T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk' nun 250 Maddesiyle Görevli ve Yetkili Birim)


JİTEM'Cİ VE MİT'Cİ GAZETECİLERİSİMLİ DOKÜMAN



Yüklə 3,64 Mb.
səhifə45/50
tarix26.08.2018
ölçüsü3,64 Mb.
#74819
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   50

JİTEM'Cİ VE MİT'Cİ GAZETECİLERİSİMLİ DOKÜMAN

ı'r ..

Bu doküman şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Ümit OGUZTAN'dan ele geçirilmiştir.

Dokümanda kapak kısmı bulunmayıp "JİTEMCİ VE MİTÇİ GAZETECİLER" başlığı altında hazırlanan bir yazı metnidir. 6 Sayfadan oluşmaktadır.

DOKÜMANIN "ERGENEKON" DOKÜMANI İLE İRTİBATI:"ERGENEKON" dokümanında 4/a) "GENEL DURUM VE SORUNLAR" başlığı altında;

İstihbarat örgütlerindeki insan unsurundan bahsedilerek insanlık onurunu yitirmemiş, asalete ve yetenek donanımlarına sahip dünya gerçeklerini görebilecek nitelikte Türkiye Cumhuriyetinin temel varlık nedeni Kemalizm'e inanmış Atatürk ilke ve prensiplerine sahip çıkmanın önemini kavrayabilmiş, özveriden kaçınmayan personel kazanımmm önemli olduğu, bu nedenle ordu birlikleri içinde yer alan askerler ile üniversitenin birinci ve ikinci sınıflarında öğrenim gören gençlerden yararlanabileceği belirtilmiştir.

Aynca Ergenekon gibi çok özel bir yapılanma içerisinde yer alması uygun görülecek sivil personelin seçiminin de olabildiğince dikkatli titiz ve özen gösterilerek yapılması gerektiği, aksi taktirde Türkiye Cumhuriyeti resmi istihbaratı MİT in bugün içinde bulunduğu sorun ve çelişkilerin benzer versiyonlannm Ergenekon bünyesinde taşınmış olacağından bahsedilmektedir. Ergenekon'un benzer bir örneği kendi içinde Jitem gerçeği ile yaşayarak yeterli deneyimi elde ettiği vurgulanmıştır.

Söz konusu dokümanın yapılan incelemesinde; Amerika'da kaçak olarak bulunan CİA'nm danışman kadrosu içinde görevli Mehmet EYMÜR'ün "www.atin.org" adlı sitesindeki "kara kalem" ve "çift meslekliler" olarak tanımladığı, MİT ve JİTEM elemanlannm kod adlannı vererek deşifre etme yöntemine gittiği,

Mehmet EYMÜR'ün bu girişiminin ertesi günlerde çeşitli basın yayın organlanna yansıdığı, bu haberlerin bazılannda; özellikle yerli basındaki kimi yazar ve gazetecilerin MİT mensubu veya görevlendirilmiş elemanı olmasının, devlet güvenliği çerçevesi içerisinde var olan rutin bir uygulama olduğu,

Bu tür uygulamalar kapsamında Mehmet EYMÜR'ün internet aracılığıyla gerçekleştirdiği yayında, "Tunca" kod adlı JİTEM ajanı gazeteci üzerinden öncelikli hedefinin; kendisinin bugünkü konumuna sürüklenmesine neden olan görevliler olduğu belirtilmiştir.

Aynca JİTEM'ci gazetecilere göre; Susurluk kazasından sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi AVCI'nın yapmış olduğu açıklamalann, emekli Binbaşı Cem ERSEVER'in öldürülme sebebini ortaya çıkarabileceğini, öldürülen Cem ERSEVER'in uzun süre Güneydoğu'da görev yaptığını ve Hizbulvahşet örgütü lideri Hüseyin VELİOĞLU'nun da yakın arkadaşı olduğunu belirttiği

JİTEM'ci gazetecilerin Mesut YILMAZ ile Abdullah ÇATLI'nm birlikte olduğu fotoğrafı DYP'li bir milletvekiline ve aynca Akın BİRDAL suikastinin azmettiricisi Semih Tufan GÜLALTAY ile Mesut YILMAZ'ın birlikte çekilmiş fotoğraflannm Denizli milletvekili Kemal AYKURT'a sattıklanm, bu satış ile ilgili Tunca ve Baha isimli şahıslar arasında geçen diyaloga yer verildiği, Mehmet EYMÜR'ün bu deşifrasyonlan yapmasının Türkiye'nin ulusal çıkarlanna vereceği zarann küçümsenemeyeceği,

Devamında bunun nedeni olarak; CIA'nin EYMÜR aracılığı ile Türkiye'nin istihbarat kadrolannm tümüyle deşifre etmeyi başardığını, bunun yanı sıra istihbarat yapılanması, çalışma yöntemleri, amaçlan ve sürdürdüğü politikayı çözdüğünü,

Bir realite olarak CIA'nin elinde MİT'in röntgen filmlerinin bulunduğu yani MİT'in tümüyle çökertildiğini ve artık işlevini bitirmiş olduğu kısacası ülkenin istihbarat örgütünün iflas ettirildiği belirtilmiştir.

"ÇÖZÜM" başlığı altında;

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Ulusal istihbarat^ mekanizmasını yeniden ve sıfırdan kurmasının kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu, "ancak bu gınşimin son derece gizli

tutulması gerektiği ve siyasi, bürokrat, teknokrat ve hükümet kadrolarından habersiz yapılması gerektiği, mevcut MİT kadrolarının, yeni yapılanma içerisinde bulunmaması gerektiği,

Aynca, yeni yapılanma tamamlandıktan sonra MİT içerisindeki mevcut kadronun tasfiye edilmesi ve bu personelin hiçbir kamu kuruluşunda görevlendirilmemesi gerektiği belirtilmiştir.

Türkiye'nin mevcut istihbarat örgütünü tümüyle ortadan kaldınp, yeni üniteleri devreye sokmakla ülke içindeki aynlıkçı/etnik/ mndamentalist / yıkıcı faaliyetlerin kaynağını da kurutacağı belirtilmiştir. Yazının sonunda "Saygılanmızla, İstanbul: 14/06/00" yazdığı görülmüştür.



KEMALİST HAREKET İSİMLİ DOKÜMAN

Bu doküman şüpheli Ümit OĞUZTAN'dan ele geçirilmiştir.

Dokümanın kapak kısmında "KEMALİST HAREKET" "İSTANBUL-EYLÜL-2000" yazmaktadır. 18 sayfadan oluşmaktadır.

DOKÜMANIN "ERGENEKON" DOKÜMANI İLE İRTİBATI: "ERGENEKON" dokümanının 4/d "Sivil Toplum Örgütleri" başlığı altında; Ergenekon'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu, aynca Türkiye'de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına alması gerektiği belirtilmiştir.

Bu amaç doğrultusunda hazırlanan "LOBİ" dokümanının GİRİŞ bölümüne bakıldığında da, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'a bağlı olarak "sivil unsurlann" örgütlenmesinin zorunlu olduğu, bu faaliyetlerin "LOBİ" adı verilen gizli örgütsel çalışma ile yapılacağı belirtilmiştir.

LOBİ dokümanının l/b) "KAPSAM" başlığı altında ise;

Lobi geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalannda özellikle gençlerin Kemalist ideolojiye ve ülke çıkarlan doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarladıklan, bu çerçevede üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlannda ve güneydoğu Anadoluda boşluğa sürüklenmiş, sahipsiz gençlerin örgütleneceği belirtilmiştir.

ERGENEKON ve LOBİ dokümanlannm yönlendirmeleri doğrultusunda, örgütün sivil toplum örgütlerini oluşturmayı amaçladığı ve bu çerçevede kendi sivil toplum örgütlerini oluşturmak ve diğer sivil toplum örgütlerini kontrol altına almak için; KEMALİST HAREKET, KEMALİST MODEL ULUSAL GENÇLİK HAREKETİ, DİNAMİK, ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ&KUVAYI MİLLİYE CEPHESİ, DİNAMİK ANTİ/TEZ ve "GENEL YAPI" isimli doküman çalışmalannın yapıldığı anlaşılmaktadır.

"KEMALİST HAREKET" isimli dokümanda ise; Ulusal gençliğin Kemalist hareket doğrultusunda örgütlenebilmesi için, "Kemalist hareket" adı altında resmi demek kurulması gerektiği, kurulacak bu demeğin demek dışında oluşturulacak 5 kişilik GİZLİ bir komite tarafından yönlendirileceği, bu GİZLİ KOMİTE ile demek başkanı arasında "KÖPRÜ PERSONEL" olması gerektiği belirtilmiştir.

ERGENEKON dokümanının 4/2-a) "KÖPRÜ PERSONEL" başlığı altında;

Seçilecek üç kişinin Ergenekon içinde ve örgüt dışında, örgütü temsilen hareket edebilmelerinin sağlanması gerektiği bu kişilerin örgüt dışında legal bir işte istihdam edilmeleri gerektiği vurgulanmıştır. Kemalist hareket ile ilgili oluşuma baktığımızda da "KÖPRÜ PERSONEL" kavramının kullanıldığı dikkat çekmektedir.

Örgütün amaçlanna ulaşabilmesi için "Kemalizmi" kendi çıkarlan doğrultusunda kullandıklan, Kemalizmi bir kalkan olarak kullandıklan görülmektedir. "KEMALİST HAREKET DERNEĞİ" adı altında oluşturacaklan yapıda bile örgütün gizlilik prensiplerini uyguladıklan, oluşturulacak demeğin bağımsız bir şekilde hareket etmesini istemedikleri, tamamen kendi kontrol ve yönlendirmeleri ile çalışma^wr4stedikleri, bu nedenle de demeği yönlendirecek gizli bir komite oluşturmayı planladıktan görülmektedir.



"KEMALİST HAREKET" İSİMLİ DOKÜMANIN YAPILAN İNCELEMESİNDE ÖZETLE;

1961 Anayasasına kadar geçen süreçte anayasalarımızda "hukuk devleti" kavramının yer almadığı, 1982 Anayasasında yer almışsa da içi boş bir kavram olarak yer aldığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir zaman "evrensel hukuk devleti" kalıplan içine sığamadıği, devlet örgütünün hukuk kurallan dışına çıktıkça toplumun çeteleştiği, günümüz Türkiye'sinde "evrensel hukuk kurallan" yerine "orman kurallan"nm geçerli hale geldiği belirtilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin en büyük ihanet çemberi içine çekildiği, ihanet ve çıkar çeteleri fundamentalist örgütler, MAFİA gruplan, GLADİO yapılanması ve uzantılannm devlet içinde kadrolaşabildikleri, bu nedenle ülkenin kurtulması için Türk gençliğinin "Kemalist harekef'ine ihtiyaç doğduğu belirtilmiştir.

Ülkenin tüm kaynaklannm yağmalandığı, talan edildiği ve ulusun geleceğinin ipotek altına alındığı, ülkeyi bu durumdan Atatürk'ün Cumhuriyet'i emanet ettiği "ulusal gençlik"in kurtaracağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeraltı zenginliklerini, Türk ulusunun alın teri, emeği ve üretimini "ulusal gençlik"in koruyacağı, Türk ulusunun gelmiş geçmiş ne kadar kültür, bilim ve sanat insanı varsa tümünün yaşamının zindana çevrildiği, Türk ulusunun bilim, sanat ve kültür alanlannda katliam yaşamasına "ulusal gençlik"in son vereceği, bu nedenle "Kemalist Harekef'in kurulmasının ve örgütlenmesinin planlandığı belirtilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nde içte yer alan ihanet şebekelerinin dış ülkelerin istihbarat örgütleriyle doğrudan bağlantılı olduğu, bu nedenle "Kemalist Harekef'in çeşitli ülkelerin istihbarat örgütleri ve bunlann yerli işbirlikçilerini doğrudan gözetim altında bulundurması gerektiği, Kemalist hareket üyeleri içinden seçilecek olan uygun gençlerimizin çeşitli ülkelerin istihbarat örgütlerine sızması gerektiği belirtilmiştir.

Kemalist hareketin kurulacak yasal bir demek çatısı altında evrensel sivil toplum örgütü olarak faaliyete geçirilmesi gerektiği, bu çerçevede ülke içinde olduğu gibi tüm dünya ülkelerinde örgütlenmesi gerektiği, Kemalist hareket demeğinin Kemalizm'i uluslar arası platforma taşımak zorunda olduğu belirtilmiştir.

Milli mücadele yıllannda Türk kadmlannm çok önemli ve özel bir yeri olduğu, Kemalizm ideolojisinin kadınlara büyük önem ve değer verdiği, bu nedenle bu hareketin liderinin erkek değil kadın olmasında büyük yarar olduğu, bu durumun uluslar arası platformda da dikkat çekici bir basan sağlayacağı belirtilmiştir.

"YÖNETİM SEVK VE İDARE" başlığı altında;

*Kemalist hareket demeği merkezinin İstanbul'da olması gerektiği,

*Kemalist hareket demeği merkezinin, üretilen ve üretilecek olan "teorik, stratejik ve doktriner" argümanlann yaşama geçirilmesi için propaganda merkezi olarak faaliyet göstereceği,

*Kemalist hareket demeğinin yönetiminin üretilecek "teorik, stratejik ve doktriner" argümanlar ile sağlanacağı, bu türden üretimlerin demek dışında oluşturulacak 5 kişilik "GİZLİ" bir komite tarafından üretileceği, söz konusu gizli komite üyelerinin birbirlerini tanımada herhangi bir sakınca olmadığı, fakat müşterek toplantılar düzenlenmesinin gizlilik prensibine aykm olduğu, komite üyeleri ile demek başkanı arasında iletişimi sağlayacak olan bir "KÖPRÜ PERSONEL" olacağı, demek başkanının talimatlan köprü personelden alarak uygulamaya koyacağı,

*Dernek faaliyet ve girişimlerinin mevcut yasalara uygun olarak düzenleneceği, hukuka aykm faaliyetlerin meşruluğa gölge düşüreceği, bu nedenle demek çatısı altında yer alacak yöneticilerin hukuk platformundaki sicillerinin önemli olduğu,

^Günümüzde hemen hemen dünyanın her ülkesinde Türk nüfusunun bulunduğu, bu


nedenle yurt dışında demekler kurularak faaliyete geçirilmesi gerektiği, aynca dünyanın
çeşitli ülkelerinde Türklerin kurduğu çeşitli demek vG-tobiîerden azami ölçüde yararlanılması
gerektiği, y \ *'

*Kemalist hareket derneğinin sıradan bir sivil toplum örgütü olmadığı, meşru direnme hakkının en geniş biçimde hayata geçirileceği bir direniş hareketi olduğu,

*Kemalist hareketi derneğini oluşturacak yönetim kadrolarının gizli komite üyeleri tarafından seçilmesi gerektiği,

*Kemalist hareket derneği liderliğini üstlenecek kişinin süreç içinde çeşitli vesileler ile gizli komite üyeleri ile görüştürülmesi gerektiği, gizli komite üyelerinin çeşitli alanlarda Kemalist hareket derneği liderine "danışman" kadrosu olarak görevlendirilmesinin çok daha uygun olacağı belirtilmiştir.

"SONUÇ" bölümünde;

Dış güçlere kendilerini satmayı içlerine sindirebilmiş olanlar haricinde tüm Türk sanatçı, aydın ve bilim insanlarının Kemalist hareket derneği çatısı altında yer almalarının sağlanabilmesi gerektiği, çünkü kitleleri kolaylıkla etki altına alıp peşinden koşturmayı başarabilen yalnızca sanatçı ve entelektüel çevreler olduğu, Kemalist hareket derneğinin ivedilikle kurulup hayata geçirilmesi gerektiği, bu hareketin fınans kaynağını Türk işadamı, esnaf ve tüccarın yapması gerektiği belirtilmiştir.



KEMALİST MODEL ULUSAL GENÇLİK HAREKETİ DİNAMİK ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ&KUVAYI MİLLİYE CEPHESİ İSİMLİ DOKÜMAN

Bu doküman şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK ve Tuncay GÜNEY'den ele geçirilmiştir.

Dokümanın kapak kısmında "KEMALİST MODEL ULUSAL GENÇLİK HAREKETİ, DİNAMİK ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ & KUVAYI MİLLİYE CEPHESİ" "ARAŞTIRMA/ GÖZLEM/ ANALİZ/ TEORİ "İSTANBUL-29 EKİM 2000" yazmaktadır. 61 sayfadan oluşmaktadır.

DOKÜMANIN "ERGENEKON" DOKÜMANI İLE İRTİBATI: Dinamik adı verilen bu çalışmada "Ulusal Güç Birliği" gençliğin mercek altına alınarak analiz edildiği, 21.yüzyıl Türkiye'sinin ulusal çıkarlarına ve Kemalist ideoloji ilkelerine uygun biçimde yeniden örgütlenmesinin planlandığı belirtilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi elleriyle kurduğu ne kadar yaşamsal kurum var ise vefatından sonraki süreçte işlemez hale getirilip kapatıldığı,

Atatürk'ün kurduğu kurumlardan birisinin de, 5 Bin şubeli " HALKEVLERİ" olduğu, halkevlerinin kapatılmasının Türk gençliği ve ulusu için en önemli kayıplardan birisi olduğu,

Cumhuriyet devrimlerini yaşatacak kurumlardan bir diğeri olan "KÖY ENSTİTÜLERİ"nin işlevsiz kılınması ile Türk gençliğinin ilerlemesinin önüne geçildiği,

Dünya klasikleri olarak anılan, fikir ve sanat kaynaklannm "yasak kitaplar" listesine dönüştürülerek gençlerin ve yetişkinlerin çağı algılamalannın engellendiği,

Laikliğin ayaklar altına alındığı ve devlet eliyle "münevver yobaz" yetiştirildiği belirtilmiştir.

Aynca totaliterlik merdiveni ile demokrasiye ulaşmaya yeltenenlerin, önce faşizmin, ardından Nazizmin ve sonuçta emperyalizmin kucağında kendilerini bulduklannı, bazılannm darağacında can verdiğini, bazılannm zincir bozan günlerini yaşadıklannı, bazılannm da kalp krizi kuşkulan ile arkalannda "Ben zengini severim(!)" sloganını bırakarak bu dünyadan göçüp gittikleri belirtilmiştir.

Yine dokümanın devamında; Türkiye'nin bugünkü durumunun 1919 koşullanndan
daha vahim olduğu, gençliğin siyaset ve inançla birleşmesi durumunda ise; unsurlar ve
koşullar gereği Türkiye'nin ve buna bağlı olarak dünyanın mutlak değişmeye gebe olduğu
belirtilmiştir. X'"r? ' ' i

Aynca dış güç odaklannın bu gerçeği görmezden gelmeyecekleri, Türkiye'nin de bu gerçeği görmesi ve gereğini yerine getirmesinin yaşamsal ve kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu belirtilmiştir.

Dinamik adı verilen bu çalışmada Türkiye Ulusal Güç Birliği Gençlik; Dinamik unsur olarak değerlendirildiği ve Türkiye'nin "ulusal güvenlik" çıkarlanna uygun doğrultuda değişim sürecinin başlatılmasını amaç edindiği,

Aynı düşünceden yola çıkarak "Kuvayı Milliye Cephesi" adıyla sokaklardaki başı boş, amaçsız, işsiz ve umutsuz (lümpen) gençler ile tarikat okullannda rejim düşmanı haline dönüştürülen ve Ülkü Ocaklan'nm etkisindeki gençliğin eğitilerek bilinçlendirilmesi hedeflendiği,

Aynca Ulusal Güç Birliği'ne bağlı olarak Milli Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesinin uygun görüldüğü

Ulusal Güç Birliği'nin liderliğini Kemalist ideolojiye gönül vermiş ve liderlik yeteneklerine sahip bir Türk kızının üstlenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiştir.

Aynca Atatürk'ün kurduğu ve ebedi başkanı olduğu C.H.P.'nin ne yazık ki işlevini yitirdiği, bu nedenle Türk siyasal platformunda yeni bir Atatürkçü partinin yer alma zamanının geldiği belirtilmiştir.

"DÜNYANIN BEŞ KAPISI" başlığı altında;

İnsanlık tarihi incelendiğinde dünyanın 5 önemli kapısının olduğu, bunlann ise Kudüs, Londra, Paris, Moskova ve New York olduğu, bu kapılann önem sıralamasının zaman zaman değiştiği, fakat her dönemde Kudüs'ün dünyanın merkez kenti olduğu, bu nedenle Ulusal Gençlik Hareketi çatısı altında faaliyet gösterecek olan çeşitli derneklerin dünyanın bu 5 önemli kentinde kurulması gerektiği, aynca Türklerin yoğun olarak yaşadığı Avrupa ülkelerinde de açılması gerektiği belirtilmiştir.

"İDEOLOJİK VE SİYASAL AMAÇLI YOZLAŞTIRMA GİRİŞİMLERİ" başlığı

altında;

İdeolojik ve siyasal amaçlı toplumun yozlaştırma girişimlerinin ilk basamağının kültürel alan olduğu, özellikle medya aracılığı ile kültürel ve ahlaki değerlerin toplum hafızasından silindiği ve yerine "yükselen değerler" ile "köşe dönüşücülük" anlayışının yerleştiği,

Bu nedenle toplumun kültürel ve ahlaki değerlerinin alt üst edilmesinin önüne geçilmesi gerektiği, ulusal üretime katkıda bulunan Kemalist iş adamları ile yeni istihdam alanlan oluşturmayı çaba gösteren genç girişimcilerin "Ulusal Güç Birliği" ve "Kuvayı Milliye Cephesi" çatısı altında birleşen Kemalist gençler tarafından manevi anlamda desteklenmesi gerektiği belirtilmiştir.

"MİLLİ MÜCADELE ÖRGÜTLERİ" başlığı altında;

Türkiye Cumhuriyeti devrimlerinin gerçekleştirilmesi ve tam bağımsız bir ülke yaratılması için, "Kemalist Örgütler"in oluşturulması ve ulusal gençliğin bu Kemalist ideoloji içersinde toplanması gerektiği belirtilmiştir.

Devamında Atatürk'ün milli mücadeleyi başlatabilmek için çeşitli örgütsel çalışmalar yaptığı, bu örgütsel çalışmalardan özetle bahsedileceği, aynca Atatürk'ün örgütsel çalışmalannm karşısında da kurulun örgütler olduğu, bu örgütlerden de bahsedileceği belirtildikten sonra "Türk Ocağı" "Doğu Cephesi Grubu" "Karakol Grubu" "Kuvayı Milliye (Ulusal Güçler)" "Kuvayı Seyyare" "İngiliz Muhipler Cemiyeti" "Kuvayı İnzibatiye" vb. şeklinde başlıklar altında bu oluşumlardan bahsedildiği görülmüştür.

"ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ" başlığı altında;

Öncelikle üniversite gençliğinin durumu hakkında genel bilgiler verildiği, üniversite


gençliğinin doğrudan "Ulusal Güç Birliği"ni oluşturması gerektiği, günümüzde üniversite
gençliğinin köktendinci akımlar ve sol ideolojiler -tarafından kontrol altına alınmaya
çalışıldığı, /> "% <.

Türkiye'nin 1950'lerden itibaren Atatürk devrimlerinden çok önemli ödünler verildiği, emperyalizmin ve gericiliğin birçok alanda güç kazandığı, 28 Şubat 1997 günü yapılan MGK toplantısının Türkiye için bir dönüm noktası olduğu, YÖK'ün kısmen de olsa fundamentalizme karşı tavır alması ve türban genelgesini uygulamaya koymasının olumlu gelişmeler olduğu, bunların yanı sıra hızla açılan taşra üniversitelerinin irticanm kalelerine dönüştüğü, oysa ki üniversitelerin cumhuriyet devrim yasalarının uygulandığı kültür ve bilim kaleleri olması gerektiği, üniversitelerde mescit bulunmasının Anayasaya aykırı olduğu belirtilmiştir.

"SONUÇ" başlığı altında;

Bu çalışmada temel amacın "Ulusal Güç Birliği" merkezli Kemalist örgütlerin sağlıklı bir şekilde oluşturulmasının önemini ve gerekliliğini dile getirdiği, 21.yüzyılda Cumhuriyet devrimlerinin ulusal gençliğe Milli Mücadele döneminden daha çok gereksinim olduğu, özetle ulusal çapta Kuvayı Milliye ruhunun canlandırılması, örgütlendirilerek hayata geçirilmesi gerektiği belirtilmiştir.



DİNAMİK ANTİ/TEZ İSİMLİ DOKÜMAN

Bu Doküman Şüpheliler Ümit OĞUZTAN ve Tuncay GÜNEY'den ele geçirilmiştir.

Dokümanın kapak kısmında "DİNAMİK ANTİ/TEZ" "İSTANBUL/9 ARALIK 2000" yazmaktadır. 6 sayfadan oluşmaktadır.

DOKÜMANIN YAPILAN İNCELEMESİNDE; Kemalist model: "Ulusal Gençlik

Hareketi" isimli çalışmanın "Dinamik" adıyla tanımlandığı, 29 Ekim 2000 tarihli bu tez çalışmasının Doğu PERİNÇEK'e iletildiği, Perinçek tarafından kaleme alman ve "Ulusal Gençlik Birliği Üzerine Görüşler" adıyla ileri sürülen düşüncelerin objektif olarak değerlendirildiğinde örtülü "Anti/Tez" niteliği taşıdığı ve bu çalışmanın Doğu PERİNÇEK tarafından kaleme alınarak dile getirilen "karşı düşünceler"e ilişkin görüşleri içerdiği belirtilmiştir.

Perinçek'in dinamikte net olarak dile getirilen konulan, kavram kargaşası varmışçasma eleştirdiği, Perinçek'in ulusal gençliği tekeli altına aldığı ve yıllarca kendi istemleri ve görüşleri doğrultusunda örgütleyerek politika ürettiği, eylemler gerçekleştirdiği ve böylece bugünlere gelebildiği, ulusal gençliğin örgütlenmesi Perinçek'in kontrolü dışında gelişir ise Perinçek efsanesinin son bulacağı, bunu bildiği içinde "dinamik" adı verilen projenin hayata geçirilmesinden endişe ettiği, bu nedenle "dinamik" çalışmasını eleştirdiği,

Doğu PERİNÇEK'in neye mal olursa olsun ulusal gençlik enerjisi üzerinden iktidara gelmeyi hedeflediği, iktidara gelmesinin ardından Kemalist Cumhuriyet devrimlerinin Marksistleştirilmesi aşamasına gelinmiş olacağı,

Doğu PERİNÇEK'in "Cumhuriyet Devrimi İktidan Projesi" ve "Devletin Yeniden Yapılandmlması" projeleri ile hedeflerine ulaşmayı amaçladığı,

Hiçbir oluşum ve gücün Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet devletini yeniden yapılandıramayacağı, bir devletin yeniden yapılandınlmasınm o devletin mevcut rejiminin değişmesi anlamına geldiği belirtilmiştir.

GENEL YAPI İSİMLİ DOKÜMAN

Bu doküman şüpheli Veli KÜÇÜK'ten ele geçirilmiştir. Dokümanda kapak kısmı bulunmayıp "GENEL YAPI" başlığı altında hazırlanan bir yazı metnidir. 5 sayfadan oluşmaktadır.

"GENEL YAPI" İSİMLİ DOKÜMANIN YAPILAN İNCELEMESİNDE
ÖZETELE; Kemal ÖZDEN isimli şahıs tarafından kaleme alınarak, ADD'nin içinde
bulunduğu mevcut durumunu belirtir bir rapor niteliği taşıdığı anlaşılan söz konusu
dokümanın yapılan incelemesinde; ^" * ~ ,x



Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) nin Türkiye'nin en büyük demokratik kitle örgütü olduğu, büyük kentlerin tamamında şubelerinin olduğu, Cumhuriyetin temel değerlerinin savunulması ve irtica ile mücadelede 'Halk evleri' tarzı bir misyon yüklenen tek mekanizma olduğu belirtilmiştir.

"DURUM" başlığı altında;

Demeğin bu misyonunu kuruluşunun ilk zamanların da layıkıyla yerine getirdiğini ancak; irtica ile mücadele de Anıtkabir'e milyonları yönlendirebilen, mitingler düzenleyen ADD'nin son iki yıl içerisinde üzerine bir şal örtüldüğü,

Özellikle son genel kurul toplantısı sonucu yönetime geçen kadronun bulunmuş olduğu görevin işlevini anlamadığı ya da farklı bir şekilde anladığı, aynı ekibin son derece dar grupçu bir tarzda kendini tekrar yönetime getirecek naylon şubeler inşa ettiği, direnen yurtsever üyeleri demek üyeliğinden atmak için en ufak bahaneyi değerlendirdiği ancak tüm bu baskı, yıldırma ve kıyıma rağmen, ADD'yi ADD yapan devrimci yapılanmanın direndiği belirtilmiştir.

"NE YAPILABİLİR, NE YAPMALI" başlığı altında;

ADD'nin bugünkü yönetimden kurtulması gerektiği, Kemalist bir yönetime kavuşturulmasının hayati önem taşıdığı, 28 Şubat çizgisinin kamuoyunda güçlü kılınmasında ADD'nin başarılı ve etkin yegane güç olduğu, Cumhuriyeti ayakta tutmak için "TSK'nm masanın bir ayağı, diğer ayağının ise güçlü ve etkin ADD yönetimi" olacağı, çünkü TSK bünyesiyle anlaşmazlık halinde olan bir ekibin ADD'de başarılı olmasının beklenemeyeceği belirtilmiştir.

"ÜSİAD-SAYIN KEMAL ÖZDEN-Rumeli CD. No:5/2

Şişli/Nişantaşı/İSTANBUL" başlığı altında;

Yazının bir önceki "genel yapı" isimli dokümana cevap niteliğini taşıdığı ve "Sayın Kemal ÖZDEN" hitabıyla başlayarak, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin faaliyetlerinin özellikle dış istihbarat örgütleri ile mevcut rejime karşı yıkıcı/bölücü grupların dikkatini çektiği, bu nedenle emperyalist güç odaklarının hedefi haline getirildiği belirtilmiştir.

Bahsedilen bu durumun kaçınılmaz ve doğal bir gelişme olduğu, emperyalist güç odaklarının Türkiye üzerindeki tarihsel "kin"i hiçbir zaman son bulmadığı,

Psikolojik savaşın en ucuz, en etkin ve başarıya ulaştıran en kısa yolunun sivil toplum örgütleri olduğu, bu nedenle Türk kamuoyundaki Kemalist prensip ve düşüncelerine sahip kişilerin ADD çatısı altında yoğunlaştığı, bu durumun son derece sevindirici ve onur verici olduğu,

Bu nedenle ADD yönetim kademelerindeki şahsiyetlerin, vizyona yansıyan değil gerçek portrelerinin önem arz ettiği ve bu yapı içerisinde provokatör yapılanmalara asla izin verilemeyeceği,

Bu nedenle ADD Genel Kurul delegelerinin viCDanen sorumlu olduklan gibi hukuk platformunda da sorumlu olduklan, yönetimden doğan rahatsızlıklara yol açan uygulamalann, delegelerin "sorgulama" nosyonundan yoksun olmalanndan kaynaklandığı,

Diğer taraftan ADD içindeki muhalefetin sevindirici olduğu, ancak muhalefetin yönetim üzerinde etkin olabilmesi için "re/aksiyoner" özelliğine sahip olması gerektiği,

ADD'nin kuruluş aşamasından günümüze kadar tüm faaliyetlerinin sanıldığının ötesine büyük bir dikkat ve ciddiyetle izlendiği, bundan sonraki çalışma, yöntem ve amaçlananlann kaçınılmaz olarak izleneceği ve gereğinin yerine getirileceği belirtilmiştir.


Yüklə 3,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin