Tanık İdris Arslan: "Evet. "
Sanık Veli Küçük Müdafii Av. Zeynep Küçük: "Doğru mudur?"
Tanık İdris Arslan: "Onu hatırlamıyorum Veli Küçük'ü hatırlamıyorum bütün
samimiyetimle söylüyorum. "
Sanık Veli Küçük Müdafii Av. Zeynep Küçük: "Şimdi savcılar sordular hani bu Muzaffer
Tekin Veli Küçük ismi nereden çıktı, ben size bir hatırlatma yapacağım öncelikle. Danıştay
saldırısı olur olmaz ertesi gün yani siz bu ifadeyi vermeden ayın 20"sinde vermişsiniz bu
ifadeyi."
Tanık İdris Arslan: "Evet."
Av. Zeynep Küçük: "Medyada Muzaffer Tekin ve Veli Küçük ismi."
Tanık İdris Arslan: "Geçti doğru.
Av. Zeynep Küçük: "Danıştay saldırısıyla ilişkilendirilmişti."
Tanık İdris Arslan: "Doğru."
Av. Zeynep Küçük:"Sizin Teoman Ekşioğluma bunu yani isim verdiniz mi medyada
mesela ayın benim elimde bir kupür var direk açık olarak mayıs ayının işte 23'ünde Veli
Küçük Muzaffer Tekin alenen medyada dillendirilmiş vaziyette."
Tanık İdris Arslan: "Evet."
Av. Zeynep Küçük: "Bunu mu düşündünüz ya da bu isimleri verdiniz mi?"
1131 /2271
0
Tanık İdris Arslan: "İnan ki hiç hatırlamıyorum avukat hanım hiç hatırlayamıyorum. "
Av. Zeynep Küçük: "'Yani bu isimleri zikrederken."
Tanık İdris Arslan: '"Bilmiyorum, bilmiyorum nasıl konuştuk ne oldu bilemiyorum,
bilemiyorum yaş 55 yolun yarısı. "
Av. Zeynep Küçük: "Evet. Teoman Ekşioğlu, anlıyorum Teoman Ekşioğlu'nun beyanına
göre ben Veli KüçükTe tanıştığını söylemedim dedi İdris Beye o da bunu sormadı dedi
Veli Küçük'ü sormadı ben de söylemedim."
Tanık İdris Arslan: "evet. doğru."
Av. Zeynep Küçük: "Muzaffer TekinTe tanışmış olabileceğini söyledim dedi doğru mudur
bu?"
Tanık İdris Arslan: "Doğrudur ben Muzaffer Tekin Bey 'i Alparslan 'a sordum oğlum bak
dedim medyada böyle böyle geçiyor sen dedim Muzaffer Tekin 'le ilişkin ne baba dedi
Muzaffer Beyin bürosu benim büroma yakın dedi Kadıköy 'de birkaç defa görüştüm dedi 3
veya 4 defa bunu biz konuşurken emniyet yetkilileri yanında konuştuk. Peki hangi amaçla
görüştün dedim, dedi sosyal münasebet, bunun dışında bir şey yok dedi, ben dedi Muzaffer
Tekin 'in emrine mi gireceğim! dedi aynen dediği bu. "
Av. Zeynep Küçük: "Zaman Gazetesinde şöyle bir beyan size atfedilerek yazılmış; oğlum
Muzaffer TekinTe tanıştıktan sonra çok değişti, onunla birlikte Vatanseverler Güç Birliği
Hareketine gidip gelmeye toplantılarına katılmaya başladı. Alparslan'ın arkadaşlarıyla da
zaman zaman konuşuyordum oğlum Alparslan Muzaffer Tekin'in kontrolü ve
yönlendirmesi altındaydı. Alparslan'ı değişik tehditlerle korkutarak bu eylemde
kullanıldığını düşünüyorum oğlumun yakın çevresinde Muzaffer Tekin'in emekli bir paşa
ile ilişkide olduğunu duyuyordum."
Tanık İdris Arslan: "Şimdi Alparslan baba ben sana bir telefon numarası vereyim dedi
emekli bir ağabey dedi. Bununla dedi mesajlaşırsiniz zaman zaman ama isim vermedi
telefon numarası da vermedi sadece söylemde kaldı. Yani Alparslan'la biz bunları
konuşurken şimdi ben Alparslan 'ı son bir yıl içerisinde bürosuna doğru dürüst
uğramadığını biliyorum. Ama bu bir yıl içerisinde nereye gitti ne yaptı kimlerle görüştü
hangi toplantılara katıldı onun net olarak bilmiyorum ama bazı toplantılara katıldığı
bilgisini aldım. Bu toplantılar nerede İstanbul'da mı, Ankara 'da mı nerede bilmiyorum. "
Av. Zeynep Küçük: "Kimlerle gittiğini de bilmiyorsunuz?"
Tanık İdris Arslan: "Bilmiyor onu da fazla bilmiyorum bilmiyorum. "
Av. Zeynep Küçük: "Alparslan Arslan'dan."
Tanık İdris Arslan: "Ama değişikliği gözlemledik Alparslan eski Alparslan değildi."
Av. Zeynep Küçük: "Tabi, Alparslan Arslan'ın Veli KüçükTe bir irtibatı olduğunu kendi
ağzından hiç duydunuz mu?"
1132/2271
Tanık İdris Arslan: "Hiç duymadım. "Şeklinde,
Sanık Muzaffer Tekin Müdafii Av.Selin Deviren Tahtabiçen: "... Teoman'ın size
telefonda 4-5 aydır Alparslan'ın sizin ifadenizden okuyorum, size verdiğiniz bilgi alma
tutanağınızdan okuyorum. Teoman size ifadenize göre demiş ki 4-5 aydır Alparslan'ın
Ulusal Haber ve Vatan Severler Güç Birliği ile irtibatı olduğunu hatta Adana, Mersin.
İstanbul illerinde derneğin toplantılarına birlikte gittiklerini, bu derneğin Genel Başkanı
Olan Taner Ünal ile tanıştıklarını, ayrıca Veli Küçük ve Muzaffer Tekin isimli kişilerle bu
dernek vasıtasıyla tanıştıklarını belirtmişsiniz. Şimdi bunun bazılarını kabul etmediniz,
yanlış anlaşıldı dediniz. Zaten Teoman Ekşioğlu'da bu ifadenizi kabul etmedi. 29 Mayıs
2006 tarihli ifadesinde ve burdaki ifadesinde. Teoman Ekşioğlu dedi ki, ben kendisini bu
olaydan sonra aradım. Toplantı konusu hiç açılmadı telefonda, sadece sizin ona isim
sorduğunuzu. Muzaffer Tekin ile tanışıklığı var mı, Veli Küçük ile tanışıklığı var mı diye
sorduğunuzu onunda Veli Küçük ile tanışmadığını. Muzaffer Tekin ile de sizin biraz önce
söylediğiniz gibi. bir sosyal tanışıklığı olduğunu fakat bu kişilerle bağlantısı olabileceğini
düşünmediğini size belirtmiş. Burda söyledi. Bu beyana bir şey diyor musunuz? Bu şekilde
mi geçti telefon görüşmesi?"
Tanık İdris Arslan:" Doğru, aynen öyle."
Av. Selin Deviren Tahtabiçen: "Zaten Alparslan Arslan da 117 nolu celsenin 5. sayfasında
burda çapraz sorgusunda dedi ki sorulan soru üzerine cevap verdi. Taner Ünal'ı
tanımadığını televizyondan bildiğini. Vatanseverler Güç Birliği ile bir toplantıya
katılmadığını sadece Nihat Gürkan, Hüseyin Görüm ve Hüseyin Nalcı ile arada bir vatan
millet Sakarya konulu sohbetler yaptığını beyan etti. Alparslan Arslan'ın bu ifadeleri doğru
mudur. Bu konuda hakkında bir bildiğiniz var mı bunlar dışında?"
Tanık İdris Arslan: "Bilmiyorum. Yani Alparslan'ın aktif olduğunu biliyorum.
Av. Selin Deviren Tahtabiçen: " Ve şöyle bir şey."
Tanık İdris Arslan: "Memleket, millet meseleleriyle ilgili olduğu için bazı toplantılara
katıldığını kendisi ile konuştuğumuzda söylerdi yani.
Av. Selin Deviren Tahtabiçen:" Efendim?"
Tanık İdris Arslan: "Ama bu toplantıları kiminle yapıldı ki onu da kesin bilmiyorum."
Av. Selin Deviren Tahtabiçen: "Alpaslan mı size söyledi?"
Tanık İdris Arslan: "Evet, evet yani Elazığ'a geldiği zaman, zaman zaman bu tür şeyleri
konuşurduk." Şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Olayın ardından 20 Mayıs 2006 tarihli ifadesi sıcağı sıcağına alındığı için tanığın Teoman
Ekşioğlu ile yaptığı görüşmede Muzaffer Tekin. Veli Küçük ve VKGBH derneği ve
toplantılara ilişkin beyanlarının daha gerçekçi olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca tanık
İdris Arslan sanık Alparslan Arslan'ın emekli bir kişinin telefonunu kendisine vermek
istediğini, aktif olduğunu, Elazığ'a yanına geldiğinde millet memleket meselelerinin
1133/2271
konuşulduğu toplantılarına katıldığını kendisi ile bizzat görüştüğünde söylediğini beyan
etmiştir.
Salih Kurter ifadesinde; Alparslan Arslanin Danıştay saldırısı ile ilgili cezaevine
girmesinden ve kendisinin gözaltına alınmasından bir hafta veya 10 gün kadar önce
Teoman Ekşioğlumun tek basma evine gelip "Alparslan'ın selamını getirdiğini,
Alparslan 'ın kendilerine Hocamı üzmeyin dediğini ve hiç sohbet konusu değilken
birdenbire, merak etme sana ceza verilmez, verilse bile yaşlı olduğun için evden dışarı
çıkamazsın, zaten seninde evden çıktığın yok dediğini konuşma sırasında cep telefonunu
dışarıya bıraktığını, beyan etmiştir.
Sanık Salih Kurter, Mahkemenizin bu dosya ile birleşen 2008/209 esas sayılı dava
dosyasının 23.8.2010 tarihli 153. Celsesinde aynı beyanlarını tekrar etmiştir.
Teoman Ekşioğlu ifadesinde; "İdris Arslan ile görüştüğünün doğru olduğunu, Alparslan
Arslan'ın bu grupları tanıyor olabileceğini, bir kaç kez İstanbul ilindeki toplantılarına
birlikte değil de ayrı ayrı katıldıklarını kendisine söylediğini beyan etmiştir. Salih
Kurter'in kendisine, Alparslan Arslan ile Süleyman Esen'in kendisini ziyarete
gelmelerinden dolayı Süleyman Esen ve kendisinin de alınabileceğini söylediğini, bunun
üzerine de kendisinin yukarıda yazılı sözleri söylediğini, " beyan etmiştir.
Mahkemenizin bu dosya ile birleşen 2008/209 esas sayılı dava dosyasının 26.8.2010 tarihli
155. Celsesinde, yeminli tanık olarak huzurda dinlenen Teoman Ekşioğlu:
Duruşma savcısının: "Doğrusu nedir yani sizin İdris Arslan ile yaptığınız telefon
görüşmesinde neler konuşuldu. Siz doğrusunu anlatır mısınız?" sorusu üzerine.
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Benim hatırladığım, benim hatırladığım şuydu; sadece Muzaffer
Tekin 'i tanıyor onu tanıdığını söyledim. Veli Küçük 'ü tanımadığını söyledim. Aynı şekilde
Taner Ünal 'ı da sordu Taner Ünal 'ı da "
Duruşma savcısı: "Yani Veli Küçük'ü, İdris Arslan size mi sordu yani Veli Küçük tanıyor
mu diye mi sordu da siz cevap verdiniz?"
Tanık Teoman Ekşioğlu: "O şekilde de işle şey yani Veli Küçük'ü tanıyor mu vesaire işte
bunlarla beraber miydi, bunlarla bağlantılı mıydı bende asla dedim bunlarla bağlantılı
olacağını düşünmüyorum dedim. "
Duruşma savcısı: "Yani İdris Arslan soru olarak bunu mu sordu size oğlum bunlarla
bağlantılı mı diye sordu?"
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Tabi kesinlikle bunlarla bağlantılı mıydı bunlardan sebep bu
olayı yapmış olabilir mi, bende onlarla bağlantılı olmadığını sadece Muzaffer Tekin 'i
tanıdığını söyledim. Bu şekilde yani Muzaffer Tekin ile tanışıklığını da size anlattım yani
bu olayla da alakalı olarak değil de daha çok yani öyle bir samimiyetleri de yok zaten
şeyle Muzaffer Tekin ile yani. Sadece. "
Duruşma savcısı: "Ne kadardı samimiyetlerinin derecesi ne kadardı siz ne kadar
biliyorsunuz?"
1134/2271
I i
Tanık Teoman Ekşioğlu: "/3e/7 yana hiç görmedim zaten sadece tanıdığını duydum o
kadar. Yani bir samimiyetleri. "
Duruşma savcısı: ''Yani ne dedi kendisi mi dedi tanıyorum diye nereden çıkardınız?"
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Alparslan hana söyledi tanıdığını ben söyledim. "
Duruşma savcısı: "Ne dedi nereden tanıyormuş?"
Tanık Teoman Ekşioğlu: "O kadarını bilmiyorum hatırlamıyorum o kadar çok baya oldu
yani 8-9 yıl önceki mevzular bunlar çok eski yani. "Şeklinde,
Sanık Muzaffer Tekin'in: "Şimdi 25.05.2006"da İdris Arslan Teoman'la telefonda
konuşurken bana oğlumun 4, 5 aydır ulusal haber ve VKGB hareketi ile irtibatlı olduğunu
hatta Adana, Mersin, İstanbul illerinde adı geçen demeğin toplantılarına birlikte gittiklerini
bu demeğin başkanı Taner Ünal ile tanıştıklarını ayrıca Veli Küçük, Muzaffer Tekin isimli
şahıslarla bu dernek vasıtasıyla tanıştıklarını bana anlattı diyor ama ben sizin bütün
ifadelerinizi okudum bunu destekleyici bir ifadeniz yok :" şeklindeki sorusuna.
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Yok"
Sanık Muzaffer Tekin: "Bir daha soruyorum böyle bir ifade var mı yok mu?"
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Bu benim ifadem değil. "Şeklinde,
Sanık Doğu Perinçek'in : ".. Bu İdris Arslan'a karartma ihtiyacı niye duydunuz yani
Alparslan'ın babasına." Şeklindeki sorusuna karışılık,
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Ne gibi anlamadım karartma? "
Sanık Doğu Perinçek: "Yani böyle bir olayı karartma İdris ArslanTa telefon görüşmenizde
böyle bir olayı karartma ihtiyacı gibi bir intibah."
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Yok öyle bir şey ben sadece o İdris Arslan 'ın vermiş olduğu
beyana o şekilde yani öyle bir konuşmamız geçmedi. "
Sanık Doğu Perinçek: "Geçmedi o yalan söylüyor gerçekdışı:"
Tanık Teoman Ekşioğlu: "İşte Veli Küçük'ü tanıdığını vesaire falan filan ben sadece
Muzaffer Tekin 7 tanıdığını söyledim onu da dosyada şu an açıklamış durumdayım:"
şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Mahkemenizin 2009/191 Esas sayılı dosyası ile birleşen 2008/209 Esas sayılı dosyanın
02.06.2011 tarihli 186. celsesinde;
Tanık Engin Bağbars; Muzaffer Tekin"in bir defa Fenerbahçe de bir pasajın içinde bulunan
bürosuna gittiğini ve oradan tanıdığını başka herhangi bir irtibatının bulunmadığını, büroda
Muzaffer Tekin dışında iki kişinin daha bulunduğunu buraya Gökhan Başoğlu tarafından
götürüldüğünü ve yanlarında İrfan isimli başka bir şahsın daha olduğunu. Muzaffer
1135/2271
Tekin'in kendisine devlet için çalıştığını bildiklerini, buna memnun olduklarını
söylediğini, kendisinin devlet için çalıştığını nerden bildikleri sorulduğunda "Gökhan
Başoğlumun söylediğini. Gökhan Başoğlu'nu ise kardeşi ile aynı cezaevinde kaldığı için
tanıdığını. Muzaffer Tekin'in Gökhan Başoğlu'nu tahliye ettirdiğini, kendisine Gökhan
Başoğlu isimli şahsın söylediğini, Gökhan Başoğlumun kendisine Muzaffer Tekin'in
büyük komutan olduğunu derin devlet olduğunu söylediğini ve bu sebeple kendisini
tanıştırmak ve kendi içlerine almak için Muzaffer Tekin'in yanına götürdüklerini, Muzaffer
Tekin'i başka da görmediğini. Gökhan Başoğolu'nun kendisine "komutan seni çok beğendi
2 fotoğraf getiriyorsun sana Kuvayi Milliye kimliği çıkarıyoruz. Rahat gezmen için
polisten jandarmadan rahat geçebilmen için seni bu kimliği çıkarmamız lazım dediğini,
Gökhan Başoğolu'nun kendisine yakında darbe yapılacağını darbe yapılmadan önce
İstanbul ve Antalya emniyet müdürünü değiştireceklerini. Alaydan 20 tane subayı
değiştireceklerini, kendi adamlarının geleceklerini, "önce İstanbul ve Antalya'yı alacağız
ondan sonra Türkiye'yi ele geçireceğiz, Tayyip Erdoğan'ı öldüreceğiz" dediğini, bu
kişilere çeşitli hakaretler ettiklerini, ayrıca 10 kişilik timler kuracaklarını, bu timlerin
başında kendisinin olacağını söylediğini, Gökhan Başoğlu ve Levent isimli şahısların
TUSİAD yöneticilerini toplantıdayken öldürülmesi ve bunu İslami bir örgütün işiymiş gibi
gösterilmesi için kendisine bir adet kalaşnikof marka silah temin ettiklerini ve kendisinin
de bu silahla İrfan isimli şahsa ait bir ormanlık araziye gittiklerini, burada atış talimi
yaptıklarını bu süre zarfında tanımadığı çeşitli kişilerin kendisini ziyaret ettiğini bu
kişilerin kendisini "sağlam mı? çürük mü?" diye adeta test ettiklerini orada bulunan diğer
şahısların beyanlarına göre; Muzaffer Tekin'in her hafta sonu buraya geldiğini ve
kendilerine fikirler verdiğini söyledini, Tekirdağ F Tipi Cezaevinde Ergenekon terör
örgütü davası sanıklarından Semih Tufan Gülaltay ile tanıştığını, bu tanışmanın cezaevi
idaresince sağlandığını ve bu şahsın kendisine Muzaffer Tekin'in Ertuğrul YılmazT
Almanya'da öldürttüğünü ve yanında Ayhan Parlak isimli şahsın da olduğunu söylediğini,"
beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17; "Veli Küçük'ü Kadıköydeki Kuvvayı Milliye Derneği binasında
gördüğünü" beyan etmiştir.
Tanık Mustafa Çınar Altunbaş; daha sonra mahkemede inkar ettiği savcılık ifadesinde
aynen "... dernekte olduğum bir gün Veli Küçük, Mehmet Fikri Karadağ'ı, ziyaret amaçlı
derneğe geldi. Yanında adını Arif olarak bildiğim görsem tanıyabileceğim bir şahıs vardı.
Mehmet Fikri Karadağ ile Veli Küçük haşhaşa görüştüler tahminen 20. 25 dakika kadar
görüşme yaptılar daha sonra Veli Küçük dernekten ayrıldı hatta kendisini yolcu etmek için
arabasına kadar gittiğimde belinde bir problem oluştuğundan yanında bulunan Arif isimli
şahıs kendisine araba içerisinde yardım ederek rahat bir şekilde oturmasını sağladı. Bu
durumdan Arifin Veli Küçük 'e çok yakın birisi olduğunun uzun zamandır yanında olun bir
kişi olduğu izlenimi bende oluştu. " Şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk 25.05.2006 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü,
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde alınan ifadesinde;
Kendisine sorulan "Alparslan Arslan üzerinde bulunan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği
Hareketi Demeği kartviziti hakkında düşüncelerinizi, VKGB hakkında bildiklerinizi.
Açıklayınız. Sizin bu grupla herhangi bir irtibatınız oldu mu?" şeklindeki soruya "Ben
VKGB ile 2004 yılının Nisan-Mayıs aylarında, ASEF'in (Asılsız Ermeni İddiaları
Federasyonu) düzenlediği sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili düzenlenen bir konferansın
1136/2271
sonunda tesadüf eseri karşdaştım. Konferans Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenmişti ve
konferansın nihayetinde katılımcılar arasında bulunan Muzaffer Tekin yanında bulunan
emekli Kurmay Albay Fikri Karadağ ile tanıştırdı. O gün Fikri Karadağ'ın Vatan Sever
Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği 'nin İstanbul Şubesini kurmaya çalıştığını ve Albay
Fikri Karadağ 'ın aynı zamanda Muzaffer Tekin 'in devre arkadaşı olduğunu öğrendim.
Muzaffer Tekin 'i uzun yıllar öncesinden tanır bilirim. Bu karşılaşma ve tanışmanın
ardından aynı yerde kendilerinin VKGBH üyesi olduklarını belirten Hüseyin Görüm ve
İbrahim Özcan ile de tanıştım.
Daha sonra ilerleyen zamanlarda bu VKGBH üyeleri beni ve Muzaffer Tekin dahil bir çok
kişiyi 10 günde 15 günde bir davet usulü ile bir araya getirmeye çalışırlardı. Ben
VKGB 'nn Şile 'de 2004 bahar aylarında düzenlediği tanışma yemeğine katıldım. Bu
yemeğe çeşitli meslek ve yaş guruplarından kadın ve erkek vatandaşlar katılmışlardır. Bu
safhada VKGBH'nin organik yapısı içerisinde emekli Albay Fikri Karadağ ile Hüseyin
Görüm ve İbrahim Özcan bulunuyordu. En azından kendileri böyle ifade ediyorlardı. Daha
sonraki zaman içerisinde 3-4 aktivitelerine daha iştirak ettim. Her defasında VKGBH
Derneğinin bir toplantı yapacak ve bu toplantıda derneğin teorik açılımını görebileceğim
diye bekliyordum. Yani bu derneğin amacı, içeriği geleceğe bakış çözüm tarzları iç ve dış
politika unsurlarının projeksiyonlarının neler olacağını görmeköğrenmek istiyordum.
Ancak her davet çay partisi kokteyl havasında geçiyordu. Bu derneğin başkanı hakkında
söylenenler çok ilginçti. Edindiğim bilgilere göre dernek başkanı Taner Ünal eski bir
MHP 'li daha sonra iş hayatı içerisinde oluşan koşullar nedeniyle mafya ilişkisi gelişmiş ve
mafya tabir edilen bir yaklaşım içerisinde olduğu şeklindeydi. Taner Ünal 'ın bu dönemde
bir çek senet olayı nedeni ile silahla vurularak yaralandığı belirtiliyordu. Bunun yanı sıra
böyle bir başkanının olduğu bir dernekte yakından tanıdığım İstanbul gurubunun 2-3 kişi
üyeleri de benzer yapıya sahiptiler. Bu bağlamda bahsetmek istediğim kişiler İstanbul
gurubundan Hüseyin Görüm ve İbrahim Özcan 'dır.
Hüseyin Görüm eski MHP'li ve ülkücü hareket içinden geldiğini artık MHP ve ülkü
ocakları ile bağlarını kopardığını, geçmişte 9-10 yıl kadar cezaevinde kaldığını şahsıma
kendisini tanıtırken belirtmişti. Söz konusu şahıs düşük profilli bir kişi olarak bir derneğin
il bazında yöneticilik yapıyor olması oldukça ilginç bir durumdu. Adı geçen şahıs kendi
beyanları ve genel hal ve hareketleri ile daha çok mafya olarak adlandırılan kişi profili
çizmekteydi. İbrahim Özcan önceden TİKKO adlı yasadışı sol örgüt üyesi olduğunu artık
aşırı sol örgütler ile ilişkisinin olmadığını, geçmiş yıllarda 12-13 yıl cezaevinde yattığını
belirtmişti. VKGBH Derneği 'nin İstanbul 'daki birkaç üyesi hariç bu dernekten tanıdığım
kimse yoktur. Emekli Albay Fikri Karadağ. Hüseyin Görüm ve İbrahim Özcan yaklaşık 8-
10 ay önce VKGBH tan ayrılarak Kuvayi Milliye Derneğini kurarak İstanbul'da
faaliyetlerine başlamışlardır.
Önce yaklaşık birkaç ay önce İbrahim Özcan ile Kadıköy 'de karşılaşmış ve adı geçen şahsı
birkaç gün sonra cep telefonundan aramış ama görüşme yapmadan kapamıştım Amacım
ise kurdukları yeni derneğin faaliyet ve üye sayısı hakkında bilgi almaktı. Ancak daha
sonra fikir değiştirerek aramayı iptal etmiştim.
VKGBH 2004 Haziran ayında Maltepe 'deki baraka bir depo ve bahçesinde bir buluşma
gerçekleştirmişti. Bu toplantı esnasında İbrahim Özcan 1-2 gün içerisinde İstanbul'da
Amerika'dan gelen bir Amerikalı ile toplantı yapacaklarını belirtmiş, bu toplantıya
katılmamı istemişti. Ben bu toplantıya katılmadım, ama sonrasında bilgilerini aldığıma
1137/2271
göre bu toplantıya Amerikalı ile birlikte bir Türk iş adamının da katıldığını ve bu adamın
yine mafya tabir edilen bir tarzı olduğunu ve Amerikalı ile yakın ilişkide olduğunu ve
Türkiye 'nin içinde bulunduğu zorlukları kısa sürede aşabilecek formülleri olduğunu
belirttiklerini öğrenmiştim.
Yine VKGBH'nin 2004 Haziran veya temmuz ayları içerisinde Maltepe'deki baraka bir
depo ve bahçesinde gerçekleştirmiş olduğu buluşmada Hüseyin Görüm adlı şahıs çevresine
topladığı. 4-5 kişilik yaşları 20-25 arası olan gençlerle konuşmaktaydı. Bu esnada ben cep
telefonu ile daha ileride konuşuyordum. Konuşmayı bitirip bu gurubun yanından geçerken
Hüseyin Görüm bu gençlere hitaben ve bana duyurarak "komutanda sizin eğitiminizi
verecek" dedi. Ben kendisine "ne eğilimiymiş bu" dediğimde, cevaben "ne olacak
komutan sen daha iyi bilirsin asker olan ben değilim sensin" demişti. Ben "bu eğitim
nerede verilecek" diye sorduğumda ise "yerimiz var hazır Düzce'de" diye karşılık
vermişti. Devamında "asker yetiştireceğiz, silahımız her şeyimiz de var" diye konuyu
bitirmişti. Bu olay üzerine adı geçen şahsa çok kızarak bu insanlara bunları nasıl söylersin
ben artık asker değil bir gazeteciyim, böyle konuşma hakkını, insanlara böyle görev verme
hakkını nereden aldığını sormuş, sonunda ise böyle konuşmalarla insanları yasadışı
yollara sevk etmesinin de suç olduğunu belirterek oradan uzaklaşmış ve kısa bir süre
sonrada bölgeyi terk etmiştim.
VKGBH Derneği Şile toplantısı hariç her buluşmasını İstanbul Maltepe 'de Hüseyin
Görüm 'e ait prefabrik bir depo ve yanındaki küçük bina ve bahçesinde yapıyordu.
VKGBH, üyesi olmadığı halde birçok ismi üyeymiş gibi lanse etmektedir. ...Karşılaştığım
ilk günden beri VKGBH Derneği benim için bir dernek olmaktan çok organize suç örgütü
gibi görünmektedir. Ben Danıştay eylemine katılıp Yargıtay üyelerine ateş eden Avukat
Alpaslan Arslan'ı çok emin olmamakla beraber VKGBH'nin bir toplantısında gördüğümü
sanıyorum. Şahsı isim olarak hatırlayamıyorum ama buluşmalarda bir avukattan
bahsediliyordu. Hatta bahsedilen bu avukat bahçenin önündeki yolun kenarında duran bir
köpeğe gidip tekme atmıştı ve ben de "kim bu diye yanımdakilere sormuş cevap olarak da
"bizim avukat" şeklinde cevap almıştım... Ben Alparslan Aslan'ı VKGBH'nin İstanbul
Maltepe deki yerinde bir defa gördüğümü hatırlıyorum. Aynı zamanda Hüseyin Görüm 'ün
benden askeri eğitim vermemi istemiş olması ve "silahımız her şeyimiz var" demesi
Danıştay saldırısıyla ilgili olarak bu insanların silah temin etme ve yönlendirme
anlamında Alpaslan Aslan 'ı yönlendirmiş olabileceklerini düşünüyorum ".
Danıştay olayı sonrası yaşananlar konusunda da;
"...Genelde konuştuğumuz sıradan konular açılmıştı. Ofiste çoğunlukla gündemdeki
konular sohbet havası içinde konuşulur. Varsa önemli olaylar ve haberler gündeme gelir.
O gün Danıştay konusu da gündeme geldi. Muzaffer Tekin ile aramızda, yapılan saldırının
içeriğini tartıştık. Suçlular yakalandı, neler olur şeklinde karşılıklı değerlendirme yaptık.
Muzaffer Tekin saldırıyı gerçekleştiren Avukat Alpaslan Arslan ile daha önce VKGB'de
karşılaştığı, Avukat olup olmadığı konusunda şüphe taşıdığını belirtti. Ben isim
hatırlamıyorum ama, VKGB 'nin İstanbul 'da yaptığı toplantılarda bir avukat hatırladığımı
söyledim " şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk. Mahkemeniz huzurunda bu ifadelerinin doğru olduğunu
beyan etmiştir. Ancak Mahkemenizin bu dosya ile birleşen 2008/209 esas sayılı dava
Dostları ilə paylaş: |