T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə34/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   335

mafianın reorganize edilebilmesinin getireceği yararlar küçümsenebilecek veya

vazgeçilebilecek ölçekte değildir. Bir başka ifadeyle Türkiye'nin çıkarları mafianın

reorganize edilmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkartmaktadır" denilmiştir.


Bilderberg Grubu ve Mafıa İlişkileri başlıklı bölümde: ABD'de 1935 yılına gelindiğinde

mafianın şifresinin çözüldüğü, bu tarihten sonra mafianın devletten bile daha güçlü olan

örgütlenme yapısını örnek alan pek çok gizli yeni örgütlenmelerin oluşturulduğu, ABD

sisteminin tıkandığı veya tıkanmaya aday olduğu her alanda gizli örgütlerin kurulduğu,

Masonlar tarafından kurulan ve ilk toplantısını 1954'te Hollanda'da Osteberg kentindeki

Bilderberg Otelinde Hollanda Prensinin başkanlığında yapan Gizli Masonik Bilderberg

Grubu ile Mafıa arasında doğrudan bağlantı olduğu, Hollanda'nın uyuşturucu ticaretinin

önemli üslerinden birisi olması nedeniyle Bilderberg Örgütünün burada temellendirildiği,

ABD'nin Yahudi cinayet şirketinin ikinci kuşak çocukları olan masonlar eliyle mafıayı

uluslararası uyuşturucu karteli haline getirdiği, Bilderberg Örgütü ile de ekonomi/politiği

mafıaya bağladığı, Bilderberg Örgütümün NATO ülkelerinde çıkarlarına uygun siyasi

kadrolar ve liderler oluşturarak rotasına uygun politikalar üretilmesini sağlayan çelik

çekirdeği oluşturmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
Aynı bölümde, "Ancak, Amerikan Mafıa'sını yaratan Pentagon'un her alanda

(ekonomiden politikaya) tüm dünyanın başına bela ettiği çeşitli ve sayısız illegal, faaliyet

gösterdikleri ülkelerin yasalarına uygun olarak kurulmuş legal örgütlerin iplerinin

Pentagon'a bağlı olduğu gerçeği henüz deşifre edilebilmiş değildir", "Bizim burada

açıklıkla ifade etmeye çaba gösterdiğimiz gerçeklerin ütopya veya komplo teorisi olarak

değerlendirilmesi karşısında düş kırıklığı veya şaşkınlık duygusuna sürüklenmeyeceğimizi

çünkü bunun beklediğimiz bir gelişme olacağını ifade edebilmeyi isteriz" denilmiştir.
Mafia'nın Yeniden Yapılandırılması başlıklı bölümde. "Türkiye'de mafianın yeniden

yapılandırılabilmesi mutlaka askeri bir girişim olarak ele alınmalıdır" denilerek Türkiye'de

istihbarat birimlerince kurulan tüm örgütlerin başarısız olduğu belirtilmiştir. Bu cümlede

kullanılan "askeri" kelimesi takip eden cümlede "Türkiye'de yapılması gerekli ve zorunlu

olan, doğrudan 'Genelkurmay"a bağlı 'sivil* bir kurul tarafından oluşturulacak Mafıa

yapılanmasıdır" şeklinde somutlaştırılmıştır. "Neden bir sivil kurul?" sorusu sorulup "Sivil

kurulun gizli operasyonun örtüsü olacağı, yaratıcı özgür düşünce teorilerinin üretimi ve

yaşama geçirilmesi için çok daha uygun bir yapı ortaya koyacağı, illegal dünyanın yeniden

yapılandırılmasında yepyeni metotlara ihtiyaç olduğunun kesin olduğu" cevabı verilmiştir.

"Mevcut mafıa yapılanmasının tasfiyesi ile yeni mafıa örgütlenmesinin

gerçekleştirilmesinde mutlaka sivil bir kurul oluşturulmalı ve bu kurul tarafından

yönetilmelidir" denilmiştir. Yeni mafya yapısı hakkında, Ergenekon Terör Örgütünün

Genelkurmay Başkanlığı bünyesine sızmış mensuplarına bağlı olması, yöneticilerine

yasalar önünde kaldırılması olanaksız bir dokunulmazlık zırhı verilmesi gerektiği,

oluşturulacak yeni mafianın bağlı olacağı yönetici sivil kurulun, lider, teorisyen ve

kuryeden oluşacağı şeklinde açıklamalar yapılmıştır.


219/2271
ç)NBC SİLAHLARI ÜRETİM ANALİZİ İSTANBUL/ 13 KASIM 1999
NBC Silahları Üretim Analizi belgesi, Ergenekon Terör Örgütünün kontrolünde kimyasal

ve biyolojik silahların üretilmesi, örgütün finansmanı için bu silahların terör örgütlerine

satışı konusunda teknik analiz ve değerlendirmeler yapılan örgüt belgesidir.
Ergenekon belgesinin İllegal İşler başlıklı bölümünde. Örgütün ilgi alanına kimyasal silah

üretimi konusu sokulmuş ve bunların üretimi konusunda başarılı sonuçlar elde edebilecek

insan kaynaklarının Türkiye'de bulunduğu ifade edilmiştir. "NBC Silahları Üretim

Analizi" isimli bu belge Ergenekon belgesinin Amaç başlıklı bölümündeki "Talep edilmesi

halinde daha birçok ayrıntılı etüt hazırlanmasının mümkün olduğu" ifadesi kapsamında

"Ayrıntılı etüt" çalışması olarak hazırlanmıştır. Bu belgesin "Genel değerlendirme" başlıklı

bölümünde "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan Ergenekon'un

dikkatlerine sunulan bu analiz ve öneri çalışmasının amacı..." denilmek sureti ile

Ergenekon belgesinde belirtilen etüt çalışmaları kapsamında hazırlandığı açıkça ifade

edilmiştir.


Kapak dâhil 23 sayfadan oluşan bu belge, Ümit Oğuztan, Tuncay Güney. Adil Serdar

Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım'dan ele

geçirilmiştir. Belgemin kapağında yer alan "NBC". Nuclear (Nükleer), Biological

(Biyolojik), Chemical (Kimyasal) kelimelerinin baş harflerinden oluşan kısaltmadır.


Kimyasal ve Biyolojik Silah Üretimi başlıklı bölümde, "Türkiye kimyasal ve biyolojik

silah üretimine yönelmeli ve bu alanda kontrolü elinde tutabilecek bir üretim ünitesi

kurabilmelidir" değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu ifadede Türkiye Cumhuriyetinin değil

Ergenekon Terör Örgütünün kastedildiği anlaşılmaktadır. Bir sonraki paragraftaki

"Kurulacak bir kimyasal ve biyolojik silah üretim tesisi, tüm dünyada terör gruplarının

denetlenerek kontrol altına alınabilmesini sağlayacaktır" ifadesinden de bu anlaşılmaktadır.


Genel Değerlendirme başlıklı bölümde, Ergenekon, Lobi, Reaksiyon ve Panzehir

belgelerindeki "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon" cümlesi

burada da kullanılmıştır. Farklı olarak "faaliyet gösteren" kelimeleri "faaliyet göstermekte

olan" a çevrilerek cümle içinde "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte

olan Ergenekon'un dikkatlerine sunulan bu analiz ve öneri çalışmasının amacı, kimyasal ve

biyolojik silah üretimine yönelmenin kaçılmaz gerekliliğine olan inancımızdır" şeklinde

kullanılmıştır.
"Türkiye, kimyasal ve biyolojik silah üretimini gerçekleştirebilecek bilgi donanımına sahip

genç bilim adamlarına sahiptir" ve "Türkiye'nin nükleer silah üretimini

gerçekleştirebilecek fınans kaynağı olmadığı gibi, bu alanda üretimi gerçekleştirebilecek

profesyonellikte bilgi birikimine sahip bilim adamı da yoktur. Buna karşın kimyasal ve

biyolojik silah üretimini kolaylıkla sağlayabilecek insan kaynağı vardır. Bu potansiyelin

mutlaka değerlendirilmesi gerekmektedir." açıklamaları yapılmıştır.


Örgütün kimyasal ve biyolojik silah üretimine olan ilgisinin en önemli nedeni, örgütün

finansmanı için gelir elde etmek olduğu bu bölümde açıkça belirtilmiştir. Bu bölümdeki

"Dünya Savaşından yenik, perişan ve parçalanmış olarak çıkan Federal Almanya

Cumhuriyeti, 50 yıl gibi çok kısa bir süre içersinde gelişmekle kalmamış; Avrupa'da

olduğu gibi Ortadoğu, Kafkaslar ve Uzak Asya'da etkili bir güç olduğunu
220 / 2271
hissettirebilmiştir, bu başarısını ise; kimyasal üretimde dünya kartelini elinde tutmasına

borçludur. Çok ucuz maliyetli kimyasal üretim Almanya'ya umulduğundan çok daha

büyük bir ekonomik ve siyasal güç kazandırmıştır" ifadeleri Ergenekon belgesinin İlaç,

Kimya Sanayi ve Taşımacılık başlıklı bölümünde yer alan ifadelerle aynı içeriktedir.

Ergenekon belgesinin bu bölümünde uyuşturucu hammaddesi üretimi konusunda yine

Almanya örneğinin verildiği görülmektedir.


Belgede, "Bugüne kadar kimyasal ve biyolojik silahlar üretilmemesinin talihsizlik olduğu"

değerlendirmesi yapılmıştır. Belgenin son paragrafında bu çalışmadaki örgütsel amaç

örgütün ismi de açıkça belirtilip "Ergenekon, Türkiye'nin ekonomik ve siyasal

bağımsızlığına çok büyük katkıları olabilecek bu çalışmaları rahatlıkla organize ederek

gerçekleştirebilir. Ayrıca21. Yüzyılda dünyanın en önemli sorunu haline gelecek olan terör

gruplarını kontrol altına alırken, küçümsenmesi olanaksız büyük bir fınans gücünü de elde

edecektir" şeklinde ifade edilmiştir.
Diğer örgüt belgeleriyle aynı şekil ve formatta yazıldığı görülen NBC belgesinin son

paragrafının altında "saygılarımızla. Strateji Grubu" ibarelerine yer verildiği

görülmektedir.
d)FUNDAMENTALİST TERÖR İSTANBUL/ 3 NİSAN 2000
Fundamentalist Terör Belgesi, Ergenekon Terör Örgütünün Fundamentalist olarak

nitelendirdiği kişi, grup ve örgütler hakkındaki örgüt değerlendirme ve araştırmalarının bir

araya getirilmesiyle oluşan örgüt belgesidir. Ergenekon ve Reaksiyon belgelerine

dayanılarak ve bu belgelerdeki ilkeler doğrultusunda hazırlandığı anlaşılmaktadır.


Belgedeki "Bu özet raporda önemle ifade edilmesi ve vurgulanması gereği duyulan,

ülkenin mevcut rejimini yıkmaya ve Atatürk ilkelerini tarihten silmeye yeminli bu terör

faaliyetlerinin çok yönlü bir çalışma ve çok büyük bir organizasyon olduğu gerçeğidir.

Bölücü amaçlı PKK Terör faaliyeti bu denli kapsamlı, detaylı ve büyük idealli değildir.

Olamaz da. Çünkü etnik bir harekettir. Oysa rapor konumuz olan fundamentalist terör

olgusu evrenseldir. Din esaslarına dayalı olması nedeniyle tüm Ümmet'i kapsamaktadır.

Bu nedenle her alanı kapsar" ifadeleri ile belgenin özet bir rapor mahiyetinde olduğu

belirtilmiştir.


Bu belge Veli Küçük, Tuncay Güney. Ümit Oğuztan, Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay

Özkan, Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım'dan ele geçirilmiştir.


Fundamentalist Terör belgesi Ümit Oğuztan ve Tuncay Özkan'dan 102 sayfa olarak ele

geçmiş ise de, belgedeki bazı bölümlerin mükerrer yazıldığı tespit edilmiş, tekrar bölümler

çıkartıldığında 81 sayfaya düştüğü görülmüştür. Veli Küçük'ten ele geçen ve

diğerlerinden farklı olduğu anlaşılan metnin, belgenin ilave ve redakte yapılmamış ilk hali

olduğu, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'ın mülakatlarında bu konu hakkındaki

anlatımlarını doğrular şekilde, metin üzerinde ilaveler ve redakte işlemi yapılarak belgeye

son şekli verildiği anlaşılmaktadır.
Veli Küçük'ten ele geçen belge ile diğer belge metinlerinin karşılaştırması
221 /2271
l.Veli Küçük'ten ele geçen belgenin kapağında FUNDAMENTALİST TERÖR

İSTANBUL 121 MART 2000, diğerlerinde FUNDAMENTALİST TERÖR İSTANBUL/ 3

NİSAN 2000 başlıkları bulunmaktadır. Bu durum. Veli Küçük'ten alınan belgede bir hafta

içinde düzeltme ve ilaveler yapıldıktan sonra tarihinin değiştirilerek kapağın yeniden

düzenlendiğini göstermektedir.
2.Diğer belgelerde, Veli Küçük'ten ele geçen belge metnine ilaveler yapıldığı

görülmektedir. Ak-Der (Akıncılar Derneği) başlıklı bölümün ilk paragrafına "Bu çatışmada

ölenler ve yaralananlar oldu..." cümlesinden başlamak üzere iki paragraf, ayrıca "Ak-Lis

(Akıncı Liseliler), Hizb-ut Tahrir. İhvan-ı Müslimin. Avrupa Milli Görüş Birliği. Milli

Mücadele, Aczi Mendiler" başlıklı bölümler eklenmiştir. "Fethullah Gülen'in Anatomisi"

başlıklı bölümün ilk cümlesinden sonra gelmek üzere Fethullah Gülen ve ailesinin Bahaî

inancına mensup olduklarına dair ifadeler yer alan bir sayfalık bir bölüm ilave edildiği,

aynı şekilde Fethullah Gülen & Bahailik Örgütü. Bahaullah Kimdir?, ve Fethullah Gülen

başlıklarını taşıyan yeni bir bölüm ilave edildiği görülmektedir.
3.Veli Küçük'ten ele geçen belgedeki bazı kelimelerde değişiklikler yapılmış, yazı redakte

edilmiştir. Örnek olarak, Veli Küçük'ten ele geçen belgedeki "İki Türk Lawrence" başlığı

"İki ABD Lawrence", "dialog" kelimeleri "diyalog" olarak değiştirilmiş, yedinci sayfadaki

"Ruslar" kelimesinden sonraki bölüm koyulaştırılmış, aynı sayfanın son satırındaki anlatım

bozukluğu "mahkûmiyeti" kelimesi çıkartılarak giderilmiş, özel ismin baş harfi büyük

yazılarak yazım hatası giderilmiştir.


4.Veli Küçük'ten ele geçen belgenin "CİA Okulları" başlıklı bölüm sonunda bittiği, diğer

belgelerde "CİA Okulları. ABD İnsan Hakları ve Demokrasiden Sorumlu Dışişleri Bakan

Yardımcısı Harold Koh, Ökümenlik. CİA Fethullah Gülen'e Birifing Verdi, Clarridge &

Gülen İlişkisi, Hizbullah Allah'ın Askeri, MİT Eymür'ün Kontrolünde, Sırada Bazı MİT

Mensuplarına Ordu Tipi Provakasyon Eylemleri Var!. Süleymancılık Hareketi,

Süleymancılık Nedir Ne Yapılmak İstenmektedir?, Said-i Nursi Said-i Kürdi 1873-1960,

Derviş Vahdettin, Said-i Nursi'nin Ardından Gelişmeler, Said-i Nursi ABD'yi Destekledi,

İlim Ve Kültür Vakfı, Ajan Said-i Nursi" başlıkları ilave edilmiştir.


Belgedeki,"Üniversitelerin pek çok öğretim görevlisi.. NATO'da görevlendirildikleri

dönemlerde ilinti kurularak CİA tarafından kazanılmış askeri şahsiyetler.. Kamuoyu

araştırmaları alanında faaliyet gösteren ticari şirketler.. Güvenlik şirketleri.. Sivil toplum

örgütleri adı altında dış istihbarat örgütlerinin legal kuruluşları.. Ve hatta DPT personeli..

ABD için canla başla çalışan ve karşılığında 2 ila 50 bin dolar gibi paraların ödendiği birer

rapor üretim merkezleri durumundadır" değerlendirmeleri Reaksiyon belgesinin Devlet

Planlama Teşkilatı başlıklı bölümünde de yer almaktadır. Benzer bir değerlendirme 21.

Yüzyılda Casusluk isimli belgenin Bilgi Bankaları Oluşturulması Çağdaş Zorunluluktur

başlıklı bölümünde "Devlet Planlama Teşkilatı gibi kurumlardan başkaca sivil ve bağımsız

bilgi bankalarına acil olarak gereksinim vardır" ifadesi ile yer almıştır.


Belgedeki bazı bölümler aşağıda özetlenmiştir ;
ABD-ARAMCO-RABITA-NATO, GLADİO Kirli Savaş başlıklı bölümde. Ortadoğu

yeniden şekillendirilirken CİA güdümünde Türkiye'ye ılımlı İslam rolünün verildiği,

Gelişmeler sonunda Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan'ın hükümet olduğu, CİA

güdümünde ülke çıkarlarını hiçe sayıp kişisel çıkarları adına hareket eden Yavuz Ataç,


222 / 2271
Mehmet Eymür, Fethullah Gülen'in Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önde gelen lanetlileri

oldukları, Rejim düşmanı fundamentalist ve takiyyeci çetelerin geçmiş dönemlerde

Başbakanlık konutunda ziyafete davet edildikleri. Bunların oligarşi çetelerinin oluşturduğu

hükümetler tarafından desteklendikleri, ceplerine trilyonlarla ifade edilen paralar akıtıldığı,

medyanın bu kirli savaşın suç ortağı olduğu, düzenin içinde önemli köşe başlarını

tutanların her birisinin çeteleştiği, 1940"lı yıllardan bu yana ülkenin ulusal çıkarlarını

hesaplayarak rota çizen tek bir kişinin çıkmadığı, Halkın gözleri önünde kirli savaş

oyuncularının yargı eliyle aklandığı ve bunlara benzer ifadeler kullanılmıştır.


İki ABD Lawrence başlıklı bölümde, Geçmişte emperyalizm adına İslam ülkelerinde

faaliyet gösteren Lawrence isimli İngiliz ve Alman kökenli iki ajan provakatörün yerine

Necmettin Erbakan ile Fethullah Gülen"in rol üstlendikleri gibi ifadeler kullanılmıştır.
Fundamentalizmin Mucidi Emperyalistlerdir başlıklı bölümde, Necmettin Erbakan'ın

Alman savaş sanayiinde önemli görevlerde bulunduğu, en yakın adamlarının ülkeyi terk

ederek Almanya'da yaşam sürdürdükleri, bunun başlı başına bir delil olduğu, rejimi

yıkmaya yönelik fundamentalist girişimlerin hangi odak noktasının ajan provakatörlüğünü

üstlendikleri ve fınans kaynaklarının da böylece kendiliğinden ortaya çıktığı, Fethullah

Gülen'in ise İslam ülkeleri yerine ABD'ye sığınmayı daha güvenli bulduğu, siyasal İslam

ve İslam terörüne en güçlü desteğin ABD olduğu gibi ifadeler kullanılmıştır.
Vahhabi-CİA İşbirliği başlıklı bölümde, İngiliz ajanı Vahhabilerin Osmanlının temeline

dinamit koyduğu, bu filmin yeniden vizyona sokularak Türkiye Cumhuriyetinin Türkî

devletler ve Kafkaslarda nüfuz sahibi olmasının engellenmeye çalışıldığı, bunun arkasında

CİA teorisyenlerinin bulunduğu, Türkiye'de fundamentalist Fethullah Gülen Cemaatiyle

de bağlantılı oldukları şeklinde ifadeler kullanılmıştır.
Fethullah Gülen başlıklı bölümde, Said Nursi ve Fethullah Gülen'in Müslüman değil Bahaî

oldukları, Fethullah Gülen'in akıl hocasının Mehmet Eymür olduğu, ABD'de el ele baş

başa verip CİA'nın İslam operasyonuna katkıda bulunma girişiminde yer aldıkları, sözde

eğitim amaçlı okullar açılmasının bu amacın ilk basamağını oluşturduğu, sırada Nur

tarikatına körü körüne bağlı olan müritlerin silahlandırılması bulunduğu gibi ifadeler

kullanılmıştır.


Ökümenlik başlıklı bölümde, ABD'nin 1980'li yıllarda yenidünya düzeni projesini

oluşturmaya başladığı, ABD'nin önde gelen teori üretim merkezi uzmanları Graham

Fuller, Paul Henze, Morton Abramowitz gibi CİA mensupları ve Rand Corporation adlı

araştırma kuruluşları mensupları tarafından, ABD"nin 21. Yüzyılda emperyalist siyaset

arenasında mezhepler, dinler, tarikatlar ve terör olgusundan sonuna değin yararlanmayı ve

Fethullah Gülen gibi kişilerin ruhani önderliğinde hedeflerine varmayı planladığı bir

doktiriner teori hazırlandığı ve bununla ülkelerin gruplara bölünmesinin ve aralarında

sürekli kılınacak gerilim ile tek bir merkezden yönetilir hale getirilmelerinin amaçlandığı

belirtilmiştir.
Devamında "ABD fundamentalizminin peygamberliği Fethullah Gülen'e verilmiştir",

"Sözde Allah'ın askerleri ise Hizbullah Örgüt militanları olmuştur", "2000'li yıla

ulaşıldığında ise; fundamentalizmin toplum yapısını değiştirdiği, cami ve ibadethaneleri,

eğitim kurumlarını, ulusal ülke ekonomisini, ulusal sportif kurumlarını, yargı organlarını,

üst düzey bürokrasiyi, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yer alan bazı subayları, medyayı,
223/2271
fınans sektörünü, aydın, sanatçı ve entelektüelleri sarmaladığı ve nihayetinde toprağın

altından cenin vaziyetine getirilerek öldürülmüş kimlikleri tespit edilemez haldeki

cesetlerin fışkırdığı döneme erişilmiştir" ifadeleri kullanılmıştır.
CİA Fethullah Gülen'e Birifıng Verdi. Clarridge & Gülen İlişkisi, Hizbullah, MİT

Eymür'ün Kontrolünde başlıklı bölümde. Merkezi Lübnan'da bulunan Hizbullah ile

Türkiye'deki Hizbullah aynı Terör Örgütü olarak ifade edilmiş, MİT ve Emniyet içindeki

uzantıları eliyle CİA tarafından 1984'te faaliyete geçirildiği iddia edilmiştir. Devamında

"Hizbullahi Terör Örgütlenmesiyle Fethullah Gülen arasında finansal, siyasal, teorik

faaliyetler ile cinayetler arasında kesin bağ olduğu gözlemlenmiştir", "Fethullah Gülen,

Nur Tarikatına ait medya kuruluşları aracılığı ile idealist Müslüman imajı, rejim yanlısı ve

Atatürk'e saygılı din adamı portresiyle mazlum ve yanlış değerlendirilen adamı oynama

yolundadır. Ancak radikal fundamentalist olup terör yanlısı olduğu kesindir. Çünkü

Hizbullah terör yapılanmasıyla bağlantılı olarak faaliyet sürdürmüştür",


"Fethullah Gülen, Türkiye Cumhuriyeti için PKK Terör Örgütü ve lideri Abdullah

Öcalan'dan çok daha önemli ve güçlü bir tehlikedir. Bir o kadar da büyük sorundur"

denilmiş. "Fethullah Gülen ile cemaati arasındaki bağın kopartılabilmesinin ne denli güçlü

bir sorun olduğu ortaya çıkmaktadır" ifadesi ile işaret edilen bu sorunun çözüm yollarından

birisi gösterilmiştir.
"Söylüyor, ağlıyor, sürüklüyor, peki ama ne yapmak istiyor" başlıklı bölümde, Fethullah

Gülen hakkında "Nurcu olduğu söylenirdi ama Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ve

onun rejime meydan okuyan yiğit tavrı anımsanacak olursa asla Nurcu olduğunu söylemez,

hiçbir zaman Bediüzzamanın'ın ismini ağzına almazdı" ifadeleri kullanılmıştır.


Said-i Nursi Said-i Kürdi 1873-1960 başlıklı bölümde Said Nursi hakkında, "Psikolojik

sorunları olan", "Geçimsiz", "Arapçayı bile zor sökebilen", "Yobaz", "Meczup", "Akıl

hastası", "Bahaî", "İngiliz'lerin Lawrence kadar kıdemli ajanı", "İsyancı" gibi ifadeler

kullanılmış, "Derviş Vahdettin" başlıklı bölümde de "31 Mart ayaklanmasını İngiliz ajanı

olan Şeyh Said-i Nursi'nin organize ettiği", "Said Nursi'nin yazar ve din âlimi olmadığı,

İngiliz'lerin kullandığı bir Bahaî ajanı olduğu, kendisini Allah ilan ettiği, Bahaî inancına

göre yapılan merasimle gömüldüğü" ve bunlara benzer şeyler yazılmıştır.
Aynı konudaki "Said-i Nursi'nin Ardından Gelişmeler", "Said-i Nursi ABD'yi

Destekledi", "İlim ve Kültür Vakfı" ve "Ajan Said-i Nursi" başlıklı bölümlerde de benzer

ifadeler kullanılmıştır.
"Allah'ın Askeri" başlıklı bölüme, Fethullah Gülen'in Asrın Getirdiği Tereddütler-4 adlı

kitabından olduğu belirtilen "...Müminlerin en mümeyyiz vasfı askerliktir, bizler Allah'ın

askerleriyiz. Rabbim kabul buyursun. Hakk'a öyle asker olsak ki, kapının arkasında durup,

başımızı ilelebet kaldırmamak üzere o kapının eşiğine koysak, beklesek beklesek...

Allah'a asker olmak istiyorsak, tasavvufı ifadesiyle, "fenafillâh" olma mecburiyetindeyiz.

Allah'a gerçekten asker olmak lazım. Allah'a asker olunca rahat ederiz. Bunu vicdanında

çok iyi yaşayan insanlar vardır. Evet, mal, evla-ü iyal (çocuk ve aile) her şeyi gözünden

silmiş, sadece "Seni, Seni isterim" diyen Yunus gibi. Ne cennet huri-gılmanı, ne de başka

bir şey" şeklindeki bölüm alınarak, "İnsanlara ülkesi ve ailesinden bile vazgeçebilmesi

telkin edilmekte ve Hizbullah (Allah'ın askeri) olduğunu beyan etmektedir. Bu da

kanıtlamaktadır ki. Fethullah Gülen-Hizbullah bağlantısı kesindir ve Fethullah Gülen
224/2271
Kemalist rejimi yıkıp yerine fundamentalist bir rejim kurma amacıyla Hizbullah modelinin

oluşumu içinde yer alan "Ruhani ve tek lider'" dir. Bu nedenle Fethullah Gülen'i İslami

Terör çerçevesi dışında tutmak olsa olsa yalnızca aymazlık olabilir" denilmiştir.
Aynı konuda "Mehmet Eymür'ün Hizbullah'ın askeri kurmaylığı ve liderliğini bizzat

yürüttüğü açığa çıkan gelişmelerle aydınlanırken örgütün ruhani ve gerçek lideri olarak

Fethullah Gülen seçilmiştir", "Tüm istihbarat dokümanlarında yer aldığının tersine

Hizbullah Terör örgütünün lideri İran'da eğitim alıp İran resmi istihbaratı tarafından

yönlendirilen Hüseyin Velioğlu değil Fethullah Gülen'in bizzat kendisidir", "Perde işlevi

gören Hüseyin Velioğlu ise 1998 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin düzenlediği sınır ötesi

operasyonunda ölü olarak ele geçmiştir" denilmiş, "Türkiye'deki fundamentalist akımın

tırmanışı ve ardından yükselen güçlü bir örgütlenme ile uygulamaya konulan tüm İslami

terör grup ve odaklarının -adı ne olursa olsun- gerçek liderinin Fethullah Gülen olduğu

bugüne değin anlaşılmış ve belirlenmiş olmalıydı" ifadesi ile Fethullah Gülen'in "Adı ne

olursa olsun tüm İslami Terör grup ve odaklarının gerçek lideri" olduğu ileri sürülmüştür.
Bu belgede ağırlıklı olarak ele alınan Fethullah Gülen ve Cemaatinin Ergenekon Terör

Örgütünün öncelikli hedefleri arasına konulduğu anlaşılmaktadır. Belgede Fundamentalist

Terör Örgütleri olarak sayılan, Müslüman Gençlik Örgütü. Girişim, Vahdet, Ak-Der

(Akıncılar Demeği), Ak-Lis (Akıncı Liseliler), Hizb-Ut Tahrir, İhvan-ı Müslimin, Avrupa

Milli Görüş Birliği, Milli Mücadele, Aczi Mendiler ve Süleymancılar konularına çoğu

ansiklopedik mahiyette yorumsuz bilgi ve değerlendirmeler içeren 4 sayfaya yakın yer

ayrılmış iken. belgenin yarıya yakınında Fethullah Gülen'in anlatılması da bunu

göstermektedir.


Şekil, üslup, kullanılan ifade ve kavramlar açısından diğer örgüt belgelerine benzese de,

diğer örgüt belgelerine nazaran kendi içinde kısmi çelişkiler barındırdığı, bir bakıma

aceleye getirildiği anlaşılmaktadır. Metni içinde "Özet bir rapor" olduğu ifade edilen

belgenin Veli Küçük'ten ele geçen nüshası ile diğer nüshaları arasındaki bir haftalık tarih

farkı da bunu doğrulamaktadır.


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin