T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə262/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   258   259   260   261   262   263   264   265   ...   335

"Ergenekon" hakkında "Ergin" veya "Ergün" kod adı ile konuştuklarını, Ergenekon

üzerinde çalışıp araştırmalar yaptığını, bu konuda kendisinde Veli Küçük'ten aşırdığı

"Lobi" ve örgütün yeniden yapılanmasının tasarımı olan "Ergenekon" isimli tezler

bulunduğunu, evinde bulunan sarı yapraklı, mavi çıkışlı konu ile ilgili bu belgelerin

hepsinin Veli Küçük'ün Bilecik'te bulunduğu dönemde hazırlanan yeni plan ve projeler

olduğunu.


Veli Küçük 'ün kendisine Doğu Perinçek 'in Ergenekon 'un tanımlanmasını ve yeniden

yapılanmasının tezini hazırlamasını söylediğini, kendisinin de Doğu Perinçek'e "Veli

Küçük Ergenekon 'dan bahsetti, siz biliyor muşsunuz, bu örgütün ikibinli yıllardaki

yapılanması nasıl olmalıdır tezini hazırlamanızı söyledi" sözleri ile Veli Küçük'ün

sözlerini aktardığını, daha sonra Doğu Perinçek'in Ergenekon'un ikibinli yılların

globalleşmesindeki yerini, yeniden yapılanma temasını çıkardığını, kendisinin de Veli

Küçük sorarsa cevap vermek amacı ile belgeyi kimlerle hazırladığını sorduğunu, onun da

Hasan Yalçın, Deniz Bilge Binbaşı (Emekli Deniz Binbaşı Erol Bilbilik olduğu

değerlendirilmiştir), emekli Albay Suphi Karaman ve kendisini söylediğini, Ergenekon

belgesinin daha sonra pratiğe geçirilecek siyasal bir teori özelliğinde olduğunu, Veli

Küçük'e verilmek üzere hazırlanan belgeleri kendisinin Bilecik'e gittiğinde yanında

götürdüğünü, gitmiyor ise bir otobüs firması ile gönderildiğini, bir örneğinin de kendisinde

bulunması gereken Ergenekon belgesinin otobüs ile Bilecik'e gönderildiğini, Ergenekon
1764 / 2271
belgesini alan Veli Küçük un belgeyi inceleyerek bizim arkadaşlar da genişletecekler

dediğini,


Veli Küçük'ün Lobi çalışması için başlıkları söylediğini, Ümit Oğuztan, Mehmet Adnan

Ak/irat, Doğu Perinçek, Kemal Özden ve kendisinin de katkılarıyla bu belgenin

hazırlandığını, kendisinin malzemeleri topladığını, Doğu Perinçek'in bilgisayarda

çalışmayı yazılı hale getirdiğini, sonrasında Veli Küçük'e gönderildiğini, Veli Küçük'ün

kendisine gönderilen belgeler üzerinde düzeltilecek yerleri var ise düzeltme yaptığını, Veli

Küçük'ün bugünkü vurdulu, kırdık çek senet mafyacılığından rahatsız olduğunu, bunun

için mafyanın yeniden yapılandırılması projesinin hazırlandığını, bunun ile kanunlarla

barışık bir mafyanın tasarlandığını, kendisinin evrakları arasında da bulunması gereken

"Mafyanın Yeniden Yapılandırılması" isimli bu belgenin Doğu Perinçek ve Ümit

Oğuztan in çalışmalarının karıştırılarak hazırlandığını.


Veli Küçük'e giden yazıların Ümit Oğuztan in bilgisayarında da bulunduğunu,

bilgisayardan çıktı alınan yazıların bir örneğini de kendisinin alıp arşivlediğini, belgelerin

kendisi bilgisayardan çıkış almadan Veli Küçük'e gitmesi halinde mutlaka bilgisayarda da

olması gerektiğini, belgelerin fotokopilerinin ise Doğu Perinçek'te bulunduğunu, bu

fotokopilerinin aynılarının ise Veli Küçük'te bulunduğunu ifade ettiği,
Tanık Aslı AydıntaşbaşTn sanık Doğu Perinçek ile yaptığı bir görüşmeyi kaleme aldığı

Sabah gazetesindeki köşe yazısının ilgili kısmında "...Perinçek'e, devleti koruma amacıyla

kurulduğu iddia edilen "Ergenekon" yapılanmasının iç tüzüğü niteliğindeki belgeyi

gösteriyoruz. Bir baskında ele geçen belge, Danıştay saldırısı sonrasında yeniden

incelemeye alındı. Doğu Perinçek okuma gözlüklerini çıkarıp belgeyi okumaya başlıyor. O

okurken ben atlıyorum: "Bazıları bunu sizin yazdığınızı söylüyor... ", Dikkatle okuduğu

metinden başını kaldırıp "Hayır... ama belli ki benim söylemlerimden etkilenmiş" diyor.

"Örneğin bakın burada.. Türkiye'de Kurtuluş Savaşı'nı 1914'te başlatıp 1922'de bitiren

bir tek ben varım. Ancak ben hiçbir zaman Atatürk için "Ulu Önder" ifadesini kullanmam.

Yer yer benden etkilendikleri ortada. Ama ben yazmadım. ", Perinçek devam ediyor "Bir

de bu belgede istihbarat vurgusu var. Ben o işlere girmem. "Devleti korumak amacıyla

böyle bir örgüt kurulmalı mı? " derseniz, "Evet kurulmalı " derim. Teşkilatı Mahsusa tarzı

devletin yapamayacakları şeyleri yapan. Bugünkü istihbarat yapısı bunu yapmıyor. Ancak

ben böyle bir örgütün ne tüzüğünü yazarım ne de emrine girerim. Başbakan olup,

Cumhurbaşkanı olup ülkeyi yönetmeye talip olunca böyle bir örgüt kurulabilir. Ancak fahri

olarak böyle bir yapıya gidilmesi son derece tehlikeli sonuçlar doğurur."

Peki sizin "anti-emperyalist" söyleminizle örtüşen noktalar? Tüm bu adamların bir

noktada etrafınızda ya da ulusalcı hareket içinde olmuş olması? "Benden etkilenmiş

olabilirler. Öyle gözüküyor. Görüşlerimin asker tarafından yakından izlendiğini ve

beğenildiğini de biliyorum. Etkileniyor olabilirler. Ancak ben böyle bir örgütün emrine

girmem " yazdığı,
Sanık Doğu Perinçek'in bu konu hakkında duruşmada kendisine yöneltilen "...önceki

ifadelerinizde, bu belgelerin içeriği ve üslubunun kendinizle ilgisinin olmadığını, İşçi

Partisi genel başkanı olduğunuzu, böyle belgeler yazmanızın mümkün olmadığını,

üslubundaki hamlık ve bazı çok yanlış fikirlerin her zaman mücadele ettiğiniz şeyler

olduğunu belirttiniz, ama bu arada belgede, bütün yurtseverlerin savunduğu Atatürk

devrimini koruma, ülke ve millet bütünlüğü gibi fikirlerin bulunduğunu söyledim

diyorsunuz. Huzurdaki savunmanızda ise, Ergenekon ve lobi dokümanını deyim yerinde ise
1765 / 2271
acımasızca eleştirdiniz, ...Ergenekon dokümanı hakkındaki beyanlarınızın ilerleyen zaman

içersinde bu doküman aleyhine değiştiği görülmektedir. Aslı Aydınaşbaş'ın sizin

söylediklerinize atfen yazdığını belirttiği hususlar doğru mudur?" şeklindeki soruyu özet

olarak; Ergenekon adını ilk kez, Erol Mütercimler'in 1997 yılındaki Susurluk

Konferansında sunduğu tebliğinde Türkiye 'deki Kontrgerilla örgütünün adı olarak ifade

etmesi ile duyduğu, söz konusu köşe yazısında kendisine atfen yazılanların esas olarak

doğru olmakla birlikte yazarın kendi istediği gibi ifade etmiş olduğu, o tarihte Ergenekon

örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri diye takdim edildiği, bu nedenle ilk başta Ergenekon

belgesinde olumlu fikirler olabileceği hususunun akla gelebileceği, bu kadar rezil metinler

olabileceğini düşünmediği, köşe yazısındaki ifadelerin Ergenekon belgesini eline alıp 15-

20 saniyelik bir göz gezdirmeden sonra söylediği şeyler olduğu, Kurtuluş savaşının 1914-

1922 tarihleri arasında olduğunun gerçekten de kendisine ait bir fikir olduğu, belgede

bunun dışında kendisinin fikir ve üslûbuna uygun hiçbir şey bulunmadığı şeklinde

cevapladığı,


Duruşmada Tanık olarak dinlenen Aslı Aydıntaşbaş, yazısında Doğu Perinçek'e atfen

kullandığı cümlelerin, Doğu Perinçek ile yaptığı konuşmada kendisine söyledikleri

olduğunu ifade etmiştir.
Soruşturma kapsamında Ergenekon Terör Örgütünce sanık Doğu Perinçek'e yazılan

mektuplar ele geçmiş olup bunlar mütalaanın ilgili bölümünde anlatılmıştır.


Soruşturma kapsamında sanıklardan Veli Küçük, Ümit Oğuztan, Adil Serdar Saçan, Ahmet

Tuncay Özkan, Mehmet Şener Eruygur, Doğu Perinçek (İşçi Partisi Genel Merkez). Ufuk

Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım. Hasan Atilla Uğur ve Bilim ve Ütopya dergisinden ele

geçen "Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi Dinamik Ulusal Güç Birliği & Kuvayi

Milliye Cephesi" isimli Ergenekon Terör Örgütüne ait örgüt belgesinin, Ergenekon Terör

Örgütü tarafından görüşlerinin alınması için Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden

olan sanık Doğu Perinçek'e gönderildiği, soruşturma kapsamında sanık Hikmet Çiçek'ten

ele geçen "Ulusal Gençlik Birliği Üzerine Görüşler 3 Aralık 2000" isimli belgenin ise,

sanık Doğu Perinçek'in kendisine gönderilen örgüt belgesinde gördüğü eksiklik ve hataları

tespit ederek metin halinde örgüt yöneticilerine gönderdiği ve ekinde de "Cumhuriyet

Devrimi İktidar Projesi" ve "Devletin Yeniden Yapılanması" belgelerini sunduğu belge

olduğu, sanık Hikmet Çiçek'in bu belgenin kendisinden ele geçtiğini, sanık Doğu

Perinçek'in de belgeyi kendisinin yazdığını kabul ettiği,
Soruşturma kapsamında sanıklar Tuncay Güney, Doğu Perinçek(İşçi Partisi Genel Merkez)

Ümit Oğuztan, Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Mehmet Şener Eruygur, Ahmet

Hurşit Tolon, Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım ve Hasan Atilla Uğur'dan ele geçen

"Dinamik Anti/Tez İstanbul/09 Aralık 2000" isimli örgüt belgesinin ise sanık Doğu

Perinçek'in Ulusal Gençlik Birliği Üzerine Görüşler 3 Aralık 2000 başlıklı yazısı ile belge

hakkındaki görüş ve eleştirileri alındıktan sonra. Doğu Perinçek'in öneri ve eleştirilerine

cevap olarak hazırlanan bir örgüt belgesi olduğu, Dinamik Anti Tez 9 Aralık 2000 isimli

belgedeki "Hazırladığımız Kemalist Model Dinamik isimli 29 Ekim 2000 tarihli tez Doğu

Perinçek'e iletilmiştir. Perinçek tarafından kaleme alınan Ulusal Gençlik Birliği üzerine

görüşler..." ifadesi ve devamındaki açıklamalardan bu örgüt belgelerinin hazırlanmasında

sanık Doğu Perinçek ile örgütsel fikir alışverişi yapıldığının açık olarak anlaşıldığı,
1766/2271
Sanık Doğu Perinçek'in duruşmada kendisine sorulan bu konu hakkında, kendisine

Kemalist Model başlıklı bir yazı getirilmiş olabileceğini, getirilmiş olsa bile kendisine

bunun Ergenekon belgesi olarak getirilmediğini, kimin getirdiğini hatırlamadığını,

kendisine bu şekilde binlerce yazının geldiğini, bu belge hakkında görüşlerini yazmış

olabileceğini, kendisinin görüşleri üzerine yazılan Dinamik belgesinin ise tamamen

kendisinin aleyhine olan. kendisine saldırılan bir metin olduğunu, belge hakkındaki

değerlendirmelerin polis yorumu olduğunu, Avukatları ile belgeyi inceleyip daha detaylı

cevap vereceğini ifade ettiği, ancak zaten dosyada var olan bu belge hakkında daha sonraki

duruşmalarda bir açıklama yapmadığı,
Sanık Doğu Perinçek ve müdafilerinin taleplerine göre Mahkeme kararı gereğince iddia

makamının sanık Doğu Perinçek'in savunmasında ileri sürdüğü bir kısım iddialar

hakkındaki yazılı açıklaması hakkında sanık Doğu Perinçek, iddia makamı suçlamalarını

geri çekti mahiyetindeki ifadeler kullanmış ise de, iddia makamının yazılı açıklamasının

örgüt belgeleri hakkındaki kısmının "...Talep üzerine özet çalışması ile birlikte yeniden

incelenen tüm mülakat içeriğinden konu ile ilgili; "...Belgeler konusundaki hararetli

yazışmaların Veli Küçük Bilecik 'te görevli iken başladığı. Veli Küçük' ün Tuncay Güney' e

Doğu Perinçek' e iletilmek üzere Ergenekon 'un yeniden yapılanmasının tezini

hazırlamasını söylediği, Doğu Perinçek' in Ergenekon' un iki bin yıllarındaki yeniden

yapılanma temasını çıkardığı ve bunu Hasan Yalçın, Deniz Bilge Binbaşı (Bir yerde de

Emekli Deniz Binbaşı Erol), Suphi Karaman ve kendisinin hazırladığını söylediği,

hazırlanan bu belgenin de otobüs ile Bilecik'te bulunan Veli Küçük' e gönderildiği... "

anlamı çıkarılmaktadır. Mülakat metninde Ergenekon dokümanının Veli Küçük" ün Bilecik

ilinde görev yaptığı dönemde hazırlandığı yer almakta ise de, özet çalışmasında yer aldığı

şekli ile belgenin Bilecik'te hazırlandığı (yazıldığı) belirtilmemiştir. Mülakat metninde

"...Veli Küçük' ün Tuncay Güney' e Doğu Perinçek'e iletilmek üzere Ergene kon'un

yeniden yapılanmasının tezini hazırlamasını söylediği..." yer aldığından, özet

çalışmasındaki anlatımda yanlışlık bulunmamaktadır. Mülakat metninde "...Doğu

Perinçek' in Ergenekon' un iki bin yıllarındaki yeniden yapılanma temasını çıkardığı ve

bunu Hasan Yalçın, Deniz Bilge Binbaşı (Bir yerde de Emekli Deniz Binbaşı Erol), Suphi

Karaman ve kendisinin hazırladığını söylediği... " yer aldığından, özet çalışmasındaki

anlatımda yanlışlık bulunmamaktadır' şeklinde olduğu.


Örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde örgütün amacına uygun bir şekilde işleyişini sağlayan,

örgüt üyeleri üzerinde söz sahibi olan, örgüt üyelerine görev ve talimat veren ve genel

strateji ile örgüt belgeleri içeriğine uygun hedef ve hareket tarzı belirleyen kişinin örgüt

yöneticisi olarak vasıflandırılması gerektiği, bir örgütte bir lider, birden fazla yönetici

olabileceği, yöneticinin belirlenmesinde örgütün hiyerarşik yapısının, yöneticiler ve üyeler

arasındaki ilişkinin, organizasyon şeması ve kişilerin yüklendikleri görevlerin önem

taşıdığı.
Sanık Doğu Perinçek'in, bireysel özellikleri, donanımı, kişiler ve kurumlar üzerindeki

etkisi, örgüt üyelerinin kendisine duyduğu saygı, duruşmada gözlenen bazı sanıklar

üzerindeki etkinlik ve yönlendiriciliği, psikolojik harp sanatının inceliklerine vakıf olması

ve bunu her zaman ve zeminde ısrarla uygulayıp uygulatması, İşçi Partisi Başkanlığını,

partiyle ilişkili Öncü Gençlik ve Türkiye Gençlik Birliği gibi oluşumları ve kendisinin söz

sahibi olduğu Ulusal Kanal. Aydınlık dergisi ve sair kuruluşları Ergenekon Terör

Örgütünün amaçları doğrultusunda sistemli, organizeli ve etkin olarak yönlendirip

kullanması, örgüt belgelerinin hazırlanmasındaki rolü. örgüte eleman, taraftar ve


1767/2271
sempatizan kazandırma yönündeki faaliyetleri, örgütsel eğitim ve toplantılardaki

belirleyici rolü, örgütsel nitelikte bir çok belge ve bilgi bulundurması, örgütsel yazışmalar

yapması, örgütsel nitelikteki eylemlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk, yapılan

aramalarda lideri olduğu parti binası ve eklerinde Yargıtay Eylem Krokisi. Nato Eylem

Planı, Ordu İçerisindeki Karargah Evleri yapılanması gibi önemli eylem planları ve

yapılanma şemasının bulunması, örgütün işlediği önemli eylemler hakkında bilgi sahibi

olup bunlarla alakalı dezenfarmasyon faaliyetlerinde bulunması, yöneticisi olduğu partiyi

ve söz sahibi olduğu basın yayın organları ile bunların mensuplarını tek sesli, disiplinli ve

etkin bir şekilde, isnad edilen suçlar ve Ergenekon Terör Örgütünün amaç suçları için

kullanması, İşçi Partisi ve söz konusu yayın organlarını kanunun bu yapılanmalara tanıdığı

özgürükleri Ergenekon Terör Örgütünün illegal amaçları doğrultusunda istismar etmesi,

PKK Terör Örgütü ve yöneticileriyle olan irtibatı. Ergenekon Terör Örgütünün,

kovuşturma safatında ölen İlhan Selçuk, Yalçın Küçük. Muzaffer Tekin, Ahmet Hurşit

Tolon, Mehmet Şener Eruygur, Mehmet Haberal, Veli Küçük, Sevgi Erenerol, İbrahim

Şahin ve diğer bir kısım yönetici ve üyeleriyle olan örgütsel irtibatı,
Sanık Doğu Perinçek ile diğer örgüt yöneticileri arasında bağ kurmak üzere Ergenekon

Örgütü tarafından Ulusal Kanafa yerleştirildiği anlaşılan sanık Mehmet Zekeriya

Öztürk'ün ajandasına sanık Doğu Perinçek ile konuşmak üzere aldığı anlaşılan ve gerek

sanık Doğu Perinçek gerekse sanık Mehmet Zekeriya Öztürk tarafından kendileri hakkında

olduğu kabul edilen, bunun yanında sanık Doğu Perinçek tarafından kendisine komplo

kurulmak üzere kaydedildiğini savunduğu notlardaki "Medyada ve basında Sizin'le

görüneceğim , ...ilişkimiz başka birileri tarafından biliniyor mu, mevcut ilişkiler bizimkiler

ile ilişkilendirilmeyecek, yürütme konseyi Necati Özgen ile görüşecek, yüksek konseye 3-4

kişi katılabilir, adamlarınıza çok iyi talimat vermelisiniz ki aynı ortamda kazaya sebep

olmasınlar. Kendimi bireysel olarak yıpratamam, buna izin veremem ve yukarısı bunu hiç

istemez .... " şeklindeki ifadeler,
Öncesinde "CIA-MOSSAD bağlantılı derin devletin adamı" olarak tanımladığı ve

aleyhinde bir çok yayın yaptığı Susurluk davası hükümlülerinden sanık İbrahim Şahin ile

görüntünün aksine örgütsel ilişki içinde olması, kendi partisi ve önderliği dışında bir

oluşum kabul etmemesine karşılık Ergenekon Terör Örgütü yöneticilerinden olan sanık

Ahmet Hurşit Tolon'a partisini teslim etmeye hazır olduğunu ifade etmesi, İlhan Selçuk ile

örgüt amaçları doğrultusunda birlikte hareket edip karar almaları, Jandarma Genel

Komutanlığı bünyesinde illegal olarak oluşturulan Cumhuriyet Çalışma Grubunun ülkede

bir askeri darbe yapılması zeminini hazırlama bağlamında hayata geçirilen planları

doğrultusunda sanıklar Mehmet Şener Eruygur ve Ahmet Hurşit Tolon gibi örgüt

yöneticileri ile organizeli olarak hareket edip kontrolünde olan kitleleri yönlendirerek

mitingler ve kitlesel eylemler yaptırması, 2003 yılında Ergenekon Terör Örgütü

yöneticilerinden sanık Veli Küçük'ün yönlendirmesi ile sanıklar Mehmet Bora Perinçek ve

Levent Temiz'in gerçekleştirdikleri, MHP'nin parti olarak destek vermediğini Mahkemeye

bildirdiği kamuoyunda Kızılelma Koalisyonu olarak bilinen faaliyetin düzenlenmesindeki

etkisi dikkate alındığında Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden olduğu,
MİT Müsteşarlığı tarafından hazırlanarak 2003 ve 2006 yıllarında Başbakanlık ve

Genelkurmay Başkanlığına sunulan Ergenekon Yapılanması ile ilgili kitapçık ile şemalarda

ve sanık Habip Ümit Sayın hakkındaki bilgi notunda geçmesi nedeniyle vakıf olunan

Genelkurmay Başkanlığının Mahkemeye gönderdiği Danıştay Saldırısı hakkındaki şemada

sanık Doğu Perinçek'in örgütsel konumunun açıklıkla ortaya konulduğu. MİT Müsteşarı
1768/2271
düzeyinde ilgili kurumlara sunulan bilgi ve belgelerin değeri ile ilgili olarak MİT

Müsteşarlığı yapmış olan tanık Teoman Koman'ın ifadeleri, MİT Müsteşarlığının konu

hakkındaki yazılarında geçen "Ergenekon örgütü hakkındaki bilgilerin birbirinden

müstakil değişik kanallardan gelmesi ve birbirini büyük ölçüde teyit eder olması , bu

bilgilere dedikodu çizgisinin ötesinde bir anlam kazandırmakta ve yönlendirilmiş organize

bir faaliyetin izlerini taşımaktadır" tespiti dikkate alındığında, sanık Doğu Perinçek ve

diğer sanıkların bu belgeler ve belgeleri düzenleyenler hakkındaki iddialarının, belgeleri

kıymetten düşürme amacına matuf olduğu,


MİT Müsteşarlığı tarafından gönderilen kitapçıkta konu anlatımları ve birden fazla

şemanın mevcut olduğu, EK - 6 daki şemada sanık Doğu Perinçek'in Ergenekon Örgütün

yöneticileri arasında, Aydınlık grubunun Doğu Perinçek kadrosu ifadesi ile örgütün yayın

organları arasında, Adnan Akfırat'ın ise basın mensupları kısmında gösterildiği.


EK - 7 deki Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (STKB) ile ilgili şema ve öncesindeki bilgi

notlarının ise Tuncay Güney'in mülakatında ve Tuncay Güney'in çizimi olduğu belirtilen

el yazısı şemada yer almayan hususları içerdiği, MİT Müsteşarlığının bu bölümde başka

kaynaklarını kullanarak bazı tespitler yaptığının anlaşıldığı, bu tespitler arasında "1997'de

aralarında ADD, ÇEV, ÇYDD gibi 189 vakıf ve dernek tarafından kurulduğunu belirtilen

bu yapı (STKB) hakkında İçişleri Bakanı tarafından bir soru önergesi üzerine TBMM'ye

sunulan metinde, bu birliğin yasadışı şekilde oluşturulmuş olduğu ve özellikle bu

oluşumun başını çeken şahıslardan bazılarının savundukları demokrasi, laik sosyal hukuku

devleti, Cumhuriyet devrimi kanunlarını korumak gibi değerlerle bağdaşmayan, Atatürk

ilkelerine aykırı hareket etmekten, Hükümetin manevi şahsiyetini tahkir etmekten.

Devletin ulusal şahsiyetine karşı cürüm işlemekten, PKK Terör Örgütüne yardım ve

yataklık etmekten ve bu örgüte üye olmaktan. Anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak

yerine Marksisit Leninist Maoist düzen getirmek için gizli örgüt kurmak ve tür örgütlere

üye olmaktan haklarında adli ve idari işlem yapılmış olduğuna dikkat çekildiği, bu oluşum

içerisinde İşçi Partisinin 1999 yılı itibarıyla Ulusal Güçler Meclis çalışmaları içinde

yayınladığı Müdafa-i Hukuk dergisinde yazıları yayınlanan sanık Kemal Yavuz ile sanık

Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun, ADD. USİAD gibi Sivil Toplum Örgütlerinin

bulunduğunun, yine Ergenekon Terör Örgütü mensubu olmaktan hakkında dava açılan

Türkan Saylan (ÇYDD) ve sanık Mustafa Hüseyin Buzoğlu ile örgütsel irtibatı bulunan

Gülseven Yaşer (ÇEV)'in bu yapı içerisinde yer aldığının, sanık Doğu Perinçek'in bu yapı

içerisinde etkin olduğunun, yapılan toplantılarda konuşmalar yaptığının, bir kısım sanıklar

ile irtibatı bulunan, Ergenekon Terör Örgütü belgelerinde ismi geçen, "Genel Yapı" isimli

örgüt belgesini hazırlayan USİAD adlı demeğin başkanı Kemal Özden'in STKB'nin

başkan yardımcısı olarak da bu yapı içinde yer aldığının, Kemal Özden'in ayrıca Ulusal

KanaFın hissedarı olduğunun belirtildiği,
Genelkurmay Başkanlığı tarafından Mahkemeye gönderilen, Danıştay saldırısı üzerinden

bir hafta geçmeden ve birçok sanık ismi gündemde değilken hazırlandığı anlaşılan şemada,

bir kısım sanıkların ve sanık Doğu Perinçek'in yer aldığı.
Kamuoyunca sanık Doğu Perinçek'in Maoist düşüncelere sahip, PKK Terör Örgütü lideri

Abdulah Öcalan ile yakın görüşmeleri olan, PKK Terör Örgütü propagandası yapmaktan

mahkum olduğu bilinen sol görüşlü birisi, sanık Veli Küçük'ün ise milliyetçi ülkücü

gruplarla yakın ilişkisi olan, PKK Terör Örgütü ile mücadele eden sağ görüşlü birisi olarak

bilindiği, bu iki görüş ve eğilim arasında geçmişten bu yana süregelen bir ayrım olduğu, bu
1769 / 2271
ayrımı sanıklar Kemal Yalçın Alemdaroğlu ve Güler Kömürcü müdafii ve Susurluk davası

olarak bilinen davada Mahkeme Başkanlığı yapmış olan, sağ ve sol bir çok Terör Örgütleri

davalarının yargılamalarında bulunmuş Emekli Hakim Avukat Metin Çetinbaşin

duruşmada "Bütün o usul itirazlarımızın yanında, esasında kamuoyuna yansıdığı gibi Veli

Küçük ve Doğu Perinçek sosyal ve siyasi görüşleri, hayat anlayışları tamamıyla birbirine

zıt insanlardır. Ben en azından öyle biliyorum. Birbirleri aleyhine birçok defa yazılar

yazmışlar ve beyanatlarda bulunmuşlardır. Bu şahısları bir arada ve organize şekilde

göstermek büyük bir hayal gücünü gerektirmektedir" şeklinde ifade ettiği, Emniyette Şube

Müdür Yardımcılığı yapmış tanık Ahmet İhtiyaroğlu'nun. sanık Veli Küçük ile yakın

irtibatı bulunan, "Veli Küçük'ün uğruna ölürüm" diyen sanık Sedat Peker'i sorgularken

sanıklar Veli Küçük ile Doğu Perinçek'in irtibatını söylediğinde sanık Sedat Peker'in

"Kafama sıkarım" dediğini ifade ettiği,


Önceki tarihte sanık Doğu Perinçek hakkında Sami Demirkıran adlı PKK itirafçısının

beyanları ve sunduğu bir takım belgelerle soruşturma açıldığı ve tutuklandığı, sanık Ferid

İlsever'in bu dava devam ederken Sami Demirkıranin Tuncay Güney ile birlikte yanına

geldiğini ve kendisine "Ağabeylerim Komutanlarım bunu düzelteceksin dedi, işte gerekli

şey neyse yap dedi, onun üzerine geldim" dediğini ifade ettiği, Tuncay Güney'in Veli

Küçük ile irtibatının ise ortada olduğu, sanık Sinan Aydın Aygün'ün Sami Demirkıranin

kendisini "Veli Küçük beni çok iyi tanır inanmıyorsanız açıp sorabilirsiniz" şeklinde

anlatması üzerine sanık Veli Küçük u aradığını ve Veli Küçük'ün "Doğrudur, iyi

çocuktur " dediğini beyan ettiği, sonraki beyanları sanık Doğu Perinçek lehinde kullanılan

bu kişinin sanık Veli Küçük ile irtibatının sanık Veli Küçük ve Doğu Perinçek arasındaki

örgütsel ilişki ve dayanışmayı gösteren hususlardan birisi olduğu.
Sanık Doğu Perinçek'in ifadesine göre sanık Veli Küçük'ün, Eşref Bitlis'in ölümünü

müteakip bunun bir uçak kazası değil sabotaj ve cinayet olduğu görüşünü 25 Ağustos 1996

tarihinde Aydınlık dergisine verdiği mülakatla açıkladığı, bu mülakata göre yayın

yapılmakla birlikte bilgiye veren kişinin isminin açıklanmadığı, sanık Doğu Perinçekin

Danıştay cinayetinden 1 hafta sonra 24 Mayıs 2006 tarihinde bir basın açıklaması yaparak


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   258   259   260   261   262   263   264   265   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin