milliye hareketinin sesi ve gözü olacakları, buradan bir milli kongre kararıyla çıkılmasını,
ülkemizin uçurumdan aşağı yuvarlandığı, Kuvayi Milliye Merkezlerinin birleştirilmesini,
bir milli hükümet kararı ile bu toplantıdan çıkılması gerektiği, "ya Türkiye Cumhuriyeti bu
AKP 'yi yıkacaktır, çökertecektir ya da AKP bu Türkiye 'mizi yıkacaktır. Buranın eylem
karargâhı olmasını istiyorum " şeklinde konuşmalar yaptıklarının belirtildiği, buna göre bu
etkinliğin Cumhuriyet Çalışma Grubunun bir faaliyeti olduğu.
Sorşturma kapsamında sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu'ndan "Ulusal Birlik Konseyi"
ibaresi ile başlayan el yazısı ile "20 Mart 2004 DTCF" Ankara ibaresi ile biten bir belge
1958 / 2271
v .
ele geçtiği, belgede Ulusal Birlik Konseyi isim listesi olduğu, 34 kişilik isim listesinin 8.
Sırasında Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu, 11. Sırasında Ferid İlsever. 29. sırada.
Nusret Senem yazdığı, belgenin 2. sayfasında Av. Ertuğrul Kazancımın ADD Genel
Başkanı Ulusal Birlik Hareketi adına imzası ile Ulusal Birlik Kurultayı Sonuç
Bildirgesinin olduğu, Bildirgede; 10 madde halinde açıklama yapılarak 10. Maddesinde
"Bildirgedeki amaç ve hedefleri benimseyen tüm kişi ve kuruluşları bir ana önce Ulusal
Birlik Hareketine Çağırıyoruz" şeklinde yazı olduğu, 20 Mart 2004 tarihinin bulunduğu.
Bildirgenin arka sayfasında, yine aynı tarihli "Ulusal Birliğe Çağrı" başlığında, Her türlü
fikir, ideoloji, siyasi ve sosyal farklılıkları bir kenara bırakarak ...... birleşenler "önce
Türkiye" diyenler Ulusal Güç Birliği, Kuvayı Milliye çatısı altında toplanarak..." ifadeleri
ile başlayan 5 madde halinde alınan kararların yazıldığı, 5.maddesinde "Milletin içinde
bulunduğu durum ve şartlara göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle dünyaya
duyurmak için, her türlü tesir ve kontrolden uzak, proje üreten, uygulayan, ulusal güçler
arasında eş güdüm sağlayan, Ulusal Birlik Kuvayı Milliye hareketi içinde direnerek
mücadele etmenin kararlaştırıldığının" belirtildiği.
Sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu nun bu kurultaya katılmadığı şeklindeki savunmasının
gerek bu belgelere, gerekse sanık Fatih Hilmioğlu nun ifadesi içeriğine göre doğru
olmadığı,
CÇG nin askeri darbe çalışmaları çerçevesinde ülkede askeri darbeye zemin oluşturmak
için güvenilir olarak ifade edilen Üniversite Rektörleri ile irtibata geçilmesinin planlandığı.
19 Eylül 2003 tarihinde sanıklar Kemal Yalçın Alemdaroğlu. Fatih Hilmioğlu, Mustafa
Abbas Yurtkuran ve Rıza Ferit Bernay'ın aralarında bulunduğu Rektörler ile bir toplantı
yapılarak bu planın hayata geçirildiği, sanık Mehmet Şener Eruygur un da hazır bulunduğu
bu toplantıda Rektörlere CÇG faaliyetleri konusunda brifing verildiği, bu toplantıda
konuşulanların yazıldığı tutanağın soruşturma kapsamında yapılan aramada sanık Mehmet
Şener Eruygur'dan ele geçtiği,
Bu tutanakta özetle, "Üniversiteler ve Ordu gibi zinde ve Atatürkçü kurum ve kuruluşlar
bir araya gelmeli ve ciddi bir çalışma programı yaparak birleşmeli ve planlı faaliyetleri
uygulamalıyız", "3 Kuvvet Komutanı. Jandarma ve Genelkurmay Başkanı büyük bir güç.
Atatürkçü Düşünce Derneği ile bazı sivil toplum örgütleri bazı şeyler yapmalı", "Biz
Atatürkçü devrimci rektörler olarak mücadeleye hazırız. Bu mücadelede herkesin ışığı
önemli. Eğer idari yapı bu şekilde devam ederse sonumuz kötü. ", "Bizim gözümüz kara.
Ordu bir güç. Üniversiteler bir güç. Birbirimizi korumalı ve CHP'yi ne olursa olsun
yanımıza çekmeliyiz. Türkiye 'nin geleceğini beraber çizmeli ve müttefiklerimizin adedini
arttırmalıyız. Basın CHP'yi duyurmuyor. Onlar ne yapsın", "25 Ekimde Rektörler ve
öğretim üyeleri Anıtkabire geleceğiz. Bizlerle beraber, bize destek veren kurumlar da
gelmeli. TSK ile beraber olalım " ifadelerinin yer aldığı,
19 Eylül 2003 tarihinde yapılan bu gizli toplantıda Üniversite gençliğinin sokağa
dökülerek askeri müdahaleye zemin oluşturulması için 25 Ekim 2003 tarihinde
"Cumhuriyete Saygı Yürüyüşü " adı altında bir miting düzenlenmesinin kararlaştırıldığı.
25 Ekim 2003 tarihinde, Ergenekon Terör Örgütü mensuplarından olan Başkent
Üniversitesi Rektörü sanık Mehmet Haberal, YÖK Başkanı sanık Kemal Gürüz, İstanbul
Üniversitesi Rektörü sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Uludağ Üniversitesi Rektörü sanık
Mustafa Abbas Yurtkuran, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü sanık Rıza Ferit Bemay ve
1959/2271
İnönü Üniversitesi Rektörü sanık Fatih Hilmioğlumun bizzat ve Rektörlük görevinin
sağladığı imkanları kullanarak getirttikleri öğrenci ve akademik personel ile birlikte
Cumhuriyete Saygı Yürüyüşüne katıldıkları, bu yürüyüşte İstanbul Üniversitesinin bir
kısım öğrencilerinin "Ordu Göreve " pankartları açtığı,
Sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu nun. Rektörü olduğu İstanbul Üniversitesinde okuyan
pek çok öğrenciyi sözü edilen mitinge getirdiği ve bu öğrencilerden bazılarının askeri
darbe çağrısı yapan dövizleri taşıdıkları, Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlilerince
düzenlenen CD, Video ve Fotoğraf inceleme tutanaklarına göre, bu pankart ve dövizleri
taşıyan kişilerin Dilek Bilgin, Okan Ersoy Özgür Billur, Utku Umut Bulsun, İsmail
Bostanoğlu, Nur Arslan, Onur Güneş Ayas isimli İstanbul Üniversitesi öğrencileri Ali
Emre Özsoy isimli İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlisi olduğunun tespit edildiği.
Sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlumun 19 Eylül 2003 tarihinde Jandarma Genel
Komutanlığı Sosyal Tesislerinde yapılan bu toplantıya katılmadığı şeklindeki
savunmasının, dosyadaki delillere, sanıklar Fatih Hilmioğlu ve Rıza Ferit BernayTn
ifadelerine göre doğru olmadığı,
Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı olan şüpheli Özden Örnek"e ait günlüğün "6 Aralık
2003*' tarihli kısmında. "Önce basım ele geçirmeye çalışacaktık. Bu nedenle ben MÖi
davet edecektim, Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik, Sendikalar
ile aynı şekilde hareket edecektik. Sokaklar afiş astıracaktık, Dernekler ile temas edip
onları da hükümet aleyhine teşvik edecektik. Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık,
Yukarıdakiler Sarıkız olarak anılacaktı. Ayrıca bana Alabanda isimli bir proje verdiler.
Bende onun hazırlığını yapacaktım " yazdığı, bu günlük notunun da sanık Halil Kemal
Gürüz'ün de katıldığı 25 Ekim 2003 tarihinde yapılan "Cumhuriyete Saygı Mitingi" nin
darbeye zemin hazırlamak için öğrencilerin sokağa dökülmesi amacına matuf yapıldığını
gösterdiği,
Soruşturma kapsamındaki aramalarda Ergenekon Terör Örgütü yöneticilerinden olan sanık
Mehmet Şener Eruygur, Hasan Atilla Uğur ve Ahmet Hurşit Tolon'dan, ayrıca İstanbul
Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen 2010/1003 sayılı soruşturma kapsamında da
6.12.2010 tarihinde Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat İKK Güvenlik Şube
Müdürlüğü İstihbarat Kısım Amirliğinin zemin kaplamaları altında özel olarak yapılmış
gizli bir bölmeden Cumhuriyet Çalışma Grubunun (CÇG) eylem ve faaliyetlerinin
anlatıldığı devre raporları ele geçirildiği,
28 Ocak 2004 tarihli faaliyet raporunda yer alan "YF:01 100.000 Mektup Çalışması"
başlığı altında, "Kamu Yönetimi Temel Kanunu ve Belediye mevzuatında yapılmasına
çalışılan değişikliklerle Jandarmanın pasifıze edilmek istenmesine ve Cumhuriyet
kazanımlarına zarar verecek diğer girişimlere karşı üniversiteleri birlikte hareket etmeye
davet kapsamında (2) farklı mahiyette mektup hazırlanması çalışmalarımız devam
etmektedir", "Güvenilir 6 rektöre sayın komutanımızın imzası ile diğer rektörlere de
Cumhuriyet Platformu imzası ile gönderilmesi uygun değerlendirilmektedir " ibarelerinin
yer aldığı,
19 Şubat 2004 tarihli Cumhuriyet Çalışma Grubu Devre Raporu -12'nin "GF:02 Basınla
irtibat ve Bilgilendirme Çalışması" başlığı altında; "Bu çalışma kapsamında; Prof. Dr.
Erol Manisalıya 12 Şubat 2004 günü İstanbul Harbiye Orduevinde, (6) Üniversite
1960/2271
Rektörüne 18 Şubat 2004 Bakanlıklar Komuta Katı Toplantı salonunda Cumhuriyet
Çalışma Grubu raporu arz edilmiştir" ibarelerinin yer aldığı,
Bu belge içeriklerinin soruşturma kapsamında sanık Mustafa Ali Balbay'dan ele geçen
günlük notlan ve dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in günlük
notları ile tam bir uyum içerisinde bulunduğu.
Sanık Mustafa Ali BalbayTn, Kovuşturma safahatında ölen İlhan Selçuk ile sanık Mehmet
Şener Eruygur arasında geçen konuşmaya dair "18.2.04... Meclisin karşısında 10.30-12.0"
başlıklı günlük notunda sanık Mehmet Şener Eruygur'un "SE- Evet onlar karşımızda
ama bizim de gücümüz var. Dayandığımız bir güç var. buna inanıyoruz. Bunu harekete
geçirmek lazım. Biz kimlerle görüştük bilgi verelim. Anıl Çeçen, Yıldırım Koç, Malatya,
İstanbul, Samsun, 9 Eylül Rektörleri. Onlar çok heyecanlı. Malatya falan bir görseniz, bu
işi yarına bırakmayalım diyecek kadar heyecanlı. Buna yeni rektörler de katılabilir. Artık
bilen bilir, gören görür, biz yola çıktık. " şeklinde konuştuğunun yazılı olduğu.
Yine Mustafa Ali BalbayTn, dosyadaki delillere göre Cumhuriyet Çalışma Grubunun bir
faaliyeti olarak 3 Mart 2004 tarihinde ATO tesislerinde yapılan "Hilafetin İlgası ve Tevhid-i
Tedrisat kanununun 80.yılı ve günümüz Türkiye'si" konulu panel ve sonrasına dair "3
MART" başlıklı günlük notunda, "Dışarı çıktım, İP'li gençler... ve orta ve üst yaştan
insanlar vardı. ADD 'den yoğun katılım.. Bitişte, İlhan ahi neşeliydi. İşte bak kaldın iyi ettin
dedi, iyi ki çok satışlı medyaya gitmedin dedi. Sonra Kentte Rektörlerle öğle yemeği. Dokuz
Eylül Rektörü Prof Emin Alıcı, Samsun 19 Mayıs Ferit Bernay, Malatya İnönü Prof. Fatih..,
Bursa Uludağ Prof. Mustafa Yurtkuran. Mersin Üni. Rektörü Prof. Uğur ORAL, Trakya
rektörü Prof. Osman İnci... Çukurova rektörü,.. Malatya çok heyecanlı...bu işi uzatmamak
lazım, en kestirme yoldan halletmek lazım. Başka türlü zor. Böyle örgütlenmeler uzun iş... "
yazdığı,
Sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun duruşmada bu sempozyum hakkında "... Ben hiçbir
askeri yetkiliyle bir toplantıda bulunmadım, ancak 3 Mart 2004 yılında yani Tevhidi
tedrisat yasasının ve laikliğin adımı sayılan yasanın belli bir yılda 1924'de çıkan yasanın
yıl dönümünde galiba Ankara ticaret odasında bulunan bir toplantıya ki bunu ticaret odası
ADD düzenlemişti bizlerde katılmıştık o tarihte sanıyorum Özden Örnek'de deniz
kuvvetleri komutanıydı... " şeklinde beyanda bulunduğu,
Sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu nun usulüne uygun olarak tespit edilen telefon
görüşmelerinde muhataplarına söylediği "Bu iş bu iş Milli Demokratik Devrimle biter".
"...Ben gerçi her ortamda söylüyorum ya, artık herhalde bu iş bu demokrasiyle olmaz. Bu
olacaksa bir devrimdir. Bu da ulusal bir devrim olmalıdır" şeklinde ifadelerine göre de,
hükümetin demokratik yollardan devrilmesinin mümkün olmadığı, askeri darbeden başka
çare kalmadığı, bunun beklentisi içerisinde bulunduğu şeklindeki örgüt propagandasını
bulunduğu her ortamda söyleyip yayarak askeri darbe zemini oluşturma faaliyetinde
bulunduğu,
Sanık Habip Ümit Sayın'ın. İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına dilekçe vererek kimliğinin
gizlenmesi şartı ile dava konusu hakkında beyanda bulunmak istediği, 2008/1756 sayılı
soruşturma kapsamında "Gizli Tanık Anadolu" adı verilerek alınan ifadesinin ilgili
kısmında; Sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu ile henüz İstanbul Üniversitesi
Rektörlüğünden alınmadığı 2006 yılı Mayıs veya Haziran aylarında yaptığı bir görüşmede,
1961 /2271
t
TSK içindeki gizli bir yapılanmadan, kendisinin bu yapılanmada Üniversiteler sorumlusu
olduğundan. 2003 yılında Tandoğan 'daki Cumhuriyete Saygı adlı mitinginin askerlerin
koordinesinde yapıldığından, bu mitingdeki "Ordu Göreve " yazılı pankartların Atatürkçü
Düşünce Dernekleri Konfederasyonu ile irtibatlı kişilerce açıldığından bahsettikten sonra
kendisini bu yapılanmada çalışmaya davet ettiğini,
Duruşmada ise, İstanbul Cumhuriyet baş s avcılığındaki ifadesinde, Kemal Yalçın
Alemdar-oğlu 'nun kendisine anlattıklarından yola çıkarak, sözünü ettiği yapılanmanın
üniversite sorumlusu olduğu sonucunu çıkardığını bir tahmin olarak söylediği halde, ifade
metnine yanlış olarak Kemal Yalçın Alemdaroğlu 'nun sözü edilen yapılanmanın üniversite
sorumlusu olduğunu söylediği şeklinde geçtiğini, yine bu ifadede geçtiği gibi Kemal Yalçın
Alemdaroğlu 'nun kendisine, bu yapılanmaya katılması teklifinde bulunmadığını, sadece
ima yollu olarak bu tür yapılanmalar içerisinde yer alır mısın dediğini,
Kendisine anlatılanlardan dolayı TSK içerisinde siviller ile işbirliği içerisinde askeri
darbeyi hedefleyen gizli bir yapılanma olduğunu bildiğini, geçmişteki 28 Şubat olayının da
bu yapılanmanın faaliyetleri sonucu olduğunun söylendiğini, ancak bu yapılanmanın
isminin kendisine söylenmediğini, bunu söyleyenin sadece cezaevindeki koğuş arkadaşı
Emin Gürses olduğunu, Emin Gürses 'in kendisine bu gizli örgütün isminin Ergenekon
olduğunu Kilisede yapılan bir toplantıda Sevgi Erenerol'dan duyduğunu aktardığını,
kendisinin bu yapılanmanın içine girmediğini, ifade ettiği.
Sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun, örgütsel irtibat halinde bulunduğu sanık Ferid
İlsever'in Genel sekretirliğini yaptığı Talatpaşa Komitesinin faaliyetlerine katıldığı, diğer
birçok sanığın da içinde bulunduğu bu komitenin faaliyetlerinin Ergenekon Terör
Örgütünün temel örgüt belgesi olan Ergenekon isimli belgede kurulması karalaştırılan
sivil toplum örgütlerine güzel bir ömek teşkil ettiği. Talat Paşa Komitesinin, Ergenekon ve
bağlantılı örgüt belgelerinde bahsedilen içte ve dışta geniş halk kitlelerini kazanma ve
yönlendirme amacı ile kurulan bir sivil toplum kuruluşu olduğu, geçmişteki yayınlarında
yüzbinlerce Ermeni nin Osmanlı tarafından öldürüldüğünü, yurtlarından sürüldüğünü ifade
ederek bu iddiayı destekleyici bir misyon üstlenen Aydınlık grubunun, yine geçmişteki
yayınlarında İttihatçı Komprador olarak niteledikleri kişiler arasında bulunan Talat Paşa
ismini kullanarak Ermeni soykırımı iddialarıyla mücadele ettiklerini ileri sürmelerinin
Ergenekon Terör Örgütünün bir psikolojik savaş uygulaması olduğu, irtibatlı sanıkların
Talat Paşa Komitesinin siyasi bir yönü olmadığı iddiasına karşılık sanık Doğu Perinçek'in
"Talatpaşa Komitesi, merkezinde İşçi Partisinin bulunduğu bir hükümet çekirdeğidir"
sözleriyle bu komitenin gerçek amaçlarından birini ifade ettiği.
Sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun iddianamede belirtildiği ve mütalaanın ilgili
bölümünde anlatıldığı şekilde, Ergenekon Terör Örgütünün birçok mensubu ile örgütsel
ilişki içerisinde bulunduğu, Ergenekon Terör Örgütünün 2003-2004 yıllarındaki cebir ve
şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini
yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek eylemine iştirak ettiği,
Askeri darbe çalışmaları kapsamında Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde illegal
olarak ihdas edilen CÇG faaliyetlerine katıldığı, Türkiye'nin en büyük Üniversitelerinden
birisinin Rektörü olması sıfatı ile örgüt üyesi olan diğer Üniversite Rektörleri üzerinde
yönetici ve yönlendirici etkisi bulunduğu, o tarihte akim kalan ancak Ergenekon Terör
Örgütünce toplumda askeri darbe zemini oluşturma amaçlı Cumhuriyet gazetesinin
bombalanması ve Danıştay saldırısı gibi vahim nitelikteki eylemler ile devam ettirilen
1962/2271
cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya
görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek, kariyeri ile
ulaşıp etkileyebileceği kesimleri askeri darbe için tahrik teşvik ederek katıldığı, Ergenekon
Terör Örgütünün yöneticilerinden Kovuşturma safahatında ölen İlhan Selçukun
Ergenekon Terör Örgütüne üst düzey eleman veya sempatizan kazandırma, siyasi
oluşumları örgüt adına yönlendirme amaçlı organize ettiği Kent Otel toplantılarına
katıldığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda etkin bir şekilde kamuoyu
oluşturulması için, kendi görüşlerine yakın olarak nitelendirilen Ulusal Kanal, ART, Kanal
B ve Kanaltürk televizyonlarının ortak ve işbirliği içinde yayın yapmalarının temini
maksadı ile faaliyette bulunduğu, örgütsel nitelikteki eylemlerinin mahiyetine göre
Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden olduğu anlaşıldığından,
ajErgenekon Terör Örgütü yöneticisi olmak eylemine uyan TCK 314 - (1), 3713 Sayılı
TMK 5 maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiş ise de, Yargıtay'ın, TCK'nın 302,
309 maddelerindeki suçlara uyan bir eylemin varlığı halinde aynı sanık için TCK'nın 314
maddesinden ceza verilemeyeceğine dair yerleşik içtihadı dikkate alınarak, sanık hakkında
bu suç nedeni ile Ceza Verilmesine Yer Olmadığına,
b) Örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini
ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye
teşebbüs etmek eylemine uyan TCK 312 - (1), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre
cezalandırılmasına,
c)Örgüt faaliyeti çerçevesinde Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı bir
isyana tahrik etmek eylemine uyan, TCK 313 - (T), 3713 Sayılı TMK 5 maddesine göre
cezalandırılması talep edilmiş ise de, dosya kapsamına göre yüklenen suçun kanuni
unsurlarının oluşmadığı, eylemlerinin bir bütün halinde TCK 312-(1) maddesi kapsamı
içinde kaldığı anlaşıldığından, sanık hakkında bu suçtan ayrıca Ceza Verilmesine Yer
Olmadığına,
ç)Ayrıca, örgüt yöneticisi sıfatı nedeni ile TCK 314- (3), TCK 220 - (5) Maddeleri delaleti
ile diğer bir kısım örgüt eylemlerine uyan kanun maddelerine göre cezalandırılması talep
edilmiş ise de. Örgüt eyleminde talimatı olduğu veya eylemin kendi hâkimiyet alanında
gerçekleştiği ispat edilemeyen Örgüt yöneticilerinin, bu örgüt eyleminden sorumlu
tutulamayacağına dair yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alınarak, diğer sanıkların
eylemlerinde talimatı olduğu veya eylemler üzerinde hâkimiyeti bulunduğuna dair
cezalandırılmasına yetecek derecede delil elde edilemediğinden bu suçlardan ayrı ayrı
Beraatine,
d)Sanık hakkında TCK 53 -(1), (2). (3), TCK 58 -(9) ve TCK 63. Maddelerinin
uygulanmasına,
142.SANIK KEMALETTİN BALCI
İddianamede sanığın Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK 314 - (2),
3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiştir.
Sanık Kemalettin Balcı aşama ifadelerinde, İğdır Özel Harekat Şube Müdürlüğünde
görevli olduğunu, diğer sanıklardan Yaşar Oğuz Şahin, Servet Kaynak, Bülent Güngördü
1963/2271
ve Mehmet Dalagan'ı görevi nedeniyle tanıdığını, Ergenekon Terör Örgütü ve faaliyetleri
hakkında bilgisinin olmadığını, sanık İbrahim Şahin"i tanımadığını, sanıklar İbrahim Şahin
ve Servet Kaynak ile birlikte herhangi bir oluşum içerisinde yer almadığını, bu konuda
kendisine teklifte bulunulmadığını. S-l isimli yapılanmadan haberinin olmadığını,
kendisine ait kişisel ve görev bilgilerini dış göreve gitmek amacıyla sanık Servet Kaynak'a
gönderdiğini, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir.
Dosyaya getirtilen TİB ve GSM Şirketleri kayıtlarına göre. sanık Kemalettin Balcı'nın
kullanımında olduğu anlaşılan telefon hatları ile diğer sanıklardan; Mehmet Dalagan,
Servet Kaynak, Bülent Güngördü ve Zerrar Atik'in kullanımlarındaki telefon hatları
arasında irtibat bulunduğu,
Sanık Kemalettin Balcımın, iddianamede belirtildiği şekilde Ergenekon Terör Örgütünün
yöneticilerinden olan sanık İbrahim Şahin'in talimatları doğrultusunda oluşturulan S-l
isimli yapılanmanın içine sanık Servet Kaynak'ın çabaları sonucu dahil olduğu, bu
oluşuma katılmak için şahsi bilgilerini sanık Servet Kaynak'a mesaj yoluyla ilettiğini, bu
bilgilerin tamamının sanık İbrahim Şahin'de ele geçirilen S-l belgesinde yer aldığı,
Sanık İbrahim Şalıin'in, kamuoyunda Susurluk Davası olarak bilinen davada "Cürüm
işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün yöneticiliğini yapma'* suçundan hapis cezasına
mahkûm edilerek müebbeden kamu hizmetlerinden yasaklandığı dikkate alındığında,
Emniyet Teşkilatında görevli olan sanığın sınık Servet Kaynak vasıtası ile bu özellikteki bir
kişiyle kurduğu irtibatın örgütsel nitelikte olduğunu gösterdiği.
Ergenekon Terör Örgütünün ülkede darbe zemini oluşturmak için izlediği yollardan birinin
Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması gibi toplumda infial uyandıracak
eylemler olduğu, sanık İbrahim Şahin'de ele geçen planlardaki suikastların gerçekleşmesi
halinde ülkede darbe zemininin oluşturulması için gerekli kaos ortamının oluşacağı, ele
geçen suikast planları ve bu planları gerçekleştirme konusunda yeterli ve elverişli silah ve
mühimmatın bulundurulması, suikastlarda görev alacak kişilerin bulunması, ekiplerin
oluşturulması eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde S-l isimli belgede ismi yazılı
olan. kendi iradesi ile sanık İbrahim Şahin liderliğindeki yasadışı bu örgütlenmeye katılan,
ancak bir eylemde yer aldığı açıkça tespit edilemeyen sanığın eyleminin Ergenekon Terör
Örgütü üyesi olmak şeklinde nitelendirilebileceği anlaşıldığından,
a) Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK 314 - (2), 3713 Sayılı TMK 5
maddelerine göre cezalandırılmasına,
b)Sanık hakkında TCK 53 -(1), (2), (3), TCK 58 -(9) ve TCK 63. Maddelerinin
uygulanmasına,
143.SAN1K KENAN ÖZAY
İddianamede sanığın,
a)6136 Sayılı Ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanun hükümlerine
aykırı olarak ruhsatsız ateşli silah ve bunlara ait mermileri satın almak, taşımak veya
bulundurmak eylemine uyan 6136 S.K. 13 - (1), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre
cezalandırılması talep edilmiştir.
1964/2271
b)Dl-(2008-209)12.12.2011 tarihli 205.duruşmada 6136 Saydı Kanunun 12, 3713 Sayılı
TMK 5 Maddelerinin uygulanması ihtimaline binaen CMK 226.Maddesi gereğince ek
savunma hakkı verilmiştir.
c)D 1 -(2008-209) 12.12.2011 tarihli 205.duruşmada TCK 315 - (1), 3713 Sayılı TMK 5
Maddelerinin uygulanması ihtimaline binaen CMK 226.Maddesi gereğince ek savunma
hakkı verilmiştir.
ç)İstanbul Cumhuriyet başsavcılığının 5.12.2012 tarih ve 2012/2429-714-533 sayılı
iddianamesi ile Terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların
amaçlarını bilerek silah sağlamak eylemine uyan TCK 315 - (1), 3713 Sayılı TMK 5
maddelerine göre cezalandırılması istemi ile dava açılmıştır.
Mütalaanın ilgili bölümünde ayrıntısı ile anlatıldığı şekilde, sanık Alparslan ArslanTn
toplantı halindeki Danıştay 2. Dairesine yönelik gerçekleştirdiği silahlı saldırıda kullandığı
Glock marka silahı para karşılığında satanın sanık Mahmut Güzel olduğu, silahın Mahmut
Güzel'den sanık Kenan Özay ve Erkan Ayyıldız'a, onlardan sanık Selçuk Özkan'a, sanık
Selçuk Özkan'dan sanık Aykut Metin Şükre'ye. ondan da aynı gün içerisinde sanık
Alparslan Arslan'a ulaştırıldığı ve sonrasında Danıştay saldırısında kullanıldığı.
Dosyaya getirtilen TİB ve GSM Şirketleri kayıtlarına göre, sanık Kenan Özay'ın
kullanımında olduğu anlaşılan telefon hatları ile diğer sanıklardan; Aykut Metin Şükre.
Dostları ilə paylaş: |