T. C. İStanbul 16. AĞIr ceza mahkemesi (cmk 250. Maddesi İle görevli) dosya no


-KATILAN FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ BEYANINDA



Yüklə 6,09 Mb.
səhifə24/79
tarix29.10.2017
ölçüsü6,09 Mb.
#20885
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   79

15-KATILAN FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ BEYANINDA: Davada yargılanan Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener ve Nevzat Şakar'ın ve bunlarla birlikte hareket eden sanıkların eylemlerden müvekkillerinin zarar gördüğünü, müvekkiller lehine müsabaka sonucunu etkilemedikleri ve teşebbüs etmediklerini, aksine Trabzonspor kulübü ve temsilcileri tarafından gerçekleştirilen veya gerçekleştiği öğrenilen teşvik girişimlerini önlemeye yönelik çalışmalarının olduğunun anlaşıldığını, ayrıca yargılama süreci sırasında hakem ayarlamasının Trabzonspor Kulübü başkanı Sadri Şener tarafından yapıldığı, Gençlerbirliği SK futbolcularının TV ekranlarında açıkça "Trabzonspor için oynayacağız" şeklinde beyanlarının olması Eskişehir SK teknik sorumlusu Bülent Uygun'un huzurundaki ifadesinde "Trabzonspor kulübünden gelen 1 milyon dolar teşviki engelledim" beyanının bulunması, Eskişehir SK sporsucu Ümit Karan'ın huzurundaki ifadesinde "ben Galatasaraylıyım, Fenerbahçenin şampiyonluğunu istemem" demiş olması ve soru üzerine " topu Sezer'e verseydim yüzde yüz gol olurdu, belki de gol olmasını istemedim, o yüzden vermedim" şeklinde beyanda bulunması, Manisaspor başkanı Kenan Yaralı'nın huzurundaki ifadesinde " Trabzonspor da teşvik primi teklifleri geldi" şeklinde beyanda bulunması, Trabzonspor kulübü yönetici Nevzat Şakar'ın bir futbolcu temsilcisini açıkça tehdit ettikleri telefon görüşmelerinde kayıt altına alınması, TFF'dan legal yollardan alınan paraların suç eylemlerinde kullanmakta suçlanırken, Devletten aldıkları paraları, illegal olarak kullandıkları açıkça telefon görüşmelerinde yer alan Trabzonspor kulübü başkan ve yöneticilerinin açık suç teşkil eden eylem ve davranışlarda bulunmuş olması, Trabzonspor kulübü başkanı Sadri Şener ve kardeşi Sani Şener arasında geçen telefon görüşmesinde açıkça Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasının sonucunun etkilenmesine bağlı olarak futbolcu Gabric'in bonservisinin Ankaragücü'ne verilmesinin açıkça konuşulmuş bulunması, Trabzonspor kulübü tarafından Karabük-Fenerbahçe arasında oynanan müsabaka teşvik primi verildiğinin Karabüklü yerel bir gazeteci tarafından savcılığıa bizzat gidilerek ifade verilerek doğrulanmış olması, aslen Trabzonlu olan Karabükspor yedek kalecisi Bülent Ataman'ın gerek müsabaka öncesi otelde, gerekse müsabaka esnasında sahaya fırlattığı ayakkabı ve nihayetinde müsabaka sonrasında canlı yayında TV kanallarında yaptığı müsabakada son dakikada gol atmak üzere Fenerbahçe ceza sahasında gelmiş bulunması, yine müsabaka öncesinde ve sırasında Trabzonspor yöneticileri tarafından Karabük ili ile yapılan görüşmelerde sürekli demir profiller göndermesi, Trabzonspor kulübü tarafından sivassporlu futbolculara 1 milyon dolar teşvik primi gönderildiği, Sivasspor futbolcusu Mehmet Yıldız tarafından huzurunuzda alınan ifadesinde açıkça beyan edilmiş olması, emniyet ve savcılık tarafından "kız kardeşine" alınan "Mini Cooper" marka otomobil ile şike yaptığı iddia edilen Kocan Çelikay'ın kız kardeşinin bulunmaması, Sivasspor başkanının sporcularına yönelik olarak "maç satan karısını satar" şeklinde konuşmalar yaptığının bizzat futbolcuları tarafından beyan edilmesi, Sivasspor başkanı Mecnun Odyakmaz'ın Trabzonspor kulübünden gelen teşvikgirişimleri hakkında bilgi verilmesi ve önlenmeye çalışılması, Trabzonspor Kulübü üyesi Zeki Mazlum tarafından , Sivasspro'un müsabakadaki başarısı için 5 milyon dolar verecek iş adamlarının ve siyasi parti il örgütünün olduğunu açıkça ifade etmiş bulunması, Trabzonspor Kulübü başkan ve yöneticilerinin, Fenerbahçe'nin rakibi takımlar üzerindeki teşvik girişimlerinin yanında T.C hükümetine karşı ve onları zor durumda bırakma amacıyla, halkı ayaklandırmak adına tahrik ve kışkırtma faaliyetlerinde bulundukları telefon görüşmelerinde yer alması şeklinde belirtilen sebeplerden Trabzonspor kulübü başkan ve yöneticileri ile arkadaşları tarafından gerçekleştirilen eylemler müvekkillerinin doğrudan doğruya zarara uğramasına sebebiyet vermiş olduğunu beyan etmiştir.

16-KATILAN ALTAYSPOR KUBÜLÜ DERNEĞİ BEYANINDA : Müvekkil kulübün 2. Lig kategorisinde mücadele etmesi sebebiyle yabancı oyuncularının sözleşmelerinin fes edilmek zorunda kalındığını, kulübün ilk kez bu ligde yer almak zorunda kaldığını, dosyada bulunan delil ve tapelerde 2010-2011 sezonunda birlikte mücadele ettikleri Mersin İdman Yurdu SK, Giresunspor SK, Diyarbakırspor SK, Boluspor SK, Kartalspor SK'nün isimleri geçmekte olduğunu, ayrıca Giresunspor SK başkanının çete oluşturmak ve çete lideri olduğuna ilişkin iddianame nedeniyle bir alt lige kendi bilgileri dışında yasa dışı şikeli maçlar nedeniyle düştüklerini düşündüklerini beyan etmiştir.

17-KATILAN TRABZONSPOR KULÜBÜ DERNEĞİ BEYANINDA: (2010-2011) Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında oluşan puan farkı ile şampiyonluk ihtimalinin azaldığı, bunun camia içinde sezaon sonu yönetimin değişebileceği söylentilerine yol açtığı, Aziz Yıldırım ve ekibinin Fenerbahçe SK ise Fenerbahçe SK'nün yönetimini bırakmak istemediklerini,kulüp içindeki gücünün devam etmesi gerekliliğine inanan Aziz Yıldırım'ın bu nedenle sezonun ikinci yarısı başladığında puan kaybına tahammülü olmadığını, rakibi durumundaki Trabzonspor'un da puan kaybetmesinin gerektiğini, şampiyonluğunun sadece sportif faaliyetlerle elde edilemeyeceğini düşünen Aziz Yıldırım'ın yönetim de yer alan bazı şahıslar ve geçmişte Sedat Peker grubu ile irtibatlı olan bazı şahıslarla birlikte ayrı bir oluşuma gittiğini, yine iddianamede yer alan "Aziz Yıldırım tarafından oluşturulan suç örgütünün süper ligde oynanan maçların sonuçlarını- Fenerbahçe futbol takımı lehine olacak şekilde- şike yapmak , teşvik primi vermek suretiyle etkilemek amacıyla kurulduğu ve faaliyet yürüttüğü " hususlarına yer verildiğini, yargılama aşamasında bir kısım sanıklar ve tanıkların kendilerini savunmak ve suçsuzluklarını ispatlamak yerine iddianamede yer almayan gerçek dışı beyan ve suçlamalarla müvekkil kulübe suç isnadında bulunmakta ve haksız saldırılara maruz kaldıklarını, Trabzonspor Kulübü Derneği ; diğer katıma talebinde bulunan şirketlerin üst yapısı olup, yayın geliri kaybı transfer gideri fırsat maliyeti zararı, futbol takımı kadrosundaki mevcut bazı oyuncuların kulüpten ayrılışı, lisanslı ürün satış gelirlerinin azalması ve mağazacılık zararı, stadyum hasılat zararları gibi maddi zararları yanında, Trabzonspor camiasının şampiyonluğun elde edilemeyişi ve kulüp imajına sağlayacağı katkılardan mahrum olmuş olması, Trabzonspor sportif Yatırım ve Futbol işletmeciliği Ticaret A.ş. Şirketin borsada işlem görmesinden dolayı hisse fiyatlarının dolayısı ile piyasa ve defter değerinin önemli oranda düşmesi, ekonomik değerlerinin zarar görmesi ve aynı zamanda yatırımcılarında mağdur olması, 2010-2011 futbol sezonunda şampiyon ilan edilmemekten ötürü bu şirketin yaklaşık 3 milyon TL eksik pirim almış olması, yayın geliri kaybı, transfer gideri fırsat maliyeti zararı, futbol takımı kadrosundaki mevcut bazı oyuncuların kulüpten ayrılışlarının olduğunu ve lisanslı ürün satışı gelirlerinin azalması ve mağazacılık zararı, stadyum zararı gibi zararların olduğunu, Trabzonspor Ticari ürünler ve Turizm İşletmeciliği Ticaret A.ş. Kulübün ticari ürünler ve mağazacılık işlemlerinin yürütüldüğü bu şirketin futbol piyasasında başarı ile orantılı olarak lisanslı ürünlerin satışının artmasından dolayı suça konu fiillerin işlenmesi ve şampiyonluğun engellenmesi nedeniyle mahrum kalınan milyonlarca TL kazanç kaybının olduğunu bu bağlamda lisanslı ürün satışı gelirlerinin azalması vs zararların olduğunu, Katılma talep eden şirketlerin maddi ve manevi kayıpları ile yukarıda isimleri sayılan sanıkların işledikleri iddia olunan eylemler arasında uygun illiyet bağı olduğunu, bu fiiller işlenmemiş olması durumunda zararların doğmayacak olduğunu, Trabzonspor Kulübü'nün yargılanan yöneticilerinin işlediği iddia olunan fiilleri ile, katılma talep eden tüzel kişi müvekklerinin zararları arasında bir bağ olmadığını, yine katılma talep eden müvekkilerinin sanıkların eylemleri ile Trabzonspor Kulübü'nün yargılanan yöneticilerinin eylemleri arasında da bir bağ olmadığını, sportif anlamda hak edilen şampiyonluk kupası müvekkilinin kulübe verilmediği gibi bu sportif başarının ekonomik yöndeki katkı ve faydalarından da mahrum olunduğunu, hukukun iadesi adaletin gerçekleşmesi ve maddi gerçeğe ulaşılması için katkı sağlamak ve adı geçen sanıklara isnat edilen eylemler dolayısı ile suçtan doğrudan zarar gördüklerini şeklinde beyanda bulunmuştur.

TANIK BEYANLARI:

1-TANIK: EFE KALAYCIOĞLU BEYANINDA :

Olgun Peker'le sınavdan bir gün önceki gece Etiler'de Yüzevler Kebapçısı'nda oturduğu sırada bir şahsın Olgun'u aradığını Menajerlik sınavı ile ilgili bilgi verebileceğini söylediğini, bir süre sonra ortak bir noktada buluşarak ve beraberce arabaya bindiklerinin , arabada sınav cevaplarını verdiğini tekrar arabadan inerek oradan ayrıldıkları, araba içinde para veya menfaat karşılığı bir konuşmanın olmadığını ve o kişiyi tanımadığını ve davada adı geçen sanıklardan biri olmadığını beyan etmiştir.



2- TANIK: GÜLCAN ŞAHİN BEYANINDA :

Giresun'da Radyo ve Gazetede çalıştığını, Giresun FM'deki kavga olayında orada olduğunu, o sırada da canlı yayın yapmak için belediye başkanlarını ve adaylarını o radyoda konuk aldığını ve Mustafa Cici'nin odasında bulundukları sırada iki tane genç çocuğun 14-15 yaşlarında içeriye girdiğini Mustafa Cici'ye hitaben özel konuşmak istediklerini söylemeleri üzerine dışarıya çıktıklarını , tam odadan kapının ağzına doğru çıkarken içeride itikleme gibi bir şey olduğunu geri döndüklerinde çocukların çıkıp gittiklerini sonra ifade için Emniyete gittiklerini o zamanda da o çocukları tanıyamadığını, Mustafa Cici'yi de eskiden tanırım oranın yayın yönetmeni gibi olduğunu aldığı konuklara ne sorsalar sunumu beraber hazırladıklarını, gelen gençleri Emniyette de robot resimlerle gösterildiğini ancak hatırlamayamadığını, Emniyet de vermiş olduğu ifadesindeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak ifadesinin yanlış olduğunu neden öyle bir ifade verdiği konusunda hiçbir şey hatırlamadığını aradan 3 sene gibi çok zaman geçtiğini neden öyle bir ifade verdiği hatırlamadığını ve olayı bu kadar büyüyeceğini bilemediğini, bu tür ufak tefek işlerinin olabileceğini herkesin herkesi tanıdığını, Hakan Karaahmet'in çok sevilen bir insan olduğunu 15-20 yıldan beri kendisini tanıdığını büyük bir olay olmadığı için Emniyette de ifadeyi bakmadan imzaladığını, İfadesinde geçen Evren Kımıl'ın Mustafa Cİci'yi yere yatırarak darp etti" şeklinde ifadesinin de söyleme şansı olmadığını çünkü kapıdan çıkarken itişmenin olduğunu geri dönerken de çocukların kaçtığını , küçük bir olay olduğunu beyan etmiştir.



3-TANIK OSMAN ÇIRAK BEYANINDA : Bir çok kez Giresunspor kulübü başkanlığı yaptığını, en son kulüp başkanlığı yaptığı dönemde seçim arifesinde Hakan Beyin karşısında aday olduğunu, adaylık sürecinde herhangi bir husumetlerinin olmadığını seçimden sonra da kendisini tebrik ettiğini, Ancak Giresun'daki yerel basında kendisinin başkanlığı döneminde çıkan olumsuz ve benzeri hakarete varan demeçlerin kamuoyunun baskısının, ve bu kamuoyu baskının kimlerin yönlendirdiğini bilmediğini, basın mensubu arkadaşların da davada sanık olarak yargılandıklarını onlardan da davacı olduğunu, Giresun'daki yerel mahkeme tarafından da Olgun Bey ve yanındaki şahsılar tarafından herhangi bir baskıya maruz kalmadığını, Olgun Peker adına kimsenin tehdit veya uyarısına maruz kalmadığını, Hesapların incelenmesi ile ilgili konuda Mehmet Kuğu'ya görev verdiğini, bununda nasıl bir kulüp aldıklarını ve nasıl bir kulüp devredecekleri ve bunun kamuoyu ile paylaşmak adına muhasebeciye inceleme yapmasını uygun gördüklerini, ancak sonuçta bu incelemeyi yapmadığını, neden yapmadığı konusunda o dönem işlerinin yoğun olduğundan bu işin uzun sürdüğü hesapları, kitapları inceletmek zaman aldığından ve işlerinden iyi gitmediğinden o inceleme ile fazla ilgilenemediklerini, muhasebecinin önceki dönemlere ait hesaplarda sıkıntılar olduğu ve bundan dolayı tehdit edildiği yönündeki beyanlarıda bilmediğini ve kendisinin böyle bir tehdit görmediğini, kendisinin muhasebeci olmadığı içinde eski yönetimden bir yolsuzluk olup olmadığını bilmediğini, Futbolcu tahtası açılması olayı ile ilgili olarak kendisinin o dönemde başkan olmadığını, bir dönem baskı olayı ile ilgili olarak o zaman başkan olduğunu baskının bir maç arifesinde gerçekleştiğini baskının gece 3 sıralarında futbolculara yönelik dışarıdan bağırmalar, çağırmalar sesli tacizler şeklinde edildiğini, bu konuyu araştırdıklarında Emniyetinde bu konuyu bildiklerini araştırma yaptıklarını öğrendiklerini, futbolcu tahtası açılması hususunda da bilr bilgisinin olmadığını, kulübü bıraktıktan sonra kulüp ile bir ilişkisinin kalmadığını, Telefon tapelerinde geçen şahsına tehdit olayları ile ilgili sadece okuduğunu ancak şahsına yapılmış bir şeye maruz kalmadığını, Fakat Meust Erdoğan ve Canemir Sarı adlı basın mensubu kişilerden davacı olduğunu ve bu dava sürecinde de yaptıkları şeyleri şimdi duyduğunu ve takip ettiğini , yine tapelerinden çete derken Yılmaz'ın oğlu Alparslan'ı kastetmediğini, halen şuan bile devam ettiğini, ciddi olayların kavga, yaralamalı olayların devam ettiğini, eskiden bu olayların olmadığını son zamanlarda artış olduğunu ve bu konuda Emniyetin ve savcılığın zayıf kaldığı konusunda beyanda bulunduğunu basın toplantısında da belirttiğini daha sonra kongre kararı aldığını ve kulübü bırakacağını söylediğini, o sıra İstanbul da olduğunu, kendisine yöneltilen henüz 6 aylık başkanlığı olduğunu tecrübeli olduğunu devam etmesi gerektiğini şeklinde gelen yorumlara karşılık Giresun'da işlerin iyi gitmediğini ve bu işe girişmekle de çok pişman olduğunu ancak arkadaşlarını bırakmama adına yoluna devam edeceğini, ancak kongre kararı bırakacağını, şahsına yönelik ciddi hakaretlerin olduğunu, rencide edici, kişiliğiyle oynan hakaretlerin olduğunu söylediğini bunları söylediği polisi de görse bile tanıyamayacağını, tapelerde geçen Candemir Sarı ve Mesut Erdoğan'ın konuşmalarını burada öğrendiğini şahıslarla ilgili bir muhabbetin veya samimiyetin olmadığını beyan etmiştir.

4-TANIK ARİF USTA BEYANINDA : Olay tarihinde kendisinin Giresun'da bulunan Alper büfe isimli gişenin üst tarafında durduğunu Bir kamyonetin gelerek büfeye çarptığını gördüğünü, Kamyonette kaç kişi olduğunu bilmediğini, kamyonet bir vurup gittiğini daha sonra bir vurduğunu, kendisinin olayla bilgisinin bundan ibaret olduğununu bu konuyla ilgili de daha önce Emniyette ifade verdiğini beyan etmiştir.

5-TANIK İLHAN HELVACI BEYANINDA: Olay tarihinde TFF Baş Hukuk Müşaviri olarak görev yapmakta olduğunu, Ancak üniversitedeki görevi sebebiyle hafta 2 gün (salı- perşembe günleri) öğleden sonra ve diğer günlerde de mesai saatleri dışında zaman ayırdığını, her gün orada bulunmadığından odanın içindeki kasanın anahtarı da Baş Hukuk Müşavir vekili Av. Ömer BEDÜK 'te bulunmakta olduğunu, bu kasa Baş Hukuk Müşavirliğinin makamının kasası olduğunu, Menajerlik sınavı ile ilgili soruların gelmesi aşamasında bilgi sahibi olmadığını, sanık Haldun ŞENMAN futbolcuların tescili ile ilgilenen bir nevi şube müdür Departmanı sorumlusu olduğunu, Profesyonel işlerden sorumlu olduğunu, Bu kapsamda futbolcu transferleri resmi işleri takip eden kişi profesyonel işlerden sorumlu Haldun ŞENMAN'nın olduğunu, Bu kapsamda futbolcu transferlerinin resmi takiplerinden ve tescillerinden sorumlu olduğunu Ancak soruların FİFA tarafından Haldun'a gelip gelmediğini bilmediğini, Kendisinin haftanın 2 günü öğleden sonraları diğer günlerde mesai saatleri dışında federasyonda bulunabileceğinden ihtiyaç olabileceği düşünceyle kasa anahtarlarını 5 gün mesai yapan avukat Ömer BEDÜK 'e teslim ettiğini beyan etmiştir.

6-TANIK ABDULLAH AVCI BEYANINDA : O tarihte İBB teknik direktörü olarak çalışmakta olduğunu, Futbolcular İbrahim AKIN ve İskender ALIN kendisinin futvolcusu olduğunu, İBB- Beşiktaş, İBB-Trabzon ve İBB-Fener maçlarında şike yapılıp yapılmadığını bilmediğini Kendisinin gıyabında yapılan görüşmelerden bilgi sahibi olmadığını, Sanıklardan Yusuf TURANLI'yı tanıdığını, hemşerisi olduğunu, Hem de menajer olması sebebiyle zaman zaman kulübe geldiğinde görüştüğünü, Yine İbrahim Akın ve İskender Alın ile ilgili kupa finalinden önce Beşiktaş tarafından tarafına ulaşmış herhangi bir transfer teklifi olmadığını Bu konuda bir duyumda almadığını, Yine İBB- Beşiktaş kupa finalinden önce İbrahim AKIN'ın kendisine Beşiktaş'a transfer olacağını söylemediğini, Bu maçta İbrahim AKIN'ın 70. Dakikada kasığının çektiğini söyleyerek maçtan alınmasını istediğini, Kendisinin de biraz daha dayanmasını söylediğini Ancak bir kaç dakika sonra teknik olarak tekrar değerlendirip maçtan kendisini aldıklarını, Trabzon-İBB ve Fener-İBB maçında yaklaşık aynı kadro çıkarttıklarını, Ancak İBB- Beşiktaş kupa finalinden önce futbolculara sakatlanmamaları ve kendilerini kupa finaline iyi hazırlanmaları hususunda telkinlerde bulunduğunu, Ancak bu Trabzon ve Fener maçında iyi oynamamaları yada yenilmeleri yönünde bir telkin olmadığını Bu şekilde beyanda bulunmasının da mümkün olmadığını Can ARAT, İskender ALIN ve İbrahim AKIN'ın gıyabında yapmış oldukları görüşmelerden bilgi sahibi olmadığını, Yine İBB-Trabzon maçından önce İskender ALIN'ın maçta oynatılıp oynatılmaması hususunda tarafına Yusuf TURANLI'ya da yardımcım ARİF tarafından herhangi bir teklifte bulunulmadığını, Bulunulması da mümkün olmadığını, İbrahim AKIN kulübümüzün en fazla para alan oyuncusu olduğunun, Ancak zaman zaman ekonomik sıkıntısı olduğunu , olduğu zaman da kulüp olarak kendisine yardımcı olunduğu şeklinde beyanda bulunmuştur.

7-TANIK MAHMUT ÖZGENER BEYANINDA : Şike ile ilgili bir bilgisinin olmadığını, sınav soruları ile ilgili sınavın yapıldıktan sonra sınav kağıtları incelenmesi ile birlikte bir takım sınav soruları sorularının dışarıya çıkması ile ilgili endişeler taşıdığını, sekiz sınav sorusunda çok benzerlik gördüğünü, dolayısıyla yönetim kurulu olarak sınavın iptaline ve Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmaya karar verdiklerini, daha öncesinde geçmiş yılların sınav başarı oranlarına baktığında çok yüksek bir başarı oranı gördüğünü ve dolayısıyla bu sınavı daha sıkı bir kontrol altında tutması gerektiğini arkadaşlarıyla paylaştığını, Arkadaşlarına bu sınav sorularının nasıl geldiğini sorduğunu, Orada arkadaşların kendisine 15 soru FİFA'dan geliyor 5 soru Futbol federasyonu hukuk müşavirliği tarafından belirleniyor dediklerini, 15 sorunun FİFA'dan ne şekilde geldiğini sorduğunda bu soruların kurye ile geldiğini söylediklerini, kendisinin de bunun üzerine Yunus EGEMENOĞLUN'a söylediğini, burda en güvendikleri kişinin kimse kimse FİFA ile irtibata geçilmesini kurye ile yollanmasını özel bir faks numarası verilmesini , bir tek kişinin göreceği ve bu numaraya gelmesini dediğini, ancak bu güvenilir kişinin kim olarak seçildiğini bilmediğini, Sınav bittikten sonra yaptıkları araştırmada FİFA'nın tekrar aynı soruyu sorduğunu , sorular ne şekilde geldiğini, faksta ta geldiğini , fakat aynı zaman da fifanın kurye ile de bir hata yapıp soruları yolladığını gördüklerini, ondan sonra sınav kağıtlarının bir daha incelenmesini söylediğinde arkadaşların, kendisine döndüklerinde 8 kişi cevaplarında çok büyük benzerlik olduğunu, FİFA dan gelen soruların cevaplarına bakıldığında 15 soruda 12 doğru olduğunu ve bunun aynı sorular olduğunu, 3 yanlış sorunun da aynı şıklarla işaretlenmiş olduğunu ve bunun bir tesadüf olamayacağı kanaatine vardıklarını, kendilerinin hukuk Müşavirliğinin hazırlamış olduğu 5 soruda bu 8 kişinin cevapları birbirini tutmadığını , geçmek için 14 soru yapmak gerektiğini ve bir kısmının geçtiğini bir kısmının da geçemediğini ama FİFA soruları ile ilgili 8 kişinin cevap anahtarları aynı olduğunu, Kendilerinin de bu durumda rahatsız olduklarının ve sınavı iptal ettiklerini, Olgun PEKER ile ilgili olarak da bu sınavı geçemeyeceğini tahmin ettiklerini tapelerden ondan bahsetmiş olabileceğini hatırlamadığını, İlk başta bu sınav soruları bir kere FİFA tarafından hazırlandığı için ve tüm yerel federasyonlarda fifa adına bu sınavı yaptığı için fifa tüm soruları aynı soruları bütün dünyada üye ülke federasyonlarına yolladığını, çok sıkı denetim altında olduklarından dolayı kendilerinin ilk intibağı bu soruları yurt dışında bir federasyondan alınmış olma ihtimali olduğunu görüşmelerde "biz" derken kastının bu olduğunu, soruların Ali Parlak'a teslim edildiğini arkadaşının söylediğini, tapelerde ikili konuşmalarda geçen adının ne için kullanıldığını içeriğini bilmediğini beyan etmiştir.

8-TANIK MEHMET LEVENT KIZIL BEYANINDA: Şike ile ilgili bilgisi olmadığını şikeyle ilgili gazetelerde, televizyonlarda olanların haricinde bir bilgisinin olmadığını, Federasyonda milli takımlar sorumlusu olarak görev yapmakta olduğunu, savcılık ifadesinde belirttiği üzere Olgun Peker'in kendisine geldiğini sınavla ilgili yardımcı olup olmayacağını sorduğunu, kendisinin de yardımcı olamayacağını söylediğini , kendisine tavsiye olarak sınava girmemesini söylediğini sınavın zor olduğundan kazanamayacağını söylediğini, Olgun PEKER'in kendisini aradığını; "Leventçim buluşabilir miyiz" dediğini karşılık olarak kendisininde; "Federasyonda buluşalım", dedikten sonra Olgun'un "yok, dışarıda buluşalım" demesi üzerine İstinyepark Masa gibi herkese açık umumi bir yerde buluştuklarını o zamana kadar sınav olacağını da bilmediğini, çünkü konumu gereği bu konularda ilgisiz olduğunu, Ali PARLAK Beyi aradığını; "sınav mı var" diye sorduğunu, o ana kadar sınavın olacağını bilmediğini, zaten sınavın herhangi bir yerinde görevli olmadığını, Olgun PEKER'in kendisine gelerek; " Leventçim yarın sınav var, bu sınavda bana yardımcı olabilir misin?" dedi. "Abi, böyle bir şey bizde olmaz" dediğini, Olgun'un "Lütfi ARIBOĞAN, o günkü Başkan Vekili Lütfi ARIBOĞAN kendi arkadaşlarına yardımcı oluyor" dedidiğini. Kendisinin de ; " Lütfi abi de böyle bir yardımda bulunmaz. İnsanlar sizi yanıltıyordur" dediğini, Sınav olup olmadığını da bilmediğini Ali PARLAK Beyi aradığını, daha sonra Lütfi Arıboğan'ı aradığını bunların tapelerde de mevcut olduğunu, ondan sonra da futbol Federasyonuna gittiğini orada Lütfi ile konuştuğunu, oradaki insanları çağırarak "herşey güvende değil mi bakın sakat bir şey olmasın" dediğini çünkü o arada aynı zamanda Denizlispor Başkanı olan Sayın Ali İPEK kendisini aradığını, "Denizli Valisinin oğlu da bu imtihana girecekmiş Levent" dediğini. "Valla girerse girsin, bizim yapabileceğimiz bir şey yok" dediğini. O ara telefonlar gelince bir sakatlık olmasın diye tam tersi, tedbir amaçlı da orada görevlendirme yapıldığını yeniden "Herşey son derece kontrol altında, hiçkimse merak etmesin" dediklerini Ben o anda Federasyona çıkarken de Sayın Olgun PEKER' i aradığını "Olgun, girmezsen iyi olur, iyi çalış, hayırlı olsun" deyip kapattığını ondan sonra başka bir bilgisinin olmadığını, Telefon tapesinde Göksel Gümüşdağ ile arasında geçen "öldük, bittik" olayıyla ilgili olarak Antep- Fener maçından sonra dediğini ona benzer bir lafın Beşiktaş- Fener maçında da Yaşandığını Hüseyin GÖÇEK'in maçta kötü bir maç yönettiğini kendilerinin de Futbol Federasyonunda bulundukları konumu gereği, maç kötü gittiği anda hem kamuoyunun büyük baskısı olduğu, ondan 1 sene evvel de, Bilica' ya bir penaltı pozisyonunun olduğu, aynı Hüseyin GÖÇEK, bütün Beşiktaş taraftarı 1500- 2000 kişi Federasyonun bahçesine geldiği, Kendilerinin endişelerinin bundan dolayı olduğunu, yoksa Hüseyin GÖÇEK'in öldük bittik dediği bundan ibaret olduğunu beyan etmiştir.

9-TANIK ALİ PARLAK BEYANINDA : Menajerlik sınavının çalınması olayı ile ilgili olarak o dönemde Genel Sekreter yardımcı olarak görev yaptığını olayların kendi alanında bir konu olmadığını, 2008 de Futbol federasyonuna başladığında dış ilişkilerden ve milli maçlardan sorumlu olduğunu, daha sonra vekaleten genel sekreterliğe bakarken de Haldun beyin bağlı olduğu Gıyaseddin Şenman'a bağlı olduğunu ve ona rağmende bu sınav konusu hukukçularla profesyonel işler yani Haldun Beyin müdürlüğünü yaptığı bölümün organize ettiği bir aktivite olduğunu, Hukukçularla birlikte. Ortaklaşa yaptıklarını, kendisinin hukukçulardan bilgi olarak aldığı, bu soruların e-mail yoluyla bildiği kadarıyla hukukçulara geleceğini, hiçbir şekilde ıslak evrak gelmeyeceğini vekaleten genel sekreterliğe baktığı dönemde bütün gün içerisindeki imza yetkisi dahilindeki yüzlerce evrak imzaladığını, gelen evrakları dağıttığını, bunların arasında bir gün, bu sınavlarla ilgili bilgilerin geldiğini, Hemen hukuk müşaviri Ömer Bedük'ü aradığını yerinde bulamadığını daha sonra kendi odasında bulunan kasaya kitlediğini sonra kasada federasyonun kaşesinde olduğunu, Bir gün kaşeye ihtiyacı olduğunda kasayı açtığında üzerinden kaç gün geçtiğini hatırlayamadığı sınav sorularının hala orada olduğunu, çünkü Ömer'in hiçbir şekilde kendilerine gelip sormadığını falan tahmin ettiğinden kaşeyi almak için açtığında orada gördüğünü Tekrar aradığını Ömer'i, Ömer'e o zaman teslim ettiğini, bu konu ile ilgili tek bilgim ve temasım bundan ibaret olduğunu, kasanın anahtarının olmadığını şifre ile açıldığını ve şifrenin tek kendisi bildiğini soruları Ömer Bedük'e teslim ettini beyan etmiştir.

Yüklə 6,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   79




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin