T. C. İStanbul 16. AĞIr ceza mahkemesi (cmk 250. Maddesi İle görevli) dosya no


- SANIK HALDUN ŞENMAN SAVUNMASINDA ÖZETLE



Yüklə 6,09 Mb.
səhifə17/79
tarix29.10.2017
ölçüsü6,09 Mb.
#20885
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   79

34- SANIK HALDUN ŞENMAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;318-322 ve Kls 95 Dizi;200-202 ve Kls 96 Dizi;162-166) Ben 1999 yılından beri TFF'de iş akdi ile çalışmaktayım. En sonda 2009 yılından Profesyonel Futbolcu Tescil işleri müdürü olarak atandım. Bu sınav toplam 20 soruluk bir sınavdır. 15 tanesi FİFA tarafından gönderilir. 5 tanesini de TFF hazırlar. Bu nasıl gönderilir. FİFA size bir yazı gönderir, bir sirküler gönderir, bu sınavı açıp açmayacağınızı beyan edersiniz. Sınavın hangi dilde olmasını istiyorsanız, veya hangi dillerde soru almak istiyorsanız onları belirlersiniz ve bir gizli faks numarası belirlersiniz ki sınav soruları size gönderilebilsin. Bu anılan sınavda da, yani 31 Mart 2011 tarihinde yapılan sınavda da, hukuk kurulu görevlendirildiği için, hukuk müşavirliği olarak geçmektedir federasyondaki adı. FİFA'nın gönderdiği 15 tane soru, baş hukuk müşaviri vekili Ömer Bedük'ün gizli faks numarasına gönderilmiştir. Kalan 5 tane soru onlar tarafından hazırlanmıştır. Tercümesi yine onların belirlediği bir tercüme bürosu tarafından yaptırılmıştır. Sınav kitapçıkları yine hukuk kurulu tarafından basılmıştır. Sınav onlar tarafından yapılmıştır. Yine ertesi gün aynı gizli faks numarasına gönderilen cevaplar eşliğinde hukuk müşavirliği tarafından değerlendirilmiştir. Ve bundan sonra da, TFF'nin resmi internet sitesinde ilan edilmiştir. Bu süreç içerisinde bizim departmanımızın, benim ve çalıştığım departmandaki hiçbir arkadaşımın, bu sınavla yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur. Yani sorularla yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur. Zaten bu sınavda görevli olan hukuktaki arkadaşlarımın beyanları da bu doğrultudadır. Bizim asıl işimiz, Türkiye liglerinde oynayan, profosyonel oynamış ve oynayan profesyonel futbolcular ile futbolcu temsilcilerinin, kayıt işlemleri, özlük işlemleri, özlük dosyaları, onların lisanslanması, sözleşmelerinin tescili, idari yazışmaları ve bu konuda tutulabilecek her türlü basılı evrakların arşivini tutmaktır. Bu bağlamda iddianamenin 123. Sayfasındaki ofisimde bulunan belgelerle ilgili de açıklama yapmak istiyorum. Hukuk kurulu sınavlar yapıldıktan sonra, bunlar tamamen tüm sınav kağıtları tarafımıza gönderilir. Arşivi tutulsun diye, çünkü aşağıda temsilcilerin kayıtları vardır. Biz bunları tutarız. Benim odamda bulunan 1 den 350 ye kadar olan evraklar da, 2001 senesinden başlayıp, 2011 senesine kadar gelen sınavların, toplu soru ve cevaplarıdır. Yine aynı soruların yanında, 1den 55 numaraya kadar olan sınav tutanakları da yer almıştır. Yani bunlar arşiv niteliğindedir. Ve onlar yaklaşık 2 senedir aynı dolapta durmaktadır. Bunu hukuk kurulu da kullanmaktadır, benim arkadaşlarım da kullanmaktadır. Zaten federasyondaki odada bir cam vardır. Birçok sınav kağıdı bulabilirsiniz. Çünkü, tüm futbolcu temsilcisi sınavına girenlerin kağıtları da, sınav tutanakları da oradadır. Bu arşiv niteliğinde olan ayrıca bu evraklar, benim özel kapalı bir çekmecemde de bulunmamıştır. Veya evimde de bulunmamıştır. Yani TFF'nin yaptığı bir sınavın soruları, yine TFF'deki bir ofisten çıkmıştır. Buradaki bizim departmanımızın asli görevindedir. Departmanın görevleri sırasında sınav öncesi ve sınav sonrası görevimiz vardır. Bir futbolcu temsilcisinin ilk kaydı, adaylık aşamasında başlamaktadır. Bu daha evvel bana emniyette de soruldu, bu iddianamede de yer aldı, bunu ben hemen açıklamak istiyorum. Çünkü emniyete girdim, bana birinci dakikada sorulmaya başlanan ki siz de sordunuz, sizin makamınıza geldiğinde. Olgun Peker'in TC Kimlik numarasını niye istiyorsun olmuştu. Bana 1. Dakikadan itibaren bu soruldu niye niye niye. Ya bir insanın TC Kimlik numarası niye istenebilir. Ben bir görev yapıyorum bununla ilgili olduğunu anlattım. Ve sadece şunu sunamadığım için, ya kayıt olduğunu sunamadığım için de hiçbir açıklama gelmedi ve iddianameye girdi.

Sınavın iptali basın bülteni ile duyurulmuştur. Ve buna istinaden adaylara sınav ücretleri geri dağıtılmıştır. Sınav ücretleri olan 500 TL ve kurs ücretleri adaylara geri verilmiştir. Bununla ilgili çünkü bir tape var, telefon kaydım var. Ben paraların geri verilmesinden bahsediyorum. Ben bunu daha evvel de açıkladım, burada da açıkladım, ama bunun bir örneği vardır, yazıyı da getirttirdim. Bu sınav iptal edildikten sonra, paraların geri iade edileceği de bu basın bülteninde mevcuttur. Nasıl iade edileceği de burada yazmaktadır.

Adaylar bizi aramıştır. Birçok telefon konuşmamız vardır. Ve konumum gereği biz sadece bu temsilcilere bakmıyoruz. Tabi ki bizim asıl işimiz bu size bugün de anlatılan, bu transfer diye bahsettikleri, transfer dönemi diye bahsettikleri, futbolcular diye bahsettikleri asıl iştir. Yani biz bu transfer dönemlerini futbol federasyonunda yöneten kişileriz. Bu nedenle de güncel uygulamalar ve talimatlar hakkında da, kulüp başkanlarına, kulüp yöneticilerine, futbolculara, temsilcilere, temsilci adaylarına devamlı bilgi vermekteyiz. Olgun Peker'e de, Giresunspor kulübü başkanlığı sırasında, gerek adaylığı sırasında, çeşitli kere bilgi verdim. Telefonla da bilgi verdim. Ayrıca Futbol Federasyonuna geldiğinde Federasyon başkanının odasında başkanımın yanında çay içerlerken de bilgi verdim. Bu benim doğal bir sürecim yani ben bundan kaçamam. Zaten 5-6 tane telefon kaydım var, hepsi yaptığım işle bilgi vermek üzerinedir. Bunun haricinde Olgun Peker'e veya herhangi bir suç örgütüne bilerek veya bilmeyerek yardım etmedim.

Ali Parlak 2011 Futbolcu temsilcisi sınav sorularının, mail yolu ile geleceğini, Yunus Egemenoğlu'ndan bir sohbet sırasında öğrenmiş, öğrendiğini söylüyor. Benim de uzun yıllar TFF'de aynı birimde çalışmam nedeniyle, sınavda görevli olmam nedeniyle sınav sorularına ulaşmış olabileceğimi, FİFA ve UEFA'dan bağlantı kurabileceğimi beyan etmiş. Ali Parlak TFF'nin genel sekreter vekilidir. Kendisini Lütfü Arıboğan getirmiştir. Bir kere, bu sınavın UEFA ile hiçbir alakası yok, bu sınav FİFA'nın sınavı. İkincisi bu sınavın sorularının faks ile geleceğini duyması imkansız, neden, çünkü bu sınavın gelmesindeki o biraz evvel bahsettiğim gizli faksın belirlenmesi, bu sınav ile ilgili FİFA'ya verilen cevap, her türlü yazışmanın altında Ali Parlak'ın imzası vardır. Ve tamamen kendilerinden uzaklaştırma yönünde beyanlardır, yani bir sorumluluktan uzaklaşmak için kendilerinden uzaklaştırmak için Yunus Egemenoğlu'nun baskılarıyla olan işlerdir.



Sınava 118 kişi girmiştir. O davetiyeler 116 kişiye gönderilmiştir toplam. 2 kişiye gitmemiştir davetiye, birinci Olgun Peker, ikincisi Özden Aslan. Sebebi, Olgun Peker'in diplomasından dolayı, hukuk kuruluna gönderilmiştir. İkincisi de Özden Aslan'ın arşiv kaydından dolayı, hukuk kuruluna sevk edilmiştir. İkisi hukuk kurulunda beklemektedir. Bu nedenle sınavda gördüğüm adamın daha sınava gireceği bile belli değildir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.

35-SANIK HALİL KÖNTEK SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;47-49) Bursa-İ.B.B maçında Ali Kıratlı Bey'e 60.000,00 TL para verdiğim iddia edilmektedir. Zaten tapelerde de bellidir, vermişimdir, tabi sadece Ali Bey'le konuşmam buluşma amaçlıdır. Tabi bu Ali Bey'in ifade ettiği yapılacak bir ticari iş varmış, onunla alakalı olduğunu söyledi. Ben tabi bu konularda İlhan Bey'e sonsuz güvenirim. Yani o yönde bir sıkıntım yoktur, kendisi bu muhasebe olaylarını, açılarını hepsini takip eder ama bizim öyle şey ki yer konumumuz kişi bizim oraya gelemez yani biz genelde parayı ulaştırırız çünkü park olayı olmaz. EFT yapmak isteriz, EFT'ler 2-3 saat sonra geçer. Ayrıca aynı gün parayı alabilmek için bir gün önceden de para gerekir. Bu tip acil durumlarda biz elden para veririz, yani vermemiz gerekir, işin yürümesi açısından, bu da öyledir diye düşündüğüm için, İlhan Bey'e de güvendiğim için, gerek şirketin konumuna da güvendiğim için böyle ödemeler, böyle tahsilatlar yapmamız oldukça normal gelmiştir. Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında da İlhan Bey'in bizim şirketimize gelen bir arkadaştan 100.000,00 dolar tarafımdan alması istenmiştir, almışımdır zaten bu normal bir şey, çok normal olan bir şeydir. Zaten İlhan Bey telefon konuşmalarımızda da İlhan Bey'le tapelerimizde para gelecek, al, say, kasaya koy gibi ibareler vardır, bizde bunu yerine getirmişizdir. Yani bu bir finansör olarak yapılması gereken çok normal bir şeydir. Gençlerbirliği-Trabzon maçında Tamer Yelkovan'ın kendisi stadın yani Fenerbahçe'nin müdürüdür. Zarf alıp İlhan Bey'e teslim ettiğim görüşmeler vardır. Ben stattan para da alırım, bilet de alırım, götürdüğüm de olur. Bu tip şeyleri İlhan Bey'in de yönetim kurulu üyesi olmasından dolayı yapmam çok normaldir. Bu tür şeyleri yapmam çok normaldir. Ama o gün zarfın içinde ne olduğu konusunda bilgim yoktur, çünkü bana zarf veriliyor, zarf alırım, bu bilet de olur, ödeme de yaparız, zaten çok kısa bir görüşmedir, bundan yardım eden sıfatında yargılanmam çok mantıksız. Eskişehir-Fenerbahçe maçı, bunda da Ali Kıratlı'ya 100.000,00 dolar verdiğim belirtilmiştir. Ben bunu savcılıkta da kolluk ifademde de 100.000,00 dolar verdiğimi ifade ettim ama iddianamede 100.000,00 dolar olduğu anlaşılmaktadır diyor, iddianamenin 212. Sayfasında 200.000,00 dolara çıkıyor bu iddia, ben verdim, Ali Bey'e verdim diyor, tabi ne için olduğu da belli değil şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.

36-SANIK HASAN ÇETİNKAYA SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;19-23) Gençlerbirliği-Trabzonspor maçındaki teşvik primi eyleminde iddianamede belirgin bir maddi hatanın olmasına yol atmıştır. Tespit edildiği üzere benimle aynı ismi taşıyan ve menajerlik faaliyetleri, yani futbolcu temsilciliği, bir başka deyişle faaliyetlerini yapan, İsveç kökenli, İsveç'te doğmuş büyümüş Doğan Ercan'ın iş ortağı olan Hasan Çetinkaya isimli şahısla karıştırılmam nedeniyle, hazırlık soruşturulmasında tarafıma sorulan birtakım konuşma tapeleri, gerçekte bana değil, diğer Hasan Çetinkaya'ya aittir. Örneğin, 2080, 2082, 2085, 20105 nolu tapeler ki bunlar uzun, uzun tapeler. Doğan Ercan kendi işi gereği Hasan Çetinkaya ile yapmış olduğu konuşmalar ki, o konuşmaların bir bölümünde benden de bahsediyorlar, Hasan Çetinkaya olarak. Yani ikinci bir Hasan Çetinkaya'nın varlığı da çok açıkça görülüyor. Gençlerbirliği- Trabzonspor müsabakasında meydana geldiği iddia olunan, yasa dışı eylemlere konu tapeler olarak, tarafıma sorulmuşsa da bu tapeler, yukarıda bahsettiğim, menajer olan diğer Hasan Çetinkaya'ya ait tapelerdir. Emniyetteki sorgunuzda bu yanlışlığın farkına varıldı. O günkü avukatımızla birlikteydik, benim sorgumdan bu ifadelerin, çıkarılması yolunda bir teklifte bulunuldu. Biz de ilerde belki sorun teşkil edebilir diye, böyle bir karışıklık olabilir diye onu kabul etmedik ki, görüyoruz ki iddianamede hala hazırda o şahsın konuşmaları bana aitmiş gibi yansıtılmış. Dolayısıyla bundan da büyük bir rahatsızlık büyük bir sıkıntı duydum şahsım adına. Tabi bu diğer Hasan Çetinkaya'ya ait Doğan Ercan'la yapmış olduğu konuşmalar çıktığında, benim hukuken sorumlu tutulabileceğim tek bir tape var. O da 21 mart günü Alaaddin Yıldırım, yani Ali Yıldırım'la yapmış olduğumuz görüşme. Bu görüşme Gençlerbirliği -Trabzonspor maçından bir gün sonra gerçekleştirilen bir görüşme. Ben Gençlerbirliği kökenli bir futbol adamıyım. Orda yetiştim, orda büyüdüm, çoğu şeyi orda gördük orda öğrendik. O müsabakayla ilgili çok ciddi duyumlar aldık. O duyumların temelinde de özellikle bizim 07 mart 2011 tarihinde, oynadığımız Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçından bir gün sonra Gençlerbirliği bazı futbolcuların basında yer alan açıklamaları oldu.

Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik primi verilmesi eylemi iddiasıyla ilgili olarak, İddianamede bu maçta yapıldığı iddia edilen teşvik primi eylemlerine yönelik ileri sürülen, tarafıma yöneltilen yegane tape, 06 nisan, 6-04-2011 günü, Alaaddin Yıldırım'la aramda geçen, 2440 nolu tapedir. Bu tapeyi, tamamı incelendiğinde görüleceği üzere, şike ve teşvik eylemlerine ilişkin yapılan hiçbir konuşmaya tesadüf edilememektedir. Ancak anladığım kadarıyla sayın başkanım. Alaaddin Yıldırım'ın bana sorduğu olduğu, oldu mu senin şey, şey yani görüşme olumlu, şey sakatmış ama oynamıyor. Benim de belli değilmiş daha oynayım oynamayacağı şeklindeki ifadelerim, konuşmalarım, teşvik primi eylemine hasıl edilmiştir. Esasında burda bahsedilen şahıs, konuşmuş olduğumu şahıs, bu müsabakası, bu müsabaka ile alakası olmayan, gurbetçi futbolcu, o dönemde de çok iyi bir konumda olan, Mehmet Ekici isimli futbolcuydu. Biz o dönemde kendisinin babasıyla, Şekip Bey vasıtasıyla, babasının telefonunu da şu şekilde elde etmiştik. O dönemde milli takım teknik direktörü sayın Oğuz Çetin, Mehmet Ekici'de A milli takımda oynadı, oynayan futbolcu. Ondan rica etmiştik. Babasıyla birtakım futbolcu transferi için kendi kulübümüze kazandırmak adına birtakım konuşmalarımız oldu. Ben ise Alaaddin Yıldırım'a şunu anlatıyorum. Oyuncuyu özellikle, oynayacağı müsabakayı seyretmek ve babasıyla yüz yüze görüşmek üzere, oyuncuyla konuşmamın intibasını kendisine aktarıyorum. Onun neticesini aktarıyorum,çünkü Almanya'ya gidecektim. Alaaddin Yıldırım'a anlattığım konu bundan ibarettir. Kaldı ki 13/04/ tarihli Alaaddin Yıldırım ile yaptığım 1688 nolu tape, bu savunmanın en büyük kanıtıdır. Burda zaten bu tapede çok ayrıntılı bir şekilde Mehmet Ekici'nin bonservis durumu, oynadığı kulüp istediği rakam. Gelip gelmeme konusundaki fikrini almamız konusu çok uzun bir görüşme. Görüldüğü üzere Alaaddin Yıldırım ile yaptığım bu görüşme yanlış değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Kaldı ki sayın başkanım Bursaspor, Trabzonspor-Bursaspor müsabakası 17 Nisan, yani 17/04 tarihinde oynanan bir müsabaka ancak bununla alakalı bana yöneltilen tape 06/04 deki, yaptığımız tape, yani Bursaspor'un Trabzonspor-Bursa maçı, Trabzonspor maçından önce zaten başka bir maçı daha var. O da 08/ Nisan'da Antalyaspor ile kendi sahalarında oynadıkları bir maç. O müsabakayı da 3-2 kaybettiler. Kendi sahalarında, dolayısıyla on gün önceden herhangi bir futbolcunun, oynayıp oynamayacağının bilinmesi, futbolun doğal akışına aykırıdır. O gün itibariyle aykırıdır, yani bir oyuncunun oynayıp oynamaması bu fiilen imkansızdır. Bu nedenlerle de bu tape nedeniyle Trabzonspor-Bursaspor maçının teşvik primi verilmesiyle ilgili tarafıma yöneltilen suçlama, gerçeklere ve hukuka aykırıdır. Diye düşünüyorum. Bununla birlikte Bursaspor'lu futbolcu Gökcek Vederson'un Fenerbahçe'den alacağı nedeniyle Alaaddin Yıldırım beni arıyor sayın başkan. O sırada antremandayız, ben zaten telefon sürekli üzerimde, ancak Samet arkadaşımız sahada fiili görevi olduğu için beni Samet'le görüştürür müsün diyor. Ve ben telefonu veriyorum. O da Gökcek Vederson, sanırım alacaklarıyla ilgili, kulübümüzle ilgili, bir görüşme kaldı ki, bu konudaki bilgim bu görüşmenin, benim telefonda yapılmasından ibarettir. Ve hiç bir şike ve teşvik eylemine konu olmayan görüşmedir. Bunların dışında, tarafıma bu müsabakayla ilgili yöneltilen, herhangi bir tape de bulunmadığından, atılı eylemden dolayı tarafıma suç isnadı, hukuka ve gerçeklere uygun olmadığını düşünüyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.

37-SANIK HIRÇIN KIMIL SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, ben kimseye zarar vermedim, kimseyi tehdit etmedim, kimsenin malına zarar vermedim, benim arabamla birlikte yanımda çalışan Samet Erdemir isimli personelimiz büfeye çarpmıştır, olay sonrasında ceza da almıştır. Herhangi bir örgüt üyeliğim de yoktur. Beraatimi istiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.

38-SANIK HİKMET KARAMAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Trabzonspor maçı öncesi hafta içi tesislerde antremandan çıktıktan sonra Fenerbahçe Kulübünden Serkan Acar ve Cemil Turhan'ın Manisasporun antreman sahasına geldiklerini benimle görüşmek istediklerini kapıdaki bekçiler bana ilettiler, daha sonra kendilerini teknik direktörlük odama kabul ettim, gelen arkadaşlar Trabzonspor maçı ile duyum aldıklarını, bizim maça iyi hazırlanmadığımızı ve bu maç ile ilgili takımla toplantı yapıp bazı oyuncularımdan Trabzonspar'a karşı iyi oynamayacaklarını ifade edip bunları dile getirir misin dediler, böyle bir soru ve düşünce karşısında son derece sert cevaplarla sert tavırlarla kendilerine cevap verdim, ben bu konuyla ilgili toplantı yapmam, böyle bir konuda düşünceniz varsa Başkan Kenan Yaralı'ya iletin dedim şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.

39-SANIK İBRAHİM AKIN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Beşiktaş maçıyla ilgili şike yaptığım söyleniyor, karşılığında da bir at aldığım söyleniyor, tabii ki bu olay beni çok üzmüştür, zaten benim yarış atlarım var, at yarışlarını çok seviyorum, Serdar Adalı'nın bana at teklif ettiği şike için, zaten ben böyle bir şeyin olmadığını maçta kanıtladım, bir gol ve bir asist yaptım, Fenerbahçe İ.B.B. Maçında da aynı şekilde şikeden suçlanıyorum. Takımın en iyi oynayanı benim, topum direkten dönüyor, yazarlar bana teşekkür etmiş, İbrahim Akın'ın performansından dolayı, aynı maçta şikeden dolayı suçlanıyorum ama böyle bir şeyin olmadığı açık görüntülerle ortadadır şeklinde şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.

40-SANIK İLHAN ÇELİKAY SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;44-47 ve Kls 96 Dizi;66-77) 2000 yılından beri profesyonelim. On iki yıldır profesyonel olarak futbol oynuyorum. Belli bir futbol görüşüm var, yani bu maçta Fenerbahçe'nin Sivasspor'u yeneceğini ve benim açımdan, rahat yeneceğini, üç gol atacağını söylüyorum. Yusuf Turanlı da bana, karşılığında dört olur diye bir görüşmemiz var. Bu tamamiyle yine futbolla ilgili olan bir görüşmedir. Kesinlikle bu şikeyle bağdaştırılamaz ki maç 4-3 bitti zaten. Burda benim yorumum şu yöndeydi. 16 da 15 yapan ve bir maçında beraberlik yapan birtakım var. Fenerbahçe ve buraya gelirken de Beşiktaş'ı yenmiş, Galatasaray'ı yenmiş, Trabzon'u yenmiş birtakım var. Sivasspor ise, düşmekten kurtulmuş, ben olaylara futbolcu psikolojisiyle baktığım için söylüyorum. Düşmekten kurtulmuş birtakım var, futbolcu olarak rahatlar, son maça çıkıyorlar, birtakım da 16 da 15 yapıp gelmiş. Maçı oynarsa şampiyon olacak, dolayısıyla tüm bunları birleştirdiğimde Fenerbahçe'nin ben maçı rahat kazanacağını düşündüğüm için, böyle bir yorum yaptım. İkinci tapemde, maçtan hemen sonra Korcan'la yaptığım görüşmeden sonra, bu tabi kayıtlarda değil. Yusuf Turanlı'yı arıyorum, çünkü o ulaşamıyor Korcan'a maçta kötü bir gol yediği için. Ben de diyorum ki ona; iyi abi bir sorun yok diyorum. Burda bir ifadem var bana savcılıkta da önemle soruldu. Stoh'unki, niye size itibar ediyorum. Bu ifadem, şundan dolayıdır. Korcan Çelikay kardeşim, 1-1 ken, bana göre ve bütün futboldan anlayan insanlara göre %100'lük bir gol pozisyonunu kurtarıyor. Stoh'un topuna can siperane atlıyor ve maç 1-1. Ben ertesi gün kamuoyu baskısının olacağından dolayı, işte basının bir sürü şey yazacağından dolayı, olumsuz şeyler yazacağından dolayı diyorum ki; Keşke Stoh'un golünü yeseydi de, kişisel hatasından bir gol yemeseydi, bunu ifade etmek istiyorum. Ama bu, bu söylemim de şikeyle yorumlanıyor. İşte, Stoh'unki niye ... Ben bu suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum, ne kardeşim ne ben, böyle bir suçlamayı kabul etmiyoruz. Diğer bütün sorularda Korcan Çelikay,Yusuf Turanlı ile böyle böyle konuşmuş. Korcan Çelikay, Yusuf Turanlı ile böyle böyle konuşmuş, Korcan Çelikay bununla böyle böyle konuşmuş. Ne diyorsun, senin yorumun nedir diye sorular var. Bir araba mevzuu var, yani Korcan, Beşiktaş altyapısından, Beşiktaş A takımında çıkmış bir oyuncu. Beşiktaş A takımına çıktıktan sonra şanssız bir Bursa maçı oynadı. A takımında Rüştü Rençber 'in ilk yarıda çıkmasından sonra oyuna girdi ve şanssız bir maç oynadı. Dolayısıyla, kötü iki tane gol yedi ve Diyarbakırspor'a transfer oldu. Kiralık olarak Beşiktaş'ın malı olarak, Diyarbakırspor'da ilk yarıyı oynadıktan sonra, ikinci yarıda Sivas'a gitti. Sivas'a gittikten sonra, bana dedi ki; abi dedi, bir araba alabilir miyiz, bir bakar mısın dedi. Bende Ankara'da Türk Telekomspor'da oynuyorum. Dolayısıyla, galeri şartları, araba şartları daha fazla olduğu için, abi dedi araba bakar mısın. İnternetten kendisi araba bakıyor, bana diyor ki git şu arabaya bak, ben de gidiyorum, bakıyorum. Onun tabi şartları var. Bu kadar olsun, bu kilometrede olsun, bu para olsun. Ve galeriden bir tane araba buluyor. Bu galeri Etilerde, Esasoğlu otomobilde araba. A6, Audi A6 bir araba var. Ve araba, internet fiyatı, 56.000 EURO. Yusuf Turanlı'nın ofisi Etiler'de 500 m. yada 1 km. bilmiyorum. Bu esas otomobile uzaklığı ve sürekli iş yaptığı, bir yer, tanıdığı bir yer. Futbolculara araba aldığı bir yer. Dolayısıyla Yusuf abiyi arıyor. Diyor ki abi diyor, ben bu arabayı istiyorum. Bana indirim konusunda yardımcı olurmusun. Hatta tapelerde, fiyatlarda geçiyor. Yani çok mantıklı bir çerçeveden bakarsak hani, şike yapacak bişey, parasını niye konuşsun arabanın, alacağı arabanın parasını niye konuşsun. Paradan niye indirim istesin. Ve Yusuf Turanlı gidiyor, konuşuyor diyor ki; 52.000 Euroya alabiliriz diyor arabayı. Bunun üzerine, bir süre geçtikten sonra ben İstanbul'dayken abi diyor, şu arabayı bakın halledin diyor. Ve ben Esas Otomobil'e gidiyorum. Yusuf Turanlı ile buluşuyorum, diyorum ki; Bu arabayı almak istiyoruz abi, tam esas otomotive gidiyoruz. Adama diyoruz ki bu arabayı almak istiyoruz, adam diyor ki araba satıldı. Buda bizim şansızım yani, satılmasaydı o arabayı alacaktık belki, belki hakkımızda daha böyle büyük suçlamalar olacaktı. Araba konusu bununla ilgili, bundan sonra da araba konusunda, Doğuş Otomotive Korcan ile birlikte gittik. Kendimiz kişisel olarak araba almak istedik, geçmişte babamın ek kartını kullandığından dolayı Korcan, kradi ile bir araba almak istedi ve babamın kendi borcundan dolayı Korcan'a kredi çıkmadı. Bu da mevcuttur, bankadan kredi olayı da mevcuttur. Şike ile bir araba alınması istenirse insan niye bir krediye başvursun ki yani. Araba konusu burada bitti ama hakkımızda basında da bir sürü şey yazıldı nesye. Bu araba bitti, bir nikoko bitti, nissan kaşkai çıktı, nissan kaşkai çıktı, audi çıktı, audi bitti, bmv çıktı, çıktı da çıktı önemli değil. Hepsini elleriyle, hepsini anlattık. Kendimizi anlatmaya çalıştık. Korcan Çelikay'ın zam mevzuu soruldu bana. Dedim ki; Şimdi Diyarbakırspor'da oynuyor bu oyuncu, Diyarbakırspor Bank Asya'da Beşiktaş'ın oyuncusu Diyarbakırspor'dan ayrılıp, Beşiktaş'tan kiralık olarak Sivasa geliyor. Dolayısıyla 1,5 yıllık kiralık bir sözleşme yapılıyor. Şimdi alt taraftan gelirken, alt taraftan üst tarafa gelmek çok zor olmuştur. Alt taraftan gelirken de üst tarafda ki oyuncular gibi sözleşme yapmazsınız, daha düşük sözleşmeler yaparsınız. Sözle, eğer kendinizi ispat ederseniz, bu sözleşme aktarılır. Korcan zam istiyorum, zam diye talebi vardı Yusuf Turanlı'dan. Çünkü neden Korcan Sivasspor'da oynamaya başlıyor. Kimse belki tahmin etmiyor, ikinci kaleci, üçüncü kaleci diye alıyorlar. Yusuf Turanlı, Yusuf Turanlı da işte, sen iyi oyna paranı artırırız diye bir sözü olduğundan dolayı, abi diyor ben bu paraya oynamak istemiyorum. İkinci yarı çünkü iyi oynuyorum, oynuyorum o yüzden de zam istiyorum. Ama bu da ne yazık ki şikeye yorulmuş, zam istiyorum zam konusu şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.

41- SANIK İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;237-294 ve Kls 96 Dizi;66-77) Savcılık Makamı tarafından kurulduğu iddia edilen "örgütün" mensubu olmam, bu amaçlarla hareket etmem ve bu amaçlarla kurulduğu iddia edilen örgüte bilinçli şekilde üye olmam mümkün değildir. Kulüp yönetimini bırakmak ve elde ettikleri etkinliği kaybetmek istemedikleri yönündeki iddiaları kabul etmiyorum. Kulüp kasasından ödenen paralar olduğu iddia edilen listenin, şike ve teşvikle hiçbir alakası yoktur. Bununla ilgili Sayın Başkanlığınıza açıklama yapmam gerekecektir. Çünkü muhasebe tekniği ve İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan 23/09/2011 tarihli araştırma raporu ile bağdaşmayan bu bilgiye açıklık getirmem gerekiyor.

1 Ocak 2011 tarihinde kulüpten yaklaşık olarak 183.000,00 Lira alacaklı gözüktüğüm, bu alacağıma karşılık 15 Marta 35.000,00 Lira 19 Nisan ' da 50.000,00 lira aldığım gözükecektir, dolayısıyla şu an kulüpten halen 98.000,00 Lira alacağım bulunmaktadır. İddianamede yer verilen hesap hareketleri hatalıdır. Yapılan harcamaların tümü belgelidir. Kulübümüz tarafından her gün yüksek miktarda ödemeler yapılmaktadır, bütçemizin 400 milyona yakın olduğunu var sayarsak günde 1 milyon liranın üzerinde ödeme yapılmaktadır. Kulübün bütçesi denetim ve gözetim altındadır. Yönetimin bilgisi, başkanın onayı ve konu hakkında tartışma olmaksızın hiçbir yöneticiye ödeme yapılması mümkün değildir. Şahsıma yapılan ödemelerin ise hepsinin açıklaması bulunmaktadır. Cari hesapta bana ödendiği söylenen rakamlarla ilgili yapılan harcamaların sözleşme ve makbuzlarını tarafınıza sunacağım. 2.216.810 TL tutarında bir ödeme yoktur. İddia edilenin aksine cari hesaba mahsuben kulüpten aldığım tutar toplam 85.000,00 TL dir. Bu da kulüpten olan alacağıma mahsuben yapılan ödemeden ibarettir. Bunun haricinde şahsıma iddia edilen amaçlarla bir ödeme yapılması söz konusu bu ödemelerin tümü hepsi kulüple ilgili tesislerin inşaat, bakım, onarım işleri ile ilgili giderlerdir. Tamer Yelkovan kulübümüzün muhasebe müdürü tarafından şike amaçlı olarak tarafıma verildiği iddia edilen paraların düzenli olarak tutulduğu iddia edilmektir. Ancak savcılık makamının talebine uygun olarak İçişleri Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından kulübün hesapları incelenmiş ve hazırlanan raporla şahsım ve kulüp arasında borç -alacak ilişkisi oluşabildiği, kulübe para verebildiğim ve geri aldığım tespit edilmiş. En önemlisi şike eylemindeki diğer delillerle örtüştüğü iddia edilen ödemelere ait tarihlerin farklı olduğu görülmüştür. Yani iddia konu suçlamayla tarihler arasında örtüşme tespit edilmemesine rağmen bu durum tarihlerin ileri bir tarihe bilinçli olarak kaydedilmiş olabileceği şeklinde hatalı yorumlanmıştır. Borç alacak ilişkisi her kulüpte sıkça rastlanan olağan bir durumdur. Ayrıca şahsımdan şike amaçlı para alındığını beyan eden herhangi bir kişinin ifadesine rastlanmamıştır.

Şahsımdan şike parası aldığı iddia edilen Ali Kıratlı iyi bir iş adamı, iyi bir Fenerbahçeli, Fenerbahçe spor kulübü kongre üyesi ayrıca ben 2001-2002 yıllarında futbol altyapı şubesine bakarken kurduğum komitenin de üyesi idi. Kendisi ile o komitede iki yıl beraber çalıştık. Kendisi bu kadroda görev yaptı. Son yıllarda kafasında bir ticari proje vardı. Zamanında Acun Ilıca' nın yaptığı bir futbol turnuvası gibi bir "Devler Ligi" adı altında bir projesi vardı. Bu proje ile kendisine sponsor olup olamayacağım şirketlerim vasıtası ile bana söyledi. Yanılmıyorsam Ocak ayında bu konu ile ilgili bir anlaşma imzaladık. Bana ait olan ortağı olduğum şirketlerimden biri ile Ali Kıratlı arasında. 2011 yılının yaz aylarında başlatmayı planladığı projesi için Ali Kıratlı bu çerçevede sık sık Kıbrıs' a gitmiştir. Projenin medya ayağı, futbolcu ve tüm altyapısı ile ilgili çalışmalara başlamıştır. Ben maddi imkanlarım elverdiği ölçüde ve yaptığımız anlaşma çerçevesinde kendisine çeşitli ödemeler yapmış bulunmaktayım. Kendisi ile yaptığım bu konu ile ilgili bütün bu görüşmeler bütün bu para alışverişi para akışı yaptığımız anlaşma çerçevesinde şike için yorumlanmıştır.

İddianamede yine örgüt üyesi olarak suçlanan ve mükafatlandırdığı iddia edilen bir diğer kişi Abdullah Başak olup, yapılan takipler ve dinlenen telefon görüşmeleri hatalı yorumlanmıştır. Dosya kapsamında sıkça geçen ve medyada da yer bulan bir iddia da, Mini Cooper marka aracın benim tarafımdan Abdullah Başak'a şike amaçlı alındığı iddiasıdır. Bu konuya her ne kadar sayın başkanımız değinmiş olmasa da ben de birkaç cümle etmek istiyorum. Benim için çeşitli uğurlar çok önemlidir. Daha önce de söyledim. Kulübün fanatik tarafları ve yöneticileri için durum aynıdır. Abdullah Başak Fenerbahçe spor kulübü kongre üyesidir. Kendi iş yeri vardır. Yanılmıyorsam 15-20 senedir aynı mağazayı çalıştırmaktadır. Kişiliği itibariyle son derece pozitif bir insandır. Zamanım müsait olduğu müddetçe kendisini yanımdan ayırmamaya gayret ederim. çünkü çok neşeli bir kişiliği vardır. Maçlardan önce kendisi ile görüşürüm. Bir ihtiyacı olup olmadığını sorarım, kulüp yöneticisi olan kişiler sıkça bunun gibi yardımda yardımda bulunmayı severler, uğur getirdiğine inanırlar. Bu güne kadar kendisinin suç unsuru oluşturabilecek hiçbir davranışına şahit olmadım. Araba ile ilgili olarak benden bu yaptığımız uğurlar karşılığında,şampiyon olmamamız halinde bir tane saat istemişti ve bunu 20- 25 hafta dile getirdi. En son sayın başkanım kız kardeşinin arabasını satacağı bir dönemdi, sattıktan yanılmıyorsam 1 ay sonra ofisime geldi. Bahsi geçen otomobil firmasının sahibini tanıdığım için benden yardım isterdi. Ben de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Kendi telefonumdan söz konusu arabanın peşinatı olan 9500 Euro' yu saatten vazgeçerek bunu ödememi istedi. Bu konuda yardımcı oldum. Araba Abdullah Başak'ın ablasına alınmıştır.

Futbolculara ve sahalara yansıdığına dair somut delil ve bulgu mevcut olmadığını, hiçbir futbolcuyla görüşmediğimi, bunun aksini ortaya koyan bir beyan ve somut delilin de bulunmadığını, sadece iddia olunanın, hukuka aykırı elde edilen tapelerde geçtiği söylenen ve “o ne” dedi, bu ne dedi” lere bağlı olarak yapılan sübjektif tahmin ve yorumlar, günlük konuşma ve muhabbetler, somut delille desteklenmeyen iddialardır.

Manisaspor-Trabzonspor maçında yapılan konuşmalara bakıldığında yapılan yorumların Trabzonspor'un bu maçla ilgili bir şike girişiminin olup olmadığı araştırılmasına yönelik olduğu görülecektir. Aziz Yıldırım ile aramda geçtiği iddia edilen ve İddianameye hukuka aykırı bir fiil icra ettiğimiz iddiasına dayanak delil olarak gösterilen görüşmede iddianamenin 168. Sayfasında, ki bu telefon dinleme kayıtlarını hukuka aykırı olduğundan ve aleyhime delil olamayacağından, kabul etmediğimi tekrar belirtmek istiyorum, Manisaspor'lu üç (3) futbolcunun çok kötü oynadıkları, hatta sanki bilerek kırmızı kart görmek istedikleri yorumu ve endişesi dile getirilmiştir.

"Ne zaman dikim yapsak olmuyor", "ben yarın bunu bir tam öğreneceğim Başkanım" lafı, rakiplerimizin teşvik çalışması olup olmadığına yönelik araştırmalarda hep yanıltıldığımız gerçeğini belirtmekten ibarettir. Yaptığımız araştırmalar neticesinde, bu maçla ilgili Trabzonspor tarafından yapılması muhtemel bir şike girişiminin olmadığının tarafımıza bildirilmesinin yanlış bir İstihbarat olduğunu fark etmemizden ibarettir. Çünkü söz konusu maçta Manisaspor hiçbir varlık gösterememiş, özellikle bahsi geçen futbolcular maçın seyri ile bağdaşmayacak şekilde hiç direnmemişlerdir. Bu durum da bu maçla ilgili endişelerimizde haklı olduğumuzu ortaya koyuyor.

Fenerbahçe-Kasımpaşa maçıyla ilgili şahsımın, Cemil Turhan ve Tamer Yelkovan'ın, Aziz Yıldırım organizesinde Mehmet Yenice üzerinden Kasımpaşa kalecisi Murat Şahin ile şike amaçlı anlaştığı ve bu amaçla (75.000,00-USD) para verildiği iddia edilmektedir. Murat Şahin bu maçta forma giymemiştir Ayrıca, Murat Şahin de bu maçla ilgili kendisine bir teklif gelmediğini net bir şekilde beyan etmiştir. Üç (3) telefon tapesinden ibaret bu maçla ilgili iddiaları kabul etmediğimi belirtmek isterim.

25/02/2011 günü saat:20.29'da yapılan görüşme rakip analizi yapılmasından ibaret bir görüşmedir. Bu tür konuşmalar her maçtan önce yapılır. Kimin oynayıp oynamayacağı masaya yatırılır. Yani Aziz Yıldırım'ın, şahsımı aradığı görüşme: A.Y.: "Kasımpaşa'da o kaleci Tolga oynamıyormuş", Bende "He şey mi oynuyor", Aziz Yıldırım'da. "He tamam" diyor. Bu konuşmada Sayın Başkanımız Gazeteden aldığı, okuduğu haberi benimle paylaşıyor. Bir başkanla yönetici arasında bundan daha doğal bir görüşme olamaz.

25 Şubat yine iddianamede dikkat çekilen başka bir görüşmede. Cemil Turhan ile aramdaki görüşme, 11/02/2011 tarihinde tarafımıza teklif verilen ve Dereağzı Tesisleri ile ilgili bakım-onarım-inşaat işlerinin pazarlık konuşmasıdır. "Hallettin mi", Cemil Turhan: "Ya konuş konuşuyorum ama tabi biraz biliyorsun bu şeyci ya biraz alışverişleri peşin sever ya... kilosuna 100 lira verdik." Burada net anlaşılacağı üzere ben inşaatçıyım. Bununla ilgilenen insanlarda bilir. Bu bir moloz atım işidir. Dediğim gibi Sayın Başkanım. Ben çok büyük bir alanda kurulu kulübün faaliyetlerini, inşaatlarını takip etmek, denetlemek ve yaptırmakla yükümlüdür. Görevlerinden bir tanesi. Neredeyse haftanın 3-4 günü bu tarz işlerle uğraşırım. Kendi mesleğim de budur. Uğraştığım mesleklerden biride müteahhitliktir. Dolayısıyla bunlar son derece olağan hiç biri şike ile irtibatlandırılmayacak konuşmalardır.

08/03/2011 günü 13.18'de şahsımın Tamer Yelkovan'ı aradığı görüşme de "Şimdi sende bir kağıt var ya,...,dünkü iptal,...iptal. tamam mı iptal,...tabi canım iptal o orada bir tek bizim başkana soracağımız bir numara var,...işte 100'lük,...o 75'e indi", "130 var değil mi" Dereağzı'nda spor hayatlarına devam eden yaklaşık 1200-1300 tane amatör sporcumuz var. Bunlar zamanı geldiğince, geldiği zaman profesyonel yapılırlar. Bunlarla yapacağımız yıllık ücretlendirme politikası ışığında yaptığımız görüşmelerdir bunlar. Orada bahsi geçen kalecidir.

Bursaspor -Büyükşehir Belediye maçıyla ilgili olarak iddianamede telefon dinlemesinde geçen "3 tarlayı da sürdük" sözünden yola çıkılarak, suçlandığım aynı hafta oynanan Kayserispor- Manisaspor, Bursaspor-İ.B.B ve Beşiktaş-Trabzonspor maçlarında şike yapıldığı İddia edilmektedir. Fakat burada ne hikmetse bu "3 tarlayı sürdük" lafından çıkarılan "şike" de belirtilen 1 maç var. Yani diğer 2 maçı yoruma bile buraya geçirmeye bile gerek görmemişler. Lig maratonunda her zaman rakiplerimizin maçlarında olası bir şike olayını önlemek ve aynı zamanda kendi maçlarımızda olası bir teşvik olayını önlemek amacı ile bilgi almak amaçlı konuşmalar yapılır. Bu maçta da bu gibi konuşmalar yapılmıştır.

9 tane Gençlerbirliği Futbolcusu ile şike amaçlı anlaşıldığına menfaat temin ettiklerine dair delil bulunmadığından haklarında sevk maddesi tanzim edilmediği yazılmaktadır. Fenerbahçe kulübü diğer spor kulüpleri gibi sezonun her anında transfer için futbolcu izleyebilir, görüşme yapabilir. Bahse konu maçtan önce de bir önceki sezonda da kaleci Serdar Kulbilge ile ilgili görüşmelerimiz oldu. Bu maçtan 1 sene önce 2. Başkanımız Nihat Özdemir bu görüşmeleri yürüttü. Çok yüksek bir bedel istediği için bu konuda bir aşama kaydedemedik. Fakat bahse konu sezonda Serdar Kulbilge'nin Gençlerbirliği ile sözleşmesinin biteceği neticesini bildiğimizden dolayı bu görüşmelere başlamıştık. Çünkü serbest kalıyordu. Serbest kalan bir futbolcuyla da görüşme yapmamız hukukla yada federasyon kurallarına aykırı bir durum teşkil etmemektedir.

Gençlerbirliği Tranzonspor maçıyla ilgili olarak Serdar Kulbilge ve Mahmut Boz'la para karşılığında anlaşıldığı iddiası, hem delil olarak kullanılan telefon tapelerine ve hem de müsabaka raporuna bakıldığında gerçekten uzak olduğu anlaşılacaktır. Şöyle ki; "Anlaşıldı" denilen futbolculardan birisi anlaşılmaz bir şekilde, oyundan çıkıyor, diğeri ise 79. dakikada oyuna giriyor! Ayrıca bir diğer konuda bu müsabakadan 13 gün önce oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında tam 10 futbolcu ile şike yapıldığı iddia ediliyor. 13 gün sonraki sonraki maçta ise 2 futbolcuya teşvik verdiğimiz söyleniyor. Biz 10 futbolcu ile şike yapsak onu devam ettirir. 10 tanesi ile de teşvik anlaşması yaparız. Üstelik burada geçen Mahmut Boz bir önceki maçta ismi bile geçmiyor. Bu da bizim iddiamızı ortaya koyacak önemli bir delil olarak düşünüyoruz. Neticede, oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakasında hiçbir şekilde Gençlerbirliği takımı oyuncuları ile teşvik amaçlı anlaşma yapılmamış ve bunu doğrular nitelikli görüşmeler olmamıştır. Bu iddiaya dayanak olarak sunulan telefon görüşmelerinin çoğu transfer işleriyle, diğerleri ise futbol yorumları ve maç kritikleri ile ilgilidir.

Eskişehirspor-Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak iddianamede sadece bu maçla ilgili maç raporuna yer verilmemiştir. Çnkü verilseydi, her şey çok net anlaşılacaktı. Bu maç herhalde Fenerbahçe'nin o sezon oynadığı en heyecanlı maçtı. Bu maçta Fenerbahçe'nin Eskişehirsporlu futbolcu Ümit Karan ile maçta kötü oynaması karşılığında para alması ve takım arkadaşlarını da organize etmesi için şike anlaşması yaptığı iddia ediliyor. Fakat Ümit karan'ın hangi takım arkadaşları ile anlaşma yaptığı açıklanamıyor. Öyle bir delil, konuşma bir isim, bir resim hiçbir şey yoktur. Ümit Karan'ın bu iddia hakkında iddiayı haklı çıkaracak hiçbir konuşması yoktur. Üstelik bu maçta Ümit Karan'ın oyuna girmesi ve çok iyi bir oyun sergilemesi iddiaların doğru olmadığını gösterdiği gibi, Ümit Karan'ın 62. dakikadan sonra oyuna girmesi şike konusunda yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu da ortaya koymuştur. Bu maç 1-3 bitmiştir. Maç. 2-1 iken çok net fırsatlar harcanmıştır.

Eskisehirspor - Trabzonspor maçıyla ilgili olarak tarafıma Aziz Yıldırım'dan gelen talimatla hareket edip teşvik primi vermek eylemine katıldığım suçlaması yapımaktadır. Bu maç ligin 30. haftasında oynandı ve çok önemliydi. Çok heyecanlı bir maçtı. Eskişehirspor'lu futbolcu ve teknik menajer Ümit Karan, Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun ve yardımcısı Şükrü ongan'ın bu iddia çerçevesinde para karşılığında teşvik anlaşması yaptıkları söylenmektedir. Ancak bu konu ile ilgili ifadeye sadece Ümit Karan, sporcu sıfatıyla katılmaktadır. Eskişehirspor'lu başka hiçbir futbolcunun ifadesine başvurulmamıştır. Teşvik girişiminde bulundu isek, hangi futbolcularla görüşmüşüz ve hangilerine teşvik vermişiz? Teşvik anlaşması yaptığımız iddia edilen Ümit Karan da maçta ilk 11'de oynamamış ve maçın bitimine 13 dakika kala oyuna girmiştir.

Fenerbahçe- İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçıyla ilgili olarak iddiaya dayanak oluşturan telefon tapeleri ve fiziki takip tutanaklarının hiçbirinde şahsımı suçlu gösterebilecek bir bulgu mevcut değildir. Üçüncü kişilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmaya dayanarak -ki bu konuşmaların şike eylemleri ile ilgili olmadığı belgeleri ile açıktır ve şahsımla ilgili değildir- Fenerbahçe Kulübünün ve yöneticilerinin ne isimleri ne de eylemleri olmamasına rağmen şike suçlamasında bulunmak hiçbir hukuk mantığına uymamaktadır. Bu maçla ilgili 26.04.2011-11.05.2011 tarihleri arasında tam 96 telefon tapesi ve 8 fiziki takip tutanağı vardır. İşin en ilginç kısmı ise bu konuşmalardan sadece "3" tanesinin bana ait olmasıdır.

15/05/2011 tarihinde Fenerbahçe- Ankaragücü amacıyla ilgili olarak yirmi beş gün önce şike eylemlerine başladığımız iddia edilmektedir. Sözkonusu maça kadar iki tane daha çok önemli maçımız daha bulunmaktadır. Ankaragücü maçı kalan maçların en basiti hiç olmazsa kağıt üstünde en basiti. Biz o iki maçı da bırakıp Ankaragücü'ne hemde 25 gün öncesinden şike eylemi yapmak suretiyle hazırlandığımız iddiası var. Bu hem gerçeğe hem de hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. İddia edilen şike eyleminin kabul edilebilmesi için her şeyden önce Ankaragücü futbolcuları ile Fenerbahçe maçında müsabakanın Fenerbahçe lehine sonuçlanması için para karşılığında bir anlaşma yapılmış olması gerekmektedir. Ancak suçüstü yapmak yerine hukuka aykırı bir şekilde görüntüleyerek kendi yorumlarıyla birlikte fezlekelerini eklemek yolunu tercih etmişlerdir. Ayrıca huzurdaki dava ile ilgili soruşturma kapsamında araçta arama yapılmak ve delil toplanmak isteniyorsa, bu yönde bir hakim kararı veya acil durumda yazılı emirle "arama, el koyma" kararı verilmesi gerekirdi. Ancak bu yönde alınmış bir karar bulunmadığını, bu nedenle delil olarak kullanılamayacağını belirtmek isterim. Aksinin kabulü Mehmet Yenice'nin özel hayatının hiçe sayılması anlamına gelecektir. Mehmet Yenice'nin çok önemliymiş gibi arabasının bagajında fiziki takip sonucunda her ne kadar olağan bir arama dense de fiziki takip sonucunda yapılan aramada ele geçirilen denilen 100 bin dolar para Mehmet Yenice'nin at yarışı oynayarak kazandığı paradır. Yavuz Ağırgöl bir dönemler bu transfer işlerinde menajerler yetkili yetkisiz hiç kimse yoktu böyle. Bu adı geçen Yavuz Ağırgöl kahveci Yavuz olarak bilenen şahıstır.

İddianamede kişiler arasında yapılan telefon görüşmelerinden öte bir delil yoktur. Şike ve teşvik primi iddialarının ciddiye alınabilmesi için ortada bunu yapabilme imkan ve gücüne sahip olan futbolcu, hakem, yönetici olması gerekir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.


Yüklə 6,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   79




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin