İSMAİL ZEYBEK : 14:32 Şu an yanlış eğilimleri üzerinde çalışıyoruz, ortaksınız ve taşra politikacılık hakimse hani burjuvaydık ya eskiden (…anlaşılmadı…) hakimse alanın (…anlaşılmadı…) kavramıyorsa emeğe ve (…anlaşılmadı…) dayalı üretimden çok (…anlaşılmadı…)dayalı politikalar …anlaşılmadı…) buna taşra politikacılığı diyoruz burjuva alışkanlıkları da diyebiliyoruz. Eğer bir dil YERELİN özgünlüğü kendi şartlarına uygun davranmıyorsa politika üretmiyorsa aynı zamanda emeğe dayalı birim anlayışı da hareket etmiyosak üretime ve emeğe dayalı anlayışla anlayışla hareket etmiyosakyanlıştır.Kısaca işte merkezden gelen şeylere harekete geçiririm (…anlaşılmadı…) harekete geçiririm keyfime bakarım şeklinde bir yönetim tarzı da bize uygun değildir.Yerel yönetimiz ama O yerel yerin bizim ilçemizin yada bulunduğumuz yerin şartlarına nasıl uygulanacağını kendi yönetim anlayışımızla kendi deneyimimizle geliştirmemiz gerekiyor. Kopyacı olmamak da diyebilirim. Taşra politikacılığı özetle yaratmayan emek vermeyen üstten geleni kopya edip uygulamak dolayısıyla kendini işte bakın ben her işi yapıyorum verilen her görevi yerine getiriyorum şeklinde tırnak içinde pazarlamak da diyebiliriz. Kendisini yaşatmak politikasıdır bu .Bu kendisini yaşatma politikasıdır. Emek ve düşünceyi birleştirip üretme ve yürütme yerine daha çok örgütün belirlediği politikalar dayanarak kendisininmiş gibi yürüme mantığı var bu kendi içinde sahtekârlıktır. Başkasının emeğine konmadır, iki yüzlülüktür. Özünden kaçıştır ve sağ anlayışın değerlerine sığınarak kendisini yaşatmadır. (…anlaşılmadı…) üretmeden bulunduğumuz şartların koşulların (…anlaşılmadı…) bakmadan üstten gelen emirve direktifleri aynen olduğu gibi kopya etmeye çalışırsak bu hem emeğe saygısızlık (…anlaşılmadı…) hem de emeğe saygısızlık olur aynı zamanda reformist ve sağduyu anlayışıdır. Çünkü üretmeyen mutlaka orayı bir gün tüketecektir. Tükenince ne olacaktır, korku (…anlaşılmadı…) Var mı bu konuda katkı yapmak isteyen