T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə113/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   109   110   111   112   113   114   115   116   ...   335

Bununla birlikte; gazeteoku.net ve cunta.org adlı internet sitelerinde de Jandarma

aleyhinde dezenformasyon yapılmaktadır. Bu sitelerden birincisinin, Emniyet Genel

Müdürlüğüne ait olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Yurtdışından sahte isim ve kimlik

kullanılarak alınmış olan ikincisinin tespitine yönelik faaliyetler sürdürülmekte olup,

bunun da aynı kaynak yada yandaşlarınca kullanıldığı değerlendirilmektedir.
Ali Bayramoğlu. Nuh Gönültaş, Gülay Göktürk ve Cüneyt Ülsever gibi çeşitli gazetelerde

yazan bazı köşe yazarları da anılan kaynaklardan edindikleri bilgileri yazılarına

taşımakta, Jandarma aleyhinde kamuoyu oluşturmak istemektedirler.
Jandarmaya yönelik bu tasavvurlar maatteessüf CHP ve DYP gibi partilerin

programlarında da farklı mahiyette de olsa görülmektedir.


Türkiye'de ikili kolluk (Polis ve Jandarma) yapılanmasının bir zorunluluk olduğu ve

korunması gerektiği değerlendirilmektedir. İncelendiğinde görülecektir ki; esas itibariyle

Jandarma Teşkilatı bulunmayan gelişmiş ülkeler de dahi ikili kolluk (federal ve yerel)

sistemi bulunmaktadır.


Ülkemizi federaileşmeden kantom1 aşmaya, hatta bölünmeye götürebilecek Kamu Yönetimi

Temel Kanunu Tasarısı ve Belediye mevzuatına yönelik düzenlemeler gibi girişimler;

sadece endişelerimizi artırmakla kalmayıp, bunlara karşı geniş kitleleri yoğun şekilde

bilgilendirilmemizi ve bilinçlendirilmemizi de zorunlu kılmaktadır.


İrticai çevrelerin medyaya yönelik faaliyetlerinin arka planında da medyayı tek sesliliğe

götürecek tarzda, medyadaki muhalif, ulusalcı ve Atatürkçü kalemleri susturmak ve

medyayı kendi ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirme gayretleri bulunmaktadır. Bu

kapsamda; Tuncay Özkan, Hulki Cevizoğlu, Emin Çölaşan, Mustafa Ali Balbay, Ümit

Zileli, Mümtaz Soysal, Necati Doğru ve Erol Manisalı çalıştıkları medya kuruluşlarından

tasfiye edilmiş veya Tv. programları yayından kaldırılmıştır.


Medya kuruluşlarındaki sağduyu sahibi, laik, ulusalcı ve Atatürkçü kesimin, bireysel

kaygıları bir kenara bırakıp, bu linç hareketine karşı ortak duruş sergilemeye ikna

edilmeleri gerekmektedir.
YÖK Kanunu Tasarısının arka planında çağdaş bilime irticayı bulaştırmak olduğu

malumlarıdır. Üniversitelerin mutlaka çağdaş bilimin merkezi ve lokomotifi konumunu

sürdürmesi gerektiği kaçınılmazdır.
Bütün bu olumsuzluklara karşı üniversitelerimizle birlikte; toplumsal refleksi harekete

geçirmek ve cumhuriyet kazanımlarmı korumak amacıyla, etkin ve anlamlı bir işbirliği ve

güç birliği içerisinde hareket edilmesi gerektiğinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Tüm rektörlerimize tam bir inanç ve güven duyuyoruz ve aynı yakınlıkta bulunmak

istiyorum. Henüz arzu ettiğimiz kadar sıkı ilişkiler içinde olamadığımız rektörlerimize de

sizlerin aracı olmasını bekliyorum.
748 / 2271
Üniversitelerimizle Silahlı Kuvvetlerimiz arasındaki uzun geçmişi olan fikri yakınlığın

devam ettiğini, yukarıda sıralamaya çalıştığım düşüncelerimin üniversitelerimizce de

paylaşıldığını, kamuoyunun aydınlatılması istikametinde önemli faaliyetlerin olduğunu

memnuniyetle müşahede ediyorum. Nitekim Ondokuz Mayıs, İnönü ve Dokuz Eylül

Üniversitelerinin senatolarında; cumhuriyetimizin laik yapısına, Atatürk'e ve Silahlı

Kuvvetlerimize dil uzatanlara yönelik kınama kararları alınmasını önemli bir gelişme

olarak görüyor ve bu kararların kamuoyuna daha geniş şekilde yansıtılması için Sivil

Toplum Kuruluşları nezdinde girişimlerde bulunuyoruz.


Kendi aramızda da daha yakın bir iletişim ve işbirliği platformuna ihtiyaç bulunduğunu

görüyorum. Sivil Toplum Örgütlerine ve diğer kuruluşlara yönelik etkinliklerin artırılması

ve bu etkinliklerle daha geniş halk kitlelerini bilgilendirme ve bilinçlendirme konusundaki

ortak ihtiyaçlarımızın, yardımlaşma temelinde daha kolaylıkla karşılanabileceğini

düşünüyorum.
Vatanın bütünlüğü ve ulusun birlik ve beraberliği, Yüce Atatürk'ün emaneti olan laik

cumhuriyetimizin korunması ve kollanmasının her zamankinden daha büyük önem arzettiği

günümüzde, kamuoyunun aydınlatılmasında büyük etkisi olan üniversitelerimizce;
- Üniversitelerarası ortak açıklama ile rahatsızlıkların dile getirilmesi,
- Milletvekillerine yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapılması,
- Ayrı ayrı senato kararları alınarak kamuoyuna duyurulması,
- Bilimsel toplantılarla toplumsal tepkinin aktif halde tutulması,
- Öğrencilere yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerinde bulunulması,
- Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı, içi doldurulmaya çalışılan muhafazakar demokrasi

kavramı, belediye mevzuatı gibi konularla ilgili olarak akademik birikimlerin sonucu olan,

alternatif çözümler içeren bilimsel çalışmalar yapılmasında ve bilimsel karşı tezler

üretilmesinde fayda mütalaa ettiğimi takdirlerinize sunmak isterim.


Bu vesileyle yeni yılınızı bir kez daha tebrik eder, sağlık ve esenlik dileklerimle saygı ve

sevgilerimi sunarım. M. Şener Eruygur Orgeneral Jandarma Genel Komutanı"


Şeklinde olduğu, böylece darbe planlarının birebir uygulamaya konulduğu anlaşılmıştır.
Y.Gökalp Yıldız'ın "Güvenliğin Partileşmesi" başlıklı Jandarma lehinde gerçekleri

ifade eden makalesi nedeniyle kendisine 11 ayrı kalemden teşekkür nitelikli mektupların

e-posta ile gönderildiği ifade edilmiştir.
AKP Adıyaman milletvekili Hüsrev Kutlu"ııun TBMM*deki Atatürk'ün Mareşal

üniformalı resmine ve TBMM Muhafız Taburu'na yönelik sözlerine karşı kaleme alınan üç

farklı e-posta nın, CHP milletvekillerine, köşe yazarlarına ve Hüsrev Kutlu'ya gönderildiği

belirtilmiştir. Hüsrev Kutlu"nun bahse konu açıklamasının yer aldığı Milliyet Gazetesi

kupürünün fotoğrafının slaytlara yansıtıldığı görülmüştür.
749 / 2271
Jandarma Bölge Komutanlıkları İrticai Faaliyetler Semineri başlığı altında; Erzurum

Jandarma Bölge Komutanlığında icra edilmesi planlanan seminerin 26 Ocak 2004

tarihinde icra edildiği belirtilmiştir. Ayrıca bahse konu seminerin diğer J.B.

Komutanlıklarında da icra edilmesi planlanmış ve buna yönelik bir takvim hazırlanmıştır.

Buna göre 26 Ocak ve 25 Mayıs 2004 tarihleri arasında Erzurum, Kayseri, Tokat, Batman,

Tunceli, Giresun, Adana, Diyarbakır, Ankara, İstanbul, Aydın, Konya Jandarma Bölge

Komutanlıklarında bahse konu seminerin icra edilmesinin planlandığı görülmüştür.
Üniversite Radyoları başlığı altında; Bu çalışma kapsamında öncelikle 19 adet Üniversite

Radyosunun belirlendiği, bu radyoların 5 tanesinin internet üzerinden yayın yaptığının

gösterildiği görülmüştür. Konu ile ilgili olarak Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından

belirlenecek olan yayın stratejisi ve program konseptlerinin J.Bölge Komutanlarının şahsı

aracılığı ile Üniversite Radyolarına ulaştırılmasıyla radyo yayınlarının

yönlendirilebileceğinin değerlendirildiği görülmüştür.


Cumhuriyet Platformu Çalışmaları başlığı altında; 19 Ocak 2004 tarihli Devre

Raporunda yer alan açıklama ve değerlendirmelerinin tekrarlandığı görülmüştür.


19 Ocak tarihli devre raporunda Cumhuriyetin kazanımlarını tehlikeye sokan icraatların

ve bunlara karşı önerilerin bir basın bildirisi olarak hazırlanarak, bedeli 830 kaleminden

ödenmek suretiyle. Ulusal Birlik Hareketi ve Cumhuriyet Platformu imzası ile yüksek

tirajlı gazetelerde yayımlanmasının gerektiği belirtilmiştir. Burada ise 830 kalemi tabiri

yerine Haber Alma Ödeneği denilmiştir. Ergenekon terör örgütünün örgütsel

faaliyetlerinde ihtiyaç duyduğu finansmanı, devletin güvenliği için istihbarat toplanması

için tahsis edilen haber alma ödeneğinden karşıladığı anlaşılmıştır.
Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısının Arka Planı başlığı altında; Kamu Yönetimi

Temel Kanunu Tasarısının Başbakanlık Müsteşarı Ömer DİNÇER tarafından hazırlandığı,

Ömer DİNÇER*in Türkiye'nin daha Müslüman bir yapıda olması kanaatini taşıdığı ve bu

kanaatini halen koruduğu, bahse konu yasa tasarısının arka planında Türkiye Cumhuriyeti

Devletinin üniter yapısını ve milli bütünlüğünü hedef alan çok boyutlu, bilinçli, sistematik

bir ilişkiler yumağı bulunduğu belirtilmektedir.


Bahse konu yasa tasarısının arka planının tam olarak anlaşılabilmesi için konunun

Memorandum, Köklere Dönüş Projesi, ADML Şirketine verilen imtiyazlar, Türkiye Tanıtım

Konseyi faaliyetleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altı çizilerek bu konuların

daha geniş bir şekilde anlatıldığı tespit edilmiştir.


Türk Tanıtım Konseyi başlığı altında; Öncelikle Türk Tanıtım Konseyi üyelerinin

kimler olduğu yazılmış bunların çoğunun işadamı ve tanınmış kişiler oluğu görülmüştür.

Bu konseyin "Türkiye Markası Projesi Klinik Toplantıları'' adı altında bir proje başlattığı,

bu proje kapsamında Türkiye'nin kültürel yapısını incelemeye alındığı belirtilerek proje

kapsamında görevli olan bazı kişilerin isimlerinin yazıldığı görülmüştür.
"Klinik" tabirinin kullanılmasında Türk kültürünü bir hastalık olarak görme ve gösterme

eğiliminin yattığı belirtilerek bahse konu konsey tarafından hazırlanan rapordan alıntılar

yapılmıştır. Son olarak ise bahse konu proje hakkında Cumhuriyet Çalışma Grubu

tarafından değerlendirmeler yapılmıştır. Buna göre;


750 / 2271
¦
-"Somut eylem ve gelişmelerin, elde edilen bilgileri teyit edici mahiyette olması nedeniyle,

gelişmelerin "komplo teorisi" olarak nitelendinlemeyecek kadar ciddi olduğu".


-"İrticai hareketlerin odağı durumunda olan bir siyasi hareketin Türkiye 'de dini de hedef

alan oluşumların içinde yer almasının ayrıca düşündürücü olduğu",


-"Bu durumun Gürcü-Rum kırması olan RTE'nin irticai arka planının arkasında da başka

karanlık maksatlar bulunduğunu gösterdiği", şeklinde değerlendirmelerin yapıldığı

görülmüştür.
¦
Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumu başlığı altında; Özel İstihbarat Timi

tarafından gizli olarak temin edilen davetiyelerle AKP'nin İstanbul'da organize ettiği

"Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumuna gidildiği, sempozyumun basına

yansımayan yönü ile ilgili dikkate değer bilgiler elde edildiği ve ayrıca katılımcılarla ilgili

bilgiler verildiği, söz konusu sempozyumda konuşmaların; Başbakanın basın danışmanı

Yalçın Akdoğan'ın konuşmasındaki bazı sözleri üniversitelerdeki türban olaylarıyla

örnekleme yaparak açıkladığı belirtilmiştir.
Değerlendirmeler ve Sonuç başlığı altında; "Değişim ve dönüşümün nihai hedefi

rejimdir. Rejimin kökleri ise kurum ve kuruluşlardır", "Kadrolaşmalarla kurum ve

kuruluşlar deforme edilmeye çalışılmaktadır", "Kendisine yönelen tepki oylarını

kaybetmemek adına, irticai hareketlerin odağı olma konumunu, uydurmaya çalıştığı

muhafazakar demokrasi kavramı ile doldurmaya çalıştığı", "Merkez sağa kendisini

muhafazakar demokrat göstermek isterken, irticai yandaşlarının da bu kavramı Müslüman

Demokrat olarak anlayacağını çok iyi bildiği" "AKP'nin muhafazakar demokrasi

kavramını kabul ettirdikten sonra. Cumhuriyetin temel niteliklerini yeniden tanımlamak ve

yeni bir laiklik anlayışı getirmek suretiyle; baş örtüsü, Kuran Kursları gibi tartışmalı

konuları muhafazakarlık ve demokrasi ekseninde göstermeye çalışacağı

değerlendirilmektedir" ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.
Sonuç başlığı altında ise,"Çağdaş bilim adamlarımızın Muhafazakar demokrasinin içinin

doldurulmasına seyirci kalmaması ve bilimsel anti tezlerle bu yapay ve maksatlı girişimin

önlenmesi", "Muhafazakar demokrasi kılıfının hedef kitlesini teşkil eden merkez sağ

kesimin bilinçlendirilmesi maksadıyla arka planın her zeminde dile getirilerek deşifre

edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir." görüşüne yer verildiği anlaşılmıştır.
Sendika ve Konfederasyonların Durumu ve Temel Dinamikleri başlığı altında; Konu

ile ilgili Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından bir rapor hazırlandığı bu raporun amacının

ise; Türkiye'deki sendika ve konfederasyonları tanıtmak, bu sendika ve konfederasyonların

temel dinamiklerini tanımlamak ve J.Gn.KTığının sendika ve konfederasyonlara ilişkin,

güncellenebilir biyografik istihbarat arşivini oluşturmak olduğu ifade edilmiştir.
Bahse konu raporla ilgili olarak Türkiye'deki sendika ve konfederasyonların İşçi sendika

ve konfederasyonları, Memur sendika ve konfederasyonları, İşveren sendika ve

konfederasyonları, olmak üzere (3) ana kategoride ele alındığı, daha sonra her bir

konfederasyona ait sendikaların Yönetici kadrosu, Sendikaya ait genel değerlendirme.

Önemli sendikal kişiliklere ait biyografik değerlendirmeler başlıkları altında incelendiği ve

elde edilen verilerin ikili yada üçlü teyid işlemine tabi tutularak güvenirliliğinden şüphe

duyulan değerlendirmelerin rapor kapsamına alınmadığı belirtilmiştir.
751 /2271
İşçi Sendika ve Konfederasyonları başlığı altında;
-TÜRK-İŞ Konfederasyonunun en çok üyeye sahip olduğu, genel olarak merkez sağda ve

solda faaliyet gösteren sendikalar tarafından kurulduğu ve Genel Başkanı" nın Salih KILIÇ

olduğu,
-DİSK konfederasyonunun sol yelpazede ve Genel Başkanının Süleyman ÇELEBİ olduğu,
-HAK-İŞ konfederasyonunun daha ziyade İslami çizgide ve Genel Başkanımın Salim

USLU olduğu,


-MİSK konfederasyonunun kapatılmasına ilişkin yargılama sürecinin devam ettiği ifade

edilmiştir.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Türkiye'de sendikalı olarak 2.700.000 kişi

olduğu yönündeki verilerinin gerçeği yansıtmadığı gerçek rakamın en fazla 1 Milyon

olabileceği, Bakanlığın çeşitli kaygılarla gerçek rakamları açıklamaktan çekindiği

belirtilmiştir.


Memur Sendika ve Konfederasyonları başlığı altında;
-Sağın genelini temsil ettiği belirtilen TÜRKİYE KAMU-SEN konfederasyonunun en çok

üyeye sahip ve Genel Başkanımın Bircan AKYILDIZ olduğu,


- KESK Konfederasyonuna sol görüşlü sendikaların üye olduğu ve Genel Başkanının

Sami EVREN olduğu,


- Genel Başkanlığını Dr.Ahmet AKSUN'un yaptığı MEMUR-SEN ile Genel Başkanlığını

Ömer Mustafa ORHUN'un yaptığı HÜRRİYETÇİ MEMUR-SEN konfederasyonlarının

Refah Yol iktidarına paralel olarak oluştuğu ve MEMUR-SEN'in iktidarın göreve geldiği

tarihten itibaren örgütlenmeye ağırlık verdiği, bu örgütlenmenin siyasi destek gördüğü

iddiaları ile diğer konfederasyonlar tarafından sıkça eleştirildiği belirtilmiştir.
İşveren Sendika ve Konfederasyonları başlığı altında; Bahse konu konfederasyonun

çatısı altında sadece TİSK konfederasyonunun olduğu, bu konfederasyonun Genel

Başkanının ise Refik BAYDUR olduğu belirtilmiştir.
Sendika ve Konfederasyonlara Ait Genel ve Biyografik Değerlendirmeler başlığı

altında; Türkiye'deki sendika ve konfederasyonlara ait genel ve biyografik

değerlendirmeler yapıldığı görülmüştür.
Bu değerlendirmeler kapsamında isimleri belirtilerek bir kısım sendikaların Hükümet

Karşıtı olduğu, bir kısım Sendikaların Hükümet Yanlısı olduğu, bir kısım Sendikaların ise

Yönlendirilebilir olduğu belirtilmiştir.
MEDYANIN DURUMU VE HÜKÜMETİN MEDYAYA YÖNELİK

FAALİYETLERİ başlığı altında;


752 / 2271
Basın Yasası ile İlgili Hususlar başlığı altında; Ülkemizde halen yürürlükte olan 5680

sayılı Basın Yasası'nın özgürlük, tarafsızlık ve halkın doğru bilgilenme hakkını

kullanabilmesini sağlamada, medya sahiplerinin tekelleşmesini önlemede yetersiz kaldığı

ve uyum yasası ile mevcut yasada değişiklikler yapıldığı anlatılmıştır.


Ayrıca yeni tasarının basında özgürlük, tarafsızlık ve halkın doğru bilgilenme hakkını

kullanabilmesini sağlamak amacından uzak olduğu belirtilerek medya sektöründeki

tekelleşme sürecini önleyecek, günün şartlarına ve ihtiyaca uygun, ulusal niteliklere

haiz, kapsamlı yeni bir düzenlemenin yapılmasının, hayati önem taşıdığının

değerlendirildiği görülmüştür.
Holding Medya İlişkisinin Boyutları başlığı altında; Medya sahiplerinin aynı zamanda

bankacı, sanayici ve işadamı olduklarının, bu şahısların ekonomik ve mali sorunlarının

çözümünde siyasi iktidara yakınlaşmak ve yaranmak amacıyla medyayı etkin olarak

kullandıklarının anlatıldığı görülmüştür. Bu değerlendirmeler kapsamında;


-Doğan Grubu'nun, Petrol Ofisi A.Ş. (POAŞ) için yapması gereken 271.3 trilyon TL.

tutarındaki ödemenin, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile ötelenerek (5) yıla

yayıldığının,
- Çukurova Grubu'nun. TMSF'na devredilen Pamukbank ile diğer şirketlerindeki sorunları

aşmak amacıyla hükümet yetkilileri ile anlaştığı,


-Sabah Grubu'nun, Dinç Bilgin'e ait olan ve TMSF'na devredilen Etibank ile ilgili

anlaşma yaptığı,


-Uzan Grubu'nun. Kepez Elektrik ve Çukurova Elektrik A.Ş (ÇEAŞ)'ne el konulmasının

ardından, BDDK nın İmar Bankası'na ve Adabank'a el konulmasına tepki olarak,

başlangıçta hükümete sert eleştirilerde bulunurken, son zamanlarda anlaşma zemini

aradığının belirtildiği görülmüştür.


Hükümetin, Tek Başına İktidar İmkanlarını Kullanarak, Medyayı Kontrol Altına

Alma Gayretleri başlığı altında; Irak, Kıbrıs ve AB konularında uyguladığı politikalar

nedeniyle medyadan yoğun eleştiriler alan hükümetin medya kuruluşları sahipleri üzerine

baskı yaparak;


-Milli menfaatler çerçevesinde faaliyet gösteren bazı program yapımcıları ve köşe

yazarlarının görevlerine son verilmesi veya etkinliklerinin azaltılmasını sağlandığı "Ceviz

Kabuğu", "Panaroma" gibi programların yayından kaldırılmasının örnek olarak verildiği,
- Hükümetin kendisine yakın olan, tarikat ve cemaat görüşlerini paylaşan yazarların tirajı

yüksek gazetelere transfer edilmesini sağladığı,


- Hükümetin aleyhinde yayın yapan basın-yayın kuruluşlarının, yaptırım uygulamakla

tehdit ederek etkisiz hale getirmeye çalıştığı ve bunda da başarılı olduğu, RTÜK' ün STAR

televizyonunu bir ay süreyle kapattırmasının, Doğu PERİNÇEK'in TV kanalını

kapattırmasının bu konuya örnek olarak verildiği,


753 / 2271
- Hükümetin BDDK ile RTÜK'nu yönlendirmek suretiyle, özel şahıslara ait medyanın

büyük çoğunluğunu kontrolü altına aldığını, bunun yanında TRT'yi de kontrol altına alma

gayretlerini sürdürdüğünü, bu amaçla; Şenol Demiröz'ün TRT Genel Müdürlüğüne

atandırıldığı,


- Hükümetin bütün bunları kendi menfaatlerine uygun bir şekilde medyanın denetim ve

kontrolündeki etkinliğini artırmak maksadıyla yaptığının anlatıldığı görülmüştür.


Sonuç başlığı altında; Hükümetin ulusal basın ve yayın kuruluşlarını kendi
menfaatleri doğrultusunda kullandığı, BDDK. TMSF. Merkez Bankası v.b. özerk

kuruluşlardaki yöneticileri, baskı ve karalama kampanyaları ile istifa ettirerek, ekonomiyi

denetleyen ve yönlendiren kurum ve kuruluşları kontrol altına almaya çalıştığı ve aynı

zamanda iktidar partisinin yerel yönetimleri ele geçirerek, gelecek seçimleri de

garantileme, genel seçimlerde aldığı oy oranının üzerinde oy ile devletin tüm oluşumlarını

kendi isteği doğrultusunda değiştirebilme potansiyeline ulaşmayı hedeflediğinin

değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
Teklifler başlığı altında ise;"Belirlenecek esaslar çerçevesinde, mevcut hükümetin ulusal

çıkarlarımıza ters düşen uygulama ve icraatlarının, bazı ulusal yayın kanallarına maniple

edilmesi",
-"Diğer medya kuruluşlarından farklı olarak, Cumhuriyet kazanımlarını savunmada

istikrarını muhafaza eden Cumhuriyet gazetesinin desteklenmesi ve güçlendirilmesi

kapsamında, TSK birimlerinde satışı ve TSK 'ne bağlı kurum ve iştiraklerce desteklenmesi

(Oyak Bank'ın reklam vermesi v.b.)",


-"Bu gazeteye bağlı ulusal bir TV kanalı kurularak, iktidar partisi tarafından tasfiye edilen

ulusalcı ve milliyetçi basın mensuplarının bu gazete ve TV kanalında görevlendirilmesi

konularında örtülü bir düzenleme yapılması",
-"İktidar partisinin, bölgesel ve yerel medyada oluşturduğu yandaşı kesime karşı,

alternatifler yaratılması ile ilgili örtülü bir düzenleme yapılması",


-''TSK ne bağlı kurum ve iştiraklerce, TSKme karşı hasmane tutum takınan medya ve

kurumlara ekonomik yaptırımların uygulanması (Oyak Bank"ın reklâm vermemesi. Petrol

Ofisimden akaryakıt alınmaması v.b.)",
-"İkili görüşmeler ve İnternet siteleri vasıtasıyla sivil toplum örgütlerinin harekete

geçirilmesi",


-" Dış güçlerle bağlantısı olan yazarlar ve diğer şahısların kamuoyuna deşifre edilmesi",
- "TSK olarak ülke menfaatlerini ilgilendiren konularda kamuoyuna daha sık

açıklamalarda bulunulması",


-"İşinden uzaklaştırılan medya mensupları ve yayından kaldırılan programlar konusunda,

medya sahiplerinin usulsüzlüklerinin ortaya çıkarılması ve şahısların geri alınarak

programların yeniden yayına sokulmasının sağlanması",
754 / 2271
-"ÇAS örgütlenmeleri ve diğer oluşumlarla iltisaklı olan milletvekilleri, medya kuruluşları

sahipleri ve iş adamlarının faaliyetlerinin kamuoyuna deşifre edilmesi",


"Söz konusu şahısların karıştığı yolsuzluk ve usulsüzlüklerin araştırılmasında

Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurumu nun harekete geçirilmesinin sağlanması" şeklinde

değerlendirme ve planların yapıldığı tespit edilmiştir.
ÇEŞİTLİ MENFAAT GRUPLARININ İLİŞKİ VE İLTİSAKLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ başlığı altında; Hasan Cüneyd ZAPSU, Cüneyt Ülsever, Nuray

Başaran ve John Kunstadder isimli şahıslardan bahsedildiği görülmüştür.
Sonuç bölümünde; Adı geçen şahısların Özellikle AB, Kıbrıs ve iç politika konularında

etkinliklerini kullanarak menfaatleri doğrultusunda belirleyici olmaya çalıştıkları

belirtilerek Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından bahse konu şahısların söz konusu

faaliyetlerinin takip ve kontrol altında tutulması gerektiğinin değerlendirildiği

görülmüştür.
SAYIN KUVVET KOMUTANLARINA TAKDİM SONUÇLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ (30 OCAK 2004)


Bahse konu sunumun yapılan incelemesinden. Cumhuriyet Çalışma Grubunun

gerçekleştirdiği faaliyetlerle ilgili Kuvvet Komutanlarına birifıng verildiği ve verilen

birifıng sonucu yapılan değerlendirmelerin yeraldığı görülmüştür.
Afiş Çalışmaları Kapsamında; Birliklerden alınan görüş ve öneriler doğrultusunda afiş

çalışmalarına devam edileceği,


Yapılacak Faaliyetler: İlköğretim öğrencileri için hazırlanan çalışmanın dağıtımı

yapılacağı, Afiş çalışmalarının hazırlanmasında grafik ve afiş tasarımı uzmanlarından

istifade edileceği ve bu kapsamda fotoğraf sanatçısı İbrahim Demirel ile irtibat kurulacağı

belirtilmiştir.


Basınla irtibat ve bilgilendirme çalışmaları kapsamında; İktidarın ve çıkar çevrelerinin

dezenformasyonlarına karşı bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerine devam edileceği,


Yapılacak Faaliyetler: Kamuoyunda TSK ve Jandarma aleyhine gelişen yanlı ve bilinçli

faaliyetlere yönelik haberler veya çıkar çevrelerinin milli menfaatlerimize aykırı

politikalarının kamuoyuna yanlış yansıtılmasına karşı, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve

bilinçlendirilmesi kapsamında basından istifade edilmesine devam edileceği


belirtilmiştir.
100.000 mektup çalışması kapsamında; Çıkar çevrelerinin kamuoyuna yönelik

dezenformasyonlarına karşı, bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri kapsamında

mektup çalışmalarına devam edileceği.
Yapılacak Faaliyetler: Kamuoyuna yansıtılan TSK ve Jandarma aleyhindeki haberlere e-

posta ile tepki gösterileceği, iktidarın ve çıkar çevrelerinin milli menfaatlerimize aykırı


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   109   110   111   112   113   114   115   116   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin