3)2005 YILINDA KARA KUVVETLERİ KOMUTANI YAŞAR BÜYÜKANIT'A
YÖNELİK EYLEM HAZIRLIĞI;
İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; girişin karşısındaki sekreter odasının sağ
tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CDTerden
üzerinde "Versatile" yazan 411509A102B4 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde;
içersinde "Hikmet Çiçek'e Ulaşanlar" isimli klasör olduğu, bu klasör içersinde iç içe
girmiş çok sayıda klasör ve dosyaların olduğu, sırası ile "Hikmet Çiçek'e Ulaşanlar'Vİç
İsth"/"17. Müteferrik Konular" isimli klasöre gelindiğinde içersinde çok sayıda klasör ve
word dosyalarının olduğu, bunların içersinde "Koruma Planı" isimli word dosyası
incelendiğinde içeriğinde; "08 Şubat 2005" tarihli dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Yaşar BüyükanıtTn koruma planı başlıklı (9) sayfalık çizelge şeklinde yazı
olduğu, içeriğinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar BüyükanıtTn
belirtilen tarihte İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretler sırasındaki koruma planının
olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu belgenin nereden, ne şekilde temin edildiği, hangi amaçla
saklandığı ve bu planları başka herhangi bir kimseye verilip verilmediği Doğu Perinçek'e
sorulduğunda; sorulan somya cevap vermek yerine "Böyle kanun dışı saçma sapan, vatana
ve millete hiyanet anlamı taşıyan işlerle bizim hiçbir işimiz olmadığını, Genel Kurmay
Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, MİT Müsteşarı bilir" şeklinde beyanlarda bulanarak söz
konusu koruma planı hakkında ifade vermekten kaçındığı, bu CDTerin bulunmuş olduğu
katın sorumluları sorulduğunda ise; "Girişin karşısında böyle bir sekterlik odası yok. Her
katta ikişer adet sekretarya odası vardır. Bu odalarda çalışanların isimlerini şuanda
1649 / 2271
bilmiyorum." şeklinde cevap vererek CD'lerin sorumlu tutulacağı parti çalışanlarını
saklamaya çalıştığı. Doğu Perinçek'in bu beyanları, aynı yerden ele geçirilen Yargıtay
Krokileri ve İzmir NATO Karargahı krokileri ile birlikte değerlendirildiğinde, dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıf a yönelik eylem hazırlığı kapsamında yapılan
örgütsel çalışma olarak değerlendirilmiştir.
4)2007 YILI İÇERİSİNDE FEHMİ KORU, ORHAN PAMUK DİYARBAKIR
BELEDİYE BAŞKANI OSMAN BAYDEMİR'E, DTP MİLLETVEKİLİ SEBAHAT
TUNCEL VE AHMET TÜRK'E YÖNELİK SİLAHLI SALDIRI HAZIRLIĞI;
Ergenekon Terör Örgütüme yönelik yürütülen soruşturma sırasında, Kuvayı Milliye
Demeği Başkanı Mehmet Fikri Karadağ ve etrafındaki şahıslara yönelik teknik takip
çalışmaları yapılmış, yapılan bu çalışmalar sırasında, Mehmet Fikri Karadağ'ın Veli Küçük
ve Sevgi Erenerol ile toplantılar düzenlediği, bu toplantılara katıldığı dönemde de diğer
taraftan demek çatısı altında etrafına topladığı kişilere gazeteci yazar Fehmi Koru ve yazar
Orhan Pamuk'a yönelik suikast hazırlığı yaptırdığı tespit edilmiştir.
Sanıklar Mehmet Fikri Karadağ, Selim Akkurt, Muhammet Yüce, Ayhan Çelik, Coşkun
Çalık, arasında yapılan ve haklarında iletişim tespit kararları bulunan telefon konuşmaları
ve bu konuşmalara ilişkin tapelerden Ergenekon Terör Örgütü'nün Kuvayı Milliye
Demeğindeki yapılanmasının Orhan Pamuk. Fehmi Koru, Ahmet Türk, Osman Baydemir
veya Sebahat Tuncefin öldürülmesi konusunda plan yaptığının sabit olduğu, maddi çıkar
karşılığında, aralarında herhangi bir husumet bulunmayan kişileri de öldürmeyi göze
alabilecek yapıdaki Muhammet Yüce, Selim Akkurt, Coşkun Çalık ve Ayhan Çelik isimli
kişilerin, maddi menfaat ve eylemden sonra korunup kollanma vaadi ile teklifi kabul
ettikleri. Muhammet Yücemin Coşkun Çalık ile yaptığı 02.11.2007 günlü telefon
görüşmesindeki konuşmalarından yapmayı planladıkları eylemleri gerçekleştirmeleri
halinde ülkenin nasıl bir hale geleceğini öngördükleri, yakalanmayı başından itibaren göze
aldıkları, yakalanmamaları halinde ise bu eylemlerden dolayı ülkede çıkacak bir
karışıklıktan kendi menfaatleri doğrultusunda ayrıca yararlanma düşünceleri bulunduğu
anlaşılmıştır.
Muhammet Yüce'nin Mehmet Fikri Karadağ'ın yukarıda sözü edilen provakatif terör
eylemleri için kendisinden eleman temin etmesini istemesi üzerine iki ayrı cinayet
suçundan yakalama emri ile aranan Selim Akkurt"u Mehmet Fikri Karadağ ile tanıştırdığı,
bu aşamadan sonra telefonlarının dinlendiği yönündeki kuvvetli şüphesi nedeni ile Mehmet
Fikri Karadağ'ın Muhammet Yüce ile yaptığı konuşmalarda eylemlere onay vermediği
anlamı çıkarılacak sözler söylediği, Muhammet Yüce'nin ilk başta bu durumu anlamadığı
ve Mehmet Fikri Karadağ'ın eylem yaptırmaktan vazgeçtiğini düşünüp Veli Küçük ile
bağlantı kurmaya çalıştığı, ancak gerçekte Mehmet Fikri Karadağ'ın eylemlerden
vazgeçmediği, olabildiğince dikkatli şekilde tekrar Selim Akkurt ile bağlantı kurduğu, en
son da iki ayrı ankesörlü telefondan Selim Akkurt'un kullanımındaki cep telefonunu
aradığı ancak ulaşamadığının belirlendiği, bu aşamadan sonra planlanan eylemler için
yapılan görüşme ve faaliyetlerin arttığı, hedefteki kişiler için göze alınamayacak derecede
tehlikeli boyuta vardığı düşüncesi ile zaten yakalama emri ile aranan Selim Akkurt'un
yakalandığı anlaşılmıştır.
1650 / 2271
Mehmet Fikri Karadağ'ın yapmış olduğu telefon görüşmeleri tapelerinden Yaşar
Arslanköylü ile görüşmesinde almak istediğini söylediği "Özel görevi" bağlı bulunduğu
Ergenekon Terör Örgütünden aldığı değerlendirilmiştir.
Coşkun Çalık, "Muhammet Yüce'nin daha önce Ahmet Türk'ü öldürme teklifinde
bulunduğunu.ancak PKK'nın ailelerine zarar verebileceğini düşündüklerinden
vazgeçtiklerini, daha sonra da Mehmet Fikri Karadağ'ın Muhammet'e Orhan Pamuk'u
öldürmeyi teklif ettiğini, Osman Baydemir konusunda da aynı şeylerin geliştiğini, Orhan
Pamuk'a suikast eylemini planladıklarını,eylemde tetiği Halil (Kod) Selim Akkurt' un
çekeceğini, kendisi ile Ayhan Çelik'in gözetleyici olacağını, Muhammet Yüce'nin de şoför
olacağını, Muhammet Yüce ile aralarındaki mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin Fuci
(Kod) Ayhan Çelik olduğunu ve bu kişiyi Selim Akkurt'un akrabası olarak bildiğini"
beyan etmiştir.
Muhammet Yüce, "Selim Akkurt ile Mehmet Fikri Karadağ'ı kendisinin tanıştırdığını,
birbirlerine telefon numaralarını verdiğini, Fikri AlbayTn kendisinden dört dörtlük
delikanlı bir adam istediğini, kendisinin de Selim'in telefonunu verdiğini, Fikri Albayın
İstanbul'da bir otel söyleyerek buluşmak için çağırdığını, sonrasında Selim'e
ulaşamadığını söylediğini.daha sonra da "sen ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda
olsun" dediğini, ne amaçla çağırdığını neden böyle bir adam istediğini de bilmediğini,
Selim Akkurt'u İstanbul'da olduğu için tavsiye ettiğini, Selim'in Erzurum Oltu'daki
ağabeylerinin karıştığı bir silahlı çatışma olduğunu, bu olayda iki kişi öldüğünü, 3-4 kişinin
de yaralandığını,ölü ve yaralıların hepsinin Selim Akkurt'un ailesinden olduğunu, bu
olaydan bir yıl sonra karşı taraftan bir kişinin öldürüldüğünüzü olay nedeni ile Selim'in
dört yakınının tutuklandığını, Selim'in bu olaydan dolayı aranıp aranmadığını bilmediğini,
Orhan Pamuk ile herhangi bir husumeti olmadığını, Orhan Pamuk'u kaldırma konusunda
Selim Akkurt ile aralarında konuştuklarını, ancak herhangi bir şey yapmadıklarım, telefon
görüşmelerinde geçen Halil isimli kişinin Selim Akkurt olduğunu" beyan etmiştir.
Coşkun Çalık beyanında "Orhan Pamuk'u tanımadığını, televizyonda dahi görmediğini,
ancak Muhammet Yüce' nin kendisine Orhan Pamuk'u öldürmeleri halinde Fikri Albay'm
2 trilyon vereceğini söylediğini, Muhammet Yüce'nin kendisine Orhan Pamuk'u Türk
düşmanı bir yazar olarak anlattığını,paraya ihtiyacı olduğu için bu teklifi önce kabul
ettiğini, bu eylemi gerçekleştirmeleri halinde Muhammet Yüce nin dediğine göre Fikri
Albay'ın adam başı 2 trilyon vereceğini, kendisi Muhammet Yüce'ye Albay'da bu kadar
para ne geziyor diye sorduğunda Albayın bir demeğinin olduğunu, o demekten paranın
geleceğini söylediğini..." belirtmiştir. Bu ifadede belirttiği şekilde bu eylemler için vaat
edilen miktardaki paranın Mehmet Fikri Karadağ'da bulunmasının, bulunsa bile yukarıda
açıklanmaya çalışıldığı şekli ile bu eylemleri nerede ise gönüllü olarak yapabilecek kişiler
varken maddi menfaat karşılığı azmettirdiği diğer şüphelilere vermesinin mantıksız
olacağı, bu hali ile de suikast için Mehmet Fikri Karadağ tarafından vaat edilen paranın da
Ergenekon Terör Örgütünün Lobi Yapılanması tarafından karşılanacağı değerlendirilmiştir.
"Lobi" adı verilen örgüt belgesinde "Eleman Profili" alt başlığında yazılı ".. gereğinde her
tür eleman profilinden yararlanılmasından kaçınılmamalıdır. Özellikle sistemle barışık
olmayan, aradığını bulamamış yapıdaki kişilikler seçilmelidir.." hedefine uygun olarak
daha önce örgüte kazandırdığı,profıli yukarıda kısaca açıklanan Muhammet Yüce'den söz
konusu provakatif terör eylemleri için adam temin etmesini istediği, Muhammet Yüce'nin
temin ettiği iki ayrı kasten öldürme suçundan aranan, ayrıca işleyeceği bir cinayet için
1651 /2271
pratikle daha fazla ceza yatmayacak Selim Akkurt'un bu eylemler için en uygun kişi
olduğunu değerlendirerek bağlantı kurmaya çalıştığı, şüphelilerin görüşmelerinde
haklarında suikast planları yapılanların etnik,siyasi,yazar ve gazeteci kişilik ve kimlikleri
ile uluslar arası düzeyde dahi tanınan ve dile getirdikleri bazı söylemleri nedeni ile de
yandaşları olduğu kadar halkın bir kısmının tepkisini de çeken kişiler olduğu,maddi
menfaat karşılığı bu eylemlerin havale edileceği yukarıda yazılı kişilerden ayrı,neredeyse
gönüllü olarak bu eylemleri gerçekleştirebilecek pek çok kişinin bulunduğu,
kamuoyundaki bu algılama nedeni ile olası bir suikastin Ergenekon Terör Örgütünce
takdim edileceği görünürdeki sebeplerinin kamuoyunca doğru olarak algılanmasına yol
açacağı gibi,eylemlerin asıl amacına uygun şekilde halkın bir kısmının tepkisini
sağlayacak nitelikte oldukları değerlendirilmiştir.
5)İBRAHİM ŞAHİN'DE ELE GEÇEN S-l BELGESİ, SUİKAST PLANLARI, ANKARA
GÖLBAŞI'NDA ELE GEÇEN SİLAHLAR :
Ergenekon Terör Örgütü ara yöneticisi olduğu değerlendirilen Sanık İbrahim Şahin'in
ikametgahlarında yapılan aramalarda birçok eylem planları ele geçirilmiştir. Eylem
planlarında nihai aşamaya geçirilmeden sanıklar yakalanmıştır. Tape kayıtları, aramalarda
elde edilen silahlar, krokiler ve diğer deliller de eylem planlarını teyit etmiştir. Eylem
planlan aşağıda başlıklar halinde ele alınacaktır, ancak bu eylem planlarının daha net
anlaşılabilmesi için Sanık İbrahim Şahin'den ele geçirilen belgelerden, tape kayıtlarından
ve dosyadaki delillerden kurulduğu tespit edilen ve Ergenekon Terör Örgütü'ne bağlı
olarak kurulduğu tespit edilen S-l isimli hücre yapılanmasına değinilmesi ve niteliğinin
açıklanması gereklidir.
İbrahim Şahin'de Ele Geçen S-l Belgesi, Suikast Planları, Ankara Gölbaşı'nda Ele Geçen
Silahlar :Ergenekon Terör Örgütü'nün ülkede darbe zemini oluşturmak amacıyla
gerçekleştirdiği tespit edilen Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması
eylemlerinden sonra benzer eylemler gerçekleştirmek amacıyla faaliyet yürüttüğü,
Örgüt'ün Danıştay saldırısından sonra suikast planları yaptığının tespit edilmesi üzerine.
Hakkında kamu davası açılan sanık Muzaffer Tekin'e ait 0532 291 92 93 telefonda
bulunan; "'sizin yanınızda dava arkadaşı olan insanların ilk önce yüksek vasıfılı Türk
olması gerekir çünkü yiğite yiğit er gerekir komutanım Erciyes'ten saygılar
gönderen:05468188846 21.Tem.2006, Danıştay olayları böyle bitmez komutanım bu şarkı
böyle bitmez yeni sloganımız (bu da bizim türkümüz Muzaffer Tekin gerçek liderimizdir.)
saygılar komutanım gönderen (İbrahim şahin):05322616592 23.Tem.2006 13:09:32 tarihli
mesajlar ve soruşturma çerçevesinde elde edilen bilgiler değerlendirildiğinde, İbrahim
Şahin, soruşturma çerçevesinde takibe başlanılmıştır.Yapılan takiplerin sonucunda İbrahim
Şahin'in Ankara Yenimahalle İlkyerleşim Mahallesi 451. Sokak 1984 Çiğdemlik Sitesi
Küme Evleri No: 156 sayılı adresinde yapılan aramada ele geçen S-l başlıklı 4 sayfalık
dokümanda; Emniyet görevlileri olan Servet Kaynak, Fahri Süslü, Kemalettin Baki, Bülent
Güngördü, Zenar Atik, Murat Çavdar, Mehmet Dalagan ile TSK mensubu olan Taylan
Özgür Kırmızı, Emre Baltacı. Melih Yüksel, Onur Özdemir, Cihan Arık, İlhan Bolayır,
Murat Eke ve Ali Oktay Şahbaz'ın doğum yeri, doğum tarihi, vatandaşlık numarası, kan
grubu, görev yeri, rütbesi ve sicil numarasından oluşan bilgilerin yer aldığı tespit
edilmiştir.Yapılan çalışmalarda isimleri S-l belgesinde yer alan kişilere ait kişisel
bilgilerin, yine adı geçen sanıklar tarafından bizzat İbrahim Şahin'e iletildiği, bu bilgilerin
İbrahim Şahin tarafından aynı dokümanda liste halinde yazıldığı anlaşılmıştır.
1652 / 2271
Emniyet Görevlisi Olan Sanıklar Savunmalarında; kendilerine ait kişisel bilgileri emekli
bir emniyet müdürü olan İbrahim Şahin'e , yurt dışı görev konusunda kendilerine yardımcı
olabileceği düşüncesi ile verdiklerini, TSK mensubu olan sanıklar ise savunmalarında,
kendilerine ait kişisel bilgileri İbrahim Şahin'e terörle mücadele amacıyla yeni kurulan
birimde görev alacakları düşüncesi ile verdiklerini iddia etmiş iseler de, bu tür bir görevin,
görev yerindeki yetkili amirlerin/komutanların bilgisi dahilinde, hiyerarşi gözetilerek
yapılacak bir resmi başvuru sonucunda gerçekleşebileceği, yönetim kuralları disipline
dayalı kurumlara mensup personelin, kendi hiyerarşileri dışında bulunan emekli ve
sabıkalı bir emniyet müdürü ile yasal ve görev amaçlı bir birlikteliğinin, bu kişinin emir ve
komutasına girmesinin, "Komutanım . Başkanım'" diye hitap etmesinin hayatın olağan
akışına aykırı olduğu. S-l isimli yapılanmanın İbrahim Şahin'in kontrolünde kamu
görevlilerinden yasadışı amaçlara yönelik olarak oluşturulan bir ekip olduğu kanaatine
varılmıştır.
İbrahim Şahin Savunmalarında; kendisinin devlet tarafından terörle mücadele amacıyla
kurulacak müsteşarlığın başına getirileceğini, bunun yasal bir görev olduğunu, gözaltına
alındığı tarihten sonraki bir tarihte göreve başlayacağını, görevle ilgili tüm hazırlıkların
tamamlandığını, sivil ve askeri tüm makamlar tarafından gerekli onayların verildiğini iddia
etmiş ise de, soruşturma aşamasında bu şekilde yasal bir görevin verildiğine dair tespitin
bulunmadığı, Sanığın savunmalarının basında yer alması üzerine, Genelkurmay Başkanlığı
tarafından TSK personelinin bu kişilerle hiçbir ilgisinin bulunmadığı açıklanmış, Sanığın
savunmalarının gerçeği yansıtmadığı kanaatine varılmıştır.
Sanığın İstanbul Kadıköy İlçesi 19 Mayıs Mahallesi Ozan Sokak No:9/12 sayılı adresinde
yapılan aramada el konulan dosya içerisinde yer alan; "Yeri Konya-Ankara Karayolu
noktası Gölbaşı çıkışında yapımı devam eden Turistik evleri geçtikten sonra 3. ve 4.
aydınlatma direklerinin kesiştiği ormanlık arazide as/alt yoldan 17-20 metre kadar içerde
küçük çam ağacının dibindeki alan" şeklinde yazı ve kroki ile ilgili olarak Ankara Emniyet
Müdürlüğüne yazılan talimat üzerine yapılan çalışmalarda; 10 Adet el bombası fünye
grubu, 1 Adet M4 Al askeri aydınlatma tuzağı, 2 Adet dolu lav silahı, 590 Gram detasheet
patlayıcı, 100 Gram C-3 plastik patlayıcı, 130 Gram C-4 patlayıcı, lAdet anti personel
tüfek bombası, 11 adet MKE sis kutusu, 4 adet hakem bombası, 2 adet MKE sis lancheri,
iki adet kuru sis kutusu, 1 adet havai fışet ateşleme fitili, 210 cm. plastik dış kaplı saniyeli
fitil, 8 metre infılaklı fitil, 4 adet ABDgaz bombası, 2 adet MKE gösteri el bombası,
50gr.barut, 1 adet dolu MKE el bombası gövdesi, lAdet 9 volt pil, 2Adet 1,5 volt pil,
3Adet shootgun fişeği 21 Adet 7,9 mm. Kanas mermisi, 91 Adet 5,56 mm. M 16, mermisi,
27 Adet 7,62 mm. G 3 mermisi, 52 Adet 43 mm. COLT mermisi. 143 Adet 9,65 mm. Smith
Wesson mermisi, 50 Adet 9 mm. MKE kısa mermiler, 460 Adet 9 mm. MKE uzun
mermiler. 1 Adet uçaksavar mermisi, 4 Adet 7.10 mm. Mermi, lAdet malzemeleri taşımak
için kullanılmış mavi renkli spor çanta, malzemelerin sarılmasında kullanılmış çeşitli
ebatlarda poşet ve üzerlerine sarılmış bantlar,mermilere ait kutularele geçirilmiştir.
İstanbul Kadıköy adresinde yapılan aramada el konulan yazı ve kroki üzerine Ankara Emniyet
Müdürlüğünce yürütülen çalışmada ele geçen silah ve mühimmat ile ilgili olarak Emniyet Genel
Müdürlüğünce yapılan araştırmada; Emniyet Genel Müdürlüğü envanterinde eksik silah ve
mühimmatın bulunmadığı , ele geçen lav silahlarının ve mühimmatın Emniyet Genel
Müdürlüğü envanterinde bulunmadığı bildirilmiştir. Söz konusu silah ve mühimmat ile
ilgili olarak MKE Genel Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada; 2006 yılı üretimi olan
yeşil ve kırmızı renkli sis kutusunun ve iki adet gösteri el bombasının 2006 yılında MSB
1653 / 2271
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edilen mühimmatlardan olduğu, seri numarası
kazınmış bulunan MKE yapımı diğer mühimmata ait kayıtların tespitinin yapılamadığı
anlaşılmıştır.
İbrahim ŞAHİN'in Kadıköy'deki adresinde yapılan aramada el konulan belgeler arasında;
"Eylemlerde kullanılacak bomba düzenekleri" başlıklı belgenin bulunduğu ve bu başlığın
altında, "Üzerine Bağlama Malzeme Listesi, Kutuda Hediye, Zaman Ayarlı, Araç İçin" alt
başlıklarının bulunduğu ve devamında bu alt başlıkların içeriğine uygun açıklamaların
yapıldığı, "Tedhiş Planı (Ali Balkız)" Başlıklı Belgede; Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel
Başkanı Ali Balkız'a yönelik suikast planının yer aldığı, "Tedhiş Planı (Mutafyan)"
Başlıklı Belgede; İstanbul Eminönü'nde bulunan Ermeni Patrikhanesimin krokisi ve
Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'ın fotoğraflarının ve bu şahsa yönelik suikast planının
yer aldığı, "Tedhiş Planı (Kazım Genç)" Başlıklı Belgede; Alevi-Bektaşi Federasyonu
Genel Sekreteri Kazım Genc'e yönelik suikast planının yer aldığı Ayrıca belgeler
arasında Ankara- Eryaman AVM alışveriş merkezi ile alakalı olarak planlanan suikaste
ilişkin çalışmaların olduğu tespit edilmiştir.
Suikast planları incelendiğinde ismi S-l belgesinde yer almayan Muhammed Sarıkaya,
Oğuzhan Sağıroğlu, Kenan Temur, Fatma Cengiz, Yaşar Oğuz Şahin, Talat Komutan(K)
Fahri Kepek'in isimlerinin yer aldığı, planlarda bu kişilerin de görevlendirildiği, İbrahim
Şahin'in evinde ele geçen yer tarifi ve krokiden yola çıkılarak Ankara Gölbaşı'nda ele
geçen silah ve mühimmatın, suikast planlarında yazılı olan "Hedefin Tedhiş Şekli" başlığı
altında belirtilen suikast yöntemi ve kullanılması planlanan silahlar ile uyum gösterdiği
anlaşılmıştır.
İbrahim Şahin ile Fatma Cengiz arasında gerçekleşen telefon görüşmeleri ve mesajlardan
sanıkların Ermeni kökenli kişiler hakkında bilgi temin etmeye, bir kısım girişimlerde
bulunan kişilerin isimlerini tespit etmeye çalıştıkları, bu mesajlardan bir tanesinde İbrahim
Şahin kendisini "Ben Ermenilere karşı kurulan örgütün ilk başkanıyım.." şeklinde
ifadelerle tarif ettiği, bir başka mesajda ise, "..Asena görev var Ermeni öldürülmeli"
şeklinde talimat ilettiği anlaşılmıştır. Sanıkların Sivas'ta ikamet eden ve bölgedeki Ermeni
vatandaşların ruhani lideri olduğu tespit edilen Minas Durmaz Güler'e ve Serpil Kocadöli
(Matilda Sasaryan) yönelik eylem hazırlığı içerisinde bulundukları, Ermenilerden özür
dilenmesi yönünde TBMM Başkanlığına dilekçe vererek kampanya düzenleyen kişilerin
isim listesini temin etmeye çalıştıklarıtespit edilmiştir.
Ergenekon Terör Örgütü'nün ülkede darbe zemini oluşturmak için hemen her ortamda
vatanın elden gittiği, ülkenin Kurtuluş Savaşı yıllarından daha kötü bir durumda olduğu ve
bir an evvel kurtarılması gerektiği yönünde propaganda yaptığı, medya yapılanması
içerisindeki mensuplarının gazete ve dergilerinde aynı yönde haberler yaparak ve yazılar
yazarak propaganda yaptıkları , soruşturma kapsamında bu güne kadar elde edilen
delillerden de, darbe zemini oluşturmak için, üç ayrı yol izlediği görülmüştür. Bunlardan
birincisi Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması gibi toplumda infial
uyandıracak mahiyette gerçekleştirilen eylemler, ikincisi düzenledikleri toplantı gösteri ve
yürüyüşlerinde çıkartılan olaylar, üçüncüsü de ülkedeki siyasi partilere müdahale ederek
yaptığı faaliyetlerdir.
İbrahim Şahin'de ele geçen planlardaki suikastların gerçekleşmesi halinde iddianamelerde
ayrıntılı olarak açıklanan ülkede darbe zemininin oluşturulması için gerekli kaos ortamının
1654 / 2271
oluşacağı, bu eylemlerin toplum üzerinde Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba
atılması eylemlerine benzer etkiyi yaratacağı kuşkusuzdur. Ele geçen suikast planları ve
bu planları gerçekleştirme konusunda yeterli ve elverişli silah ve mühimmatın
bulundurulması, suikastlarda görev alacak kişilerin bulunması, ekiplerin oluşturulması
eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde İbrahim Şahin yönünden terör örgütü
yöneticisi olmak, cebir ve şiddet kullanılarak yasama ve yürütme organlarını ortadan
kaldırmaya, görevlerini yapmasını engellemeye "teşebbüs suçlan olarak, S-l isimli
dokümanda ve suikast planlarında isimleri bulunan, bu dokümanlar ve tespit edilen iletişim
bilgilerine göre kendi iradeleri ile İbrahim Şahin liderliğindeki yasadışı bu örgütlenmeye
katılan, ancak bir eylemde yer aldıkları açıkça tespit edilemeyen Ayhan Atabek, Servet
Kaynak, Fahri Süslü, Kemalettin Balcı, Bülent Güngördü, Zerrar Atik, Murat Çavdar,
Mehmet Dalagan, Kenan Temur, Taylan Özgür Kırmızı, Muhammed Sarıkaya, Emre
Baltacı, Melih Yüksel, Onur Özdemir, Cihan Arık. İlhan Bulayır, Murat Eke, Ali Oktay
Şahbaz, Ersin Gönenci. Oğuzhan Sağıroğlu, Oğuz Bulut, Yaşar Oğuz Şahin, Erdal Şahin,
Mehmet Koral, Hüdai Ünlüer, Fatma Cengiz ve Fahri Kepek'in eylemleri yasadışı silahlı
terör örgütü üyesi olmak suçu olarak nitelendirilmiştir. Aşağıda bu eylem planları daha
tefemıatlı olarak incelenmiştir:
A)ERMENİ ASILLI MİNAS DURMAZGÜLER'E YÖNELİK SUİKAST
HAZIRLIĞI;
İbrahim Şahin liderliğindeki hücre yapılanmasına yönelik yapılan teknik takip
çalışmalarında, ülkemizde yaşayan bir kısım ermeni asıllı vatandaşlarımıza yönelik eylem
hazırlığı içerisinde oldukları, özellikle Sivas ilinde yaşayan ve o bölgedeki ermeni asıllı
vatandaşlarımızın ruhani lideri konumunda bulunan Minas Durmaz Güler'e yönelik suikast
hazırlıkları yaptıkları, bu amaçla İbrahim Şahin'in Minas Durmaz Güler'in adresini tespit
etmeye yönelik çalışmalar yaptığı tespit edilmiştir. İbrahim Şahin ile irtibatlı bulunan ve
Minas Durmaz Güler'e yönelik suikast hazırlıkları yaptıkları tespit edilen Ersin Gönenci ve
Oğuz Bulut isimli şahıslar Sivas ilinde yakalanmıştır. Sanık Oğuz Bulut'tan; 2 adet haki
yeşil renkli el bombası, Sanık Ersin Gönenci'den; 1 adet Browning marka tabanca
bulunarak el konulmuştur. Konu ile ilgili Sanıkların telefon konuşmalarına bakıldığında
nasıl ve ne şekilde eylem hazırlığı içersinde oldukları açıkça anlaşılmaktadır.
B)ERMENİ PATRİĞİ MESROB MUTAFYAN'A YÖNELİK SUİKAST
Dostları ilə paylaş: |