10-ÖRGÜTÜN ORGANİK ve TEMEL YAPISI,
Soruşturma kapsamında ele geçirilen dokümanlardan ERGENEKON terör örgütünün, ERGENEKON Başkanlığına bağlı olarak, iki ana yapılanma şeklinde örgütlendiği anlaşılmaktadır.
-YURT İÇİ YAPILANMASI,
- YURT DIŞI YAPILANMASI
ERGENEKON terör örgütünün yurt içi yapılanması da,
1-ASKERİ YAPILANMA
2-DEVLET KURUMLARINDA YAPILANMA
3-SİVİL YAPILANMA
4-MAFYA YAPILANMASI
5-TERÖR ÖRGÜTÜ YAPILANMASI, şeklinde beş ana bölümden oluştuğu örgütsel dokümanlardan anlaşılmıştır.
A-YURT İÇİ YAPILANMASI
Şüpheliler Soruşturma aşamasında ölen^Kud"dp%:^KKIR, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve (Zafer kod)Muzaffer TEKİN' den ej^e- edilen "Deftin Yeniden Yapılanması"
dokümanında, "Çalışmanın amaç ve kapsamı" başlığı altında, YENİ BİR TEŞKİLAT YAPISI OLUŞTURMA VE UYGULAMALARIN TEMEL HAREKET NOKTALARINI OLUŞTURACAK, "Tam bağımsız milli devleti yeniden yapılandırmak" alt başlığı içeriğinde; bu amacı gerçekleştirmeye yönelik yapılanma ve süreçlerin ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu husus yukarıda örgütün amaçlarının anlatıldığı bölümde "devletin yeniden yapılanması başlığı altında anlatıldığı için tekrar olmaması açısından burada tekrarlanmamıştır.
a- Askeri Gizli Yapılanma
l)İstihbarat Dairesi,
2)Operasyon Dairesi,
3)Analiz ve Değerlendirme Dairesi,
4)Örgüt İçi Araştırma Dairesi (Sözde Komutanlıkları)
b-Devlet İçinde Gizli Yapılanma
1- Yargı yapılanması, 2-Mit yapılanması, 3-Emniyet yapılanması, 4-Üniversite yapılanması,
5-Devlet kurumlan yapılanması olarak gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
c-Sivil Yapılanma
1-Teori Tasarım ve Planlama Daire Başkanlığı, bu birimde örgütün sivil yapılanmasının temellerini oluşturan LOBİ-ERGENEKON dokümanmdaki prensiplerin uygulanmasını ve kontrolünü sağlamaktadır.
2-Finansman Daire Başkanlığı, bünyesinde bulunduğu ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNE gelir temin edilmesi için oluşturulan birimdir. Bu birim dokümanlardaki prensip kararlanna göre örgüte gelir getirici her türlü işin yapılmasını organize etmektedir.
3-Sivil Toplum Kuruluşları Yapılanması, ERGENEKON terör örgütünün bünyesinde kurulan sivil toplum örgütleri Kuvvayı Milliye, Milli Güç Birliği, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ve çeşitli platformlar), ele geçirilen örgütsel içerikli dokümanlarda açıkça sivil toplum kuruluşlannın istihbarat amaçlı ve toplumsal eylemlerde baskı ve sindirme amaçlı olarak kullanılacağı açıkça belirtilmiştir. Aynca bu derneklerin amacının toplumdaki milli duygulan kullanmak suretiyle devletin işgal altında olduğunu iddia edip milli müCDele yıllanndaki gibi düzensiz ordu şeklinde küçük küçük silahlı gruplar oluşturup bunlara sansasyonel eylemler yaptınp akabinde yapılacak darbeden sonra bu kişilere çeşitli makam ve mevkiler vaat ettikleri anlaşılmıştır.
4-Medya ve İletişim Yapılanması, Ulusal Kanal, Cumhuriyet Gazetesi, Aydınlık dergisi ve bağlı birleşik kuruluşlar ile diğer medya organlan içerisine sızdınlmış örgüt üyeleri vasıtasıyla bu kuruluşlan da yönlendirmek ve tek merkezden yönetilmesini sağlamak. Doğu PERİNÇEK'in yazdığı yazıyı birçok medya kuruluşuna gönderip yayınlattırması gibi,
5-Özel Güvenlik Şirketleri
d-Mafya Yapılanması mafya örgütlerinin örgüt tarafından yönetilip kontrol altına alınması ve yurt dışı mafya örgütleriyle de entegrasyonun sağlanması" benimsenmiş ve bu doğrultuda mevcut yapılanma içinde Arnavut Sami (kod) Sami HOŞTAN, REİS (kod) Sedat PEKER, Semih Tufan GÜLALTAY ve Osman YILDIRIM gibi kişilerin yer aldığı, bu kişiler vasıtasıyla hem yasa dışı işler yapılması suretiyle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ'ne gelir temin edildiği, hem de örgütün amacına yönelik bazı eylemleri mafya yapılanması içinde yer alan sabıkalı ve suç işlemeyi meslek edinmiş kişilere yaptırılarak örgütün deşifresine engel olunduğu tespit edilmiştir.
e-Terör (Naylon) Örgütü Yapılanması
ERGENEKON dokümanının Terör başlığı altında, "terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gereğinde "naylon terör grupları" oluşturularak, terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınmalıdır". Denilmektedir.
"PANZEHİR" dokümanında, PKK terör örgütü ile işbirliği yapılması kararlarının alındığı anlaşılmaktadır. Bu hususlar aşağıda ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
B-YURT DIŞI YAPILANMASI
Bu konuda örgüt dokümanlarında açık hükümler bulunmakta olup, şüpheliler Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Doğu PERİNÇEK ve REİS(kod) Sedat PEKER, Arnavut Sami (kod) Sami HOŞTAN ve Ferid İLSEVER'in yurt dışında örgütsel süreklilik arzedecek şekilde toplantılara katıldıkları tespit edilmekle beraber, bu hususta soruşturma yapıp delil toplamanın zor olması sebebiyle yurt dışı faaliyetlerinin İstihbarat Kurumlarınca araştırılıp tespit edilebileceği, savcılığımızca bu aşamada bu konuların uzun süren çalışmalar gerektirdiğinden soruşturmanın tutuklu olması sebebiyle bu aşamada iddianamemizde yer verilmemiştir. Ancak ERGENEKON terör örgütünün yurt dışı faaliyetlerine yeri geldikçe değinilecektir.
11-ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÜST DÜZEY OLUŞUMU:
Örgütün oluşumu yine ERGENEKON dokümanında çok açık bir şekilde anlatılmış olup, ERGENEKON YENİDEN YAPILANMASI örgütün temel ve acımasız kurallarının yer aldığı 29 Ekim 1999 tarihli "ERGEN EKON'un YENİDEN YAPILANMASI (REORGANİZESİ) "dokümanının 5. bölümünde Organizasyon Planı başlığı altında;
"5/a). MERKEZ YÖNETİM
Ergenekon, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 Daire Komutanlığı ile iki sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlarının bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin komutan ve başkanlarının yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk plâtformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır.
Şöyle ki:
1 - Ergenekon Başkanlığı
-
istihbarat Dairesi Komutanlığı
-
istihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı
-
Operasyon Dairesi Komutanlığı
-
Finansman Daire Başkanlığı (Sivil)
-
Örgüt içi Araştırma Dairesi KomutMnl
7- Teori Tasarım ve Plânlama Dairesi Başkanlığı (Sivil) "
Bu ünitelerin komutan ve başkanları birbirlerini tanımalarında hiç bir sakınca olmamakla birlikte, birbirlerinin görev ve sorumluluk alanlarını bilmemeleri esası, Ergenekon'a istihbarat örgütleri içinde ayrıcalıklı bir özellik ve güvenlik kazandıracaktır." Denilmektedir.
"Bu 6 ünitede görev alacak ajanlar, kendi bölümlerinin komutan ve başkan asistanları dışında diğer üniteler ve personel ile hiç bir şekilde irtibat kuramamalıdır." denilmek suretiyle örgütün hiyerarşik yapısının katı kurallara bağlı olduğu ve gizlilik kuralı gereği bölüm başkanlarının dışındaki diğer kişilerin hiçbir şekilde birbirleriyle irtibata geçmeyip tanımamaları ve prensip olarak benimsenmiştir.
Buradan da örgütün üst düzey yöneticileri dışındaki birimler arası hücre yapılanması tabir edilen birbirinden farklı gibi görünüp aynı amaca hizmet edip ve aynı merkezden yönetilip kontrol edilen bir örgüt olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Aynı bölümün devamında;
"Örgütün üst düzey yöneticileri ile personel ve ajanlar arasında mutlak mesafe olmalıdır. Aksi halde başarısız bir operasyon sonucunda üst düzey yöneticilerinin korunması sağlanamayacağı gibi, örgütün kendisi riske atılmış olur ve örgütün imajı korunamaz.
Üniteler arasında enformasyon değerlendirmesinde ayrıcalık tanınabilecek tek bölüm "Operasyon Dairesi Komutanlığı"dır. Çünkü, elde edilen enformasyon analiz ve değerlendirilmesinde gerektiği hallerde katkısı olabilir." denilmektedir.
"Kontrol Dairesi" başlığı altında;
"Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü Başkanı/Komutanından başkaca hiç kimsenin bilgisi olmaması kesin bir gerekliliktir. Operasyonlarda yer alması zorunlu olan bu dairede yer alan ajanların ilk görevi; operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir, ikinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi BİR AJANI ÖLDÜRMEKTİR.
Bir ajanın sonu başlangıcında olduğunun ilk işareti, örgüte ve ajanlarına karşı sorumluluk alanında yarar sağlamamaya başladığı süreçtir.
Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Bu ajanlar merhametsiz olmalı ve bağımsız görev yapabilmelidirler. Emirleri doğrudan Ergenekon Komutan'ından almalıdırlar, üst yöneticiler ve örgüt personeli ile ajanları tarafından bilinmemelidirler." şeklinde çok katı örgüt içi hiyerarşik yapının bulunduğu ve ihanet eden örgüt elemanlarına karşı çok acımasız cezaların kurallarının konulduğu ve yine bu bölüm içerisinde ERGENEKON ÖRGÜTÜ BAŞKANI / KOMUTANINDAN denilmek suretiyle de ERGENEKON'un GİZLİ bir örgüt olduğu bizzat örgütün kural ve presinsiplerini belirleyen yöneticilerince de açıkça kabul edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıcalık tanınacak birimde hem görevlendirilecek şahısların Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden olacağı belirtilmiş ve seçilen kişilerin (ajanların) merhametsiz olması, bağımsız görev yapabilmeleri emirleri doğrudan Ergenekon Komutan'ından almaları şart koşulmuştur. Bunun amacı da yapılacak operasyonlardan sonra ortadan kaldırma ve temizleme işlemleri için gerekli faaliyetlerin yapılması sebep olarak gösterilmiştir. Buradan da ERGENEKON terör örgütünün gerektiğinde kendi üyelerini dahi acımasızca öldürebileceklerini belirtmelerinden, örgütün yazılı katı kurallannm olduğu görülmektedir.
Şüpheli Fikret EMEK'in Özel Kuvvetler'den emekli olduğu, aramalar sırasında ele geçirilen patlayıcılar, el bombalan ve suikast silahını belirtilen amaçlarla gizlediği ve direk operasyon dairesi sözde komutanlığına bağlı olduğu, emekli olmasına rağmen hem (Zafer kod)Muzaffer TEKİN' den elde edilen gizli bilgi ve belgelerin yanısıra birçok gizli askeri bilgileri halen elinde tutmasının ERGENEKON terör örgütünün amaçlan arasında bulunan
istihbarat dairesi sözde komutanlığı biriminin amaç ve faaliyetlerine ulaşmak için bu bilgiler ile silahlan zulaladığı anlaşılmaktadır.
Aynca şüpheli Sevgi ERENEROL'dan elde edilen DERİN ERGENEKON isimli dokümanda "Özel Kuvvetler komutanlığı ERGENEKON'un göz bebeğidir ve özel bir yeri vardır." Şeklinde belirtilmiş olduğundan açıkça bu birimin ERGENEKON YAPILANMASI için ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Belgedeki aynmdan anlaşılacağı üzere örgütün iki ayağının olduğu, dört birimin başında asker, iki birimin başında da sivil şahsın bulunacağı kabul edilmiştir. Yine bu iki sivil şahsın yanlannda bir asistan ve bölüm uzmanı adı altında yardımcılannm bulunacağı belirtilmiş, örgütün sistematik olarak yapısı ortaya konulmuştur..
1-ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN HİYERARŞİK YAPISI VE
YÖNETİCİLERİ
"LOBİ" dokümanında, "ORGANİZASYON PLANI" başlıklı 3. bölüm içerisinde; Lobi'nin organizasyon planı ve birimlerinin belirtildiği, bu birimlerin yapılanmaları incelendiğinde ise hemen hemen tüm birim görevlilerinin "ERGENEKON" tarafından atanacağı belirtilmiştir.
ERGENEKON terör örgütünün mevcut yapısına bakıldığında, örgütün temel prensibi olan gizlilik nedeniyle örgütün gizli yapılanmasını teşkil eden ERGENEKON GİZLİ yapılanmasının birçok dairesi deşifre edilememiş, fakat sivil yapılanmayı oluşturan LOBİ yapılanması ise birçok birimi ile birlikte deşifre edilmesi sağlanmıştır.
Zaten ERGENEKON dokümanında "Organizasyon Planı" başlığı altında, örgütün oluşum şekli belirtildikten sonra, "Örgütün üst düzey yöneticileri ile personel ve ajanlar arasında mutlak mesafe olması gerektiği, aksi halde başarısız bir operasyon sonucunda üst düzey yöneticilerin korunmasının sağlanamayacağı ve örgütün kendisini riske atmış olacağı" belirtilmiştir.
Dolayısıyla ERGENEKON terör örgütünün gizliliğe ne kadar çok önem verdiği, özellikle ERGENEKON GİZLİ yapılanmasının deşifre olmasını engellemek için ne kadar çok sert, katı ve acımasız tedbirler aldığı anlaşılmaktadır.
Dosyadaki delillerden ve örgütsel ilişkileri emir-komuta zincirindeki yerleri göz önüne alındığında; şüpheliler İlhan SELÇUK,Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK, (Zafer kod) Muzaffer TEKİN, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLÜ, ve Paşa(kod) M. Fikri KARADAGın ERGENEKON terör örgütünün yapılanmasında gizli olan ve önemli kararlan aldıklan, soruşturma kapsamında şu ana kadar deşifre edilebilen örgütün üst düzey sorumluları ve yöneticileri olduklan, her birinin sorumluluk ve görevlerinin farklı olduğu, belirtilen bölümün tamamı deşifre edilememiş ise de, bu şüphelilerin örgütsel oluşum içinde belirtilen görevleri yürüttükleri sonucuna ulaşılmıştır.
Veli KÜÇÜK ile (Zafer kod)Muzaffer TEKİN' in yapılanma içinde hem ERGENEKON üst yapılanması ile irtibatlan sağladıklan, hem de LOBİ ERGENEKON sivil yapılanması ile yürütülecek ilişkilerde köprü eleman vazifesi olarak görev yaptıklan, bu şüphelilere Paşa(kod) M. Fikri KARADAĞ ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün yardımcı olduğu, Paşa(kod) Fikri KARADAĞ m doğrudan üst düzey yönetimin içinde yer aldığı, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ün ikincil olarak diğer işleri organize ettiği özel görevli konumunda olduğu, bu dört şüphelinin aynı zamanda örgütün mafya yapılanması ile olan ilişkilerini sürdürdükleri ve bu dört şüphelinin bunun yanında sivil toplum örgütleri ve Kuvayi Milliye Dernekleri ile de doğrudan irtibatı sağladıklan, Sivil toplum kuruluşlanndan sorumlu bulunan Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ ile birlikte bu derneklerin yapacağı eylem ve toplumsal içerikli faaliyet ve protesto türü toplanfilâffri^bizzat ERGENEKON terör örgütünün yöneticilerinden gelen talimatlarla .yürütüldüğü) *%u kişilerin ön planda bulunmamalanna rağmen yapılan tüm toplantı ve gö/stâ\yjir^^şü^rü eylemlere katıldıklan,
katıldıkları eylemlerde aynı karede görünmemeye özen gösterdikleri, Ankara'daki VATANSEVER KUVVETLER GÜÇ BİRLİĞİ isimli oluşumun da bizzat kurulma talimatının Veli KÜÇÜK tarafından verildiği, oluşumunda Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, (Zafer kod)Muzaffer TEKİN, Paşa(kod) M. Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM ve Soruşturma aşamasında ölen Kuddusi OKKIR'm bizzat aktif olarak görev aldıkları, daha sonra örgütün talimatları ile kurulacak derneklerin çok olması için Kuvvai Milliye Derneği ve Kuvayı Milliye Derneği (1919)' nin yine aynı amaçlarla kurulduğu anlaşılmaktadır.
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ 1953 Kastamonu doğumludur. 1972 yılında Harp okulundan mezun olduktan sonra uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde değişik yerlerde görev yapmış, 1996 yılında İstanbul Hasdal kışlasına gelmiş ve emekli oluncaya kadarda İstanbulda değişik komutanlıklarda görev yapmıştır. 2003 yılında da kadrosuzluk nedeniyle Kurmay Albay olarak emekli olmuştur.
Mehmet Fikri KARADAĞ 1996 yılında İstanbul'a geldikten sonra Muzaffer TEKİN'le ilişkilerini geliştirdiği, zaman zaman Muzaffer TEKİN'in Kadıköy deki ofisine gidip geldiği, bu süreçte Muzaffer TEKİN vasıtasıyla Sedat PEKER ve Semih Tufan GÜLALTAY gibi çıkar amaçlı suç örgütü liderleri ile tanıştığı, hatta görevde olduğu dönemde Almanya'da öldürülen ve uyuşturucu kaçakçısı olarak bilinen Ertuğrul YILMAZ'm cenaze törenine resmi üniforması ile katılmıştır.
Böylelikle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ içerisinde aktif olarak faaliyetlere başlamış olduğu, bir yandan Semih Tufan GÜLALTAY'a gerekli desteği sağlayarak siyası faaliyetlerine katkı sağladığı, diğer yandan da örgütün hedef ve amaçlan doğrultusunda sivil toplum örgütlenmesi olarak Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi derneğinin kuruluşunda görev aldığı, bir süre sonra Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği derneğinden aynlarak yine örgütün hedefleri doğrultusunda Kuvayı Milliye Derneğini kurduğu ve burada örgütün amaçlan doğrultusunda faaliyetlere başladığı,
ERGENEKON GİZLİ yapılanması ile LOBİ yapılanması arasında KÖPRÜ PERSONEL olarak görev yapan Veli KÜÇÜK ile eskiye dayalı bir tanışıklığının olduğu, bir dönem aynı yerde görev yaptıklan, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ içerisinde faaliyetlere başladıktan sonra Sevgi ERENEROL'un kilisesinde açık ve GİZLİ toplantılara katıldığı, hatta kurduğu dernek kapsamında yapacağı tüm faaliyetleri mutlaka kilisedeki toplantılarda ilgili kişilere danıştığı,
Kuvayı Milliye Derneği adı altında oluşturduğu yapılanma ile ülkede kaos ve çatışma ortamı oluşturacak eylem ve faaliyetler planladığı, bu çerçevede dernek çatısı altında istihbarat ve tetikçi kanat birimleri kurduğu, dernek içerisindeki kişilere değişik askeri unvanlar vererek gerçekleştirmeyi planladığı eylemlerde motivasyon unsuru olarak kullandığı,
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'ın ERGENEKON terör örgütünün gizlilik prensibi çok iyi bildiği ve askeri tecrübeleri de göz önünde bulundurulduğunda gizliliği çok iyi uyguladığı, yapılan fiziki takiplerde şüpheli Veli KÜÇÜK'le gizli ve özel görüşmeler yaptığı tespit edildiği halde ifadesinde aralanndaki ilişkiyi açıklamadığı, sadece özel günlerde tebrikleştiğini ve zaman zaman da Türk Dünyası Vakfında karşılaştığını söylediği, fakat 17 nolu gizli tanık beyanlannda Çanakkale mitinginde yaşanan problemden sonra Veli KÜÇÜK'ün Kuvayı Milliye Derneğine gelip insanları yatıştırmaya ve motive etmeye çalıştığını söylediği,
Bu beyanlarla ilgili olarak: Mehmet Fikri KARADAĞ alman ifadesinde, "1992-1993 yıllarında Ağrı ilinde görevli olduğu dönem içerisinde Veli KÜÇÜK u tanıdığını, daha sonra özel günlerde tebrikler haricinde bir görüşmesinin olmadığını, Türk Dünyası Araştırma Vakfında karşılaştığını ve merhabalaştığınr beyan etmiştir.
Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ve (17) numarası verilen gizli tanık beyanında; "Çanakkale mitinginde yaşanan olaylardan 2-3 gün sonra Veli KÜÇÜK'ün Kadıköy'deki dernek binasına geldiğini, doğrudan Mehmet Fikri KARADAĞ in koltuğuna oturduğunu, dernekte bulunan yaklaşık on kişinin Mehmet Fikri KARADAĞ in odasına çağrıldığım Veli KÜÇÜK'ün odada bulananlara Kuvayı Milliye olarak Çanakkale'de gösterilen tepkinin yanlış olduğundan, mitingi düzenleyen dernek ve kurumların yandaş olduklarından, birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiğinden bahsettiğinF' beyan etmiştir. Alman gizli tanık ifadesinden de Mehmet Fikri KARADAĞ'm örgütün gizlilik prensipleri doğrultusunda Veli KÜÇÜK'ün ismini saklamaya çalıştığı, aşağıdaki bölümlerde de anlatılacağı üzere el bombalan nedeniyle yakalanan Muzaffer TEKİN hakkındaki her şeyi de, örgütün deşifre olmuş elemanı harcama prensibi doğrultusunda açıkça anlattığı değerlendirilmiştir.
(17) numaralı gizli tanık ifadesinde; Hüseyin GÖRÜM un, Mehmet Fikri KARADAG'ın başka şahıslar ile ilişkide olduğunu, toplantılar yaptığını, kendisini çağırmadığını söylediğini, hatta Hüseyin GÖRÜM'ün Mehmet Fikri KARADAĞ'a "Burada dernekte yönetim kurulu var. Neden onlara gidip danışıyorsun?" dediğini bildiğini, Hüseyin GÖRÜM'ün dernekte bulunan Niyazi KIYAK isimli şahsa Mehmet Fikri KARADAĞ'I takip ettirdiğini, Niyazi KIYAK'ın Mehmet Fikri KARADAĞ'I Karaköy'de bulunan Türk Ortodoks Patrikhanesine ait küçük bir kiliseye girdiğini gördüğünü Hüseyin GÖRÜM'e anlattığını, Hüseyin GÖRÜM'ün ise "Ben zaten bunun Hıristiyan olduğunu biliyordum. Asıl dönmemiş dönme kendisidir" dediğini bildiğini beyan etmiştir. Gizli tanığın bu beyanlan da örgüt yöneticilerinin Türk Ortodoks Patrikhanesinde yaptıklan toplantılan doğrulamakta, aynca şahıslann bu toplantılan örgüt yöneticileri haricinde hiç kimsenin bilmeyeceği şekilde gizli olarak yaptıklan anlaşılmaktadır. Söz konusu gizli toplantılara Mehmet Fikri KARADAĞ'm katılması da bu şahsın örgütün yönetici kadrosunda olduğunu açıkça göstermektedir.
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm Emniyet Müdürlüğünde alman ifadesine bakıldığında da görülecektir ki; örgütün üst düzey yöneticilerinden olan Muzaffer TEKİN ile okul yıllanndan itibaren tanımakla birlikte, belli bir tarihe kadar da arkadaşlıklan devam etmiştir. Bu süreçte Muzaffer TEKİN'in, Mehmet Fikri KARADAĞ'I Hüseyin GÖRÜM, suç örgütü liderleri Sedat PEKER, Semih Tufan GÜLALTAY ve uyuşturucu kaçakçısı olarak bilinen Ertuğrul YILMAZ'la tanıştırdığı tespit edilmiştir. Şube Müdürlüğümüzce yapılan çalışmalarda da Mehmet Fikri KARADAG'ın silahlı saldırı sonucu öldürülen Ertuğrul YILMAZ in Kadıköy 'deki cenaze törenine Muzaffer TEKİN ile birlikte üniformalı olarak katıldığı, yine Düzce 'de düzenlenen diğer bir törene de katıldığına dair görüntüler tespit edilmiş ve konuya ilişkin tutanak düzenlenerek soruşturma dosyasına eklenmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ ifadesinde; 2005 yılı içerisinde Vatansever Kuvvetler Güç Birliğinden ayrıldıktan sonra Muzaffer TEKİN İn bürosundaki bir görüşmede Muzafferin "VKGB'nin İstanbul Başkanı olarak seni uygun gördük" dediğini, kendisinin ise "Ben hiç kimsenin lafıyla bir yere gelmem ve her şeyi kendim yaparım" dediğini ve Muzaffer TEKIN'le bir daha görüşmediğini beyan etmiştir.
Muzaffer TEKİN'in Mehmet Fikri KARADAĞ'a, VKGB isimli sivil toplum örgütünde görev vermeye çalışması Muzaffer TEKİN'in örgüt içerisinde köprü elaman olduğunu ve "LOBİ" belgesinde gösterilen hedeflerin^e^e^^Hİmesinde görev aldığını, bu
/ •* */* %
çerçevede Mehmet Fikri KARADAĞ'ın da sivil toplum örgütü liderleri arasında yer aldığını açıkça göstermektedir.
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ifadesinde; "Sevgi ERENEROL'u Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü olarak medyadan tanıdığını, Selçuk ERENEROL'un cenazesinde Sevgi ERENEROL'u gördüğünü ve tanıdığını, birkaç defa patrikhanede düzenlenen törenlere katıldığını, Sevgi ERENEROL'la birkaç defa konferanslarda karşılaştığını ve selamlaştığını beyan etmiştir. Ancak Sevgi ERENEROL ifadesinde; hatırladığı kadarıyla Mehmet Fikri KARADAĞ "ı Türk Ortodoks Patrikhanesindeki bir törene Muzaffer TEKİN'in getirdiğini" beyan etmiştir.
Şüpheli ifadelerinden de anlaşılacağı üzere örgütün sivil toplum örgütlerinin yöneticisi olduğu değerlendirilen Sevgi ERENEROL'la Mehmet Fikri KARADAĞ'I Muzaffer TEKİN'in tanıştırdığı anlaşılmaktadır. Ancak Mehmet Fikri KARADAĞ'ın bu hususu örgütün gizlilik prensipleri ve hücre yapılanmasından dolayı ifadesinde belirtmediği değerlendirilmektedir.
Örgütsel dokümanlarda ve örgüt üyesi şahısların tespit edilen telefon görüşmelerinde; Kuvayı Milliye ruhunun yeniden canlandırılmasından bahsedildiği ve bu oluşumun Kurtuluş Savaşı döneminde olduğu gibi silahlı eylemlerde görev alması gerektiğinden bahsedilmektedir. Mehmet Fikri KARADAĞ yöneticiliğindeki Kuvayı Milliye Derneğine bakıldığında ise söz konusu oluşumun bir dernek yapılanmasından daha çok silahı bir örgüt olarak yapılandığı ve ülke içerisinde sansasyon yaratacak ve iç çatışma çıkartacak eylemler yapma hazırlığında olduklan tespit edilmiştir. Bu nedenle Mehmet Fikri KARADAĞ'ın emrindeki örgüt üyelerine "OĞLUM", "YAVRUM", "YİĞİDİM" şeklinde hitap ederek daha yakın davranıp, gerçekleştirmeyi planladıklan eylemler için örgüt üyelerine güven duygusunu vermeye çalıştığı değerlendirilmektedir.
Tespit edilen bir telefon görüşmesinde şüpheli Erkut ERSOY'un Mehmet Fikri KARADAĞ'la "Komutanım her zaman yanınızdayız, biliyorsunuz" "Her zaman elimizden geldiği kadar, derneğimize, davamıza, her zaman biliyorsunuz, ne olursa yardımcı olacağız komutanım" şeklinde konuşması Mehmet Fikri KARADAĞ'ın emrinde görevli olduğunu açıkça göstermektedir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'ın halen görevde olduğu anlaşılan Y. I. İle yaptığı görüşmede Y.I.'ın "Ben ve kolordum emrinde diyemiyorum komutanım, kolordum yok ama arkadaşlarımın hepsi emrinizde" "Buradakilerin hepsi emrinizde" dediği, Mehmet Fikri KARADAĞ'ın ise "Onlara selam söyle, sakın olaki İh mat etmesinler" "Seyirci kalmasın hiç kimse Y..." diyerek şahıslan yönlendirdiği,
Genelkurmay Başkanlığınca yayınlanan açıklama sonrasında Mehmet Fikri KARADAĞ'ın Kemal...? İsimli şahısla yapmış olduğu görüşmede Kemal'in "Muhtıra gibi şey vardı, açıklama yaptı...Ne Mutlu Türküm diyemiyen herkes düşmanımızdır dedi" dediği, M.Fikri KARADAĞ'ın ise "Ne kadar güzel, aşağıdan gelen baskıda bu...Benim yiğitlerimin baskısı da bu" diyerek Tük Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan bir açıklamayı bile örgüt adına sahip çıktığı, bu şekilde örgütün Türk Silahlı Kuvvetlerini etkilediğini ve yönlendirdiğini lanse etmeye çalıştığı açıkça anlaşılmaktadır.
Mehmet Fikri KARADAĞ'ın 30.04.2007 tarihinde X ve Y Şahıslarla yaptığı görüşmesinde "Sevgili paşam nasılsın...dün Çağlayxı^da,pi(ydın? " diye sorması üzerine Mehmet Fikri KARADAĞ'ın "DÜN ÇAĞLA YA^%EKİ^:; GÖNDERDİM, KENDİM SEYRETTİM...ÇAĞLAYAN'DA KUVVETLİ BİZİ$kjKİP?4eş&^ tespit edilmiştir. Bu
görüşmeden de anlaşılacağı üzere Mehmet Fikri KARADAĞ düzenlenen mitinglere yönetici olmasından dolayı katılmadığı, ancak ekip olarak tabir ettiği diğer şahıslan yönlendirerek düzenlenen mitinglere katılımı sağladığı anlaşılmaktadır.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile yaptığı bir görüşmede Recep Gökhan'ın "Mustafa 'ya Da Dedim. Babayı Ara, Görüş. Ne Yapacağımızı Ne Edeceğinimizi. Kendisi Bize Talimat Verecek Dedim...Babacım Biz Gerçek Çekirdek Ve 500 Kişi Şuan Da Hazır Bekliyor'''' dediği tespit edilmiştir. Söz konusu görüşmeden örgütün yönetici şahıslar bazındaki hücre yapılanması ve Mehmet Fikri KARADAĞ gibi her yöneticinin başında bulunduğu hücre içerisindeki hiyerarşik yapıyı da açıkça göstermektedir.^
Dostları ilə paylaş: |