T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə36/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   335

gazetecilerin de deşifre olduğu", "MİT'in cumhuriyet tarihinde sayısız naylon illegal

örgütler kurduğu" belirtilmiştir. Son paragrafta "Bu çalışmanın 21. Yüzyıl dünyasında

arzulanan 'Objektif ve 'bağımsız' düşünce üretilmesi prensibinden hareketle ulusal

çıkarlar, milli güvenlik gerekçeleri göz önüne alınarak ve Cumhuriyet Devrim İlkeleri

ışığında günümüzün aynalara yansıtılmasından daha çok; yaratılmak istenen gelecekteki

Türkiye'nin vizyonunun bugünden gözler önüne serilebilmesi amacından hareketle

hazırlandığı" ifade edilmiş ve diğer örgüt belgelerinde olduğu gibi sağ alt köşeye yazılan

"saygılarımızla" ifadesiyle giriş bölümü bitirilmiştir.


MİT 2000 28 Kasım Kamuoyuna Yansıyan Açıklamalar başlıklı bölümde, MİT Müsteşarı

ve yardımcısı hakkındaki eleştirilerin sürdürüldüğü, ayrıca Terör örgütü lideri Abdullah

Öcalan'a ulusal çıkarlara aykırı ve milli güvenliği ortadan kaldırmaya yönelik taktikler

geliştirilerek sunulduğu ve Öcalan'dan bu doğrultuda yarar sağlanmakta olduğu. Terör

örgütü PKK ve taraftarlarına Kuzey Irak ve Türkiye içindeki silahlı terör gruplarına mesaj

iletildiği, mesajı iletenin ise; MİT Müsteşarı ve Yardımcıları olduğu. Bunun özde,

kılavuzluktan başkaca bir şey olmadığı, başsız kalan terör örgütü PKK ve yandaşlarına

başarı kazanabilmelerinin yollarının MİT üzerinden CİA'nın Türkiye'deki işbirlikçileri

tarafından işaret edildiği ve amaçlanan mesajların ulaştırılmak istenen noktalara iletildiği,

bunun hukuk platformunda suç olduğu belirtilmiş ve "Özetle; hukuk plâtformunda suç

işlenmiştir. Ve bu suç alenen sergilenmiştir. Cumhuriyet Savcılarının görevden

kaçınmaksızın gereğini yerine getirmeleri, gerekli bir zorunluluğa dönüşmüştür"

değerlendirmeleri yapılmıştır.
Mitoloji başlıklı bölümde, Bu bölümde dört sayfa mitoloji ile ilgili değerlendirmeler

yapılmıştır. İsmini örgütsel bir tercihle mitolojiden seçen Ergenekon Terör Örgütünün

mitoloji konusuna önem verdiği görülmektedir. Belgede "Türk mitolojisinin, yeryüzü

insanlığı için rehber niteliğine sahip ilk ve en önemli yazılı belgelerden oluştuğu".

"Mitolojinin, geçmişte olduğu gibi, gelecek zamanlara da biçim vermeyi sürdürecek denli

zengin bir güce sahip olduğu, insanlık tarihinin en eski edebi birikimi olan mitolojinin

bitimsiz bir kaynak olarak işlevselliğini korumaya devam ettiği ve siyasal savaşların en
232 / 2271
güçlü cephesini oluşturduğu"'' belirtilmiştir. Devamında "Mitolojinin tanrıları bugün

yaşamıyorlar, ama onları kaleme alanların yarattığı mitoloji sonsuza değin insanlığın

kılavuzu olmayı sürdürecek. Mitoloji içine yeni kahramanlar kabul ederek, daha çok

zenginleşecek" , "İnsanların en akıllısı, çok iyi biliyordu ki; sonsuz yaşam arzusuna

kapılanları uyku, yumuşak bir sis gibi sarardı. Tanrıları var eden şey ölümsüzlük özelliği

değil miydi, o halde gün gelecek onları da yumuşak bir sis gibi uyku saracaktı. Uyku ise;

ölümün bir başka adı değil midir?", "Türkiye, 21.yüzyılda geniş halk yığınlarının,

mesleksiz bireylerine teknik bir devlet örgütü oluşturarak servis vermek zorundadır.

Geçmiş tarihte 600 yıl süreyle Osmanlı hanedanının kapı-kulu olarak yaşamayı

benimsemiş, günümüzün yoksul Türk halkını bugün de Batı dünyasının hizmetinde kapı-

kulu olabilme yarışından kurtarmak zorundadır" ifadeleri kullanılmıştır.
Kürt Dili, Kürt Kültürü, İlkel Aşiret Dili ve Görenekleri başlıklı bölümde, "Kürtlerin

Asya'dan ilk göçlerle birlikte Hazar'ın güneyine yerleştikleri", "Asya'dan göç ederek

bugünkü İran sınırları içine yerleşen ve daha sonra da Anadolu'ya geçen ve etnik

bakımdan kendilerini Kürt olarak tanımlayan bu grubun temelde Türk kökenli olduğu",

"Kürt dilinin ulusal bir dil olduğunu öne sürmenin bilime aykırı düştüğü, Kürt dilinin aşiret

dili olmaktan öte geçemediği gibi, Kürt kökenli etnik gruplar içinde dahi ortak bir dil

olabilme gelişimi gösteremediği". "Kürt kültürü diye öne sürülen söylemler arasında

mitolojik ve edebi yazılı kanıt birikimlerinin mevcut olmadığı", "Ulusal Kürt Hareketinin,

sanal bir kültür olduğu, mitolojik verilerden yoksun olduğu, buna karşın Kürtlerin, bir Türk

olan Demirci Kavala'yı kendilerine mal etmeye çalıştıkları, böylece kendilerini

savunabilecekleri sanal mitoloji yaratmaya çalıştıkları", "Cumhuriyet Devrimleri ile

birlikte medrese eğitimine son verilerek modem ve pozitif bilime dayalı eğitime

geçilmesinin ardından; Arapça, Farsça ve Kürtçe eğitimin tarihe gömüldüğü". "Kürtçenin

edebiyatı olan bir dil olduğunun savunulamayacağı" ifadelerine yer verilmiştir.


"Cumhuriyet Türkiye'sinin edebiyat tarihine bakıldığında, özellikle Kürt kökenli edebiyat

ve sanat insanlarının hak etmedikleri halde yıldızlarının yapay yöntemlerle ve büyük bir

özenle parlatıldığı, Türk kökenli. Cumhuriyet Devrimlerine bağlı, Kemalist, demokrasiye

inanmış edebiyatçı, sanat ve kültür insanlarının, MİT kadroları tarafından karalama yüklü,

siyasal-ideolojik ve özel yaşamlarına ilişkin yüzde yüz iftiralarla dolu resmi raporlar

düzenlenerek fişlendikleri çarpıcı biçimde göze batar" ifadeleriyle MİT hakkında bu

konuda da suçlamalar yapılmış ve "Türk edebiyatının derinliği olan usta romancısı, gerçek

bir milliyetçi ve vatansever Orhan Kemal, MİT marifetiyle yaşamı perişan edilirken, Kürt

kökenli Yaşar Kemal MİT tarafından öne çıkartılmıştır. Türk Şairi Orhan Veli, Ankara'da

belediyenin açtığı bir çukura düşerek beyin kanaması sonucu kuşkulu bir ölümle yaşama

veda etmiştir. Türk edebiyatında önemli bir kilometre taşı. döneminin en aydınlatıcı

vatanseveri olan Sabahattin Ali, MİT'in düzenlediği bir komplo sonucu başı parçalanarak

öldürülmüş ve kamuoyunda hakkında geniş dez/enformasyon uygulanmıştır" ifadeleriyle

örnekler verilmiştir, "MİT'in faaliyetleri sonucu; aydınlanmacı, modem, Kemalist,

demokrasiye gönül vermiş tüm Cumhuriyet Türkiye'si yazarlarının kitaplarının toplatılarak

yasaklandığı" belirtilmiştir. Bu değerlendirmenin özellikle Reaksiyon, 21. Yüzyılda

Casusluk olmak üzere diğer belgelerde tekrarlandığı görülmektedir.
Bu konulardaki örgüt değerlendirmeleri "Ergenekon Terör Örgütü "nün Türkiye

Cumhuriyeti vatandaşlarına bakış açısını ve örgütün ideolojisini ortaya koyması açısından

önemlidir. 28 Kasım 2000 tarihli basın toplantısında MİT Müsteşarının dile getirdiği

Kürtçe TV kurulmasının faydalı olacağına dair değerlendirmeden kısa bir süre sonra MİT


233/2271
aleyhinde ağır eleştiri ve hakaretler içeren çok sayıda belge hazırlattırılması dikkat

çekicidir. Bu bölümde incelenen belgelerin büyük bir kısmının Aralık 2000 tarihini

taşıması bunu teyit etmektedir. Belgenin devamında "60 yıldır sergilenen MİT gerçekleri;

Osmanlı döneminde 600 yıl süreyle yaşanmıştır. Örneğin tek bir Divan edebiyatçısının

kellesi uçurulmamış, saraylardan gelen ödüllerle zengin bir yaşam sürdürürlerken,

sazlarıyla halk kahvelerini dolaşıp Türkçe şiirler söyleyerek Türk halkının yanında yer alan

ozanlar, kuru ekmeğe talim etmişlerdir", "600 yıl, Osmanlı Hanedanımın kulları

durumunda tutulan Türk ırkına mensup halk yığınlarının 'alfabe'si olmamıştır. Osmanlının

kulu olarak yaşatılan Türk ırkına mensup halk, sahibi olduğu Anadolu toprakları üzerinde

600 yılını okuma/yazma bilmeden ve kendi dilinde konuşamadan yaşamak zorunda

bırakılmıştır" denilmiştir.
Diğer birçok örgüt belgesindeki "Yönetim kadroları totaliterlik merdiveniyle demokrasiye

tırmanabileceklerini sanmış, hep kafalarının üzerine çakılarak düşmüş, yaralanıp

berelenmişler ve hatta son nefeslerini darağaçlarmda vermişlerdir" değerlendirmesi burada

da yapılmıştır.


"Kendilerini Kürt olarak tanımlayan ve Türkiye nüfusu içinde 30 milyonu bulan insanların,

Türk ve Türkiye Cumhuriyeti karşısında ayrıcalıklı bir konuma erişme talebinde

bulunmaları doğal karşılanamaz. Bu kapsamdaki taleplerin demokrasi, insan hak ve

özgürlükleri, ideoloji ve sistem sorunları ile ilgisi de olamaz", "Kürt kültürü, Kürt dili,

Kürt kimliği. Kürt milliyetçiliği, Kürtçe eğitim hakkı. Kürtçe yayın hakkı gibi talepler Kürt

özerkliği sonucuna uzanan, yani parçalanma zincirinin halkalarıdır" değerlendirmeleriyle

PKK Terör Örgütünün de istismar ettiği, bütün dünyada demokrasi ve insan hakları

kapsamında görülen kültürel hakların dile getirilmesinin dahi bölücülük olarak

değerlendirildiği görülmektedir.
Gizli Gerçekler başlıklı bölümde, MİT hakkındaki eleştiriler, örgüt değerlendirmeleri

sürdürülmüş, MİT mensuplarının yukarıda belirtilen basın açıklaması "İçte ve dışta

kamuoyu yaratılması, Kürt Ulusalcılık Hareketi ne yol gösterilmesi" olarak nitelendirilmiş.

"İçe dönük istihbarat ve yönlendirme çalışmaları incelendiğinde görülür ki, her dönemde

huzursuzlukların organizasyon kaynağı olarak bu kurum ortaya çıkmaktadır" suçlaması

yapılmıştır. Bölüm sonunda, özellikle 21. Yüzyılda Casusluk belgesi olmak üzere diğer

belgelerde de vurgulanan asıl amaç "MİT kadroları ve çalışma yöntemleri yeniden gözden

geçirilerek re/organize edilmeli. Hatta ve hatta yepyeni bir yapılanmaya gidilmeli"

ifadeleriyle ortaya konmuştur. MİT'in söz konusu basın açıklamasını olumlu karşılayan on

üç köşe yazarı gazeteci hakkında "Ajan gazeteci kimliğinin bir ahtapot gibi tümünü

sardığı" değerlendirmesi yapılmıştır.
Kürt Ulusalcılık Hareketi ve Kemalizm başlıklı bölümde, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun

ve Miktat Alpay'ın "Abdullah Öcalan'ın Kemalist ideolojiden yararlanma yöntemiyle

Kemalizm'i çökertmeye yöneliş girişimlerine kılavuzluk yaptıkları" iddia edilmiş ise de,

örgütün "Panzehir" isimli belgesinin Abdullah Öcalan faktörü başlıklı bölümünde aynı

konu hakkında "Öcalan'ın yazılı mesajlarının güvenilir kuryeler aracılığı ile iletiminin

sağlanmasının çok daha akılcı bir yöntem olacağı" değerlendirmesi yapıldığı

görülmektedir.
MİT'in ABD Çıkartması, Örtülü Ödenek Bütçesinin İçi Nasıl Boşaltılır? başlıklı bölümde.

Örgütün MİT hakkındaki suçlamaları "MİT, hiçbir dönemde dış istihbarat faaliyetlerinde


234 / 2271
i
başarı örnekleri sergileyememiştir", "MİT kadroları, Türkiye içinde, devlet kasasından

geçinen kadroların gözüne girebilmek için, bu kadroları rahatsız eden kişileri asılsız

karalama dosyaları hazırlayarak 'vatan haini' olarak fişleme faaliyetlerinden başkaca hiçbir

iş yapamamıştır'', "Resmi Türk İstihbarat Örgütü MİT, hantal, Türk vatandaşlarına yönelik

iftira, karalama, entrika, işkence ve cinayet merkezinden başkaca hiçbir şey değildir"

ifadeleriyle devam etmiş ve Miktat Alpay'ın ABD'de görevlendirilmesinin "Örtülü

Ödenek Bütçesinin içinin boşaltılması operasyonundan başkaca bir şey olmadığı" iddia

edilmiştir.


Belgenin otuz beş ve otuz altıncı sayfalarında Ocak 2001 yılında Miktat Alpay'ın ABD'ye

atanmasının Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanmamasına dair

gelişmenin, belgenin Aralık 2000 tarihini taşıdığı dikkate alındığında belgeye sonradan

ilave edildiği, bir sayfalık bu ilave içeriğinde "21. Yüzyıl Türkiye'sinde atanmama kararı

üzerine istifa eden MİT Müsteşar yardımcısı Miktat Alpay'ın hukukun üstünlüğüne

dayanan geçiş döneminde Ahmet Necdet Sezer'e başdanışman olarak atanmasını

düşünmesinin talihsizlik olduğu" değerlendirmesi yapıldığı görülmektedir.
c)ŞİRKET & KÖSTEBEKLER GÖZLEM & ANALİZ İSTANBUL/ ARALIK 2000
Şirket - Köstebekler belgesi, Ergenekon Terör Örgütümün MİT hakkındaki örgüt

değerlendirme ve eleştirilerine, kişilere dair fişleme niteliğindeki ifadeleri yer verildiği

örgüt belgesidir.
Bu belge Veli Küçük'ten 59 sayfalık bir metin olarak ele geçmiştir. Kapak kısmında 03

Mart 2000 tarihi bulunan belgede, Hospro/Ertaç Tinar Şirketinin Emniyete Sattığı

Silahların Listesi başlığının olduğu sayfa boş bırakılmıştır. Ancak bu bölümden sonra

gelmek üzere sayfa numarası verilmeksizin on iki sayfalık ayniyat tesellüm makbuzu

suretlerinin yer aldığı ekler konulmuştur. Ayrıca Köstebek Biyografi başlığının olduğu elli

sekizinci sayfa boş bırakılmıştır. Bu bölümden sonra daha küçük puntolarla yazılan

Mehmet Eymür'ün biyografisiyle ilgili bir ek konulduğu, ancak bunun belge içine

yazılmadığı, elli dokuzuncu sayfadaki sonuç bölümüyle belgenin bitirildiği görülmektedir.

Adil Serdar Saçan ve Ahmet Tuncay Özkan'dan belgenin Aralık 2000 tarihini taşıyan 100

sayfalık ve 03 Mart 2000 tarihini taşıyan 69 sayfalık iki ayrı metni ele geçirilmiştir. Ufuk

Akkaya'dan belgenin 3 Mart 2000 tarihli metninin kapak, içindekiler ve sonuç bölümlerini

içeren 4 sayfalık bölümü, Ümit Oğuztan, Tuncay Güney, Mehmet Deniz Yıldırım, Hasan

Atilla Uğur, Mehmet Zekeriya Öztürk ve Mehmet Şener Eruygur'dan belgenin Aralık

2000 tarihini taşıyan 100 sayfalık metni ele geçirilmiştir.


Kapak kısmında Şirket&Köstebekler Gözlem &Analiz Aralık2000/İstanbul ibareleri

bulunan belge kapak kısmı dâhil 100 sayfadan oluşmaktadır. Belgenin içindekiler

bölümünde yer alan 21).EK'LER: Medyada Yer Alan Haber ve Yorumlar başlıklı bölümü

ele geçmemiştir. Ayrıca içindekiler bölümündeki Hospro/Ertaç Tinar Şirketi Emniyete

Sattığı Silahların Listesi başlıklı sayfanın boş bırakıldığı tespit edilmiştir. Burada belirtilen

listenin on iki sayfadan oluşan ve üzerinde ayniyat tesellüm makbuzu yazan belge suretleri

olarak Veli Küçük'ten elde edilen 03 Mart 2000 tarihli belge içerisine konulduğu, ancak

belge metnine ilave edilmediği tespit edilmiştir. Belgeye, diğer örgüt belgelerinin birçoğu

gibi "Sonuç" başlığının sonundaki "Saygılarımızla," ifadesiyle son verildiği görülmektedir.

Buradaki incelemede belgenin Aralık 2000 tarihi son şekli olan 100 sayfalık metin esas

alınmıştır.
235 / 2271
Veli Küçük'ten el geçen metin ile diğer sanıklardan ele geçen belge metinlerinin

karşılaştırması


l.Şirket-Köstebekler belgesi 22.01.2008 tarihinde Veli Küçük'ün evindeki aramada 59

sayfalık bir metin olarak bulunmuştur. Kapak kısmında Şirket&Köstebekler Gözlem

&Analiz 03 Mart 2000/İstanbul başlığı bulunan bu belgede "Hospro/Ertaç Tinar Şirketi

Emniyete Sattığı Silahların Listesi"' başlığının olduğu sayfa boş bırakılmıştır. Ancak bu

bölümden sonra gelmek üzere sayfa numarası verilmeksizin 12 sayfalık ayniyat tesellüm

makbuzu yazılı belge suretlerinin yer aldığı ekler konulmuştur. Ayrıca Köstebek Biyografi

başlığının olduğu elli sekizinci sayfa boş bırakılmıştır. Bu bölümden sonra daha küçük

puntolarla yazılan Mehmet Eymür'ün biyografısiyle ilgili dört sayfalık bir ek konulduğu

ancak bunun belge içine yazılmadığı, elli dokuzuncu sayfadaki sonuç bölümüyle belgenin

bitirildiği görülmektedir.


2.Adil Serdar Saçan ve Ahmet Tuncay Özkan'dan, belgenin 100 sayfalık son hali ile

birlikte Veli Küçük'te bulunan ilk hali de ele geçmiştir. Ancak 69 sayfalık bu metne

Köstebek Biyografi Mehmet Eymür başlığı ile ilaveler yapılmıştır. Bu ilavenin belgenin

100 sayfalık son şeklinde aynen yer aldığı görülmektedir.


3.Veli Küçük'ten ele geçen metnin, Şirket- Köstebekler belgesinin tespit edilen ilk hali

olduğu açıkça görülmektedir. Çünkü belgenin son şekli verilmiş metninin kapak

bölümünde Şirket&Köstebekler Gözlem &Analiz Aralık 2000/İstanbul ibareleri yer

almaktadır. Belgenin tamamlanmış hali 100 sayfadan oluşmaktadır. Veli Küçük'ten ele

geçen 59 sayfalık metin aynen burada yer almış, bu belgeye şu ilaveler yapılmıştır; "Yahya

Murat Demirel, kasırga operasyonu" başlıklarını taşıyan 46-51 sayfaları arasındaki bölüm ,

"Hüsamettin Özkan, kendi kaleminden özgeçmişi, siyasete paraşütle indirildi, ailesi,

malvarlığı, otomobilleri-arkadaşları-ilişkileri, büyük kulüp ve P-2 locası, özet olarak siyasi

icraatlar, ticari faaliyetleri, irtica ile mücadele yasa tasarılarının toplantılarına katılmadı,

Uluğbay'ın intihar girişiminde rolü var mı?, Mark Parris'le ilişki, Uluğbay operasyonun

ardından, Ersümer akrabalığı. Maliyeyi elde tutmanın kazançları, Ashtürk'ü koruyor.

Başbakanlıktaki Fethullahçılar Özkan'ın korumasında, SPK'ya hakim, Turgay Ciner'e

büyük kıyak, İddialar. MİT içindeki desteği, Kaynana fonksiyonu, Batıkları Hüsamettin

Özkan araştıracak, Hayyam Garipoğlu. Ali Avni Balkaner" başlıklarını taşıyan 61-78.

sayfalar arasındaki bölüm, "Ergin kardeşler, Hayali ihracat ve uyuşturucu operasyonları.

Köstebekler, Hiram Abas" başlıklarını taşıyan 79-87. sayfalar arasındaki bölüm, "Köstebek

Biyografi Mehmet Eymür, Babası komünizmle mücadele demeği kurucusu, İşkenceci

binbaşı, Subaya işkence yapan ilk sivil görevli, Şef Clarridge'nin komutasında ihanet,

Demirel'in babalığı, CİA şefinin çocukları, Asala senaryosu, CİA'nın elemanları Özal'ın

sivilleri, Eymür ve tetikçi ekibi, MİT raporu, MİT'e illegal başkanlık, Yavuz Ataç,

Türkiye'yi parçalama tertibindeki Lawrence, Mehmet Eymür'den suçlama" başlıklı 87-99.

Sayfaları arasındaki bölüm eklenmiştir.


Şirket-Köstebekler isimli belgenin Mart 2000 tarihini taşıyan ilk metninin Veli Küçük'ten

ele geçmesi, bu metne ilave edilmesi düşünülen yazıların hazır halde temin edilerek

belgeye ilave ve redaksiyonu yapılmak üzere konması, bu eklerin belgeye dâhil edilmesi,

yukarda belirtilen ilavelerle belgenin nihai şeklini alması örgüt belgelerin hazırlanma

sürecine dair Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney'in mülakatlarındaki beyanlarını

doğrulamaktadır.


236/2271
Giriş başlıklı bölümde, "Şirket kelimesiyle kişisel çıkarlar doğrultusunda ticari bir holding

yapısına dönüştürüldüğü belirtilen MİT'in kastedildiği, köstebekler kelimesiyle bu belgede

gözlem ve analizi yapılan MİT personelinin kastedildiği" belirtilmiştir. "Birinci köstebeğin

Yavuz Ataç olduğu, Yavuz Ataç'ın kullanılan ve perdeleyen durumunda olduğu, ikinci

köstebeğin Mehmet Eymür olduğu, Mehmet Eymür'ün kurgulayıcı pozisyonunda olduğu,

şirket içinde yer alan en etkin ve en önemli köstebek olduğu, şirketin rotasını belirlediği,

yurt içinde ekonomi, siyaset alanında çerçeveyi çizecek konumda olduğu, uluslararası

istihbarat arenasında ise kilit isimlerle üst düzey ilişkiler geliştirdiği", "Mehmet Eymür ve

Yavuz Ataç'ın yasalara aykırı olmasına rağmen MİT'in örtülü ve siyasi ortakların çıkarları

adına operasyonlara yönelmesini sağladıkları", "Bu belge ile esas alınan amacın ulusal

çıkarlara aykırı hangi sonuçlara ulaşıldığının tespit edilmesine yardımcı olmak olduğu"

belirtilmiştir.


Uyuşturucunun Kaynağı Federal Almanya başlıklı bölümde, "Federal Almanya'nın ham

afyonu eroine dönüştüren asitlerin üretilip Dünyaya ihraç edildiği üç önemli ilaç ve kimya

sanayi karteline sahip olduğu ve bu ihracatla Federal Almanya Cumhuriyetinin milli

gelirinin %60'nın sağlandığı", "Sentetik uyuşturucu adı verilen hapların da Almanya'da

üretildiği", "Almanya'nın bu ticareti devlet sırrı ilkesiyle koruduğu" belirtilmiştir.

Buradaki değerlendirmelerin aynen Ergenekon belgesinin İlaç Kimya Sanayi Ve

Taşımacılık başlıklı bölümünde yer aldığı görülmektedir. Bu husus Şirket ve Köstebekler

isimli belge ile Ergenekon belgesi arasındaki irtibatı ortaya koymaktadır.


MİT'in Hizbullah Raporu başlıklı bölümde, "Ankara DGM'nin isteği üzerine 30 Nisan

1999 tarihinde MİT'in iki sayfalık Hizbullah Raporunu mahkemeye gönderdiği, MİT

Müsteşar yardımcısı Miktat Alpay imzasını taşıyan bu raporda Lübnan'daki Hizbullah

hareketinin anlatıldığı, Türkiye'deki Hizbullahi hareketlerden tek satır söz edilmediği, bu

raporun sunuş yazısında bahse konu örgütün Türkiye'de operasyonel bir alt yapısı tespit

edilmemiştir, son cümlesinde ise Hizbullah'ın Türkiye'de bugüne değin herhangi bir hücre

faaliyetlerine veya altyapısına rastlanmamıştır dendiği, MİT'in Türkiye'de faaliyet

gösteren Hizbullah hakkında hiçbir bilgi vermediği" değerlendirmesi yapılmıştır.


Faili Meçhul Cinayetler Zinciri Hizbullah Vahşeti başlıklı bölümde, "MİT'in

fundamentalist Hizbullah ile kutsal ittifak içinde olduğu" belirtilmiştir.


İlim Grubu-Şirket Bağlantısı başlıklı bölümde, "Hizbullah'ın CİA ile MİT'in kontrolünde

olduğu" belirtilmiştir. Ayrıca "Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun 1998 yılında

öldüğüne ilişkin süpekülasyonların ortaya atıldığı" belirtilmiştir.
İnfaz Evlerinden Cesetler Fışkırdı başlıklı bölümde "17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul'da

polis baskınıyla öldürülen Hüseyin Velioğlu'nun cesedinin ailesi tarafından morgdan

alınarak Batman"da gömüldüğü, cenazesine 3 bin kişinin katıldığı ve Hizbullah

sloganlarının atıldığı" denmiş iken Fundamentalist Terör belgesinde "Hüseyin

Velioğlu'nun 1998 yılında öldürüldüğü, 2000 yılındaki baskında öldürülenin Hüseyin

Velioğlu olmadığı, cesedinin ailesi tarafından teşhis edilemediği ve alınmadığı"

ifadelerinin kullanılması, Fundamentalist Terör belgesinin yukarıda anlatıldığı gibi ayrı

yazıların bir araya getirilmesiyle hazırlandığını göstermektedir.


Hizbullah-Şirket ve Köstebek İlişkileri başlıklı bölümde, "MİT'in içindeki Mehmet Eymür

ve ekibi tarafından Yavuz Ataç'ın perde olarak kullanılarak; fundamentalist bir örgüt


237/2271
oluşturmak için teori ürettiği, lider kadrosu bulduğu, dış istihbarat örgütleriyle ilişkiye

girmesinin sağlandığı, eğitim verildiği. İsrail üzerinden devlet kurumları ve hükümetlerin

kullanılarak silah temin edildiği, böylece detaylı bir organizasyonun sağlandığı, bu örgütün

öncelikle istenmeyen kişilerin tasfiyesinde kullanıldığı, ayrıca Hizbullah yapılanması ile

yasa dışı para kaynaklarının kontrol altına alındığı", "Hizbullah'ı 1994'ten beri MİT

içindeki Mehmet Eymür/Yavuz Ataç ve köstebek ekibinin yönettiği", "Eymür ve Ataç,

MİT'ten uzaklaştırıldıktan sonra da Hizbullah'ın MİT'te bu ekibin uzantıları olan

köstebeklerce yönetildiği" şeklinde ifadeler kullanılmıştır.


Portreler Galerisi başlıklı bölümde. 46-99 sayfaları arasındaki bölümde sırasıyla "Hacı Ali

Demirel, Yahya Demirel. Yahya Murat Demirel, Şevket Ali Demirel, Süleyman Demirel,

Korkmaz Yiğit, Hüsamettin Özkan, Hayyam Garipoğlu. Ali Avni Balkaner, Alaattin

Çakıcı, Ergin kardeşler, Hiram Abbas, Mehmet Eymür" hakkında bir kısmı basından

derlenen haberlerin, genel olarak fişleme niteliğindeki değerlendirmelerin yazıldığı

görülmektedir.


Sonuç başlıklı bölümde, Önceki bölümlerdeki değerlendirmeler özetlenmiş, Ergenekon

Terör Örgütünün üst birimlerine hitaben yazıldığı anlaşılan "Saygılarımızla," ifadesiyle

bitirilmiştir.
ç)JİTEM'Cİ VE MİT'Çİ GAZETECİLER
Jitem'ci ve Mit'çi Gazeteciler belgesi, Gizli ve illegal bir çalışma ile MİT'in nasıl ele

geçirileceğinin ve bunun gerekçelerinin anlatıldığı örgüt belgesidir.


6 sayfadan oluşan bu belge Tuncay Güney, Ümit Oğuztan, Adil Serdar Saçan, Ahmet

Tuncay Özkan, Mehmet Şener Eruygur, Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım ve Hasan

Atilla Uğur'dan ele geçirilmiştir. Kapağı olmayan belgenin diğer örgüt belgeleri ile aynı

formatta yazıldığı, diğer örgüt belgelerindeki gibi "Saygılarımızla. İstanbul: 14/06/00"

ifadesiyle bitirildiği görülmektedir.
Jitem'ci ve Mit'çi Gazeteciler başlıklı bölümde, Mehmet Eymür'ün www.atin.org adlı

internet sitesinde açtığı web sayfasında 05 Haziran 2000 tarihinde sunduğu yazısında;

"Kara Kalem" ve "Çift Meslekliler" olarak tanımladığı MİT ile JİTEM elemanlarını kod


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin