X36 şahıs : …..(anlaşılmadı) fikirleri reddetmiyoruz sadece kavramlar üzerinden kavramların yanlış olduğunu şey ettik …..o da bizde herhalde yanlış anladı veyahut ta ….(anlaşılmadı) plana göre eksik kalmıştır …anlaşılmadı felsefesi veyahut …(anlaşılmadı) yaklaşımı çok düşüncede boşa çıkarmış oluyorsun orda
TUNÇER ÖZDOĞAN:yani mantık o dönemde yapıldığı olaylara ilişkileri nedeni yorumlamakta eksik kalmıştır,
X36 şahıs : evet evet
TUNÇER ÖZDOĞAN: Bir de felsefeye dönersek yunan dilinde bilgelik duyguluk gibi kavramların bir araya geleceğiyle oluşturan bir sözcük felsefe, phila ve sophi sözlerindn bir araya gelen filozof şeklinde bir araya gelmiş felsefe kavramı ortaya çıkıp günümüze kadar gelmiştir , bilgiyi seven, Bilgesellik ve bilgesellik gibi anlamları vardır. Evrenin içinde bulunan her şekille birlikte anlamaya, anlamlandırmaya yönelik çalışır her bir varlığın gerek ….(anlaşılmadı) içinde anlamını sordular insan bilgisini geleceğini sorguladılar, doğru mu yanlış mı diye ayırmaya çalışır. Daha iyi anlamak ve sorgulamak için arayış ve yöntemleri geliştirdiler , düşüncenin değişik biçimleriyle çalışır, özgür ve toplum arasındaki ilişkiyi yorumlar, bilimde söz ve görüşmelere ilişkin görüş belirtir, Şimdi Aristo’nun bir felsefesi 1-) insanlar doğal olarak bilmek isterler gibi ikincisi ise nedir ben bugüne gelen bir söz söylemiştim Aristo…şimdi burda felsefeyle ilgili bazı filozofların yaptığı kanunlar var ….(anlaşılmadı) şey diyor felsefe nelerin bilmediğini bilmektir , felsefe hayretle başlar, Sokrat ilk filozoflardan insanlar arasında dolaşarak, onlara soru sorarak onları düşünmeye sevk etmeye çalışan filozof olarak ortaya çıkıyor ve o felsefeye şöyle bir tanım getiriyor, felsefe nelerin bilmediğini bilmektir felsefe hayretle başlar. Platon ise kendisinden sonra doğruyu bulma veya düşünsel bir çalışmadır, Aristo, Platon’dan sonra ilkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe ilkeler yolu nedenler bilimi derken şunu söylemeye çalışıyor, Aristo dan önce Doğa filozofları, Doğa Filozoflarından önce bir takım olayların nedenini insanlara şöyle anlamlandırmaya çalışıyorlardı, o zamanki insanlar mitolojik bir dünyada yaşıyorlardı olayların veya ilişkilerin veya çok basit olayların nedenini bilemiyorlardı bilemedikleri noktada bunu tanrısal nedenlere bağlıyorlardı, yani denizini yükselmesi alçalması, güneşin doğup batması, Ayın çıkması, hatta bir çiçeğin çıkması gibi onlar nedenlerini bilemedikleri için tanrısal nedenlere bağlıyorlardı, yani Güneş tanrısı , Ay tanrısı, Doğa tanrısı gibi bir takım kanunların, doğada karşılaştıkları olayların nedeni sayılıyorlardı. Yani Çiçek meyveye dönüşüyorsa bu Doğa tanrısının, örneğin bir yanardağ patlıyorsa bu büyük bir tanrının örneğin Zeus tanrısının, veya güneş batıyor karanlık ortaya çıkıyorsa bu karanlık tanrısının, veya güneş tanrısının işi olduğunu düşünüyorlardı, daha sora doğa filozoflarından sonra Aristo’nun felsefe konusundaki bir tanımı var, felsefe kadar istenen neden için, insanların bu içsel dünyaları ile ilgili, yani kendisinden önce mitolojik bir dünya söz konusuydu, bu dünyada yaşıyorlardı insanlar, her şeyin bir nedenini bir tanrıya bağlıyorlardı dedik .Aristo’da her şeyin nedenin bir tek şeyi vardı, yani her şeyin nedeni suya bağlıyordu, her şeyin nedenini toprağa bağlıyordu, her şey topraktan çıkmıştır herkes toprağa dönüşecektir gibi dinsel bir söylem, her şey ateştir diyor yine Aristo, her şeyin nedenini bir tek şey de açıklamak yerini o bir tek şeye bağlıyordu, su da, Toprakta, ateşte gibi tek tek şeylerde felsefeyi yine toprağın üzerine suyun üzerine tek tip değişimlerin üzerine koyuyordu, Epikür, mutlu bir yaşam sağlamak için tutarlı eylemsel bir sistemdir diyor felsefe için, yani Epikür yine o yıllarda yaşamıştır, yani mutluyu, Mutluluğu eğlenceyi , neşeyi esas alıyordu, herhalde günlük yaşantısını da bu ilişkiler içerisinde geçirilmeli, sanatçı bir kişiliği olmalı, felsefeden çıkartığı anlam , mutlu bir yaşam sağlamak için tutarlı eylemsel bir sistemdir şeklindeki, bir tanım getiriyor veya kendi yaşantısını açıklamak için veya açıklamaya çalışıyor olabilir, yine bir …(anlaşılmadı) daha önce konuşmuştuk felesfe tanrıyı .ilmektir ve gerçek felsefeyle gerçek-din özdeştir şeklinde bir anlayışı vardır, bilime tamamen karşı çıkıyor, felsefeyi inanç düzeyine indirgeniyor tanrı merkezli düşünceye sahip olduğu için, …..(anlaşılmadı) inanılanı anlamaya çalışmaktır diyor, inanılan da ne oluyor Tanrının kitapları işte incil , söylemi, o kitabı anlamaya çalışmak felsefenin konusudur, şeklinde bir anlayışa sahip, bütün felsefi söyleşini de İncil üzerine veya o dönemde kutsal kitap denilen üzerine şekilendiriyor buna ….(anlaşılmadı) felsefe diyor yani inanılanı inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır şeklinde bir düşünceye sahip bu da inandığı şeyler üzerine çalışır bu nedenle inanılanı inanılmaya değer olup olmadığını araştırmak şeklinde felsefeye tanımlamıştır. Atinatoma, bu da kilise kökenli, varlığıdır konusu felsefenin, tanrının tanrısallığıdır, …..(anlaşılmadı) İtalyan eleştiridir diyor, 1700-1650 yılarda ortaya çıkmış, tabi daha sonra her tür filozofun görüşleri olacak başka okullarda filozoflar ortaya çıkacak , Fransız okulu ünlü bir okul mesela 1940-50-60 yıllarda Almanya da kurulmuştur. Burada gerçekten bir çok bilim insanı ….(anlaşılmadı) bir eleştirel okul olarak ….(anlaşılmadı) bilimsel bir deneye dayanan, bilimsel veriler üzerine düşünmektir şeklinde bir düşüncesi vardır felsefe için, (….anlaşılmadı), felsefe yapmak zoru düşünmektir diyor, Descartes, felsefe bir bilimdir, geometirk yöntemini de uygulamak gerekir felsefeyi kesin bir bilim yapmak için şeklinde bir düşüncesi var, Descartes aynı zamanda bir matematikçidri geometirk üzerine çalışır litada Descartes’ın bu terimlerinden yararlanmıştır, güneş merkezli evren teorisini ortaya atarken gerek Descartes’ın…..(anlaşılmadı) matematiğinden etkilenmiştir. Freud’da felsefe için, genelleştirilmiş bir matematiktir, siyaset felsefesi bir kudret ve bir güç felsefesidir, ona göre siyaset felsefesine yaklaşmak bir düşünce özgürlüğüdür şeklinde bir tanımı var, ….(anlaşılmadı) gerçekte bizim doğru olanı algılamaktır, felsefe gökten yere inerek beş duyudan kavramla ve duyularla ilgilenmetir, bir anlayışı var yani gözümüzle gördüğümüz kulağımızla duyduğumuz, dillendirdiğimiz şey felsefenin konusu olur, şeklinde bir anlayışa sahip, ….(anlaşılmadı) bütün düşüncelerimiz duyumlarımız ile gerçekle ahenk geldiğini kanıtlamaktır şeklinde bir düşünceye sahip belki hayatı düşünüyor burda duyularıyla insanın ulaşabildiği yerler, yani gözüyle gördüğü kulağıyla duyduğu, teniyle hisedebildiği şeyler, …..(anlaşılmadı) felsefenin konusu, yada yeni bir farklılığın veya bir acının acılığının, veya yediğimiz yemekten aldığımız tat felsefenin konusu olur, …..(anlaşılmadı) göre felsefe duyumların bilgisidir diyor, yani gözü kulağı burnu, kokladığı şeyleri tattığı şeyleri duyduğu şeyleri hisettiği şeyleri bilgisini felsefe olarak tanımlıyor, insan bilginin mahiyetini incelemektir, ….(anlaşılmadı) tamamen insan bilgiyle ilgili, Kant, felsefe her zaman için, tamamlanmadan kalan bilgiye ulaşma çabasıdır gibi bir tanımı var, Hegel’e göre ise onun felsefesinin amacı, zihne ati olanı ve hakiki biçimi ve genelliği içinde kavramaktır, şite bunun filozofların daha önce tek tek söylediği felsefe konusundaki düşünceleri gerekse felsefe üzerine yaptığı gözlemler üzerinden çalışmak gerekiyor, felsefe ……………(anlaşılmadı) sorgulayacağız demişiz, tanrı merkezli evren modeli üzerine evreni tanrı yaratmıştır, tanrı evreni yaratırken , evrenin merkezine dünyayı koyar, yarattığı en değerli olan canlı insan ise dünyadadır, kilise tanrının dünyadaki temsilcisi mekanı olarak kabul edilir, böyle bir düşünce felsefenin konusu olabiliyor veya ortaya farklı filozoflar çıkıyor onların sözleri tanrı merkezli evren modeline uygun bir felsefi akım olarak ortaya çıkıyor Avrupa da ki küçük kralıklar kendi cinsilerine bağlı kırsal köylü topluluklarını yönetmektedirler, Hristiyan tanrıya ……..(anlaşılmadı) henüz kilisenin otoritesi vardır, yani tanrı merkezli evren modeli insan ve bilim ile ilişkilidir, burada bilim biraz önce dediğimiz gibi bilimin politikayla, politikanın felsefe üzerinden şu felsefi anlayış veya dinsel inanç bilimsel kuramla ilişkilendirildiğinden insanların kafasında böyle ortaya çıkar, yani kırsal da kilisenin ve kralın baskısı altında ezilen köylü kitleleri, diğer yandan da tanrıya inanmaktadır ama; Nefrus; ortaya şeyi attığında dünyanın değil işte tanrının merkezinde güneş olduğu gibi bir önermeyi ortayı attğında daha öncede dediğimiz gibi , ….(anlaşılmadı) tanrı merkezinin evren modeli anlayışı doğal olarak nedenidir, köylüler üzerinde bir takım şüpheler ortaya çıkar, köylüler açlık nedeniyle ve baskı nedeniyle ayaklanmaya başlanıldığında bu güneş merkezli evren gibi gibi var olabilir onlara veya bu köylüler Fransa’nın veya İtalya’daki o işçileştikleri o ….(anlaşılmadı) bu güneş evren merkezil modeli , onlarda …..(anlaşılmadı) bir hale gelir bir direnişin bir ihtilalın, bir devrimin bayrağı haline gelebilir ve gelmiştir de zaten 1871, de 184’de bu tür bilgi bu tür farklı felsefi modeller, Fransa da ezilmekte olan Fransız işçisi için, model Fransa’nın yaratılması için şey olmuştur bir kez daha olmuştur. Kral ve kilise üzerinden Avrupa da ki köylüler üzerinden sürdürülen bu iktidar, siyasi sistem ciddi bir karakter gösterir bu dönemde toplum üzerinde egemen olan dünya görüşü ve felsefeler tanrı merkezli bir görüştür, bu nedenle dönemin tanımı filozof Thomas’a göre felsefenini konusu tanırının kanıksaması.