İbrahim: “Yusuf hocam benim atı almadın mı ya,…olmaz abi öyle ya al onu sen ya”, Yusuf: “Yok yok Cuma alacam dedim ya”, İbrahim: “Olmaz abi öyle ya al onu sen ya” Yusuf: “Ben kesin konuştum yani Senin ondan hiç şeyin olmasın, anladın mı” İbrahim: “Öyle mi”, Yusuf: “Rahat ol yani, ben onu almasam yoksa şey yapar mıyım, öyle şey söyler miyim sana, sen onda hiç şey yapma garanti yani”
Sanık Yusuf yukarıdaki görüşmelerinde, Cuma günü Kıbrıs’a gitmek ve Kıbrıs’taki senetten söz etmesine karşın bu defa Cuma günü at almaktan söz etmektedir. At yarışlarına ve atlara merakını bizzat dile getiren İbrahim, şifreli şekilde şike için alacağı paradan at olarak söz etmektedir.
30.04.2011 günü saat:18.02’de Ahmet Çelebi’yi Yusuf Turanlı’nın aradığı görüşme(tape:1584);
Ahmet: “Efendim Yusufcuğum”, Yusuf: “Ben yarın kale arkasında mı izleyeceğim abi maçı”, Ahmet: “Kale arkasında izlersin bir şey olmaz,..yarın gündüz telefonlaşırız”,
30.04.2011 günü saat:19.01’de Aziz Yıldırım’ın, Mehmet Şekip Mosturoğlu’nu aradığı görüşme(tape:1847);
Aziz: “Nasıl gidiyor vaziyetler”, Şekip: “İyi başkanım arkadaşların hepsi ilgili yerlerde…o notunuzu ilettim kendilerine”, Aziz: “O kendi kalesine gol atan”, Şekip: “He onu bilmiyorum başkanım o benle ilgili değil”, Aziz: “Öyle mi iyi peki”.
Sanık Mehmet Şekip Mosturoğlu duruşmadaki savunmasında; “kulüpte hukuk işlerinden sorumlu asbaşkanım, ücret almayan baş hukuk müşaviriyim yani bir hukuk müşavirinin ücret karşılığı yapması gereken işleri ben yönetim kurulu üyesi olduğum için ücretsiz yapıyorum. Yaptığım işler neler. Kulübün leh ve aleyhindeki takip ve davaları vekalet koyarak takip ediyorum. Bağlı şirketlerin hukuksal işlerini yapıyorum. Fenerium markalarının taklit ürünlerinin toplanması ve yasal takip süreçlerini yönetiyorum. FIFA, CAS, TFF yargı organları bölümünde kulübü temsil ediyorum. Burası çok önemli başkanım ki benim yaptığım işin en önemli kısmı bu. Sporcu sözleşmelerini hazırlıyorum ve bu sözleşmelerin hazırlanma müzakerelerine bilfiil katılıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Kulüpteki görevi bu olan bir yöneticiye, kulüp başkanının kendi oyuncuları olmayan “o kendi kalesine gol atan” şeklinde tabir ettiği Can Arat ile ilgili, böyle bir cümle kurmasının, Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun yönetimdeki görevi ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. “arkadaşların hepsi ilgili yerlerde” derken şike/teşvik faaliyetlerinden sanık Şekip’in de haberdar olduğu, esasen sanıklar arasında eylemli paylaşım ve fonksiyonel işbirliği bulunduğu açıktır. Nitekim Aziz Yıldırım, bu süreci yöneten kişi olarak yapılan faaliyetlerden bilgi almaktadır.
Sanık Aziz Yıldırım, Can Arat’ın duruşma tanık olarak ifadesi alındığı sırada konuşmalarının adın geçen kişi ile ilgili değil takımlarında forma giyen EDU ile ilgili olduğunu söylemektedir.
Aynı konuda sanık İlhan Ekşioğlu duruşmadaki savunmasında; “Bu konuşmada (aşağıdaki tape:3094) Aziz Yıldırım’ın kendi kalesine golü atan diye bahsettiği futbolcu, biz de zannediyorum 2007 yılında oynayan Edu Dracena adli Brezilyalı futbolcudur. Bizden alacağı vardır kendisinin. Bizi CAS'a vermiştir. Bizim başımız ağrıyordu orada. Mahkeme vardı. Ve kendisinin bulunması lazımdı. Onunla ilgili ikna edilmesi veya olmuyorsa borcunun ödenmesi lazımdı” ifadelerine yer vermiştir.
Bu beyanlara göre yönetim kurulundaki görevi, FIFA, CAS, TFF yargı organları bölümünde kulübü temsil etmek olan Şekip Mosturoğlu’nun “onu bilmiyorum başkanım o benle ilgili değil” demesi mümkün olmasa gerektir.
Bir diğer husus Aziz Yıldırım’ın, savunmalara göre gizlenecek bir durum arz etmeyen konuda taraf olan kişiden “EDU” ismi ile söz etmesi daha makul iken, bunun yerine “O kendi kalesine gol atan” gibi bir tanımlama kullanması, bahsedilenin kim olduğunun anlaşılmaması düşüncesinin sonucudur.
Sanık Aziz Yıldırım’ın, Mehmet Şekip Mosturoğlu’ndan “kendi kalesine gol atan” Can Arat ile ilgili varılan anlaşma noktasında bilgi alamadığı için 30.04.2011 günü saat:20.19’da İlhan Ekşioğlu’nu aradığı görüşme(tape:3094);
Aziz: “…Nasıl gidiyor”, İlhan: “İyi iyi gayet iyi”, Aziz: “…Bugün bizim ...şey o KENDİ KALESİNE ATANLA NE YAPTIN”, İlhan: “Ha o şimdi onunla gayet iyi hiçbir sorun yok şimdi pazartesi günü,…her şey iyi yani hiç şey yapmayın, merak etmeyin”
01.05.2011 günü saat:15.51’de İbrahim Akın’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı ancak görüşmenin gerçekleşmediği. (tape:3581)
01.05.2011 günü saat:15.57’de İbrahim Akın’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı görüşme(tape:3582);
İbrahim: “Ben de çok hırslıyım ne yapacaz bilmiyorum a… koyim (gülüyor)” Yusuf’un: “Ya ne gerek var be oğlum” İbrahim: “Valla”, Yusuf: “Kupa maçı var kupa maçına sakla kendini”, İbrahim: “İyi abi”, Yusuf: “Demi kupa maçı önemli bizim için abi boş ver sıkma kendini Allah korusun sakatlık, olur makatlık olur kart olur gerek yok yani” dediği.
İ.B. Belediyespor’un, Fenerbahçe ile yapacağı bu maçtan sonra 11.05.2011 tarihinde Beşiktaş ile oynayacağı Türkiye Kupası maçı nedeniyle, sözde Yusuf, İbrahim Akın’ın bu maça kendisini saklamasını istemektedir. Oysa aynı Yusuf Kıratlı, Beşiktaş maçında da adı geçen sanığın oynamaması için büyük çaba içerisine girmiştir.
01.05.2011 günü saat:21.20’de Metin Depe'nin X Bayanı aradığı görüşme(tape3106);
X: "Nasıl yenildiniz ya", Metin: "Sorma zaten bizimkiler de istemedi yenmemizi", X: "Kim başkan mı", Metin: "Hı", X : "Ben a… koyayım o başkanın"
02.05.2011 günü saat:12.09’da Can Arat’ı X Şahsın aradığı görüşme (tape:1520);
Can’ın telefonunu evde bıraktığını ve Fenerbahçe Spor kulübünden arayan soran olur diye almadığını belirttiği, X: “Niye yatın diye mi”, Can: “Ya aramışlar zaten .. iyi ki almamışım telefonu,…, Vallaha yatın diye değildir ya sıkmayın etmeyin falan bilmem ne, zaten bir bize maça yatın demedikleri kaldı kulüpten, sıkmayın etmeyin şey yapmayın yani sakatlık olmasın riske girmeyin onu yapmayın bunu yapmayın”
İBB Spor Kulüp başkanı sanık Göksel Gümüşdağ’ın futbolcularına yapılan şike teklifini bilerek eyleme göz yumduğu, ayrıca maçtan önce futbolculara daha sonra oynanacak kupa final maçını bahane ederek; maça fazla asılmamaları, kart görmemeleri, sakatlık yaşamamaları yönünde talimat vererek eyleme katıldığı iddiası ile hakkında dava açılmış ise de, kovuşturma aşamasında dinlenilen ve suç tarihi itibariyle İBB Spor’un antrenörü olan tanık Abdullah Avcı da, Fenerbahçe ile oynanacak maçta sonrasındaki kupa maçını düşünerek oyunculardan dikkatli olmalarını istediklerini beyan ettiğini bildirmesi, bu tarih itibariyle Spor Toto Süper Lig sıralamasındaki yeri de dikkate alındığında (30. hafta itibariyle 40 puanla 8. sırada olup ilk 4’e girme ve ligden düşme ihtimalinin matematiksel olarak mümkün olmadığı -http://www.tff.org/Default.aspx?pageID=1059&hafta=30#macctl00_MPane_m_1059_6969_ctnr_m_1059_6969 ) rahat konumda olduğundan Türkiye Kupası’nı almaya dönük olarak yapılan uyarıların şike olarak kabulünün mümkün olmaması karşısında, cezalandırılmasına yeter başkaca delil de elde edilemediğinden sanık Göksel Gümüşdağ’ın bu suçtan beraatine karar vermek gerekmiştir.
02.05.2011 günü saat:13.40’da İbrahim Akın’ın X Şahsı aradığı görüşme(tape:3583);
İbrahim: “Onu halledecem, o çek işini halledecem yarın, yarın para yatacak bana zaten, bende yüklü para var yan, Benimki Cuma gününe gerçi o kadar zarar etmem ki fazla, bekleyebilecek misin dört gün” X Şahıs: “Ya ben beklerim abi bana bir şey olmaz ya bekleyecem” İbrahim: “Tamam o zaman tamam dört gün sonra ver Cuma günü çekin günü, benim Cuma günü veriyorlar parayı, O yatar işte baba veririm ben sana”
02.05.2011 günü saat:13.58 ve 14.00’da İbrahim Akın’ın, Fahri Tatan’ı aradığı görüşme(tape:3584-3585);
Fahri: “Ha cumaya mı alıyorsun paraları, alo” İbrahim:“…Belki bugünde alırım”,
05.05.2011 günü saat:13.11’de Ahmet Çelebi'yi Yusuf Turanlı'nın aradığı görüşme(tape:2883);
Yusuf: “Yarın gelirim yanına", Ahmet: “Görüşürüz tamam".
05.05.2011 günü saat:13.39’da İbrahim Akın’ın ,Fahri Tatan’ı aradığı görüşme(tape:3529);
Fahri: “İdman var 20 dakika sonra”, İbrahim’in idmanın kaçta biteceğini sorması üzerine, Fahri: “3 on beşte falan biter, bir şey almadın değil mi daha”, İbrahim: “Yok daha ... yok ki,…olsaydı 9 yarış parayı bulurduk şimdi”.
06.05.2011 günü saat:13.07’de Ahmet Çelebi'nin Bülent İbrahim İşçen'i aradığı görüşme(tape:2884);
Ahmet: “Odanda mısın .... görüşebildin mi", Bülent İbrahim: “Yok ararım ben birazdan onu", Ahmet: “Bi ara sana zahmet" .
Bu görüşmenin hemen akabinde 06.05.2011 günü saat:13.08’de B.İ.İşçen'in, Aziz Yıldırım’ın sekreteri Nurgül isimli şahsı aradığı görüşme(tape:3609);
Bülent İbrahim: “Nasılsın Nurgülcüğüm”, Nurgül: “İyiyim teşekkür ederim siz”, Bülent İbrahim: “Şimdi başkan Ahmet Çelebi’yi çağırmıştı bugün de, sen der misin Ahmet Çelebi aradı diye…ben sana numarasını vereyim 532 402 23 63…ama aramaz onu yani onu ben biliyorum aramayacağını" , Nurgül:"Nerdeymiş bağla bana konuşayım filan diyiverir birden şey kalırım", Bülent İbrahim: “Öyle bir şey için değil o çağırdı cuma günü gelin buraya dedi de…Ahmet bey aradı de…gelecekmiş hani gelebiliyor muyuz diye soruyor de tamam mı"
Ahmet Çelebi’nin, İbrahim Akın ile yapılan şike anlaşmasına konu parayı Yusuf Turanlı’ya Cuma günü vereceğini söylemesi nedeniyle, Bülent İbrahim İşçen’den Aziz Yıldırıma ulaşmasını istediği, bu telefonun aynı dakikasında Bülent İbrahim’in, Aziz Yıldırım’ın sekreterini aradığı ve Ahmet Çelebi’nin görüşme isteğini iletmesini istediği anlaşılmaktadır.
06.05.2011 günü saat:14.44’de Ahmet Çelebi'nin, Bülent İbrahim İşçen'i aradığı görüşme(tape:2885);
Ahmet: “Var mı bir haber", Bülent İbrahim: “Yok haber verdim söyledim sekreterine…ben ararım demiş…vermemiş daha haber vericek…haber vericem ben sana"
06.05.2011 günü saat:14.56’da Yusuf Turanlı'ya İbrahim Akın'ın gönderdiği mesajda(tape:3374);
"Ne yaptin abi :) erzuruma gidicem aksam" yazdığı .
06.05.2011 günü saat:15.02’de Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'a gönderdiği mesajda(tape:3375);
":) karsıdayım haber vercem sana kardesım".yazdığı.
Sanık İbrahim bu kısa mesaj ile, Yusuf’tan şike parasının akıbetini sormaktadır. Zira bu konuda müsabaka öncesinde fetva aldığı tanık Ahmet Kangı’nın telefonda söylediği “bizim burada benim köyde baba türbesi var ya Köy babada…orda var çok fakirler var yaparsın bu kurban keseriz orda yedirirsin” şeklindeki şike parasını aklama faaliyeti için Erzurum’a gideceğini söylemektedir. Nitekim İbrahim Akın’ın X Şahıs ile yaptığı aşağıda belirtilen 3532 nolu tape içeriğinde bu husus daha net anlaşılmaktadır.
06.05.2011 günü saat:16.45’de Ahmet Çelebi'yi, Kazım Alemdağ'ın aradığı görüşme(tape:2886);
Ahmet: “Acayip canım sıkkın bildiğin gibi değil”, Kazım: “Yine ne oldu”, Ahmet: “Hiç sorma ya 100.000 dolar”, Kazım: “Ne oldu ki”, Ahmet: “Anlatırım yüz yüze gelince de ne yapayım senden de bir akıl almam lazım”, Kazım: “Bize lazım olan parayı başka yerde düşürdüm deme”, Ahmet: “İhale üstüme kaldı gibi bir şey oldu, anlatırım işte yüz yüze gelince”, Kazım: “Bizim 100.000 Dolar değil 1.000 Dolar halledecek durumumuz yok si.. ağzını, kimden kaldı sana bu”, Ahmet: “Kur’an çarpsın bak yemin ediyorum verilmek üzere, Ya neyse telefon” Kazım: “Benim tahmin ettiğim yerden mi, Hangi birini düşüneceğimi şaşırdım", Ahmet: “Yok yok önemli değil başka iş ile alakalı ".
Sanık Ahmet Çelebi, şike anlaşmasına konu parayı, İbrahim Akın’a ulaştırılmak üzere Yusuf Turanlı’ya vereceği tarih olan 06.05.2011 (Cuma günü) tarihi itibariyle saat 16.45 olmasına rağmen Aziz Yıldırım’dan alamadığı ve kendi cebinden vermek durumunda kalacağı için Kazım Alemdağ’a bu yöndeki sıkıntısını dile getirmekte, telefonların dinlenilme ihtimalini gözeten sanık açıkça bu hususu dile getirememektedir.
06.05.2011 günü saat:16.37’da İbrahim Akın’ın Fahri Tatan’ı aradığı görüşme(tape:3531);
İbrahim: “Erzurum’a uçuyorum şimdi”, Fahri: “Ha sizin kupa maçı nerede”, İbrahim: “Yok ben bir işim var oraya gideceğim”, Fahri: “Ne işin var lan Erzurum’da, ne işin var oğlum senin Erzurum’da” İbrahim: “Gezmeye, bir işim var ya”, Fahri: “İyi parayı ne zaman yollarsın”, İbrahim: “Bugün geçecek işte bekliyoruz yarın yollayamayız pazartesiye kaldı”, Fahri: “Pazartesi zaten adama da ödeme yapacağım o zaman pazartesiye kadar şey yaparız tamam”.
Sanık İbrahim’in arkadaşı Fahri’nin kendisinden istediği parayı, şike parası geldiğinde kendisine göndereceğini söylemektedir.
Sanıklar Yusuf Turanlı ile Abdullah Başak arasında şikeye konu paranın teslimatı noktasında kısa mesaj trafiği yaşandığı, bu bağlamda;
06.05.2011 günü saat:17.21’de Yusuf Turanlı'ya Abdullah Başak'ın gönderdiği mesajda(tape:3376);
"ir bekliyoruz" yazdığı.
06.05.2011 günü saat:17.37’de Yusuf Turanlı'nın Abdullah Başak'a gönderdiği mesajda (tape:3377);
"Abı ne zaman cıkıcaksınız" yazdığı .
06.05.2011 günü saat:17.38’de Yusuf Turanlı'ya Abdullah Başak'ın gönderdiği mesajda(tape:3378);
"liyoruz 10 dsakika" yazdığı.
Erzurum’a gitmek üzere havaalanına geçen İbrahim Akın, şike parasını gitmeden almak istemekte ve bunun için Yusuf Turanlı’ya sürekli parayı alıp almadığını sormaktadır. Bu çerçevede;
06.05.2011 günü saat:18.07’de İbrahim Akın'ın Yusuf Turanlı'ya gönderdiği mesajda(tape:3379);
"Ne oldu abi" yazdığı .
06.05.2011 günü saat:18.16’da Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı aradığı görüşme(tape:3380);
İbrahim: “Ben havaalanına geldim abi ancak banka yoluyla alabilirim onu" , Yusuf: “Dur be oğlum telefon ya…telefonda şey nasıl yapalım sen söyle", İbrahim: “Öyle yaparız abi ancak…buraya yetişemezsin yani…bir saat var çünkü", Yusuf: “Nereye nereye ama…100…istiyorsan dursun yarın al", İbrahim: “Tamam öyle yaparız Yusuf abi…ben kendim de Vakıfbank’ta var oradan bir şey yaparım bir şey…ben hocaya şeye veririm yani", Yusuf: “Şeyinkini ayırayım mı Kıbrıs’ınkini" , İbrahim: “Onunkini ver yani…14 ayır he bir de kendine de al abi oradan…14 bin oraya vereceksin ya…16 bini de sen al…diğerlerini de ben yapacağım şeyler var" , Yusuf: “70 ayırıyorum ben sana" , İbrahim: “Tamam".
06.05.2011 günü saat:18.29’da Bülent İbrahim İşçen'in Ahmet Çelebi'yi aradığı görüşme;
Bülent: “Ne yaptınız", Ahmet: “Tamam hallettim gönderdim…iyi gel bana doğru…buraya istasyona", Bülent: “Dur bakarız konuşuruz" . (tape:3610)
Yukarıdaki görüşme içeriklerinden anlaşıldığı üzere Yusuf Turanlı, Ahmet Çelebi’den şike anlaşmasına konu 100.000 Dolar’ı almış ve hemen akabinde İbrahim Akın’ı aramıştır. İbrahim ise havaalanında olduğunu, şike için fetva aldığı hocaya söz verdiği hayırları yapması için Vakıfbank’taki hesabından para vereceğini, Kıbrıs için ayıracağı 14.000 Dolar’dan başka Yusuf Turanlı’nın da şike sürecinde harcadığı emek ve mesaisine karşılık 16.000 Dolar almasını istediği, geri kalan 70.000 Dolar’ı da yarın alabileceğini söylemektedir.
06.05.2011 günü saat:18.53’de Yusuf Turanlı'yı İbrahim Akın'ın aradığı görüşme(tape:3382);
İbrahim: “Ya uçağı kaçırdık ya Yusuf abi", Yusuf: “O zaman Etiler’e geliyorsun sen", İbrahim: “Şimdi bir yere geçeceğim oradan gelirim akşam" .
06.05.2011 günü saat:19.29’da İbrahim Akın’ın X Şahsı aradığı görüşme(tape:3532);
X Şahıs: “Neredesin”, İbrahim: “Erzurum’a gidiyorduk uçağı kaçırdık şimdi, geri döndük”, X Şahıs: “Nere hayırdır oğlum Erzurum’da ne işin var lan”, İbrahim: “Hoca’nın yanına gidiyordum, şeyle Murat Abiyle, teşekkür etmeye gidiyorduk, orada kurban falan kestirecektik”, X Şahıs:“Balya yattı mı balya”, İbrahim: “Yapıyoruz ya”, X Şahıs: “Oğlum balya yattı mı diyorum para yattı mı diyorum yapıyoruz diyor ya”, İbrahim: “Bugün yatıyor bugün,…, 80 milyar yatacak galiba” .
Şike için fetva aldığı Ahmet Kangı'nın yanına Erzurum'a gitmek isterken uçağı kaçıran İbrahim, şike parasını almak için Yusuf ile Etiler'de buluşmak üzere sözleşmiştir.
06.05.2011 günü saat:19.51’de Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı aradığı görüşme(tape:3383);
Yusuf: “Ne zaman geçeceksin", İbrahim: “Trafik rahatlayınca geçeriz abi" , Yusuf: “Onu ayarla ama tek gel yani ne olursa olsun… ne olur ne olmaz abi sağlama alalım boş ver", İbrahim: “Sen şey yaparsın arabaya koyarsın", Yusuf: “Yav sağlama alalım işi ya yani… Murat abiden mi bahsediyorsun".
Sanık Yusuf Turanlı, İbrahim Akın'dan, Erzurum'a birlikte gidecekken uçağı kaçıran Murat adlı şahıs yanında olmadan gelmesini, işi sağlama alalım derken bir başkasının da bu olaya şahit olmamasını istemektedir.
Yukarıda değerlendirilen iletişim tutanaklarına göre Ahmet Çelebi'den 100.000 Dolar şike parasını alan Yusuf Turanlı'nın, Erzurum'a gidecekken uçağı kaçıran İbrahim Akın'a 70.000 Doları (14.000 Kıbrıs için ayrılan ve 16.000 Yusuf'un payı) teslim etmek için Etiler Big Chefs Restaurant'ta bir araya geleceklerinin anlaşılması üzerine yapılan fiziki takip sonucu tutulan 06.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:256-263 arası);
Güvenlik güçlerince saat:21.00 sıralarında Beşiktaş Etiler Nispetiye Cd. No:89 sayılı yerde bulunan Big Chefs isimli yere geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:21.15’de Big Chefs Restaurant’a girildiğinde Yusuf Turanlı’nın restaurantın iç kısmında girişe göre sağ tarafta bulunan masalardan birinde tek başına oturduğu, bir müddet sonra oturduğu yerden kalkarak restaurantın dış kısmında bahçe bölümünde bulunun masalardan birine oturduğu ve elinde bulunan siyah renkli çizgili poşeti masanın üzerine koyarak beklemeye başladığı, saat: 21.28’de 34 EA 701 plakalı beyaz renkli Audi A7 marka araçla İbrahim Akın’ın gelerek aracı restaurant görevlilerine bıraktıktan sonra içeri girdiği, kendisini bekleyen Yusuf Turanlı ile tokalaşarak masaya oturduğu ve sohbet ettikleri, saat:21.58’de Yusuf Turanlı ile İbrahim Akın’ın hesabı ödedikten sonra oturdukları masadan kalktıkları, masanın üzerinde duran siyah renkli çizgili poşeti İbrahim Akın’ın aldığı, daha sonra Yusuf Turanlı ile İbrahim Akın’ın restaurant girişinde görevlilerin araçları getirmelerini bekledikleri, bu sırada kendi aralarında sohbete devam ettikleri, saat 22.05’de restaurant görevlilerinin 34 AT 5557 plakalı gri renkli BMW marka aracı getirmeleri üzerine Yusuf Turanlı‘nın İbrahim Akın’la vedalaşarak ayrıldığı ve Zincirlikuyu istikametine doğru hareket ettiği, arkasından restaurant görevlilerin kısa bir süre sonra İbrahim Akın’ın kullandığı aracı getirdikleri, İbrahim Akın‘ın elinde bulunan siyah renkli çizgili poşetle araca binerek ayrıldığı anlaşılmıştır.
07.05.2011 günü saat:14.29’da İbrahim Akın’ı Fahri Tatan’ı aradığı görüşme(tape:3533);
Fahri: “Antalya’da değil mi maç…sen gitmiyor musun”, İbrahim: “Lig Tv veriyor…ne yapayım gidip Olimpiyat’a mı gideceğim izlemeye”, Fahri: “6’lıyı nasıl oynayacaksın”, İbrahim: “Önümde bilgisayar olacak televizyonum olacak oynayacağım,…para da cebimde, a. koyayım, balyalar", Fahri: "Yemin et", İbrahim: " (Gülüyor) ha, işte var işte öyle işte”, Fahri: “Güzel güzel yolla bi 15 kâğıt tehdit ederim seni”, İbrahim: “Si… a.. ha 15 kâğıtmış” , Fahri: “Ne oldu …dün 1 milyarlık altılın vardı…”
Sanık İbrahim Akın, yukarıda değerlendirilen iletişim tutanaklarından da anlaşıldığı üzere daha önceden şike anlaşması gereği para alacağını söylediği Fahri Tatan'a, söz konusu parayı aldığını söyleyerek adeta caka satmakta, Fahri ise kendisine 15.000 TL göndermesini, yoksa şike yaptığını bildiğinden tehdit edeceğini söyleyerek şaka yapmaktadır.
Sanık İbrahim Akın, Fenerbahçe SK Başkanı Aziz Yıldırım'ın talimatı ile başlatılan şike faaliyeti sonrasında varılan anlaşma sonucu eline geçen 70.000 Dolar'ın bir kısmını TL'ye çevirme çabası içerisine girmiştir. Bu bağlamda;
07.05.2011 günü saat:15.53’de İbrahim Akın’ı Kenan isimli şahsın aradığı görüşme(tape:3534);
Kenan: “Abi Akmerkez’de dolar 1515, bir 30 veya bir 35’den bozduracam,…başka olmuyor yani ya 1515’e bozmam zaten 50 bin dolara dedim tamam falan dedi oturun dedi ben dedim en az dedim bir 35 olsun dedim tamam falan dedi işte birisi gelecek herhalde tamam mı abi haberiniz olsun”, İbrahim: “Ama ... almasın aman dikkat et ha”, Kenan: “Sen rahat ol abi can çıkar o para çıkmaz abi tamam mı abi hadi”.
07.05.2011 günü saat:16.36’da İbrahim Akın’ı Kenan’ın aradığı görüşme(tape:3535);
Kenan: “Ben 76500 yatırdım hesabında 75700 görünüyor nedenini soruyorum”, İbrahim: “Ben çektim çektim,…çekmedim çekmedim bir yere gönderdim tamam”, Kenan: “Ben şuan hesabındaki para”, İbrahim: “Tamam doğru doğru”.
Söz konusu tapelerde geçe Kenan Şentürk 07.05.2011 tarihli kolluk ifadesinde (Kls. 66, dizi 132); 3534 nolu tape ile ilgili olarak bu görüşmenin yapıldığı tarihte İbrahim Akın’ın kendisine 40-50 bir dolar kadar verdiğini ve bozdurmasını istediğini, bu parayı İBB Spor’dan aldığını düşündüğünü, İbrahim’in de “ödeme aldık ya Büyükşehir belediyesinde” dediğini beyan etmiştir.
Trabzonspor- İBB Spor müsabakasında da değinildiği gibi, İBB Spor Kulübü tarafından, İbrahim Akın’a 04.06.2010 tarihinde yapılan “Tadil Protokolü” gereğince attığı her üç gol için 50.000 TL ödeme taahhüdünün olduğu, İbrahim’in 2010-2011 de toplam 11 gol atan ve 3 kez prim almaya hak kazandığı, Trabzon müsabakasında bir gol atması halinde 50.000 TL prime hak kazanacağı belirtilmişti. Fenerbahçe ile oynadığı bu müsabakaya kadar sanık İbrahim’in 10 gölü bulunmaktadır. (http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=30HYPERLINK "http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=30&kisiId=280563"&HYPERLINK "http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=30&kisiId=280563"kisiId=280563) İki gol attığı takdirde 50.000 Tl prime hak kazanacaktır. Ancak bu müsabaka Fenerbahçe’nin 2-0 üstünlüğü ile sonuçlanmış ve İbrahim gol atamadığı için söz konusu primi de alamamıştır.
01.05.2011 tarihinden önceki döneme ilişkin, İBB Spor – Ankaragücü müsabakasında İbrahim Akın’a normal prim ödemesi bulunmadığı gibi, 16.04.2011 tarihindeki Karabüç müsabakası ile ilgili olarak 7.000 TL prim verildiği anlaşılmaktadır. (Kls. 91, dizİ 58 ve öncesi) Bunun dışında FB maçı öncesinde ve sonrasında ödenen bir prim de yoktur.
11.05.2011 günü saat:00.21’de İbrahim Akın’ın Yusuf Turanlı'yı aradığı görüşme(tape:3549);
Bir süre Beşiktaş-İBB Spor müsabakası hakkında konuştukları, devamında; İbrahim: “Hani ben duygusalım etkileniyorum böyle şeylerden ya geçen etkilendim ben de sana çaktırmadım yani…o geçen muhabbeti vardı ya bir tane", Yusuf: “Bir şey olmaz ondan…Hocan mutlu başkanın mutlu…hepsi mutlu senden mutlular yani ona emin ol".
20 dakika süren ve Beşiktaş – İBB Spor Türkiye Kupası maçına ilişkin şike görüşmelerinin geçtiği bu konuşmada sanık İbrahim, Fenerbahçe lehine yaptığı şike anlaşmasından etkilendiğini ve rahatsız olduğunu söylemektedir.
Sanık İbrahim Akın müdafii huzurunda alınan, yukarıda özetlenen süreç ve oluşa uygun olup bu nedenle hükme esas alınan ve sorgudaki savunmasında teyid ettiği savcılık ifadesinde özetle; “Fiziki takipler doğrudur, ben menajerimle maçtan 3 gün önce kendisinin talebi üzerine BIG CHEFS isimli restorantta buluştum. Kendisi bana Fenerbahçe’den, maçlarında gol atmamam karşılığında 100.000 dolar teklif edildiğini söyledi. Ben ilkin sıcak karşılamadım. Benim dini duygularım kuvvetlidir. Ben daha önce İstanbul'da iken tanıştığım şuan Erzurum'da imamlık yapan Ahmet isimli şahsı aradım. Bana böyle bir teklif olduğunu, karşılığında para vaat edildiğini, bu parayı kabul etmemin günah olup olmadığını sordum. Bana dinen bir sakıncası olmadığını söyledi. Bir hafta kadar sonra aynı restorantta Yusuf Turanlı ile tekrar buluştuk. Bana poşet içerisinde para getirmişti. Sonra saydığımda daha önce 100.000 dolar getireceğini söylemiş olmasına rağmen 50.000 dolar getirdiğini gördüm. Bu önceden maçta gol atmamam karşılığında Yusuf Turanlı'nm vaat ettiği paraydı. Ben, Yusuf Turanlı'nın bu parayı hangi Fenerli yöneticiden aldığını bilmiyorum. Aramızda başka bir konudan kaynaklı bir para alış verişi, kendisinin bana borcu yoktur. Ben bu parayı harcamadım. 10.000 dolar civarını Erzurum'da ki hocaya kurban kesip dağıtması için gönderdim. Geriye kalan parayı da tanıdığım fakir fukaraya dağıttım. Bu paraya zaten ihtiyacım yoktu. Yusuf Turanlı'nın zorlaması ile bu parayı almıştım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sanık İbrahim’in iletişim kayıtları ile birebir uyumlu olan ve suça konuyu parayı aldığına dair bu savunması, Tanık Ahmet Kanğı’nın beyanları ile de doğrulanmaktadır. Tanık Ahmet Kanğı, Erzurum 4 nolu ACM tarafından alınan 16.03.2011 tarihli ifadesinde; “para teklif edildiğini bana söyledi, ben de transfer ücreti olarak düşündüğüm için sakıncası yok dedim, sana para göndereyim kurban al kes Erzurum’da fakir fukaraya dağıt, dedi. Bu nedenle bana 10.000 TL para gönderdi” demiştir. (Kls 89, dizi 252)
Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman imzalı transfer listesinde (Kls. 68, dizi 318) sanık İbrahim Akın’ın Fenerbahçe’ye transferi düşünülen futbolcular listesinde de bulunmadığına göre yapılan görüşmelerin bu amaca yönelik olmadığı da açıktır.
Bizzat şike anlaşmasının tarafı olan sanık İbrahim Akın’ın, yukarıda özetlenen ve iletişim tutanakları ile uyumlu savunması ile tanık anlatımları ve fiziki takipler değerlendirildiğinde, cezalandırılmalarına karar verilen diğer sanıkların suçtan kendilerini kurtarmaya dönük, oluşa aykırı, iletişim tutanaklarını izaha yönelik gerçeklikten uzak savunmalarına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle başta suç örgüt lideri sanık Aziz Yıldırım’ın bizzat tüm süreci yönetmesi yanında TCK'nın 220/5. maddesindeki “örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” hükmü yollaması ile diğer sanıklar Abdullah Başak, Ahmet Çelebi, Bülent İbrahim İşçen, İbrahim Akın ve Yusuf Turanlı’nın şike suçunun kanuni tanımında yer alan fiilleri birlikte gerçekleştiren sıfatıyla sorumlu oldukları anlaşılmış ve Mahkememizde oluşan bu vicdani kanı ile cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir.
Sanık Tamer Yelkovan müdafi huzurunda alınan kolluktaki ifadesinde; “Daha öncede belirttiğim gibi bana verilen talimatları ben yerine getiriyorum. Ben eğer bir para verdiysem bile bunun ne parası olduğu hakkında bilgim yoktur, Söz konusu parayı Aziz Yıldırım'ın talimatı ile İlhan Yüksel'e verdim. Para tam olarak 400.000 Dolardı. Ama bunun ne amaçla kullanıldığı hakkında bilgim ve ilgim yoktur. İlhan beyin isteği üzerine yine ne amaçla benden istenildiği bilmediğim 250 bin $ paradır. 550 niye bahsettiğimi hatırlayamıyorum. Neyin parası olduğunu bilmiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur. Beyanlardan da anlaşıldığı üzere sanık Tamer’in, Aziz Yıldırım’dan aldığı talimat ile şike ve teşvik için kulübün parasını verdiği anlaşılmaktadır. Suça konu İBB-Fenerbahçe müsabakasında da sanık İbrahim’e şike parası verildiği sabit olduğuna göre, yukarıda bir kısım tapelerden anlaşıldığı üzere Aziz Yıldırım’ın şike için görüşmek amacıyla diğer sanıklar ile bir arada bulunduğu yerde sanığın da bulunmasının ve bu şekilde eyleme dahil olmasının yanında ayrıcı mali işler müdürü olarak talimat ile de olsa kulübe ait parayı şikede kullanılmak üzere verdiği sabittir. Şu hale sanığın doğrudan şike faaliyetine dahil olduğuna dair delil bulunmamakla birlikte, şike faaliyetinde kullanılmak üzere Fenerbahçe Kulübüne ait parayı vermesi nedeniyle şike suçuna yardım eden sıfatıyla dahil olduğu anlaşılmış ve bu kapsamda cezalandırılması cihetine gidilmiştir.
Yukarıda değerlendirilen 30.04.2011 günü saat:17.04’de Can Arat’ın Cemil Turhan’ı aradığı görüşme(tape:1517);
Can: “Abi telefonum değişti…İskender söyleyince jeton düştü benim”, Cemil: “…10 gündür seni arıyorum hastayım ulan yatıyorum arıyorum arıyorum Can bana döner diyorum,…oynuyorsun yarın değil mi”, Can: “…Öyle gözüküyor şu an yani” Cemil: “Oğlum işte sana ...sana bir şey söyleyecek halim yok”, Can: “Yani abi” .
Söz konusu görüşmede Sanık Cemil Turhan’ın, İBB- Fenerbahçe müsabakası öncesinde, İBB Spor oyuncusu Can Arat’a, müsabakada iyi oynamaması ve Fenerbahçe’nin yararına işler yapması konusunu açıkça dile getirmese de, “oğlum işte sana…sana bir şey söyleyecek halim yok” diyerek bir şike teklifinde bulunduğu söylenilebilir.
Ancak, 6222 sayılı yasa, “belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla kazanç veya sair menfaat teminini” suç olarak düzenlemiştir. Kazanç veya sair menfaat temini suçun unsuru olarak öngörülmüştür. Şüphesiz “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca “hatır şikesi” denilebilecek böyle bir durum şike suçu tanımına uymamaktadır. Sanık Cemil Turhan ile Can Arat arasındaki konuşmanın içeriğine bakıldığında, bir kazanç ya da sair menfaat temininden söz etmek mümkün değildir. Cemil Turhan, Fenerbahçe alt yapısında yetişip profesyonel olan sanık Can Arat’a, adeta Fenerbahçeliliğini hatırlatarak bir talepte bulunmaktadır. Dolayısıyla, Futbol Disiplin Talimatı’nın 58/1. maddesinde “müsabakanın sonucunu … spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek” disiplin hukuku çerçevesinde bir kusur olarak düzenlenmiş ise de, ceza hukukunda “spor ahlakına aykırı” hareket ceza yargılamasının konusunu teşkil etmediğinden, suç tanımına uygun bir hareketten söz etmek mümkün değildir. Sanık Cemil hakkında, şike suçundan cezalandırılmasına yeter başkaca kesin ve inandırıcı kanıtlar da elde edilemediğinden beraatine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar sanıklar Ali Kıratlı, Serkan Acar ve İlhan Yüksel Ekşioğlu hakkında, ayrıca bu müsabakaya ilişkin olarak kamu davası açılmış ise de, suçlamayı reddeden savunmalarının aksine cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından beraatlerine karar vermek gerekmiştir.
Dostları ilə paylaş: |