X19 Bayan Şahıs: Bir şey diyebilir miyim mesela AKP içerisinde görev yapan veya Milletvekili olan Kürt milletvekilleri var. Mesela bu Kürt milletvekilleri en çok savaşın yaşandığı bölgelerden gelmişlerdir ama o iktidarın vermiş olduğu menfaatlerden yararlanmak adına devletin içerisinde politika yapanlar da Kürt’tür AKP içerisinde bir takım Kürt milletvekili de vardır. Bu da aynıdır herhalde.
X18 Şahıs: Tam da arkadaşımızın söylediği bu neden den dolayı çok ta şaşırmamak gerekir. Yani nasıl oluyor da Kürtçe konuşan Kürt halkının içinde Kürdistan da doğmuş bir kişi nasıl oluyor da Türk devletinin çıkarları doğrultusun da çalışıyor diye düşündüğümüz de ekonomik nedenden de olabilir. Ama bu konudaki asıl neden Hukuk devletinin o zihniyetinden şekillendirilmişliğinden etkileniyor olmaktan gelir.
X20 Şahıs: Hocam ben bu noktada bir şey söylemek istiyorum. Yani benim anlayabildiğim kadarıyla felsefenin bir kavram yetenek değil de Hukuka açık olması gerektiğini düşündüm. Çünkü bir değer kazandırmak mümkün değildir. Eğer (anlaşılmadı) araştıran bir daldır. Aslında biz bunu böyle ele alırsak devletler açısından ya da yöneten yönetilenler açısından ele aldığımızda aslında felsefe bir itaat etme yöntemidir. Ama yönetenler felsefenin ne olduğunu bilirler. Yönetilenlerden daha fazla bildiklerini düşünüyorum. Onlar gerçeklik kavramını idealist kavram biçimini anlayarak sürdürürler. Ama(anlaşılmadı) ama idealist düşünen yöneticiler ezdiklerinin kurtuluşu olan felsefeyi öğrenmelerini istemezler. Bu bir gerçektir. İzin vermedikleri için toplu da felsefe (anlaşılmadı) yani sürü psikolojisiyle yönetiliyorlar ve çok basit yönetiyorlar. Onlar öğrenmesi gereken bilmesi gereken felsefeyi kavramadı. O yüzden onlar saltanatlarını sürdürüyorlar. Mesela bir iki örnek vermiştim. Mesela Türkiye’de diyelim ki dünyada da böyledir. Parselleşmiş medya vardır. Medyanın patronları vardır. Herkesi yönlendiren ortalıkta (anlaşılmadı) ramazan geldi bugün sabah sahura kalkılacak şöyle olacak böyle olacak böyle sofra başında insanlar gösterilir. Ama bu parselleşmiş medyadan değil (anlaşılmadı) toplum bunu bilmez mesela çokta sorgulamaz. Sorgulamasının önüne geçilmiştir. Özgürleşmiş bir toplum gerçekleşmişliğini ayırabildiği için öyle vermiştir. Bu böyle ikinci örnek ise mesela şöyle düşünelim büyük şirketler (anlaşılmadı) en altta bir devletin(anlaşılmadı) Şöyle bir gerçeklikte var. Mesela onun ürettiğinin yüzde otuzu o işyerinde o şirkette (anlaşılmadı) bu 21. Yüzyılda birine kart çıkmaması dramatik bir olaydır,
X18 Şahıs: Bir şey diyebilir Miyim? Herkes kendi bakış açısıyla dünyaya bakar. Biz de olsak bunu tam da olsa böyle kabul etmezdik değimli. Mesela buna özgür herkes kendi bakış açısıyla Dünyaya bakar. Özgür olan kişi. Özgürü başına koysaydık biraz anlamlı olur muydu acaba? Özgür olan kişi.