sana ulaşacağım dediğini, Umut 'un kendisinin adresini vereceğini tahmin etmediğini eve
baskın olduğunu ve polislerin kendisini yakaladıklarını, Sarı Serdar'ın görüşmesini
sağladığı ve Şişli Adliyesinde çalıştığını bildiği Cuma isimli bir şahsın olay gecesi
kendisini telefonla arayıp İlhan Selçuk'un Cumhuriyet gazetesine girdiğini ve orada
olduğunu bildirdiğini, bundan sonra eylem için hazırlık yapıp eylemi gerçekleştirdiğini,
Bu olayla ilgili olarak tutuklandıktan sonra Fatih Derdiyok ve Murat Aplak ile birlikte
Bayrampaşa H TİPİ Kapalı Cezaevi B-6 koğuşuna konulduklarını, burada Boğaç 'ın adamı
olan Özcan Uğur isimli kişinin de bulunduğunu, koğuşta 100'den fazla kişi olduğunu,
Özcan Uğur 'un 4 gün boyunca kendisini yalnız bırakmadığını, tespih getirdiğini, rahat
olmasını söylediğini ve işler yoluna girecek, kimseye konuşma ötme, biz senin her zaman
arkandayız dediğini, Sedat Peker'in Avukatı olduğunu söylediği Erdal isimli bir Avukatın
karvizitini verdiğini ve bir sorun olduğunda koğuş mümessili olan Akın isimli kişiye
anlatmasını onun kendisine ulaşacağını söylediğini, Fatih ve Murat ile birlikte
televizyonun bulunduğu koğuşa alındığını, Murat Aplak ve Fatih Derdiyok'un da Bora
Ballı ile önceden tanıştıklarını, kendisinin cezaevi idaresindeki hesabına tanımadığı bir
bayan tarafından 200 YTL para yatırıldığını, bu cezaevinde 15 gün kaldıklarını,
İlhan Selçuk ve Cumhuriyet gazetesine yapılacak saldırılar ile birlikte planlanan eylemler
içerisinde Rober Hatemo 'nun öldürülmesi, Orhan Pamuk 'a suikast ve bir örgüt ile
bağlantısı olduğu söylenen Cerrahpaşa 'daki Hacı Molla Cami imamına suikast olayı da
olduğunu, Cumhuriyet gazetesine molotof atılması eyleminden sonra Cerrahpaşa'daki
Hacı Molla Cami imamına karşı bomba atılması eyleminin gerçekleştiğini, Özcan'ın
1570 / 2271
kendisine Cumhuriyet gazetesinde İlhan Selçuk'a bomba atma eyleminde kullanacakları
bombanın bu olayda kullanıldığını. Hakan ve Mehmet isimli ikiz kardeşlerin bu olayı
gerçekleştirdiklerini, ancak ellerine yüzlerine bulaştırdıklarını, bombanın imam
camideyken atıldığını ancak bombanın piminin duvara çarpıp zedelenmesinden dolayı
patlamayıp caddeye düştüğünü, üzerinden araçların geçtiğini anlattığını, korkmamaları
gerektiğini söylediğini, bu kişinin daha sonra tahliye olduğunu,
17.4.2008 tarihinde Fatih ve Murat'la birlikte Edirne Ftipi Cezaevine nakledildiklerini,
aynı odada kaldıklarını, bahsettiği olaylarda kullanılar silah ve bombaların Harem
otogarı yakınında çay bahçesi işleten ve Serdar Çakar in akrabası olan Tuncay ve Serkan
isimli kişiler tarafından temin edilip saklandığını, Cumhuriyet gazetesine molotof atılması
olayı nedeniyle savcılığa çıktığında müdafıliğini üstlenen Avukat Ertuğrul Yılmaz i daha
önceden tanıdığını, bu kişinin Bora Ballı 'nın da Avukatlığını yaptığını, kim tarafından
gönderildiğini bilmediğini, ancak müdafıliğini üstelenmesini kendisinin istediğini, daha
önce bazı olaylarda da müdafıliğini yaptığını, Fatih ve Murat'ın ailelerinden Bora
Ballı 'nın kendisinin anneannesini Bedirhan bu işlerin hakkını veremedi, cezaevinden
çıkışta biz onun hakkını vereceğiz şeklinde tehdit ettiğini duyduğunu, Boğaç ve Sarı
Serdar in Taksim 'de Şiva isimli yere, Ortaköy 'de Reina isimli yere. Etiler 'de meşhur olan
bir işkembeciye takıldıklarını, yargılanacağı Mahkemede Bora Ballı ile yüzyüze gelmek
istemediğini, gerçekleştirdiği olaydan dolayı pişman olduğunu, duyduğu pişmanlık
nedeniyle başka insanların yanmaması ve kullanılmaması için bildiklerini samimi olarak
anlattığını, beyan etmiştir.
Bedirhan ŞinaFin, telefon görüşmesi kayıtlarına, Tufan Yüce isimli kişiye yazdığı mektup
içeriğine. Cezaevi idaresince el konulan İlhan Selçuk'u tehdit içerikli mektubuna,
şüphelilerin ifadeleri arasındaki çelişkilere dair ifadesinin tespitine ihtiyaç duyulmuş,
yatmakta olduğu Edime F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde Avukat refakatinde yeniden
ifadesi aldırılmıştır.
Bedirhan Şinal, 19.12.2008 tarihinde Edime F Tipi Cezaevinde Edime Barosu tarafından
tayin edilen Av.Mehmet Sevinç refakatinde Emniyet görevlilerince alınan ifadesinde;
Umut, Fatih ve Murat ile Eyüp Ülkü Ocağından tanıştıklarını ve samimi olduklarını,
Umut 'un Ülkü Ocağı tabiriyle kendisinin yeğeni olduğunu ve sürekli kendisiyle takıldığını,
Sinan Çetin İ de Eyüp Ülkü Ocağında yöneticilik yapması nedeniyle tanıdğını ve
Bayrampaşa Cezaevinde birlikte kaldıklarını. Bayram Demir in kardeşlerini tanıdığını,
kendisiyle de Bayrampaşa 'da aynı koğuşta kaldıklarını ve birçok kez sohbet ettiklerini,
Bayram Demirin Bora Ballıya İlhan Selçuk'un öldürülmesi talimatı veren ve para
vadeden kişi olduğunu, Bora Ballı'nın da Seyhun Zayim'le birlikte İlhan Selçuk'un
öldürülmesi için kendisine talimet veren kişilerden olduğunu ve önceki ifadelerinde
kendisiyle ilgili açıklamalarda bulunduğunu, Boğaç Kaan Murathan ile Bayrampaşa
cezaevinde C 27 nolu koğuşta birlikte kaldıklarını, daha sonra birlikte blokta başka bir
koğuşa geçtiklerini, aynı koğuşta Sarı Serdar in da kaldığını, Sarı Serdar in Boğaç in
İlhan Seluk im öldürülmesine dair talimatlarını kendisine ileten kişi olduğunu, Cumhuriyet
gazetesine yönelik eylemin asıl amacının İlhan Selçuk'un öldürülmesi olduğunu, Sedat
Peker'e zarar verdiği gerekçesiyle İlhan Selçuk'un öldürülmesi gerektiğini Boğaç Kaan
Murathan in Bayam Demir 'den istediğini, Bayram Demir in de Bora Ballı 'dan istediğini,
Cezaevindeki toplantı sonrasında bu eylemle ilgili talimatı bizzat Bora Ballı nın kendisine
Bayrampaşa cezaevinde verdiğini,
1571 /2271
Cezaevinden çıktıktan sonra da Bora Ballı ve Seyhun Zayim le eylemin gergeklestirilmesi
için çeşitli kereler tutuklu bulunduktan Cezaevinden cep telefonu ile aramaları neticesinde
ile irtibat kurduğunu, daha sonra olayı Oguzhan Aslan, Fatih Derdiyok, Murat Aplak ve
Umut Erdoğan ile gerçekleştirdiğini daha önce verdiği ifadelerinde ayrıntılı olarak
anlattığını,
Avukatı olan Ertuğrul Yılmaz 'dan öğrendiğine göre Seyhun Zayim 'in annesi olan Melahat
Fatma ile Semih Tufan Gülaltay in Avukatı arasında yüzyüze bir görüşme gerçekleştiğini,
bu görüşmede Avukatın biz her şeyi biliyoruz, Bedirhan 'a vaat edilen 50 bin dolar para
verilmeyecek, Bedirhan Emniyette Cerrahpaşa 'daki bombalama olayıyla ilgili ifade
vermiş, bu ifadesini geri çeksin, parayı vereceğiz dediğini, Seyhun Zayim 'in annesine bazı
vaatlerde bulunulduğunu düşündüğünü,
Cerrahpaşa 'daki bombalamayla ilgili ifade verdikten sonra iki ay önce Oğuz Alparslan
Abdulkadir ve Ali Kutlu isimli kişilerle bir dönem Edirne F Tipi Cezaevinde B-46 nolu
koğuşta kaldığını, bu kişilerin de kendisinden ifadesini geri çekmesini istediklerini, bunu
Hüseyin Görüm'ün talimatıyla gerçekleştirdiklerini i bildiğini, bu işin dışarısı da var,
zarar görürsün diyerek kendisini tehdit ettiklerini, Hüseyin Görüm 'ün de kendisine yakın
bir koğuşta Muhammet Yüce ile birlikte kaldığını, bu şahısla not kâğıdını buruşturup top
şeklinde birbirlerine atarak koğuştan koğuşa haberleştiklerini, Hüseyin Görüm 'ün
kendisine bu not kâğıtlarında İlhan Selçuk'un adresini bildirdiğini ve İlhan Selçuk'a
hitaben mektup yazarak, şikâyetçi olma, biz seni öldürmedik, öldürmek isteseydik
ölüdürürdük demesini istediğini, kendisinin de bu mektubu yazarak gönderdiğini, bu
mektuba Cezaevi yönetimi tarafından el konulduğunu, bunu öğrenen Hüseyin Görüm 'ün
Oğuz Alparslan Abdulkadir'e not kağıdıyla haber göndererek kendisinin idareye hitaben
bir dilekçe yazmasını ve İlhan Selçuk 'a gönderilen mektupla Hüseyin Görüm 'ün alakası
bulunmadığının belirtilmesini istediğini, Oğuz Alparslan Abdulkadir 'in kendisine bir
dilekçe yazdırdığını, kendisini de bunu idareye gönderdiğini, belirttiği bu isimlerin
Ergenekon davasının Mahkemesi başlamadan bir hafta kadar önce Silivri Cezaevine
nakledildiklerini, mektuptaki düğmeye basacak olan kişinin Hüseyin Görüm olduğunu,
Telefon tesbit tutanaklarında geçtiği gibi, Seyhun Zayim 'in annesi Fatma Zayim ve eşi
Gülten Zayim 'in kendisinin görüşüne gelebilmesi için adlarını Edirne F Tipi Cezaevi
Müdürlüğüne bildirdiğini, ancak isim listelerinin ilk on günde belli olması nedeniyle
isimlerini yazdıramadığını,
23.7.2008 tarihinde Gülten Zayim ile arasında geçen telefon konuşmasındaki paket
konusunun, Bora Ballı tarafından eylemi gerçekleştirdikten sonra kendisine verilecek olan
para olduğunu, konuşmada geçen "O V ile başlıyor" ifadesindeki kişinin Veli Küçük
olduğunu, Veli Küçük'ü medya haricinde tanımadığını, ancak Cezaevinde Hüseyin Görüm
ve Oğuz Alparslan Abdulkadir 'in kendisiyle irtibat kurduklarını ve tehdit ettiklerini,
27.08.2008 tarihli görüşmede ismi geçen Leyla 'mn yakın bir komşuları olduğunu,
10.9.2008 tarihli görüşme ve bu görüşmede geçen ifadelerle ilgili sorula cevap vermek
istemediğini,
Kendisinin başka suçtan dolayı Bayrampaşa cezaevinde kaldığı süre boyunca 3.9.2007-
19.11.2007 tarihleri arasında Av. Ertuğrul Yılmaz tarafından 11.09.2007'de 50 TL, Yüksel
1572 / 2271
Özdoğan tarafından 19.9.2007 tarihinde 100 TL. 5.10.2007 tarihinde 120 TL, 22.10.2007
tarihinde 125 TL,19.11.2007 tarihinde 140 TL, Fatma Şinal adıyla 5.10.2007 tarihinde
150 TL yatırılması, Edirne F Tipi Cezaevinde kaldığı süre içerisinde anneannesi Yüksel
Özdoğan tarafından 50 ve 100 TL arasında değişen miktarlarda para yatırılması
konusundaki sorulara cevap vermek istemediğini, Başka bankalarda da hesabının
olabileceğini ve buralara da para yatırılmış olabileceğini, ancak kimlerin para yatırmış
olabileceğine dair cevap vermek istemediğini,
17.9.2008 ve 1.10.2008 tarihindeki telefon görüşmesi içeriğine ve parası olmadığı halde
Av. Ertuğrul Yılmaz'ın kendisini savunması için kim tarafından gönderildiğine dair soruya
cevap vermek istemediğini, cevap verdiği takdirde para kaynağının kesilmesinden endişe
ettiğini,
Özcan Uğur 'un kendisini Boğaç 'ın adının ifadelerinde geçmemesi konusunda uyardığını,
her türlü ihtiyacının giderilmesi konusunda arkandayım dediğini
Alıcı kısmında Tufan Yüce yazılı olan ancak Cezaevi idaresinde el konulan mektubu
Hüseyin Görüm 'ün yazdırdığını, Tufan Yüce 'nin Hüseyin Görüm 'ün tanıdığı bir kişi
olduğunu düşündüğünü, mektupta geçen canı sıkkın olanların Hüseyin Görüm ve ona yakın
olanlar olduğunu, Emin Gürses 'i tanımadığını, Muhammet Yüce ile Hüseyin Görüm 'ün
Edirne F Tipi Cezaevinde aynı koğuşta kaldığını
Rober Hatemo ve Orhan Pamuk'a yönelik eylem planlarını Bayrampaşa Cezaevinde
kaldığı C 27 koğuşunda Bora Ballı ile beraber yaptıklarını, daha sonra nakledildiği B
Blokta Sarı Serdar isimli kişiyle de bu planları konuşmaya devam ettiklerini, bu kişilerle
ilgili bilgi ve belgelerin Sarı Serdar tarafından temin edildiğini beyan etmiş,
Kendisine sorulan, Örgütün yapısı ve örgüt içindeki konumu hakkındaki soruyu "Ben bu
örgütün tetikçisiyim, örgütün yapısı hakkında bilgi vermek istemiyorum" şeklinde
cevaplamıştır.
Badirhan Şinal sonraki aşama ifadelerinde bu ifadesi hakkında, bu ifadenin kendisinden
diğer sanıklarla aynı anda alındığını, ifadenin hazır şekilde getirtildiğini, kendisinin bu
ifadeyi imzalamadığını ve Avukat refakatinde ifade vermediğini savunmuştur.
Buna karşılık, Bedirhan Şinal Tn Edirne F Tipi Cezaevindeki bu ifadesinin 19.12.2008
tarihinde saat 11.30"da Edirne Barosu tarafından tayin edilen Av.Mehmet Sevinç
refakatinde alındığı ve ifade alma işleminin 16.40Ta bitirildiği, aynı gün Av. Mehmet
Sevinç refakatinde saat 17.00'de Fatih Derdiyok'un, saat 18.30'da Murat Aplak
ifadelerinin alındığı anlaşılmaktadır. Bedirhan Şinal*in dosyada mevcut olan gözaltı evrakı,
hastane evrakları ve diğer belgelerdeki onlarca imzası gözle görülür şekilde birbirine
benzer iken, bu ifadeyi diğer imzalarından tamamen farklı bir şekilde imzaladığı
anlaşılmaktadır.
Murat Aplak 2.4.2008 tarihinde Emniyette müdafii Av.Murat Tansel refakatinde alınan
ifadesinde, Suçlamaları kabul etmediğini, olay günü akşam saat 21:00 sıralarında gezmek
için dışarı çıktığında Metin isimli arkadaşı ile karşılaştığını, saat 21:30 sıralarında
Bedirhan Şinal 'ı elindeki iki tane cam şişeyi birbirine vururken gördüğünü, yanında Umut
Erdoğan 'ın da olduğunu. Umut Erdoğan 'ın elinde kırmızı bir bez parçası gördüğünü.
1573 / 2271
ayrıca yanlarında tanımadığı 16-17 yaşlarında birisinin bulunduğunu, kendisinin
Bedirhan in yanına yaklaşarak ne yaptığını sorduğunu, Bedirhan in silah aldım diyerek
belindeki silahı kendisine gösterdiğini, silaha bakmak istediğinde ise vermeyip yanındaki
şahıslar ile birlikte hızla ayrıldıklarım, bundan sonra da kendilerini hiç görmediğini,
Metin isimli arkadaşından ayrıldıktan sonra da Şimşek isimli internet kafeye gittiğini ve
gece saat 01:00 'e kadar internet kafede kaldığını, daha sonra da evine gittiğini, kendisinin
molotof kokteyli hazırlamadığını, 29.3.2008 akşamı ve gecesinde Fatih Derdiyok'u hiç
görmediğini, Bedirhan ŞinaVle yaklaşık 1,5-2 aydır tanıştığını, samimi olmadığını, Fatih
Derdiyok ile 2 yıldır tanıştığını samimi arkadaş olduklarını, Umut Erdoğan i mahalleden
tanıdığını beyan etmiştir.
Murat Aplak 2.4.2008 tarihinde Cumhuriyet savcılığında müdafi Av.Murat Tansel
refakatinde alınan ifadesinde, Emniyetteki beyanını doğrulamış ve genel olarak aynı
mahiyette beyanda bulunmuştur. Farklı olarak. Emniyet ifadesinde Fatih Derdiyok'u o
akşam ve gece hiç görmediğini söylediği halde, Fatih DerdiyokTa karşılaştığından
bahsettiği, yine Emniyetteki beyanında Metin isimli arkadaşını Bedirhan Şinal ve
arkadaşlarıyla karşılaşmadan önce gördüğünü belirttiği halde. Bedirhan ve arkadaşlarının
uzaklaşmasından sonra Metin isimli arkadaşıyla karşılaştığını ve birlikte internet kafeye
gittiklerini söylemiş, devamında Metin 'le dolaştıkları esnada çarşıda Fatih Derdiyok 'un
yanlarına geldiğini, Fatih'in kendisine Bedirhan'hırın gittiğini, Bedirhan in kendisine
benzin aldırdığını, bir abisinin aracının yolda kaldığını söylediğini belirtmiştir. Ayrıca
Bedirhan in kendisine benzin mi mazot mu yanıcı diye sorduğunu, kendisinin de mazot
yanmaz benzin yanıcı madde dediğini, internet cafeye daha sonra Fatih İn de geldiğini,
saat 02.30'a kadar orda kaldıklarını, kendisinin hap kullanmadığını ve Bedirhan in da hap
getireceğini söylemediğini, Bedirhan i 1,5-2 aydır tanıdığını, nezarethanede iken
Bedirhan in ben selam verdiğim herkesi nasıl burada toplattım diyerek dalga geçtiğini,
Oğuzhan Aslan ve Umut Erdoğan i mahalleden tanıdığını, beyan etmiştir.
Murat Aplak, 2.4.2008 tarihinde tutuklanma talebi ile sevk edildiği Mahkemedeki
sorgusunda, Atılı suçu kabul etmem, patlayıcı madde imal etmedim. Bedirhan Şinal sadece
bana benzin mi yanıcı madde mazot mu diye sordu ben de ona benzinin yanıcı madde
olduğunu söyledim. Olay ile ilgim yoktur. Emniyetteki ve Savcılıktaki ifadem doğrudur
şeklinde beyanda bulunmuştur.
Murat Aplak 19.12.2008 tarihinde Edirne F Tipi Cezaevinde müdafii Av.Mehmet Sevinç
refakatinde Emniyet görevlilerince alınan ifadesinde, Bedirhan Şinal'i oturduğu semtten
tanıdığını, Bedirhan in Meryem isimli bir kızdan hoşlandığını ancak bu kızın ise kendisine
ilgi gösterdiğini, bunun üzerine Bedirhan in kendisini kıskanarak iftira attığını, bundan
dolayı kendisinin ismini verdiğini düşündüğünü, olay günü saat 21-21.30 sıralarında
internet kafeye gitmek için evden çıktığını, yolda Bedirhan, Umut ve Oğuzhan ile
karşılaştığını, sohbet ettiklerini, Bedirhan in belini açarak bir silah gösterdiğini ve silahım
nasıl dediğini, kendisini silahla dolaşmamaması için uyardığını, bu sırada mahalleden
arkadaşı olan Metin Akyel in geldiğini. Metin le birlikte internet kafeye gitmek için
yanlarından ayrıldıklarını, internet kafeye 100 metre yaklaştıkları esnada Fatih
Derdiyok'un koşarak geldiğini ve birlikte internet kafeye girdiklerini, kendisinin molotof
hazırlamayı bilmediğini, Bedirhan Şinal'e de kesinlikle öğretmediğini, olay saatinde
internet kafede olduğunu, 24 'te kapanan internet kafede kapanıştan sonra yapılan
temizliğe yardım etmek için Fatih le birlikte kaldığını, saat 02 'de Fatih ve internet kafede
çalışan arkadaşı Bahadır 'la birlikte ayrılarak eve gittiğini, Bedirhan in molotof
1574 / 2271
hazırlamasından ve atmasından haberinin olmadığını, tutuklandıktan sonra Bayrampaşa
Cezaevinde Bedirhan ve Fatih le birlikte 150 kişilik B 6 koğuşunda kaldığını, Edirne F
Tipi Cezaevinde iken Bedirhan 'ın, senin buraya gelmeni isteyenler var, ben de bu yüzden
senin ismini verdim, oyüzden buradasınız, yaptıranların ismini vermemek için sizin
isminizi verdim dediğini, ayrıca Emniyetteki olay akşamı Fatih 'i görmediğine dair ifadenin
yanlış anlaşılarak yazıldığını z'fade etmiştir.
Fatih Derdiyok, 2.4.2008 tarihinde Emniyette müdafii Av.Mehmet Sami Selçuk
refakatinde alınan ifadesinde, Suçlamaları kabul etmediğini, Cumhuriyet gazetesine
molotof atılacağına dair önceden bilgisinin olmadığını, olayı gazetelerden öğrendiğini,
olay gecesi saat 22.00 sıralarında Murat Aplak ile Taksim 'e eğlenmeye gidecekleri sırada
Bedirhan ile karşılaştığını. Bedirhan Şinal 'ın kendilerine bir saat beklemelerini, kendisinin
500 TL ile geleceğini söylediğini, Bedirhan 'ın elinde bidon olduğunu, ne yapacağını
sorduğunda tanıdığı birisinin aracının benzininin bittiğini söylediğini, kendisinin Shell
istasyonunda pompacı olarak çalışan bir tanıdığının olduğunu, benzini ondan
alabileceklerini söylediğini, bu sırada Umut Erdoğan ile tanımadıkları uzun boylu bir
kişinin otobüs durağında beklediklerini gördüğünü, Bedirhan Şinal ile birlikte giderek 5
YTL İik benzin aldıklarını, Uğur Camii sokağına doğru yürüdüklerini, Bedirhan Şinal ile
Murat Aplak, Umut Erdoğan ve Oğuzhan Aslan ile buluştuklarını, Oğuzhan Aslan 'ın
marketten 3 tane şişe kola aldığını, kolaları içtiklerini, daha sonra Bedirhan, Umut ve
Oğuzhan 'ın sokak ortasına doğru yürüdüklerini, bu esnada Umut Erdoğan 'ın atletini
çıkardığını, bu sırada Bedirhan Şinal'ın da belindeki silahı Murat Aplak'a gösterdiğini,
Murat Aplak'm da silahı alarak bunu yanında taşıma deyip geri verdiğini, bu sırada
Bedirhan Şinal ve Oğuzhan Aslan 'ın şişeye benzin doldurduklarını, molotof yaptıklarını
gördüğünü ve engel olmak için benzin dolu bir şişeyi kendisinin bilerek yere devirdiğini,
bu kişilerin daha sonra 3 tane daha molotof hazırladıklarını, içine atlet soktuklarını,
molotoflardan ikisinin Umut Erdoğan 'da birinin de Oğuzhan Aslan 'da olduğunu, silahın
da Bedirhan Şinal'da olduğunu, bu şekilde kendilerinden ayrıldıklarını, bu kişilerin
kendilerine nereye gideceklerini ve molotofları ne yapacaklarını söylemediklerini, sadece
bir saat sonra geleceklerini söylediklerini, kendisini daha sonra Murat Aplak ile birlikte
Piyerloti'ye çıktığını, saat 3 sıralarında eve döndüğünü, Bedirhan Şinal'ın molotofları
beraber hazırladıkları ve molotofların Cumhuriyet gazetesine atılacağını bildiği yönündeki
beyanlarını kabul etmediğini, molotof atılması olayından sonra yaptıkları görüşmede
Murat Aplak'ın kendisine Bedirhan Şinal'ın molotofun nasıl yapıldığını sorduğunu
aktardığını, kendi kanaatince de Bedirhan Şinal"ı bu olay ile ilgili birilerinin
yönlendirdiğini, kendi başına bu eylemi yapabilecek kapasitesinin olmadığını, kimlerin
yönlendirdiği hususunda bilgisinin olmadığını, Bedirhan Şinal, Murat Aplak, Umut
Erdoğan 'ın mahalleden arkadaşı olduklarını beyan etmiştir.
Fatih Derdiyok 2.4.2008 tarihinde Cumhuriyet savcılığında müdafii Av.Mehmet Sami
Selçuk refakatinde alınan ifadesinde, genel olarakEmniyetteki ifadesini tekrarlamıştır.
Farklı olarak, Emniyet ifadesinde marketten kolaları OğuzhanTn aldığını söylemiş iken,
Umut'un aldığını söylediği, Emniyet ifadesinde ilk önce sadece BedirhanT gördüğünü
Umut ve OğuzhanT otobüs duraklarının olduğu yerde gördüğünü söylemiş iken, ilk
karşılaştıklarında BedirhanTa birlikte Umut ve OğuzhanT da gördüğünü söylediği
anlaşılmış, kendisine Bedirhan tarafından hap getirileceğine dair birşey söylenmediğini,
kendisinin bir yıl öncesine kadar hap ve esrar kullandığını ancak bir yıldır kullanmadığını,
Bedirhan 'ın esrar kullandığını bildiğini beyan etmiştir.
1575/2271
Fatih Derdiyok 2.4.2008 tarihinde tutuklanma talebi ile sevk edildiği Mahkemedeki
sorgusunda, Önceki aşama ifadeleri doğrultusunda ifade ifade vermiştir.
Fatih Derdiyok 10.12.2008 tarihinde Edirne F Tipi Cezaevinde müdafi Av.Mehmet Sevinç
refakatinde Emniyet görevlilerince alman ifadesinde, Bedirhan Şinal 'i Cezaevine girmeden
3 ay önce tanıdığını, Murat Aplak'ı ise 2 yıldan beri tanıdığını belirtmiş ve eski
beyanlarını tekrarlamıştır. Farklı olarak; Bedirhan, Umut ve Oğuzhan'ın kola içtikleri
esnada yanlarına Murat Aplak'ın geldiğini, bir süre sonra da Metin Akyel'in geldiğini,
Metin 'in Murat 'a internet kafeye gideceğini, gelip gelemeyeceğini sorduğunu, Metin ve
Murat 'ın internet kafeye gitmek için ayrıldıklarını, Bedirhan, Umut ve Oğuzhan 'ın benzin
bidonu ile kendisinin yanına gelerek molotof hazırlamaya başladıklarını, Bedirhan 'ın da
kendisine kız arkadaşımdan ayrıldım, onu korkutup dönmesini sağlayacağım dediğini,
kendisinin molotof yapmalarına engel olmak için onlarla tartıştığını ancak
caydıramadığını, bunun üzerine kızarak Bedirhan Şinal'in yapıp yere koyduğu iki tane
molotofa tekme attığını ve şişedeki benzini döktüğünü, daha sonra ordan ayrıldığını, bu
esnada Bedirhan 'ın kendisine kız arkadaşımı kendime döndüreceğim, bunu da sana
ispatlayacağım, bir saat sonra tekrar geleceğim, sen ve Murat burada bekleyin dediğini,
kendisinin onların yanından ayrılıp saatin 23 'ü geçtiği vakitte Pazar içi semtinde bulunan
Şimşek isimli internet kafeye gittiğini, Murat Aplak 'ın da orda olduğunu, internet kajede
yapılan temizliğe de yardım ettiklerini ve saat 03 sıralarında evine gidip yattığını, molotof
atılması olayıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, Bedirhan'ın molotof hazırladığı esnada
bir silahı gösterdiğini ancak bu silahı nerden aldığını bilmediğini, hap konusunun
geçmediğini, molotofun Cumhuriyet gazetesine atılacağını bilmediğini, bilseydi polise
bunu bildireceğini, tutuklandıktan sonra konuldukları Bayrampaşa Cezaevinde Bedirhan
ve Murat'la birlikte kaldıkları B 6 koğuşunda Özcan isimli bir şahsın da bulunduğunu
bildiğini, ancak Özcan Uğur'u tanımadığını, Akın isimli bir kişinin bu koğuşta mümessillik
yaptığını, Bedirhan 'm ifadesinde geçen diyaloglardan haberinin olmadığını beyan
etmiştir.
Seyhun Zayim 4.12.2008 tarihinde Emniyette müdafi Av.Özlem Özçelik refakatinde alınan
ifadesinde, 2007 yılında Bora Ballı ve arkadaşlarına yönelik operasyon sonucunda yağma
suçlamasıyla tutuklandığını ve Bayrampaşa Cezaevine girdiğini, Bedirhan Şinal'i Eyüp
ilçesinden tanıdğını, Bora Ballı 'nın çocukluktan itibaren samimi arkadaşı olduğunu,
Bayram Demir'i Bayrampaşa Cezaevinde tanıdğını, bu kişilerle Bayrampaşa Cezaevinde
Dostları ilə paylaş: |