T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə173/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   169   170   171   172   173   174   175   176   ...   335

kendisine Cumhuriyet Gazetesine el bombaları atılması karşılığında 500.000 Dolar
1170/2271
D
verileceği vaat edildiği için duruşmalarda el bombalarının Muzaffer Tekin 'in, Oktay

Yıldırım 'ın da bulunduğu ortamda Ataşehir semtinde kendilerine verdiğini söylemediğini, "

beyan etmiştir.
Konuya ilişkin olarak. Mahkemenizin 2008/209 Esas sayılı dosyasının 101. Celsesinde.

Sanık Kemal Kerinçsiz böyle bir yerin olmadığını özetle: "...bir toplantı yerinin Ataşehir

de bulunmadığı da tamamen düzmece ifadelerden olduğu da ortaya çıkmıştır ...Böyle bir

yer var ise zaten hiç kimsenin diyecek bir yeri kalamaz. Olamazda. Böyle bir toplantı

yapılmışsa bu tür hadiseler yapılmış verilmişse alınmışsa ama yok ise bu insanları burada

boşuna tutuyorsunuz demektir. Ancak savcılar böyle bir yerin olmadığını da çok iyi

bilmektedirler..."' şeklinde beyan etmiştir.
Sanık Muzaffer Tekin. Mahkemenizin 2008/209 Esas sayılı dosyasının 14.11.2008 tarihli

14. Celsesinde; "Bombaların teslim edildiği mekan özen arz etmektedir. Eğer beyanlarda

biraz ciddilik var ise bunun tespitini yapmak çok kolaydır. Savcılarımız nasıl Ankara 'ya

ifade almaya gitmişler ise Osman Yıldırım 1 yer göstermek için İstanbul 'a getirip nerede

buluştuğunu, hangi eve gittiğini tespit etmeleri gerekirdi. Yine bekar arkadaşlarının kaldığı

evden bahsedilmiştir. Bu durumda o evde o tarihte Alparslan Arslan 'ın bekar

arkadaşlarını bulmak son derece kolaydır. Bu Alparslan Arslan 'dan sorulacağı gibi söz

konusu dubleks evin bağlı olduğu yönetimden muhtarlıktan da tespit edilebilirdi" şeklinde

beyanlarda bulunmuştur.
¦i
Sanık Alparslan Arslan 19.10.2009 tarihli 116. celsede "Osman Yıldırım o görüşmenizde

Ümraniye Güllüoğlu ndaki görüşmenizde bu konuşmalarınızdan sonra sizin harekete

geçeceğiz. Yarın Ataşehir Migros un önüne gel orada buluşalım. Daha doğrusu bir arkadaş

gelip seni alacak şeklinde bir buluşma günü ve saati yeri verdiğinizi söylüyor. Böyle bir

şey oldu mu?" şeklindeki soruya karşılık "oldu yani böyle bir şey oldu" "Yani Ataşehir

Migros'un önünde Osman Yıldırım 'ı ya ben aldım arabayla veya bir arkadaşım aldı.

Dışarıda buluştuk. Konuştuk sonra da ayrıldık" "gündüz konuştuk ne yapalım akşam

buluşuruz demiştik. Ya Osman söylemişti ya da ben söylemiştim akşam buluşalım diye.

Kendi hayatına çekiliyor ondan sonra insanlar akşam da buluşuyoruz işte 6-7 olduktan

sonra mesajla burada buluşalım. Yarım saat bir saat sohbet ettik dışarıda sonra da

ayrıldık" şeklinde, "Yani sürekli yanınızda birisimi var gönderseniz kimi göndermiş

olabilirsiniz Osman Yıldırım'a?'' şeklindeki soruya "Orhan Kadı" "Arabayla gitti" "Ben

evdeydim Recep, Recep'in Özkan adlı arkadaşımın evindeydim" "Aşağıya getirdiğini

gördüm pencerenin ben aşağıya indim. Buluştuk biraz sohbet ettik sonra da ayrıldık"

şeklinde cevap vermiştir.
Sanık Alparslan Arslan 20.10.2009 tarihli, 117. Celsede üye hakimin Bu VKGB'nin

toplantılarına katıldınız mı?'" şeklindeki sorusu üzerine aynen: "Ya toplantı sadece sohbet

var, başka bir şey yok yani o da vatan, millet, din, diyanet. O da özel sohbetler, özel

sohbetler de kim vardı, sadece Nihat Gürkan vardı yani benim bildiğim. Başka da kimse de

yoktu, özel sohbetler dediğim derin meseleler değil yani, din, diyaneti Nihat Gürkan la

konuşabiliyorduk yani anlatabildim mi? diğerleriyle edep diyor, susuyordum yani ben

şahsen anlaşamıyorum çünkü. Ama Hüseyin Görüm, Hüseyin Nala tamam Nihat ağabeyle

de bir yere kadar konuşabiliyoruz ama diğerleriyle bir mecradan bir mecraya vesile olmak

lazım, yaşam gayemiz bu yani hepimizin yaşam gayesi budur. Başka bir şey değil. Yani

burada hastalanan bir insanı, savcı bey cipiyle evine götürmezse manevi sorumluluk

altındadır. Allaha karşı hesap verecek, bizlerde Müslümanlar olarak buna örtülü olarak
1171 /2271
destek olmak zorundayız ki bu yarayı yaşamasın ömrü boyunca anlatabildim mi? yani ben

burada kendimi kilitleyip, savcıyım böyle bir şey yok yani ben yarın, yanlış şeyler bunlar.

Çıkarıp para verecek yani eğer samimi ise savcı bey, başkan bey çıkarıp para vermesi

lazım yani, yok para, yok ağabeyciğim yani gerçek yani ağabeyciğim derken yanlış

anlamayın gerçek yani bu. Gideceğim şimdi camı kıracağım ben yaşayamıyorum camla

yaşayamıyorum param yok bu adamın parasını almayacağım yani anlatabildim mi? inat

ederse. Bunlar hayatın gerçekleri ben şimdi burada resmiyete dökeyim yaşayamam ben

böyle yani, yada ağabey diyeceğim, başkan diyeceğim, uzayacağım kaybol, aranızdın

çıkacağım yada en son kavga edeceğiz burada anlaşamıyoruz çünkü. Anlatabildim mi?

hayat bu, şimdi melekler gelecek, cinler gelecek Recep 'in evini nasıl çevirdilerse orda

nasıl bir kavga yaşandıysa burada da aynı kavgalar devam ediyor yani. Bence

Cumhuriyeti bombala kelimesi haklısın diyebilir yani, Ben bir şey demem çünkü

huzurdayız yani anlatabildim mi? ona göre edeple, adapla ve halle yaşamak lazım bütün

diyebileceğim şeyler bunlar. "Şeklindeki beyanlarında Recep'in evinden cumhuriyet

bombalarından bahsetmiştir.
Mahkemenizin 03.02.2010 tarih. 2010/87 Değişik İş sayılı kararının 21. maddesi gereğince

Recep ÖzkanTn 2006 yılı Mart-Haziran ayları arasında İstanbul Ataşehir'de bulunan

Migros'a 500-1000 metre içerisinde kalan mesafede ikamet ettiği iddia olunan konutun

açık adresinin tespiti istenilmiş, ilgili kolluk yazısında: 2006 yılında Recep ÖzkanTn

İstanbul ili Ümraniye İlçesi Yeni Çamlıca Mahallesi Baraj Yolu Caddesi Pınar Sitesi A-l

Blk D: 18 sayılı adreste ikamet ettiğinin tespit edildiği bildirilmiştir.


Cumhuriyet Gazetesine atılan bombanın kafile numarasının Ümraniye ilçesinde ele

geçenler ile aynı olması, Ümraniye ilçesinde ele geçen bombalar ile Oktay YıldırımTn

ilgisinin yukarıda açıklanan beyanlar ile de desteklenen parmak izi maddi delili ile sabit

olması. Muzaffer TekinTn de Oktay Yıldırım ile örgütsel bağlantısının hem yukarıda yazılı

beyanlar, hem de ilgili bölümlerindeki açıklamalar ile anlaşılması karşısında, Osman

YıldırımTn "Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaların Muzaffer Tekin tarafından

Alaşehir semtindeki toplantıda verildiği, bu toplantıda Oktay Yıldırım'ın da hazır

bulunduğu " şeklindeki beyanı mücerret bir suç isnadı olarak görülmemiş, dosya kapsamı

ve maddi deliller ile örtüştüğü anlaşılmıştır.
Davanın hukukçu sanıklarından Kemal KerinçsizTn savcıların olmadığını bildiği

Ataşehirdeki evin varlığının ispat edilmesi halinde, toplantı ve bombaların verilmesi

konusunda kimsenin diyecek birşeyi olamayacağı değerlendirmesi dikkate değer

görülmüştür.


SANIK ALPARSLAN ARSLAN İLE SANIK MUZAFFER TEKİN'İN DOĞUŞ

FAKTORİNG BAĞLANTISI:


Sanık Muzaffer Tekin Ankara Emniyet Müdürlüğünde alınan 26.5.2006 tarihli

ifadesinde: "Ayhan Parlak ile tanışıklığımız 1987 yılına dayanır. Dostum olan amcası

Rıza Yılmaz o dönem yeğeni Ayhan Parlak in bir cinayet olayına karıştığını, davanın

mahkemede olduğunu, mahkeme safhasında yeğeni Ayhan Parlak'a yardımcı olmamı

istedi. Ancak olay açık bir şekilde Ayhan Parlak'ın aleyhine olduğundan yardım

edemedim. Daha sonraki süreçte hatırladığım kadarıyla 1990 lı yılların ilk yarısında yine

dostum amcası Rıza Yılmaz'ın ricasıyla Ayhan Parlak'ın askerlik hizmeti sırasında

komutanlarını şahsın geçmiş sabıkası nedeniyle psikolojik sorunları olabileceği bu nedenle


1172/2271
; t/i;
gerekli kolaylığın sağlanması doğrultusunda bilgilendirerek yardımcı oldum. Askerliğini

Dolmabahçe Sarayında Meclis Muhafız eri olarak yaptığını hatırlıyorum. Askerliği

sonrası son bir buçuk-iki yıl öncesine kadar çok sık görüşmedik. Ara sıra hal hatır sormak

için aradığını hatırlıyorum. Bu süre zarfında bir süre yurtdışında bulunduğunu,

bilmediğim bir suçtan dolayı Türkiye 'de hapse girdiğini hapishaneden bana yazdığı

mektupla öğrendim. Ancak ben mektubuna cevap vermedim. Hatırladığım kadarıyla

hapishaneden yedi sekiz ay önce çıktı, bu süre zarfında da beni bazı zamanlar bir takım

emlak işleri ile ilgili aradı. Kendisi benden yerini tam bilmediğim İstanbul Avrupa

yakasında bulunan bir iş merkezinin pazarlanması konusunda yardımımı istedi. Ben bu tür

ticari konulardan anlamadığım için Ayhan Parlak 7 yine yakın bir dostum olan İsmail

Paker'e yönlendirdim. Ayhan Parlak ile olan son dönem görüşmelerimiz bu konularla

ilgilidir. On beş-yirmi gün önce de beni hal hatır sormak için aradığını hatırlıyorum. Ayhan

Parlak'ın son hapse girdiği dönemlerde hatırlamadığım bir arkadaşım bana Avukat

Alparslan Arslan'ın Ayhan Parlak'ın Avukatlığını yaptığını söylemişti. Bunun haricinde

Ayhan Parlak ile Alparslan Arslan'ın kendi aralarındaki ilişkileri hakkında bir bilgim

yoktur, "şeklinde,


Kendisine sorulan: "İkametinizde ele geçen bilgisayarınızda Ertuğrul Yılmazin

öldürülmesi hakkında Alman gazetelerinde çıkan haberlerin orijinali ve Türkçe tercümeleri

ele geçirilmiştir. Bu konu ile ilgili bilgi veriniz. Şeklindeki soruya; "Ertuğrul Yılmaz 'ı 1986

yılından beri tanırım. Kendisinin amcasının oğlu Rıza Yılmaz ile benim büromun yanında

Vitsan isimli bir şirketleri vardı. Yani o dönemden gelen komşuluk ilişkilerim vardı, zaman

içinde çok sık olmasa da irtibatımız devam etti. Ancak 1994-1999 yıllarında irtibatımız yok

denecek kadar azdı. ¡999 yılında Ertuğrul Yılmaz'ın Türkiye'de karıştığı Banker Yalçın

isimli şahsın öldürülmesi olayında azmettirici olarak arandığından dolayı yurtdışına

çıktığını duydum. Almanya 'da 2003 yılında öldürüldüğünü biliyorum. Öldürüldüğü 2003

yılına kadar da belki senede bir iki defa aramış hal hatır sormuştur. Ben Ertuğrul

Yılmaz'ın öldürülme olayını duyduktan sonra yakınlarının da talebi ile öldürülme

hadisesinin yurtdışındaki yansımalarını öğrenmek amacıyla kızıma bu bilgileri internet

ortamından toplattırmıştım. Çünkü bu olayla ilgili hiçbir bilgi alamamıştım. Merak

ettiğimden dolayı araştırmak istedim. Tercümeleri de bizzat kızım yaptı, "şeklinde,


Kendisine sorulan, "T.C. Başbakanlık. Hazine Müsteşarlığının 03.11.1999 tarih ve 80382

sayılı yazıları ile faaliyette bulunma izni verilen ancak, Hazine Müsteşarlığının 15.03.2004

tarih ve 13689 sayılı yazıları ile şirkete verilmiş olan faaliyet izninin iptal edilerek

faktoring şirketi niteliğini kaybeden ve sizin de (100.000.000 tl) yüzmiyar liralık bedel ile

yüzde on hissesine sahip olduğunuz anlaşılan. Doğuş Faktoring A.Ş. ve varsa başka

şirketlerle olan ilginizi anlatınız."" Şeklindeki soruya; "Doğuş Faktoring şirketine ortak

olmadan önce şirket yönetim kurulu başkanını tanıyordum. Şirket ortaklarından birinden

doğan ihtilaflarından dolayı yönetim kurulu başkanı Ahmet Çekelkıran bana hatırladığım

kadarıyla 2001 yılı sonunda, şirket ortak sayısının beş kişiden az olmaması gerektiğinden

bahisle ihtilaf halinde olduğu ortağın hissesini benim almamı rica etti. Ben de kabul ettim.

Bu ortaklığa herhangi bir sermaye koymadım ve ortaklıktan dolayı herhangi bir kar payı

da almadım. Kimin hissesini aldığımı da hatırlamıyorum. Tamamen şekli bir ortaklıktan

ibarettir. Benim bu hisseyi aldığım dönemde, diğer şirket ortakları, Ahmet Çekelkıran,

Sezen Çekelkıran, Abdulkadir Çelik isimli şahıslardı. Şirkete hiç gitmedim ve şirket

hisselerini alırken attığım imza haricinde hiç bir belgeyi imzalamadım. Şeklen aldığım

hisseleri üzerimden alınması için yaptığım müteaddit başvurular sonucu oyalanmam

üzerine 2005 yılı başlarında mali müşavir arkadaşlarıma şirketin durumunu
uısııııı
araştırmalarım rica ettim, araştırma sonucunda şirketin yüklü bir miktarda vergi borcu

olduğunu ve imzamın taklit edilerek belge düzenlendiğini öğrendim. Bunun üzerine

Kadıköy Ticaret Mahkemesine geçmişe dönük imzamın taklit edildiği ve sorumluluk altına

sokulduğum belgelerin tespit edilmesi ve üzerimden Doğuş Faktoring Şirketine ait

hisselerin alınması için dava açtım, davam halen Kadıköy Ticaret Mahkemesinde devam

etmektedir. " Şeklinde.


Kendisine sorulan, "Doğuş Finansal Kiralama A.Ş."nin 21.04.2002 gün ve 2002/02

numaralı kararı ile yönetim kurulu üyesi olarak isminiz ve altında imzanız yer almaktadır,

bu konuda bildiklerinizi anlatınız."" Şeklindeki soruya, "Ben yukarıda izah ettiğim şekilde

Doğuş Faktoring A.Ş üzerindeki yüzde on hissemle ilgili ve benim adıma sahte belge

düzenlendiğinin tespiti ile ilgili Kadıköy Ticaret Mahkemesine dava açtım. Ancak

bahsetmiş olduğunuz Doğuş Finansal Kiralama Şirketi ile ilgili benim bir bilgim

yoktur. "Şeklinde,
Kendisine sorulan, "Ortağı olduğunuz Doğuş Faktoring A.Ş.'nin kurucu isimlerinin aynı

olduğu, yönetim kurulu üyelerinin ve hissedar ortaklarının hemen hemen aynı isimler

olduğu Doğuş Tüm Sigorta Arabalık Hizmetleri Ltd.Şti ve Doğuş Finansal Kiralama A.Ş

hakkında bilgi veriniz, bu şirketlerde yönetim kurulu ve ortak hissedarlar olarak yer alan

Ayhan Parlak, Ahmet Çekelkıran. Halis Selçuk Baran, Mehmet Okan Yılmaz, Sezen

Çekelkıran, Mehmet Tanış, Melehat Doğan, Hasan Nezih Tokat, Müzeyyen Keleş,

Abdulkadir Çelik, Ertuğrul Yılmaz, Kadir Çoban, LTğur Yılmaz, Rıza Yılmaz. Tuğrul

Yılmaz isimli şahıslarla ilgili bilgi veriniz." Şeklindeki soruya, "Ben bahsetmiş olduğunuz

şirketlerden yalnızca Doğuş Faktoring A.Ş. 'nin hissesini aldığımı biliyorum. Diğer

şirketler hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Kimin kurduğunu ve ne amaçla kurduklarını

bilmiyorum. Yukarıda size Doğuş Faktoring A.Ş'nin yüzle onluk hissesinin alış sürecini

anlattım. Ahmet Çekelkıran size yukarıda anlattığım gibi benim bu şirketten yüzde onluk

hisse almamı sağlayan kişidir. Sezen Çekelkıran, Ahmet Çekelkıran 'ın kızıdır. Şirkette

hissesi olduğunu babası vasıtasıyla öğrenmiştim. Abdulkadir Çelik benim ortak olduğum

dönemde kendisi de şirkete ortaktı. Diğer ismi geçen şahısların benim şirkete ortak

olduğum dönem içerisinde ortak olmadıklarını biliyorum " şeklinde,


Kendisine sorulan. "Bu şirketin avukatlığını ve hukuki işlerini 17.05.2006 tarihinde

Danıştay'da meydana gelen saldırının faili olan, Alparslan Arslan isimli şahsın yaptığı

anlaşılmıştır. Bu konu ile ilgili bildiklerinizi anlatınız.*" Şeklindeki soruya; "Doğuş

Faktoring Şirketinin Avukatlığım Alparslan Arslan'ın yaptığını 17.05.2006 günü

Danıştay'da meydana gelen olaydan sonra öğrendim. Abim Rıza Tekin, Bayındır

Faktoring isimli şirketle çalıştığı için bir şekilde Alparslan Arslan 'ın Doğuş Faktoring

Şirketinin Avukatı olduğunu öğrenmiş ve bana söyledi, ben de bu şekilde öğrendim. Benim

şirketle şekli olarak hissedarlığım dışında bir ilişkim olmadığı için şirketin Avukatının

Alparslan Arslan olduğunu da bilmiyordum."Şek\mde.
Kendisine sorulan, "Yine aynı şirketin gelir ve giderleri kontrol edildiğinde, İstanbul

Ümraniye 2. Bölge Yukarı Dudullu Kıvanpınar Mevkiinde F22D24D2B pafta, 320 ada ve

1 parsel no'lu adreste 381 metrekarelik arsa bedeli olarak (20.000.000.000 tl) yirmi milyar

Türk Lirası ve sahibi Doğuş Faktoring Hizmetleri A.Ş. görünen tapu senedinin 30.12.1999

tarihinde şirket malları olarak bildirimde bulunulmuşken, 11.12.2003 tarihinde bu arsanın

1.6 trilyon Tl Bedel üzerinden Alparslan ile ilişkili/irtibatlı olan Ayhan Parlak ismine tescil

edildiği görülmektedir, bu konu ile ilgili bilgi veriniz."" Şeklindeki soruya, "Ayhan
1174/2271
I
Parlak 'ın Doğuş Faktoring Şirketi ile ilişkisini şimdi burada sizden öğrendim. Bu satışla

ilgili herhangi bir bilgim yoktur. Bu durumu da şimdi öğrendim. " Şeklinde yanıt vermiştir.


Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında alınan 26.5.2006 tarihli ifadesinde konuya ilişkin

olarak sanık Muzaffer Tekin: "Tahminen 2001 yılı içerisinde Doğuş Factoring A.Ş. isimli

şirkete bu şirketin duayeni olarak bildiğim ve arkadaşım olan Ahmet Çelikkıran vasıtasıyla

şirketin 5 ortaktan aşağıya düşeceği ve yasal olarak faaliyet gösteremeyeceği ricası

üzerine ve kısa sürede geri alacakları vaadiyle %10 hisse karşılığında ve hatırladığım

kadarıyla 100 milyar TL. sermaye koymuş gibi görünerek ortak oldum. Sadece ortaklığa

girişte imza attım. Bunun dışında şirket faaliyetlerinin hiç birisine imza atmadım. Ancak

2003 sonu veya 2004 yılı başlarında imzamın taklit edildiğini öğrendim ve bunun üzerine

Avukatım aracılığıyla dava açtım. Bu dava halen Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin

2004/660 ve 2004/662 esasında devam etmektedir. Ben bu şirkete Ayhan Parlak isimli

firari şüphelinin de ortak olduğunu göz altına alındıktan sonra öğrendim. Keza

şüphelilerden Alparslan Arslan'ın bu şirketin avukatlığını da yaptığını göz altına

alındıktan sonra öğrendim. " Şeklinde.
Soru üzerine "Ben, yukarıda ifademin akışında da belirttiğim gibi; Alparslan Arslan ile bir

kaç kez büromda, bir kaç kez de telefonda olmak üzere görüşmüş ve konuşmuşluğum

vardır. Alparslan Arslan'ın büroma geldiği zamanlarda hangi arkadaşlarımın gelip

gittiğini şu an da hatırlayamıyorum. Ayhan Parlak ile benim aramda telefon trafiğinin

yoğun olmasının nedeni şu an da yanlış hatırlamıyorsam, Ayhan Parlak Avrupa yakasında

bulunan bir iş merkezinin satışı konusu ile ilgileniyordu, bu konu ile ilgili benden yardım

istedi. Bu dönemde kendisi beni sık sık aradı. Ayrıca bir akrabasının trafik kazası olayı

nedeni ile benden yardım istedi. Bu nedenlerle aramızda sıkça görüşme oldu. Ben, Ayhan

Parlak ile Alparslan Arslan arasındaki telefon görüşme yoğunluğunun Avukat-müvekkil

ilişkisinden kaynaklandığını tahmin ediyorum. Benim Almanya da öldürülen Ertuğrul

Yılmaz isimli şahısla iş ortaklığım olmadı. Yukarıda da belirttiğim gibi, bu şahsın kardeşi

Rıza Yılmaz'ın Doğuş Factoring'in ortağı olması ile bu şahısla sözde ortaklığım oldu. "

şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkemenizin bu dosya ile birleşen 2008/209 esas sayılı dava dosyasının 14.11.2008

tarihli 14. Celsesinde. Sanık Muzaffer Tekin: "İddianamenin en çok istismar edilen

konularından biri şirket ortaklığımdır. En az 20 yılı aşkın komşuluk ilişkilerim ve

dostluğum nedeni ile Doğuş Factoring finans şirketleri yönetim kurulu üyelerinde aranan

üniversite diploması ile şeklen ortak oldum. Kısa bir süre sonra titizlik göstererek ticaret

sicilinde kendi rızam dışında kararların yayınlandığını ve bana ait olmayan imzaladığım

metinleri görünce ortaklıktan çıkmak için Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesine dava ikame

ettim. Dava dosyası tetkik edildiğinde bu savunmanın geçerliliği ortaya çıkacaktır. Nitekim

Ankara Danıştay olayından sonra bunu ibraz ettim, bu davanın fotokopisi dosyaya bir delil

olarak sunulmuştur" (...) "factoring ile 2004 yılında hukuki olarak ilişkimi kestiğimi ve

mahkemelik olduğumu Savcı Bey hiç gündeme getirmiyor, benim dönemimde de Alparslan

Arslan şirket avukatlığı yapmıyordu. Şöyle arz edeyim yapabilir, tanıyabilirim Başkanım.

Son gün de görüşebilirim, yani son gün Alparslan Arslan 'la görüşmem, tanımam benim

onun o suçu işlediğine dair bir destek verdiğim anlamına mı gelir. Bu olay niçin bu kadar

çok abartılıyor anlamıyorum" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Sanık Alparslan Arslan, 19.10.2009 tarihli 116.celsede Muzaffer Tekin ile nasıl tanıştığına

dair soruya "Doğuş factoring vardı. Dudullu 'da İstanbul Dudullu 'da vesilelerle ben


1175/2271
bunlarla tanışmıştım, aralarında iyi insanlar var, yani factoring ama iyi insanlar var, yani

içlerinde, bunların vesilesiyle birkaç defa ismi geçti Muzaffer Komutan, Muzaffer Komutan

falan, ben de devlet, millet, vatan ülke ülkücülük falan bu konulara şeyim yani ilgiliyim

alakalı bir insanım hasbelkader ha Kadıköy'de ofisleri Rıza Petrol, Rıza Petrol adliyeler

falan da hep o bölgelerde zaten yani Bahariye 'de benim ofis de çalıştığım ofis de

Bahariye 'de idi. Vesileyle, bu Ayhan Parlak vesilesiyle zannedersem tam hatırlamıyorum

bir vesile ile gittik oraya tanıştık. Ama ben yani sohbete geleceğini her halde halle

bildirmiştim. Yani burayı bırakmayacağım burda sohbet edeceğim vatan, millet, din,

diyanet, ülke, savaş, ordu, politika, siyaset yani bunlar konuşulur bunun yani emekli

askerler ilgili alakalı insanlar ya, hani gidip tacirle oturan tacirle hayatı konuşursunuz,

politika 5.dakikada uyku uyumaya geçiyor. Bu insanlarla oturup rahat bir şekilde

konuşabiliyorsunuz. Derdinizi anlatabiliyorsunuz görüşler belli rahatlıyorsunuz ilgilenen

insanları gördüğümüz zaman rahatlıyoruz yani. Belki 3-5 defa gitmişimdir ama fazla değil

yan taraflarında zaten bir arkadaşımın hukuk bürosu vardı. İşte Korkut Eken, İbrahim

Şahin, bunlar yani bunları da tanımadığım halde uzaktan sempati besleyen bir insanım. Bu

susurluk dosyaları ben onları seven bir insanım yani Korkut Eken Te İbrahim Şahin 'i

severim. Daha bu şekilde görüştük falan 3-5 defa bir sohbetimiz oldu başka bir şey yok"
"Doğuş Factoringin avukatlığını yaparken tamam mı birkaç defa Muzaffer Komutan diye

laf geçti. Ve kendisinden övgüyle bahsedildi" (...) "3-5 ay sonra belki de bir yıl sonra tam

hatırlamıyorum. Anlatabildim mi yani bu 3-5 ay veya bir yıl içerisinde 4-5 defa veya 5-6

defa Muzaffer Tekin 'in ismi geçti, övgüyle bahsedildi. Bu konularla çok ilgili bir gün

tanışırsın falan, ben de tanışırız dedim. Anlatabiliyor muyum? Sonra bu Ayhan Parlak

büyük ihtimal benim tahminim Kadıköy 'de ya bana uğradığı bir gün veya bana uğrayacağı

bir gün Muzaffer Bey'in ofisine gitmiştir ve ordan telefon etmiştir ben şimdi Muzaffer

Tekin'in ofisindeyim ben de demişimdir, müsaitse yani orası müsaitse gelip bende

tanışayım demişimdir. Kendisine Ayhan Parlak'a. ...Bu vesileyle tanıştık" şeklinde

beyanlarda bulunmuştur.


Sanık Muzaffer Tekin ise yapmış olduğu savunmalarda Alparslan Arslan ile tanışması

konusunda Ayhan Parlak ile ilişkisine hiç değinmemiş, Alparslan Arslan ile kendi

bürosunun yanında avukatlık büroları bulunan Teoman Ekşioğlu, Orhan Kadı vasıtasıyla

tanıştığını beyan etse de, Alparslan Arslan Muzaffer Tekin ile Doğuş FaktoringTn

avukatlığını yaptığı sırada Ayhan Parlak vesileyle tanıştığını beyan etmiştir.
Nitekim Tanık Teoman Ekşioğlu da 26.08.2010 tarihli 155.celsede Alparslan ArslanT

Muzaffer Tekin ile kendisinin tanıştırıp tanıştırmadığına dair soruya "Hayır onlar, onlar

tanışıyordu zaten ben öyle".. "Tanışıyorlardı ben çünkü Alparslan Arslan'a sormuştum

işte böyle bir insan olduğunu vatansever olduğunu vesaire kendisinin tanıdığını söylemişti

bana zaten. Ama yani yan yana da görmüş değilim ikisini. Yani tanışık olduklarını

söylediler ama beraber de görmedim yani birlikte hareket ettiklerini görmedim" şeklinde

cevap vermiştir.
Ayhan Parlak 03.06.2006 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde

özetle: "Alparslan Arslan ile 2005 yılında tanıştığını. Doğuş Faktoring ile herhangi bir

ilişkisinin olmadığını, bu şirkette pay ve hissesinin olmadığını, Muzaffer Tekin 'in aile

dostu olduğunu " beyan etmiştir.


1176/2271
1
Kovuşturma aşamasında; sanık Muzaffer Tekin Ayhan Parlak ile olan irtibatı konusunda

Mahkemenizin 2008/209 Esas sayılı dosyasının. 12.05.2009 tarihli 85. Celsesinde "Ayhan

Parlak ile ise bugüne kadar hiçbir ticari faaliyet içinde ne resmi, ne gayri resmi


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   169   170   171   172   173   174   175   176   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin