T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk'nın 250. Maddesi İle Yetkili)



Yüklə 14,15 Mb.
səhifə653/3060
tarix03.01.2022
ölçüsü14,15 Mb.
#49683
1   ...   649   650   651   652   653   654   655   656   ...   3060
EVREN DEMİR:31:40 Birazdan toplantı var ben çok değinmeyeceğim (anlaşılmıyor..) Devrimci bir harekettir devrimci hareketinde devrimci özellikleri olur yani ama şimdi İstanbul'u değerlendirdiğimizde biz sanki bir devrimci örğütdeğilde daha çok böyle sivil toplum bir dernek yöneticisinin bile hatta gerisinde bir pozisyon durumuna kadar indirgeniyoruz. Şimdi bu baktığınızda Kürdistan'ı ciddi bir savaş bekliyor. Önderliğimiz boyunca kentin görüştüğümüz..hatta bir hafta öncesinde görüş yasağı konuyor. Bu da tamamen bizim reddetmemizin zayıf olmasından kaynaklanıyor. Yani İstanbul'un bir belirleyici özelliği var sistemide kilitleyebilir sistemi kendi politikanıda allak bullak edebilir.Yani alaca karanlık etkileyebilecek bir gücümüz var. Mumtas heval söyledi ya İstanbul Kürdistan'ın hareketine nefes aldırabilecek bir alandır. Yani hem Kürtlerin yoğun yaşadığı bir alan hem de potansiyelimizin güçlü olduğu, yıllardır da örgütsel mücadele yürüttüğümüz bir alandır. Şimdi baktığımızda bu noktada ciddi anlamda merkez zayıf yani böyle tamamen dağınık çünkü burada iki aydır planlama yapıyoruz iki aydır da planlamamız boşa çıkıyor. Yani hissetme hissettirme alanda örgütün güçlü bir irade açığa çıkartma noktasında zayıf yani bir iki tartışmadır da bunları yürütüyoruz ama bu noktada arkadaşlar çok pasif yani bunu söylerken arkadaşlar birşey yapmıyor etmiyor değil şimdi dağınık olan bir örgüt ne kadara sonuç alabilir. Belli bir gücümüz var. Sistem bütün gücünü toplamış bir saldırı içerisinde, yoğun bir tasfiye konsepti içerisinde, bizse tamamen böyle gündelik hayatımızda böyle işte kendi rahatımızdan taviz vermeden kendimizden taviz vermeden öyle rahat bir şey yapıyoruz. Yani tepki yok yani. Arkadaşların ne sohbetinde tepki var, ne duruşunda tepki var yani mesela arkadaşlar biraraya geliyorlar aşağı da oturuyoruz toplantılarda ilçelere gidiyoruz arkadaşlarla birebir görüşüyoruz ama bu sürece ilişkin bir tepki yok yani. Sanki Kürdistan 10 gündür 20 gündür bombalanmıyor, sanki önderlik 10 haftadır görüştürülmüyor. Öncesinde bir hafta görüştüğünde sokağa çıkarılıp tepki gösteriliyordu. Ama şimdi biz alışkanlık haline gelmiş yani bizde de böyle kanıksamışız tamam artık kabul etmişiz yani devlet yapar büyüktür eder. Yani biz biraz inançtan böyle birşey var gerileme var. Bunu kabul etmeyeceğiz yani. Başta buradaki arkadaşlar kabul etmeyecek. Çok olmak şey olmak değil, biz her zamankinden daha çok sayı anlamında şeyiz. Ama nitelik anlamında cevap olma noktasında zayıfız yani bunu göreceğiz. Bunun zayıflığının giderilmesi de bizden geliyor, buradaki arkadaşlardan geçiyor yani. Şimdi bunu biz yapmazsak valla taziyemize de 300 kişi katılır yani. İstanbul'da taziye yapıyoruz bütün örgütün haberi var bütün arkadaşlar şey yapmışız 300 kişi katılıyoruz yani. İlçenin mahallesinde 300 kişi katılacağımız bir alanda İstanbul genelinde 300 kişi katılıyor yani. Sistemde saldırıyor yani. Taksim de eylem yapacağız birçok arkadaş gelmiyor yani ya da öğlen geliyor bir mevlit gibi yani. Bu noktada kendimizi kurtarmak lazım yani bu İstanbul bu elit siyasetten kendini kurtarması gerekiyor. İlişkilerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. İlçeler de arkadaşlar mesela eyleme katılmıyor. Lan şimdi biz gidiyoruz memurlarla, böyle durumu vakti yerinde olan insanlara gidiyoruz ki gel eyleme gelmez yani biz kendi kendimizi (anlaşılmıyor..) kandırıyoruz. Ama yoksuluz yani bi yerlerde savaş mağduru, ve de gerilla ailesi, tutuklu ailesi bir sürü insan var bugün bunlarla ilişkilenmiyoruz. Yani kendimizi onlara şey görmüyoruz. Yani onların ayağına gitmeyi kendimize hak görmüyoruz. Ama daha çok böyle işadamı böyle elit bir kesime gidiyoruz. Valla bunlarla devrim olmaz yani, o zaman bunlarla da eylem olmaz. Ne Taksim'e gelir ne de senin ilçe de yaptığın eyleme gelir. Şimdi ilçelerde arkadaşlar bir eyleme kimse gelmiyor. Tabi heval bizim etrafımızı biz hep bu tür insanlarla doldurmuşuz. Ama diğer insanlara gitme noktasında yok. Bi (anlaşılmıyor..) gitme yok kadına gitme yok, yoksul kesime gitme yok, ya da savaştan mağdur olmuş kesime gitme yok, işte bunlarla devrim yürütülür, devrim mücadelesi bunlarla gelişir. Yani yılardır da böyle gelişti. Mahallelerden, köylerden bu dava gelişti. Ama şimdi İstanbul'da özelde böylesi bir durum var. O konuda dediğim gibi yani biz o şeylerden kendimizi kurtaracağız. Yani bütün bir dağınıklık var yani mesela arkadaşlar diyor biz haber verdik gelmiyor yani mesela iş verme biçimine göre sorumluluklar hepsi allak bullak olur. Kim neden sorumlu, nasıl sorumlu, nasıl yetkisi, görevi ciddi bir karmaşa var. Önümüzdeki dönemde bunların üzerinde durmak gerekiyor. Ama arkadaşların irade olmasıyla durulur. Yani biz arkadaşlar örgütlemeye güveniyoruz, arkadaş geliyor diyor; ilçede böyle ilçe başkanı ya da ilçe..böyle söylüyor. Yani orda yaptırım gücümüz kalmamış yani ve (anlaşılmıyor..) bi zayıflık var. Şimdi etkisi olmayanın bir gücü olurmu ya ta yaptırım şeyi olur mu? Olmaz yani. Bu konuda arkadaşlar şey olmalı yani biz öyle gelişi güzel bir katılım artık kabul etmememiz gerekiyor. Sadece biz değil bütün arkadaşlar kabul etmemeli. Yani bir gelişi güzel katılım acı istediği zaman katılıyor acı istemediği zaman katılmıyor. Ya da şu eyleme katılıyorum bu eyleme katılmam deme anlayışına artık bir şey vermek gerekiyor. Karşı durmak gerekiyor. Bu anlamda ve de sonuna kadar insiyatifli olmak gerekiyor. Mumtas heval söyledi biz bir alandan sorumlu değiliz İstanbul'un sorumluluğu İstanbul'un il yürütmesine aittir. Herşeyi ile yani siyasi partisinden tut göçlerine kadar eyleminden tut halkın sosyal ekonomik her türlü sorununa kadar direk sorumlu bir (anlaşılmıyor...) Yani bu noktada ama arkadaşlar sadece toplantıya geliyor yada pratik sanki bir aktarımcımmış gibi bu noktada bir (anlaşılmıyor..) durum sözkonusu. Yani bunları söylerken (anlaşılmıyor..) ölçüsünde söylüyoruz. Yani sürece cevap olmadığımızdan söylüyoruz. Şimdi bir irade kırma savaşı yürütüyoruz dediler. Bu saldırıları da bu şeyi de iradeyi kıracak kürt hareketinin iradesini kırıp tamamen tasfiye ye yönelecek işte kara operasyonu, kimyasaldır siyasi operasyon daha da yaygınlaştırılacak. Şimdi biz bugün cevap olmazsak yarın bunları yapması kaçınılmazdır yani yapacaktır. O açıdan biz 10 tane 20 tane şehit verdikten sonra sokağa dökülmeyim mi yani mesela arkadaşlar diyorki; işte hava operasyonu oldu arkdaşlar zaten kayıp vermiyor ama sen kayıp verdikten sonra ne yapacağız yani zaten o zaman daha da herşey kötüleşir yani önemli olan kayıp vermeden bu işin durdurulmasını sağlamamız gerekiyor. Ama bunlarda bizdeki refleksle bizdeki tepkiyle bizdeki duruşlu bağlantılı..Ee şimdi bu kadar İstanbul'da 400.000 oy almışız ama birşey yok demeyelim ama zayıftır yani yeterli değildir. Ya da sürece cevap olma noktasında yeterli değildir. Bence o açıdan iki etkinlik var biri barış analarının etkinliği var Taksim de, buna güçlü katılım sağlamak lazım analar oturuyor ama herkes katılıp yani o gün taksimde 10.000 insan olmalı 20.000 insan olmalı bence hatta getirebiliyorsak 100.000 insanı getirelim. Çok bunu laf olsun diye söylemiyorum gücümüz var yani arkadaşlar biraz silkelese biraz yoğunlaştırsa biraz o psikolojik atmosferi oluştursa insanlar gelir yani. Çünkü herkesin tepkisi var İstanbul'da kaç bin tane tutuklu ailesi var, kaçbin tane gerilla ailesi var, kaçbin tane şehit ailesi var. Yani bunları biz program dolsun diye söylemiyoruz hepsi gerçektir yani. İstanbul kadar gerilla ailesi olan bi yer yok yani. İstanbul kadar gerillaya katılan bi şey yok yani. Gerillanın yüzde 20 sinin ailesi İstanbul'da oturuyor yani. Şimdi biz bunlarla uğraşsak herbirine birer ikişer insanla ilişkileri geliştirmiş olsak bile inanın ki biz onbinlerce insanı getiririz. Ama biz yapmıyoruz yani yapmadığımız için böyle. Yani arkadaşların bireysel çabaları bireysel duruşlarından şey yapmıyoruz. Örgüt olarak yapı olarak buna cevap olmadığımızı söyleyim yani normal de biraz sonra da geniş bi toplantı var. Arkadaşlar orda da yani öyle çok böyle de şey yapmaya gerek yok ama bu konu da süreci karşılayabilecek tepkimiz güçlü olmalı. Olmadı sürece de biz yeniden geleceğiz birbirimizi eleştireceğiz. O konuda da sıkıntı olacak arkadaşlar bence birbirini eleştirmekten de kaçınmasın. Gerçekten arkadaşın duruşunda, yaklaşımında eksiklik varsa bencil yönden değil örgütsel sürece katan bir noktada eleştirilmeli. Eleştiri şeyini de bence geliştirmek gerekiyor gibi düşünüyorum.

Yüklə 14,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   649   650   651   652   653   654   655   656   ...   3060




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin