Dava konusu internet siteleri 04 Şubat 2009 tarihinde deşifre olduktan sonra derhal andıç
hazırlama faaliyetlerine başlanıldığı, sanık Dursun Çiçek'in andıcı bizzat kendisinin
hazırlamadığı yönündeki savunmalarının aksine ilk olarak Dursun Çiçek tarafından andıç
hazırlandığı sonrasında andıcın el değiştirerek son halini aldığı, ilk hazırlanan andıç altında
sanık Dursun Çiçek'in isminin bulunduğu, sonrasında bu ismin sanık Murat Uslukılıç ile
değiştiği, yine onay makamı olarak önce ikinci başkan olarak Hasan Iğsız'ın yazıldığı,
imzalanan andıçta ise ikinci başkana paraf açılıp onayın Genelkurmay Başkanı Mehmet
İlker Başbuğ'a arz edilecek şekilde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Hazırlanan ilk andıçta, işletilen internet sitelerinin kanuni dayanağı olarak Bilişim Ağı
Hizmetlerinin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkındaki Kanun gösterilirken sonradan
düzenlenen andıçlarda kanuni dayanak olarak 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan
Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi
Hakkında Kanunun kullanıldığı, bu yönde bir arayışın, söz konusu faaliyetlere hukuk zırhı
arayışı içerisinde olunduğunun açık kanıtı olduğu ve sanıkların aksi yöndeki
savunmalarının gerçeği yansıtmadığı anlaşılmıştır.
1460 / 2271
Bilgi Destek Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyette bulunulan internet sitelerinin
soruşturmaya ve kovuşturmaya konu edilen siteler ile sınırlı olmadığı, bölücü terör örgütü
ve yurtdışı tehditlere yönelik internet sitelerinin de işletildiği bilinmektedir. Kovuşturmaya
konu internet siteleri ise uzun yıllardır devam eden bu yönde faaliyet içerisinde gizlice
yürütülen yasadışılığı göstermektedir. 2006 yılında www.irtica.org isimli internet sitesinde
başlatılan bu yasadışı faaliyetin en temel hedefinin 3 Kasım 2002 seçimleri sonrası
hükümeti kuran Adalet ve Kalkınma partisinin istikrarlı durumu ve giderek artma eğilimi
gösteren halk desteğinin önüne geçilmesidir. Yine www.turkatak.gen.tr isimli sitede de
benzer minvalde yayınlar ile hükümetin yıpratılmaya çalışıldığı anlaşılmıştır.
www.irtica.org isimli sitede işlenen temaların yazılı olduğu bir belgede; ülkede çağdaş
yaşamdan ve laik Cumhuriyet değerlerinden uzak yaşama özlemi çeken çeşitli tarikat ve
cemaatlerin olduğu, bazı kişi ve kurumların da doğrudan veya dolaylı olarak ilticayı
destekledikleri şeklinde hususların yazılı olması, irtica.org isimli sitede ise bu temalara
paralel olarak bir yandan dini istismar eden terör örgütleri ve şeriatla yönetilen ülkelerden
birtakım haberler yayınlanırken diğer taraftan iktidarın faaliyetlerini eleştiren ve bu
anlayışla özdeşleştirmeye çalışan haberlerin bir araya toplanması, hükümetin irtica ile
birlikte algılatılmaya çalışılmasının açık bir göstergesidir.
Kovuşturmaya konu internet sitelerinin bu yöndeki faaliyetleri dosyada yer alan site
yayınlarından açık olarak anlaşılmaktadır. Her ne kadar medyada yer almış olsa da iktidar
karşıtı haber ve köşe yazılarının devletin imkanları ile kurulan ve yine bu imkanlar ile
işletilen internet sitelerinde bir araya toplanması iyi niyetle açıklanamayacak kadar açık bir
yasadışı faaliyettir. Ayrıca bu yönde faaliyetlerin sadece açık kaynaklardan toplanan
haberleri siteye eklemekle sınırlı olmadığı, bizzat bazı sanıklar tarafından hazırlanan aynı
doğrultudaki yayınların siteye eklendiği anlaşılmıştır. Soruşturma aşamasında site
içerikleri ile ilgili Genelkurmay Başkanlığı"nın cevabi yazısında, söz konusu yayınların ve
haberlerin sitelerin kuruluş amacıyla bağdaşmayacağı, haberleri ekleyenlerin görev ve
yetki aşımı yaptıkları vurgulanmıştır.
Dava konusu internet sitelerinin içerik bilgilerinin de yer aldığı bilgisayarların silinmesi
sebebiyle site içerik bilgileri birçok internet sitesinin arşiv kaydını tutan www.archive.org
isimli siteden temin edilerek soruşturma dosyasına konulmuştur. Başlı başına bu içeriklerin
silinmesi sakınılan ve çekinden içeriklerin olduğunu ortaya koymuştur. Sanıkların bir
kısmı da silinmenin yanlışlığı ile ilgili beyanda bulunmuşlardır, www.archive.org isimli
siteden temin edilen içerik bilgilerinin doğruyu yansıtmadığı ve delil niteliği olmadığı
birçok sanık ve müdafileri tarafından ileri sürülmüştür. Mahkeme naip hakimliğinin
11.2.2013 tarihli rapor ve ekleri incelendiğinde, site içeriklerine ilişkin www.archive.org
isimli siteden temin edilen içeriklerle, iddianame ek klasörlerinde yer alan ve hükümeti
hedef alan yayınların büyük kısmının server bilgisayarlarında kayıtlı olduğu, sitelere
eklenen içeriklerin üst makamların bilgisi dahilinde siteye eklendiği, hangi yayınların ne
zaman eklendiğine dair listelerin tutulduğu, bilgi notlan ve istatistik çalışmalarının güncel
olarak hazırlanıp saklandığı anlaşılmıştır.
Yine internet sitesi faaliyetlerinin 04 Şubat 2009 tarihine kadar devam ettiği, davaya konu
internet siteleri irtica.org ve turkatak.gen.tr nin de aktif olarak bu tarihe kadar yayında
oldukları, sitelere eklenen haber sayıları ve sitelere giriş yapan ziyaretçi sayılarında 2006-
2009 yıllan arasında bariz farklılıkların olmadığı, bazı dönemlerde artışlar bazı
1461 /2271
dönemlerde ise kısmi azalışlar yaşansa da genel olarak sitelerin aktif kullanım
durumlarının benzer olduğu anlaşılmıştır.
Altında Dursun Çiçek ismi bulunan ve Hasan Iğsız ismine onaya açılmış taslak haldeki
06.02.2009 tarihli andıça ek olarak düzenlenen teknik detaylar belgesinde, irtica.org isimli
internet sitesi yerine kurulması planlanan ve laiklikle ilgili yayın yapacağı belirtilen
internet sitesinin, yabancı internet sitelerinin kullandığı farklı IP bloku üzerinden yayın
yapmasının planlandığı, kurulacak diğer internet siteleriyle bu sitenin bir ilgisinin olmadığı
yönünde kanaat oluşturmak için bu şekilde bir tasarrufta bulunulduğunun belgede yazılı
olduğu görülmüştür. Bu bilgiden hareketle, irtica.org isimli sitenin yayın şeklinden
vazgeçilmek istenmediği, bu faaliyetlerin irtica.org yerine kurulacak yeni site üzerinden
devam ettirilmesinin amaçlandığı, bununla birlikte sitenin deşifre olmasının önüne geçmek
için bu şekilde bir gayret gösterildiği, ancak İrticayla Mücadele Eylem Planı ortaya
çıktıktan sonra bu faaliyetlerin tümünden vazgeçildiği, mevcut bilgi ve içerik kayıtlarının
da faaliyetlerin açığa çıkmaması için silindiği anlaşılmıştır.
Sanık Fuat Selvi tarafından hazırlanan bir belgede; "gri ve kara tarzda propaganda
yapacak internet sitesi faaliyetlerinde emekli personelden istifade edilmesi, emekli
personel ile irtibatın alt düzeyde personel ile sağlanması, her türlü maddi desteğin
sağlanması, görüşmelerin yüz yüze yapılması, faaliyet deşifre olduğunda inkar edilmesi ve
hiçbir şekilde kabul edilmemesr yönündeki planlamalar, yine dosya sanıklarından Hasan
Ataman Yıldırım ile ilgili 2005 yılı içerisinde yapılan araştırma. 2006 yılı içerisinde kara
propaganda sitelerinin aktif hale getirilmesi, "kitleşim" isimli belgede sanığın üretim ve
dağıtım ekipleri içinde yer alması sanık Hasan Ataman Yıldırım'dan ele geçirilen
"hayhay" isimli belgede yazılı hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde sanık Hasan
Ataman YıldırımTn örgüt içindeki konumu daha iyi anlaşılmıştır.
İnternet sitelerinin yayınları ile ilgili olanların dışındaki hususlar incelendiğinde ise; 03
Kasım 2002 seçimleri sonucunda Adalet ve Kalkınma Partisinin tek başına iktidar olması
ile birlikte hükümet politikası ve partinin vaatlerinin detaylı olarak incelendiği, bu
incelemenin bir başlangıç olduğu, iktidarın ve partinin sistemli olarak takip edilmesinin
kararlaştırıldığı, bu faaliyetlerin 2007 yılı itibariyle yoğunlaştığı, özellikle
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve beraberinde yaşanan erken seçimde Adalet ve Kalkınma
Partisine olan halk desteğini kırmak amacıyla yoğun psikolojik harekat faaliyetlerine
girişildiği, 22 Temmuz 2007"de gerçekleşen seçimler sonrasında Adalet ve Kalkınma
Partisimin yine tek başına iktidar olması üzerine, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri ve
medya aracılığı ile iktidarın baskı altına alınarak yıpratılmasına yönelik planlamaların
yapıldığı, bir yandan halk desteğini kesmeye çalışılırken diğer yandan uluslar arası
camiada saygınlığını azaltıcı söylemler üretilmeye çalışıldığı, ülkede irtica tehlikesi var
şeklinde bir algı oluşturmak için yoğun çaba sarf edildiği anlaşılmıştır.
Bu süreçte iktidara ve iktidar ile işbirliği içerisinde olduğu iddialarında bulunulan gruplara
yönelik hazırlanan psikolojik harekat planlarında; Adalet ve Kalkınma partisinin irticacı
olduğu, gücünü dinden aldığı, toplumsal yaşamı dini kurallara uygun olarak düzenlemek
istediği, ilticanın bir yandan siyasi irade bir yandan tarikat ve cemaatler aracılığıyla devlet
içerisine sızdığı, Adalet ve Kalkınma Partisimin tek başına iktidar olması ile birlikte 28
Şubat sürecinde elde edilen kazanımların kaybedilmeye başlandığı. Adalet ve Kalkınma
Partisinin kendi başına iktidar olmadığı. ABD'nin Ilımlı İslam politikası kapsamında
Adalet ve Kalkınma Partisimi desteklediği. Adalet ve Kalkınma Partisimin dış güçler
1462/2271
sayesinde iktidarı ele geçirdiği ve halen bu destek ile iktidarda durduğu, şu an itibariyle
silahlı veya silahlı olmayan yöntemlerle (28 Şubat tarzı) Adalet ve Kalkınma Partisi nin
yönetimden uzaklaştırılma koşullarının mevcut olmadığı, iktidarın TSK'yı yıpratma
çabalarının olduğu, Adalet ve Kalkınma Partisi ve destekçilerinin "Türkiye'de asıl güç
sahibi TSK'dır" kanaatini yıkmaya yönelik daha ciddi ve pervasız kampanyalar yürüteceği,
elinde silah olan TSK'nın AKP'yi mağdur konumuna taşıyabilecek tek güç olduğu,
küreselleşmeciler ile Adalet ve Kalkınma Partisi ittifakının bozulabilmesi için
küreselleşmecilerle daha iyi ittifak yapabilecek bir partinin ortaya çıkarılması gerektiği,
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin küresel sermaye ile olan işbirliği bozulup toplum desteğini
kaybedene kadar doğrudan Adalet ve Kalkınma Partisini hedef alan yaklaşımlardan
kaçınılması gerektiği, ABD'nin TSK'yı dönüştürmek ve yapısını değiştirmek için Adalet
ve Kalkınma Partisi yönetimini çok etkili olarak kullandığı. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin
ABD politikalarına karşı çıkması durumunda seçimlere bağımlı olmadan iktidarı
kaybedeceği, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidardan uzaklaştırılması için ABD'nin tam
desteğinin alınması gerektiği, bunun için de farklı alanlarda tavizler verilebileceği. Adalet
ve Kalkınma Partisi'nin dinci yapısı sebebiyle AB'nin istediği demokratik açılımları artık
yapamayacağı söyleminin uluslar arası kamuoyunda daha güçlü olarak işlenmesi gerektiği,
Adalet ve Kalkınma Partisi'ni Türkiye'nin düşmanları destekliyor söyleminin yayılmasına
devam edilmesi, bu fikirde olan kişi ve kurumların görüşlerinin kamuoyu gündemine daha
fazla taşınması gerektiği, Adalet ve Kalkınma Partisinin kendi içinde koalisyon olduğu,
dolayısıyla toptan reddedilmemesi gerektiği, işbirliği yapılacak kişi ve konuların
belirleneceği, bu kişilerin diğerlerine karşı desteklenebileceği, dinci ve irticai grubun
dışlanabileceği, bunun da bir psikolojik harekat yöntemi olduğu. Bakanlık ve devlet
kurumları ile ilişkilerde kişilerin irticai niteliklerine bakılmaması, Cumhurbaşkanı ile olan
ilişkilerde de benzer tavır sergilenmesi, makamdaki kişiye değil Cumhurbaşkanlığı
makamına saygı gösterilmesi gerektiği. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ve ona destek veren
çeşitli kesimlerin ellerine geçirdikleri ekonomik rant, serbestçe faaliyet gösterme,
kadrolaşma gibi imkanları kaybetmemek için mevcut düzenin devam etmesini istedikleri,
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin mağdur konumuna düşürüldüğünde bundan
yararlandığı, bu sebeple internet sitesinden veya Genelkurmay Başkanı 'nca doğrudan
yapılan açıklamalarda Adalet ve Kalkınma Partisi'ni mağdur konuma getirecek
tavırlardan kaçınılması gerektiği, muhalefet partileri, diğer kurum ve kuruluşlar, kanaat
önderleri ve sivil toplum örgütlerinden dolaylı olarak istifade edilmesi gerektiği, Adalet ve
Kalkınma Partisi'nin ülke içerisinde kendisine karşı çıkabilecek yargı, TSK ve
üniversiteler gibi güçleri geriletmek, zayıflatmak ve pasifleştirmek amacıyla ilk iktidar
döneminde AB ve ABD'nin desteğine ihtiyaç duyduğu, 22 Temmuz seçimlerinden sonra
bu güçlerin kabiliyetini sınırladığından emin olduğu, artık AB ve ABD'ye geçmişte olduğu
kadar ihtiyacı olmadığını düşündüğü bir dönemde kapatma davasının açıldığı ve iktidarın
bu yönlü kanaatinin doğru olmadığının ortaya çıktığı, kapatma davası sürecinde Adalet ve
Kalkınma Partisi içerisindeki Milli Görüş tabanından gelen ve ABD'nin Ortadoğu
politikalarına karşı çıkan grubun tasfiye/pasifize edileceği, AB projesinin Adalet ve
Kalkınma Partisine ait olmadığını gösterir söylemlerin CHP ve diğer muhalefet partileri ile
Avrupa nezdinde saygın ve kamuoyu yönlendirme gücü bulunan kanaat önderlerince dile
getirilmesi gerektiği, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin üniversitelerde türbanı serbest
bırakmak için uzun süredir her seçeneği denediği. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sınır dışı
operasyon fikri karşısında durmak için ekonomik verilerle bilinçli olarak oynayabileceği,
Vakit gazetesinin TSK aleyhine yayın yaptığı, Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimince
desteklendiği, Cumhurbaşkanı ve Başbakan nezdinde itibarlı bir yere sahip olduğu, bu
kişilerce açık ve örtülü olarak desteklendiği, Vakit gazetesinin Adalet ve Kalkınma
1463/2271
Partisi'nin bilinçaltında yaşattığı hususları dışa vuran bir araç olduğu, Adalet ve
Kalkınma Partisi ile TSK arasındaki yurt dışına operasyon yapılması ve ABD ile ilişkiler
konularındaki uyumun milliyetçi ve ulusalcı çevreleri rahatsız ettiği, Güneydoğu'dan
seçilen Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekillerinin DTP ve PKK ile aynı görüşe sahip
olabilecekleri, Adalet ve Kalkınma Partisimin kendilerine yakın durduğu ve kendi tezlerini
savunduğu, TSK'yı sınırlandırabildiği düşünceleriyle Adalet ve Kalkınma Partisini
desteklemiş olabilecekleri, sadece TSK personelinin oy kullandığı sandıklarda Adalet ve
Kalkınma Partisimin aldığı oy oranının çevreyle aynı çıktığı, bu durumun TSK'nın
uygulamaya çalıştığı politikalarla tam uyuşmadığı, Mecliste ve kamuoyunda farklı görüşe
sahip gruplar tarafından benimsenecek, Anayasa ve Atatürkçü düşünce sistemini
özümseyen ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan bir adayın seçilmemesi halinde,
Cumhurbaşkanlığı tartışmalarının süreç tamamlandıktan sonra da süreceği ve ülkedeki
siyasi ortamı olumsuz yönde etkileyebileceği, Nokta Dergisimin Cumhurbaşkanlığı seçim
sürecindeki yayınlarının tesadüf olmadığı, iktidara hareket serbestisi kazandırma amacı
olduğu, halen irtica tehdidinin olduğu, irticai terör örgütlerince öldürülen Bahriye Üçok,
Konca Kuriş, Turan Dursun vb. kişilerin ölüm yıldönümlerini irtica konusunda
propaganda malzemesi yaparak kamuoyu oluşturacak kişilere elektronik posta yollanması
gerektiği. İrtica konusunda farklı yazar isimlerinde kara propaganda tarzı kitaplar
bastırılıp tüm yayınevlerine dağıtılması gerektiği, maceraperest, kontrol edilemeyen kişi
ve grupların tamamen örtülü olarak desteklenmesi gerektiği, dolaylı ve örtülü sivil
toplum örgütleri kurup hukuka uygun eylemlerde kullanılabileceği, gri ve kara
propaganda yöntemleri kullanacak internet siteleri kurulması gerektiği, gri ve kara
haber üretilmesini sağlayacak bilgi ve haberlerin ajansa dolaylı olarak aktarılması
suretiyle gri ve kara tarz haberler hem ürettirilebileceği, hem de kamuoyuna
dağıttırılabileceği, örtülü olarak desteklenen medya organlarında "gri" ve "kara"
çalışmalar yayınlatılabileceği, tam kontrollü olmayan gri ve kara propaganda
yöntemlerini de kullanabilecek bir haber ajansı kurulabileceği, türbanla ilgili
kamuoyunu yönlendirme amacıyla anketlerin yapılması gerekliği,
Adalet ve Kalkınma Partisimin iktidara gelmesi ile birlikte F.Gülencilerin daha da
aktifleştiği. AKPmin Güneydoğumda halkın sempatisini toplamak ve Adalet ve Kalkınma
Partisi lehine duygu düşünce oluşturmak için F.Gülencileri bölgeye yönlendirdiği, Gülen
grubunun da bölgede etkili bir güç olmak ve Adalet ve Kalkınma Partisimin politikalarını
desteklemek için burada eğitim hizmeti verdiği, ABD'nin İslam coğrafyasında hakim
kılmaya çalıştığı ılımlı İslam yaklaşımının en etkili örneğinin Gülen grubu olduğu,
Güneydoğu'da DTP haricinde örgütlü siyasi yapılanma bulunmadığı ve tabanı DTP'nin
kontrol ettiği. Gülen cemaatinin de DTP'nin tabanını ele geçirmeye çalıştığı, esasen bu
değişimi İşçi Partisi gibi sol bir hareketin yapması gerektiği, PKK'nın bölgede Adalet ve
Kalkınma Partisi ile uyumlu olarak faaliyet gösteren Nakşibendilere ve F.Gülencilere farklı
tepkiler verebileceği şeklinde planlamalar ve temalar içerdiği.
Başta Ergenekon Terör Örgütü soruşturması olmak üzere bazı soruşturmalarla ilgili olarak
ise; Adalet ve Kalkınma Partisi nin Türkiye'yi irticai bir yapıya dönüştürebilmek için
TSK'ya yönelik kampanyaları planladığı ve icra ettiği, bu sebeple Adalet ve Kalkınma
Partisi tek başına iktidar olduktan sonra Türkiye'de her iki üç ayda bir yeni çetenin ortaya
çıktığı, çete operasyonlarının emniyet tarafından planlandığı, operasyonların gerçekleştiren
istihbarat ve operasyon ekiplerinin ağırlıklı olarak F.Gülen grubuna mensup olduğu,
Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasının Ergenekon kod adıyla kamuoyuna yansıtılan ve
TSK'ya karşı yürütülen bir psikolojik harekat planı olduğu, soruşturmanın özel seçilmiş
1464 /2271
savcı ve hakimlerce yürütüldüğü, 2002 yılından beri özellikle belli merkezlerdeki Ağır
Ceza Mahkemelerine Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimince seçilmiş özel hakimlerin
atandığı, bu mahkemelere atanan hakim ve savcıların doğrudan Adalet ve Kalkınma
Partisi 'nden aldıkları talimatlara göre hareket ettiği, soruşturmaya açık bir şekilde ve
doğrudan karşı çıkan tek grubun İşçi Partisi olduğu. Aydınlık dergisi ve bu grubun
yayınladığı uygun diğer dergi ve kitapların satın alınabileceği, soruşturmanın genel
amacının ulusalcı-milliyetçi tutum gösteren kişilerin engellenerek bu fikirlerin saygınlığını
azaltmak, özel amacının ise TSK'yı yıpratmak ve saygınlığını azaltmak olduğu, Güler
Kömürcü, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz'in toplumda saygınlığı bulunan kişiler
olduğu,Güler Kömürcü ve Sevgi Erenerol'un TSK personeli üzerinde saygın bir yere
sahip bulundukları, tutuklanan Güler Kömürcü, Vedat Yenerer, Kemal Alemdaroğlu ve
Doğu Perinçek 7 destekleyici projeler geliştirilmesi gerektiği, soruşturmalar kapsamında
yapılan dinlemelerin hukuksuz ve çetecilik olduğu, bunların sorumlusunun hükümet
olduğu, Adalet ve Kalkınma Partisi muhaliflerini tasfiye etmek amaçlı yapılan Ergenekon
operasyonlarının Emniyet içerisindeki Gülenci grup tarafından başlatıldığı ve yargı
üzerinden yürütüldüğü. Cumhuriyet Mitinglerinin Atatürk Milliyetçiliğine ve laikliğe
bağlılığın göstergesi olduğu, Cumhuriyet Mitinglerine katılan kitlelerin 22 Temmuz
seçimleri sonrası motivasyonlarının bozulduğu ve motivasyonlarının artırılmasına ihtiyaç
duyulduğu, Erhan Göksel, Vedat Yenerer ve Fatma Sibel Yüksek'in yayınları/internet
sitelerinin takip edilmesi gerektiği, Atatürkçü Düşünce Derneğine kitap broşür desteği
sağlanabileceği şeklinde planlamalar ve temaların olduğu görülmüştür.
Bunların yanı sıra; dönemin Genelkurmay İkinci Başkanına kadar sunulan "Her
Mehmetçiğe bir bayrak, her Mehmetçiğe bir mektup kampanyası" kapsamında birliklere
gönderilen mektuplarda doğrudan başbakanı ve hükümeti hedef alan ibarelerin olduğu, söz
konusu kampanyanın ADD, Kuvayi Milliye Demeği ve ÇYDD tarafından da
desteklendiği,
İktidar partisini yıpratmak amacıyla yazıldığı belirtilen bir kitabın, yazarı ile temas
kurmadan basın tarafından kullanılması ve örtülü olarak yönlendirilmesinin
kararlaştırıldığı, yine iktidarı hedef alan bir kitabın Silahlı Kuvvetler dergisinde reklamının
yapılmasının önerildiği.
Bazı köşe yazarları tarafından sıkça dile getirilen camilere bayrak asılması söylemleri
yaygınlaştırılarak iktidarın camilere bayrak astırmaması sonrasında halk gözünde iktidarın
itibarını zedeleyici faaliyetlerin planlandığı,
Başbakan*ın 15 Mayıs 2007 tarihinde ordunun bir kurum olduğu ve başbakana bağlı
olduğu yönündeki açıklamaları sonrasında muhtıra şeklinde bir açıklamanın Dursun Çiçek
tarafından hazırlandığı,
Hükümeti yıpratmak için makale ve köşe yazısı formatında yazılar hazırlandığı ve bunların
bazı köşe yazarlarına ulaştırıldığı ve yayınlattırıldığı.
Bazı köşe yazarlarına, bunların bağlı bulunduğu gazetelerin sahiplerine ve genel yayın
yönetmenlerine köşe yazarlarının yazdıkları yazılar sebebiyle baskı oluşturacak şekilde
cevaplar verildiği, bazılarının yazdıkları yazıların desteklenmesi ve daha uzun süre
gündemde kalmasını sağlamaya yönelik girişimlerin olduğu,
1465/2271
Hükümete ve hükümet ile işbirliği içerisinde olduğu iddia edilen gruplara karşı kullanmak
üzere gri ve kara propaganda yapacak internet sitesi ve medya ajansı kurdurul masının,
parasıyla köşe yazısı yazdırılmasının. Türk Hava Kurumu ve O YAK'a ait şirketler gibi
kuruluşların mali imkanlarının da bu faaliyetlerde kullanılmasının tasarlandığı,
TSK ile iktidar arasında uyumsuzluk ve anlaşmazlık olduğu yönünde kamuoyu
oluşturulmak istendiği,
Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine gönderilen ve Bilgi Destek Daire Başkanlığı mca
incelenen elektronik postaların hükümet ile ilgili olan kısımlarının hükümete karşı
yürütülen psikolojik harekat faaliyetlerinde kullanılmak üzere ayrıldığı,
Basına yansıyan haber ve köşe yazılarının da günlük olarak incelenip değerlendirildiği,
değerlendirmeler içerisinde hükümete yönelik menfi hususların da bulunduğu, aynı
değerlendirme raporları içerisinde hem PKK terör örgütü, hem yurtdışı tehditleri hem de
hükümet politikaları ve siyasi iktidarın faaliyetlerinin birlikte ele alındığı, gazetelere ilişkin
haberler değerlendirilirken medyanın "iktidar yanlısı, iktidarın kontrolünde olan"
şeklinde sınıflandırmalara tabi tutulduğu, aynı raporlarda Ergenekon Terör Örgütü
soruşturmasından tertip olarak bahsedildiği, yine raporlarda kamuoyunda e-muhtıra olarak
anılan 27 Nisan 2007 tarihli açıklama öncesinde bu yönde bir açıklama yapılması için
yoğun gayret gösterildiği, açıklama sonrasında ise bu açıklamanın kararlı, aktif bir uyarı
görevi olarak kabul edildiği,
Hazırlanan psikolojik harekat faaliyetlerinin büyük bir kısmında, hedef kitlenin İlticayla
Mücadele Eylem Planındaki hedef gruplar olan hükümet, iktidar partisi ve Fethullah Gülen
cemaati olduğu, bu faaliyetlerin bir kısmının Harekat Başkanına bir kısmının ise
Genelkurmay İkinci Başkanına kadar arz edildiği,
Bilgi notu, andıç, psikolojik harekat planı (bilgi destek planı) adıyla yapılan ve içerisinde
hükümeti hedef alan hususlar barındıran çalışmaların aynı dönemlerde dava konusu
internet sitelerinden de yayınlandığı anlaşılmıştır.
Sanık Dursun Çiçek imzalı İlticayla Mücadele Eylem Planının askeri yazım tekniklerine
Dostları ilə paylaş: |