anlatmak istediğim husus budur, ancak karşımdaki şahıslar çok güçlü olduğu için kendimi
ifade etmekte zorlanıyorum. Baskı görüyorum, ayrıca sunduğum notlar ve beyan ettiğim
Turgut 'un notları da dikkate alındığında daha önce Boğaç Kaan 'ın baskı ve vaatlerle
lehine daha önce bir dilekçe göndertmişlerdir ve o dilekçede doğru değildir, o notlarda
tüm hepsi açıktır. Bunlar kime ait bilemiyorum ancak bu notlar Hakan Karakaş 'ın
vasıtasıyla bana geldi. Bunları Hakan Karakaş kendi el yazısı ile de yazmış olabilir
başkasına da yazdırmış olabilir. Ancak Hakan Karakaş, Boğaç Kaan 'ın dostudur, bunu
Boğaç Kaan Murathan avukatının gönderdiğini düşünüyorum, bu hususta derinlemesine
bir araştırma yapılıp cezaevi kayıtları araştırıldığında bu dediklerimin doğruluğu ortaya
çıkarılacaktır. Ben Emniyette kimsenin adamı değilim, ben devletime güvenerek doğruları
anlattım, daha iyi korunmamın ve gereğinin yapılmasını talep ediyorum şeklinde beyanda
bulunmuştur.
Bedirhan Şinal'in Mahkemeye sunduğu evraklar emanete alınmıştır.
Murat Aplak İstanbul 12.ACM'nin 1.7.2009 tarihli 1. duruşmasında, Eski ifadelerini
tekrarladığını, olay günü akşam 9 sıralarında evden çıktıktan sonra Fatih 'le karşılaştığını,
birlikte Taksim'e gitmeyi düşündükler ini, yolda Bedirhan, Umut, Oğuzhan ile
karşılaştıklarını, Bedirhan 'ın kendisine bir tabanca gösterdiğini, kendisinin ona bu işlerle
ilgilenmemesini söylediğini, Fatih "ın Bedirhan 'ın bir yakınına benzin alacağını
söylediğini, Bedirhan 'm benzin aldıktan sonra yanlarından uzaklaştığını, Fatih 'in de
bakmaya gittiğini ve Bedirhan 'ın kız arkadaşıyla barışmak için kendisini yakacağını
söyleyip barışmak için bunu kullanacağını ilettiğini, gece 03 'e kadar Fatih ve Metin 'le
birlikte internet kafede bulunduğunu, huzurdaki sanıklardan Fatih ve Bedirhan
dışındakileri tanımadığını savunmuştur.
Fatih Derdiyok İstanbul 12.ACM'nin 1.7.2009 tarihli 1. duruşmasında, Emniyet ve
Savcılıktaki beyanlarının doğru olduğunu, Bedirhan Şinal'e, sadece yolda kaldığını
belirttiği için benzin almak konusunda yardımcı olduğunu, Bedirhan ve Murat dışında
huzurdaki diğer sanıkları tanımadığını savunmuştur.
Seyhun Zayim İstanbul 12.ACM'nin 1.7.2009 tarihli 1. duruşmasında, suçlamayı kabul
etmediğini, önceki aşama ifadelerinin doğru olduğunu, Bedirhan Şinal'in kendisi
aleyhindeki beyanlarını kabul etmediğini ve aleyhindeki bu beyanların baskıyla verildiğini,
Bedirhan 'ın savcılık ifadesinde kendisinin adını vermediğini savunmuştur.
Bayram Demir İstanbul 12.ACM'nin 1.7.2009 tarihli 1 .duruşmasında, Boğaç Kaan ile
aynı koğuşta kalmadığını, dışarıdan da bir tanışıklığının bulunmadığını, hakkındaki
isnatların doğru olmadığını savunmuştur.
Bora Ballı İstanbul 12.ACM'nin 1.7.2009 tarihli 1. duruşmasında, Önceki beyanlarının
doğru olduğunu, Boğaç Kaan Murathan 'ı tanımadığını savunmuştur.
Boğaç Kaan Murathan İstanbul 12.ACM'nin 1.7.2009 tarihli 1. duruşmasında, Üzerine
atılı suçlamaları kabul etmediğini, sanıkların hiçbirisini tanımadığını, sanıklarla aynı
1590/2271
koğuşta kalmadığım ve talimat vermediğini, önceki aşama ifadelerinin doğru olduğunu,
evinde elde edilen tabancanın ortağı olan İlker Gökalp 'e ait olduğunu, yaşının olay eşgal
bilgisinde belirtildiği gibi 23-24 olmadığını ve aleyhinde bir teşhis işlemi bulunmadığını
savunmuştur.
Boğaç Kaan Murahan müdafi Av.Burak Bekiroğlu'nun, Boğaç Kaan MurathanTn Sedat
Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak eylemi nedeni ile yargılandığı
İstanbul 9.ACM'deki 2008/150 esas nolu dosyadaki talebi üzerine, İstanbul 9.ACM'si
(Kapatılan) Bayrampaşa Cezaevi İdaresinden Boğaç Kaan MurathanTn hangi tarihler
arasında hangi koğuşlarda yattığının bildirilmesini istemiştir. Silivri 5. Nolu L Tipi
Cezaevi Müdürü Bahtışen Er imzalı 5.12.2008 tarihli yazıyla, Boğaç Kaan MurathanTn
Bayrampaşa Cezaevine girdiği 10.7.2007 tarihinden Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevine
gönderildiği tarihe kadar önce B Blok-14/Alt koğuşunda yattığı, daha sonra B Blok 7 nolu
koğuşa alındığının tespit edildiği, buradan Kocaeli 1. Nolu Cezaevine sevkedildiği
bildirilmiştir. Boğaç Kaan Murathan müdafi Av. Burak Bekiroğlu'nun dilekçesi üzerine
Silivri 5. Nolu L Tipi Cezaevi Müdürü Mustafa Öztürk imzasıyla 12. ACM'ne gönderilen
yazıyla da, Boğaç Kaan MurathanTn Bayrampaşa Cezaevine girdiği 10.7.2007 tarihinden
Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevine girdiği tarihe kadar önce B Blok-14/Alt koğuşunda
yattığı, daha sonra ise B Blok 7 nolu koğuşa alındığının tespit edildiği, Bayrampaşa
Cezaevinde C 7 nolu bir koğuşun bulunmadığı, B ve C blokları arasında geçiş bulunmadığı
bildirilmiştir.
Oğuzhan Aslan İstanbul 12.ACM*sinin 24.5.2010 tarihinde yapılan 3. duruşmasında
müdafi Av.Selma Taş refakatinde. Olay günü Eyüp 'te Bedir han 'ın isminin baş harfi E ile
başlayan ancak tam olarak hatırlamadığı kız ile Bedirhan 'ın tartıştığını, Bedirhan 'ın ona
yarın beni gazetelerde göreceksin dediğini ve sinirli bir şekilde oradan birlikte
ayrıldıklarım, internet kafeye gittiklerini, Umut Erdoğan 'ın da yanlarına geldiğini,
internette İbrahim Tatlıses gibi ünlü kişilere baktığını ve kendilerinin de bu kişiler gibi
tanınmış kişiler olacakların söylediğini, daha sonra internet kafeden ayrılarak evlerine
gittiklerini, sonra Bedirhan ile Umut 'un geldiğini, bir şirkete molotof atacaklarını, sonra
ünlü olacaklarını, televizyonculardan da para kazanacaklarını söylediğini, kendisinin de
kabul ettiğini, yolda Fatih İe karşılaştıklarını Bedirhan 'ın kendilerine anlattıklarını ona da
anlattığını, Fatih ile Bedirhan 'ın benzin almaya gittiklerini, Bedirhan, Umut ve kendisinin
molotof hazırladığını, Fatih 'in bir süre durup gittiğini, Murat Aplak 'ın yanlarına geldiğini
ve kendisine molotof mu atacaksın seni abine söyleyeceğim molotof atmana izin
vermeyeceğim deyip kendisini iteklediğini, Fatih İe birlikte yanlarından ayrıldıklarını,
taksiyle Şişli 'ye gittiklerini orda Bedirhan İn Cumhuriyet gazetesini sorduğunu ve
Cumhuriyet gazetesine attıkları takdirde daha da meşhur olacaklarını söylediğini, birlikte
Cumhuriyet gazetesi yakınlarına geldiklerini, bir tur attıktan sonra Bedirhan Şinal'in
cebinden çıkartdığı molotof şişesini çıkartarak kendisinden ateş istediğini, kendisinin
molotofu yaktığını, Bedirhan 'ın güvenlik kulübesinin yanına bunu attığını, sonra
kaçtıklarını Umut Erdoğan İn yakalandığını, daha sonra gittikleri evlerinde
yakalandıklarını, Bedirhan'ın kendisine olaydan önce önce 500 TL sonra da 10000 TL
para vaadettiğini, Rize li olduğunu bildiği takım elbiseli bir şahsın ve bazen de başka bir
şahısla birlikte haftada veya ayda bir gelerek Bedirhan 'a para verdiğini, neden para
verdiklerini bilmediğini, yanına geldiğinde Bedirhan 'da 700 TL para olduğunu
savunmuştur. Duruşmada bulunan Bedirhan Şinal'in "Baskı altında olup olmadığı"
sorusunu da Baskı altında olmadığı şeklinde cevaplamıştır.
1591 /2271
Bedirhan Şinal İstanbul 12. ACM'ne, 9.11.2010 tarihinde yapdan kapalı olarak yapılan 5.
duruşmada dört ayrı parça evrak ibraz etmiştir.
"Üç Sayfalık El Yazılı İfade" : Çizgisiz bir kâğıda el yazısıyla yazılmış 3 sayfalık yazının
başında "Bedirhan ifadeyi kendin net olarak temize geçersin " ibaresinin bulunduğu, bunun
altında üç sayfalık bir yazılı ifade içeren dilekçenin bulunduğu anlaşılmıştır.Bu dilekçenin
en altında "saygılarımla Bedirhan Şinal" ibarelerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu üç
sayfanın içerik olarak daha sonra Bedirhan Şinal tarafından kendi el yazısıyla aynen yazılıp
imzalandığı ve İstanbul 12.ACM'ne Cezaevi idaresi aracılığıyla gönderildiği tespit
edilmiştir.
"Bedirhan Şinal'in Tekirdağ F Tipi Cezaevinden İstanbul 12. ACM'si Başkanlığına
hitaben İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına gönderdiği 4.6.2010 tarihli iki sayfalık el yazılı
mektupta", yakalanmasının ardından Emniyet müdürlüğünde vermiş olduğu ilk ifadesinin
gerçek olduğunu, bu ifadesinde belirttiği kişilerin dışında hiç kimsenin olayla ilgisinin
olmadığını, meydana gelen olayla Fatih Derdiyok, Murat Aplak ve Boğaç isimli kişinin
uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını, Fatih ve Murat'ın tek suçlarının olaydan önce
kendisiyle karşılaşmaları olduğunu, Boğaç isimli kişinin adını tutuklandıktan sonra
konulduğu Bayrampaşa Cezaevinde, koğuşta kalanlardan duyduğunu, diğer mahkûmların
bu kişinin 1 ay önce başka bir cezaevinden tahliye olduğunu konuştuklarını, diğer
mahkûmlara sorduğunda bu kişinin tanınmış bir kişi olduğunu öğrendiğini, daha sonra
eğer bu kişinin adını ifademe eklersem hem yapmış olduğum olay çok konuşulur, hem
dosya daha kalabalık olur, ben de aradan daha çabuk çıkarım diye düşündüğünü, bu
nedenle Savcılığa dilekçe vererek gerçekleri anlatacağını yazdığını, hâlbuki
anlatacaklarının bir kısmında gerçeklik payı olmadığını, ifade için çağrıldığında Emniyette
verdiği ifadeye tanımadığı ve görmediği ve olayla ilgisi olmayan Boğaç isimli kişinin adını
eklediğini, diğer mahkûmlardan duyduklarıyla ifadesini süslediğini, o nedenle
fotoğraflardan teşhis edemediğini, amacının böyle bir olayı yapmışken tanınan kişilerin
adını verip isim yapmak olduğunu, terör örgütü suçlamasını kabul etmediğini, birçok
insanın suçsuz yere gözaltına alınmasına sebep olduğu için vicdan azabı çektiğini,
tahliyesini talep ettiğini belirtmiştir. Her iki yazının içerik olarak aynı olduğu yapılan
incelemeden açıkça görülmektedir.
"İki sayfalık el yazısıyla yazılmış mektup": Bu mektupta "Selamün Aleyküm (Üstü
karalanmış olarak Burak yazılı) merhaba notunu aldım. Çok sağol bizler de iyiyiz, Senin de
iyi olmana çok sevindim, gıyabında seni çok iyi tanıdığımdan böyle bir olaya dâhil olman
vesile olman beni çok mutlu etti, Bedirhan 'ın gönlünün rahat olması açısından da ayrıca
sevindim. (Üstü karalanmış olarak Burak Orhan) Dayıyla her zaman sohbetini yapıyoruz.
Seni kendimizden bizi de kendinden görmeni canı gönülden isteriz. Yapmış olduğun
dostluğun da beni ne denli mutlu ettiğini anlatamam. Çok teşekkür ederim. (Üstü
karalanmış olarak Burak yazılı) Bedirhan 'dan dinlediğin gibi yaşanan sıkıntılardan bilgi
sahibisin. Bedirhan da bizim yapmış olduğu, göstermiş olduğu samimiyetle dostumuz
kardeşimiz. Boğaç 'kır da bizim dostlarımız kardeşlerimiz arkadaşlarımız. İnşallah bizim
de yardımımızla yaşanan sıkıntıyı ortadan kaldırırız. (Üstü karalanmış olarak Burak yazılı)
Yapılan dostluğun maddiyatla, ne Bedirhan 'la ne de Boğaç 'la hiçbir konusu olmamıştır.
Bedirhan 'ın yapmış olduğu dostluğa karşı benim de üzerime düşeni yapmam gerektiğinde
senin nazarında her türlü sözü veriyorum. Aralarında hiçbir sıkıntının, sorunun
yaşanmayacağının garantisini aldım. O insanlara da sonuna kadar güveniyorum
inanıyorum beni mahcup etmezler. (Üstü karalanmış olarak Burak yazılı) Para konusunda,
1592/2271
ben Bedirhan bunu para için yapıyor, böyle bir talebi var diye kesinlikle söylemedim.
Bedir han da böyle bir talepte bulunmadı. Ben tamamen burada Bedirhan in sıkıntı
yaşamaması için yapmam gereken şeyi yaptım. (Üstü karalanmış olarak Burak yazılı)
Hesabına para yatıracaktım. Mahkeme tarafından her şey i Avukat da söyledi. Takip
ediliyor. Bir de böyle bir dilekçenin ardından çok daha özen göstererek araştırırlar. Sen de
çok iyi biliyorsun ki böyle bir durum ortaya çıkartılırsa verdiği dilekçenin de, söylediği
ifadenin de hiçbir geçerliliği olmaz. Benim senden bu konuda özellikle ricam olacak.
Bedirhan in da kafasının rahat olması açısından önümüzdeki hafta içi senin aracılığınla
Bedirhan 'a bir şekilde para bırakmak. Burak seninle herşeyi paylaşayım. Ne sana ne de
Bedirhan 'a mahcubiyet yaşamayayım. Sen nasıl Bedirhan nasıl arzu ederse hiçkimsenin
zarar görmeyeceği bir şekilde hareket edelim. Önümüzdeki hafta 5 milyar, Mahkemeye de
Mahkemeden bir iki gün sonra 5 milyar daha bıraktıracağım. Senin de bilgin olsun. Sıkıntı
yaşanmayacak bir şekilde ulaştıralım. ( Üstü karalanmış olarak Burak yazılı) Senden haber
bekliyorum. Kendine çok iyi bak, yapmış olduğun dostluğun beni ne denli mutlu ettiğini
bilemezsin, çok sağol (Üstü karalanmış olarak Burak yazılı) Bedirhan 'a sabah yazdığım
notta birşeyler sordum, bana yazarsa sevinirim, kendine çok iyi bak, senden cevap
bekliyorum, (Üstü karalanmış olarak Oktay yazılı ) ahimin de çok selamları var Allah 'a
emanet ol. (Üstü karalanmış olarak Hakan yazılı)
"Üç sayfadan oluşan küçük notlar halinde el yazısıyla yazılmış evrak": Üç tanesi bir A 4
kâğıdına, diğer iki tanesi de ayrı A 4 ebatındaki kâğıda yapıştırılmış olarak 5 küçük
kâğıdın üzerinde 1, 2, 3, 4, 5 şeklinde numaralandırmanın olduğu görülmüştür.
1 nolu notta, "İstanbul 12.Ağır Ceza Mahkemesi Sayın Başkanlığına, Sayın başkanım ve
değerli üyeler, bundan yaklaşık 2,5 sene önce Cumhuriyet Gazetesine molotof kokteyli
attığımdan dolayı yargılanıyorum. Daha önce Mahkemeye savunmamı yollamıştım. Bu
savunmamda olayı gerçekleştirmemdeki asıl amacı ve nasıl olduğunu terörle mücadeledeki
ilk ifademdeki gerçeklerin yazdığını anlatmıştım. Daha önce de bahsettiğim gibi Fatih
Derdiyok ve Murat Aplak olacaklardan habersizdi. Boğaç denilen kişiyi ise zaten hiçbir
zaman tanımadığımı ve görmediğimi anlatmıştım. " yazılı olduğu tespit edilmiştir.
2 nolu notta: "Terörle Mücadelede ilk verdiğim ifadeden sonra tutuklanmamın ardından
Bayrampaşa cezaevine götürüldüğümde burada Boğaç denilen kişinin ismini diğer
mahkûmlardan duyduğumu ve tanınmış bir kişi olduğu için adını bu olaya karıştırırsam
yapmış olduğum olay daha çok konuşulur diye düşündüğümü de anlatmıştım. Hatta diğer
mahkûmlardan duyduğum Boğaç denilen kişinin hakkında yine diğer mahkûmlardan
duyduğum bilgilerle süslediğimi de anlatmıştım. Ancak önceki savunmamda anlatmadığım
bir duruma değinmek istiyorum. Tutuklanmamın ardından savcılığa verdiğim ifademde ben
hiçbir zaman Boğaç Kaan Murathan demedim " yazılı olduğu tespit edilmiştir.
3 nolu notta: "Ben bu ifademde de adı Emre olan soyismini hatırlamadığım Boğaç lakaplı
kişiden bahsettim, benim bu ifademi vermemden sonra ifademi alan Savcı bana
bahsettiğim kişinin Boğaç Kaan Murathan olup olmadığını bastıra bastıra sorduğundaben
kendisine adı Emre olan soyismini bilmediğim, lakabı Boğaç olan kişiden ben
bahsediyorum demiştim. Ancak 8 ay sonra ben Edirne F tipi cezaevinde yatarken
İstanbul'dan gelen ve daha önce İstanbul'daki Emniyette gördüğüm polis memurları
tekrardan ifademi almak için geldiler. Ancak geldiklerinde zaten yanlarında daha önce
kimin hazırladığını bilmediğim bir ifade getirmişlerdi. Bu ifadeyi benim imzalamamı
1593 / 2271
istediler. Eğer imzalarsam 3-4 ayda serbest kalacağımı söylediler" yazılı olduğu tespit
edilmiştir.
4 nolu notta: "Bu ifadeyi okuduğumda daha önce bahsetmiş olduğum ifademdeki adı Emre
olan soyismini bilmediğim Boğaç olarak tanınan şahıs yerine Boğaç Kaan Murathan ismi
yazılmıştır. Hatta kendilerine bahsettiğim kişinin bu kişi olmadığını söylediğimde bana
eğer sen bu ifadeyi imzalar vebıı kişinin ismini söylersen 3-4 ayda çıkarsın diye vaadde
bulundular. Ben annesiz babasız büyüyen biriyim. Hayatta güvenebileceğim kimse
olmadığından bu polis memurlarına güvendim, daha doğrusu onlardan çekindim.
Dediklerini yapmazsam cezaevinden çıkamam diye korktum. Ancak görüyorum ki benim de
bu boşluğumdan faydalanan polisler yüzünden suçsuz insanlar cezaevlerinde yıllardır
yatmaktadırlar."
5 nolu notta: "Yaptıklarımdan dolayı pişmanım. Kendimi polislere alet ettiğim için de
üzgünüm ama yapacak bişeyim yoktu, çaresizdim. Benim yüzümden olaylar buralara kadar
geldi. İnsanlar mağdur oldular. Ben de kimsesizliğimden dolayı mağdur oldum. Tekrar
vicdan azabı çektiğimi söylüyorum. Mağduriyetimin giderilmesini ve tahliyemi talep
ediyorum. " yazılı olduğu tespit edilmiştir.
"Bir sayfa el yazısıyla yazılmış evrak ve ekinde ajanda kâğıdına yazılı ayrı bir doküman**:
1 sayfalık el yazısıyla yazılmış kâğıtta " Selamün Aleyhim Bedirhan öncelikle geçmiş
olsun. Mahkemen inşallah dilediğin gibi geçmiştir. Bedirhan sana ne kadar teşekkür etsem
azdır. Beni mahcup etmedin ya bundan sonraki yaşamım boyunca benim can dostumsun.
İnanılmaz mutlu ettin beni Allah razı olsun. Yarın sana çok daha detaylı yazacağım. Şimdi
topun ulaşmama ihimalini de gözönünde bulunduruyorum. Minnettar olduğumu bil.
Yürekten de inan. Senin için her zaman her konuda her şeyi yapacağıma dair tekrar söz
veriyorum. ( Üstü karalanmış olarak Burak yazılı) merhaba Bedirhan'ın yazdığı notu
aldım. Böyle bir olaya senin de vesile olmandan dolayı çok mutluyum. Her iki tarafa da
çok büyük bir dostluk yaptın. Diğer dostumuz için de sana çok teşekkür ederim. Her
konuda yapılması gereken herşey yapılacaktır. Seni de hiçbir durumda mağdur
etmeyeceğime yürekten inan. Yarın tekrar detaylı bir şekilde yazacağım. Allah 'a emanet
olun. " yazılı olduğu tespit edilmiştir.
"Ajanda sayfasına yazılmış iki sayfalık el yazısıyla yazılmış kâğıtta'": "Selamün Aleyhim
Bedirhan günaydın nasılsın, odanıza tekrar hoşgeldiniz, güzel olmuş mu birbirimize alıştık
Yokluğunuzu hissettik. Bedirhan Perşembe günü sana ziyaret geldi. Ziyaret saatini
geçmişlerdi.2.30.da buradaydılar. Trafik çok tıkalıymış. Ondan dolayı geç kalmışlar.
Burada yoktun o yüzden sana iletemedim. Anneannen çok ufak halsizlik yaşamış, Anadolu
yakasına Tacettin dayına geçmiş. Bizim çocuklar da görüşmeye gitmek istediklerinde biraz
rahatsızım karşı taraftayım demiş. Oraya gitmişler. Bedirhan önemli hiçbir problemin
olmadığına emin ol. Bana abi ilgilenelim dediler ben de elinizden geleni yapın dedim.
Senin için her zaman her konuda elimden geleni yapacağıma dair söz verdim sana. Her ne
konu olursa olsun her zaman yanındayım. Bedirhan Allah nasip ederse bu ay 24. Perşembe
günü anneannen açık ziyarete gelecek. Sana bizimkiler de aynı gün gelecek. Yani sana
şunu söyleyeyim kafan çok rahat olsun. Hasta deyince problem varmış gibi kafanı takma
Bedirhan Tacettin dayın hesabına para da yatırdı. Fişini sana atıyorum. Anneannen de
gelirken açık ziyarette yine getirecek sana. İstersen de hesabına yalırttırırsın. Açık
ziyarette dilediğin gibi sözlü olarak söylersin. Son gönderdiğiniz değerli şey için de çok
çok teşekkür ederim. Kendinize çok iyi bakın. Tekrar hoşgeldiniz. Bedirhan sana
1594 / 2271
söylediğim konu hakkında bana yazarsan çok mutlu olurum, bekliyorum. Herhangi bir
isteğin varsa yazarsın. Fazla tatlı yemeyin kilo olarsınız, dikkat edin (Karalanmış olarak
Oktay beyin de yazılı) çok selamları var Allah'a emanet ol." Yazılı olduğu görülmüştür.
Bedirhan Şinalin anneannesi olan Yüksel ÖzdoğanTn 24.5.2010 tarihli el yazısıyla
yazılmış ve altı imzalanmış olan iki sayfalık bir mektubu Mahkemeye sunduğu bu
mektupta Bedirhan"a eylemi Karagümrük çetesinin işlettiğini içeren ibareler olduğu
anlaşılmıştır.
Boğaç Kaan Murathan müdafi Av. Burak Bekiroğlu tarafından sureti onaylanan ve
Bedirhan Şinal'in adı ve imzası bulunan iki sayfalık mektup sureti dosyaya konulmuştur.
Mektup zarfının üstünde alıcı olarak Gülten Zayim'in isminin yazılı olduğu, gönderen
kısmında ise Bedirhan Şinal Edime F Tipi Cezaevi Edime ibarelerinin yazılı olduğu, bu
mektupta hal hatır sorulan cümlelerin dışında "Yenge ben sana telefonda söylemiştim ifade
konusunu, ifadeler hazırlandı ben imzaladım, ama tabi insanlar dışardan farklı yorumladı
herşeyi ama inan herşey dışardan göründüğü gibi değil" ibarelerinin yazılı olduğu
görülmektedir.
Bedirhan Şinal'in Silivri Cezaevinde bulunduğu esnada aynı Cezaevindeki Oğuz Alparslan
Abdulkadir'e Cezaevi iç postası aracılığıyla gönderilen iki adet mektubun Oğuz Alparslan
Abdulkadir tarafından sunulduğu, mektuplarda tarih bulunmadığı ancak Bedirhan Şinal'in
imzasının bulunduğu görülmektedir. 1. Mektupta Bedirhan Şinal'in " bir de Oğuz Abi
Kandıra'da yatan ahimden haber geldi.. Oğuz Abi sen bana demiştin ben sana yazacam
diye ama bana herhangi bir mektubun ulaşmadı "yazdığı, 1. mektup yazıldıktan sonra
Oğuz Alparslan Abdulkadir'in cevap yazdığı ikinci mektup içeriğinden anlaşılmaktadır.
İkinci mektupta imzanın da altında en alt kısımda Bedirhan Şinal'in "Söylediğin herşeyi
anladım abi" yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
Bedirhan Şinal'in, "Tekirdağ Cumhuriyet başsavcılığının 8.6.2010 tarihli üst yazısıyla
İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına gönderilen, 4.6.2010 tarihli iki sayfadan oluşan
12.ACM'si Başkanlığına hitaben yazılmış el yazılı mektup": Bu mektup yukarıda
incelenmiş olup Bedirhan Şinal'in 5. duruşmada Mahkemeye sunduğu el yazılı notlardaki
mektupla aynı olduğu ve bu mektup taslağının Bedirhan Şinal'e aynısını yazması için
Hakan Karakaş aracılığıyla Boğaç Kaan Murathan'nın müdafii Av. Burak Bekiroğlu
tarafından gönderildiğini ve aynısını yazıp Mahkemeye gönderdiğini belirttiği mektuptur.
Bedirhan Şinal 1.7.2009 tarihinde İstanbul 12. ACM'ne sunduğu elyazısıyla yazılmış ve
altı imzalanmış mektubunda : "Yapmış olduğu eylemin planlayıcılarının Bora Ballı ve
Seyhun Zayim olduğunu, Murat Aplak ve Fatih Derdiyok'un hiçbir suçu olmadığını"
belirtmiştir.
Bedirhan Şinal 09.12.2009 tarihinde İstanbul 12. ACM'ne gönderdiği el yazısıyla yazılmış
ve altı imzalanmış mektubunda: Geçen duruşmada bazı Avukatlar tarafından kendisinin
İlhan Selçuk 'a yollamış olduğu mektupla olayları farklı yerlere çekmek istediğinin iddia
edildiğini, bunun yalan ve yanlış olduğunu, polislere Cezaevinde vermiş olduğu ifadede bu
mektubu kendisine kimlerin yazdırdığını açıkça beyan ettiğini, kendisinin akli dengesinin
yerinde olmadığını iddia eden Avukatları bunu ispat etmeye davet ettiğini, Seyhun Zayim
ve Bora Ballı 'nın akrabalarını kendisiyle telefonda görüştürüp polise vermiş olduğu
1595 / 2271
ifadesini polis zoruyla verdiğini ve bu ifadeleri kabul etmemesini kendisinden istediklerini
belirtmiştir.
Bayram Demir İstanbul 12. ACMme gönderdiği 25.6.2010 tarihli dilekçede, "Bayrampaşa
Cezaevindeki koğuşların 100-120 kişilik olduğunu, Bayrampaşa Cezaevinde C 27
koğuşunda Bedirhan Şinal denilen kişiyi görmenin dışında en ufak bir sohbetinin
olmadığını ve Bedirhan 'ın kendisinin sohbet ortamında da hiç bulunmadığını" ifade
etmiştir.
Boğaç Kaan Murathan Silivri Cezaevinden İstanbul 12. ACM'si Üye Hâkimine gönderdiği
28.12.2009 tarihli 3 sayfalık dilekçede, Bedirhan'ın ilk celse verdiği ifadede kendisiyle
alakalı en ufak bir kelime dahi söylemediğini, sorulan sorulara cevap vermediğini,
bazılarının isteğini yerine getirdiğinin belli olduğunu, bu kişilerin kendisine neden bunu
yaptığını bilmediğini, Kelebek operasyonu kapsamında Mahkemelik olduğu Organize Şube
Polisleri Serdal Akça ve İbrahim Emre 'nin ceza aldığını, bu kişilerin bu dosyayı alıp bu
hale getirdiklerini ifade etmiştir.
Seyhun Zayim İstanbul 12.ACM Üye Hâkimine gönderdiği 25.1.2010 tarihli dilekçede,
Bedirhan Şinal'in ifadelerinde büyük çelişkiler olduğunu, Ergene kon soruşturmasının
Dostları ilə paylaş: |