T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə138/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   134   135   136   137   138   139   140   141   ...   335
9. Slaytta; "Hazırlık ve Geçiş" isimli ana başlık altında: "2. Projelerin Hazırlanması"

başlığı,
"Anayasa" "Siyasi Partiler Kanunu" "Seçim Kanunu" "Eğitim Stratejisi" "Milli Güvenlik

Stratejisi" başlıklarının, "Milli Güvenlik Stratejisi" altında "Irak-Kürt &Kıbns-Yunanistan

& Ortadoğu-Din-İsrail & Sınırı aşan Meseleler & AB/ABD/NATO & Kafkasya/RF/Türk

Cumhuriyetleri/ÇHC" başlıklarının,
İkinci bölümde "Din Stratejisi/Laiklik" "Kamu Yönetimi" "Ekonomi Yönetimi" "E-

Devlet" "Altyapı (Kara & Deniz & Hava & Demiryolu)" "Sosyal Devlet (Varoşlar)" alt

başlıklarının,
10. Slaytta; "Hazırlık ve Geçiş" ana başlığının altında; "3. Teknokrat Hükümeti" ve "4.

Seçim Tarihi" alt başlıklarının.


11. Slaytta; "TSK Türk Halkı Projesi" ana başlığının altında;

"1. Kamplar / Lojmanlar / Ordu evleri"


"Alt Kademenin Tetiklenmesi/Duyarlı Hale Getirilmesi" başlıkları altında; "Küçük

Eylemler Bayrak Asılması/Işıkların Söndürülmesi" alt başlıklarının bulunduğu

görülmüştür.
ASKERİ MÜDAHALEYE ZEMİN HAZIRLANMASI PLANLARININ

UYGULAMAYA GEÇİRİLMESİNE DAİR DİĞER DELİLLER:


Yukarıda ifade edildiği üzere, Ergenekon Terör Örgütü Sanıkları yasama ve yürütme

organını cebren ortadan kaldırıp devlet idaresini antidemokratik yollarla ele geçirmek için

öncelikle yukarıda belirtilen darbe planlarını hazırladığı ve devamında da bu darbe

planlarını uygulamaya koyduğu anlaşılmıştır. Sanıklardan ele geçirilen dijital verilerde bir

kısım siyasi, gazeteci ve bürokratlarla yapılan görüşmelerin kayda alındığı daha sonra

bunların çözümünün yapıldığı görülmüştür. Konuya ilişkin olarak sanık Levent Ersöz

"İstihbarat Daire Başkanlığı döneminde kendisini ziyarete gelen kişilerin bazılarının ses

ve görüntülerini üstlerinin emri üzerine çektirdiğini, bunları daha sonra Jandarma Genel

Komutanlığına sunduklarını, ziyaretine gelen Cem U., Bedrettin Dalan, Kıvanç D., Turgut

A. ile bu şekilde görüştüğünü, bu kişilerin kendilerine iletmek istedikleri şeyler olduğunu,


930 / 2271
bu maksatla şahıslarla görüştüklerim, bu kişilerin bir kısmının Jandarma Genel

Komutanını ziyaret ettiklerini, oradan yönlendirme ile kendisine geldiklerini" beyan

etmiştir.
Sanık Hasan Atilla Uğur Mahkeme sorgusunda: Mustafa Balbay ile ilgili gizli görüşme

kayıtlarını ellerinde bir tape olsun diye bulundurduklarını, Tuncay Özkan, Nuray Başaran,

Bedrettin Dalan ile yapılan görüşmelerin CD çözümlerini de bu aktardığı gerekçe

sebebiyle kaydedildiğini" beyan etmiştir.


Sanık Levent Ersöz ile sanık Bedrettin Dalan'ın Görüşme Çözümü:
Dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı sanıklar Levent Ersöz, Jandarma İstihbarat Teknik

Daire Başkanı Hasan Atilla Uğur ile sanıklar Bedrettin Dalan ve Kıvanç Değirmenci kod

İsmail Yıldız arasında yapılan görüşme çözümünde özetle; Öncelikle bir süre Jandarma ile

konuştuktan sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin genel yapısı ve ülke gündemindeki

meselelere yaklaşımı ile konuştukları, bu çerçevede Bedrettin Dalan'ın "en büyük

sorumluluktan kaçan kurumlardan birisi maalesef sizin kurumunuz" "ben geldiğim zaman

buraya, kimlerle yaptığım konuşmaları anlatırım. Kıvrık Paşadan başlayarak" dediği,

devamında Doğan Güreş'ten bugüne kadarki tüm Genelkurmay Başkanlarının arkadaşı

olduğunu ve hepsine ülkedeki tehlikeyi anlatmaya çalıştığını, bir an evvel tedbir alınması

gerektiğini söylediğini. Türkiye'nin İslamcı federal bir kürt yapıya doğru gittiğini

anlatmaya çalıştığını, fakat hiçbirisine anlatamadığını, zamanında Doğan Güreş'e durumu

defalarca anlatmaya çalıştığını, fakat Doğan Güreşin konuyu basite indirgediğini ve

"topuğu vurdum mu bitiririm onların işini" dediğini, fakat bunun böyle olmayacağını, her

geçen gün çok geç kalındığı, bu nedenle bir an evvel bir şeyler yapılması gerektiğini

söylediği,
Görüşmenin devamında kendisinin bir zaman İran Genelkurmay Başkanı ile oturup

konuştuğunu ve İran'da herhangi bir şey yapamadıkları için adamı suçladığını, bunun

üzerine İran Genelkurmay Başkanının "farkında olduğumuz zaman askeri kışladan

çıkaramadık. Kışla ile şehir arasındaki yollara çarşaflılar yattılar, dünyanın hiçbir askeri de

çiğneyip de kendi milletini inkar edemez. Bizden geçti de siz kendinize bakın." dediğini

söylediği, görüşmenin devamında on gün önce 1. inci Ordu Komutanı Yaşar Büyükanıt 'a

anlatmaya çalıştığını, fakat ona da anlatamadığını söylediği, bunun üzerine Levent

Ersöz'ün "Yaşar Paşaya anlatamadınız. Bu iki cümle ile özetlediğinizi anlatamadınız."

dediği, Bedrettin Dalan'ın da anlatamadığını söyledikten sonra "bütün Silahlı Kuvvetlere

anlatamadığım şey şu. En az siviller yaptı. Siviller böyle bir şey yapamaz. Türkiye

Cumhuriyetinin sosyolojik yapısı sivil bir enstütashana müsait değil." dediği ve devamında

bir süre Osmanlı ve Türklerden bahsettiği, devamında Türkiye'de Anadolu insanının

zenginleşmesine müsaade edilmediği için Anadolu da fikir hareketi ve buna bağlı olarak

aydınlanma çağının gelişmediğini, Avrupa da ise bu durumun tam tersi olduğunu ve bu

nedenle Avrupa'da burjuvanın kralın elinden gücünü aldığını, cumhuriyeti ve demokrasiyi

kurduklarını, fakat demokrasi ve cumhuriyeti asla sahipsiz bırakmadıklarını, bugün

Amerika ve Avrupa'daki demokrasinin arkasında yüzde bir milyon o burjuvanın kontrolü

olduğunu, Amerika'da Kennedy burjuvanın kontrolünden çıktığı için öldürüldüğünü

söylediği,
Sanık Bedrettin Dalan'ın çevresindeki zenginlere tavsiyede bulunurken "siz yeni yetme

zenginlersiniz, ama ülkenizin burjuvası olması için hızlandırın kendinizi, okuyun


931 / 2271
hızlandırın. Yani Tuncay Özilhan'ın yüzüne söyledim. Bir şey demiyor ki." dediği ve

Türkiye'de Osmanlıdan sonra padişahın kutsal gücünü Türk Silahlı Kuvvetlerinin aldığını,

Türkiye'de Anayasayı Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaptığını söylediği ve bu çerçevede

"bütün Anayasaları kuran daima bir güç vardır. Partili demokrasilerde burjuvadır. Türk

demokrasisinde silahlı kuvvetlerdir. Şimdi bu gücün sahibi olduğunun farkında değil

Silahlı Kuvvetler" dediği, bir süre sonra Levent Ersöz'ün "başkanım ne yapalım, ihtilal mi

yapalım" diye sorduğu. Bedrettin DalanTn da "ihtilal yapılsın demiyorum. Bir çözümü her

zaman vardır." "Bu işlerimden dolayı dünyada değişik kişilerle tanıştım. Şu andaki Fransa

Cumhurbaşkanı benim yardımcımdı üç sene öncesi. Almanya'nın eski ....eyalet başkanı

çok yakın dostluğum vardır." dedikten sonra Almanya'nın nasıl kalkındığını anlattığı,


Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde. Türkiye'de Turgut Özal'ın Türk Silahlı Kuvvetlerinin

karşısına polisi dikme projesi başlattığını, bu proje kapsamında polise ağır silahlar

verildiğini ve bu projenin halen devam ettiğini söylediği.
Daha sonra, 28 Şubat öncesi Çevik Bir paşayla oturup konuştuğunu, Çevik Paşanın dört

saat not aldığını ve bunları bilgi notu şeklinde karargahındaki generallere dağıttığını

söylediği, devamında TSK'nın bugünlerde yaptığı faaliyetleri takdirle karşıladığını, Türk

Silahlı Kuvvetlerinin dünyanın üçüncü, dördüncü sıradaki silahlı kuvveti olduğunu, bu

gücünün kıymetini bilmesini gerektiğini, şayet bu gücünün kıymetini bilirse Bedrettin

Dalan'ın da ona katılacağını, Rahmi Koç'un da katılacağını, bugün karşısında olan

herkesin ona katılacağını söylediği ve bu çerçevede "Bedrettin Dalan 'da katılır ona.

Rahmi Koç'da katılır, eşek gibi bugün karşısında olan herkes ona katılır" "Aydın Doğan

da ona katılır, Amerika 'da Avrupa 'da ona katılır, elinden aslanlar gibi öper. Niye öperler.

Silahlı Kuvvetler istediği için değil, bu coğrafya başka bir coğrafya, Deli DumruTun

coğrafyası" "Sen şu sopayı göster, yarım saat sonra devletini satan herkesi tanırım.

Muhakkak tavşan gibi korkarlar." dediği.


Görüşmenin devamında. Mehmet Ağar ve Deniz Bay kal'dan bahsettiği, bu çerçevede

"Mehmet Ağar benim kardeşim, kendisine epeyce bir destek çıktım televizyonda"

"Evvelki gün bir tebrik gördüm. Mehmet Ağar'm yılbaşı tebriği. Ön sayfada tamamen

kendi resmi, arka sayfada 2004 yılının takvimi, bu Mehmet Ağar'dan hiçbir şey olmaz,"

"Öbür tarafta Baykal var, Baykal tamamen uçuk, zaten Moon tarikatının üyesidir," dediği

ve Mehmet Ağar'ın tamamen kontrolünde olduğunu, kendisinin haberi olmadan ciddi

adımlar atmayacağını söylediği.
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, demokrasiden bahsettikleri. Levent Ersöz'ün "Asker

demokrat olamaz mı başkanım. " dediği, Bedrettin Dalan 'ın da "Olamaz, olmaması da

lazım" "Olay şu. demokrasi denilen olayda dünyada öyle bir demokrasi falan yok"

"Demokrasi bir game, oyun, gösteriş, şov. Yoksa gerçek demokrasi yok. Kennedy niye

öldürüldü? Çünkü Kennedy Amerikan demokrasisinin patronu olan Amerikan burjuvasının

işini bozmak, soğuk savaşı kaldırmaya kalktı, ihtar edildi, devam etti, alnına kurşunu yedi.

Böyle bir demokrasi falan yok, bunlar normal halkın demokrasi var diye oyalandığı bir

oyundur. Türkiye de bizim şanssızlığımız Osmanlının bir burjuvayı yetiştirip de Türkiye'yi

o sivil burjuvaya teslim etmedi. Askerlerde demokrasiyi kutsal bir tabu zannediyor,

kenarda kalınca işte bu şekilde ayakta duruyor, olay bu. Bugün keşke benim elimde bir güç

olsaydı, demokrasi nasıl olurdu, gösterirdim.... Güç kullanılır, zamanı geldiği zaman

kullanılır. Kullanılmadığı zaman kafana çuval geçirilir" dediği, görüşmenin ilerleyen

bölümlerinde Bedrettin DalanTn "Türkiye Cumhuriyeti devletinin en eski. en güçlü
932 / 2271
kurumunun içerisindesiniz, bunun hakkını verin" dediği ve görüşmenin sonlarına doğru

dönemin Genelkurmay Başkanına hakaret içerikli söylemlerde bulunduğu anlaşılmıştır.


DEMOKRAT GENERALLERİN YAZDIĞI MEKTUP
Sanık A.Hurşit Tolon'dan ele geçirilen dijital verilerde, "Demokrat Generaller" tarafından

yazıldığı anlaşılan ve "Sayın Generalim" diye başlayan mektupta,


"'Cumhuriyetimizin karşı karşıya bulunduğu tehdit ve ülkemizin içinde yaşamakta olduğu

vahim durumu en yakından takdir edenlerden birisiniz. Ülkemizin içinde bulunduğu

mevcut tablo karşısında TSK'nın izleyeceği yol çok büyük önem kazanmıştır. Çünkü, çok

büyük oranda iç ve dış desteğe sahip olan irticacı Hükümete karşı izlenecek tutum

ülkemizin geleceği açısından hassasiyet kazanmaktadır. Söz konusu tutumun, geçmişte

olduğu gibi askeri bir müdahale ya da TSK'nde bir iç operasyon olamayacağı açıktır.

Hükümete karşı izlenecek yolun demokrasinin dışında aranmaması gerekmektedir.
Ancak, bu şekilde düşünmeyen bazı subayların ve generallerin önce Genelkurmay

Başkanıma sonra da mevcut irticai nitelikli Hükümete karşı anti demokratik bir hareket

planladıkları belirlenmiştir. Sayıca çok az olan bu kişiler, güya TSK'nin tabanında

Genelkurmay Başkanı* na karşı çok büyük bir infialin olduğu iddiasıyla hareket

etmektedirler.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahında görevli 5 generalin iştiraki ile çeşitli birliklerde

geçtiğimiz günlerde yapılan toplantılarda;


TSK' nin çevremizde gelişen önemli olaylar ve ülkenin geleceğini etkileyen önemli iç

olaylar karşısında görüşlerini net olarak ifade etmediği,


Son 1 yılda meydana gelen önemli gelişmelere karşı TSK tarafından yeterli tepki

gösterilemediği.


TSK nin yeniliklere ve AB" ne karşı olduğu şeklinde yansıtılarak TSK ile halk arasındaki

bağların zayıflatıldığı,


İrticai örgüt ve grupların son yıllarda daha örgütlü ve etkili bir şekilde faaliyetlerine devam

ettikleri,


Meydana gelen gelişmelere karşı TSK'nin provaktif yaklaşım yerine tepkisel bir yaklaşım

içerisinde olduğu.


İddialarına yer verilmiştir.
Ancak, toplantılarda ortaya konan görüşler sadece bu kadarla kalmamıştır. Bir çok subay,

darbe döneminin kapandığını. Hükümetin irticai nitelikli olduğunu, ancak, Hükümete karşı

izlenecek tutumda demokrasinin dışına çıkılmaması gerektiğini, mevcut koşullarda da

TSK'nin çok farklı bir tutum izlemesinin esasen mümkün olmadığını bu anlamda

Genelkurmay Başkanıma haksızlık yapıldığını. Hükümetin ekonomik olarak başarısız

olmasını beklemek gerektiğini. Cumhuriyet tarihinde bütün iktidarların seçim kaybettiğini.


bu iktidarında büyük olasılıkla bir sonraki genel seçimde iktidardan uzaklaşacağını

belirtmişlerdir.


Ancak, aralarında KKK.lığı karargahında görevli Tümg. P... ve Tümg. Ö.... ve Tuğg.
........* nin de bulunduğu generaller Kuvvet Komutanı" na sunmak üzere hazırladıkları
raporda gerçekleri gizleyerek, sadece TSK yönetiminin eleştiren ve " daha ne duruyoruz,

sokağa çıkalım" anlamına gelen konuşmalara yer vermişlerdir. Ayrıca raporda yer alan

konuşmaların da birer tertip olduğu da bilinmektedir. Söz konusu generallerin ve aynı

şekilde düşünenlerin amacının devleti kurtarmak olmadığı kendi istikballerini düşündükleri

gayet açık bir gerçektir.
Bu raporun amacının. Genelkurmay Başkanı nı istifa etmek zorunda bırakmak için

TSK'nin harekete geçmesini sağlamak olduğu bilinmektedir. Bu kişiler tüm çabalarına

rağmen genç subaylardan ve generallerden yeterli desteği alamamışlardır. Ancak, desteği

almak için her türlü yalana da başvurmuşlardır. Çok yakında size de gelerek,

"Genelkurmay Başkanı'nı istifaya zorlamak için harekete geçeceğiz. Her rütbeden çok

sayıda general ve subay hareketimize destek vermektedir. Sizi de ülkemizi koruma ve

kollama amacıyla yapacağımız bu harekette görmek istiyoruz." diyeceklerdir. Bunu

diyeceklerdir ama. Genelkurmay Başkanımın yerine siz olsaydınız nasıl bir tutum

izlerdiniz sorusuna da cevap veremeyeceklerdir. Sadece Hükümetin iç ve dış bir çok

çevreden destek aldığından şikayet edeceklerdir.


Lütfen bu sözlere aldanmayınız. Destek alabildikleri general sayısı bir düzineyi bile

bulmamıştır. Lütfen tüm faaliyetleri deşifre olan ve yetkililerce bilinen bu kişilerin

yalanlarına kanarak hem devletimizin ve hem de şahsınızın istikbalini karartmayınız.

Ülkemizin içinde bulunduğu olumsuzluk her subayın içini karartmaktadır. Hepimiz

aydınlık bir Türkiye istiyoruz. Ama. makam hırsıyla hareket eden insanların oyununa da

gelmemeliyiz. TSK'nin hızla yıpranan itibarını yeniden kazanmak için yapılması gereken

asker ve halk kaynaşmasını sağlamaktır. Bunu yapacak olan güç ise şüphesiz TSK'dır.

Saygılarımla rica ederim. Demokrat Generaller*" yazdığı görülmüştür.


24 Mayıs 2003 tarihli Milliyet Gazetesinde, "Dört Yıldızlı Tepki" başlıklı haberde.

"Hükümetin bazı icraatlarının TSK'nin alt kademelerinde yarattığı huzursuzluğu, üst düzey

generaller Genelkurmay başkanı Özkök'e iletiyor" yazdığı, haberin ayrıntısında

ise, "Ankara kulislerinde Genelkurmay'm TSK'daki duyarlılığı daha kesin biçimde

yansıtması gerektiğini savunan komutanlar arasında şu isimler sayılıyor: Kara Kuvvetleri

Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur,

Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit

Tolon, MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tunçer Kılınç. Dün Cumhuriyet gazetesinin

manşetine yansıyan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün Başbakan Tayyip

Erdoğan'a ilettiği, "Genç Subaylar Tedirgin" uyarısının da bir süredir kulislere yansıyan bu

tazyikin sonucu olduğu belirtiliyor." Yazdığı görülmüştür.
DARBE PLANI İLE İLGİLİ YAZİLAN MEKTUPLAR
Sanık M.Şener Eruygur'un Genel başkanlığını yaptığı ADD de ele geçirilen dijital

verilerde "ayışığı metin" isimli vvord dosyasında "Başarılamayan Bir Darbe Planı Ve

Bugüne Yansımaları"baş\\V\ı (15) sayfadan oluşan bir metin olduğu, söz konusu metnin
934 / 2271
2003-2004 yıllarında gerçekleştirilmesi planlanan darbe planları ile ilgili bir makama

hitaben ayrıntılı bir şekilde bilgi mahiyetinde yazılan bir yazı olduğu görülmüştür.


Metin içerisinde, söz konusu darbe planının baş aktörünün Şener Eruygur olduğu, bu darbe

planlarının 2003 yılında hazırlandığı ve 2004 yılı Haziran-Temmuz aylarında uygulamaya

konulacağı, fakat söz konusu darbe planları Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök tarafından

öğrenilip akamete uğratıldığı.


Söz konusu darbe planının 2 aşamadan oluştuğu. Ayışığı olarak adlandırılan birinci

aşamada. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök "ün baskıyla istifa ettirilmesi, AKP'den

azami sayıda milletvekilinin istifa ettirilerek ayrı grup kurmalarının sağlanması ve

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görevine devam etmesinin planlandığı,


Yakamoz olarak adlandırılan ikinci aşamada ise, kontrol ele alındıktan sonra, TSK'nın

Anayasa dahil olmak üzere, sivil idarenin Türkiye'nin dış dünyayla olan ilişkilerinin

yeniden düzenlenmesinin planlandığı.
Darbe planlan ile ilgili hazırlanan power point sunumlarında gizliliğin korunabilmesi için

kodlanarak hazırlandığı, ancak dikkatli bir inceleme sonucu bu kodların %95'nin

çözüldüğünün belirtildiği görülmüştür.
Söz konusu metnin devamında "Dikkat Çeken Hususlar" başlığı altında, darbe planlarında

dikkat çeken hususların anlatıldığı ve bu çerçevede,


"Bu sadece askerlerin planladığı bir girişim değil sivillerle ortaklaşa yürütülen bir

girişimdir.


Darbeci ekip dağıtılsa bile hareketi sürdürecek İdharın (yığınağın, kadrolaşmanın)

yapılması öngörülmüştür. Genelkurmay Bşk. Özkök tarafından girişim önlendiğine göre,

hareketi devam ettirmek üzere yapılan kadrolaşma bugün devam etmektedir. Çünkü Org.

Özkök herhangi bir tasfiye yapmamıştır. Harekete katılan milletvekilleri de vardır.

Özellikle AKP'den ayrılanlar mercek altına alınmalıdır. AKP'yi parçalamak için

milletvekilleri teknik takip (telekulak-dinleme) altındadır. TSK artık eski TSK değildir.

Darbe konusunda daha önceki yıllarda olduğu gibi birlik beraberlik sağlanamamıştır. Sivil

idarede mülki amirler dahil tasfiye planlandığından, daha önce kamuoyuna yansıyan

fişleme faaliyetlerinin ne maksatla yapıldığı daha iyi anlaşılmıştır. YÖK ve Üniversiteler

ile sendika merkezli hareketlerin girişimle ilişkisi araştırılmalıdır. Aydın Doğan"ın

çizgisini değiştirmesi için baskı yapılması, aksi halde "işlem" yapılması, planlanmıştır.

Doğan medyanın başlangıçta hükümet destekçisi olmasına rağmen sonradan tamamen

hükümet karşıtı bir çizgi benimsemesi bu planlama açısından bakıldığında oldukça anlamlı

görülmektedir. İç tepkilerin kontrol altına alınabilmesi için, darbe hareketinin milliyetçilik

tabanı üzerine bina edilmesi planlanmıştır. Kurulacak alternatif partinin başına N.Kemal

Zeybek, A.Vefik Alp veya Ümit Özdağ'ın geçirilmesi planlanmıştır.


Darbe girişimi, birinci derecede Org. Eruygur 'un ikinci derecede Org. Hurşit Tolon 'un

önünün açılmasına hizmet etmektedir. Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasının

önlenmesi darbe girişiminin temel argümanlarından biri olarak kullanılmaktadır. Darbe

planlaması diğer Kuvvet K.lıkları ile koordineli olmakla birlikte esas itibariyle

J.Gn.K.Lığı bünyesinde yapılmıştır. Org. Yalman'ın kararsızlığı, Org. Fırtınamın
935 / 2271
tarafsızlığı, İnci ve 2nci Or. K.larmın karşı olmalarının belirgin olması, konunun geniş

zeminde tartışıldığını ve koordine edildiğini göstermektedir.


Bugüne Yansımaları
Idhar edilen kadro bugün ne durumdadır? Ne yapmaktadır? Bunun dikkatle takibi

gerekmektedir. Bugüne kadar yaşanan olaylar; adı ne olursa olsun darbe veya 28 Şubat

benzeri postmodern darbe girişimi riski bugün de devam ettiğini göstermektedir. 2006

Ağustos ayında komutanların görev değişimleri esnasında yaptıkları konuşmalarda bazı

emareler vermektedir. Cereyan eden olayların ve eylemlerin milliyetçi bir çerçeveye

oturtulma çabaları, planlanan bu darbe girişiminin temel felsefesi ile örtüşmektedir. Bu

nedenle bu tür olayların perde gerisinin çok yönlü incelenmesinin yararlı olacağı

düşünülmektedir. Org. BüyükanıtTn 2004'teki darbe girişimine karşı çıkması son derece

doğaldır. O zaman karşı olması bugün için de bir garanti anlamına gelmemektedir. Doğan

Medya Grubu tekrar sağduyulu bir çizgiye çekilmeye ikna edilmeli ve maceraya girmesi

önlenmelidir. Türkiye'yi geriye götürecek ve 28 Şubat'tan daha vahim sonuçlar doğuracak

bu tür girişimlerle, her ne pahasına olursa olsun acımasızca mücadele edilmelidir. Şurası

unutulmamalıdır ki, darbe girişimini yapmaya yeltenecekler hem TSK içerisinde hem de

siviller arasındaki azınlıkta olan bir grubu temsil etmektedir, gerek askeri gerekse sivil

kesimde zihinlerde büyük değişim meydana gelmiş ve süreç devam etmektedir. Cesaretle

tavır konduğu takdirde başarılı olmaları mümkün değildir. Millet artık gerçekleri

görmektedir. Maskeler düşmüştür."' Yazdığı görülmüştür.
Sanık M.Şener Eruygur'un Genel başkanlığını yaptığı ADD de ele geçirilen dijital

dokümanlardan "psiko sonl" isimli (3) sayfalık word dosyasında, "Sayın Yetkili" başlığı

altında, darbe planları içerisinde görev alan bir kişinin duyduğu pişmanlık neticesi bir

makama hitaben ihbar şeklinde yazdığı bir mektubun olduğu.


"Sayın Yetkili" diye başlayan mektup içerinde özetle; "Özellikle son dönemde, Türkiye

Cumhuriyeti 59 uncu Hükümeti üyeleri ve icraatları aleyhinde yürütülen psikolojik

harekat kapsamında; sistematik bir biçimde yıpratıcı ve yıkıcı çalışmalar yapılmaktadır.

Bahse konu psikolojik harekat; çekirdek kadrosunu bir kısım Türk Silahlı Kuvvetleri

(TSK) mensubunun oluşturduğu, emekli askeri personel ile bazı sivil şahısları da kapsayan

ve etki alanları oldukça geniş bir organizasyon tarafından yürütülmektedir.

Organizasyonun hedefi; kitle iletişim araçlarını (Basın yayın organları, radyo, televizyon)

etkin olarak kullanarak; hükümet üyelerini kamuoyunda küçük düşürerek, inanılırlık ve

güvenilirliklerini zedeleyecek tarzda, doğruluğu ispatlanmamış haberleri yaymaktır. Bu

sayede, ülkede bir kriz ortamı oluşturarak; mevcut rejim için öncelikli tehdit kabul ettikleri

ve "İrticanın temsilcisi'" olarak gördükleri AKP Hükümetini etkisiz hale getirmeyi

amaçlamaktadırlar. Başlıca görevi, Türkiye Cumhuriyeti Devletini korumak ve kollamak

olan TSK gibi ülkenin onur timsali olan bir kurumunun mensubu olmakla gurur

duyuyorum. Yetiştirilme tarzım ve aldığım eğitim gereği, anti laik oluşumların zararlılığına

ve ülkemizi geriye götüreceğine inanmaktayım. Bu nedenle de yukarıda bahsettiğim illegal

organizasyon tarafından şahsıma yapılan görev teklifini düşünmeksizin seve seve kabul

ettim. Bugüne kadarki süreç içerisinde yürütülen psikolojik harekât çerçevesinde planlanan

görevlerde aktif olarak yer aldım. Söz konusu psikolojik harekât eylem planlarından AKP

Hükümetine karşı düzenlenilen operasyonun adı; "Sarıkız" olarak belirlenmişti. Plana

göre; öncelikle AKP'nin önde gelen isimleri hakkında kapsamlı bir fişleme çalışması

yapıldı. Maddi çıkar amaçlı çetelerin yasadışı faaliyetlerine göz yumularak; fişleme
936 / 2271
çalışmaları esnasında kendilerinden azami derecede istifade edildi. Sonuçta tespit edilen

çeteler sayesinde yıpranan yine TSK oldu.


Bilahare, basın ve yayın organlarının kontrol altına alınması maksadıyla, geniş bir

okuyucu kitlesine sahip, kilit haberlcşmeci konumundaki yazarlarla irtibata geçildi. Kimi

çeşitli vaatlerle kimileri ise üstü kapalı tehditlerle ikna edilen yazarlar kanalıyla; "AKP,

TSK'yi yıpratmak için sinsice planlar yapıyor, AKP, Türkiye'yi sonu belli olmayan


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   134   135   136   137   138   139   140   141   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin