T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk'nın 250. Maddesi İle Yetkili)

NETİCE İTİBARİYLE;
Tüm dersler birlikte değerlendirildiğinde; Barış ve Demokrasi Partisi’nin bünyesinde açılan Siyaset Akademilerinden İstanbul'da Ümraniye İlçe Başkanlığı binasında faaliyet gösteren şubesinin bir eğitim dönemi boyunca yaptığı çalışmalar ve anlatılanların mahkeme kararına istinaden ortam dinlemesi suretiyle tespit edildiği, bu siyaset akademilerinin Siyasi Partiler Kanunu hükümleri uyarınca kurulan Barış ve Demokrasi Partisi tarafından siyasal yaşamdaki bilinci arttırmak amacıyla ve parti faaliyetlerinde çalışmak üzere eleman yetiştirmek gayesiyle kurulmuş ve şüpheliler de savunmalarında bu hususu dile getirmiş iseler de; derslerin isimleri ve bu isimlere binaen sınıfta anlatılan hususlar karışlaştırıldığında, söz konusu amaç ile hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığı, aşağıda detaylarıyla verileceği üzere ders isimlerinin ve konularının PKK/KCK terör örgütünün dağ kadrosundaki militanlarına verilen ideolojik eğitimle birebir çakıştığı, nitekim bu hususun ders içeriklerinden de açıkça ortaya çıktığı, anlatılan hususların terör örgütü ve onun dağ kadrosundaki yöneticilerinin fikirleriyle birebir çakıştığı, örgütün lideri Abdullah ÖCALAN'ın İmralı Cezaevinde avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde dile getirdiği hususların ders notu olarak sınıflarda okunduğu ve müzakere edildiği, PKK/KCK terör örgütü üyelerinin Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı yürüttükleri silahlı mücadelenin haklılığı ve gerekliliği üzerinde durulduğu, bu mücadelenin Filistin halkının İsrail'e karşı gerçekleştirdiği bağımsızlık mücadelesine benzetildiği, Kürt kökenli vatandaşların sanki Türkiye Cumhuriyeti devletinin birinci sınıf vatandaşı değil de ezilmek ve asimile edilmek istenen ikinci sınıf vatandaşlar gibi takdim edilerek, bahse konu vatandaşların haklarını elde edebilmek için topyekün devlete karşı ayaklanıp konfederal bir yapı kurmalarının savunulduğu ve katılımcıların devlete karşı isyana açıkça teşvik edildiği, terör örgütü militanlarının Türkiye Cumhuriyeti Güvenlik Güçleri ve halkına karşı gerçekleştirdiği silahlı eylemlerin haklı gösterildiği, Akademi sonunda bu şekilde ideolojik bir eğitime tabi tutulan katılımcıların bir kısmının terör örgütünün kırsal alandaki silahlı militanlarına katılmak üzere gönderildiği, bazıların ise şehir yapılanmasında görevlendirildiği, söz konusu Siyaset Akademisinde ideolojik eğitime tabi tutulan şüphelilerden Gökcem GÖKBERK ve Delil Botan KAHRAMAN'ın yaptıkları işlerden nedamet duyarak TCK'nın 221. maddesi kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığımıza başvurmaları neticesi tespit olunan ifadelerinde açıkça görüldüğü üzere; Akademilerin amacının siyasal bir partinin faaliyetleri kapsamında eğitimli eleman yetiştirmek değil, terör örgütünün dağ ve şehir yapılanmasına militan kazandırmak olduğu, bu projenin internet sitelerinde yayınlanan haberlerden ve terör örgütü lideri ÖCALAN'ın avukatlarıyla yaptığı haftalık görüşmelerde açıkça ifade edildiği, bu suretle akademilerin ÖCALAN'ın ve dolayısıyla terör örgütünün projesi olduğu, silahlı mücadeleyle hayalini kurduğu bağımsız Kürt devletine ulaşamayacağını gören terör örgütünün ve onun lideri ÖCALAN'ın terörü halk tabanına yaymak amacıyla siyaset akademilerini birer kılıf gibi kullanma yoluna gittiği, gerek şüphelilerin ifadeleri ve gerekse ders anlatımlarından bu eylemin partisel bir faaliyet olmadığı, amacın terörü halk tabanına yayarak ülke içerisinde toplu bir isyan ve kalkışmaya zemin hazırlayıp ülkenin doğu ve güney doğusunun bir kısmını içine alan coğrafi alanda, etnik unsurlara dayalı bir Kürt devleti kurmak olduğu, nitekim derslerdeki anlatımlar irdelendiğinde görüleceği üzere, konfederalizm üzerinde çok yoğun şeklide durulduğu, gelinen aşama ve dünyada ki konjonktür itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde etnik unsurlara dayalı ayrı bir devlet kurmanın mümkün olmayacağını düşünen terör örgütünün, konfederalizm tarzı bir yapılanmaya giderek kurmayı düşündüğü kürdistan isimli devletin alt yapısını inşa etmeye çalıştığı, bu yapılanmanın ve diğer üç devletteki yapılanmaların tamamlanması üzerine ise dört ülkede yaşayan Kürt nüfustan oluşacak bir devletin kurulmasının planlandığı, konfederalizmde ısrar edilmesinin başka bir nedeninin ise “öz savunma gücü” adı altında bir yapı oluşturularak, Kuzey Irak’ta ki Kürt ordusuna benzer bir yapılanmanın inşa edilip, PKK’nın kırsalda bulunan silahlı militanlarının bu orduya dahil edilmesi olduğu, terör örgütünün Kuzey Irak’ta oluşturulan Federal Devlet yapısını model olarak alıp Türkiye’de uygulamayı tasarladığı,
Anlaşılmıştır.

Şüphelilerin ifadeleri ile ortam dinlemesi suretiyle tspit edilen ses kaydı çözümlerinin ana hatlarıyla birbiriyle örtüştüğü, Siyaset Akademilerinin PKK/KCK terör örgütünün dağ kadrosuna ve onun şehirdeki uzantılarına eleman yetiştirmek amacıyla kurulduğu, buraların Barış ve Demokrasi Partisinin legal kuruluşları gibi gösterildiği, oysa parti logosunun sadece bir şemsiye olduğu, bölücü örgüt eğitimini açıkça veremeyeceğini bilen örgütün partiyi yapılan bölücü eğitimleri gizlemek için kullandığı, ayrıca bu tür parti kuruluşu şeklinde ki takdimlerin yukarıda ifadeleri verilen şüphelilerde olduğu gibi iyi niyetli vatandaşları terör örgütü ile temasa geçirmek ve örgütün saflarına katmak gibi bir fonksiyonunun olduğu, normalde PKK/KCK terör örgütü ideolojisinin verildiğini bilince bu eğitim faaliyetlerine katılmayacak şahısların, parti adı görünce çekinmeden ilgili faaliyetlere katıldıkları, Barış ve Demokrasi Partisi’nin PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerine gerek siyaset akademilerini açmak ve gerekse toplantı gösteri yürüyüş ve sair suretlerle katkıda bulunduğu,

- PKK/KCK terör örgütüne yönelik yapılan soruşturmalar kapsamında, dağ kadrosunda bulunanlardan yakalanan militanların beyanlarından, örgütün dağ kadrosundaki militanlarına verdiği eğitim ile Siyaset Akademilerinde verilen eğitimin birbiriyle örtüştüğü, bu hususa ilişkin olarak yapılan karşılaştırmanın;