Sonuç olarak;
Mahalle Meclisleri olarak adlandırılan yapılanmanın; Öcalan’ın talimatları ile kurulup, yönlendirilen KCK/TM Kent Meclisleri Yapılanması içerisinde yer alan bir yapılanma olduğu, bölücü örgütün ideolojisi doğrultusunda ülkemizin topraklarının bir kısmını da içerecek şekilde kurulması hedeflenen birleşik bağimsiz kürdistan emellerini gerçekleştirmek amacıyla oluşturulan bir yapılanma olduğu, kurulan bu yapılanmanın PKK/KCK terör örgütünün 30 kişilik sözde üst düzey örgüt yöneticilerinden oluşan yürütme konseyine bağlı olduğu, Öcalan’ın eylem talimatı şeklinde gerçekleşen avukat görüşmelerinde de Kent Meclislerinin dolayısı ile Mahalle Meclislerinin kurulması ve faaliyetlerine hız verilmesi konusunda talimatlar verdiği,
Şahıstan elde edilen bu belgenin bölücü örgüt ideolojisi doğrultusunda Öcalan’ın talimatıyla oluşturulan KCK sisteminin KCK/TM yapılanmasında yer alan Kent Meclisleri içerisinde oluşturulan Mahalle Meclislerinin bütün ayrıntıları ile kurulumunu, işlevlerini ve görevlerini madde madde anlatıldığı sözleşme metni olduğu,
Yine söz konusu flash bellek içerisinde KCK sözleşmesi uyarınca oluşturulan Kent Meclislerinin kuruluş, işleyiş ve faaliyetlerinin detaylıca anlatıldığı,
PEYMANA KCK’ e (NÜ)’’ dosyası içerisinde Koma Civakên Kurdistan (KCK) Sözleşmesi adı altıda Word formatında Kürtçe ve Türkçe oluşturulmuş belgenin incelenmesinde;
Belgenin Türkçe ve Kürtçe olarak yazılmış PKK/KCK terör örgütünün bölücü başının talimatları doğrultusunda hayata geçirilen KCK sisteminin kuruluş, amaç, işleyiş ve faaliyetlerini tüm detayları ile anlatan “Koma Civakên Kurdistan (KCK) Sözleşmesi” başlığı altında yazılmış belge olduğu ve;
Bahse konu flash bellek içerisinde bulunan “KÖTÜLÜKLERİN KAYNAĞI İKTİDARCI VE DEVLETÇİ ZİHNİYET” başlığı ile başlayan ve ÖCALAN’ın fotoğrafıyla son bulan microsoft office powerpoint sunusunun içeriğinde;
“KÖTÜLÜKLERİN KAYNAĞIİKTİDARCI VE DEVLETÇİ ZİHNİYET
Önderliğimiz sadece Kürdistan ve Ortadoğu açısından değil tüm dünya ve insanlık açısından kötülüklerin esas kaynağını iktidarcı, devletçi zihniyete ve bunun kapitalizmle birlikte ulus devletçi bir nitelik almasına bağlamıştır.
ULUSLARIN KENDİ KADERİNİ TAYİN
Reel Sosyalimin etkisi ve özellikle Lenin’in ve Stalin’in “ulusların kendi kaderini tayin hakkı”nın her ulusa bir devlet olarak anlaşılması tezi, PKK’ yi de etkilemiştir. Bu tez, kapitalizmin ortaya çıkardığı, ulusal burjuvaların her ulusa bir devlet anlayışının, sosyalistler tarafından da benimsenmesidir.
UKKTH, MİLLİYETÇİLİK VE ULUS DEVLET
Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı ilkesinin altında yatan zihniyet, esas olarak Milliyetçi ve ulus devletçidir. Ulus devletçi ; Anlayış da ister istemez başka uluslar karşısında kendini güçlü kılmak ister.
PKK VE ULUS DEVLET
Önderliğimiz ideolojik olarak ulus devlet anlayışını reddettiği gibi, Kürt sorununa devletçi zihniyetle çözüm aramanın da Ortadoğu da çatışmaları derinleştirip çok kanlı savaşları beraberinde getireceğinden çözümün daha da zorlaşacağını çok iyi görmüştür.Bu nedenle sosyalist anlayışının da gereği, Kürt sorununun halkların kardeşliği ve mevcut devlet sınırları içinde daha kolay çözülebileceğini vurgulamıştır.
DEMOKRATİK ÇÖZÜM ARAYIŞI
PKK devletçi bir yaklaşımdan uzak bir şekilde 7. kongreden başlamak üzere defalarca barış ve demokratik çözüm projeleri sunmuştur.Bu demokratik çözüm projelerinin tümü, Türkiye sınırlarını değiştirmeden Kürt Halkının en temel demokratik haklarının, Türkiye’nin de demokratikleşmesi temelinde kabul edilmesini isteyen içeriktedir.Tüm bu projelerin esası Önderliğin 1994’ten sonra Demokratik Özerklik olarak tanımladığı çözümü kapsamaktaydı.
DEMOKRATİK ÖZERKLİK
Demokratik Özerklik, Kürt Halkının temel ulusal demokratik haklarının, Türkiye’nin demokratikleşmesi çerçevesinde gerçekleşmesidir.Demokratikleşen bir ülkede herhangi farklı ulusal, etnik ve dinsel topluluğun mutlaka elde edeceği haklar olarak da tanımlanabilir.
KÜRTLER VE DEMOKRATİK ÖZERKLİK
Kürt sorunu söz konusu olduğunda bu haklar, Türkiye’nin demokratikleştirilmesi çerçevesinde Kürt kimliğinin anayasal kabulü, anadilde eğitim, Kürt kültürüne özgürlük ve diğer kültürlere verilen desteğin Kürt kültürüne de verilmesi; düşünce, örgütlenme ve serbest siyaset yapma özgürlüğünün Kürt kimliği ile kullanılabilmesi, bunlara bağlı olarak da Kürt Halkının kendi iradesini açığa çıkarması temelinde yerelde kendi sorunlarını kendisinin çözeceği, bazı sorunları konusunda da taleplerini merkezi hükümete ileteceği bölgesel meclislerin kabul edilmesidir.
FARKLILIKLARIN ÖZERKLİĞİ
Demokratik Özerklik, demokrasi içinde ulusal ve dinsel kimliklerin, farklılıkların özerkliğidir. Özgünlüğünü koruması ve özgürlüğünü elde etmesidir.
ÜNİTER YAPI VE DEMOKRATİK ÖZERKLİK
Demokratik Özerklikte şuradan şuraya sınır geçer, şu sınır içindeki kesimlere şu haklar verilir diye bir belirleme yoktur.Demokratik Özerklik Türkiye’nin mevcut il sistemi içinde de, eyalet sistemi içinde de, hatta daha farklı bölgesel bir sistem içinde de olabilir.Demokratik Özerklik idari yapılar ne olursa olsun farklı etnik toplulukların demokratikleşme içinde kimliğinin tanınması; anadilde eğitim, kültürel özgürlük, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü temelinde kendi kimliği ile siyaset yapma ortamının oluştuğu bir hukuki ve siyasal ilişki olarak tanımlanabilir.
YEREL MECLİSLER VE DEMOKRASİ
Meclisler ayrı bir güç odağı, devlet karşısında veya merkezi meclisler karşısında alternatif meclisler olarak görülebilir. Böyle anlamak doğru değildir. Bu yerel meclisler, alternatif meclis olmadığı gibi, merkezi meclislerin işlerini kolaylaştıran bir konuma sahiptir.
BU ÖZERKLİĞİ KİM TANIYOR YA DA NASIL ORTAYA ÇIKIYOR?
Türkiye’nin demokrasiye duyarlı olması bu özerkliği beraberinde getiriyor. Türkiye, mevcut sınırlar içinde Kürtlerin de demokratik bir takım haklara sahip olmasını kabul ettiği için, demokrat olmanın, demokrasiyi yerleştirmenin gereği olarak farklılıkların özerkliği yaşanmakta, bu da Türkiye ile adına Demokratik Özerklik denilen bir ilişki ortaya çıkarmaktadır
ÖNDERLİK KÜRDÜ VE MİLLİYETÇİ ZİHNİYET
APO Kürdü ulus devlet istemiyor ve milliyetçi zihniyette değildir. Farklılıklarını bir üstünlük ya da ayrılma gerekçesi olarak görmemektedir. Farklılıklarını kardeşlik içinde zenginlik haline getirmek Demokratik Özerklik olmaktadır. Bundan hem Kürtler hem de Türkler kazanacaktır.
Dostları ilə paylaş: |