T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə11/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   335
Mehmet Bülent Sarıkahya'nın ikametindeki aramada ele geçen Sandisk marka 512 MB

flash diskte bulunan "Kasim 2007_takipedilen_isimli.xls" isimli belgenin "isimlitürkçe"

çalışma sayfasının "Günlük olarak takip edilen internet siteleri(Türkçe Yayın Yapan)"

başlığı altında "Meryem Kurşun-İrtica ile Mücadele Uzmanı" yazdığı, altında 66 adet

internet sitesi isminin ve karşılarına AKP Yanlısı, İrticai, Fethullahcı. Tarafsız haber sitesi

şeklinde ibareler yazıldığı görülmüştür. Murat Uslukılıç'ın 17.08.2010 tarihinde

Cumhuriyet Başsavcılığımızdan ifadesinde; "2.Bilgi Destek Şube Müdürlüğümün başında

İlker Ziya Göktaş vardı. Sivil Memur Meryem Kurşun'du. Bu sitelerin içinde, irtica.org

vardı. Ana site buydu, sitenin içeriğini Ziya Göktaş belirlediği gibi haberleri de Sivil

Memur Meryem Kurşun ekliyordu. Ben bu sitenin içeriğine baktığımda hoş olmayan yazı

ve mailler gördüm, kendilerini ikaz ettim. Bazı maillere cevapları Meryem Kurşun

kendisinin yazdığını bana söyledi. Maillerin cevaplarında kışkırtıcı içerikler de vardı"

şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Elde edilen deliller ve alınan ifadelere istinaden Meryem Kurşunun 07.06.2011, Fuat

Selvi'nin 08.06.2011, Mustafa Bakıcı. Mehmet Eröz, Hıfzı Çubuklumun 15.06.2011,

Alaettin Sevim'in de 21.06.2011 tarihlerinde Cumhuriyet Başsavcılığımızda ifadeleri

alınmış, Hüseyin Nusret Taşdeler, Sedat Özüer. Orhan Güçlü nün ise rapor veya yurt dışı

görev mazereti nedeniyle çağrıya uymadıklarından ifadeleri alınamamış, bu kişilerin

kullanımlarında bulunan adreslerinde arama ve el koyma işlemi yapılmamıştır.


34)MEHMET İLKER BAŞBUĞ
Mahkemenizde görülen 2010/106 Esas no'lu davanın 30.12.2011 tarihli 50. duruşmasının

20 no'lu ara kararı gereği, sanık savunmalarında ve belgelerde adı geçen Genelkurmay

Eski Başkanı Org.Mehmet İlker Başbuğ hakkında gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet

Başsavcılığına yazı yazılmıştır.


Cumhuriyet Başsavcılığımıza 11.11.2009 tarihinde ulaşan ihbar mektubu ekinde

kamuoyunu yönlendirmek maksadıyla yasa dışı bir şekilde işletildiği belirtilen internet

siteleriyle ilgili düzenlenen Andıç belgesinde, Hasan Iğsız'a ait parafın karşısında "Sn.K'a

arz" şeklinde el yazması bir notun bulunduğu görülmüştür. Hasan Iğsız 24.08.2010 tarihli


66 /2271
Savcılık ifadesinde "Sn.K*arz" ifadesinin sadece Genelkurmay Başkanı na sunulunca

yazıldığını, belgenin Genelkurmay Başkanı tarafından onaylanıp onaylanmadığını

bilmediğini. Genelkurmay Başkanı nın onayı ve emri olmadan hiçbir şeyin

yapılamayacağını, nihai karar merciinin Genelkurmay Başkanı olduğunu beyan etmiştir.


Mehmet Otuzbiroğlumun 26.12.2011 tarihli 47. duruşmada, Andıcın Genelkurmay

Başkanı ve 2. Başkan tarafından görülmüş ve onaylanmış olduğunu, Murat Uslukılıç'ın

29.12.2011 tarihli 49. duruşmada. General seviyesindeki parafları almak için andıcı Dursun

Albay'a verdiğini. Genelkurmay 2. Başkanımın onayını müteakip bildiği kadarıyla andıcın

Genelkurmay Başkanıma arz edildiğini, onaylandıktan sonra andıcın kendilerine geldiğini.

Dursun Albay'ın getirip verdiğini, kendilerinin muhafaza ettiklerini, aynı duruşmada

Mehmet Eröz'ün, andıcın 2. Başkan'dan alındıktan sonra Genelkurmay Başkanı na hemen

çıkartılamadığını, bir süre sonra andıcı Mustafa Bakıcımın sarı zarf içerisine koyarak

Genelkurmay Başkanı nın Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Uğur Tarçın'a teslim ettiğini,

daha sonra da gelip Komutanım andıç geldi tamam şeklinde bilgi verdiğini, bu gelen

kâğıdın üzerinde Genelkurmay Başkanımın imza yerine sadece bir okey işareti attığını

gördüğünü, Genelkurmay Başkanı'nın o zamanlar evraklara bu tarzda da işaret koyduğunu,

beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Mustafa Levent Göktaş'tan ele geçen 51 no'lu DVD'nin içerisindeki "Bilgi Notu.doc"

isimli, Gizli ibareli, Haziran 2007 tarihinde İstihbarat Başkanlığından Genelkurmay

Başkanına hitaben yazıldığı anlaşılan belgede. Nuran Yıldız'ın Org. İlker Başbuğ

tarafından 2004 yılından beri gayri resmi iletişim danışmanı olarak hizmetlerinden istifade

edildiği, bu kapsamda bilgilere göre Org. Başbuğ'un Nuran Yıldız aracılığı ile ANAP

Genel Bşk. Erkan Mumcu'ya Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak, CHP'nin kendi

istedikleri dışında bir AKP'linin (Milli Görüşçü - Fetullahçı) aday gösterilmesi durumunda

Meclisteki oylamaya kesinlikle katılmayacakları, Recep Tayyip Erdoğan- Abdullah Gül-

Beşir Atalay üçlüsünden birisinin aday olması halinde; CHP-ANAP-DYP'nin katılmadığı

durumda seçilen Cumhurbaşkanının sadece AKP'nin Cumhurbaşkanı olacağı ve bu yüzden

TSK'nın Başkomutanı olamayacağından hareketle TSK'nın buna müdahale edeceği, Bu

müdahale neticesinde hükümetin düşeceği, bunun Anayasa Mahkemesi ile görüşülerek

sağlandığının bizzat Org.Başbuğ tarafından ifade edildiği, Anayasa Mahkemesinin AKP'yi

kapatacağı, Recep Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül - Bülent Arınç üçlüsünün siyaset

yapmasının yasaklanacağı ve böylece AKP kadrosunun dağılacağı, Aydın Doğan'a bağlı

medya kuruluşlarının sağlayacağı medya desteği ile Erkan Mumcu önderliğinde, birleşen

ANAP ve DYP'nin çekim gücü ile bu partiye katılacak TSK'ya yakın ve AKP düşmanı

Rifat Hisarcıklıoğlu, Sinan Aydın Aygün, Abdüllatif Şener ve Cemil Çiçek gibi isimlerle

bir oluşum sözü verildiği ve bu oluşumun müdahaleden sonraki ilk seçimlerde iktidara

taşınacağına kesin gözüyle bakıldığı hususlarını ilettiği, ifade edilen bilgilerin bizzat Dr.

Yıldız tarafından iş arkadaşları seviyesinde dile getirildiğine dair bilgilerin elde edildiği

belirtilmiştir.


Mehmet İlker Başbuğ'un Genelkurmay Başkanlığı döneminde 29.04.2009 tarihinde

Poyrazköy'de yapılan kazılar ve elde edilen mühimmatlar hakkında, 26.06.2009 tarihinde

İlticayla Mücadele Eylem Planı hakkında Genelkurmay Başkanlığında basın açıklamaları

yaptığı, 10.02.2010 tarihinde Amirallere Suikast Planı soruşturması ve Koç Müzesinde

bulunan patlayıcılar hakkında demeç verdiği, 17.12.2009 tarihinde Trabzon'da Oruç Reis

Firkateyninde Ergenekon soruşturması hakkında açıklamalar yaptığı ve bu konuşmasında

"Bu konuya değinmeyi özellikle bugün üzerinde beraber olduğumuz TCG Oruç Reis

X" js) - 67/2271


Firkateyni nde değinmemin özel bir anlamı vardır, herhalde bunu herkes açıkça ne demek

istediğimi de anlamaktadır'* dediği, 05.07.2010 tarihinde Televizyonda Ergenekon

soruşturmasıyla ilgili açıklamalarının yayınlandığı anlaşılmıştır.
Soruşturmada elde edilen bilgi ve belgeler üzerine Mehmet İlker Başbuğ'un 05.01.2012

tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızda ifadesi alınmıştır.


35)MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN, TURHAN ÖZLÜ, ÖZLEM KONUR USTA,

ZAHİDE RUHSAR ŞENOĞLU, ERKAN ÖNSEL, CANER TAŞPINAR, İLYAS

GÜMRÜKÇÜ, MEHMET BOZKURT. MEHMET BORA PERİNÇEK, BÜLENT BAŞ
Aydınlık Dergisi'nin 18.10.2009 tarih ve 1161. sayısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

ve dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat arasında geçtiği iddia edilen telefon

görüşmesinin içeriği yayınlanmıştır. Konuyla ilgili soruşturma kapsamında Mehmet Deniz

Yıldırım'ın ikametindeki aramada; sağ üst köşesinde 28.09.2009 tarihi yazılı, 10 ve 11 ile

numaralandırılan ve Doğu Perinçek tarafından kaleme alındığı değerlendirilen el yazısı

belge bulunmuştur. Belgede "Deniz Yıldırım, M. Sabuncu. Ferit ve Turan Özlü arkadaşlar

yazık olmuş, RTE-Talat görüşmesini sıradan bir haber haline getirip harcamışız. Öyle

boşluk olur mu? Niçin benim Perşembe günü yolladığım başlığı kullanmadınız?

Elimizdeki malzemeyi ne hale getirmişiz. Ne Yapmalı? Sakın basın toplantısı yapılmasın

Bedri'ye haber veriniz. Bu haberi gelecek haftaya veya daha sonraki haftaya kapak

yapalım şöyle KKTC devletini yok etme tutanağını yayınlıyoruz. Tayyip Erdoğan İle M.

Ali Talat, T. Erdoğan İle M.A. Talat'ın Karanlık Görüşmesi artık tutanağı yayınlamak

gerekiyor Bu haber, bu hafta yaptığınız gibi iğdiş edilmez, elimizdeki mermiyi havaya

sıkmazsak, çok etkili olur, iyi örgütlemek gerekir. Hüseyin Macit ve A.Z. Bulunç ile

görüşüp nasıl yazacağımızı kararlaştıralım, gerekirse 1-2 hafta gecikebilir. Onlarla

zamanlamaya karar verelim. Denktaş bu işi ele alır ve sarsar. CHP, MHP de harekete

geçer" yazdığı görülmüştür.
Bu belgeye göre, Doğu Perinçek*in söz konusu dinleme kaydının yayınlanmasıyla ilgili

olarak, o dönem Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olan Mehmet Deniz Yıldırım'a,

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Ferid İlsever'e, Ulusal Kanal Genel Yayın

Yönetmeni Turhan Özlü'ye. Aydınlık Gazetesi İmtiyaz Sahibi olan Mehmet Sabuncu'ya

ve İşçi Partisi Genel Başkan Vekili olan Mehmet Bedri Gültekin'e talimat verdiği

anlaşılmıştır.


Söz konusu ses kaydının yayınlanmasıyla ilgili soruşturmada, 17.10.2009 tarihinde İşçi

Partisi Genel Merkezinde İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin

tarafından "Tayyip Erdoğan'ın karanlık görüşmeleri! Belge ve kayıtlarıyla" konulu bir

basın toplantısının düzenlendiği, basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve

dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat arasında geçtiği iddia edilen telefon

konuşmasının açıklandığı, telefon görüşmesinin ses kaydının basın mensuplarına

dinletildiği ve bu basın açıklamasının 19.10.2009 tarihinde Ulusal Kanal'da yayınlandığı

anlaşılmıştır. Yine 25.10.2009 tarihinde İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan

Önsel'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Remzi Gür arasında geçtiği iddia edilen

telefon görüşmesini İşçi Partisinin İstanbul İl Başkanlığında basın mensuplarına dinlettiği

ve bu kaydın Ulusal Kanal'da yayınlandığı tespit edilmiştir.
68/2271
Buna göre; 17.10.2009 tarihinde Mehmet Bedri Gültekin'in, 25.10.2009 tarihinde de Erkan

Önsei'in basın açıklamaları yapması, bu basın açıklamalarında dinletilen ses kayıtlarının

Turhan Özlümün Genel Yayın Yönetmeni olduğu Ulusal Kanal'da yayınlanması ile Doğu

Perinçek tarafından verilen talimatın yerine getirildiği anlaşılmıştır. Telefon

görüşmelerinin Aydınlık dergisinde yayınlandığı süreçte Aydınlık dergisi Sorumlu

Müdürünün Zahide Ruhsar Şenoğlu, Yazı İşleri Müdürünün Özlem Usta, İmtiyaz

Sahibinin de Mehmet Sabuncu olduğu tespit edilmiştir.
Mehmet Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya'nın kullanımınlardaki adreslerde yapılan

aramalarda; başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti hükümeti

bünyesinde görev yapan üst düzey bürokratların yaptıkları telefon görüşmelerine ait toplam

57 adet dinleme kaydı ele geçirilmesine karşılık, bu kayıtların Aydınlık Dergisi ve Ulusal

Kanal'da yayınlanmasına devam edildiği, Aydınlık Gazetesi'nin 9, 10 ve 11.06.2011 tarihli

sayılarında Devlet Bakanı Ali Babacan ile Başbakanlık Eski Başdanışmanı Cüneyt Zapsu

arasında geçen telefon görüşmelerinin yayınlandığı, yayınlanan bu kayıtların Mehmet

Deniz Yıldırım'dan ele geçen telefon kayıtları ile aynı olduğu anlaşılmıştır. Aydınlık

Gazetesinde yayınlanan bu haberlerin İlyas Gümrükçü ve Caner Taşpınar tarafından

yapıldığı, haberlerin yapıldığı dönemde gazetenin sorumlu müdürünün de Mehmet Bozkurt

olduğu anlaşılmıştır. Aydınlık Gazetesinin 09 ve 10.06.2011 tarihlerinde verdiği söz

konusu telefon görüşmeleriyle ilgili yapılan haberde, kayıtların Cumhuriyet Güçbirliği

Trabzon Bağımsız Adayı Bülent Baş tarafından kamuoyu ile paylaşıldığı belirtilmiştir.
Veli Küçük 25.01.2008 tarihli Emniyet ifadesinde; Doğu Perinçek ve evindeki aramada

bulunan "Televizyon Analiz Yönetim ve Geliştirme Projesi İstanbul/Temmuz 2000",

"Kanal 6 Analiz Yönetim ve Geliştirme Projesi İstanbul/Kasım 1999" isimli örgüt

belgeleri ile ilgili sorulara , "Doğu Perinçek bir telefon konuşmasında oğlu Mehmet

Perinçek'in benimle görüşmek istediğini söyledi, ben de kabul ettim, Ümraniye ilçesinde

bulunan Gimaya yanıma geldi, sohbet esnasında, kendisinin aynı zamanda İşçi Partisi

Gençlik kolları başkanı olduğunu da öğrendim, konuşma esnasında Türk Milliyetçiliğinden

söz etti, ben de kendisine 30 Ağustos'ta Ülkü Ocakları ile beraber Taksim meydanına niye

çelenk koymuyorsunuz diye söyledim, pek beklemiyordum ancak olayı çok sıcak karşıladı,

benim de hoşuma gitti, bilahare İstanbul Ülkü Ocakları başkanı tanıdığım Levent Temiz'i

çağırarak aynı teklifi ona da söyledim ve bir araya getirdim. Bunlar resmi prosedürü yerine

getirerek, bu etkinliği beraber 30 Ağustos tarihinde Taksimde gerçekleştirdiler", "Kesin

olmamakla beraber bu dokümanı bana Mehmet Perinçek isimli şahıs vermiş olabilir", "Bu

dokümanı ifademin akışı içerisinde Ulusal Medya isimli doküman ile ilgili cevabımda

belirttiğim gibi bana Mehmet Perinçek getirmişti" şeklinde cevap vermiştir.
İşçi Partisi Genel Merkezinde 21.03.2008 tarihinde yapılan aramada; İşçi Partisi "Karargâh

Evleri" yapılanmasıyla ilgili MİT Müsteşarlığınca hazırlanan Çok Gizli ibareli bir belge

bulunmuştur. Belgede Alevi kesim ile İşçi Partisi arasındaki irtibatı Albay Cengiz

Köylü'nün sağladığı, Cengiz Köylü'nün de İşçi Partisinden Mehmet Bora Perinçek ile

irtibatlı olduğu belirtilmiştir. Karargâh Evleri bünyesinde faaliyet gösteren şahısların

isimlerinin yer aldığı kısımda, "İşçi Partisi (İP)" başlığı altında; "Organizasyonu Mehmet

Bora Perinçek, Hikmet Çiçek, Mehmet Bedri Gültekin idare etmektedir" yazdığı

görülmüştür. Cengiz Köylü'nün adına kayıtlı bulunan telefon hatların HTS dökümlerine

göre, Mehmet Bora Perinçek ile irtibatının bulunduğu tespit edilmiştir.
69/2271
Ele geçen bu deliller ve soruşturma evrakı kapsamına göre; Mehmet Bedri Gültekin,

Turhan Özlü, Özlem Konur Usta, Zahide Ruhsar Şenoğlu, Erkan Önsel, Caner Taşpınar,

İlyas Gümrükçü, Mehmet Bozkurt ile Mehmet Bora Perinçek 19.08.2011 tarihinde

yakalanarak gözaltına alınmış. Mahkeme kararına istinaden kullanımlarında bulunan

adreslerde arama ve elkoyma işlemleri yapılmıştır. Bülent Baş ise adresindeki aramada

bulunamaması nedeniyle yakalanamamış, yakalanması hakkında çıkarılan yakalama

müzekkeresinden sonra gerçekleştirilmiştir.
36)BAHADIR BERK, ERTUĞRUL ORTA, ZAFER ŞEN, MEHMET SABUNCU
Aydınlık gazetesindeki 19.08.2011 tarihli aramada Mehmet Sabuncumun odasında

bulunan belgelerde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız

ve Taraf gazetesi yazarı Yasemin Çongar arasında elektronik posta yazışmaları yapıldığı

izlenimi verilmek istenen belgeler bulunmuştur. Belgelere göre, "ckansiz@hotmail.com"

şeklinde bir e-posta adresi oluşturulduğu ve bu e-posta adresi ile "brte@akparti.org.tr",

"yasemin_congar@taraf.com.tr" şeklindeki spam (sahte) e-postalar arasında yazışmalar

yapıldığı, bu yazışmalarda Cumhuriyet savcısının Taraf gazetesine sahte belge

hazırlamaları yönünde talimat verdiğine ve bu belgelerin Başbakan Recep Tayyip

Erdoğan'ın talimatları ile CHP'yi yıpratmak için kullanılacağına, Ergenekon Örgütü'ne

dair iddianamelerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile Taraf gazetesi

tarafından hazırlanıp Cumhuriyet Savcısına iletildiğine dair ifadeler bulunduğu tespit

edilmiştir.


İletişimi kayıt altına alınan Güler Kömürcü nün. Doğu Perinçek ve Kemal Yalçın

Alemdaroğlu ile birlikte İbrahim Benli'nin Çatalca'daki çiftliğinde bir yemek

organizasyona katıldığı, bu organizasyonda Bahadır Berk'in de bulunduğu anlaşılmıştır.

Devam eden soruşturmada Bahadır Berk'in Sevgi Erenerol, Ergün Poyraz ve Güler

Kömürcü'yle doğrudan irtibatının bulunduğu tespit edilmiştir. Bahadır Berk'in soruşturma

kapsamında haklarında işlem yapılan kişilerle irtibatının mahiyetinin ortaya

çıkartılabilmesi için Mahkeme kararına istinaden 08.07.2008 tarihinde kullanımında

bulunan adreslerde arama ve el koyma işlemleri gerçekleştirilmiş, talimat ile Çorlu

Cumhuriyet Başsavcılığında 22.05.2009 tarihinde ifadesi alınmıştır.
Anıl Osman Çelik, 02.11.2009 tarihinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Berker

Yenici ile ilgili olarak özetle; Berker Yenici "yi PKK Terör Örgütü adına Tekirdağ-

Çorlu'da çalıştığı dönemde tanıdığını, Berker Yenici ile Ulusalcılar/Atatürk Düşünce

Demeği içerisindeki faaliyetlerinden dolayı tanıştığını, ayrıca Tekirdağ Çorlu'da faaliyet

yürüttükleri sırada Berker Yenici'nin ilişkide olduğu Ertuğrul Orta'nın ADD'nin eski

ikinci başkanı olduğunu, buradan ayrıldıktan sonra İşçi Partisi ikinci başkanı olarak göreve

başladığını, Berker Yenici'nin Ulusalcı Kanat denilen ADD ile ilişkili olduğunu, bu

ilişkileri ile Ertuğrul Orta aracılığıyla 5.Kolordu Komutanlığında görevli bir Subaydan her

ay 1500-2000 Dolar para aldığını bildiğini, bu Subay ve Ertuğrul Orta'nın o dönemde

ülkenin kurtuluşunun darbe ile olacağını düşünen ve bu konuda çalışmalar yapan kişiler

olduğunu ifade etmiştir.
Ertuğrul Orta'nın adına kayıtlı hatların alınan HTS dökümleri üzerinde yapılan

incelemede; Ertuğrul Orta'nın bir dönem 5. Kolordu bünyesinde çalışmış olan Emekli

Askeri Savcı Bahadır Berk ve Emekli Binbaşı Zafer Şen ile irtibatlı olduğu tespit

edilmiştir. Bahadır Berk'in Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli olduktan sonra İşçi Partisi


70 /2271
I
Çorlu İlçe Başkanlığı'nda Yönetim Kurulu Üyesi olduğu. Zafer Şen'in de İşçi Partisi

Merkez Karar Kurulu Üyesi olduğu anlaşılmıştır.


Elde edilen deliller üzerine Mehmet Sabuncu, Ertuğrul Orta, Bahadır Berk ve Zafer Şen

06.12.2011 tarihinde yakalanarak gözaltına alınmış, kullanımlarında bulunan adreslerde

Mahkeme kararlarına istinaden arama ve el koyma işlemleri gerçekleştirilmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM
İDDİANAMELER VE BİRLEŞTİRİLEN DAVALAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımın, 10.07.2008 tarih ve 2007/1536-2008/623 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2008/209 esas, 17.09.2008 tarih ve 2008/2256-749 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2008/246 esas, 08.03.2009 tarih ve 2009/511-188 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2009/85 esas, 13.04.2010 tarih ve 2008/1756-2010/264 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2010/106 esas, 11.08.2010 tarih ve 2009/30-2010/444 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2010/179 esas, 09.11.2010 tarih 2010/2135-610 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2010/228 esas, 10.12.2010 tarih 2009/1407-2010/668 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2011/1 esas, 16.05.2011 tarih ve 2010/1506-2011/214 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2011/105 esas, 21.07.2011 tarih ve 2011/1438-342 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2011/150 esas, 02.02.2012 tarih ve 2012/4-65 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2012/14 esas ve 13.04.2012 tarih ve 2012/544-205 sayılı

iddianamesiyle açılan dava 2012/43 esas sayılarına kaydedilerek Mahkemenizde

yargılamalarına başlanılmış,
Bu davalar neticesi olarak yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 17.07.2009 tarih ve

2009/1498-565 sayılı iddianamesiyle açılıp Mahkemenizin 2009/191 esasına kayıtlı olarak

yargılamasına devam edilen dava dosyasında birleştirilmiştir.
Ankara ll.ACM'nin 2009/5 esas, Üsküdar 5.As.CM'nin 2010/419 esas, Ankara

ll.ACM'nin 2008/324 esas, Ankara ll.ACM'nin 2009/16 esas, Sarıkamış As.CM'nin

2008/279 esas, İstanbul 12.ACM'nin 2009/31 esas, İstanbul 14.ACM'nin 2010/118 esas,

İstanbul 9.ACM'nin 2010/145 esas. İstanbul 12.ACM'nin 2011/53 esas, İstanbul

23.ACM'nin 2012/79 esas ve İstanbul 23.ACM'nin 2012/115 esas sayılı davaları da netice

olarak Mahkemenizin 2009/191 esas sayılı dava dosyasında birleştirilmiştir.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ergenekon Terör Örgütü hakkında şimdiye kadar sonuçlanan bir yargılama olmadığından,

sanıkların kendilerine yüklenilen bu suçlar karşısındaki hukuki durumlarının tayin edilmesi

için öncelikle Ergenekon Terör Örgütünün varlığı ya da yokluğunun, var kabul edilir ise

niteliğinin açıklığa kavuşturulması gereklidir.


Bu sebeple öncelikle dosya kapsamındaki Ergenekon Terör Örgütünün varlığı tartışmasına

dair deliller ele alınmış, mütalaanın diğer bölümlerini ilgilendiren kısımları ilgili yerlerde

anlatılmıştır. Kovuşturma safahatına göre her bir sanığın bu suçlar karşısındaki hukuki

durumları konusundaki netice mütalaa, sanıkların hukuki durumları bölümünde yazılmıştır.


71 /2271
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 11.07.2006 tarih ve 2006/139-85-48 sayılı

iddianamesinde 05.05.2006. 10.05.2006 ve 11.05.2006 tarihlerindeki Cumhuriyet gazetesi

binasına el bombası atılması ve 17.05.2006 tarihindeki Danıştay eylemlerinin Alparslan

Arslan, Salih Kurter ve Süleyman Esen'in yönetici, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Osman

Yıldırım ve Tekin İrşi'nin üye, Aykut Metin Şükre ve Ayhan Parlak'ın yardım eden

konumunda yer aldıkları bir Terör Örgütü yapılanması tarafından gerçekleştirildiği iddia

edilmiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.07.2008 tarih ve 2007/1536-2008/623

sayılı iddianamesinde ise eylemlerin Ergenekon Terör Örgütü yöneticileri olan Veli Küçük

ve Muzaffer Tekin tarafından azmettirildiği iddia edilmiştir.
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VARLIĞI TARTIŞMASI
l)EROL MÜTERCİMLER'İN BEYANLARI VE BUNLAR İLE İLGİLİ DELİLLER
Dosya kapsamına göre "Ergenekon" adlı bir örgütün varlığı iddiasını kamuoyu gündemine

getiren Erol Mütercimler'dir. 5 Ocak 1997'de Aydınlık dergisinde, 7 Ocak 1997 de Show

TV'de yayınlanan "40 Dakika" adlı programda. 14-15 Haziran 1997 deki "Susurluk

konferansında, Temmuz 1997 tarihli "Teori Dergisi"nde, 1997 basımı "Ergenekon, Devlet

İçinde Devlet" isimli kitapta dile getirilen bu iddianın kaynağının Erol Mütercimler" in

beyanları olduğu anlaşılmaktadır. Ümit Oğuztan'ın TBMM Susurluk Komisyonuna

gönderdiği 10 Mart 1997 tarihli dilekçede ve 22-28 Mart 1997 tarihli "Nefes dergisi"

yayınında Ergenekon Örgütünün varlığından bahsedilmiş ise de. her ikisinde de kaynağın

Erol Mütercimler olduğuna dair bir ibare bulunmadığı görülmüştür. Ancak Ümit Oğuztan

bunların kaynağının Erol Mütercimler* in beyanları olduğunu savunmuştur.


Erol Mütercimler, Aydınlık dergisine verdiği röportajın yayınlanmasından 5 ay sonra

katıldığı Susurluk Konferansında Ergenekon Örgütü hakkındaki iddialarını tekrar etmiştir.

Erol Mütercimler burada Ergenekon Örgütü konusundaki tanıklığını anlatırken "26 Nisan

1988 tarihinde emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk ile yaptığım konuşmayı, hiç üzerinde

değişiklik yapmadan aktaracağım" ve "Sonra bir Oramiralle konuyu konuşurken,

kendisine Ergenekon adından söz ettim. 'Amiralim, ben böyle böyle bir isim öğrendim.

Ama çok fazla ciddiye almıyorum' deyince, bana, 'Ciddiye almamakla salaklık yaparsın'

dedi. 'Niye ' diye sordum. 'İşin özü orda da ondan' karşılığını verdi. Bu konuştuğum kişi

Emekli Oramiral Kemal Kayacan'dı" gibi oldukça dikkat çekici vurgular kullanmış ve

konuşmasını bitirmiştir.


Bu konuşmada Ergenekon Örgütünün dağıtıldığı/tasfiye edildiği gibi bir anlatımı yok iken,

başka bir konuşmacıdan sonra tekrar söz alarak " 1990'larda şekil değişikliğine gittiler.

Ergenekon örgütü dağıtıldı. Haydar Saltıkların tasfiyesinden sonra bu örgüt gücünü

yitirdi, bu da bir gerçek " demiştir.


Erol Mütercimler bu konuşmadan 5 ay önce Aydınlık dergisine verdiği röportajda;

Ergenekon Örgütünün 1990"lı yıllarda dağıtıldığından hiç söz etmeyip, aksine "Devletin

Ergenekon denen bu örgütü dağıtarak eylemlerini ortaya çıkarmasını" temenni etmiştir.

Bunun yanı sıra Erol Mütercimler'in anlatımlarının dayanak yapıldığı belirtilen "40


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin