hafta sonu da Sapanca'daki evde kaldığının. Yenikent lojmanındaki telefondan son üç ayda
değişik tarihlerde görüşmeler yapıldığının, ortadan kaybolduğunu söylediği Salih Külünk ile
de görüşmeler yaptığının anlaşıldığı,
Kendisinden ele geçen notların içeriğinin, soruşturma kapsamında daha önce haklarında
işlem yapılan birçok kişide elde edilen örgütsel içerikli belgelere benzediği,
Tespit edilen diğer konuşmaları içeriğinden de, Ergenekon Terör Örgütünün amaçlarına
uygun hareketler içinde bulunduğunun anlaşıldığı, haklarında dava açılan birçok sanık
tarafından duruşmalarda tehtidvari olarak dile getirildiği gibi, soruşturma makamlarının
yargılanacağını ileri sürdüğü. Emin Gürses'in edinerek kendisine aktardığı bilgileri örgütün
üst düzey yöneticilerine ulaştırdığı, Ergenekon soruşturmasının Örgüt içindeki ajanların
ihbarlarıyla yapıldığı anlamında ifadeler kullandığının anlaşıldığı,
Mustafa Dönmez ile Emin Gürses arasında geçen, Emin Gürses "...Ama kimse bir şey
demedi onlara demeyince bak yine operasyon geliyor profesörlere yapacaklarmış bazı
akademisyenlere operasyon" "Bak diyorlar ki Veli Paşalara yapıldı bir şey olmuyor
arkadan başka operasyon gelecek dün Tayyip Erdoğan kendi ağzından kaçırdı devam
edecek diyor operasyonlar", Mustafa Dönmez "Ama ama bak onun ipi çekildi bu lafımı
unutma", "Onun ipi çekildi bu vuruşarak çekiliyor" şeklindeki görüşme içeriği, aramalarda
Mustafa Dönmez'den ele geçen silah ve mühimmat ile Başbakan'a ait evin krokisi ile
birlikte değerlendirildiğinde. Ergenekon Terör Örgütü tarafından kendisine bu konuda bir
görev verildiğini gösterdiği,
Mustafa Dönmez'den ele geçen krokiye benzer içerikli krokilerin İbrahim Şahin'den de ele
geçmesinin, Mustafa Dönmez'in telefon görüşmeleri içeriğinin ve soruşturmada elde edilen
diğer delillerin Ergenekon Terör Örgütünün kapsamlı suikast planları yaptığını gösterdiği,
bu planların uygulamaya konulması halinde iki üç yıl içinde ülkede geri dönülmez olayların
meydana geleceği, bu planların amacının askeri darbe yapılması zeminini oluşturmak
olduğu,
Soruşturma kapsamında Ergenekon Terör Örgütünün sivil yapılanması olan "Lobi "nin
birçok birimi ile birlikte deşifre edildiği halde, askeri yapılanmasının bütün daireleri birlikte
deşifre edilemediği, Mustafa Dönmez'in ele geçen delillere göre Ergenekon Terör
Örgütünün Askeri yapılanması içinde yer alan bir üyesi olduğu. Örgütün Askeri
yapılanmasındaki Kontrol Dairesinde suikast eylemlerinin yapılması için görevli bulunduğu,
Örgüt amaçları için silah ve mühimmat temin edip gerekli operasyonlarda kullanılması için
gizlediği, kendisinden ele geçirilen mühimmatın planlandığı şekilde kullanılması halinde
Yasama ve Yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs eylemlerini gerçekleştirmeye
elverişli nitelikte olduğu anlatılmış ve bu bölüm ile ilgili olarak.
Silahlı terör örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK 314 - (2), 3713 Sayılı TMK 5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak eylemine uyan
TCK 174 - (1),(2), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiştir.
470 / 2271
İ
C)KOVUŞTURMA SAFAHATI
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesinin 5.2.2010 tarih ve 2010/49-35 sayılı
kararında. Askeri savcılık iddianamesindeki talep gibi hüküm verildiği anlaşılmıştır.
Askeri Mahkemenin Mustafa Dönmez hakkındaki.iddia ve savunmanın bütün delillerinin
tüm yönleri ile incelenip tartışıldığı, hangi delile itibar edildiğinin, savunmaya niye itibar
edilmediğinin gerekçeleri ile açıklandığı 64 sayfalık oldukça ayrıntılı kararında,
Sanık İkm.Yb. Mustafa Dönmez'in TSK Shh.İkm.Bkm.Mrk.K.lığı emrinde ve daha önce
çalışmış olduğu yerlerde görev yaparken, ne şekilde temin ettiği tespit edilememekle
birlikte bir şekilde temin etmiş olduğu, bilirkişilerin tespitlerine göre niteliği itibariyle
askeri eşya niteliğinde olan silah, mühimmat, optik malzeme, muhabere malzemesi, giyim
ve teçhizat malzemelerini Sakarya Sapanca'daki evinde, Ankara Yenikent'teki Askeri
lojmanında 7.1.2009 tarihe kadar gizlemek ve Ankara Sincan Zir vadisine gömerek
12.1.2009 tarihine kadar gizlemek suretiyle askeri eşyayı gizlemek suçunu işlediği sabit
olduğundan bahisle neticeten As.C.K.nun 131/1, 131/2 ve 50 maddesine göre 4 yıl hapis
cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında taktiri indirim nedeni bulunmadığı kanaati ile
TCK 62. Maddesi uyarınca cezada indirim yapılmasına yer olmadığına, As.C.K.nın 30/A
maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkartılmasına ve iddianamedeki diğer
taleplere uygun karar verildiği anlaşılmıştır. Bu kararın sanık müdafıinin temyizi üzerine
Askeri Yargıtay tarafından usulden, eksik araştırma gerekçesine göre bozulduğu,yeniden
görülen davada Askeri Mahkemenin TCK* nun fikri içtimayı düzenleyen 44. maddesindeki
"İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en
ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır* ve CMK'nun 223/7. maddesindeki
"Aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava
varsa davanın reddine karar verilir" hükümlerine göre Mustafa Dönmez hakkında askeri
eşyayı gizlemek suçuna dair bu davanın reddine karar verdiği, davanın halen Askeri
Yargıtay'da temyiz safhasında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Askeri Mahkeme gerekçeli kararının hüküm kısmında " Sanığın dosya kapsamı itibariyle
tanık olarak dinlenen Jandarma Astsubay Çvş. Zeynep Kosova Avcı 'ya karşı şantaj suçunu
işlediği yönünde deliller bulunduğu değerlendirildiğinden sanık hakkında şantaj yapmak
suçundan Genelkurmay Başkanlığına suç duyurunda bulunulmasına" , "Diğer suç
duyurusu talepleriyle ilgili olarak, dava dosyası itibariyle suç duyurusunda bulunulmasını
gerektirir delil bulunmadığından, suç duyurusunda bulunulması taleplerinin reddine",
"Sanık müdafi Av. Gülten Güven 'in Mahkeme heyetinin reddi talebinde bulunması, bu
talebin itiraz Mahkemesi tarafından reddedilmesi, yargılama devam ederken savunma
aşamasında Askeri Savcının söz istemesi üzerine Askeri Savcıya söz verilmesi hususunu
Hâkimin reddi gerekçesi yapması, soruşturma aşamasında görev yapan ve kovuşturma
aşamasında da Mahkememiz tarafından görevlendirilen bilirkişiler ile ilgili ve bu
aşamalarda görev yapan diğer adalet görevlileri ile ilgili olarak yargılama sona ermeden
hata niteliğinde olabilecek bazı hususları şikâyet konusu haline getirmesi, bu kişiler
hakkında şikâyet dilekçeleri vermesi nedenleriyle, Türkiye Barolar Birliği tarafından
belirlenen meslek kurallarını göz ardı ederek hakkını kötüye kullandığı
değerlendirildiğinden, bu konularda inceleme ve yasal işlemlerin yapılmasını sağlamak
maksadıyla sanık müdafıinin verdiği bu konulara ilişkin dilekçeler ve bunlara ilişkin
duruşma tutanaklarının onaylı suretlerinin Ankara Barosu Başkanlığına ve Adalet
Bakanlığına gönderilmesine" gibi maddelerin yer aldığı görülmektedir.
471 /2271
Yine Askeri Mahkeme gerekçeli kararında, mahkûmiyetine karar verilen Mustafa Dönmez
hakkında TCK 62/2. Maddesi uyarınca cezasından indirim yapılmaması nedenlerinden
bazılarının "Geçmişiyle ilgili olarak, yukarıda ayrıntılı belirttiğimiz üzere Türk subayına
yakışmayan bir sosyal yaşamı bulunmaktadır. (Kararda bu cümlenin altının çizildiği
görülmektedir) Sanık, Ülkenin en önemli kurumlarından TSK 'da görev yaparken, kurumun
ciddiyetine ve manevi kişiliğine yakışmayan bir sosyal hayat sürmüştür. Ayrıca
duruşmalarda, zaman zaman duruşmanın düzenine de uymaması nedeniyle uyarılmıştır.
Bilirkişi Sivil Memur Nazmiye Aktaş 'ın mütalaası alınırken, sanık, yaptığı
değerlendirmeler sırasında "bilirkişi, bilmez kişi" şeklinde ifadeler kullanmıştır. Bu tahkir
edici beyanlarını savunmalarında zaman zaman kullanmıştır. Ayrıca soruşturma ve
kovuşturma aşamasında görev yapan Askeri Savcı, Cumhuriyet Savcısı, bilirkişiler ve
birçok kamu personeli hakkında dayanaksız iddialarda bulunmuştur", "Ayrıca 6 Haziran
2003 tarihinde sanığın görev yaptığı 1.Piyade Tugay Komutanlığında meydana gelen bazı
olaylar nedeniyle, Tugay Komutanı sanığa uyarı cezası verirken aynen şu ifadelere yer
vermiştir. "Herkes, hırsızlıkla, yolsuzlukla, disiplinsizlikle suçlanamaz. Yazdığınız ve
söylediğiniz kelimelerin doğru seçilmesi gerekir. Yargı herkese açıktır. Savunmanızda, hiç
ilgisi olmadığı halde Atatürk'ü gündeme getirmek ise duygu sömürüsü yapmaya yönelik
gayret olarak değerlendirilmiştir... ", "Bu tespitler de sanığın kişilik yapısını ortaya
koymaktadır. Her ne kadar sanığın kişilik yapısı dava konusu olmamakla birlikte, gerek
olayın sübutu, gerek cezanın belirlenmesi, gerekse sanığın kişiliğinin tespiti açısından
ortaya konulması gerekmektedir" şeklinde açıklandığı görülmektedir.
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi kararı içeriği konulu yukarıdaki son iki
paragrafın mütalaaya alınmasının nedeni, Mahkemenizdeki yargılamada ve özellikle
duruşmalarda bunların birkaç misli fazlası ile görülmekte olduğuna dair iddia makamı
gözlemidir.
Mahkemenizce dosya kapsamındaki diğer bomba ve patlayıcılar ile birlikte Mustafa
Dönmez"den ele geçen bomba ve diğer malzemeler üzerinde detayları yukarıda anlatıldığı
şekilde keşif yaptırılmış, malzemelerin fiziki özellikleri, sağlam ve çalışır durumda olup
olmadıkları, menşeleri vb. hususlar bilirkişilerce tek tek tespit edilmiş, kamera kaydına
alınmış ve raporlanmıştır. Bilirkişi raporunun gerekli bilimsel ve hukuki yeterliliğe haiz
olduğu ve yukarıda anlatılan bomba uzmanının raporu ile uyumlu olduğu görülmektedir.
Bilirkişi raporunun, Mustafa Dönmez'in kovuşturma safahatında ileri sürdüğü dava
kapsamındaki tüm bomba ve diğer mühimmatları da kapsar itirazlarının ele alındığı
bölümü aynısı ile aşağıya alınmıştır.
"... Zir vadisinde bulunan 1 (bir) adet açık yeşil renkli sis kutusunun, 3 (üç) gün önce
Gölbaşı aramalarında bulunup sonra evraklar üzerinde adeta yok edilerek ortadan
kaldırılan mühimmat olduğu anlaşılmaktadır. Gölbaşı aramalarında bulunan 12 (on iki)
adet sis kutusu, 09 Ocak 2009 tarihli Olay Yeri Tespit Tutanağına 11 olarak sehven
yazıldığı bildirilerek çelişki giderilmeye çalışılmıştır. "
14-15.11.2010 tarihlerinde Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi J.Bl.K.lığı bünyesindeki Adli
Emanet Deposunda yapılan keşifte; Naip Hakim Hüsnü Çalmuk, Cumhuriyet Savcısı Nihat
Taşkın, depo görevlisi J.Kd.Bçvş Oğuz Kurtulmaz, , Zabıt Katibi Süleyman Karaca,
Mübaşir Aydın Arslan huzurunda. Bilirkişi Rıhtım Korkmaz tarafından kayıt edilerek
tarafımıza tevdi edilen kamera kaydı, DVDl-dvd2-
472 / 2271
dvd3/DVD2/VIDEO_TS/VTS_03_01.VOB dosyasında, Windows Media Player editörü
ile izlendiğinde 18:45-21:15 dakikalar arasında görüntülenmekte olan, keşifte incelenen
delil poşeti içinden çıkan beş (5) adet kırmızı renkli, beş (5) adet yeşil renkli (bir adedi
diğerlerine nazaran daha açık tonda), bir (1) adet mor renkli ve bir (1) adet sarı renkli
olmak üzere toplam on iki (12) adet Renkli Sis Kutusu, renk gruplarına ayrılarak tekrar
tasnif edilip sayılmış, masa üzerine yerleştirilmiştir. Bu halde iken, Mustafa Dönmez'e ait
olduğu belirtilen on beş (15) numarası verilmiş büyük boy kağıt delil poşeti içinden bahse
konu bir (1) adet yeşil renkli sis kutusu çıkarılarak, diğerleri ile mukayese edilmiştir.
Yeşil renkli sis kutularından açık yeşil renkli olan ile renk benzerliği gözlemlenmekle
birlikte renk tonunda farklılık olduğu, bu açık yeşil renkli sis kutusundan nispeten daha
koyu renk tonunda olduğu gözlemlenmiştir.
Bu itibarla Gölbaşı/Ankara'da ele geçirilen on iki (12) adet sis kutusu ile, Zir
Vadisi/Ankara'da ele geçirilen yeşil renkli sis kutusu birlikte incelenerek ve
görüntülenerek ayrı birer sis kutuları oldukları, ikisi de yeşil renkte olmakla beraber,
yeşilin farklı tonlarında oldukları, Ankara/Gölbaşında buluna sis kutusunun, Ankara/Zir
vadisinde bulunan ile aynı olmadığı, Naip Hakim ve Keşfe katılanlar huzurunda tespit
edilmiştir.
Gölbaşı/Ankara'da yapılan aramalarda on iki (12) adet sis kutusu bulunduğu, bu on iki adet
sis kutusunun Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi J.Koruma Bl.K.lığı Adli Emanet Deposunda
halen mevcut olduğu, malzemelerin teslimi veya nakli sırasında tutulan kayıtlarda on iki
(12) adet olan sis kutusunun, on bir (11) adet olarak kayıtlara geçirildiği, ancak bu
yanlışlığın fark edildikten sonra "11" rakamının sehven yazıldığından bahisle "12" olarak
düzeltilmesi gerektiğinin ilgililer tarafından ayrı bir yazışma ile bildirildiği, kayıtların
incelenmesinden anlaşılmıştır.
".......Zir vadisi sözde aramalarında 2 (iki) adet el aydınlatma roketi COMET 1234 mod
kafile: LOT-CA-2-91 bulunduğu bildirilmiştir. Poyrazköy aramalarında da ne tesadüftür ki
el aydınlatma roketi bulunmuştur ve bulunan el aydınlatma roketleri Zir Vadisinde bulunan
el aydınlatma roketinin stok ve kafile numaraları, imal yılları ile menselleri birebir aynıdır.
İstem: Bulunan malzemeler Emniyet Genel Müdürlüğü envanterinde bulunan ve Özel
Harekât Polislerince kullanılan malzemelerdir. Sonuç olarak, sözde Zir vadisi aramasında
bulunduğu iddia edilen COMET 1234 mod kafile: LOT-CA-2-91 açık künyeli el aydınlatma
roketlerinden 1 Ocak 2008 - 12 Ocak 2009 tarihleri arasında Emniyet Genel
Müdürlüğünün hangi depolarında ve birimlerinde bulunduğu ve sarf edilmiş ise
tutanaklarının Emniyet Genel Müdürlüğünden istenmesinin ve savunmamda kullanmam
için bir suretinin şahsıma verilmesini arz ve talep ederim. 7 Mayıs 2010"
Poyrazköy aramalarında ele geçirilen malzemeler (mühimmafpatlayıcı madde vd.) başka
bir soruşturmanın konusu olmaları ve görevimiz kapsamında olmadıklarından
incelenmemiş ve değerlendirilmemiş olup, iki farklı yerde; stok ve kafile numaraları, imal
yılları ve menşeyleri aynı el aydınlatma roketlerinin bulunmasının ihtimal dahilinde olduğu
değerlendirilmiştir. Nitekim, aynı menşeyli, aynı üretim yılı, aynı kafile numaralı
malzemenin birden fazla üretimi yapıldığından, iki farklı yerde bulunmasının da normal bir
durum olacağı kıymetlendirilmektedir. Bilakis bu benzerlik, iki malzemenin temin yeri ve
şekli yönünden aralarında bir irtibat olabileceği ihtimalini göstermektedir.
473 / 2271
-)
".......4 (dört) farklı yerde (Zir vadisi-Sapanca-Gölbaşı-Poyrazköy) çıktığı iddia edilen
mühimmatların dökümü aşağıda belirtilmiştir. Ne tesadüftür ki bulunduğu iddia edilen
mühimmatlar farklı yerlerde bulunmasına rağmen birbirleriyle nitelik bakımından birebir,
nicelik bilgileri bakımından da benzerlik göstermektedir. Birçok yerde kazı yapılarak
mühimmatlar bulunduğu yalanı söylenmektedir. Bunu söyleyenler çeteleşmiş polislere ram
olmuş maksatlı söylem gerçekleştiren şahıslardır. Kamera kayıtlarına yapılan aramalara
yönelik tek kazı yoktur. Kazı olarak söylenen şey gerçekte polislerin yanlarında getirdikleri
mühimmatları çöp poşetlerinden çıkarttırdıktan sonra halkı kandırmak ve arazide bırakılan
ayak izi, araç izi, saç ve DNA gibi suç mahallinde bırakmış oldukları izleri yok etmek için
yapmış oldukları faaliyetlerdir. "
Poyrazköy aramalarında ele geçirilen malzemeler (mühimmat,patlayıcı madde vd.) başka
bir soruşturmanın konusu olmaları ve görevimiz kapsamında olmadıklarından
incelenmemiş ve değerlendirilmemiştir. Tarafımıza tevdi edilen inceleme görevi
kapsamında; Ankara/Zir Vadisi- Sakarya/Sapanca- Arıkara/Gölbaşı'nda yapılan aramalarda
ele geçirilen patlayıcı maddelerin, İstanbul/Beşiktaş Adliyesi Adli Emanet Deposu,
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi .1.Koruma Bl.K.lığı Adli Emanet Deposu, Hadımköy
Mühimmat Depo Komutanlığı, Kırıkkale/Yahşihan Mühimmat ana Depo Komutanlığı bibi
farklı yerlerde muhafaza olunan emanet eşyalarının ayrı ayrı keşfi yapılarak, kesife
katılanlar huzurunda görüntü kaydı alınmış, mevcutları tespit edilmiştir.
Ayrı ayrı yerlerde ele geçirilen mühimmat ve patlayıcı maddelerin, marka, model ve kafile
numaralarının benzerlik göstermesinin, güvenlik kuvvetlerince aynı malzemelerin bir
yerden başka bir yere taşınarak her aramada tekraren ele geçirildiği anlamına gelmeyeceği,
model ve kafile numaralarındaki benzerliğin; aynı menşeyli, aynı üretim yılı, aynı kafile
numaralı malzemenin birden fazla üretimi yapıldığından normal bir durum olduğu, birden
fazla yerde bulunmasının da normal bir durum olacağı kıymetlendirilmektedir. Bilakis bu
benzerlik, iki malzemenin temin yeri ve şekli yönünden aralarında bir irtibat olabileceği
ihtimalini göstermektedir.
"......Zir vadisi aramalarında bulunan mühimmatlardan bazılarının içinin boş olduğu
kamera görüntülerinden anlaşılmaktadır. Zir vadisinde bulunan mühimmatların içlerinin
boş olduklarına dair olay yerinde polislerin konuşmalarını Genelkurmay bilirkişisi
çözümlemiştir......... gösteri bombalarının kullanılmış ve boş olarak olay yerinde
bulunduğu belirtilmektedir. Genelkurmay bilirkişi raporu, gösteri bombalarının (6 adet)
içlerinin boş olduğunu söylemektedir. Ancak, Polis Kriminal de her iki bomba ile ilgili dolu
ve sağlam raporu verilmiştir. Göz yaşartıcı ve gösteri bombalarına, sağlam çalışır
vaziyette şeklinde rapor verilmiştir....... Genelkurmay bilirkişi raporu aydınlatma
fişeklerinin içlerinin boş olduğunu söylemektedir. Polis Kriminal Ekspertiz; aydınlatma
fişeklerine sağlam ve çalışır raporu vermiştir. Olay yerinde bulunan diğer
mühimmatlarında içlerinin boş olduğu Genelkurmay bilirkişisi raporundan ve
görüntülerden net olarak anlaşılmaktadır. Bu durumda ya olay yerinde bulunan boş
mühimmatlar ile Polis Kriminal de dolu raporu verilen mühimmatlar farklı
mühimmatlardır veya İstanbul Polis Kriminal Dairesi tarafından hazırlanmış içleri dolu ve
çalışır raporu verilen evraklar da sahtecilik yapılmıştır. "
Gösteri Bombaları:
474 / 2271
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi J.Koruma Bl.K.lığı Adli Emanet Deposunda muhafaza
edilen altı (6) adet Gösteri Bombası, 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görevli Naip
Hakim Hüsnü ÇALMUK ve keşfe katılanlar huzurunda incelenmiştir. Yapılan fiziki
incelemelerinde; beş adedinin birleşim yerlerinin sağlam, akma, sızıntı, kesik, yırtık,
kopma gibi emarelerin olmadığı, içlerinin dolu olduğu, bir adedinin birleşim/ek yerleri
sağlam olmakla birlikte orta kısmından küçük bir delik açıldığı, bu delikten mavimsi renkli
toz maddenin kısmen dökülmüş olduğu, kontrolümüz esnasında bir kısmı elimize dökülen,
muhtemelen bir çeşit patlayıcı madde olan ve literatürde payroteknik madde olarak
adlandırılan, görünümü itibariyle klorat kimyasal maddesi içeren bir karışım kimyasal
madde olduğu değerlendirilen toz bir madde olduğunun tespiti yapılmıştır.
Resimlerde; Gösteri Bombalarının alt kısmında bulunan ve üzerinde küçük dikdörtgen
şeklinde yakma maddesi yapışık bulunan silindirik kapak görünümlü kartonların, gösteri
bombasının gövde alt parçası gibi algılanabileceği, aşağıdaki resimlerde de görüldüğü
üzere, bu kartonlar ana gövdeden ayrıldığında adeta gösteri bombasının tabanın yerinden
çıkmış gibi algılanabileceği, bu anlamda tabanı açık olan silindirik gövdenin içinin boş
olacağı yorumunun yapılabileceği değerlendirilmiştir. Akan görüntülerde bu Gösteri
Bombalarının fiziki bütünlüklerini koruduğu ve boş olmadıkları net şekilde izlenebilir.
"Aydınlatma Fişekleri" olarak tanımlanan malzemeler:
On iki adet; Aydınlatma Fişekleri olarak zikredilen malzemelerin teknik adı; M49 Yüzey
Aydınlatma Tuzağı (FLARE TRIP M49)dır. Söz konusu emanet eşyaları, 13.12.2011
tarihinde Ankara 11'inci ACM'nde görevli Naip Hakim Halit DÖNMEZ ve keşfe
katılanlar huzurunda, Kırıkkale Yahşihan Mühimmat Ana Depo Komutanlığında muhafaza
edilen emanet eşyaları arasında incelenmiş olup raporumuzun İkinci Bölüm (Yapılan Keşif
ve İncelemeler), Dördüncü Kısmında sunulmuştur.
Gövde üzerinde yazan "LOT KGM 1-12", "NOV 53" kafile numarası itibariyle 1953
yılının Kasım ayında üretilmiş oldukları değerlendirilmiştir.
Fiziki incelemelerinde; tapa ve gövdelerinin muntazam yapıda olduğu, herhangi bir kırık,
ezik, kopuk gibi hasar veya tadilat emaresi bulunmadığı, fiziki bütünlüklerini korudukları,
yanmamış oldukları, mevcut halleriyle dolu ve sağlam halde kullanıma hazır oldukları
gözlemlenmiştir.
1953 yılı üretimi olmaları nedeniyle, fonksiyonlarını yerine getirmeyebilecekleri
düşünülse de, gerek tapalarının gerekse gövdelerinin herhangi bir deformasyona
uğramamış olmaları nedeniyle sağlam ve kullanıma uygun oldukları değerlendirilmektedir.
Nitekim literatürde, bir mühimmat veya patlayıcı maddenin, "pozitif kontrol" uygulanarak
yani patlayıcı madde içeren her aksamının, en uygun yöntem kullanılarak tamamen
patlayıcı maddeden arındırıldığı görülene kadar her an infilak edebileceği, bu tip piroteknik
içerikli malzemelerin ise her an tutuşarak alev alabilecekleri kabul edilmektedir. Ayrıca
üretim tarihi, malzemenin dış yüzeyinin paslanmış olması, dış rengin soluk olması gibi
fiziksel görünümler, malzemenin taşıdığı potansiyel tehlikenin belirlenmesinde, "patlar-
patlamaz" "boştur-doludur" değerlendirmesi yapılması için bir kriter değildirler. Personel,
malzeme ve kamuya gelebilecek tehditleri engellemek açısından gerek kolluk görevlileri
gerekse Kriminal laboratuar görevlileri tarafından, mevcut fiziki durumları itibariyle bu
malzemelerin dolu ve sağlam olarak nitelendirilmeleri normal bir durumdur.
475 / 2271
Eski üretim olmaları, tapa veya herhangi bir aksamlarının kırık, bozuk olması gibi herhangi
bir nedenle "'çalışmaz", "işlevini görmez", "yanmaz", "patlamaz" gibi bir hüküm verilmesi
tekniğe uygun değildir. Ancak ve ancak "ilave tahrip şarjı uygulayarak" veya "yakarak
imha" gibi malzemenin türüne uygun bir yöntem ile tamamen etkisiz hale getirilmeleri
halinde yani patlayıcı madde tehlikesinin tamamen ortadan kaldırılması halinde "zararsız"
nitelendirmesi yapılabilir.
Göz Yaşartıcı Bombalar
Kırıkkale Yahşihan Mühimmat Ana Depo Komutanlığı deposunda muhafaza edilen dokuz
(9) adet Göz Yaşatıcı Bomba, Ankara 11 'inci ACM'nde görevli Naip Hakim Halit
DÖNMEZ ve keşfe katılanlar huzurunda incelenmiştir.
Yapılan fiziki incelemelerinde; gövde üzerindeki tahliye deliklerinin açık olduğu, üst
yüzey üzerinde bulunan yakma malzemesinin kurumuş, yerinden çıkmış, kırık olduğu veya
hiç olmadığı, içindeki kahverengi renkteki maddenin katılaşmış ve göz yaşartıcı bombalar
elle sallandığında gövde içinde blok halde aşağı yukarı hareket ettiği, bu itibarla tasarım
özelliklerini yitirdikleri, bir şekilde harici bir alev kaynağı ile tutuşturulmaları halinde
yanıp yanmayacakları ve göz yaşartıcı etki yapıp yapmayacakları hususunda bir kanaat
belirtmenin oldukça güç olduğu değerlendirilmiştir. Eski model bir Göz Yaşartıcı Bomba
tipi olup günümüzde daha modem yapıda tipleri kullanılmaktadır.
Silindirik yapısını muhafaza etmeleri, bu yapının alt ve üst kapak görünümlü yüzeylerin
yerinde ve muntazam olmaları nedeniyle, "dolu", "sağlam", olarak kayıtlara geçirildiği
Dostları ilə paylaş: |