T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk' nun 250 Maddesiyle Görevli ve Yetkili Birim)


Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil." "Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık



Yüklə 3,64 Mb.
səhifə33/50
tarix26.08.2018
ölçüsü3,64 Mb.
#74819
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   50
Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil." "Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılmaz DURAK varya Yılma'yı tanırsın." "Yılma DURAK'ı çağırdım. Erzurum'dan Yılma DURAK geldi. 4 - 5 kere buraya aldım. Burada görüştük, "....beni şimdi Amerika'ya tekrar çağırdılar. Gidecem Amerika'ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yerde bu konular ile ilgili." dediği, Sedat'ın "Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahi etme." "Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey." dediği Veli'nin "Muhsin'de şey de Ramiz'de Ramizlende konuştum ben." dediği, bir süre Veli'nin ev satın alamamasından dolayı kiraya geçeceğinden bahsettikleri, bu esnada Veli'nin "Ben bir yer buldum. Bir yer kiraladım şeyine... Yakın öyle istiyordum onu da kiraladım. İşte onun kontratını yapıcam. Şimdi bir de camlar birde şeyde yol hizasında yani. Birinci kat yola yol hizasında orası. Biraz tehlike arz ediyor ama bir yerlen görüştüm. Camlarını kurşun geçirmez yapıyorlarmış. Film çekiyorlarmış. Onları da getirip işte kurşun geçirmez çektiricem. Bir apartmanın birinci katında giriş katında." "Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim. Eşyayı şey yapayım, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma'yı da çağırdım. Güven'len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral'i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi. Meral AKŞENER." "Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan..." dediği, Sedat'ın "Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsanız. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir." dediği.

Tape: 001202, 02.08.2004 günü saat: 17.57'de X Bay / Sedat PEKER ile Şerif...? / Harun ÇAKIR arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Öncelikle Sedat PEKER ile Şerifin görüşme yaptığı, birbirlerine hal hatır sorduğu, bir süre sonra Şerifin telefonu yanında bulunan Harun ÇAKIR'a verdiği ve Harun ÇAKIR ile Sedat PEKER'in görüşme yaptığı, bir süre konuştuktan sonra Harun ÇAKIR'ın "Hatta ben e bir avukatınız vardı. Bülent olması lazım." "O konu vardı. O konu ile ilgili çok özel bir yerden çok büyük baskdar vardı, gereği yapılsın diye. biz o evrakları falan da hepsini imha ettik. Şimdi üstatla onu konuşuyorduk işte..." dediği, Sedat'ın "Benim yapabileceğim bir şey her ne olursa olsun sadece bana bir selamınız gelmesi yeterdir ağabey." dediği, Harun'un "Bir mukabil. Ankara boyutunda bizim boyutta ne zaman, ne yapılması gerekirse biz de yaparız. Çünkü biz bir araya gelmesek de gönüller birdir. ...üstümüze ne düşüyorsa önümüze bir not geldiğinüç "onu yapıyoruz." Dediği, bir süre



daha konuştuktan sonra Harun ÇAKIR'ın "...BİZİM AĞABEYİMİZLE BERABERSİNİZ HERHALDE ZATEN." "VELİ PAŞA" dediği, Sedat'ın "DOĞRUDUR, DOĞRUDUR AĞABEY. İnşallah yaşadığım sürece kendisinden çok şeyler öğrendim her zamanda..." dediği,



Tape: 000056, 01.07.2004 günü saat : 19.04'te Fikri KARADAĞ ile Hüseyin NALBANTOĞLU arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hüseyin'in "Ben Hüseyin NALBANTOĞLU. Atilla Beyin yanından ben" "Komutanım saygılar ellerinizden öpüyorum." diyerek kendisini tanıttığı, Fikri'nin "Bir arayıp sorayım dedim. Ne oldu bu çocuklara hiç ses soluk çıkmıyor dedim. İyiler mi dedim." dediği, Hüseyin'in "İyiler Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "REİS NASIL İYİ Mİ?" diye sorduğu, Hüseyin'in "İyi Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "HEPSİNE SELAM SÖYLE." dediği,



Tape: 001177, 21.07.2004 günü saat : 17.56'da Güler KÖMÜRCÜ ile Gaffar KARADEMİR / Sedat PEKER arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Sedat'ın "...Bu Korkut abiler filan varya." "Bu Korkut filan bu Milli Yol diye bişey diyodun ya sen. "...Sen demiştin ya biraz karışıklıklar isteyelim. Ben sana o gün orda masal anlatmadım. ...Dedim abi şuan ülke sıkı durumda yani. Ülkenin Polisi görevini yapıyo. Adliyesi yapıyo. Askeri yapıyo. Şuan bu ülkede kaosa ihtiyaç yok." "Ben zaten böyle bi tip bişeylerin içersinde zaten bulunmam. Oda yapalım derken böyle yuvarlak ortada bırakmıştı hani. Şöyle yapmak böyle yapmak lazım filan diye." dediği bir süre Korkut EKEN'in kardeşi ile arasını açmaya çalıştığından bahsettikten sonra "... meğerse bu kendini bi parti gibi görüyolarmış." dediği, Güler'in "Korkut EKEN ve etrafı, tabi tabi." dediği ve bir süre sohbet ettikten sonra, Sedat'ın "Eskidendi ya. Pavyonlarda kadınlarla yatardı. Güler bigün biz İbrahim ŞAHİN bana dediki. İşte sen dedi. Bu olaylar dedi, konuşuluyo filan piyasada ilk böyle karşılaşıyoz aramızda bi sorunlar var, geçmiş. Dedim ki ne konuşuluyo kardeşim ben yaşadığımız bişeyi konuşmam. İçinde olduğum hiç bişeyi de konuşmam ki kaldıki bunlann içinde de diğilim ben dedim. Bu pavyonda karılar, manitaları var bunların. Onun manitası diyoki işte falanca kez kaçırıldı, öldürüldü diyo ya. Uyuşturucu kaçakçılığı işte. Benimki sıktı, senin ki sıktı yapıyorlar birbirlerine..." "Ya bide Politik lider diğil Güler." "Rahmetli Çatlı'yı bunlar Kokain'e alıştınp, öldürdüler çocuğu yani. Korkut abi zaten alkolik." dediği, bir süre daha konuştuktan sonra, Sedat'ın "VELİ ABİ BENİ ON SENE EVVEL UYARMIŞTI BİLİYOR MUSUN? Bide kibar kibar uyarmıştı. Yani direkmen söyliyemiyodu, bende bunları barıştırmak için napıyodum biliyon mu Güler?" "Bi Korkut abinin yanına giderdim. Abi Veli abi seni ne kadar seviyo, söyle seviyo, böyle seviyo, sonra VELİ AĞABEYNİN yanına giderdim. Abi seni böyle seviyo, şöyle seviyo, sonra tuttu dediki tanı ben bunları yan yana getirdim. Başladı VELİ ABİNİN arkasından konuşmaya, niye dedim. Yavuz ATAŞ bişeyler söyledi dedi. Yavuz ATAŞ'ı aradım. Abi sen böyle bişey söyledin mi dedim. Sonra dedim ki yüzleşelim bak ben 22 yaşında çocuğum. Onlar yetmiş yaşında adam. Herkes yan yana gelip yüzleşsin dedim. Bu ne demek dedim ya benim adımı siz, ben siz birbirinize yakın olun diye şey yapıyorum dedim. Tutuyosunuz dedim, beni de işin içine çekiyosunuz dedim. Siz napıyosunuz dedim. Yüzlesin abi kim yalan söylüyorsa çıksın. Sonra VELİ PAŞA'YLAN, Korkut Abiylen, Yavuz ATAŞ'ı görüştürdüm." "İşte yüzleşmediler. Üçü yan yana yüzleşmediler. Birbirleriyle konuştular ama üçü yan yana gelmediler." "Ya ben bu tip Hareketin içersinde dedim olmaz zaten ya." "Yani ne maddi ne manevi desteklemem dedim. Kardeşim bi sene önce söyledim." "Şimdi napıcaz yani. Onu soruyorum. Bide bunlar cahil. BİDE TUTAR Bİ KAHVE MAHVE TARATTIRIRLAR. Bİ İKİ GENÇ ÇOCUĞUN ELİNE VERİP." dediği, Güler'in "Yok canım yapmazlar öyle şeyler. Bunlar 40 kişiler aman yani hiç zannetmiyorum. Böyle yollara sapacaklannı umut etmiyorum. O tür illegal şeylere sapmazlar." dediği, Sedat'ın "...On sene evvelinde" elan olayların içinde Güler aklı



başında insanlar vardı. Devlet kararı, Hükümet kararı vardı." dediği, Güler'in "...Bizim ülkemizde son derece güçlü bi İstihbarat, son derece gerekli makamlar var. Onlarda bunun haberini alırlar tahmin ediyorum. Bunlar bu türlü bir gayri resmi yapılanmaya girerse." dediği, Sedat'ın "...Yok zannetmiyorum orda bi iki kişi de bulabilirler. Kendilerini ayarlayabilirler zaten Güler hep söyliyen benim yani. Şu ülkenin istikrara ihtiyacı var. Eskisi gibi diğil. Polis işini yapamıyordu. Adliyeler yapamıyordu. Mecburen eskinden bişeyler oluyodu. Artık eskisi gibi diğil ülke... oturuyo zemin güçleniyo Devlet güçleniyo, Polis güçleniyo, yani böyle bişey yok diyodum. Yav anlamadım Güler yani napıcaklar." dediği, bir süre Sedat'ın bu oluşum içinde olmak istemediğinden bahsettiği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Sedat'ın "O senin arkadaşında onlarla birleşcekmiş biliyomusun?" "Hani senle görüşmeye gelmiş ya bir beyfendinin oğluydu, ölmüş. Ben çok^ iyi şeyler söylemiştim masada, hatırlıyor musun?" dediği, Güler'in "Ümit BOZDAĞ, Korkut EKENTe birleşcek." "Yok canı Ümit'in adını kullanıyorlardı^ Zannetmiyorum öyle bişey..." dediği, Sedat'ın "...Turan YAZGAN Hoca" "İşte Mehmet AĞAR filan bunlar birleşceklermiş." dediği,

Tape: 001179, 21.07.2004 günü saat : 18.39'da Gaffar KARADEMİR / Sedat PEKER ile Sami HOŞTAN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Sedat'ın "... Abi hareketin varlığından bile haberim yoktu. Gasteci söylemişti. İsmin bunlarla anılıyo diye. Ben demiştimki, benim ismim bunlarla anılcak bişey yok demiştim yani." "Bilmiyorum o yapıyı hareketi bilmiyorum işte. ...Sağ taraf toparlanacakmış. Korkut EKEN işte başa geçecekmiş yani. Neymiş nasıl olacakmış da, partiler birleşecekmiş. İşte MHP, DYP veya onlar birleşmezse şey birleşcekmiş. Bu Turan YAZGAN hoca varmış. Bilmem birileri varmış işte yani. Böyle bi ... Korkut abiyi biz tüm internet sitelerinde, tüm gastede, tüm televizyonlarda onu bunu yaptık. Onla ilgili devamlı biz bişeyler yaptık, yaptık ta..." "Yaşadıklarımız var yani. Yaşanan o kadar şey varki." "Şimdi ben de dedimki olmaz dedim. Yani Korkut abi olmaz dedim. O işi yapamaz dedim. Öyle yani Parti kuracak Partinin başına geçecek şeyapacak." "Ya böyle bişi olur mu abi. Komedi olur yani. Böyle bir hareketin içinde işte ben Mehmet AĞAR'a 2 Milyon dolar vermişim." dediği ve bir süre Korkut EKEN'in parti liderliğini yapamayacağından bahsettikleri, daha sonra Sedat'ın "Şimdi bende çıkıp şöyle mi söylesem veya Sami abi işte falanca kez adama on sene evvel Korkut EKEN bana demişti ki. ...Filanca kez adamı ara. Bu adam eroin satıyo. Uyuşturucu işi PKKTılarla da beraber hareket ediyo. PKK'ya para veriyo diyo abi. Bu adam yapmaz dedim de. Israr ettiğimde adama açıp küfür edin deyip sonra iki gün sonra beni arayıp ya senin dediğin doğruymuş. Adam yapmaz, işte kalbini kırdık. Bi kalbini al diyo. Biz kalbini alıyoruz. Ondan sonra da Atilla abi diyoki senden önce o adam geldi diyo. Çantayıda ben taşıdım. Atilla ahinin arkadaşı parayı getirdim, bıraktım diyo. Ben bi lira kimseden aldıysam Allah'ımın üzerine yemin ederim ki Sami şimdi herkez." "Şimdi bunlan mı konuşalım oturalım." "Kürtlere savaş açcaz deyip, kürt Ahmet'le ortaklık yapmak nası bişey abi." "Bide Kürt Ahmet'le yaptığı ortaklıkta otopark ortaklığında bile." "150 Bin dolan ben vermiştim. O otoparkı alırken..." dediği, Sami'nin "...Bu anlattığın şeyler hiç bişey diğil." dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, Sedat'ın "Şimdi mesela geçmişte duyuru falan oluyodu. Sedat'çım bana arkamdan iftira atıyolar. Diyolarki Kolombiyalı bi hostes kızla ilişkin varmış. İşte benim hakkımda kötüleme şeyi yapıyolar. Ben VELİ PAŞAYLA Korkut abiyi barıştırmak, Yavuz ATAÇ'ı. Hepsine uğraştım. VELİ ABİYE gidiyorum, abi diyorum Korkut EKEN böyle böyle. Ya diyoduki bana boşver filan. Be diyodum abi böyle böyle sonra Korkut EKEN'e anlatıyodum. Sonra onları barıştırdım. Ertesi gün abi bi konu oldu. Yavuz ATAÇ bana dediki. Diyo VELİ KÜÇÜK benim için şöyle yapmış, böyle yapmış. VELİ ABİYİ aradım. Dediki ya ben böyle bişey yapmadım ama^&ana söylemedim mi..." dediği ve

görüşmenin devamında Yavuz ATAÇVeli KÜ*fUK v% Korkut EKEN'in aralanndaki


(l







ff ,> '"İ ' \

.25İW

problemlerle ilgili yaptığı girişimleri anlattığı, görüşmenin sonlarında Sedat PEKER'in "VELİ BABA BANA DEDİKİ. Ya nolur bırak bu işleri dedi. Ya sen işine gücüne bak. Sen saf temiz insansın dedi... E şimdi Sami ben düşünüyom da." dediği, Sami'nin "Bize de zamanında ne söyledi biliyo musun? Bunu bize de, rahmetliyle bana da söyledi. VELİ PAŞA bana da söyledi. Rahmetliye de söyledi yani yani..." dediği, Sedat'ın "Ya bunlar abi bak yemin ediyorum planlayıcı filan olmadan. Bunlar olay molay yaparlar. Giderler bi kaç tane dandik dundik adama ateş mateş ederler. Bunlar Kürtçü diye. Gerçi Kürtlerle ortaklık yaparlar ama böyle saçma bide bi olay filan yaparlar abi gine..."

Tape: 001176, 21.07.2004 günü saat : 17.30'da Gaffar KARADEMİR / Sedat PEKER ile Feridun ÖNCEL arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Sedat'ın "...Ben bu Korkut abiye zamanında uğradığımda bu böyle muhabbet filan ediyodukta." "Böyle işte biraz aklı havalardaydı. İşte şöyle yapmak lazım. Böyle yapmak lazım. Hani OLAY filan. Bende dedim ki yani şuan bu ülke istikrara ihtiyacı var gibi bende bu yönde görüş belirtmiştim." "Daha sonra bu bize böyle bi soğuk filan olmaya başladı." "Dünde Cumhuriyet Gastesinde bir yazı çıkmış işte. Sedat PEKER Milli Yolu organize ediyo diye." dediği, bir süre Milli Yol konusu ile konuştuktan sonra Sedat PEKER'in "Ya bide bak bişey diyim. Bunlar cahil yani. Bunlar bi kaç kişi o Ayhan ÇARKIN, Korkut EKEN, SEMİH FİLAN." "Böyle sağda solda BİKAÇ TANE KAHVEYE MAVEYE ATEŞ EDİP ORTALIĞI KARIŞTIRIP. GASTECİ DİYODUKİ, AMAÇ ORTALIĞI KARIŞTIRMAK." "...ÖYLE ÜÇ BEŞ TANE FAİLİ MEÇHUL CİNAYET YAPACAZ. ORTALIK KARIŞACAK. BİDE BUNLARIN SONU KÖTÜ OLACAK YA." Dediği, bir süre Korkut EKEN ile ilgili konuştuktan sonra Sedat PEKER'in "Bana falanca kez kişiyi ara diyodu. Napıyo bu falanca kez kişi, PKK'ya para veriyonıuş. Daha o zaman çocuğ... Adam arıyoz. Kardeşim sen PKK'ya para veriyosun hesabı. Ulan ibne bizde arkadaş biliyoduk seni, adamda tanıdığımız, ismini söylemim. Türkiye'nin büyük zenginlerinden biri. Sonra getiriyolardı Ankara'ya bana diyo ki üç gün sonra. Ya Sedat'çım bu PKK'dan gerçekten para almamış. Sen doğru söylemişsin. Çok iyi adammış. Adamla karı koca gibi oluyolar. Adanı Atilla abi sonra bana diyo ki. Sen görmedin diyo. Falanca kez kişi Ceymis Bond çantayı getirdi diyo. Beni dışarıda beklettiler, çantayı baktım. Bıraktık gittik diyo orda." "O Millet öldürülüyodu ya..." "Ahlaksız götveren ibneler böyle bi terbiyesizlik olur mu başkan. Kim bu ibneler ya kendireni ne sikim zannediyo bunlar ya." "Aklının amma soktuklanmmın yok onu yaptık. Bunu yaptık. İbne milleti inandırdık biz. Kahraman diye buyur şimdi la..." "VELİ PAŞA bana ne demişti biliyo musun? Bu Korkut EKEN'e dikkat et demişti ya." "Bu Korkut EKEN'e dikkat et demişti ya." "BÜTÜN GENERALLER demişlerdiki bana, sende demiştin." "Ama bunlar menfaat için demiştim. Vatan için diğilki." Dediği aynı konularla ilgili konuşmaya devam ettiği anlaşılmıştır.



14.06.2007 günü saat:21.31 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT'un yaptığı telefon görüşmesinde özetle;

S.AKKURT'un "Hı o PEKER'in adresini bulsana bana" dediği, M.YÜCE' nin "Tamam onu ben Mesut'a derim yazar yollar" dediği, S.AKKUR' un "Sen bana yaz ben ona bir mektup yazacam ben ona bir damardan girecem" dediği, görüşmenin devamında S.AKKUR M.YÜCE' nin telefon hattını isteyerek kendisinin 0542'li yeni hat istedikten sonra "Tamam sen o hattı bana ver birde o Peker'in adresini canını yiyeyim ne et et bana bul" "Benim ona bir damardan girmem lazım ona bir mektup yollayacam ben" dediği,



02.10.2007 günü saat:20.11/20.12 sıralannda Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği mesajda;

"GAZETECİ ORHAN PAMUK VAR QN_U. HALLEDECEZ 2 TRİLYON ALACAZ HAZIRLIKLARI YAPACAZ HRANT^DIN Kİ VURANL ARL AD A HALİL GORUSMUS SEDAT PEKER ALAATTIN ÇAKICI ARKAMIZDALAR İSTANBUL



EMNİYET MUDURU VE bas savcıylada BU hafta GORUSECEZ BEN SEN HALİL fucı HAZIRLIKLI OL" şeklinde yazdığı;

02.10.2007 günü saat:20.26 sıralarında Muhammet YÜCE ile Coşkun ÇALIK'ın yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

"ÖYLEDE YK BOYLEDE EN AZINDAN HAYATIMIZI KURTARIRIZ BABALAR gibi YATAR ÇIKARIZ ZATEN SEDAT PEKER YAKALANINCA BIZI KENDİ KOĞUŞUNA ALDIracAKMIŞ EN BUYUK biz OLACAZ PARANINDA HERSEYINDE ENIYISINI YAPACAZ HALAOĞLU BU SAATTEN SONRA BİZE BU GİDER" dediği,

12.06.2007 günü saat: 20.09-20.10 sıralarında Coşkun ÇALIK'a Muhammed YÜCE'nin gönderdiği üç mesajda;

"HALAOĞLU nehaber HALİL GORUSDU, SUAN KUTAHYADA YARIN



CEZAEVİNDE SEDA""T pekerle görüşecek, pekerin emrini BEKLIYOZ, I AY ICINDE ARTIK hen P" "ARAMIZ, HEMDE ARKAMIZDA PEKER OLACAK" yazdığı,

Söz konusu soruşturma kapsamında yakalanan Muzaffer TEKİN'in Kadıköy ilçesi Göztepe semti Dr. Ergin caddesi No:2/13 sayılı yerde bulunan ikametinde yapılan aramada, 1 adet bilgisayara el konulmuş ve bu bilgisayarın yapılan incelemesinde;

MevcutDosyalarAVORD dosyası içerisinde;

Fatih ALTAYLI başlıklı Muzaffer TEKİN'in Fatih ALTAYLI'ya yazmış olduğu davetinize katılmaktan onur duyarım yazısı ve "Sn. Sedat PEKER'in böylesine yüce ve kutsal davaya kendisini adamasını takdir ile karşılıyorum'' şeklinde ibarenin mevcut olduğu tespit edilmiştir.

Söz konusu not ile ilgili Muzaffer TEKİN ifadesinde;

"Sedat PEKER ile ilk olarak yaklaşık 6-7 sene öncesi İstanbul Hilton otelinde ÖZTÜRKLER gecesinde tanıştığını, ondan sonra bir sefer Kadıköy'de Morgm kafede karşılaştıklarını ve on beş yirmi dakika görüştüklerini, bir seferde Kadıköy'de Dalyan kafede 3-4 sene önce kafenin sahibi vasıtasıyla görüştüklerini, o dönemde Sedat PEKER'i bir iş adamı olarak tanıdığını beyan etmiştir.

Şüpheli Mehmet Fikri KARADA G ise ifadesinde özetle;

Sedat PEKER'le kendisini Muzaffer TEKİN' in tanıştırdığını, Muzaffer TEKİN'in, Sedat PEKER'i tanıştırırken bu şahsın "Türkçü, vatansever birisi" olarak tanıttığını, Muzaffer TEKİN'in Sedat'ın hapishaneden çıktığını, Tekirdağ'da hastanede olduğunu ve ziyarete gideceklerini anlatarak kendisini de davet ettiğini, kendisinin de bu kahraman Türk evladını ziyaretine gidebileceği söylediğini, birlikte ziyarete gittiklerini, Hastanede 10 dakika kadar ziyaret ettiklerini, ilk tanışmalarının bu şekilde olduğunu,

Daha sonra Sedat PEKER'in kendisini ve Muzaffer TEKİN i Beylerbeyi sahilinde yalıdan bozma bir yere davet ettiğini, orada sohbet ettiklerini, ilerleyen dönem içersinde Sedat PEKER'in kendilerini tekrar yemeğe çağırdığını, Muzaffer'in bürosunda oturmakta iken sonradan adını Boğaç olarak öğrendiği bir ş ahsın gelerek kendilerini aldığını, birlikte Beykoz'da bulunan büyük bir bahçe içerisindeki eve gittiklerini, bu şekilde şahısla görüşmelerinin olduğunu, daha sonra Sedat PEKER'in kardeşi Atilla PEKER'le birkaç defa kandil ve bayramlarda kutlama amaçlı görüştüklerini beyan etmiştir.
Soruşturma kapsamında örgütün malvarlığına yönelik yetkili MURAKIPLARCA

yapılan çalışmalarda, Mehmet ... isimli şahsın ... yıllarında Veli KÜÇÜK'ün hesabına

para yatırdığı tespit edilmiştir. Mehmet... isimli şahıs ise Sedat PEKER'e yönelik 2004 yılında yapılan soruşturma ve koğuşturma kapsamında hakkında işlem yapılmış ve Sedat PEKER liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan .... Hapk sezası almıştır.

Dolayısıyla bu tespitlerde Tanık Hanefi AVCI'nm iddia ve beyanlarını doğruladığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan söz konusu soruşturma kapsamında yapılan tektik takip

çalışmalarında; telefonları dinlenen isimli şahıslar, örgütün talimatlan

doğrultusunda gerçekleştirecekleri silahlı eylemlerden sonra yakalanıp cezaevine girdiklerinde kendilerini Sedat PEKER'in bakacağını ve Sedat PEKER'in yanma gideceklerini konuştuklan tespit edilmiştir Şimdi de bu iletişim tespit tutanaklannm kısaca özetleri belirtilecektir.

SEMİH TUFAN GÜLALTAY ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İRTİBATI

Semih Tufan GÜLALTAY 1968 Kars doğumludur. Çocukluğunda ailesi ile birlikte İstanbul iline gelmiş ve burada yaşamaya başlamıştır. Semih Tufan GÜLALTAY uzun yıllar etrafına topladığı sabıkalı şahıslarla özellikle çek-senet tahsilatı, tehdit konulannda faaliyet gösterirken, 1998 yılında Akın BİRDAL eylemi ile gayrimeşru camiada etkinliğini artırmış ve adını bir çok kanlı eylemle duyurmuş olan Türk İntikam Tugayı (T.İ.T) ile birlikte anılmaya başlanmıştır.

Semih Tufan GÜLALTAY cezaevinden tahliye olduktan sonra, Akın BİRDAL suikastı ile elde ettiği kötü ünü müştekilere korku salmak ve caydıncılığmı artırmak amacıyla kullanmış ve bu çerçevede arkalannda derin güçler olduğu ve derin devletle bağlantılı olduğu izlenimi vererek gayrimeşru faaliyetlerine devam etmiştir.

Aynca "ERGENEKON" terör örgütünün diğer yöntemlerinden olan siyaset dünyasına yön verilmesi ile ilgili faaliyetlerde bulunmak amacıyla Ulusal birlik partisi Genel Başkanlığına seçilmiş, kısa bir süre sonra sabıkası nedeniyle görevden uzaklaştmlmca bu kez de "ERGENEKON" terör örgütünün başka bir yöntemi olan Sivil Toplum Örgütleri oluşturulması yönünde çalışmalarda bulunmuştur. Bu çerçevede ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMU'nu kurarak birçok sivil toplum örgütünü bünyesinde toplamaya çalışmıştır.

Semih Tufan GÜLALTAY siyasi faaliyetlerini sürdürürken bile tehditten, kan dökmekten ve şiddetten vazgeçmemiş, bu çerçevede kendisini desteklemeyen bir sivil toplum örgütü sorumlusu ile yaptığı telefon konuşmasında "Bu işin sonunda KAN DÖKÜLMESİNİ istemiyorum, bana muhalif olacak adamın ağzına MERMİYİ SIKARIM, yolumuzu

ayırdıktan sonra hepinizden İNTİKAM ALIRIM. Herkese TETİK keserim" " Ben bu

yolda yürüyeceğim bu yolda da babam SIRRI GÜLALTAY'ı kurban ederim tanımam, Emre yi yatırır başını keserim" diyerek tehdit ettiği, bu şekildeki söylemlerini birçok telefon konuşmasında açıkça belirttiği görülmüştür.

2007 yılı içersinde Semih Tufan GÜLALTAY ve suç örgütü hakkında "Çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak, örgüt adına birden fazla gasp amaçlı tehdit ederek zorla senet imzalatmak, birden fazla gasp yapmak, adam kaçırmak, hürriyeti tahdit ve gasp amaçlı iş yeri basmak" suçlanndan haklannda işlem yapılmış ve Semih Tufan GÜLALTAY ile çok sayıda adamı tutuklanmıştır. Şuanda da halende tutukluluk halleri devam etmektedir.

Sonuç olarak bu güne hakkında yapılan işlemler, mahkeme kararlan, gerçekleştirdiği olaylar ve elde edilen tüm deliller Semih Tufan GÜLALTAY'ın çıkar amaçlı suç örgütü olduğunu ve bu güne kadar birçok eylemler gerçekleştirdiğini açıkça göstermektedir.

Ergenekon Terör Örgütü adına Semih Tufan GÜLALTAY ile ilişkileri örgüt yöneticilerinden Muzaffer TEKİN ve Mehmet Fikri KARADAĞ'ın sağladığı, Muzaffer TEKİN'le olan ilişkisinin Akın BİRDAL'ın yaralanması olayından tutuklu bulunduğu dönemde başladığı ve tahliye olduktan sonrada devam ettiği, Mehmet Fikri KARADAĞ ile de tahliye olduktan sonra tanıştıkları ve birçok örgütsel faaliyette birlikte çalıştıklan anlaşılmıştır.











Soruşturma kapsamında alman ifadelerden, Semih Tufan GÜLALTAY, Akın BİRDAL'm vurulması olayı ile ilgili tutuklu bulunduğu dönemde, Muzaffer TEKİN'in bizzat kendisi ve ailesi ile ilgilendiği ve her türlü desteği sağladığı, Semih Tufan GÜLALTAY cezaevinden tahliye olduktan sonra da Muzaffer TEKİN ile birlikteliğinin devam ettiği, hatta Muzaffer TEKİN ile birlikte Sevgi ERENEROL'un toplantılarına katıldığı kamera görüntüleri ile de tespit edilmiştir.

Semih Tufan GÜLALTAY ve adamlarına yönelik yapılan soruşturma çerçevesinde alman ifadelerde, Muzaffer TEKİN'in sık sık Semih Tufan GÜLALTAY'ın yanma geldiği ve kendisine KOMUTAN diye hitap edildiği, Danıştay saldırısından 2 gün önce Muzaffer TEKİN'in yine yanında 4-5 kişilik bir grupla Semih Tufan GÜLALTAY'ın ofisine geldiği ve burada saatlerce toplantı yaptıklan, yine DANIŞTAY suikastının tetikçisi Alparslan ARSLAN'm da olaydan önceki tarihlerde bu binaya kalabalık bir grupla geldiği belirtilmiştir.

Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ise ifadesinde, Semih Tufan'm kardeşi Emre GÜLALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in ofisinde tanıdığını, Semih Tufan GÜLALTAY cezaevinden çıktıktan sonra en az on defa görüştüğünü, Ulusal Birlik Partisinin kurulması aşamasında yardımcı olduğunu, partinin kurulması aşamasında birlikte Ankara'ya gittiklerini beyan etmiştir.

Öte yandan firari olarak aranan kardeşi Emre GÜLALTAY soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Hayrettin ERTEKİN ile yoğun ilişki içersinde olduğu iletişim tespit tutanaklanndan açıkça görülmektedir. Belirtilen bu hususlarla ilgili deliller ilerleyen bölümlerde aynntılı olarak anlatılacaktır.

25.02.2007 günü Semih Tufan GÜLALTAY'ın Taksim meydanında Ulusal Birlik Platformu olarak düzenledikleri mitinge Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ'in bizzat katılarak destek verdiği görülmektedir.

Aynca Sevgi ERENEROL'un düzenlediği toplantılara Semih Tufan GÜLALTAY'ın Muzaffer TEKİN ile birlikte katılması, Ulusal Birlik Partisini kurarken Mehmet Fikri KARADAĞ ile olan ilişkileri Semih Tufan GÜLALTAY'ın "ERGENEKON" terör örgütü mensubu olduğunu açıkça göstermektedir.

Semih Tufan GÜLALTAY liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan soruşturma kapsamında dinlenen telefonlarda, Semih Tufan'm kardeşi Emre GÜLALTAY'dan mağduriyet yaşayan Savaşhan isimli şahıs "Oğlum bunlar hep yanlış yollara bulaşıyorlar ya." "Şimdi bizim yeğene BİZ DERİN DEVLETİZ hesabına bazı hareketler yapmış, EMRE yapıyo bunlan" "MUZAFFER ABİYE gidiyorum, TEKİN'e oraya gelecekler hepsi, ben sana söylim" "Benim yiğenime böyle tahsilat olurmu ya. MUZAFFER TEKİN'e çağıracam EMRE'yi" dediği, böylelikle bir taraftan Emre GÜLALTAY ile Muzaffer TEKİN'in arasındaki ilişkiyi, diğer taraftan da Semih Tufan GÜLALTAY liderliğindeki suç örgütünün kendilerini "DERİN DEVLET" olarak tanıtıp korku saldıklan anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla tüm bu veriler Semih Tufan GÜLALTAY liderliğindeki suç örgütünün "ERGENEKON" terör örgütü bünyesinde faaliyet gösteren bir suç örgütü olduğunu, "ERGENEKON" terör örgütü içersinde Muzaffer TEKİN'e bağlı hareket ettiğini göstermektedir. Bunlann yanı sıra Semih Tufan GÜLALTAY'ın kurduğu Ulusal Birlik Platformu ile "ERGENEKON" terör örgütünün Sivil Toplum Örgütleri biriminde de bizzat görev yaptığı anlaşılmaktadır.

Şimdi de Semih Tufan GÜLALTAY liderliğindeki suç örgütünün "ERGENEKON" terör örgütü ile irtibatını gösterir deliller sırası ile anlatılacaktır.

Semih Tufan GÜLALTAY liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan soruşturma kapsamında Müşteki sıfatı ile ifade veren Esra Feride GÖKÇİMEN ifadesinde, yaklaşık 4 ay kadar Semih Tufan GÜLALTAY'ın yanında bulunduklannı, yaşadığı mağduriyetlerin yanı sıra; bu süre içersinde bir çok oj!ayasşafei4olduklannı, bu çerçevede Semih Tufan GÜLALTAY ın etrafında bulunan şahıslaftf bîr günJ^utlaka kendisinin başbakan



Yüklə 3,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin