Dinsel gerekçelerle saldırı yapan kişinin olay yerinden kaçmaya çalışması, suç ortaklarını
ve daha sonra sözde silahları kendisinden parayla satın aldım dediği sözde lideri Süleyman
Esen ve Salih Kurter'i ele vermesi eylemin amacıyla tenakuz içermektedir.
Sanık tutuklandıktan sonra ve yargılanması sırasında. ısrarla ve defalarca akli dengesinin
bozuk olduğu algısını uyandıracak davranışlar sergilemiştir. Soruşturma ve kovuşturma
aşamasında tam teşekküllü hastanelere şevki yapılmıştır.
Sanık Kenan Özay. Mahkemenizin 2009/191 Esas sayılı dosyasının 14.12.2012 günü
yapılan 271. celsesinde;
"Sanık Alparslan Arslan müdafii Av. Oğuz Kayıran: "Sayın Başkan şimdi müvekkilimin
hakkında daha önce Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde verilen bir rapor
var. Bilirkişi heyeti 6 kişilik, o dönemde müvekkilim sevk edildiğinde ben gittim, durumu
hiç iyi değildi ve sonra da ve halen de iyi olmadığını herkes biliyor, zaten şimdi o rapora
baktığınızda. "
1277/2271
Sanık Kenan Özay söz almadan konuştu: "Kameraların karşısında deli numarası yapıyor,
içerde gayet akıllı deli meli değil (bir kelime anlaşılmadı)."
Mahkeme Başkanı: "Tamam efendim müdahale etmeyin Kenan Bey anladım, tamam
Avukat Bey savunma yapıyor. ".Sanık Alparslan Arslan müdafii Av. Oğuz Kayıran:
"Şimdi. ",Mahkeme Başkanı: "Buyurun", Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:"İddia
Makamı Sayın Başkanım sanığın beyanları lütfen zapta geçerse mikrofona. ", Mahkeme
Başkanı: "Verelim verelim alın mikrofonu konuşun ne söylediğinizi. ", Av. Oğuz Kayıran:
"Şey bitireyim.", Mahkeme Başkanı: "Zapta geçsin.", Av. Oğuz Kayıran: "Sayın
Başkan. ", Mahkeme Başkanı: "Kenan Bey'e verin. ", Av. Oğuz Kayıran: "Sayın Başkan
bitilmedim.", Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim bir beyanı oldu. ", Sanık Kenan
Özay söz istedi verildi: "Sayın Başkanım Alparslan Arslani öbür mahkeme salonunda
görebiliyoruz yani odada gayet normal, kameraların karşısına geldiği zaman kendi
kendine gülüyor, deli numarası yapıyor yani numara yapıyor, deli falan değil, "şeklinde
Sanık Alparslan ArslanTn kameralar karşısında deli numarası yaptığını görgüye dayalı
olarak beyan etmiştir.
Sanık Alparslan Arslan hakkında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nce
düzenlenen 17.08.2006 günlü 18617 sayılıSağlık kurulu raporunda;
"TC Adalet Bakanlığı Ankara 2 Nolu F Tipi Yüksek İnfaz Kurumu Müdürlüğünün
16.08.2006 tarih ve M: 2006/3245 sayılı yazısıyla hastanemize gönderilen Alparslan
Arslan 17.8.2006 günü hastanenizin mahkum servisinde 2. psikiyatri klinik şefi, psikiyatri
uzmanı, üç psikiyatri asistanı ve bir psikolog da oluşan psikiyatri ekibi olarak güvenlik
görevlileri odadan çıkarılarak ruhsal muayene ve psikometrik testleri yapılmıştır. Yapılan
ruhsal muayenesinde; 29 yaşında yaşı ile uyumlu görünen, giyimi, dış görünümü normal,
hafif zayıf erkek hasta. Bilinç açık. kooperasyon ve oryantasyon tam. Zekası normal.
Dikkat normal, hal ve tavrında ölçülü, saygılı, görüşme ekibi ile işbirliği kuran hastanın
sorulan sorulara dikkati ve ilgisi iyiydi. Herhangi bir algı bozukluğu saptanmadı.
Düşünce akışı spordan, amacına yönelik, çağrışımları düzenli ve çağrışımları birbiriyle
ilişkili, konuşması normal tonda düşünce içeriğinde herhangi bir sanrı saptanmadı.
(Büyüklük, paranoid etkilenme ve referans sanrıları saptanmadı.) Affekt düşünce ve
konuşma içeriğiyle uyumlu. Normal mooduötimik. Psikomotor aktivitesi normal idi.
Gerçeği değerlendirmesi, soyutlaması, yardılaması normaldi. Bellek kusuru saptanmadı.
Özgeçmişinde lise yıllarında birkez annesinin isteği üzerine sinirlilik nedeniyle r psikiyatri
uzmanına gittiği ve muayene sonucunda herhangi bir rahatsızlığı bulunmadığı ve tedavi
başlanmadığını belirtti. Ankara da askerlik hizmetini herhangi bir disiplin cezası veya
psikiyatrik problemi olmadan zamanında tamamlayan hastanın üniversite döneminde
belirli zaman yurtta, belirli zamanlarda evde arkadaşlarıyla yaşadığı bilgisi alındı.
Çocukluk döneminde anne ve babasından fiziksel ve sözel şiddete maruz kaldığını belirtti.
Psikometrik değerlendirmede: Hastaya Roschach ve MMPI (Minesota çok yönlü kişilik
envanteri) uygulandı. Roschach değerlendirme sonucunda:
-Bireyin karşıladığı malzemeyi iyi organize ettiği,
-Düşünsel açıdan üretken olduğu
-Algılama, ayrım yapabilme, çözümlemede detaylar arasında uygun ilişki kurma ve
soyutlama yeteneğinin bulunduğu.
1278/2271
-Gerçeği değerlendirme yetisinde bir bozukluk olmadığı düşünülmüştür.
MMP1 değerlendirme sonucu; Profil normal sınırlar içinde değerlendirilmiştir.
Tüm bu bulgular ışığında; Adı geçenin suç tarihi olan 05-10-11.05.2006 ve
17.05.2006tarihlerinde ve halen işlediği fiilin hukuki anlam sonuçlarını algılamaya ve bu
fiile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğine engel olabilecek herhangi bir akıl
hastalığının olmadığı TCK'nın32.maddekapsamında değerlendirilmesinin uygun olmadığı
tıbbi kanaatine varılmıştır. " şeklinde akıl sağlığının yerinde olduğu belirtilmiştir.
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Baştabipliğimin 09.09.2009 tarihli, 2009/2049 sayılı raporunda aynen,
"Alparslan Arslan'ın, 28.08.2009-09.09.2009 tarihleri arasında 2181751 protokol
numarası ile yatırılarak, psikiyatrik muayeneleri, Kraminal BT, EEG, psikometrik
incelemesi, rutin laboratuar incelemeleri tetkik ve gözlemi yapılmıştır. Hastanemizde daha
öncesine ait yatış kaydına ve ayaktan başvurusuna rastlanmamıştır. Ailesinden görüşmeye
gelen olmaması, görüşme talebiyle gelen avukatının şahsın önceki durumuna ait herhangi
bir bilgisinin olmadığını ve ilk defa karşılaşacağını belirtmesi ve kişinin de iletişim kurmak
istememesi nedeniyle tıbbi özgeçmişine dair bilgiler cezaevinden gönderilen; şahsın daha
önceki davranış ve aldığı tedavilerin belirtildiği dosyadan edinilmiştir. Bu dosyadan
edinilen bilgilere göre; 17.08.2006 tarih 18617 sayılı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma
Hastanesi tarafından düzenlenen suç tarihinde herhangi bir akıl hastalığı olmadığını
belirten sağlık kurulu raporu, 27.10.2006 tarihli 5297 sayılı TC Sincan Devlet Hastanesi
tarafından düzenlenen akli melekeleri yerinde olduğuna dair raporu, 12.02.07 tarih ve 43
sayılı TC Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından
verilen herhangi bir akıl hastalığı ya da zeka geriliği saptanmadığı hukuki ehliyetinin haiz
olup vasi veya yasal danışman atanmasına mahal bulunmadığına dair raporu, 02.01.09
tarihinde Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından verilen aktif
psikopatoloji saptanmadığına dair raporu. 09.03.09 tarihinde Ankara Numune Eğitim
Araştırma Hastanesi tarafından verilen negativist tutumunun olduğu ve kendisini
olduğundan kötü gösterme eğiliminde olduğu belirtilerek gros bir patoloji düşünülmemekle
birlikte gözlem altına alınıp nihai raporunun düzenlenmesi amacıyla Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastalıkları Hastanesine şevkinin uygun olduğuna dair sağlık kurulu raporu olduğu;
02.06.2006 tarihinde oral gıda ve sıvı alımı reddi nedeniyle genel durumunun bozulduğu,
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye birimine yatışının yapıldığı,
kişinin tedaviyi reddettiği, daha sonra ikna edilerek tedavisinin yapıldığı ve genel
durumunda iyileşme sağlanarak çıkışının yapıldığı, kaldığı ceza infaz kurumunda da sık sık
yeme ve sıvı alımı reddi nedeniyle genel durumunun bozulduğu, tedaviyi reddettiği ve bir
süre sonra ikna edilerek oral alımının sağlandığı ve genel durumunun düzeldiği
öğrenilmiştir. Yapılan psikiyatrik muayenelerinde; servise ilk alındığı dönemde bilinci
açık, özbakımı kötü, saçı ve sakalı uzamış, göz teması kurmuyor, iletişime girmiyor,
hareketli, amaçsızca cama ya da kapıya yöneliyor, görüşme odasına gelmeyi ve oturmayı
reddediyordu, negativist bir tutum içinde, eliyle kadın sağlık ekibinin başının kapalı
olmadığını ve görüşmek istemediği şeklinde yorumlanan işaretler yapıyordu, öfkeli bir
tutum sergiliyor, abartılı mimikler ve jestler yapıyordu, ağzını açmadan, dişlerini sıkarak
kızdığını belirten anlaşılmaz sesler çıkardığı gözlemlendi. Gözlem odasında yakın takibe
alındı. Gözlem odasında sol elinin sürekli pijamasının içinde olduğu, gülmelerinin, zaman
zaman bağırmalarının olduğu, odanın içinde sürekli dolaşarak birileri ile konuşuyormuş
1279/2271
gibi yaptığı gözlendi. Kan ve idrar vermeyi, arteryel kan basıncı ölçümünü reddetti, daha
sonra ikna edilerek işlemler yapıldı. Başını duvara vurmaya başlaması ve sözel olarak
ikna edilememesi üzerine kişinin kendisine zarar vermesini engellemek amacıyla kısa
süreli el ve ayak bileği tespitine alındı. Tespite alınırken canının yandığını belirtti. Bir süre
sonra tespitine son verildi. Kendine zarar verici davranışı tekrarlamadı. Herhangi bir ilaç
uygulanmadı.
Takip eden gözlemlerinde sigara izmariti yedi, pijamasını çıkarıpcinsel organını kameraya
gösterdi, cinsel organını tutarak odada yürüdü, odaya gaitasını yaptı, görüşme odasına
gelmeyi reddettiği için gözlem odasında yapılan doktor görüşmelerinde, anlamsız sesler
çıkarıyor, gülüyor, zaman zaman kahkaha atıp, zaman zaman bağırıyor, eliyle git
manasına gelen işaretler yapıyor, eliyle başını gösterip "deli" işareti yapıyor, ağzını açıp
kısa süre hareketsiz kalıyor, namaz kılar gibi yapıyor, yerde emekleyerek dolaşıp derin
derin nefes alıyor, dilini dışarı çıkarıp havlama taklidi yapıyordu, eliyle parmakları ile
sayma hareketleri yapıyordu. Kişi idrarını ve gaitasını odaya yapmaya devam etti. Diğer
hastaları odasından işaretle tehdit etti. İşaretle tehditleri zaman zaman sağlık ekibine karşı
da oluyordu. Yatan hastalardan birisine "senin kafanı koparırım" ve Ceza infaz memuruna
"memur bey beni çözer misiniz" dediği öğrenildi. Bu bilgi üstüne yapılan doktor
görüşmesinde tekrar konuşmayı reddetti ve daha önceki davranışlarına devam etti. Kranial
BT ve EEG çekilmesi planlanan kişi BT'si çekilirken kısa süreli ellerini ayaklarını yukarı
kaldırma hareketleri yaptı ancak BT si çekilirken hareketsiz durdu. BT'si çekildi. EEG
çekimi esnasında oturması söylendiğinde baş hareketi ve dişlerini sıkarak oturmayacağını
belirtti. Yapılacak işlemin ne olduğu açıklanarak tekrar oturması istendiğinde EEG
çekimini yapacak sağlık personelinin Üstüne yürüdü tekme atmaya çalıştı görevli
jandarma tarafından engellendi, vurmaya çalıştı, "s.ktir git şerefsiz, senin a..ına koyarım
pislik, pisliksin sen, oturmayacağım işle, oturtamazsın" diyerek küfür ve hakaretlerde
bulundu. EEG'si çekilemedi. Kişinin yakın gözlemine devam edildi. Benzer hareketleri
devam etti. Kişi psikiyatrik muayene için görüşme odasına alındı. Oturmak istemedi, küfür
etmeye başladı. "Sen kimsin kendini ne sanıyorsun, bırakın beni, dışarıda bunu sizin
yanınıza bırakmam"diyerek tehditte bulundu.
LABORATUAR: Rutin Biokimya, Hemogram, Sedimentasyon idrarda madde metaboliti
TFT. Hepatit ve HİV markırları, Folik Asit ve B12 düzeyi tetkikleri istendi. Patoloji
saptanmadı.
KRANİAL BT: 03.09.09 tarihinde yapılan kramial BT incelemesinde patoloji saptanmadı
EEG: Çekilemedi.
PSİKOMETRIK İNCELEME: Aşırı negativist tutumu nedeniyle iletişim kurmaya isteksiz.
Görüşmeye ilgisiz gibi olmakla birlikte kendisine soru sorulduğunda öfkeli bir şekilde
bakarak ağzı kapalı şeklide sus işareti, boğazını keser gibi yapma ve vurur gibi hareketler
yapmaktadır. Bireyin görüşme sırasında tutumu, davranışları, mimikleri görüşme odasına
girerken ve çıkarken sergilediği davranışlar aşırı abartılı ve teatral özellikler
taşımaktaydı.
Sonuç Olarak: Kişinin sergilediği tutum ve davranışlar herhangi bir akıl hastalığı ya da
zayıflığı bulgusu olarak değerlendirilmedi. Psikiyatrik tedavi düzenlenmedi. Tutum ve
davranışlarıyla hekimi yanıltma çabası olarak Simülasyon (Temaruz) tanısıyla
1280/2271
¦
değerlendirildi. Kişide halen tedaviyi gerektiren bir psikiyatrik hastalık bulgusu
saptanmadığı tıbbi kanaatini bildirir sağlık kurulu raporu oy birliği verildi, şeklindedir.
Bu rapor, sanık Alparslan ArslanTn akli dengesinin yerinde olmadığına ilişkin iddialara
son noktayı koymuştur.
Sanığın şevkinin yapıldığı tüm kurumlardan gelen raporlar ise birbirini teyid eder
mahiyette olup. Alparslan ArslanTn kendini akıl hastası gibi göstermeye çalıştığı,
simülasyon yaptığı akıl sağlığının tam ve yerinde olduğu şeklindedir.
Bu konuda, sanık Alparslan ArslanTn avukatının bazı talep ve itirazlarda bulunması
avukatlık mesleği gereği kabul edilebilir ancak; sanık Doğu Perinçek ve bir kısım
sanıkların müdafıiliğini üstlenen Avukat Nurperi Sancak Mahkemenizin 14.12.2012 tarihli
271. celsesinde "... bir duruşmada Alparslan Arslan salona dönüp ben Doğu Perinçek'i
tanıyorum bu şahsı da tanıyorum ama burada tanıdım ne alakası varsa bizi buraya
topladılar deyip arkaya doğru dönüp duruşma salonundaki anne ve babası olduğunu
dışarıda öğrendiğim şahıslara huzurunuzda küfretmişti, üzgünüm bunu da paylaşmak
istedim bunu, Adli Tıp mı karar verir, yoksa Sayın Heyetinizin değerli tecrübeleri mi karar
verir takdirinize sunuyorum. " Şeklinde, sanık Alparslan ArslanTn akıl sağlığının yerinde
olduğuna dair birden fazla birbirini teyit eder oybirliğiyle verilmiş raporlar olmasına
rağmen Alparslan Arslan 'ın akıl sağlığının yerinde olmadığı yönünde beyanda bulunması,
sanıklar arasındaki örgütsel ve eylemsel bağı ortaya koyması açısından önemli
görülmüştür.
Dinsel gerekçelerle eylemi gerçekleştirdiğini beyan eden sanığın mahkemeniz huzurunda
Allah'a ve dinin kutsal değerlerine açıkça sövdüğü görülmüştür. Yine bütün dinlerde
önemli yere sahip olan anne ve babasına da mahkeme huzurunda ağza alınmayacak
cümlelerle hakaret etmiştir.
Sanık Alparslan Arslan. oturduğu apartmanın yöneticisinin beyanına göre bira içen, kendi
beyanına göre rakı içen birisidir.
Sanık Tekin İrsimin beyanına göre olaylardan hemen önce uyuşturucu madde benzeri bir
madde kullanmıştır.
Dosya sanıklarının bir kısmının beyanına göre insanlara namaz kılın diyen ancak kendisi
tam olarak namaz kılmayan birisidir. Konuya ilişkin olarak;
Mahkemenizin 2009/191 Esas sayılı dosyasının 10.01.2013 günü yapılan 274. celsesinde;
Sanık Ulaş Özek in: "Bugünkü ifadelerinizde de belirttiniz ve dediniz ki; Ankara'da da
yargılandığımda bu Danıştay saldırısını İslami bir örgüt tarafından yapılmadığını
düşündüğünüzü söylediniz ve ben şundan istinaden şunu sormak istiyorum bu düşüncenize
istinaden, bunu kimin yaptırdığını düşünüyorsunuz ve ek olarak şu anda iddia olunan ve
burada yargılanan insanların yaptırdığını mı düşünüyorsunuz? "sorusu üzerine,...
Sanık Aykut Metin Şükre: "Şimdi biz duruşmalara çıktığımız esnalarda ilk duruşma Sayın
Başkanım yukarıda günlerden Cuma olma ihtimali çok yüksek tam olarak hatırlamıyorum
Ağustos ayında ezan okunuyordu, Alpaslan Arslan da ifade veriyor, ezan okununca dedi ki
beni camiye götürün, dedi ki Sayın Başkan Orhan Karadeniz, ya sen tutuklusun
1281 /2271
gidemezsin, o zaman bende konuşmuyorum ifade vermiyorum dedi geçti yerine, bu esnada
yine böyle şey var Başkanım 11 Ağırda kendini buradan dışarı attı Alpaslan yani kapıya
dolayısıyla Jandarmalar yapıştı kendisine Başkan da ara verdi, bizi apar topar nezarete
attılar. Şimdi Süleyman Esen abdest almış öğle namazını kılacak, Tekin Irşi de peşinden
gitti, abdest almaya. Süleyman namazını kıldı, Tekin dedi ki Süleyman'a ya dedi öğle
namazı kaç rekat? Şimdi ben bunlarla sohbet etmeye başladım. Barda oturuyorlar, barda
buluşuyorlar, bomba atıyorlar bara gidiyorlar her şey barın etrafında ve kendileri
söylüyor işte uyuşturucu bağımlısı olduğunu, işte İsmail Sağır duruşmalarda diyor benim
diyor sabıka kayıtlarıma bakın diyor yani diyor ben bunu para için yaptım diyor, bunu
defalarca dile getirdiler. Bende orada gördüklerimden, orada yaşadıklarımdan sebep
dedim ki yani İslamiyet gerçekten bunlara mı kaldı yani yok mu Allaha inancı tam olan,
Resulullaha inanan, onun izinde giden bende bu kanaatimi nasıl burada şimdi size
anlatıyorsam Sayın Başkanım aynı şekilde orada anlattım. Zaten ben ve Süleyman ve Salih
Kurter bu davaya dahil olduktan sonra İslami (bir kelime anlaşılamadı) daha da çoğaldı,
yani o güne kadar Danıştay çetesi, o günden sonra İslami, radikal İslami terör örgütü
oldu. Yani ben gördüklerim şeysiz anlattım. Buyurun Sayın Savcım. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Sayın Başkanım az önce Alpaslan Arslanin 11.
Ağır Ceza Mahkemesindeki yaptığı bir hareketten bahsettiniz. "
Sanık Aykut Metin Şükre: "Evet. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Ezan okunurken işte namaza gideceğim dedi. "
Sanık Aykut Metin Şükre: "Evet. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Hamakların arkasından atlamaya çalıştı. "
Sanık Aykut Metin Şükre: "Orada zaten kamera varsa kameralardan. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Daha sonra nezarethanedeki bir durumdan
bahsettiniz."
Mahkeme Başkanı: "Soruyu soruyu bir sorsun Savcı Bey buyurun. "
Sanık Aykut Metin Şükre: "Evet. "
Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: "Süleyman işte gitti abdest aldı vesaire gibi
Alpaslan 'da orada nezarethanede sonra kıldı mı namazı? "
Sanık Aykut Metin Şükre: "Alpaslan Arslan tek başına en dipte bir yere koydular ama ben
hiç namaz kıldığını görmedim, "şeklinde beyanda bulunmuştur.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/158 Esas sayılı dosyasının 11.08.2006 tarihli
duruşma tutanağı incelendiğinde sanık Alparslan Arslan'ın "Şu anda cuma vaktidir. Ben
namaz kılmak istiyorum. Bana kıldırmazsanız savunma yapmayacağım." şeklinde
beyanının olduğu tutanağa geçmiştir.
1282 / 2271
Sanık Alparslan ArslanTn açık yargılama sırasında Cuma namazına gideceğim diye
herkesin önünde olay çıkarmasını müteakip, nezarethaneye geçtiklerinde ise herhangi bir
şekilde namaz kılmadığının belirtilmesi, Ergenekon Terör Örgütünün amaç ve hedeflerine
uygun gerçekleştirdiği eylemleri, kutsalına yapılan hakarete refleks olarak yaptığı
görüntüsü vermeye çalıştığının bir göstergesi olarak görülmüştür.
Alparslan ArslanTn İşçi Partisi üyesi olduğu anlaşılan M.Ö. isimli bayan ile irtibatlı
olduğu anlaşılmıştır.
23.09.2010 tarihli 159. Celsede Sanık Alparslan Arslan, M.Ö.'yü kastederek "Dilek Öztaş
hanımla ilgili olan kısma bir şeyler söyleyeyim de, şimdi sekreter alınacaktı. Sanırım
Burhan bey hatırladığım kadarıyla bütün kelimeler bütün olanları ben şey yapmaya
çalışıyorum da hasbel kader denk geldi bu abla tamam mı? Dedi ki işe ihtiyacım var,
ekonomik sıkıntı içerisindeyim. Ailemle de yaşamıyorum. Ben de kafamdan dedim ki
tamam bu yani. Anlatabildim mi? Sonra vesilelerle Burhan bey de kabul edince, kabul
etmeseydi büyük ihtimalle olamayabilirdi tam bilemiyorum tabi. Şimdi böyle şeyler gelişti
anlatabiliyor muyum? Biz sevgiliydik diyemem. Ama iyi bir insan. Gariban bir insan. Her
insanın yaşayabileceği depresyonları hele İstanbul'da ve işte günümüz şartlarında
yaşayabilecek insanlardan biri. Kendi ekonomik geçimini sağlamaya çalışan, işte okumaya
çalışan bir insan olarak var olan insan, bu yani anlatabildim mi? Yalan söylüyor diyemem,
anlatabildim mi? Yalancı da diyemem ama böyle şeyler var anlatabildim mi? Bu kadar "
şeklinde beyanlarda bulunduğu görülmüştür.
19.10.2010 tarihli 161. Celsede tanık olarak dinlenen Burhan Gür, Üye HakimTn "Sizin
bahsini ettiğiniz Melek Öztaş adlı bir sekreter var." "O ne zaman ayrıldı?" diye sorduğu,
tanık Burhan Gür" ün "Sevda'dan önce Melek Öztaş çalışıyordu, zannedersem sonra
kendiliğinden ayrıldı. Üniversitede mi okuyordu, okula başlayacaktı onun için mi ayrıldı,
bilmiyorum" dediği. Üye HakimTn "Melek ÖztaşTa ilk kez ne zaman tanıştınız büronuza
nasıl geldi kimin aracılığıyla geldi?" diye sorması üzerine, tanık Burhan Gür'ün "Onu da
düşündüm, ama ya gazete ilanından geldi gazete ilanından geldi büyük ihtimal gazeteye
ilan veriyorduk çünkü, o zamanlar sekreter almak için ve aldı" "Alparslan almış ben
hatırlamıyorum geçen duruşmadaki beyanına göre Alparslan almış. Görüşmeyi
Alparslan yapmış" Üye Hakim: "Siz bu 2 sene zarfında bu ilişkiye vakıf olamadınız mı?"
Tanık Burhan Gür: "Olamadım, yok efendim hiç haberim bile olmadı, yani bilmiyorum.
Alparslan yani şimdi burada saman altından su yürütmüş gibi şey yani tam o manada ben
kızın röportajını görünce Alparslan'ı savunmak açısından yalan söylüyor, diye tepki
verdim gazetede olmadı yani. Ben bu tepkiyi verdim ve ilk direk ilk tepkim yalan söylüyor
bunu niye böyle yapıyor diye tepki verdim ama varmış telefon kayıtları ve Alparslan'da
kabul edince benim söyleyecek bir şeyim yok benim bir bilgim yok ama kesinlikle. Niye
çıktı, nasıl çıktı belki de aralarında anlaşamadılar çıktı işten onu bile bilmiyorum ansızın
çıkıp gitti yani." Üye Hakim: "Bu kişi hakkında Kadıköy İşçi Partisi teşkilatına mensup
olduğu yönünde de haberler çıktı bu anlamda bir malumatınız bir bilginiz var mı?" Tanık
Burhan Gür: "Bilgim yok efendim, "şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
06 Mayıs 2010 tarihinde Star Gazetesinde yayınlanan haberde Alparslan Arslan'ın eski
kız arkadaşı olduğu belirtilen Melek Öztaş ile yapılan görüşmeye ait bir haberin yer
aldığı anlaşılmıştır. Söz konusu haberde Melek ÖztaşTn "Alparslan soğukkanlı ama
saldırgan biriydi. Dinci değildi. Namaz kılmazdı" şeklinde beyanlarının bulunduğu, ayrıca
1283 / 2271
haberde Melek Öztaş ile ilgili olarak İşçi Partisi Üyesi olduğu ve Yeditepe
Üniversitesinden burs aldığı yönünde bilgilere yer verildiği görülmüştür.
M.Ö.'nün adına kayıtlı bulunan 5354702070 numaralı telefonun, sanık Alparslan Arslan'ın
5326713439 numaralı telefonu ile 23.10.2004-19.04.2006 tarihleri arasında birçoğu gece
saat 24.00 ten sonra yapılan (219) adet görüşmesi olduğu görülmüştür. Aynı büroda
Avukatlık yapan Burhan Gür ile ise; 17.10.2004 tarihinde sadece (1) adet görüşmesinin
bulunduğu görülmüştür. Sanık Alparslan Arslan'ın adı geçen kişiyle en son görüşmesi
19.04.2006 günü saat 04:36 da 124 sn."dir, bu günden sonra hiçbir görüşmesi tespit
edilememiştir ki, Cumhuriyet Gazetesinde domuza türban giydirilmiş karikatür 19.04.2006
tarihinde yayınlanmıştır. Bu tarihte aniden telefon irtibatının sonlandırılması dikkat çekici
bulunmuştur.
Mahkemenizin 09.11.2012 tarihli oturumunun 54 nolu ara kararı gereği bir kısım yazılı
basında İşçi Partisi Kadıköy üyelerinden olduğu belirtilen Melek Öztaş ile ilgili dosyada
bulunan bir kısım sanık Doğu Perinçek grubundan olan sanıkların ev ve iş yeri
aramalarında el konulan dijital ve yazılı belgelerde herhangi bir kayıt olup olmadığının
tespiti için yaptırılan bilirkişi incelemesinde; Samsung marka S01JJ30X278538 seri
numaralı hard disk içerisinde bulunan "İstanbul .xls", "Üye listesi.mdb", "İşçi Partisi
Kadıköy ilçe örgütü Asıl Üye Listesi+.xls ", "Düzenlenecek istanbul.xls ", "Kadıköy+.xls ",
"2002 Aralık Verilen .xls". "2004 Haziranda verilen liste .xls", "2004 Haziranda
Dostları ilə paylaş: |