T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə45/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   335

fundamentalist çevreler. Kemalizm ve ülkenin iç huzurunda duyarlı olduğu bilinen Türk

Silahlı Kuvvetlerime hedef gösterilmiştir. Hükümetlerin fundamentalist çevreler ile

çıkarları doğrultusunda işbirliği içinde oldukları kamuoyuna duyurularak, hükümetlerin

çıkar odaklarından öte bir şey olmadıkları izlenimi yaratılmasına özen gösterilmiştir. Her

konuda olduğu gibi, rejim karşıtı fundamentalist girişimler karşısında da kamuoyuna

mevcut rejimin iflâs ettiği, derhal devrim gerektiği izlenimi ve inancı yaratılması

amaçlanmıştır. Güvenlik kuvvetleri, iç istihbarat birimleri ve Cumhuriyet Savcılarının

görevleri tüm işlevleri ile Perinçek ve Grubu nca üstlenilmek istenmiştir"

değerlendirmeleri yapılmıştır.


Kemalizm'e Bakış başlıklı bölümde. "Perinçek, uyguladığı siyasi çizgi ile geniş halk

kitleleri ile rejimin kurumları için, antipatiktir. Bu antipatinin sempatiye değilse bile

hoşgörüye dönüşebilmesinin sağlanması için uygun görülen yöntem Kemalizm'e sahip

çıkmak olarak saptanmıştır. Ayrıca, bir hukuk adamı olarak Cumhuriyet yasalarını

özümsemiş olan Perinçek. Kemalizm"! savunma merkezinden hareketle ve hedeflediği pek

çok kurum, kuruluş ve kişilere karşı saldırabilme olanağına da kavuşmaktadır. Uygulanan

tüm eylemlerin Cumhuriyet yasaları çerçevesinde Kemalist ideoloji kalıplarına uygun

olmasına özen gösterilmektedir. Bu yöntem sıkça dile getirilen karşı devrim taktiğidir".

"Perinçek'e göre: Ulu Önder Mustafa Kemal ve Kemalizm. ancak

Marksist/Leninist/Mao'cu anlayış ile kavranabilir. Aksi halde içi boşaltılmış Atatürkçülük

olur ki, tüm siyasi yelpaze içi boşaltılmış Atatürkçü"dür" değerlendirmeleri yapılmıştır.
Topluma Bakış başlıklı bölümde, "Tam anlamıyla fabrikatör tanımlamasına uygun bir

portre çizen Perinçek, uyguladığı politika ile iktidara gelemeyeceğinin bilincinde

olduğundan ötürü örgütlenme ve örgütsel faaliyetler ile mevcut rejimi devirerek, yerine

Marksist ideoloji türevi olan Mao Zedung sistemine uygun bir rejim yürürlüğe

koyabilmeyi hedeflemektedir. Ancak, toplum yapısının bu isteme uygun olmadığının da

bilincindedir. Bu nedenle hareket merkezi toplumdan alınan güçle hareket değil, örgütsel

faaliyet ve provokasyonların sağlayacağı ivmelerden yararlanabilme yöntemini

uygulamaktadır. Özetle ifade edilmeye çalışılan bu tablo içinde ise toplumun kendisine

verilecek bir rol yoktur", "Perinçek'in uzun yol'unda halk yalnızca araçtır. Geniş halk

kitlelerini harekete geçirebilecek hassas olduğu noktalar belirlenerek, kitlelerinin mevcut

rejimi devirip yerine kendi ideolojileri doğrultusunda bir rejim kurulabilmesi

planlanmaktadır. Bu doğrultuda halk sürekli bir biçimde ajite edilmekte, mevcut rejime

karşı dirence sürüklenmek istenmektedir" değerlendirmeleri yapılmıştır.
292 /2271
Finansal Kaynak Yaratma Yöntemleri başlıklı bölümde, '"Perinçek, fınansal kaynaklar

yaratılmasında grubunun dahi bilinçlenmesini engelleyici önlemler almaktadır. Kaynak

yaratılması girişimlerinin tümü gizlidir", "Çin ve Federal Almanya gibi ülkeler ile ticari

ilişkiler içinde olan şirketlerden pek çok gelir elde edilmektedir. Elde edilen istihbarat

bilgileri fınansal kaynağa dönüştürülmektedir. Uygulanan yayıncılık anlayışı ile de hedef

seçilen çevreler ve kişilerden fınans sağlanabilmektedir" değerlendirmeleri yapılmıştır.


Siyasi Partiler İle İlişkiler başlıklı bölümde. "Elde edilen istihbarat, siyasi gelişmeler içinde

adeta bir silah gibi kullanılarak siyasi partilerin bir anda yıpratılması yöntemleri

geliştirilmektedir. Bu yolla her dönemde mevcut partiler arasında etkin bir güç olma

özelliği kazanılmıştır. Bu güç ile siyasi partilerden tavizler elde edilmesi, çıkar sağlanması

yolları sonuna değin zorlanmaktadır. Tüm siyasi partilerin uyguladıkları tüm siyasetin

karşısında olunmasına karşın; çıkarlar doğrultusunda uzlaşma ve iş birliği içinde olduğu

gözlenmektedir" değerlendirmeleri yapılmıştır.
Toplum Üzerindeki Etkinlik ve Güvenirlik başlıklı bölümde, "Perinçek ve Grubumun

toplum ve kurumlar üzerinde etkinliği olmakla birlikte, özellikle güvenilirliği yoktur.

Sürekli biçimde provokasyona açık eylemlğr ve girişimler içinde karanlık bir portre olarak

görülen Perinçek, çoğunlukla inanılır da olamamaktadır" değerlendirmeleri yapılmıştır.


Genel Değerlendirme ve Öneriler başlıklı bölümde, "Varlığını provokasyon eylemleri ile

kendi görüşüne sahip etkin kadroların tasfiyesine bağlı olarak sürdürebilen Perinçek,

bugüne değin aydınlatılamamış ve aydınlatılmış pek çok olumsuz gelişmenin içinde

görülmüştür", "Perinçek. net olarak gazeteci portresi değildir. Yine net olarak bir

alışılagelmiş bir siyasetçi portresi çizmemektedir. Perinçek'in, ticaretten, teoriye, dış güç

odaklarından, provokasyona ve illegaliteye açılımlar yapabilen çok geniş bir yelpaze içinde

yer aldığı gözlemlenmiştir", "Perinçek'in önemle üzerinde durması sonucu, günümüzde

her yayın organında üst düzeyde bir elemanının bulunuyor oluşu ise; başlı başına üzerinde

düşünülmesi ve araştırma yapılması gereğini işaret eder niteliktedir" değerlendirmeleri

yapılmıştır.


Doğu Perinçek hakkında bu belgedekine benzer ağır eleştiri ve değerlendirmelerin yer

aldığı "Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi Dinamik Ulusal Güç Birliği & Kuvayi

Milliye Cephesi" isimli örgüt belgesinin anlatıldığı yukarıda bölümde, Ergenekon Terör

Örgütünün bünyesinde birbirleriyle çekişen grupların varlığına ve bu durumun nedenine

dair açıklamalar yapılmış, Ergenekon Terör Örgütünün bazı mensuplarının, Doğu

Perinçek'in pek çok konudaki geçmiş dönem söylem ve eylemlerini dikkate alarak,

bugünkü söylemlerinin samimiyetini sorgulamalarının normal bir gelişme olarak kabul

edilmesi gerektiği belirtilmiştir.


İddia makamı duruşmada Doğu Perinçek'in, Atatürk, Kemalizm, Rauf Denktaş, Kıbrıs

Barış Harekâtı, PKK Terör Örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri, Ermeni meselesi, Avrupa

konuları hakkındaki bugünkünden çok farklı görülen önceki söylem ve faaliyetlerini,

Ergenekon Terör Örgütü ile irtibatı kapsamında sorgulamak istemiş, Doğu Perinçek, PKK

Terör Örgütüne dair iddialar ve Abdullah Öcalan ile görüşmeleri konusunda açıklamalarda

bulunmuş ise de, diğer konuların çok eski dönemlere ait siyasi görüşler olduğunu, o

dönemin şartlarına göre bazılarını doğru bulduğunu, dava ile ilgili olmadıklarını, bunların

sordurulup duruşmanın psikolojik savaş alanına çevrilmesine izin verilmemesini talep

etmiştir.
293 / 2271
"Fabrikatör Gözlem & Analiz İstanbul/Şubat 2000" isimli bu örgüt belgesini hazırlayan

Ergenekon Terör Örgütü mensuplarının, Doğu Perinçek hakkındaki eleştiri sebebinin, yine

belge içinde geçen Doğu Perinçek ile ilgili değerlendirmelerinden kaynaklandığı

anlaşılmaktadır.


Ergenekon Terör Örgütü yöneticileri, bazı mensuplarının Doğu Perinçek hakkındaki bu

değerlendirmelerine karşılık Doğu Perinçek'in bu belgede belirtildiği gibi pek çok alandaki

etkili konumundan örgüt amaçlan doğrultusunda yararlanmayı uygun görmüş, özellikle

örgütün yeniden yapılandırılması döneminde önerilerini dikkate almış, yukarıda anlatıldığı

gibi Lobi örgütlenmesine bağlı olarak kurulması planlanan Sivil Toplum Örgütleri

konusunda Doğu Perinçek'in görüşünü almadan konuyu karara bağlamamıştır.


Ergenekon Terör Örgütüne ait belgelerin ele alındığı bu bölümdeki tespit ve anlatımlar,

Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'ın 2001 yılında kamera kaydına alınan mülakatlarında

Doğu Perinçek'in örgüt belgelerinin hazırlanmasındaki konumu hakkında anlattıklarını

doğrular mahiyettedir. Ergenekon Terör Örgütünün özellikle yeniden yapılanma

döneminde Doğu Perinçek'in teorilerinden yararlandığı, bazı örgüt belgelerinin

hazırlanmasında Doğu Perinçek'in katkısının alındığı ve Doğu Perinçek ile irtibat halinde

bulunulduğu, yazışmalar yapıldığı anlaşılmaktadır.
b)ANALİZ (İŞÇİ PARTİSİNİN TÜRK VE KÜRDÜ BİRLİKTE ÖRGÜTLEME

TASARIMI) İSTANBUL 7 NİSAN 2000


Analiz belgesi, Doğu Perinçek tarafından yazılan 30 Mart 2000 tarihli Türk ve Kürdü

Birlikte Örgütleme Tasarımı başlıklı yazı hakkındaki örgüt değerlendirme ve analizlerini

içeren belgedir.
Kapak dahil 8 sayfadan oluşan bu belge Ümit Oğuztan, Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay

Özkan, Mehmet Şener Eruygur, Doğu Perinçek(İşçi Paritisi Genel Merkez), Ufuk Akkaya,

Mehmet Deniz Yıldırım ve Hasan Atilla Uğur'dan ele geçirilmiştir.
Belgede, Doğu Perinçek'e ait Türk ve Kürdü Birlikte Örgütleme Tasarımı isimli yazıdaki

başlıklar alınarak bunlara dair örgüt değerlendirmeleri yapılmış ve Sonuç başlıklı bölüm

eklenmiştir. Belgede tırnak içinde yazılan cümlelerin Doğu Perinçek'in yazısından

alındığı, diğerlerinin bunlar hakkındaki örgüt değerlendirmesi olduğu anlaşılmaktadır.


Belgenin, Doğu Perinçek ve grubu hakkında örgüt içi değerlendirmelerin yer aldığı

Fabrikatör, Dinamik Anti/Tez isimli örgüt belgeleri içerikleri ile benzer olduğu, örgüt

yöneticilerine sunulmak için hazırlandığı, "Saygılarımızla." ibaresiyle bitirildiği

anlaşılmaktadır.


Belgede içinde analizi yapılan Doğu Perinçek'e ait "Türk ve Kürdü Birlikte Örgütleme

Tasarımı 30 Mart 2000" başlıklı yazı aşağıya alınmıştır.


TÜRK VE KÜRDÜ BİRLİKTE ÖRGÜTLEME TASARIMI 30 MART 2000
6 sayfadan oluşan bu yazı Tuncay Güney. Doğu Perinçek(İşçi Partisi Genel Merkez) ve

Hasan Atilla Uğur'dan ele geçirilmiştir.


294 / 2271
İki Karşıt Program Ve İki Karşıt Örgütlenme Modeli başlıklı bölümde, "Kürt sorununda iki

programın karşı karşıya olduğu, Batımın programının Kürtlere özgürlük yaftası altında

Kuzey Irak'taki kukla devleti inşa etmek ve ihtiyaç duyduğu zaman Kürt ayrılıkçılığını

silahlı bir tehdit unsuru olarak harekete geçirmek olduğu. Cumhuriyet devriminin

kuvvetlerinin programının ise kurtuluş savaşının çözümünü hayata geçirerek Türk-Kürt

kardeşliğini sağlamlaştırarak Batı'nın müdahale imkânlarını daraltmak olduğu" belirtilmiş,

Analiz belgesinde bu başlık altındaki görüşlerin yerinde olduğu değerlendirmesi

yapılmıştır.


Günün Gerçeği: Irk ve Mezhep Temelinde Örgütlenme başlıklı, Doğu Perinçek'in

Kemalist Devrim isimli kitabına atıf ile başlayan bölümde "Sorunun Türk ve Kürdü aynı

partide birleştirmek olduğu, bunun zor ancak mümkün olduğu ve başka çarenin de

bulunmadığı" denilmiştir. Analiz belgesinde Perinçek'in teşhisinin doğru, ancak Kürt ve

Türk kimliklerini vurgulamasının dikkat çekici olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
Birlikte Örgütlenmenin Karşısındaki Etkenler başlıklı bölümde. Doğu Perinçek tarafından

7 madde halinde tespitler yapılmış. Analiz belgesinde "Dile getirilen teşhislere

katılmamanın mümkün olmadığı" belirtilmiştir.
Birlikte Örgütlenme Eğilimini Güçlendiren Etkenler başlıklı bölüm hakkında Analiz

belgesinde, Doğu Perinçek'in İşçi Partisi ve yayın organlarını öven değerlendirmelerine

yer verilen kısımlar hakkında yorum yapılmamış, ancak "Apo'nun Kemalist devrimi,

Atatürk'ü ve Türk- Kürt birliğini savunan açıklamalarının halk içinde olumlu etkide

bulunduğu" ifadesi eleştirilmiş, Perinçek'in bu konudaki ısrarının tek nedeninin "Öcalan

üzerinden PKK'nın siyasallaştırılması, etnik olarak Kürt kökenli Türk nüfus üzerinden yurt

içinde ve dışında siyasi ve ekonomik rant elde edilmesi olduğu" belirtilmiştir.
Birlikte Örgütlenme İçin Politika ve Önlemler başlıklı bölüm hakkında Analiz belgesinde,

Doğu Perinçek'in "Halk Kürt sorununda çözümün Ankara'dan geleceğini gördüğü gün,

yüzünü Anakara'ya çevirecek ve çözümü Türk kardeşleriyle birleşmede görecektir" ifadesi

"Sayın Perinçek'in bu görüşü elbette ki doğrudur" şeklinde doğru bulunmuş, ancak Doğu

Perinçek'in ulusal nüfusu Türk ve Kürt olarak tanımlanması ile Türk Kürt kardeşliğinden

söz edilebilme ihtimalinin kalmadığı" belirtilmiştir. Doğu Perinçek'in "..Atatürk, 'Türkiye

Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir saptamasıyla ulusal-devrimci

tarihimizin, Türk-Kürt hepimizi kucaklayan temelini belirlemiştir" ifadesi "Ulu Önder

Mustafa Kemal Atatürk, Türk-Kürt ifadelerini kullanmaktan kaçınmış, kullanmamıştır. Bu

devleti kuran önder, halkın etnik ve inanç platformunda sınıflandırılmasını men etmiştir"

şeklinde eleştirilmiştir. Doğu Perinçek'in "Türk ve Kürtleri birlikte örgütleme görevinin

yerine getirilmesinde motor rolünü Türkiye'nin batısı oynayacaktır" ve "..Önümüzdeki

dönem. İşçi Partisi. Türkiye'nin herhangi bir yerinde geliştiği oranda, Kürt bölgelerinde de

gelişecektir" ifadesi eleştirilerek "21. yüzyılda halen Türkiye'nin batısı ile doğusu

tanımlamalarının kullanılmasının çok acı olduğu, bu ifadenin bile Türkiye'nin bölünmesine

yol gösteren bir anlam taşıdığı" denilmiştir. Doğu Perinçek'in "Türk ve Kürdü birlikte

örgütlemede en önemli etken, Kurtuluş Savaşımızın ortak iktidar ilkesini hayata

geçirmektir" ifadesi "Bu ifadelerin Kurtuluş Savaşı prensipleri, Atatürk ve bağımsız

Türkiye Cumhuriyeti üzerinde kurulmuş tuzak olduğu, Atatürk'ün Cumhuriyet Devrim

rejimini ortaklıklar ile kurmadığı", "Bugün tüm dünyada İzm'ler son bulurken,

Kemalizm'in hâlâ genç, dinamik ve sağlam bir biçimde ayakta kalışının sırrı -üstelik onca

entrika ve ihanete karşın- burada gizlidir. Kemalizm, gücünü ortaklıklar ve entrika


prensiplerinden değil, kendi halkından alır" şeklindeki ifadelerle Doğu Perinçek'in önerisi

uygun bulunmamıştır.


Aşağıda, Ergenekon Terör Örgütü yöneticileri tarafından gönderilen mektuplar bölümünde

anlatılan üzerinde 03 Haziran 2000 tarihi yazılı mektupta da aynı içerikteki ifadelerin

geçtiği görülmektedir. 6 nolu mektupta Doğu Perinçek'in Ortak Vatan Projesi söylemi

hakkında "Tapusu kanla yazıldığından son derece kutsal olan vatan toprakları üzerinde

herhangi bir ortaklık tesis edilmesi düşünülemez. Söz konusu Ortak Vatan Projesini lütfen

ivedilikle tarafımıza iletiniz. Temel prensipler doğrultusunda alınmış ve tebliğ edilmiş

hiçbir karar, yineleme ve ikna metodu ile değiştirilememiştir" denilmiştir.
7 Nisan 2000 tarihli Analiz belgesinde Doğu Perinçek'in Ortak Vatan söylemi ele alınıp

uygun görülmediği belirtildiği halde, aynı söylemi devam ettirdiği anlaşılan Doğu Perinçek

"Tebliğ edilmiş hiçbir kararın yineleme yoluyla değiştirilemeyeceği" ifadeleriyle

uyarılmıştır. Bu ifadelerden Analiz isimli belgenin Doğu Perinçek'e tebliğ edildiği de

anlaşılmaktadır. Mektupta, tebliğ edilen örgüt kararının yineleme ve ikna ile

değiştirilmeyeceği belirtilmiştir.


Sonuç başlıklı bölümde. "Doğu Perinçek'in Türk ve Kürdü birlikte örgütleme tasarımı

projesinin Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde yaşanan acılara son verecek bir reçete

olmadığı, daha çok kendisini ve partisini iktidara taşıyabilecek çözüm arayışları çalışması

olduğu, ortaya attığı çözüm yollarının Türkiye'nin mevcut rejimini tehlikeli bir biçimde

sıkıntıya sokabileceği, sorunun baştan itibaren Türk-Kürt tanımlamaları ile ele alınarak

ayrımcılık yapıldığı, diğer taraftan her iki taraf arasında kurulması planlanan, düşlenen ve

gerçekleştirilebileceği vaat edilen ortaklıktan söz edilmesinin etnik bölünmeyi

kabullenmek demek olduğu, bu tuzağı kuran siyasi partinin Güneydoğu bölgesinde PKK-

HADEP-DEP tarafından sırtı sıvazlanarak destekleneceği, ayrıca dış ülkelerin istihbarat

örgütleri ve siyasetçilerinin de destekleyeceği, çünkü Türkiye Cumhuriyeti toprakları

içinde yeşerecek etnik bölünmenin öteden beri arzulanan bir oyun olduğu" belirtilmiştir.
c)TÜRKİYE'Yİ BİÇİMLENDİREN KEMALİST GENERALİN PORTRESİ

İSTANBUL/20 OCAK 2000


Türkiye'yi Biçimlendiren Kemalist Generalin Portresi belgesi, Ümit Oğuztan tarafından

Ergenekon Terör Örgütü yöneticilerinden Veli Küçük hakkında hazırlanan, kısmen

biyografi tarzında, genel olarak Veli Küçük'ün; "20. Yüzyılın son dönemeci ile 21.

Yüzyılın ilk kavşak noktasındaki Türkiye'yi biçimlendiren portre". "Büyük bir Atatürkçü".

"Hümanist". "Duygusal" ve "Vatansever" bir komutan olduğuna dair değerlendirmeleri

içeren örgüt belgesidir.


Kapak dahil 12 sayfadan oluşan belge, Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Ufuk

Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım'dan ele geçirilmiştir.


Belgenin ilk üç sayfasında Veli Küçük hakkında. "Bir yazı adamı olarak isterim ki; bu

dünyadan göçüp gittikten sonra, benden insanlığa: Türkiye'yi Biçimlendiren Bir General

Portresi kalsın! İşte bu nedenle pek çok kişi tarafından adı faili meçhul cinayetler zinciri,

devlet içine sızdığı söylenen çeteler ile birlikte anılan, kimilerince de eşsiz bir Kemalist ve

vatansever olarak, daha yaşarken gizemli bir efsaneye dönüştürülen; fundamentalist,

bölücü, ayrılıkçı etnik gruplar, kaçakçılar, terör örgütleri tarafından hedef seçilen General


296 / 2271
Veli Küçük; özenle seçilmiş bir isimdir", "General Veli Küçük, 20. Yüzyıl'ın son

dönemeci ile 21. Yüzyılın ilk kavşağındaki Türkiye'de yaşanan gerçeklerin anlaşılabilmesi

için, çok yakından incelenmesi zorunlu bir general. O denli önemli ki bu portreyi es

geçmeye kalkışacak araştırmacı ve tarihçiler, önce kendilerine sonra da mesleklerine, Türk

halkı ve devletine ihanet etmiş olacaklardır. General Veli Küçük'ü es geçmeye ve yok

saymaya kalkışarak, hiç kimse 20. Yüzyıl Türkiye'sini namuslu bir biçimde insanlık

tarihine aktaramaz...". "Bugünden biliyorum ki geleceğin araştırmacıları ile tarihçileri,

insanlığın otopsi masasına her kesimden çağdaşları içinde en çok General Veli Küçük'ü

yatıracaklar, hem de defalarca. Benim yapmaya çalıştığım ise; gelecek zaman dilimlerinde

örülmeye çalışılacak gerçeğin duvarlarına bugünden küçük ama önemli bir temel taşı

değilse bile işaret koyabilmektir", "Çizmeye çalıştığım General Veli Küçük portresi, 20.

Yüzyılın son dönemeci ile 21. Yüzyılın ilk kavşak noktasındaki Türkiye'yi biçimlendiren

portrenin belirlenmesi açısından sanıldığından çok daha önemlidir" değerlendirmeleri

yapılmıştır. Bu bölümün sonunda "Ümit Oğuztan, İstanbul 20 Ocak 2000" ibareleri yer

almaktadır.
Belgenin devamında Veli Küçük hakkında, genelde basın yayın organlarındaki haber ve

değerlendirmeleri içeren bilgilere yer verildiği, alıntı yapılan haberlerin kaynaklarının

metin içerisinde parantez içerisinde belirtildiği, bu alıntılar arasına Ümit Oğuztan

tarafından yapılan değerlendirmelerin yazıldığı görülmektedir. Bu değerlendirmelerde,

Veli Küçük'ün büyük bir Atatürkçü, son derece duygusal bir asker, vatansever bir

kumandan olduğuna dair vurguların yapıldığı dikkat çekmektedir. "Veli Küçük'ün

yüreğinde büyük bir Atatürk sevgisi vardır.. Kanser teşhisi konmuş hasta eşi, 1999 yılında

evlendirdiği bir kızından başkaca, içinde beş yaşındayken öldürüldüğü için, doğal olarak

kapanmayan bir yara olarak kalan oğlu Cem'in onanmaz ruhsal acıları vardır. Bu nedenle

olsa gerek; dostları ile birlikte yediği akşam yemeklerinde birkaç kadeh rakının ardından,

ud çalıp Atatürk'ün sevdiği şarkılarla acılarını ve kimselere açamadığı sırlarını unutarak

kendisini avutmaya çalışıyor olmalı. Kimbilir. belki de zaman zaman çıktığı av

serüvenlerinde söküp atmaya çalışıyordur, yüreğinde derin izler bırakan yaşam

talihsizliklerini.. Dostlarla birlikte olmaktan hoşlanmak ve ud çalıp şartı söyleyebilmek,

oldukça insanca bir özelliktir. Ben, bu insanca duygu özelliği ve zenginliğinin pek az

generalde olabileceğine yürekten inanıyorum" şeklinde ifadeler kullanılmıştır.


Veli Küçük hakkındaki iddiaları içeren gazete haberlerinden alıntılara yer verilmiş ve

"Objektif olmak gerektiğinde, henüz yaşarken giderek efsaneleşen Veli Küçük adının bu

denli kuşku yaratıyor olmasının nedeni, belli çevrelerin büyük siyasal çıkar ve ekonomik

rant kaybı mıydı, yoksa Türkiye'nin ulusal çıkarlarına aykırı faaliyetlere indirilen darbelere

son verilebilmesini sağlamaya yönelik dez/enformasyon çalışmaları mıydı?"

değerlendirmesi yapılmıştır.


Belgenin son bölümünde koyu harflerle "General Veli Küçük'ün Genelkurmay Başkanlığı

ve Jandarma Genel Komutanlığınca ifade vermesi istenmemiş olması Generalin medya ve

TBMM Susurluk Araştırma Komisyonuna yansıyan yüzü ile gerçek çehresi arasında

önemli farklar olduğunun kanıtı olsa gerek.. Türkiye'nin, kamuoyunun bunca dikkatini

çeken General Veli Küçük'ü gerçek çehresi ile yakından tanımaya hakkı olduğu kesindir.."

değerlendirmeleri ile Veli Küçük hakkında kamuoyundaki olumsuz algıların gerçek

olmadığı ifade edilmek istenmiştir.
297/2271
Belge "General Veli Küçük'ü Suçlayanlar" başlıklı bölümle bitirilmiştir. Bu bölümde Veli

Küçük aleyhine yorum yapan veya yazı yazan, bazı kişiler ve gazetecilerin isimlerine yer

verilmiştir. Devamında Veli Küçük'ü suçlayanlar olarak "Bazı sivil toplum örgütleri",

"Fundamentalist gruplar", "'Çeşitli Terör örgütleri", "Kaçakçı grupları", "Etnik gruplar",

"Yabancı istihbarat örgütleri" ibarelerine yer verilmiştir.
Belgenin 10 sayfasındaki "'Küçük ve bağımsız yayınevlerinin karşısına çıkan kartelleşmiş

medya kuruluşları ile bankaların kitap yayıncılığına başlamış olması, böylelikle bağımsız

kitap yayıncılığının yok edilişi, çok belirgin bir biçimde dikkat çekicidir" ifadesinin Lobi

belgesinin Amaç başlıklı bölümünde aynen yer alması, 3. sayfasındaki "Ulu Önder

Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının hemen ardından bağımsızlığın yitiriliş sürecine giren

Türkiye, gelecek kuşaklara onurlu bir dönem hediye etmeyi başaramamıştır" ifadesinin

Reaksiyon belgesinin Akademisyen Kadrolar başlıklı bölümünde ve Ermeni Sorunu-Kilise

Devleti belgesinin İkinci Meşrutiyetin Osmanlı Meclisinde Casus Mebuslar başlıklı

bölümünde yer alması, belgenin diğer örgüt belgeleriyle aynı formatta hazırlanmış olması,

mafıa, dez/enformasyon gibi kelimelerin aynı şekilde özel vurgularla yazılmış olması gibi

hususlar bu belgenin diğer örgüt belgeleriyle olan irtibatını ortaya koymaktadır.
9)ERGENEKON VE LOBİ ÖRGÜTLERİ TARAFINDAN ÖRGÜT MENSUPLARINA

VE DİĞER KİŞİLERE HİTABEN YAZILAN MEKTUPLAR


Ergenekon Terör Örgütü tarafından, örgüt mensuplarına veya diğer kişilere hitaben yazılar

yazıldığı, bu yazılar ile örgüt mensuplarından bir takım yazılar yazılarak belirli konularda

çalışma yapılması, raporlar hazırlanması gibi görevler verildiği, örgüt yapılanmasına dair

görüşlerinin bildirmelerinin istendiği, alınan bu görüşlere cevap mahiyetinde geri bildirim

yazıları yazıldığı soruşturmalarda ele geçen deliler arasındaki mektuplardan

anlaşılmaktadır.


a)DOĞU PERİNÇEK'E YAZILAN MEKTUPLAR
Soruşturma safahatında ele geçen bu mektuplara göre, Doğu Perinçek'in Ergenekon Terör

Örgütü üst yöneticileri tarafından kendisine en fazla mektup gönderilen kişi olduğu

anlaşılmaktadır. Bu mektuplar, Tuncay Güney, Doğu Perinçek, Ufuk Akkaya, Adil Serdar

Saçan, Ahmet Tuncay Özkan ve Habip Ümit Sayın'dan ele geçmiştir.


1. Mektup: Ufuk Akkaya'dan ele geçirilen ve üzerinde 29.12.1999 tarihi bulunan mektup

içeriği aşağıya alınmıştır.


"Sayın Doğu Perinçek, Şahsınız ve Grubunuzla ilişkin yapılan son değerlendirmeler

sonucunda, alınan kararlar doğrultusunda ilişkilerin karşılıklı bilgi alışverişi düzeyine

indirgenmesi ve bu çerçevede sürdürülmesi uygun görülmüştür. Özellikle güvenlik


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin