Tanık Teoman Ekşioğlu: "Doğru beyan ver şeklinde olabilir. Tabi zaten dediğim gibi o
dönemler hani biraz sıkıntılı olduğumuz için hani şey yaptık. Bir de sevdiğimiz için saygı
duyduğum bir insan. Alparslan Arslan 'ı, yani sevgi ve saygım vardır. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Alparslan hiç içki içmez miydi? "
Tanık Teoman Ekşioğlu: "İçmezdi hayır. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Dosya da bir tanık ifadesi var. Fehmi Akyol mine
apartmanı sakini tanıyor musunuz? "
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Tanımıyorum hayır"
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Fehmi Akyol şöyle diyor ifadesinde aynı binada
kaldık giyimine kuşamına dikkat eden saygıda kusur etmeyen birisiydi. 3-4 yıl önce
Üsküdar uncular mahallesindeki birahanede bira içerek maç seyrediyordu selamlaştım
bende ayrı masaya oturdum diyor. Bu beyana ne diyorsunuz? "
Tanık Teoman Ekşioğlu: "O belki ben veya Orhan ile karıştırmış olabilir, biz aynı evde
oturduğumuz için tanımıyor dur. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Bu şahıs yok Alparslan hakkında verdiği beyan
bu. Alparslan 'ın. "
Tanık Teoman Ekşioğlu: "Yo sanmıyorum ben şimdi yakın şimdi 24 saat birlikteydik zaten
evi paylaşıyorduk bazen gün içerisinde ben ofislerine gidiyordum. Ben alkol aldığı, alkole
karşı olduğunu biliyorum, yani alkol uyuşturucu bu şeklide kesinlikle yani sadece sigara
içerdi. " şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Mahkemenizin 2009/191 Esas saydı dosyası ile birleşen 2008/209 Esas sayılı dosyanın
19.10.2009 tarihli 116. celsesinde;
Duruşma Savcısı Nihat TaşkınTn: "Siz geçmişte alkol aldınız mı? Kullandınız mı?"
şeklindeki sorusuna,
Sanık Alparslan Arslan: "Yarım bardak rakı içmiş ligim var. Başka bir şey yok. Bütün
ömrüm boyunca. Onu da suyla içtim. " şeklinde beyan etmiştir.
Mahkemenizin 2009/191 Esas sayılı dosyası ile birleşen 2008/209 Esas sayılı dosyanın
30.05.2011 tarihli 184. Celsesinde yeminli tanık olarak dinlenen Nejat Uysal;
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzefin; "Siz kesin biliyor musunuz alkol alıp
almadığını? "
Tanık Necat Uysal: "Efendim ben. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Alkol alıp almadığını kesin biliyor musunuz? "
Tanık Necat Uysal: "Efendim ben Alparslan 'ın alkol aldığına hiç şahit olmadım İstanbul'a
geldiğinden bu olay anına kadar bizim aramızda hiçbir zaman küslük dargınlık olmadı.
Hiçbir problem yaşamadık böyle bir şey olsaydı da benim haberim olurdu. Bu anlamda da
kendi tavırları vardı yani alkol içen, alkol alan insanlara karşı tavırlıydı. Yani bu tavırları
gösteren insanın alkol alması hiç mantıklı değil. "
Süleyman Esen, "'Alparslan ArslanTn dik başlı, dediği dedik, alıngan, kendi doğruları olan
ve karşı taraf ne derse desin kafasına, fikirlerine uymazsa kesinlikle kabul etmeyen bir
insan olduğunu, iyi para kazanan yani zengin müvekkilleri olduğunu tahmin ettiğini, kendi
bürosu olduğunu. Burhan isimli arkadaşın yanında çalıştığını, arabası olduğunu, kendisinin
de iyi para kazandığını söylediğini, siyasi konuşmaları sevdiğini, sürekli bu vatan bizim,
diyerek vatan, bayrak, millet gibi kavramlara kesinlikle söz söyletmediğini, her defasında
bizler Müslüman Türk milletiyiz, namaz kılmak lazım, cumaya gitmek lazım, kitap
okumak lazım dediğini, ancak namaz kılmadığını, uykudan kalkabilirse cumaya gittiğini.
1271 /2271
Alparslan ArslanTn ayrıca sürekli olarak kendisini akıl hastası olarak gösterme gayreti
içinde olduğunu, duruşmalara gidip gelirken de sürekli görevli askerlerle sürtüştüğünü,
Alparslan ArslanTn bu cinayeti başörtüsü ve türban için yaptığına inanmadığını" beyan
etmiştir.
Tekin İrşi ifadesinde; "Cumhuriyet Gazetesine üçüncü bombayı Alparslan ArslanTn
attığını, Alparslan bombayı attıktan sonra hep birlikte Coco Star barda buluştuklarını,
burada otururken Alparslan'ın değişik bir uyuşturucu kullandığını, bu uyuşturucunun
bilinen tüm uyuşturuculardan çok farklı ve çok etkili olduğunu, burundan alındığını,
kokainden ya da diğer uyuşturuculardan çok fazla etkili olduğunu söylediğini, diğer
uyuşturucuların kendisinin kullandığı uyuşturucunun yanında hiçbir şey olmadığını
söylediğini, fakat bu uyuşturucunun isminin ne olduğunu ve nereden bulduğunu
söylemediğini" beyan etmiştir.
Mehmet Zekeriya Öztürk; "VKGBH Demeğinin, karşılaştığı ilk günden beri bir dernek
olmaktan çok organize suç örgütü gibi göründüğünü. Danıştay eylemine katılıp Danıştay
üyelerine ateş eden Avukat Alpaslan Arslan'ı çok emin olmamakla beraber VKGBH'nin
bir toplantısında gördüğünü, şahsı isim olarak hatırlayamadığını ancak buluşmalarda
bir avukattan bahsedildiğini, hatta bahsedilen bu avukatın bahçenin önündeki yolun
kenarında duran bir köpeğe tekme attığını, kendisinin bu kişinin kim olduğunu
sorduğunu, "bizim avukat" şeklinde cevap aldığını, Alparslan Arslan'ı bir defa da
VKGBH'nin İstanbul Maltepe'deki yerinde gördüğünü hatırladığını, Alparslan ArslanTn
siyasi görünüşünün medyada ve kendi beyanlarında yansıttığı gibi olmadığını" beyan
etmiştir.
Osman Yıldırım; "Kendisinin mafya, çete işleri ile uğraştığını, devletin rejimi ile bir
sorunu olmadığını" beyan etmiştir. Osman YıldırımTn ifadelerindeki anlatımları, geçmişi
ve suç kayıtları kendisinin suç çevreleri ile ilişkisini, ayrıca çevresine topladığı işsiz ve
suça meyilli kişilerin de suça eğilimini göstermektedir.
Erhan Timuroğlu; "kendisinin olay tarihinden altı ay kadar önce Bostancı sahilinde
bulunan Hovarda isimli barı Ergün Çakırca isimli şahıs ile birlikte ortak olarak
işlettiğini, Osman YıldırımTn da buraya gelip gittiğini" beyan etmiştir.
İsmail Sağır; İsmail SağırTn Danıştay Saldırısı günü yaptığı aşağıda yazılı telefon
görüşmesi ve kendisine sorulan bu görüşmeye verdiği cevap kendisinin durumunun
açıklanması için yeterli görülmüştür: İsmail Sağır 17.05.2006 tarihinde saat 18:21 'de
kullanmış olduğu 05449519383 numaralı telefondan X Bayan tarafından kullanılan
05449217525 numaralı telefon ile yapmış olduğu görüşmede; İsmail Sağır'ın X bayan ile
karşılıklı küfürlü şekilde konuştukları, karşıdaki bayan ile İsmail Sağır'ın dost hayatı
yaşadığı, İsmail Sağır'ın "Bende çok para var, arabam var, her şeyim var benim şimdi"
diyerek birden bire maddi durumunun düzeldiğini söylediği, X BayanTn "Birkaç tane şeker
getirir misin yanına" diye sorması üzerine İsmail'in "Getirsem mi, ben çok içiyom, içtim var ya,
ben kemik gibi kaldım. Bir ay boyunca ben hap içtim Şimdi çok zayıfladım, yemek
yiyemedim. Şimdi sadece şey içiyorum. Kokainle cıgara." dediği, konuşmanın devamında
İsmail'in "Dün gittim iki tane kız vardı yanımda gezdim. Kızlar... k..yum paramı yediler. En az
2 milyar, 3 milyar paramı yediler... k..yum" dediği, karşıdaki bayanın vize probleminden
bahsetmelerinden sonra İsmail'in "Söz canım yanımda olsan her gün evine para da gönderirim
de sen yanımda olmuyon a., k.. .yum." dediği X BayanTn "Baksana gelince konuşuruz da. 5£7V
1272/2271
BU PARA YINERDE BULUYORSUN" diye sorması üzerine İsmail'in "HABERLERİ SEN
HİÇ SEYRETMİYO MUSUN" dediği, X Bayanin "Ne varmış" diye sorduğu, İsmail'in
"HABERLERDE GÖRMEDİN Mİ" dediği. X Bayanin "Yook" dediği, İsmail'in "NASIL
GÖRMEDİN BEN DE" dediği, X Bayanin "Görmedim lan" demesi üzerine İsmail'in " Hı hı
iyi bende CD 'si var SANA GÖSTERİRİM o zaman. Sen ne yapıyon şimdi çarşıda mısın, evde
misin" dediği tespit edilmiştir.
İsmail Sağır, konuştuğu şahsın Rus asıllı Olga isimli kadın olduğunu, Mersin'de hayat
kadınlığı yaptığını, kendisini Nevşehir'de bulunduğu dönemde tanıdığını, konuşmadaki
sözleri hava yapmak adına söylediğini, ayrıca bahsettiği CD'nin porno CD'si olduğunu
beyan etmiştir.
Erhan Timuroğlu: "Kendisinin olay tarihinden altı ay kadar önce Bostancı sahilinde
bulunan Hovarda isimli barı Ergün Çakırca isimli şahıs ile birlikte ortak olarak işletmeye
başladığını, Osman Yıldınmin Hovarda Bar'a bazen gelip gittiğini, dört veya beş ay kadar
bu barı ortak olarak işlettikten sonra bu iş yerinden ayrılarak Levent'te bulunan Coco A
Gogo isimli barın güvenlik işini devraldığını" beyan etmiştir.
Tekin İrşi: "2004 yılından itibaren İstanbul Bostancı Semtindeki Yeditepe Eğlence
Merkezi isimli işyerinde Barmen olarak çalıştığını" beyan etmiştir.
Süleyman Esen: "Kendisinin abdestinde namazında bir insan olduğunu, kendi dinini
yaşamaya gayret ettiğini" beyan etmiştir.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/158 Esas sayılı bu dosya ile birleşen dava
dosyasının 18.10.2006 tarihli 4. celsesinde tanık olarak dinlenen Ercan Yıldız ifadesinde
özetle; "Osman Yıldırım 7 2002 yılından önce kahvecilik yaptığını, dinin imanının o kadar
kuvvetli olduğunu sanmadığını, namaz kıldığını da pek bilmediğini, umumiyetle barlarda
gezdiğini, " beyan etmiştir.
Aynı mahkemenin 23.11.2006 tarihli 5. celsesinde yeminli tanık olarak dinlenen Serdar
Özten ifadesinde özetle; "Erhan Timuroğlu 'nu 6 ay öncesinden beri tanıdığını, arkadaşı
olduğunu, İstanbul da birlikte aynı bara takılıp içki içtiklerini, dini sohbetlere gittiğini
duymadığını, Erhan Timuroğlu nun içki içip kumar oynayan biri olduğunu" beyan
etmiştir.
Aynı celsede dinlenen yeminli tanık İlyas Aslan ifadesinde özetle; "sanık Tekin irşi'nin
arkadaşı olduğunu, on yıldır tanıdığını, kapı komşusu olduğunu, Tekin irşi'nin alkol
bağımlısı, hali bağımlısı olduğunu, okuma da bilmediğini, beyan etmiş, soru üzerine de
sanık Tekin Irşi için namaz kılmasını bilmez, Cuma namazına gelmez, dini sohbetlere
katılmaz biri olduğunu, Ben boş gezdiğini biliyorum. " şeklinde yanıt vermiştir.
Aynı celsede dinlenen tanık Fatih Kaya'da "Tekin irşi'nin sekiz yıllık arkadaşı olduğu,
birlikte uyuşturucu madde kullandıklarını " beyan etmiştir.
İfade içerikleri ve dosya kapsamından Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu ve
Tekin İrşi'nin dini hassasiyetleri bulunmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Eylemi türban nedeni
ile işlediğini söyleyen Alparslan Arslanin babası İdris Arslan ilk ifadelerinde kendisinin
kızlarının da türban takmadığını, Alparslan Arslanin bu konuda kendilerine bir şey
1273/2271
demediğini. Alparslan ArslanTn bu eylemi türban nedeni ile yaptığına inanmadığını
söylemiştir. Süleyman Esen ise kendince dini yaşamaya çalıştığını beyan etmiştir. Sanık
Alparslan ArslanTn söylemleri ile eylemleri arasında bariz farklılık olduğu açıkça
anlaşılmıştır. Alparslan ArslanTn duruşmada namaz kılacağını söyleyip ara istediği,
duruşma arası verildiğinde kılmaması. Danıştay eylemi sonrası yakalanıp sakin odaya
alındığında unuttuğu, bir şeyi hatırlayıp slogan atması. 3. Bombayı atarken özellikle tekbir
getirmesi, duruşmalarda etik ve manevi değerlere önem veren bir kişinin yapmayacağı
şekilde galiz küfürler etmesi dikkate alındığında, her iki eylemi görünürde dinsel amaçlar
için yapa görüntüsünün geri planında Ergenekon terör Örgütünün amaçlarını
gerçekleştirmeye çalışan bir kişi olduğu gerçeğini ortaya koymuştur.
CUMHURİYET GAZETESİNE 3 KEZ EL BOMBASI ATILMASI VE DANIŞTAY
EYLEMİNİN HANGİ AMAÇ İÇİN YAPILDIĞI
Sanık Alparslan Arslan'ın Danıştay Saldırısı sırasında Tekbir getirdiğine veya
Allah'ın askerleriyiz şeklinde bağırdığına ilişkin beyanlar
Sanık Muzaffer Tekin 14.11.2008 tarihli 14. Celsede "Savcı, nasıl Osman Yıldırım'ın
gazetenin bombalanması konusunda mukaddes değerlerin korunması için Alparslan
Arslan'a yardım edeceğine ilişkin beyanı yok farzetmiş ise Alparslan Arslan'ın Danıştay
baskınını gerçekleştirip etkisiz hale getirildiği sırada, Osmanlının torunlarıyız, Allah in
askerleriyiz şeklinde bağırdığı konusunda da yorum yapmayı her nedense unutmuştur"
şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Danıştay saldırısı mağduru olan Hakimlerin görgüye dayalı tanıklıkları söz konusu
olduğundan 2008/209 Esas dosyanın 28.04.2011 tarihli 2011/254 d.iş sayılı kararın 20 nolu
ara kararı gereği Mustafa Birden. Ayla Gönenç. Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu'nun
Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesinde ifadelerine başvurulmuş ve sanık Alparslan
ArslanTn olay sırasında herhangi bir söz sarf edip etmediği sorulmuştur. Mağdurlar vermiş
oldukları ifadelerinde Alparslan ArslanTn tekbir getirdiğine veya Allah'ın askeriyiz
şeklinde bağırması bir yana, herhangi bir söz söylediğine veya slogan attığına şahit
olmadıklarını beyan etmişlerdir.
Danıştay eyleminden sonra sanık Alparslan ArslanTn yakalanmasına yardım eden Polis
memuru Enver Akpolat 19.5.2006 tarihli ifadesinde aynen:
"Ben Danıştay üyesi Atıl Üzelgün' ün korumasıyım, olay günü Atıl bey İstanbul'a gidecekti,
bende bu seyahat ile ilgili olarak Ankara Valiliği 'ne evrak gönderecektim. Atıl beyin
odasından ayrıldım, asansör ile Danıştay'ın giriş katına indiğimde, hassas bölgede görevli
bir polis arkadaş birisi ile boğuşuyordu, şahsın elinde silah da vardı, şahsı yere yatırmıştı,
ben de müdahale ettim, hassas bölgelerde görevli arkadaş elinden silahı aldı kelepçeledik,
Danıştay girişinde bulunan polis odasına şahsı götürdük, oda birden kalabalıklaştı. Ben
kısa süre sonra odayı boşalttım, odada ben ve 8.Daire başkanı Güngör Demirkanin şoförü
Erkan Taşlı kaldık, hassas bölgede görevli arkadaş korkmuştu, onu odadan çıkarttım, zira
muhtemelen ben asansörde iken şahıs bir el ateş etmiş, boş kovan orada idi. Kovanın
üzerini kaptım, (daha sonra olay yeri inceleme ekibi tarafından kovan incelendi) Şahıs
aldığım polis odasında bir süre tamamen sessiz kaldı, daha sonra şahıs bağırarak (sanki
birileri tarafından bağırması istenmiş gibi) isteksizce "Osmanlı 'nın torunlarıyız, Allah 'ın
askerleriyiz, bundan sonra adam gibi karar alırsınız" şeklinde bağırdı.
1274 / 2271
Bu sırada Danıştay'da görevli bazı personel şüphelinin bulunduğu odaya girip dövmek
istedi, ben engelledim hatırladığım kadarıyla ilk müdahale eden hassas bölgelerde görevli
polis arkadaşın ismi Özkan idi, Özkan'ın ifadesinin terör tarafından alındığını biliyorum,
ayrıca ilk müdahale eden hassas bölgedeki arkadaş odaya girerek Şüpheliye,
"öldürecektin beni" diye heyecan ve korkunun verdiği etki ile konuşunca, Şüpheli başını
kaldırarak görevli polis memuru Özkan'a karşı size kurşun yok diye söyledi. Şüpheliye
müdahale edip polis odasına koyduğumuzda Şüphelinin ikinci daire üyelerine karşı silahlı
saldırı yaptığını bilmiyorduk, daha sonra koridorda bu şekilde bağrışmalar oldu öyle
öğrendim, Şüphelinin yüz ifadesinde hal ve hareketlerinde verilmiş görevi yapan
insanların rahatlığı ve huzuru vardı, korku panik veya pişmanlık yoktu. Kısa süre sonra
Şüpheliyi Çankaya emniyet müdürlüğünden gelen görevli arkadaşlara teslim ettik, silahı
da tutanak ile Özkan arkadaşım Çankaya emniyetindeki görevlilere teslim etti" Şeklinde
beyanda bulunmuştur.
Tanık beyanında, sanık Alparslan ArslanTn "Osmanlı'nın torunlarıyız, Allah'ın
askerleriyiz, bundan sonra adam gibi karar alırsınız" şeklinde bağırdığını söylemiştir.
Ancak bu sözleri cinayet anında değil de; yakalanıp sakin bir odaya konulduğunda, "sanki
birileri tarafından bağırması istenmiş gibi isteksizce" söylemiştir. Yani eylemi kendisine
yaptıranların ısmarlama şekilde bu sözleri kendisinden söylemesini istedikleri dışarıdan
bakan bir kişi tarafından kolayca anlaşılabilmiştir. Ayrıca tanığın "şüphelinin yüz
ifadesinde hal ve hareketlerinde verilmiş görevi yapan insanların rahatlığı ve huzuru
vardı... " Şeklindeki beyanları, sanık Alparslan ArslanTn eylem sonrası Ergenekon Terör
Örgütünün kendisine tevdi ettiği görevi başarıyla tamamlamanın verdiği rahatlığın açıkça
görülebildiğinin ifadesidir. Tanığın görgüsüne dayalı olarak Alparslan Arslan'da "korku
panik veya pişmanlık yoktu. " Şeklindeki ifadesi diğer bir kısım sanıkların da ifade ettiği
üzere. Alparslan Arslanin eylemden sonra yakalanıp nezarette bulunduğu sırada "kısa süre
soma cezaevinden kurtulacaklarını" beyan etmesi ile örtüşmektedir. Sanık Alparslan
Arslan, Hukuk Fakültesi mezunu olup eylem sırasında da yaklaşık 5 yıllık fiili Avukatlık
yapan birisidir. İşlediği suçun yasal müeyyidesini çok iyi bilebilecek durumdadır ve
bilmektedir. Ancak, eylem sonrasında rahat bir görünümde olması, onun Ergenekon Terör
Örgütümün amaçladığı hükümet darbesini işlediği eylemden hemen sonra gerçekleştirip
kendisini ödüllendireceği beklentisinden kaynaklandığı kanaatine varılmıştır.
Sarık Alparslan Arslan gerek Cumhuriyet Gazetesi ne bomba atılması, gerekse Danıştay'a
sal iırma eylemlerini belli bir plan dâhilinde yürütmüştür. Sanıklar Osman Yıldırım, Erhan
Timuroğlu ve İsmail SağırT Ankara'ya eylem için götürmüş ve eylemler karşılığındaki
paraları orada vereceğini belirtmiştir.
Ankara'da, sanık Sedat Peker ile aynı örgüt şemasında gösterilen ve yakın adamı olarak
bilinen Mustafa Zafer Çolak'ın işlettiği Kubbealtı Restauranti"nda, dosya sanıklarıyla
irtibatlı Tarkan Toper ve Koray Yılmaz ile eylem öncesi görüşmüştür.
Sanık Alparslan Arslan. askerliğini Ankara Etimesgut Mühimmat Islah Geliştirme ve
Yenileştirme Merkezi (MİGYEM) Komutanlığı'nda yapmıştır. Bombalar konusunda belli
bir eğitimi vardır. Yine bir avukat olan sanığın, Danıştay'da büyük bir soğukkanlılıkla
hareketli hedefleri tam isabetle vurması, olay yerinden hiçbir şey olmamış gibi ayrılması
iyi bir örgütsel silahlı eğitim aldığını göstermektedir.
1275/2271
Sanık Alparslan Arslan. eylemden önce ve sonra bir süre yemek yemeyi kesmiştir, dava
sanıklarından Sedat Peker, yemeyi kesmenin suç örgütlerinde bilinen nedenini, savunması
sırasında "Bir kişi kendisine işkence yapddığında, eğer açsa işkenceden dolayı hemen
bayılır, böylelikle konuşmaz" şeklinde açıklamıştır. Sanık Alparslan ArslanTn eylem
öncesi yemek yemeyi kesmesi, eylemden sonrada zehirlenme ihtimaline binaen uzunca bir
süre yemek yemeyip, koğuşuna kedi ve kuş istemesi bireysel suç işleyen bir kişinin
düşünebileceği konular olmayıp sanığın eylem öncesinde iyi bir örgütsel eğitim aldığını
göstermektedir.
Sanık Alparslan ArslanTn hesabına, bir dönem El-Kaide davaları sanıklarının Avukatlığını
yapan Abdurrahman Sarıoğlu tarafından para yatırılmış, bu kişi baro tarafından Avukatlık
yapması yasaklandığı halde sanığın müdafisi sıfatıyla basına eylemin dinsel gerekçelerle
yapıldığı yönünde açıklamalar yapmıştır.
Ergenekon Terör Örgütünce kamuoyunda saldırının dinsel nedenlerle gerçekleştirildiği,
irticai kalkışma olduğu kanısını uyandırabilmek amacıyla eylem öncesi ayrıntılı bir çalışma
yapılmış, sanık Alparslan ArslanTn Ergenekon Terör örgütü mensupları ile irtibatı
azaltılarak, dinsel yönü ağır basan kendini şeyh olarak tanıtan kişilerle ilişkiye geçmesi
sağlanmıştır. Sanık Osman Yıldırım da bu kanıyı uyandıracak söylemlerde bulunmuştur.
Şöyle ki;
Sanık Osman Yıldırım 08.12.2009 tarihli 125. Celsede; Sincan Cezaevinde kaldığı
zamanda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Danıştay saldırısıyla ilgili iddianamesinin
basına yansımasından sonra Teoman Ekşioğlu mun Avukat Ahmet Doğan ile birlikte
cezaevinde kendisini ziyaret ettiklerini belirtmiş ve "Yalan bütün istihbarat servislerinin,
bütün yabancı istihbarat servislerinin oradan aldığı bilgi öbür istihbarat servisinden
oradan aldığı istihbarat bilgilerini başka servislere bunu kendilerine bir meslek edinmişler
ve bunu da Türkiye 'ye kabul ettirmeye çalışıyorlar. Şimdi geçen duruşmada, Teoman
Ekşioğlu ile ilgili avukat Teoman Ekşioğlu ile ilgili ve Ahmet Doğan ile ilgili parantez
içinde bir şey söylemiştim avukat Ahmet Doğan 'ın temiz olduğunu Teoman Ekşioğlu
avukat Teoman Ekşioğlu 'nun kirli ve karanlık olduğunu ifade etmiştim. Bunu biraz açmak
istiyorum ben, Teoman Ekşioğlu Ankara'da ziyaretime gelmiştir. Bana Muzaffer Tekin'in
selamını getirdim dini içerikli konuşmalar yap savunmamı inceledikten sonra ben
savunmamda vatana olan sevgimi ifade etmeye yönelik yazılı savunma yapmayacağım.
Kendisi savunmayı inceledikten sonra bana diyor. Muzaffer Tekin 'in selamını getirdim,
dini içerikli konuş bu şekilde konuşma. Bu parantezi bu şekilde açıyorum" şeklinde
beyanlarda bulunmuştur.
Tanık Teoman Ekşioğlu 26.08.2010 tarihli 155. Celsede Sanık Osman YıldırımTn
"Danıştay iddianamesi hazırlanıp mahkemeye sunulduğu zaman basına yansıdı o tarihten
sonra ben Ahmet Doğan 'ı çağırdım ikiniz birlikte geldiniz ve oturup 2 saat görüştük.
Ondan sonraki görüşmelerde Ahmet Doğan tek başına geldi siz gelmediniz. Doğru mu?"
şeklindeki sorusuna karşılık "Bir kez gelmiş olabilirim evet" "Girmişsem avukat görüş
odaları var biliyorsunuz F tiplerinde birebir görüş ben kapıda durdum ve içerde birebir 2
saat boyunca oturmadım. Ahmet avukat Ahmet Doğan vekaletini almak için hani sonuçta
avukatlık yaptığı için kendisine iş sözleşmesi anlamında bir görüşmesi olabilir ben
kesinlikle kendisine Muzaffer Tekin 'in selamını getirmedim" şeklinde beyanlarda
bulunmuştur.
1276/2271
Teoman Ekşioğlunun 5556218229 numaralı telefonunun dökümlerine bakıldığında,
Alparslan ArslanTn 26.06.2006 tarihindeki ikinci ifadesini vermeden önce de kendisiyle
görüştüğü kanaatine varılmıştır. Buna göre Teoman Ekşioğlu nun 5556218229 numaralı
telefonunun bazlarına bakıldığında. 14.06.2006 tarihinde Adana*dan İstanbul'a geldiği.
16.06.2006 tarihinde Ankara'ya geçtiği, 17.06.2006 ve 18.06.2006 tarihleri arasında
Antalya'da baz verdiği, 19.06.2006 tarihinde İstanbul'a geri döndüğü, 21.06.2006 ve
22.06.2006 tarihlerinde Kozyatağı ve Göztepe civarından baz verdiği, 23.06.2006 tarihinde
Ankara'ya geçtiği ve Sincan Yenikent'te baz verdiği, 25.06.2006 tarihinde tekrar
İstanbul'dan baz verdiği. 26.06.2006 tarihinde tekrar Ankara'dan baz verdiği tespit
edilmiştir.
Sanık Alparslan ArslanTn kısa zamanda serbest kalacaklarını seslendirmesi,
gerçekleştirdiği eylem sonucunda Türkiye'de gelişecek darbe süreci beklentisinin açık bir
göstergesidir.
Eylem sonrası sanık Alparslan ArslanTn eV ve işyerlerinde yapılan aramalarda, Ergenekon
isimli belgenin yanısıra; Ergenekon Terör Örgütü'nün medya yapılanmasında önemli bir
yere sahip olan Aydınlık Dergisi, Cumhuriyet Gazetesi ve Türkeli Dergilerinin muhtelif
nüshaları ele geçirilmiştir.
Sanık Alparslan ArslanTn babası İdris Arslan, olayın hemen sonrasında, henüz sanık
Alparslan Arslan ile bir görüşme yapmadan önce verdiği ifadede, oğlunun başörtüsü için
böyle bir eylem işleyebilecek birisi olmadığını, kendi kızlarının da başörtülü olmamalarına
rağmen Alparslan ArslanTn kız kardeşlerine herhangi bir tepki göstermediğini beyan
etmiştir.
Sanık Alparslan Arslan yargılama aşamasında kendisine ısrarla sorulmasına karşılık; henüz
tahrik ediciliği açık ve somut olan Cumhuriyet Gazetesi'ne insanlara zarar vermeyecek
şekilde bir eylem gerçekleştirmiş ve bu karikatürü çizen kişiye herhangi bir zarar
vermemişken, daha önceki tarihli bir mahkeme kararı üzerine kararı verenlere neden anılan
şekilde zarar verdiği ve neden üzerinden uzunca bir süre geçtikten, yani bir anlamda karar
soğumuşken saldırı yaptığı konusunu izah edememiştir.
Dostları ilə paylaş: |