŞİKE VE TEŞVİK EYLEMLERİ:

Her ne kadar 6222 sayılı öncesi şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden bahisle bu suçlara ilişkin sanıkların beraatine karar verilmiş ise de; sanıkların 6222 sayılı Yasa sonrası fiili ve hukuki durumlarının daha iyi anlaşılması ve değerlendirilmesi için bu döneme ilişkin eylemlere de kısmen değinmek gerekmiştir.



Bu bağlamda;
21.02.2011 GÜNÜ OYNANAN MANİSASPOR – TRABZONSPOR

MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ

18.02.2011 günü saat:21.58’de Aziz Yıldırım’ın Serkan Acar’ı aradığı görüşme(tape:2375);

Serkan: "BAŞKANIM görüştük…gayet olumlu", Aziz: "Kimle konuşu.. bir şey dedi mi yoksa kendisi mi", Serkan: "Kendisinden, direk ona gittik", Aziz: "Hayır hayır o ne yapıyon diyor", Serkan: "Diyor ki işte yani normal takımın şeyinin dışında kabul ediyor bizimkini", Aziz: "Tamam da kendisi kendisi mi istiyor yoksa şeye mi söyleyin diyor", Serkan: "Tabi tabi başkana", Aziz:"Tamam peki yani bir şey demiyor", Serkan:"Onların oynadığı şeyin kasetini seyir etsin diyor bizimki için…Cemil’de yanımda", Aziz: "Tamam sabahleyin görüşüyoruz o zaman…ben konuşacağım demi öbürüyle", Serkan: "Öbürüyle tabi siz konuşacaksınız", Aziz: "Ama ko... deseydiniz öbürüne" , Serkan: "Söyledik zaten yani bizimkinin sana",

Sanık Aziz Yıldırım; Serkan Acar ile Cemil Turhan’ı, 21.02.2011 tarihinde oynanacak Manisaspor-Trabzonspor müsabakası öncesinde teşvik anlaşması için Manisaspor teknik direktörü Hikmet Karaman’a gönderdiği anlaşılmaktadır.

Sanıklar savunmalarında bu ziyaretin nedeni “olası bir gayri ahlaki girişimi önlemek amacıyla Hikmet Karaman'a başvurduk. Endişemizi dile getirdik, takımla konuşmasını futbolculara aldığımız bu duyumları söylemesini rica ettik” şeklinde açıklamışlardır.

Oysa söz konusu tapede “normal takımın şeyinin dışında kabul ediyor bizimkini” sözünden önlenen bir şikenin söz konusu olmadığı, eğer bir önleme var ise de bunun bir kazanç ve menfaat karşılığı önlendiği anlaşılmaktadır. Bunun da kanundaki tanımı teşvik primidir.

Uzun yıllarını futbola vermiş bir teknik adam olan sanık Hikmet Karaman’dan, müsabaka yapacağı rakibin şike yapacağını duyduklarını söyleyerek gelip konuşmaları dahi şiddetli tepki doğurması gereken bir husus iken durumun böyle olmadığı aşağıdaki görüşme içeriğinden çok net anlaşılmaktadır.


Yukarıdaki görüşmenin sonlanmasından iki dakika sonrasında saat:22.02’de Hikmet Karaman’ın Aziz Yıldırım’ı, aradığı görüşme(tape:1370);

Hikmet: “Hikmet hoca ben,…Abiler geldi ...görüştüm ben arkadaşlarla,…o hastaneden bir şey arkadaşımız olursa bir yardımcı olursanız sevinirim başkanım”, AZİZ: “Konuşacağım ben yarın gereken ... tamam ben hallederim”, şeklinde geçen bu görüşmede sanık Hikmet Karaman’ın her hangi bir tepki vermesi söz konusu olmadığı gibi aksine “Abiler geldi ...görüştüm ben arkadaşlarla” sözü ile anlaşmanın gerçekleştiğini söylemektedir.


21.02.2011 günü saat:21.54’de (maç sonrası) AZİZ Yıldırım’ın, İlhan Yüksel Ekşioğlu’nu aradığı görüşme(tape:1444);
Yüklə 6,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   79




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin