gerçekleştiği, 35 adet görüşmeden sadece 3 tanesinin mesajlaşma 32 tanesinin karşılıklı
konuşma şeklinde olduğu görülmüştür.
Alparslan Arslan ile Muzaffer TekinTn telefonlarının 2006 yılı içerisinde birlikte baz
verdikleri yerlere bakıldığında. Alparslan ArslanTn kullanımında bulunan 5326713439
numaralı telefonun 13.01.2006 tarihinde saat: 17.44-18.51 arasında
"ISTKOZYATAGIHAL" adresinden baz verdiği. Muzaffer Tekin'in kullanımında bulunan
5322919293 numaralı telefonun da yine aynı tarihte saat: 17.33-19.11 arasında
'TSTKOZYATAGIHAL" adresinden baz verdiği. Muzaffer TekinTn saat:17.33'de İsmail
Eksik'e ait 5384167855 numaralı telefonu ile de görüşme yaptığı anlaşılmıştır. İsmail
Eksik'in 5384167855 numaralı telefonunun aynı tarihte bazına bakıldığında saat: 17.56-
19.02 arasında yine Alparslan Arslan ve Muzaffer Tekin ile aynı adresten baz verdiği tespit
edilmiştir. Dolayısıyla bu üç sanığın 13.01.2006 tarihinde belirtilen baz istasyonu
kapsamında buluştukları kanaatine varılmıştır.
Sanık Muzaffer Tekin, 14.11.2008 tarihli 14. Celsede "Alparslan Arslan ile benim aramda
olmayan suç bağını zorla yaratmaya çalışmaktadırlar. Alparslan Arslan ın bu davada
yargılanan sanıklardan sadece Hüseyin Görüm ile geçmişte iş ilişkisi mevcuttur. Onun
dışında hiç kimse ile bir bağı yoktur. Savcı genel deyimler kullanarak hayali bağlantılarla
. . . 1190/2271
sonuca gitmeye çalışmaktadır. Bu konudaki telefon görüşmeleri de savunmamı
doğrulamaktadır" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Sanık Muzaffer Tekin'in sanık Alparslan Arslan ile olan telefon irtibatı haricinde dikkat
çekici bir diğer husus, sanıkların görüştükleri ortak kişilerin olmasıdır. Buna göre Muzaffer
Tekin'in 5322919293 numaralı telefonu ile Alparslan ArslanTn 5326713439 numaralı
telefonu arasındaki ortak görüştükleri numaralara bakıldığında,
Sanık Hüseyin Görüm'ün 5324426470, 5352134284 ve 5374141509 numaralı, sanık
İbrahim ÖzcanTn 5362262220 numaralı, sanık İsmail Eksik'in 5372655231 numaralı,
sanık Ertaç GirayTn 5552401500 numaralı, sanık Abdülvahit Özkaya nın 5323114888 ve
5523114888 numaralı, Ayhan ParlakTn 5445259696, 5358479003 ve 5374559596
numaralı. Sezen ÇekelkıranTn 5363477897 numaralı. Nihat GürkanTn 5423964815
numaralı, İbrahim Cingi'nin 5357184841 numaralı, Ahmet BaydarTn 5323547722
numaralı, Adnan Güleç'in 5337736500 numaralı, Abdülkadir Çelik'in 5375731965
numaralı, Osman Dağlımın 5378224038 numaralı ve Teoman Ekşioğlu nun 5327767992
numaralı telefonlar olduğu anlaşılmıştır.
Muzaffer Tekin 14.11.2008 tarihli 14. Celsede "İbrahim Özcan bizim iddianamemizin
içinde değil en son alınan sanıklardan biri tahmin ediyorum Temmuz veya Ağustos olabilir
yalnız bu şahsın ifadesi girmiş bu dosyaya diyor ki Alparslan Arslan 1 benim büromda
görmüş, bu tamamen yalandır. Kendileri ile iki üç ay beraber oldum, bana Hüseyin Görüm
haricinde hiç tek başına gelmedi, Hüseyin Görüm 'e hatta derdim ki bu nedir senin yanında
çanta gibi dolaştırıyorsun, bana, ağabey benim okumam yazmam yok, o benim
bilgisayarım derdi Hep beraber gezerlerdi. Hüseyin Görüm 'e de Alparslan Arslan 'ı benim
büromda görüp görmediği sorulabilir başkanım" şeklinde,
18.11.2008 tarihli 15.celsede "Hüseyin Görüm'ün yanında devamlı çantası gibi
dolaştırdığı şahıs İbrahim Özcan 'dır bir. iki İbrahim Özcan ve Hüseyin Görüm ile
beraber olduğumuz süreçte ben sadece görmüş olabilirim dedim Erol Çakır 'ın evinde
Zekeriya da aynı şekilde bir ifade kullanmış Alparslan 'ı fakat kayıtlarda izleme
kayıtlarında olmadığı bizzat tertipleyen Hüseyin Görüm ifade ediyor yani ben Hüseyin ile
beraber olduğum dönemde hiç Alparslan Arslan 'ı görmedim bu başka bir soru varsa,
bombalarda da dili sürçtü avukatımın Rasim Görüm diyecek çünkü diyorum ki ben sayın
savcılarımızın şeyinde iddianamesinden içerden getirttirdi koruması gibi duran Görüm, o
anda bir çok Görüm olduğu için Hüseyin Görüm dedi odur" şeklinde beyanlarda
bulunmuştur.
Sanık Hüseyin Görüm 02.03.2009 tarihli 58. Celsede "Alparslan'ı ben burada tabi onu
duyduğumda da tabiî ki orda bir herhalde dedim bir dil sürtmesi oldu veyahut ifadeyi
alanlar yanlış ifade aldı Alparslan Arslan 'la Muzaffer Tekin hiçbir zaman beni yan yana
görmemiştir. Ben hiçbir zaman Alparslan Arslan'ı çanta gibi yanımda taşımadım benim
yazıdan dolayı bazı eksik yazarım yani aklıma geleni yanımdakine derim ki doğru not al
bak şu aklıma geldi yaz derim yani ondan dolayı da İbrahim Özcan 1 Alparslan la
karıştırdı onu da tabiî ki burada açıklık getirdi yok dedi Alparslan değil İbrahim dedi ne
söylüyim yani bilmiyorum benim yanımda görmedi belki poliste hani görmüş olabilirim
tabiî ki de polise de görmüş olabilirim dediğin zaman böyle bir önemli davada görmüş
olabilirim demen dahi yeter siz nasıl isim söylüyorum şak şak hemen not alıyorsunuz böyle
s/t^2. ' 1191 /2271
büyük bir davada adam birde imam Hüseyin yani pas mı geçecek yok şey mi yapalım
diyecek benim yanımda hiçbir zaman görmemiştir" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Sanık İbrahim Özcan 2009/191 Esas dosyasının 09.03.2010 tarihli 44.celsesinde, "Ben
emniyette Alparslan Arşlarıı, Muzaffer Tekin'in bürosunda tanıştım diye böyle bir ifade
vermedim. Bu polisin eklemesi, ben Alparslan Arslan'ı Hüseyin Görüm'ün İçer enköy'deki
bürosunda tanıdım. Avukat olarak lamdım. Bunu geldi avukatı da söyledi ha. Muzaffer
Tekin 'i sever misin? Sevmem ama ben yani kişiliksiz bir adam değilim sevmediğim adama
iftira atayım. Sevmiyorum diye adama iftira mı alacağım. Ha ben Alparslan Arslan i
avukat olarak tanıyorum. Hüseyin Görüm'ün avukatıydı. Ama ben onun bürosunda onu
gördüğümü söylemedim öyle bir şey yok yalan. Haa Hüseyin Görüm'ün bürosunda
gördüm. Sevmiyorum diye adama iftira mı atacağım? Onun bürosunda görmedim bu
yanlış bunu avukatına da söyledim. Sevmiyorum diye iftira atmam ben bir insana ne olursa
olsun. Benim karakterime uymaz o. Alparslan Arslan'ı ben Hüseyin Görüm'ün yanında
tanıdım. Hatta Alparslan Arslan in ortağı Burhan 'ı o hadiseyi işlemeden önce
bilmiyordum beri" şeklinde
11.03.2010 tarihli 45. Celsesinde "Ona yemin edebilirim hiç, hiç kesinlikle sevmediğim
halde de bu adamı ben orada görmedim. Ama Kadıköy bürosu onların bürolarının araları
yani Muzaffer Tekin ile yüzbaşının Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan in bürosunun arası
zaten yüz metre yok, yolun alt yola çıkarken bir caddesi burası bir caddesi burası"
şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Mahkemenizin 2008/209 Esas sayılı dosyasının 19.10.2009 tarihli 116. Celsesinde;
Sanık Muzaffer Tekin Müdafi Av. Selin Deviren Tahtabiçen'in sanık Alparslan Arslan*a
doğrudan soru yöneltme işlemi sırasında aralarında geçen diyalog aşağıya alınmıştır.
Av. Selin Deviren Tahtabiçen "Muzaffer Tekin biraz önce Alparslan bey size sordu, ben
tekrar teyit almak istiyorum. İbrahim Özcan ile Muzaffer Tekin'i hiçbir arada gördünüz
mü?" Sanık Alparslan Arslan: "(1 kelime anlaşılamıyor) görmedim" Av. Selin Deviren
Tahtab\çen:"görmediniz" Sanık Alparslan Arslan: "evet" Av. Selin Deviren Tahtabiçen:"o
zaman İbrahim ÖzcanT Muzaffer Tekin'in ofisinde de görmediniz?" Sanık Alparslan
Arslan:"Vallahi hatırlamıyorum ya çok önemli değil yani görmüş olabilirimMuzaffer
Tekin'in koltuğunda da oturmuş olabilir.İbrahim Özcan yani öyle." Şeklinde yanıt
vermiştir.
Av. Selin Deviren Tahtabiçen: "Önemli ama. Efendim ben bir açıklama yapmak
istiyorum... Ben geçen sene Kasım ayında İbrahim ÖzcanT ziyarete gittim ve İbrahim
Özcan'a gittiğimde ben yaşadığım olayı burada sizinle paylaşmak istiyorum. Muzaffer
Tekin'in avukatıyım dedim. İnanmıyorum dedi kim yolladı seni? CIA'mi MOSSAD mı
kim yolladı dedi. Muzaffer Tekin'in avukatıyım dedim, vekâletimi gösterdim, siz dedim,
size sadece bir soru soracağım ve çıkıp gideceğim buradan dedim. Siz dedim böyle bir
ifade verdiniz mi dedim? Ben dedi böyle bir şey söylemedim, dedi. Alparslan Arslan'ı
Muzaffer Tekin'in ofisinde görmedim dedi. Ben o gece emniyette o gün dövüldüm dedi.
Hastanelik edildim ve gece benim önüme bir ifade verdiler. Nasıl imzaladığımı da
bilmiyorum dedi. Alparslan Arslan'ı Muzaffer Tekin'in ofisinde kesinlikle görmedim
dedi..." şeklinde açıklama yapmıştır.
1192/2271
Sanık İbrahim Özcanin sanık Muzaffer Tekin müdafıinin bu ziyaretinden sonra alınan
ifadesinde, önceki ifadesinin tam tersi beyanda bulunması mahkemenin dikkatine
sunulmuştur.
4İ?
Sanık Alparslan Arslan ise 19.10.2009 tarihli 116.celsede Muzaffer Tekin ile telefonla
görüşmeleriniz oldu mu şeklindeki soruya "Telefonla ofisine gitmeden önce arardım yani,
Müsait misiniz komutanım ona göre gelirim. Değilseniz gelmem. Gidip rahatsız etmenin
bir anlamı yok" şeklinde.
Muzaffer Tekin'in ofisine tek başına gidip gitmediği konusundaki soruya "Yalnız gitmeye
özen gösterirdim. Ama yani hallendiğiniz zaman anlatabiliyor muyum? Birilerini
götürmeniz lazım ki karşılıklı bir şey olsun alışveriş olsun yani, yani gör ilgilenenler var
boş değiliz yani ne ben boşum ne sen boşsun ne gittiğimiz adamlar boş ilgilenenler var.
İster büyük ister küçük af edersiniz küçük görme, anlatabiliyor muyum? Böyle insanlar var
yani" şeklinde.
Mehmet Fikri Karadağ ile görüşüp görüşmediği şeklindeki soruya "Muzaffer Tekin beyin
ofisinde görüştük'" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Mahkemenizin 2009/191 esas sayılı dava dosyası ile birleşen 2008/209 esas sayılı dava
dosyasının 19.10.2010 tarihli 161. celsesinde;
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Evet. Dava sanıklarından Muzaffer Tekin 'in
bürosunda yapılan aramada 1 adet Yeditepe hukuk bürosu Avukat Alparslan Arslan, 1 adet
de Yeditepe hukuk bürosu Avukat Alparslan Arslan, Avukat Burhan Gür ve stajyer Avukat
Baran Akçan yazılı kartvizit bulunmuş. Alparslan Arslan 'ın cep telefonu sim kartında
Muzaffer Tekin 'in cep telefon kayıtlı, ancak Muzaffer Tekin 'in cep telefonunda ise
Alparslan Arslan 'ın numarası kayıtlı değil. Alparslan Arslan ile Muzaffer Tekin 'in tanışıp
tanışmadığını konusunda bilgi sahibi misiniz?", Tanık Burhan Gür:'"Tanışıyorlardı
bildiğim kadarıyla. ", Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:'We zaman ne şekilde
tanıştılar o konuda bilginiz var mı?". Tanık Burhan Güx:""Ne şekilde tanıştıklarını
bilmiyorum bir keresinde Alparslan ofise geldiğini ve öyle bir şey söyledi hatta geldiğinde
ilginç bir nokta aklımda kalmasındaki sebep Atatürk resmi niye yok demiş Alparslan 'a bu
kadar biliyorum nerde nasıl tanıştıklarını falan hiçbir bilgim yok. ", Duruşma Savcısı
Mehmet Ali Pekgüzel:"Siz varken geldi mi Muzaffer Tekin büroya?", Tanık Burhan
Gür:"Hayır ben varken görmedim hiç. ", Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:"Siz
yokken mi gelmiş?", Tanık Burhan Gür."Evet", Duruşma Savcısı Mehmet Ali
Pekgüzel:'We zaman, bu olaydan Danıştay olayından ne kadar önce?", Tanık Burhan
Gür:"Fam düşünceme göre yani hatırlamaya çalıştığıma göre biz aşağıdaki bürodayken
yani Söğütlüçeşme 'deTedaş 'ın yanındaki bürodayken geldi diye anımsıyorum ama kesin
tarihinde emin değilim. Burada hatırladığım tek anekdot işte Atatürk resmi niye yok diye
bir beyanda bulunmuş. Hatırladığım bu ama ne zaman geldiğini. ", Duruşma Savcısı
Mehmet Ali Pekgüzel: "B üronuzda, büronuzda Atatürk resmi yok muydu önceden?". Tanık
Burhan Gür:"0 zaman yoktu evet efendim.". Duruşma Savcısı Mehmet Ali
Pekgüzel "Daha sonra mı taktınız?". Tanık Burhan Gür" Yani Alparslan Danıştay olanı
olana kadar takmadık ya olmadı takılmadı şimdi var kız arkadaşım getirdi var yani birkaç
sene önceden beri var. Yani Alparslan. ", Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:"Yani siz
Atatürk resmi asmamıştınız Muzaffer Tekin uyardı ona rağmen yine yok muydu büronuzda
Atatürk resmi? ",Tanık Burhan Gür." Evet, evet. Ya uyardı derken öyle bir anekdot söyledi
1193/2271
Alparslan, "şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Bu beyanlardan da sanık Muzaffer Tekin'in
sanık Alparslan Arslan"ın bürosunun yerini dahi bilmiyorum şeklindeki sözlerinin gerçeği
yansıtmadığı anlaşılmıştır.
ALPARSLAN ARSLAN'IN İRTİBATLI OLDUĞU DİĞER SANIKLAR:
Sanık Alparslan ArslanTn irtibat halinde olduğu Ergenekon Terör Örgütü sanıklarından
İsmail Eksik hem VKGB. hem de Kuvvayı Milliye derneğinden olan sanıklar ve Muzaffer
Tekin ile sıkı irtibatı olan kişidir.
Sanık İsmail Eksik önceki aşama ifadelerinde, "sanık Hüseyin Görüm ile bir iş
toplantısında tanıştığını, kendisini davet etmesi üzerine fabrikasında tertip ettiği yemeğe
gittiğini, 30-40 kişilik bu yemekte sanıklar Muzaffer Tekin. Mehmet Zekeriya Öztürk ve
soruşturma safahatında ölen Kuddusi Okkır ile tanıştığını, sanık Hüseyin Görüm'ün burada
"Kuvayi Milliye Derneği ve Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneğinin İstanbul
oluşumunu yapmak istiyorum şube açmak istiyorum, arkadaşlardan destek istiyorum"
dediğini, sonrasında yine sanık Hüseyin Görüm'ün daveti üzerine Şile'deki Mevlüt
organizasyonuna katıldığını, burada Hüseyin Görüm, Mehmet Fikri Karadağ, Oktay
Yıldırım. Kuddusi Okkır. Muzaffer Tekin, Mehmet Zekeriya Öztürk'ün de bulunduğunu,
zaman zaman sanık Muzaffer Tekin'in yazıhanesine gittiğini, Danıştay saldırısının olduğu
gün sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün kendisini Orduevinde yemeğe çağırdığını,
"Muzaffer Tekin, Raf et Aslan ve ben yemek yiyeceğiz, sen de gel" dediğini, annesi hasta
olduğundan kendisinin kabul etmediğini, 1-2 saat sonra sanık Muzaffer Tekin'in aradığını
ve "geçmiş olsun gelebilirsen memnun olurum " dediğini, kendisinin de herhangi bir ihale
alabilmek amacıyla sanık Muzaffer TekinTn davetini kabul ettiğini, yemeğe
başladıklarında sanık Muzaffer Tekin'in telefonla eşiyle görüştüğünü ve panik
olduğunu, "Polis kapıyı zorluyor kırıcaklar" dediğini, bu arada sanık Mehmet Zekeriya
Öztürk'ün "Ben gidip bakayım" dediğini, kendisine de "Senin aracınla gidelim evine"
dediğini, sanık Mehmet Zekeriya Öztürk*ü aracıyla sanık Muzaffer Tekin'in evinin
yakınına götürüp bıraktığını, sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün 2-3 saat sonra kendisini
arayarak "Bizi alır mısın kapının önünden? " dediğini, yanında Avukat olarak sanık Ertaç
Giray'ın da bulunduğunu, sanık Ertaç GirayTn elindeki belgelere bakarak "Ayhan
Parlak'ı tanıyor musun" diye sorduğunu, sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün bir kere sanık
Muzaffer Tekin'in ofisinde gördüğünü, kendisinin de tanımadığını söylediğini, Orduevine
gittiklerinde sanık Ertaç Giray'ın sanık Muzaffer Tekin'e "Danıştay saldırısıyla
ilişkilendiriliyorsunuz" dediğini, sanık Muzaffer Tekin'in de "Mümkün değil, olamaz
böyle bir şey, intihar ederim" dediğini, sanık Ertaç GirayTn ise "Tutuklama talebiniz var,
bugün gidersiniz 4-5 gün gözaltında kalırsınız, suçunuz yoksa aklanırsınız " dediğini, sanık
Muzaffer Tekin'in ise "Her şey netleşsin pazartesi Savcılığa giderim" dediğini, sanık
Ertaç GirayTn kendisine ve sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'e "Beni neden çağırdın. Ben
bu işin avukatlığını yapmam. Siz de bunlardan uzak durun, beni eve bırakın" dediğini,
sanık Ertaç GirayT evine bırakıp Orduevine geri döndüklerini, sanık Muzaffer Tekin'in
nerede kalabilirim? diye sorması üzerine sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün "Kadıköy'de
bir arkadaşımın evinde kalabilirsiniz" dediğini, kendisinin aracı ile sanıklar Mehmet
Zekeriya Öztürk ve Muzaffer Tekin'i Kadıköy'e götürüğünü, 1-2 gün sonra sanık Mehmet
Zekeriya Öztürk'ün arayarak "Muzaffer Tekin'in bir başçavuşu varmış ona götüreceğiz"
dediğini, kendisinin Kadıköy'den onları alıp Ümraniye'ye bıraktığını, burada tanımadığı
bir kişinin aracına binerek uzaklaştıklarını, nereye gittiklerini bilmediğini, bir gün sonra
sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün tekrar arayarak acele olarak kendisini çağırdığını, sanık
1194/2271
Muzaffer Tekin'in intihar ettiğini söylediğini, buluştuktan sonra birlikte yola çıktıklarını,
yolda sanık Zeki Yurdakul ÇağmanT da alarak Çavuşbaşf ndaki villaya gittiklerini, villaya
girdiğinde sanık Muzaffer Tekin'i yaralı gördüğünü, sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün
sanık Muzaffer Teken'e kızarak "Komutanım neden böyle bir şey yaptınız. Bizi
yakıyorsunuz "dediğini. Muzaffer Tekin"in ise "Bazı yerlere haber verdim bir takım notları
da Mahmut Öztürk'e verdim size de bir şey olmaz" dediğini, sanıklar Zeki Yurdakul
Çağman. Mehmet Zekeriya Öztürk ve Muzaffer Tekin'in kime ait olduğunu bilmediği,
sanık Zeki Yurdakul ÇağmanTn kullandığı araçla hastaneye gitmek üzere yola çıktıklarını,
kendisinin de aracı ile önlerinden gittiğini, yolda sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün telefon
açarak "Muzaffer Tekin 'in hastaneye gitmek istemediğini, Maltepe 'de abisinin evine
gitmek istediğini" söylediğini, sonrasında ise sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün sanık
Rafet ArslanT arayarak sanık Muzaffer Tekin'i hastaneye gitmesi için ikna etmesini
istediğini, kendisinin de sanık Rafet ArslanT Maltepe semtinden alarak sanık Muzaffer
Tekin"in yanına getirdiğini, sanık Rafet ArslanTn Muzaffer Tekin ile görüştüğünü ve
Kadıköy Acıbadem hastanesine götürdüklerini, kendisinin de arabası ile takip ederek
hastaneye gittiğini ve sonrasında ayrıldığını, sonraki tarihte sanık Muzaffer Tekin'e
nezaket ziyaretine gittiğinde sebebini anlayamadığı şekilde kendisine soğuk davrandığını,
o günden sonra da görüşmediklerini.
Sanık Muzaffer TekinTn kendisi hakkındaki "...İsmail Poker kendisini devlete hizmet
etmiş biri olarak lanse etti, hatta Tarım ve Köy İşleri Bakanlığında kadrolu olarak görev
yaptığını söyledi... ", "...İsmail Paker ile 2004 yılında Ankara'daki Vatansever Kuvvetler
Güç Birliği Hareketi isimli bir oluşumun İstanbul Şubesi için görüşmelerde bulunduk.
Bana oluşumun başında Hasan Kundakçı Paşa 'nın olduğunu söyledi. Ben de bu niyetle
biraz ilgilendim. Ancak sonra ciddi ve dürüst insanların olmadığını görünce verdiği
formları yırtıp attım. İki üç aylık bir süreçte birlikteliğimiz oldu. Bunun dışında daha sonra
da İsmail Paker ile görüşmelerimiz oldu. Ve benim tavsiyelerim üzerine o hareketten
koptu... " ifadeleri ile ilgili olarak, hiçbir zaman devlet görevinde bulunmadığını, VKGBH
ile hiçbir ilgisinin olmadığını, sadece sanık Hüseyin Görüm'ün fabrikasında
konuşulduğunu duyduğunu,
Duruşmada, ticari işlerini takip için gittiği Kuzey Irak'tan dönüşünden sonra almış olduğu
işlerle ilgili olarak gittiği bir inşaat firmasında sanık Hüseyin Görüm ile tanıştığını, sanık
Hüseyin Görüm"ün daveti üzerine Maltepe semtindeki fabrikasında sanık Hüseyin
Görüm'ün arkadaşlarıyla birlikte tertip ettiği, kurufasulye günü denilen yemeğe katıldığını,
daha sonra İstanbul'un fethinde bulunan Karaca Ali Paşa'nın isminin verildiği. Şile'deki
köyde tertip edilen mevlüte katıldıklarını, birkaç ay sonra da sırf merakından dolayı
Atatürk'ün kurduğu söylenen bir kiliseye sanık Hüseyin Görüm ve yanındakilerle birlikte
gittiğini, işi için Kadıköy'e yolu düştüğünde sanık Muzaffer Tekin*in ofisine de uğradığını,
sanık Muzaffer Tekin'in burada genellikle Kıbrıs savaşıyla ilgili gazilik anılarını
anlattığını.
Sorular üzerine, Danıştay saldırısı günü çağrılması üzerine Orduevine yemeğe gittiğinde
sanık Muzaffer Tekin'in eşinin telefonla ev aramasını haber vermesine kadar Danıştay
saldırısının konuşulmadığını, sanık Muzaffer Tekin'in ev aramasına sanık Ertaç GirayT
kendisinin çağırmış olabileceğini, kendisinin veya sanık Ertaç GirayTn sanık Muzaffer
Tekin'e teslim olmama yönünde bir telkini olmadığını, kendi kararı ile teslim olmayan
sanık Muzaffer Tekin'in bu süreçte bir gün de kendisinin annesinin evinde kaldığını, sanık
Muzaffer Tekin'in intihara teşebbüsünde kullandığı bıçak konusunda bilgisi olmadığını,
s7 v s^n 1195/2271
İşçi Partisindeki aramada ele geçen "Son bilgi sağlam" başlıklı belge içeriğinin doğru
olmadığını. Sanık Doğu PerinçekTn kendisini de hedef alan "Danıştay Tertibinde MİT
üçlüsü, Mehmet Zekeriya Özktürk, İsmail Peker ve Ertaç Giray" konulu basın açıklaması
ve aynı mahiyetteki Aydınlık dergisi yayınları hakkında hukuki bir girişimde
bulunmadığını" beyan etmiştir.
Mahkemenizin 2008/209 esas sayılı dava dosyasının 04.05.2009 tarihli 80. Celsesinde
sorgu ve savunmasını yapan sanık İsmail Eksik aynen:
Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : "sizin Alpaslan ArslanTa Osman YıldırımTa ne
tür bir ilişkiniz vardır. "
Sanık İsmail Eksik :" hiçbir ilişkim yok efendim tanımam şahısları "
Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : "sizin çocuklarınızın Alpaslan Arslan'a amca diye
hitap ettikleri yönünde bir yazı daha var. "
Sanık İsmail Eksik :" hayır efendim "
Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: " tanımıyor musunuz Alpaslan Arslan'ı "
Sanık İsmail Eksik :" hayır efendim tanımıyorum hayır efendim" şeklinde beyanlarda
bulunmuştur.
Sanık Osman YıldırımTn duruşmada soru üzerine önceki ifadesinde Cumhuriyet gazetesi
binasına el bombası atılması eylemlerinden önce kendisinin yanına gelip giden, Jitemci
İsmail olarak bildiği kişinin "Hoca " lakabını kullandığını ifade ettiği, diğer birçok sanığın
sanık İsmail Eksik*i "Hoca" lakabı ile bildiklerini ifade ettikleri, sanık Alparslan ArslanTn
da duruşmada soru üzerine sanık İsmail Eksik'i iyi tanıdığını, "Hoca" lakabı ile bildiğini,
birlikte sanık Ertaç Giray in Şişli'deki Avukatlık bürosuna gittiklerini ifade ettiği ve sanık
İsmail Eksik ile oğlunu fotoğrafından tereddütsüz olarak teşhis ettiği, sanık Alparslan
Arslan'a duruşmada teşhis için gösterilen fotoğrafların sanık Hüseyin Görüm'ün Maltepe
semtindeki işyerinde Baraka tabir edilen yerde sanıklar Muzaffer Tekin, soruşturma
safahatında ölen Kuddusi Okkır. Mehmet Zekeriya Öztürk, İbrahim Özcan gibi bazı
sanıkların katılımı ile yapılan VKGBH derneğinin hazırlık çalışmalarına ait olduğu
anlaşılmıştır
Sanık Alparslan ArslanTn 16.11.2002 tarihinde İsmail Eksik ile birlikte Ankara iline
gittiği, saat: 19.00 civarında Serkan ToperTn ofisine geçtikleri, daha sonra da Serkan
ToperTn Alparslan Arslan ve İsmail EksikT Kuzey IrakTa yapılması planlanan inşaat
işiyle ilgili İlnur ÇevikTe görüştürdüğü, telefon baz kayıtları incelemesinden anlaşılmıştır.
Sanık İsmail Eksik "Alparslan Arslan T tanımıyorum" şeklinde beyanda bulunarak,
örgütsel irtibat ve eylemin deşifresini önlemeye çalışmıştır. Zira eylem sonrası sanık
Muzaffer Tekin'in gerek evinin aranması gerekse kaçak olarak bulunduğu sırada evinde
saklaması sanıklar arasındaki ilişkinin boyutunu açıkça ortaya koymuştur.
Sanık Alparslan ArslanTn telefon irtibatı olan Ergenekon Terör örgütü üyesi sanık Recep
Gökhan Sipahioğlumun, genel merkezi İstanbul Kadıköy'de bulunan Emekli Kurmay
. . 1196/2271
Albay Mehmet Fikri Karadağ'ın genel başkanlığını yaptığı Kuvayı Milliye Demeğinin
AR-GE sorumlusu olduğu, Ergenekon Terör Örgütünün sivil toplum kuruluşları arasındaki
bu demeğin illegal yapılanması içerisinde de görev aldığı, kendisine ait bölümde ayrıntısı
ile anlatıldığı gibi Kuvayı Milliye Demeğinden yanına görevlendirilen tetikçi kanadında
görevli Ali Kutlu, Seda Yivli ve Murat Zelyurt isimli şahısların profillerinden de yararlanıp
Dostları ilə paylaş: |