söylüyorum, birçok insan belki bilir de, böyle şeyler var. Biz bu alt yapıya var yani
Hüseyin Görüm 'de de vardır bu Hüseyin Nala 'da da vardır, bu anlatabildim mi? belli bir
mana seviyesinde erişmiş insanlarız demeyeyim de, bu minvalde yaşam çabası içerisinde
olan insanlar, hani kopuk bir hedefe gidebilirdik yani üçümüz veya ben ikisinin arkasından
gidebilirdim yani bu yapıdaydık yani biz o zaman yani tam, tamam desek. Yahudileri
kaldıralım haraç alalım anlatabildim mi? bunları da fakirlere dağıtalım, silah alalım, yeni
eylemler buna vardım ben yani, onun için özellikle üç, üç, üçümüz yani, ben bu üçü ikisiyle
şey yapardım. Başka da bir şeyim yok. Tür keli dergisi, diğer dergi hatır icabı yani Hüseyin
ağabey diyordu yahut tamam ağabey gelin der ama sadece gösteririm dağıtmam yani,
Atatürk laiklik, elektrik verin ben kendimi pencereden aşağı atarım, herkese iyi akşamlar
derim."
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Kimden aldınız büronuzda bulunan Türkeli dergisini?"
Sanık Alparslan Arslan: "Hüseyin Görüm 'den aldım. "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Siz Hüseyin Görüm le bu şekilde bir ilişki içerisindesiniz.
İbrahim Özcan ile de böyle "
Sanık Alparslan Arslan: "Hayır, hayır İbrahim Özcan ile böyle bir ilişki içerisinde değilim
onun alt yapısı belirttiğim şekilde değil işin gerçeği bu yani. "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın:" Peki Hüseyin Görüm vatansever kuvvetler güç birliği
hareketinin kuruluş aşamasında bulunmuş daha sonra oradan ayrılarak kuvai milliye
derneğinin kuruluşu aşamasında bulunmuş. Size hiç teklif etmedi mi? gelin bu hareket
içerisinde yer alın? "
Sanık Alparslan Arslan: "Ya ağabey, şimdi şey hal denen bir şey var ben Irak Kapısının
açılmasını bekliyorum tamam mı, İrak 'a gideceğim ama yaşamaya gideceğim yani. Bilerek
ve isteyerek gitmek lazım, gitmeye çalıştım. Gidenler var hani gidenler işadamları da,
işadamı ne yapar orada? Bir şekilde Amerikanlılarla kontak kurar oraya Amerikalılarla
kontak kurmaya Allah korusun yani anladın mı? bir şekilde direnişçilere katılman lazım ki
yeni bir yeryüzünde hayat alanı oluşsun, gidelim yokum ben onda yani, bunun peşindeyim
Hüseyin Nala' da böyle bir halet ruhiye ye sahip. Hüseyin Görüm 'ün de alt yapısı budur.
İstediği kadar her tarafa gitsin son minvalde işte Allahu ekber diyecek kendini fethedecek
yani böyle bir insan başka bir şey değil, o kadar ya. "
1158/2271
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Yakalandığınızda üzerinizden Vatansever Kuvvetler Güç
Birliği Hareketi Derneğinin Teşkilat Başkanı Nihat Gürkan 'm kartviziti çıkmış. "
Sanık Alparslan Arslan: "Sadece yaşına, geçmişine ve kendisine olan hürmetimden dolayı
bir diyalog içerisindeyim yoksa konumu itibariyle değil yani o da Hüseyin Görüm vesilesi
ile tanıştığımdan dolayı bir kat daha arttı, görüşmelerimiz bu şekilde oldu yani bağımsız
görüşsem ben sadece büroda görüşürüm davet ederim. Çay, kahve ikram ederim. Vatan
millet meselelerini ama din meselesi yoksa yokum yani, İslam yoksa ben eyvallah derim,
ağabey bir ihtiyacın varsa görüşelim yoksa yine görüşmeye devam ederim de, koparmam
ama yani. Tebliğ denen şey var yani, tebliğ namaza çekmek, cumaya çekmek, ashap
mezarlarına götürmek, ashap mezarlığına götürdün mü, adam yeni bir coğrafya ya giriyor
yani yeni bir ufuk açılıyor. Hal it Bin Velit dediğin adam Tarık Bin Ziyad o ilkokul
çocuklarına anlatılması gereken ders nitelikte, berbermiş şey köleymiş bunun babası
sıfırdan gelmiş işte komutan olmuş, her şeyi bırakmış yine köle olmuş. Böyle insanlar var
yeryüzünde yaşamışlar. Edeple adapla ama temiz yaşamışlar ben böyle bir hayatın
peşindeydim. Kirlene kirlene bir yere gidilmiyor yani, varılmıyor yani, bir yerden,
insanların arınması lazım. Görenler var. sadece yani bende kirliliğin içerisine girmişim.
Görenin çekmesi lazım Salih Kurter bu noktada vesiledir mesela, anlatabildim mi? bir
hayat mecrasından daha üst bir hayat mecrasına vesile bu yani. "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Sizin Ankara da bulunduğunuz dönemde Ankara 'ya
gittiğiniz gün Nihat Gürkan'ın da Ankara da bulunduğu telefon kayıtlarında da sizin
kaldığınız ulus bölgesinden, bölgesinde olduğu telefon görüşmeleri yaptığı tespit edilmiş,
dosyada var. Mustafa Alpay ile birlikte gittiğini söylüyor. Siz Ankara da kendisiyle
görüştünüz mü? "
Sanık Alparslan Arslan: "Hayır "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Mustafa Alpay 'ı tanıyor musunuz? "
Sanık Alparslan Arslan: "Hayır tanımıyorum. " Şeklinde yanıt vermiştir.
Mahkemenizin 20.10.2009 tarihli 117. Celsesinde:
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Bu Vatansever Kuvvetler Güç Birliği var. "
Sanık Alparslan Arslan: "Evet. "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Bu birlikte bilginiz var mı?"
Sanık Alparslan Arslan: "Vatansever kuvvetler güç birliği, ya ilgim sadece Hüseyin Görüm
ve Hüseyin Nalcı başka bir şeyim yok yani ve dün anlattığım şeyler. İnsanlara bir manevi
sorumluluk denen bir şey var. Bu gerçektir yani anlatabildim mi? ihtiyacı olan insanları
görürsünüz. Benim de ihtiyacım vardır yani, burada da belki vardır veya yoktur, vardır
yani muhakkakta ama söylemem lazım. Bir halden bir hale veya bir mecradan bir mecraya
maddi ve manevi olarak atlatmak temiz bir şekilde atlatmak bütün insanların üzerine
vazife. Bunu da edepli adaplı bir şekilde yapmak lazım, bütün çabam buydu yani, 2 si
haricinde ki insanlar la diyalogumun temel sebebi bu. Bir halden bir hale düzgün bir
şekilde atlatabilir miyim? Derdim bunu yani çünkü yaşam, dünyada ki yeryüzünde ki,
kâinattaki yaşam gayesi budur başka bir yaşam gayesi yok yani, yoksa başka bir şey yok
yani budur başka bir şey yok. "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Bu VKGB de kimleri tanırsınız? Hüseyin Görüm
dışında."
1159/2271
Sanık Alparslan Arslan: "Nihat Gürhan'ı tanırım, Muzaffer Tekin bey."..
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Bu VKGB'nin toplantılarına katıldınız mı?"
Sanık Alparslan Arslan: "Ya toplantı sadece sohbet var, başka bir şey yok yani o da vatan,
millet, din, diyanet. O da özel sohbetler, özel sohbetler de kim vardı, sadece Nihat Gürkan
vardı yani benim bildiğim. Başka da kimse de yoktu, özel sohbetler dediğim derin
meseleler değil yani. din. diyaneti Nihat Gürkan la konuşabiliyorduk yani anlatabildim
mi? diğerleriyle edep diyor, susuyordum yani ben şahsen anlaşamıyorum çünkü. Ama
Hüseyin Görüm, Hüseyin Nala tamam Nihat ağabey le de bir yere kadar konuşabiliyoruz
ama diğerleriyle bir mecradan bir mecraya vesile olmak lazım, yaşam gayemiz bu yani
hepimizin yaşam gayesi budur. Başka bir şey değil. Gideceğim şimdi camı kıracağım ben
yaşayamıyorum camla yaşayamiyorum param yok bu adamın parasını almayacağım yani
anlatabildim mi? inat ederse. Bunlar hayatın gerçekleri ben şimdi burada resmiyete
dökeyim yaşayamam ben böyle yani, yada ağabey diyeceğim, başkan diyeceğim,
uzayacağım kaybol. aranızdın çıkacağım yada en son kavga edeceğiz burada
anlaşamıyoruz çünkü. Anlatabildim mi? hayat bu, şimdi melekler gelecek, cinler gelecek
Recep İn evini nasıl çevirdilerse orda nasıl bir kavga yaşandıysa burada da aynı kavgalar
devam ediyor yani. Bence Cumhuriyeti bombala kelimesi haklısın diyebilir yani, Ben bir
şey demem çünkü huzurdayız yani anlatabildim mi? ona göre edeple, adapla ve halle
yaşamak lazım bütün diyebileceğim şeyler bunlar. "...
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Kuvai Milliye Demeği hakkında ne biliyorsunuz?"
Sanık Alparslan Arslan: "Aynı yani, benim Fikri ağabey diyeceğim artık Fikri bey 'e de
yani Fikri Karadağ Kuvai Milliye Vatansever Kuvvetler aynı şeyler yani. değişmiyor.
Anlatabildim mi? yaşam tarzı, hayat felsefesi aynı çizgi, derece derece değişir. Yani
bunları açmanın ve konuşmanın bir anlamı yok. Anlatabildim mi? herkes edep yani Fikri
Karadağ çok edepli düzgün, çok sevdiğimi bir insan. Gerçekten çok seviyorum. Hal denen
bir şey var ben bu adama böyle yani, dediğim gibi ben gidip 3-5 yemek yerim ama en son
kendimi şeye atarım yani. Hüseyin Görüm ve Hüseyin Nala ' ya atarım yani, yaşayamam
çünkü. "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Bu demekten kimleri tanırsınız?"
Sanık Alparslan Arslan: "Bu dernekten, anlattım işte size VKGB ben derneğin adıyla ilgili
değilim, sadece belli insanlar vardır. Kontak kurabileceğiniz insanlar varsa gidersiniz
oraya anlatabildim mi? gidersiniz görüşürsünüz. Bu kıramayacağınız insanlar varsa
manevi sorumluluk varsa gidersiniz. Bu mükemmeliyetçilik değildir de, o manevi
sorumluluktur gidersiniz yani oraya, manevi sorumluluğunuzu yerine getirirsiniz,
vicdanınızı rahatlatırsınız, gidersiniz rahat yemeğinizi yersiniz. Ben sadece rahat yemek
yemek için bunu buna katlanırım yani, bir öğün rahat yemek yemek için buna katlanırım,
anlatırım orda, terlerim, utanırım, sıkılırım, küçülürüm, büyürüm ayrı mesele ama o rahat
yemeği yerim şükrederim Allaha dua ederim, secdeme giderim, namazımı kılarım, aradan
da gider evde rahat rahat yatarım televizyon izlerim veya müzik dinlerim veya sigara
içerim."
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Ben şunu soruyorum, yani bu demekten tanıdığınız
kimseler var mı? İsim, isim verebilir misiniz?"
1160/2271
m
1 I j"
Sanık Alparslan Arslan: "Yav, Fikri Karadağ, Nihat, ya aynı işte benim bildiğim aynı yani.
Başka da tanımıyorum, yani İsmail hoca, İsmail Paker deniliyor ama ben şeyin için
katmıyorum yani VKGB' den dolayı ben orada tanısaydım şahsen senin ne işin vardı
derdim burada şahsen. "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Peki bu derneğe gidip geldiniz mi?"
Sanık Alparslan Arslan: "Yani, işte anlatıyorum gidip geldim yani, gidip geldim der
Hüseyin Görüm, Hüseyin Nalcı onun haricinde Muzaffer Tekin bey'in ofisine gidip
geliyorum. Bu işlerle ilgili yani anlatabildim mi? "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Hangi işlerle ilgili?"
Sanık Alparslan Arslan: "VKGB dediğimiz şey devlet, politika, Türkiye 'nin geleceği, İsrail,
savaşmak, Osmanlı, tarih, coğrafya, kültür-, medeniyet, ufuk açmak anlatabildim mi? bir
yerden bir yere sıçramak tarihin kırılma dönemlerini idrak etmek, fark etmek buna göre
tedbir almak, gençleri, orta yaşlıları v% yaşlıları organize etmek. Medyayı nasıl
yönlendirebiliriz? Bu güce nasıl ulaşabiliriz. Bunu idrak etmek ve buna göre tedbir almak.
Bunlarla ilgili alakalı ve donanımlı insanlar varsa kontağa geçersiniz. Hayat, buda bir
hayattır yani, yani Türkiye'nin Adana'sı varsa Antalya'sı var, Mersin'i var, Mersin'i siz
zincire vurup böyle bir şey yok yani açın orayı, oraya gidilecek, Antalya 'ya gidilecek
yaşanacak, kurtarma yani herkes kendi nispetinde bir şeyler yapacak huzurdayken
anlatabildim mi? "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Ben, ben şunu öğrenmek istiyorum, ben şunu
öğrenmek istiyorum. İçerenköy'de Hüseyin Görüm'ün bir yeri varmış, işyeri gibi, oralara
gidip geliyor muydunuz oraya."
Sanık Alparslan Arslan: "Ya Hüseyin Görüm 'ün işyeriyle bir alakam yok sadece, şahsi
vatan, millet, din, diyanet başka bir şey yok yani... Vatan, millet, din, diyanet bütün bağım
bu. Hüseyin Görüm le Hüseyin Nala 'yla iş miş gelirse para kazanırsak güzel şeyler ama
temiz para kazanmak lazım. Yani hak, hakkın olması lazım, anlatabildim mi? "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Yani İçerenköy" de ki yerine gidiyor muydunuz?"
Sanık Alparslan Arslan: "Gidiyordum işte söylüyorum. Ama parayla bir alakası yok yani
oraya gidiş gelişimin sebebini parayla bir alakası yok. "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Orası nasıl bir yerdir? Yani toplantı yerimidir?
İşyerimidir?"
Sanık Alparslan Arslan: "Ofis, çay içip, sigara içiyoruz, sohbet ediyoruz, yemek yiyoruz
yani başka bir şey yok. "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Kimler geliyor, sohbetlere?"
Sanık Alparslan Arslan: "Yav orada, sohbet edilebilecek bir Nihat Gürkan var, başka da
kimse yok yani isim veremem oradakiler, verebileceğim isim yok çünkü hani, isimlerini
hatırlamıyorum. "
1161 /2271
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Evet, daha sonra Maltepe de bir konteynırı varmış.
Hüseyin Görüm "ün oraya gidip geliyor muydunuz?"
Sanık Alparslan Arslan: "Yok Hüseyin Görüm 'le konteynırına hiç gitmedim ben, hiç. "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Bu Hüseyin Görüm'ün verdiği. Basın kartının
üzerinde hukuk danışmanı olarak yazıyor. Siz hukuk danışmanlığı yaptınız mı? Yani ulusal
haber, hukuk danışmanı olarak."
Sanık Alparslan Arslan: 'Tav. danışmanlığı, yani yardım etmeye çalışırım, yardım etmeye
çalışırım, anlatabildim mi? "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese: "Ne gibi bir yardım ederdiniz?"
Sanık Alparslan Arslan: "Yav, yanındaki yani, hukuk konusunda yardım etmeye çalışırım
yani, bilgim, çapım ölçüsünde yardım etmeye çalışırım. Anlatırım, mahkemelik bir şey ^
varsa gider dosyasına bakarım. Mahkemesine giremem yani benim şeyim değil o,
dosyasına bakarım, fotokopisini çekerim. Arkadaşlara sorarım gerekirse ona göre gider
bir rapor vermem gerekirse de bir rapor veririm bu konuyla ilgili yani anlatabildim mi?
bunun parayla bir alakası yok, edeple alakası var. Hasbelkader böyle hayatta bu, bu edep
varsa bu olması lazım yani. Bu rapor gerekiyorsa ben götürür o raporu önüne koyarım
adamın, sonra da çay içerim ama yani çay içerim vatan, millet, din, diyanet'e devam..."
Şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Sanık Alparslan ArslanTn ajandasında kayıtlı bulunan "Kürşat Yüzbaşı-5369559080"
numaralı telefonun Savaş Karabali adına kayıtlı olduğu, aralarında irtibatlarının bulunduğu
ve bu kişinin 2007 yılında VKGBH demeğine yönelik açılan kamu davası şüphelilerinden
olduğu kendisini çevresine askeri istihbarattan Yüzbaşı Kürşat Şenel olarak tanıttığı
anlaşılmıştır. Ayrıca Savaş Karabali adına kayıtlı 5355783203 numaralı telefonunun
03.04.2005 tarihinde sanık Arif Doğan'ın 5322838924 numaralı telefonu ile 2 adet
görüşme yaptığı HTS kayıtlarında anlaşılmıştır.
Esra Feride Gökçimen şikayetçi sıfatı ile verdiği 11.07.2006 tarihli ifadesinde özetle; ^
"Semih Tufan Gülaltay 'a ait olan Küçükyalı semtindeki binaya sık sık gelen şahıslardan
birinin Danıştay binasında yapılan silahlı saldırıda adı geçen Muzaffer Tekin olduğunu,
bu şahsı Muzaffer olarak bildiğini, soyadını Danıştay saldırısından sonra gazetelerden
öğrendiğini, bu şahsın geldiğinde sadece birinci katta bulunan parti kısmına çıktığını,
orada Semih Tufan Gülaltay ile baş başa görüştüklerini, bu şahısın son olarak
Danıştay'da yapılan silahlı saldırıdan iki gün önce 4-5 kişilik kalabalık bir grup ile
geldiğini ve Semih Tufan Gülaltay ile saatlerce toplantı yaptığını, Danıştay saldırısının
yapıldığı gün gece geç saatlerde Veli Kılıç 'ın kendisinin kullanmış olduğu, 0533 681 74 05
ya da 0533 300 74 40 numaralı telefondan arayarak "şimdi beni dikkatlice dinle, sana
söyleyeceğim isimleri not al ve bunları www, ul usai biri ikkomitesi. com isimli siteden sil, bu
acil bir durum, bunları bu gece mutlaka sildir " dediği, kendisinin de bunu yapamayacağını
bu işlerle uğraşmadığını söylediğini bunun üzerine Veli'nin "Bu Semih Tufan Gülaltay'ın
talimatıdır, o zaman bu işle kim uğraşıyorsa onu bul ve bu işi hallettir, sabah olmadan bu
işin hallolması lazım " dediğini, sonra tekrar kendisini arayarak Sami Alper Eren isimli
şahsı 0216 489 13 70 numaralı telefondan acil araması gerektiğini söylediğini, kendisinin
1162/2271
ı . ' ' i
» • ' Sı > >v
de bu numarayı aradığında Sami Alper Eren 'in Veli Kılıç 'ın kendisine verdiği ve silmesini
istediği isimleri tekrar yazdırarak bunların parti kurucu üye listesinden silinmesi
gerektiğini söylediğini, silmesi istenen isimlerin ise; Muzaffer Tekin, Savaşan Tosunoğlu,
Mahmut Aydın ve soyadını hatırlamadığı ama kurucu üye listesinde olan Mahmut isimli
başka bir şahıs olduğunu, ayrıca Danıştay da yapılan silahlı saldırı eylemi gerçekleştiren
Avukat Alparslan Arşla 'ın bu binaya kalabalık bir grup ile geldiğini gördüğünü, o
dönemde adını bilmediğini, fotoğraflarını gazetelerde görünce Semih Tufan Gülaltay'ın
yanına gelen şahıslardan biri olduğunu kesinlikle hatırladığını" beyan etmiştir.
Mahkemenizin 12.04.2011 tarihli 178. Celsesinde yeminli tanık olarak huzurda.dinlenen
Esra Feride Gökçimen özetle. "Emniyete başvurduğu zaman verdiği tüm ifadelerin doğru
olduğunu, daha sonra almış olduğu tehditlerden dolayı herkes gibi kendisinin de ifadesini
geri çektiğini" beyan etmiştir.
Sanık Muzaffer Tekin 14.11.2008 tarihli 14. Celsede "Savcılar, Esra Feride Gökçimen'in
ifadelerini ek delil olarak sunmuşlardır. Feride Gökçimen 'in beyanları son derece afaki ve
tutarsız olup dosya sanıklarından Semih Tufan Gülaltay la ihtilaflarından ötürü bu kişiyi
zor duruma düşürmek amacı ile verilen beyanlar olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar
arasında siyasi parti yönetiminden kaynaklanan çekişmeler, ceza davası ihtilafları bu
kişiyi böyle bir ifade vermeye yönlendirmiş olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bu şahsın
ifadesinde ismi geçen ben, Semih Tufan Gülaltay söz konusu iddiaları kabul etmediğimiz
gibi Esra Feride Gökçimen 'in atfı cürüm niteliğindeki bu beyanlarını doğrulayacak
başkaca tali deliller bulunmamaktadır" "Bu güne kadar Semih Tufan Gülaltay'la
ilişkilerim beşeri düzeyde olmuştur. Fakat 2004 yılından beri görüşmedik, görüşmememiz
için de herhangi bir neden önemli bir neden olmadı'''' şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Dosyada mevcut kolluk yazısında; "ulusalbirlikkomitesi.com sitesinin halen faaliyet
göstermediğini, söz konusu sitenin www.archive.org sitesi vasıtasıyla 23 Nisan 2006, 24
Nisan 2006 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerine ait arşiv bilgilerine ulaşıldığı, yapılan kontroller
sonucunda 17 Mayıs 2006 tarihi öncesine ait yukarıda belirtilen tarihlerdeki kayıtlarda
sitede yayınlanan Ulusal Birlik Komitesinin Kurucular Kurulu bölümünün 19.Sırasında
Savaşhan Tosunoğlu. 42. sırasında Muzaffer Tekinisimlerinin yer aldığı bildirilmiştir. Yine
Semih Tufan GülaltayTn Ulusal Birlik Platformunda bulunan bilgisayarının inceleme
tutanağı eklerine bakıldığında. Ulusal Birlik Komitesi Kurucular Kurulu isimli listesinde
6.sırasında Savaşan Tosunoğlu. 36. Sırasında Muzaffer Tekin isminin yer aldığı"
görülmüştür.
Ergenekon Terör Örgütünün sivil toplum örgütleri yapılanması içinde yer alan, örgüt
yöneticisi sanık Mehmet Şener Eruygur un Jandarma Genel Komutanlığı yaptığı dönemde
Cumhuriyet Çalışma Grubumun darbeye zemin hazırlama faaliyetleri kapsamında 3 Mart
2004 tarihinde kuruluşunu sağladığı, emekli olduktan sonra da başkanlığını sanık Semih
Tufan Gülaltay ile birlikte yürüttüğü Ulusal Birlik Hareketinin. Ulusal Birlik Komitesi
Kurucular Kurulu nda sanık Muzaffer Tekin*in isminin olması ve Danıştay cinayetinden
sonra gözaltına alınma sürecinde apar topar Muzaffer Tekin isminin listeden silinmesi,
eylem ile Ergenekon Terör Örgütü nün ve tespit edilemeyen diğer örgüt mensuplarının
deşifresini önlemeye yönelik bir çalışma olduğu kanaatine varılmıştır.
Sanık Muzaffer Tekin'in eylemler öncesinde sanık Semih Tufan Gülaltay ile telefon
irtibatına bakıldığında. Muzaffer Tekin'in 5322919293 numaralı telefonunun.
1163/2271
Muzaffer Tekin'in dijitallerinde yer alan "Telefon Defteri Yedek.xls" isimli belgede
"Semih" olarak kayıtlı bulunan ve Semih Tufan Gülaltay adına kayıtlı 5053459036
numaralı telefon ile 18.08.2003-24.03.2006 tarihleri arasında 72 adet irtibatının bulunduğu,
Muzaffer Tekin'in telefon fihristinde "Semih Tufan" olarak kayıtlı bulunan 5355207522
numaralı telefon ile 12.04.2002-13.05.2003 tarihleri arasında 43 adet irtibatının bulunduğu
tespit edilmiştir.
Sanık Muzaffer Tekin yapmış olduğu savunmasında Semih Tufan Gülaltay ile 2004
yılından sonra görüşmediğini beyan etmiş ise de, telefon dökümlerine bakıldığında
sanıkların 2005 ve 2006 yıllarında da telefon görüşmesi yaptıkları tespit edilmiştir.
Sanık Muzaffer Tekin'in halen başka suçtan firari sanık olan Semih Tufan GülaltayTn
kardeşi Emre Gülaltay ile irtibatları da dikkat çekicidir.
Sanık Muzaffer Tekin'in 5322919293 numaralı telefonunun kendi dijitallerinde yer alan
"Telefon Defteri Yedek.xls" isimli belgede "Emre Günaltay" olarak kayıtlı 5555614497
numaralı telefon ile 21.05.2005-19.04.2006 tarihleri arasında 34 adet irtibatının bulunduğu
tespit edilmiştir.
Sanık Osman YıldırımTn sanık Semih Tufan Gülaltay ile olan irtibatına bakıldığında,
Osman YıldırımTn 5337438843 numaralı telefonunun kendi telefon rehberinde "Semih
Tufan" olarak kayıtlı bulunan 5053459036 numaralı telefon ile 25.01.2005-04.05.2006
tarihleri arasında 4 adet görüşme kaydının bulunduğu tespit edilmiştir. Sanık Osman
Yıldırım ile sanık Semih Tufan Gülaltay arasında 04.05.2006 tarihinde görüşme yaptıkları
tespit edilmiştir. Bu görüşmenin Cumhuriyet Gazetesine ilk defa bomba atılmasından bir
gün önce yapılmış olması dikkat çekici bulunmuştur. HTS kayıtlarına bakıldığında Osman
YıldırımTn Semih Tufan Gülaltay ile bu görüşmeyi gerçekleştirmeden önce yine Semih
Tufan Gülaltay ile irtibatı bulunan Ömer Korkmaz adına kayıtlı 5053806134 numaralı
telefon ile de görüştüğü görülmüş. Osman Yıldırım. Ömer Korkmaz adına kayıtlı hat ve
Semih Tufan Gülaltay arasındaki telefon irtibatına bakıldığında, eylemlere yakın dönemde
Osman YıldırımTn Ömer Korkmaz adına kayıtlı telefonu aradığı, Ömer KorkmazTn da
Semih Tufan Gülaltay ile aynı gün içerisinde veya yakın günlerde görüşme yaptığı
anlaşılmıştır. Buna göre;
28.04.2006 günü saat 13:58'de Osman YıldırımTn 5337438843 numaralı telefonundan
Ömer Korkmaz adına kayıtlı 5053806134 numaralı telefonunu aradığı, Ömer Korkmaz
adına kayıtlı numaranın da aynı gün saat 17:52"de Semih Tufan GülaltayTn 5053459036
numaralı telefonunu aradığı,
03.05.2006 günü saat 17:17'de Osman YıldırımTn 5337438843 numaralı telefonundan
Ömer Korkmaz adına kayıtlı 5053806134 numaralı telefonunu aradığı. Ömer Korkmaz
adına kayıtlı numaranın da aynı gün saat 20:57'de Semih Tufan GülaltayTn 5053459036
numaralı telefonunu aradığı.
06.05.2006 günü saat 21:26'da Osman YıldırımTn 5337438843 numaralı telefonundan
Ömer Korkmaz adına kayıtlı 5053806134 numaralı telefonunu aradığı, 08.05.2006 günü
Ömer Korkmaz adına kayıtlı numaranın da Semih Tufan GülaltayTn 5053459036 numaralı
telefonu ile 13:42 ve 14:22 saatlerinde (2) adet görüşme yaptığı.
1164/2271
09.05.2006 günü yine Osman Yıldırımin 5337438843 numaralı telefonundan saat
14:3Tde Ömer Korkmaz adına kayıtlı 5053806134 numaralı telefonunu aradığı tespit
edilmiş, son olarak da Danıştay saldırısından bir gün önce 16.05.2006 günü saat 12:48'de
Osman Yıldırımin 5337438843 numaralı telefonundan Ömer Korkmaz adına kayıtlı
5053806134 numaralı telefonu ile görüşme yaptığı anlaşılmıştır.
Muzaffer Gökçimen Şikayetçi Sıfatı ile Verdiği 11.07.2006 Tarihli İfadesinde Özetle:
"Ulusal Birlik isimli internet sitesinde isimleri olan şahıslardan bazılarının Danıştay
cinayeti olunca cinayete adı karışan Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan, 2 tane Mahmut,
isimli kurucu üyenin siteden isminin silindiğini, Semih Gülaltayin yanına Muzaffer Tekin.
Dostları ilə paylaş: |