T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə129/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   125   126   127   128   129   130   131   132   ...   335

"YSK kararı çok önemli. Eğer yerel seçimleri de bunlar çoğunlukla (60 ve üzeri) alırsa

sonumuz İran olur.


"Ayrıca 12 ekim de AKP kongresi var. Milli görüşçüler ile yol ayırımındalar. AKP de

yönetimden rahatsız olan kesim var. Neticede hepsi dinci. Milli görüşçüler de teslimiyetçi


858/2271
ve tavizci olmaktan çok rahatsızlar. 200 kişiye varan rahatsız bir kesim tahmin ediliyor.

Ama iktidar eldeyken bunların kolay kolay çözülmeleri beklenmemeli. YSK kararı

dincilerin aleyhine olursa o zaman meclis aritmetiği çok değişecektir. 66 vekil önemli

değişiklik yapabilir. Yeni seçimlere gitmektense bu en iyi seçenek. Zira halka güven

olmaz. Yeni seçimlerde daha büyük bir başarıyla iktidara gelebilirler."
"En önemli konu caydırma ve korku yaratmak. Kapı kapı dolaşıp bu gidişin

tehlikelerini anlatmamız lazım." Şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.


25 Ekim 2003 günü Ankara da düzenlenen gösteri yürüyüşü:
25 Ekim 2003 tarihinde Ankara ilinde Cumhuriyetin 80. yılı kutlamaları çerçevesinde

düzenlenen gösteri, yürüyüş ve miting ile ilgili belgeler ve görüntüler Ankara Emniyet

Müdürlüğünden temin edilmiştir. Ayrıca sanık Mustafa Abbas Yurtkuran'a ait aramalarda

ele geçirilen 125 Numaralı CD"de yürüyüşe ait fotoğraflar olduğu görülmüştür.


Söz konusu belgelerin yapılan incelemesinde; 25 Ekim 2003 tarihinde Ankara Üniversitesi

rektörü başkanlığında 7 kişiden oluşan düzenleme kurulu tarafından Cumhuriyetin 80. yılı

kutlamaları kapsamında gösteri, yürüyüş ve miting düzenlendiği, bu mitinge çeşitli

üniversite ve sivil toplum kuruluşlarına mensup şahısların katıldığı, kalabalığın Celal

Bayar Bulvarı üzerinde toplanıp, Tandoğan Meydanı ve Anıt Caddesini takiben

Anıtkabir'e kadar yürüdüğü.


Bu yürüyüşte "Ordu Göreve, Atatürk Gençliği'1'' yazan pankart ve dövizlerin taşındığı,

gösteriye diğer şahısların yanısıra dönemin YÖK Başkanı sanık Halil Kemal Gürüz,

Başkent Üniversitesi rektörü sanık Mehmet Haberal. İstanbul Üniversitesi rektörü sanık

Kemal Yalçın Alemdaroğlu. 19 Mayıs Üniversitesi rektörü sanık Rıza Ferit Bemay, İnönü

Üniversitesi rektörü sanık Fatih Hilmioğlu ve Uludağ Üniversitesi rektörü sanık Mustafa

Abbas Yurtkuran'ın da katıldıkları gerek Ankara Emniyet Müdürlüğümün kayıtları

gerekse sanık Mustafa Abbas Yurtkura'dan elde edilen delillerden anlaşılmıştır.
Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlilerince düzenlenen tutanaklarda "Ordu Göreve,

Atatürk Gençliği" ibareli dövizi taşıyan kişilerden bir kısmının İstanbul Üniversitesi

öğrencileri olduğu tespit edilmiştir.
Rektörlerin Açıklamaları:
Sanık M.Şener Eruygur'dan ele geçirilen 13 nolu CD içerisinde. "Üniversiteler İnönü Ve

Dokuz Eylül Çıkışları" isimli power point dosyasında, Ege Üniversitesi ve İnönü

Üniversitesinin Laiklik ve bazı AKP'li milletvekilleri ile ilgili yaptıkları açıklama

metinlerinin olduğu görülmüştür.


Konuya ilişkin gazete haberleri
26.09.2003 tarihli Milli Gazetede, "Rektörlerden Çirkin Tehdit" "Odtü Rektörü

Akhulut 'tan Erdoğan 'a: Menderes Gibi Olursun''' başlıklı haberde, bazı rektörlerin Kara

Kuvvetleri Komutanı Aytaç YalmanT ziyaretinden sonra Başbakan Recep Tayyip

Erdoğan'a Menderes'in başına gelenleri hatırlatan ifadeler kullandıkları yönündeki

değerlendirmelere.
/- > 859/2271
Ayrıca Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörünün, hükümetin YÖK"ü ele geçirmeye çalıştığını

öne sürerek "Bu Uğurda Yeni Kuhilayiar Gerekiyorsa Biz Yeni Kubilaylar Olmaya

Hazırız" şeklindeki açıklamalarına,
12.10.2003 tarihli Vakit Gazetesinde, "Sokağa Dökülün Talimatı'''' başlıklı haberde,

Atatürkçü Düşünce Derneği önderliğinde Ankara'da gerçekleştirilecek olan ve

rektörlerinde cüppeleri ile katılarak hükümeti protesto edecekleri toplantıya taraftar

toplamak isteyen rektörlerin, üniversitelerin bünyesindeki öğretim üyelerini baskı altına

almaya başladıkları, bu çerçevede "yürüyüşe katılın" çağrısı yapan rektörlerin e-mail ve

mektup ile öğretim üyelerini yürüyüşe katılmaya zorladıklarının belirtildiğine ilişkin

değerlendirmelere,
26.10.2003 tarihli Milliyet Gazetesinde, "On Binler Ayakta" başlıklı haberde. Atatürkçü

Düşünce Derneği ve Ankara Üniversitesince düzenlenen "Cumhuriyet'e Saygı"

yürüyüşüne on binlerce kişinin katıldığı, bu yürüyüşe Türkiye'nin dört bir yanından gelen

rektörler, üniversite öğretim üyeleri, öğrenciler ve binlerce vatandaşın yer aldığı, söz

konusu yürüyüşün 28 Şubat süreci protestolarını anımsattığı, yürüyüşe bazı rektörlerin

öncülük yaptığına ilişkin değerlendirmelerle, yürüyüş yapan topluluğun "Ordu Göreve"

pankartlarını taşıdığına dair görüntülere,
01.07.2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinde. "İktidara Üçlü Uyarı" başlıklı haberde.

"YÖK Başkanı, Erdoğan'ın üslubunu eleştirdi, TOBB geçmişi hatırlayın dedi, KESK

istifaya çağırdı" şeklinde haberlere,
10.10.2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinde. "Rektörler Yine Uyardı" başlıklı haberde,

"imam-hatip düzenlemesinin genel kurula gönderilmeden geri çekilmesini istediler"

şeklindeki açıklamalara,
12.10.2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, "Laiklik'ten Ödün Yok" başlıklı haberde, bir

rektörün beyanatına,


25.10.2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, "Başkentle Büyük Yürüyüş" başlıklı haberde.

"Öğretim üyeleri, avukatlar, sivil toplum örgütleri, işçiler ve yurttaşlar bugün Anıtkabir'e

akacaklar" şeklinde habere,
26.10.2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, "Onbinlerin Yürüyüşü" başlıklı haberde,

"hükümetin uygulamalarına karşı Atatürk ilkelerine sahip çıkan rektörler ve on binlerce

yurttaş Anıtkabir'e akın etti" şeklinde ifadelere,
29.04.2004 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, "Rektörlerden İsyan" ve "Rektörlerden İstifa

Uyarısı" şeklinde değerlendirmeye,


13.06.2004 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, "Cumhuriyet Tehdit Altında" başlıklı haberde,

dönemin ADD Genel Başkanı Ertuğrul Kazancımın açıklamalarına yer verildiği

görülmüştür.
3-Sarıkız kod adlı darbe planı çerçevesinde sendikalarla temas kurup sokağa

dökülmeleri planlanmıştır.


860 / 2271
Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden örgütün bu planı da hayata geçirdiği, plan

gereği öncelikle Türkiye de faaliyet gösteren tüm sendikalar ve konfederasyonlarla ilgili

çok ciddi ve kapsamlı çalışmalar yaptıkları ve bu sendikalarla konfederasyonları "Hükümet

Karşıtı" "Hükümet Yanlısı" ve "Yönlendirilebilir" şeklinde tasnif ettikleri görülmüştür.

Bu konu ile ilgili yapılan çalışmalar Cumhuriyet Çalışma Grubunun devre raporlarında

kapsamlı olarak anlatılmıştır.


Bunların yanı sıra sanık Levent Ersöz Türk-İş'e bağlı Yol İş Sendikası Başkanı Fikret

Barın*la görüşme yaptığı ve bu görüşmede sendikaların sokağa dökülmesi ve yürütme

organı aleyhinde gösteriler yapması için teşvik ve yönlendinneler yaptığı görülmüştür.
31 Aralık 2004 tarihinde Levent Ersöz ile Fikret Barın ve misafir olarak belirtilen

kişi arasında yapılan görüşme çözümünde özetle; Görüşmenin başlangıcında değişik

konularla ilgili kısa bir konuşma yaptıktan sonra Levent Ersöz'ün işler nasıl gidiyor diye

sorduğu, Fikret Barın'da kamu yönetimi temel kanunu verildiği günden beri savaş hali

yaşadıklarını, bu konu ile ilgili Danıştay'da sempozyum düzenlendiğini, bu konuyu her

yerde tartıştıklarını söylediği, bu çerçevede Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün

kapatılmaya çalıştığını, bu konu ile ilgili de Hükümet içerisindeki değişik kişilerle

görüşmeler yaptıklarını anlattığı.


Görüşmenin devamında bu olanlar karşısında Sivil Toplum kuruluşlarının hareket halinde

olmadığını söylediği, Fikret Barın'da kendilerinin de aynı dertten muzdarip olduklarını,

herkesin üzerinde bir ölü toprağı olduğunu ifade ettiği ve değişik sendika ve

konfederasyonlar hakkında serzenişlerini dile getirdiği, bu sırada misafir olarak belirtilen

kişinin söze girerek "şimdi bir kere şu aşamada ekonomik kriz olmadan, geniş kitleleri

harekete geçirmek mümkün değil" dediği, Levent Ersöz'ün de "o zaman bir kriz mi

yaşayalım" dediği, misafir olarak belirtilen kişinin de "Kıbrıs meselesinde kriz yaşanacak,

ekonomi şuanda bıçak sırtında ve ABD ve AB desteği ile ayakta durabilmekte'* "Kıbrıs

konusunda çok açıkça siz sağlam durursanız Türkiye ile AB iş birliği bozulur. Kriz olur,

yüzbinler sokaklara iner. Yani Kıbrıs konusunda siz Ulusalcı çizgiyi bu güne kadar


sürdürdüğünüz gibi sürdürürseniz o zaman bir ay içinde allak bullak olur...... AB
genişleme süresinde en önemli kriz noktası Kıbrıs 'tır...... Hükümet-AB ilişkisini
bozduğunuzda piyasa allak bullak olacaktır..... eğer bu Hükümet döneminde ve kanundan
ikinci dünya savaşından daha büyük bir yoksullaşma yaşanırsa şeriatçılık meselesi
Türkiye'de kapanır..... daha büyük bir yoksullaşma yaşanırsa halk o zaman doğal tepki
gösterecektir'" dediği, bunun üzerine Levent Ersöz'ün "tabi bütün bunlara rağmen bu

ekonomik krizlerden Ülkenin çok büyük darbe alması gerek, sonuçta bazı işlerin çok

olumsuz boyutlara ulaşması demek, bunlardan daha nasıl olabilir diye düşünmemiz lazım.

Masada ortaya koymak açmak lazım. Onun için tabi bizim bir takım faaliyetler var ama

nerde yapılacak bu mevzu. Bunları düşünmek lazım dediğim gibi. Özellikle yerel seçimler

gelmeden bu işi mutlaka ortaya açıklamak lazım " "şimdi biraz dozajıı artıralım. Yerel

seçimlere karşı olan dönemde bir hareketlenme sağlamak.... " dediği, Fikret Barın'da

"efendim ben bir sendikanın genel başkanıyım, bu konfederasyon başkanları düzeyinde bu

işin ele alınması lazım" dediği ve devamında TÜRK İŞ, TES İŞ, HABER İŞ ve benzer

sendikaların çok sayıda personellerinin olduğunu, fakat bunları ayağa kaldıramadıklarını

söylediği,
Görüşmenin devamında aralarında sendikalarla ilgili değerlendirmeler yaparken misafir

olarak belirtilen kişinin Metal İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in bu işlere


861 /2271
duyarlı olduğunu, fakat söz konusu sendika mensuplarının özel sektörlerde olması sebebi

ile kitlesel anlamda yapılacak faaliyetlere katılamayacaklarını söylediği, ayrıca 28 Şubat

süresince TÜRK İş, DİSK ve Esnaf Sanatkârlarının bir araya gelmesinin daha kolay

olduğunu, bugün çok farklı bir süreç yaşandığını, o dönemde Alevilik ilişkilerinin de

kullanıldığını anlattığı,
Görüşmenin sonlarına doğru Levent Ersöz'ün sizde elinize cebinize atacaksınız dediği,

Fikret Barın'da "az para değil ki dolarlar konuşuyor. Adama getirttireceğim, yemeğini

yedireceğim, sabah-öğle-akşam.... En azından elimizden geleni yapacağız, bütün

imkanlarımızı kullanacağız, ne yapalım? Diyeceğim ki otobüsün yarısı bizden olacak yarısı

da memurları alacaksınız diyeyim öyle getirip götüreceğiz. Başka çaremiz yok. Onunla

ilgili zaten sözümüz de var. Benim teşkilatta hazır. O mesajı da verdim, hazırlanın işaret

bekleyin dedim" dediği, Levent Ersöz'ün' de "haberinizle gelin" dediği ve kısa bir süre

sonra görüşmeye son verildiği anlaşılmıştır.


Her ne kadar bu görüşme tarihi 31 Aralık 2004 olarak belirtilmiş ise de; aslında söz konusu

görüşme 2003 yılında yapılmıştır. Şöyle ki; sanık Levent Ersöz 17 Ağustos 2004 tarihinde

İstihbarat Başkanlığı görevinden ayrılmış 23.08.2004 tarihinde Bilecik 2. Eğt.J.Tugay

Komutanlığı görevine başlamıştır. Görüşme metni içinde Levent Ersöz'ün 2 yıl önce

Diyarbakır J.Bölge Komutanlığı görevinden bahsediliyor. Sanık Levent Ersöz 15.08.2001-

09.08.2002 tarihleri arasında Diyarbakır J.Bölge Komutanlığı görevinde bulunmuştur. Bu

husus dikkate alındığında bu görüşmenin sanık Levent Ersöz tarafından 2003 yılında

gerçekleştiği anlaşılmıştır.


DEĞERLENDİRME:
Yukarıda açıkça izahı yapılan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Şüpheli Özden Örnek'in M.Ö olarak kodladığı Mustafa Özkan ile gerekli görüşmeleri

yaptığı, bu görüşmelerde İstanbul 'daki siyasi gelişmeler ve Aydın Doğan la ilgili bilgiler

aldığı, ayrıca basının desteğine ihtiyaçlarının olduğunu anlattığı, sonrasında medya

patronlarından Aydın Doğan ile görüşme yaptıkları ve kendisine gerekli mesajları

verdikleri, diğer taraftan o dönemde Karamehmet grubundan ayrılan sanık Ahmet Tuncay

Özkan'la görüştükleri ve İstanbul TV'yi alması konusunda gerekli desteği verdikleri,

bunların yanı sıra Rahmi Koç la görüştükleri, Darbe planları kapsamında basının ele

geçirilebilmesi ve medyanın gerekli desteğinin alınabilmesi için diğer Sanıklar Mehmet

Şener Eruygur, Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur 'un da gerekli çalışmaları yaptıkları.
Bu kapsamda;
Sanık Ahmet Tuncay Özkan İn tekrar Karamehmet grubunda çalışması için Mehmet Emin

Karamehmet ile görüştükleri, bu görüşmeyi kayda aldıkları ve taleplerinin Şener

Eruygur 'dan geldiğini söyleyerek baskı uyguladıkları, yine bir medya kuruluşunun sahibi

olan Cem Uzan ile görüştükleri, kendi planları doğrultusunda yayın yapılması ve AKP de

bulunan bazı milletvekillerinin ayrılmasının sağlanması amacıyla telkin ve yönlendirmede

bulundukları, ayrıca örgütün stratejisi doğrultusunda yayın yapan Cumhuriyet Gazetesinin

trajının artırılmasını ve böylece kamuoyunda daha etkin hale getirilmesinin sağlamak

amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde dağıtım ve satışının sağlanması işini organize

etmeye çalıştıkları, sanık Mustafa Ali Balbay'ın da telkinleri ile diğer medya gurubu
862 / 2271
sahiplerine baskı yapmak amacıyla plan yaptıkları, özellikle darbe yapılması konusundaki

azim ve kararlılıklarını sanık Levent Ersöz 'ün "bunların hepsini keseceksin, bir daha başa

geçmeyecekler" sözleri ile yukarıda Özden Örnek"ten ele geçirilen günlüklerde belirtilen

Sarıkız darbe planı ve stratejilerin adım adım uygulamaya konulduğu anlaşılmıştır.


"AYIŞIĞF KOD İSİMLİ DARBE PLANI
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün Emekliye Ayrılması veya Etkisiz/Yetkisiz Hale

Getirilmesi,


Azami Sayıda Milletvekilinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 7 Terk Etmesi,

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 'in Görevini Sürdürmesi,


Faaliyetlerinin olduğu ve bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için neler yapılması gerektiği,

yapılan eylemler karşısında ne gibi tepkiler gelebileceği ve gelen tepkiler karşısında da

neler yapılacağı ayrıntılı bir şekilde belirlendiği tespit edilmiştir.
GENELKURMAY BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK'ÜN EMEKLİYE AYRILMASI

VEYA ETKİSİZ/YETKİSİZ HALE GETİRİLMESİ İÇİN;


"YAPILACAKLAR"başlığı altında;
01-Kuvvet Komutanlarının yapacağı açıklamaların metinlerinin hazırlanması,
02-Darbeye katılacakların ve karşı olanların belirlenmesi, katılacaklarla temas edilmesi,

karşı olanların ise saf dışı edilmelerinin planlanması,


03-Darbeye karşı olan bazı kişilere vaatlerde bulunulması,
04-1.Ordu Komutanı Yaşar Büyükanıt ve 2. Ordu Komutanı Fevzi Türker'in altında

sağlam adamlar bulunması yada oldu bitti ile bunların hareketsiz ve yetkisiz bırakılması.


05-Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ile irtibat elemanı bulunması,
06-Kuvvet Komutanlarının arka arkaya sert açıklamalar yapması.
07-"Emekli Generaller, diğer subayların ve darbe ile koordineli hareket eden sivillerin

Başbakan Erdoğan ve Genel Kurmay Başkanı Özkökm hedef alan açıklamalar yapmaları,


08-TSK içerisindeki generallerin Genelkurmay Başkanına açık ve imzalı mektup yazması.
09-TSK içerisindeki alt hiyerarşik yapının da yoğun mektup, faks ve e-posta ile tepkilerini

dile getirmesi,


10-Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın son anda işin içine çekilmesi.

Faaliyetlerinin planlandığı görülmüştür.


863 / 2271
"MUHTEMEL TEPKİLER"başlığı altında;
Darbe planı hazırlık aşaması deşifre olursa, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün

çağırma, görüşme veya nakil yoluyla darbe planlarını yapan ve uygulayan kadroları

dağıtmaya teşebbüs etmesi.
Medyanın TSK'nın birliğinin bozulduğu şeklinde spekülatif yorumlar yapması ile

kamuoyunu tahrik etmesi.


Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök"ün sessiz kalması, basın yayın organlarının konuyu

basite indirgemesi,


Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök un Ayışığı planını reddeden açıklamalar yapması,
Genelkurmay Başkanımın Başbakan ile işbirliği yaparak askeri şuranın erken toplanmasına

ve emekliye sevk işlemlerine teşebbüs etmesi.


Özel Kuvvetler Komutanlığı unsurları da kullanılarak darbeci ekibin TSK"dan atılması

planının uygulamaya konulması,


Yönündeki tepkiler öngörülmüştür.
"TEPKİLERE TEDBİRLER"başlığı altında;
Hazırlıkların çok sınırlı grup ile yapılması,
Hücre şeklinde yapılanma.
Kişisel güvenlik tedbirlerinin artırılması,
TSK nın birlik içinde olduğu. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün bu birliği bozduğu

ve bu nedenle emekliye ayrılması gerektiğinin, basın yayın organları aracılığı ile halka

taşınması,
Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök"e yönelik ya çekil, ya çekil' baskısının çok boyutlu

ve çok sesli olarak arttırılması,


Darbe planının geniş tabanlı olduğu izlenimiyle gözdağı verilmesi.
Ayışığı ve Yakamoz darbe planlarını hazırlayan ve uygulayacak olan kadrolar deşifre olur

ve dağıtılırsa, planın aynen devam ettirilmesi için ikinci bir yapılanma oluşturulması ve bu

yapılanmanın çok gizli tutulması,
Şeklinde tepkilere yönelik tedbirler planlandığı görülmüştür. Burada Ayışığı ve Yakamoz

kod adlı darbe planlarını hazırlayan ve uygulayacak olan kadronun deşifre olması

durumunda planın aynen devam ettirilmesi için ikinci bir yapılanma oluşturmaya

çalışılması ve bu yapının çok gizli tutulmaya çalışılması Sanıkların Hükümete karşı darbe

yapma konusunda ne kadar ciddi ve kararlı olduklarını göstermektedir.
864 / 2271
Azami Sayıda Milletvekilinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan V Terk Etmesi İçin;

"Yapılacaklar"başlığı altında;


01-Milletvekillerinin analiz edilerek gruplandırılması,
02-Gruplarla temas kurularak organize edilmesi. liderlerin belirlenmesi,
03-Milletvekillerinin basın açıklamalarında kullanacağı tema ve argümanların

belirlenmesi,


04-Ayrılan milletvekillerinin dağılmadan yeni bir grup kurmalarının sağlanması,.

"Muhtemel 7e/?Ar//er"başlığı altında:


Milletvekilleriyle temasın deşifre edilerek, medyatik kampanyalar ile Genel Kurmay

Başkanı Hilmi Özkök'ün darbe planına yönelik inisiyatif almaya tahrik edilmesi,


Hazırlık aşamasında tespit edilmesi üzerine Başbakan Erdoğan'ın milletvekillerine yönelik

tehdit, şantaj ve çıkar sağlama gibi yöntemlerle baskı uygulaması.


Milletvekillerinin açıklamalarının basite indirgenmesi ve spekülatif hale getirilmesi,
Ayrılan Milletvekillerine bireysel karalama kampanyaları yöneltilmesi,
"Tepkilere Tedbirler" başlığı altında;
Temasın azami gizlilikle ve güvenilir grup liderleri ile bire bir görüşmeler şeklinde

yapılması,


Basın açıklamalarının topluca veya en azından gruplar halinde arka arkaya bir hafta on gün

içinde yapılması,


Harekete katılan bütün milletvekillerinin teknik takip altında tutulması,
Milli duyarlılıktan başka nedenlerle harekete katılanların öne çıkarılmaması, bunlardan

arka planı bozuk olanların harekete hiç dâhil edilmemesi.


Harekete patronlar, TUSİAD, meslek kuruluşları ve sendikalardan destek sağlanması,

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 'in Görevini Sürdürmesi İçin;

"Yapılacaklar'"başlığı altında;
01-Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet Sezer'in mevcut gelişmelere karşı şahsi

değerlendirmelerinin alınması,


865 / 2271
02-Değerlendirmeleri olumlu ise; durumun özet olarak açıklanması ve desteğinin

istenmesi,


03-Değerlendirmeleri olumsuz ise; aydınlar ve danışmanlarından da istifade edilerek ikna

edilmesi,


"Muhtemel Tepkiler"başhğı altında;
Cumhurbaşkanı Sezer ile yapılacak görüşmenin deşifre edilmesi suretiyle basın yayın

organlarında kampanyalar yapılması,


Cumhurbaşkanı Sezerin yetkilerinin kısıtlanmasına teşebbüs edilmesi,

"Tepkilere Tedbirler"baş\ığı altında;


Cumhurbaşkanı Sezer ile temasların Ortadoğu'daki gelişmelerin anlatılması kılıfında

sürdürülmesi,


Cumhurbaşkanı Sezer"in kendisine yönelen tepkiler karşısında güçlü kalması için destek

verilmesi.


Cumhurbaşkanının her hal ve şartta görevde kalmasının ikna veya zor ile sağlanması,

Yönündeki planları ihtiva ettiği belirlenmiştir


"AYIŞIĞF KOD İSİMLİ DARBE PLANININ UYGULAMAYA KONULMASI
01-Ayışığı darbe planında Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün emekliye ayrılması

veya etkisiz hale getirilmesi için; darbeye katılacakların ve karşı olanların belirlenmesi,

katılacaklarla temas edilmesi, karşı olanların ise saf dışı edilmelerinin planlanması

gerektiği belirlenmiştir.


Ayışığı kod adlı darbe planında belirtilen bu husus Yakamoz kod adlı darbe planında hayata

geçirilmiş ve darbe yapılmasına karşı olduğu değerlendirilen Kuvvet Komutanları kesik

çizgilerle belirtilerek güven vermedikleri vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra 1. Ordu

Komutanı Yaşar Büyükanıt ile 2. Ordu Komutanı Fevzi Türkeri etkisiz hale getirildiğinde

onların yerine atanacak Korgenerallerin belirlendiği görülmüştür.
Ayrıca şüpheli Özden Örnek'in günlüklerine bakıldığında. "18 Ağustos" başlıklı not

içerisinde, "Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman veda ziyaretine geldi.

Değerli bir dosttan ayrılmanın sıkıntısı içime çökmüştü. Her ikimizin de üzerinde fikir

birliği olduğu bir konu bu ülkeyi bir felaketten kurtarmıştık. Bunu ancak ikimiz birbirimize

dayanarak yapmıştık. Sonucunun bizim aleyhimize kullanılacağını bilerek ve her şeyi göze

alarak yapmıştık. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygurun bizim

bildiğimizin dışına çıkarak bazı işler yaptığını ondan öğrendim. Hatta iş o kadar ileri

gitmişti ki biz bile tasfiyeye tabiymişiz. Bunlar dehşet verici bilgilerdi. Ama verdiğimiz

kararda ne kadar isabetli olduğumuzun delili oluyorlardı." ,
866 / 2271
"16 Ekim 2004" başlıklı not içerisinde, "..Esas konu böyle açılınca konuşmaya başladık.

Daha çok o konuştu. "Şener bizden habersiz darbe planı hazırlatmış. Adı da "Ay Işığı"

Darbede kimin başkan olacağı belli değil. Hepimize davranışlarımıza göre bir kod adı

vermiş. Havacı ona destek verdiği için o anlamda bizler ise sana karşıt anlamda, bana da

belli değil anlamda kodlar vermiş Bu plan Gb 'nin elinde olduğu gibi içlerinden biri

tarafından sızdırıldığı için MİT ve Hükümet 'in de elinde varmış, ikinci bir planda ise senle

ben gösterilmiyoruz, sadece havacı var. " şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmüştür.
Mahkemenizin 03.08.2012 tarihli 214. Celsesinde dönemin Genelkurmay Başkamı Hilmi

Özkök tanık olarak dinlenmiş olup. mahkeme üye hakiminin; "İkinci iddianame 287.

sayfada dosyamız sanıklarından Hıırşit Tolon'da çıktığı iddia edilen bir CD içerisindeki

opera son adlı belgede sizin istifanızın sağlanması yönünde belli tespitlerin yapıldığını

görüyoruz. Size göreviniz sırasında dolaylı dolaysız sivil askeri cenahtan istifanızı sağlama

yönünde bir telkin, tavsiye, baskı vesaire anlamında bir eylem olmuş mudur?" şeklindeki

sorusu üzerine şöyle bir diyalog geçmiştir.
Tanık Hilmi Özkök: "Doğrudan hiç kimse sivil veya asker bana istifa etmem gerektiğini

söylemedi ama basında çıkan biraz önce konuştuğumuz gibi öyle şeyler çıktı ki bilgiler

hakkımda bunlar beni acaba istifaya mı zorluyorlar diye aklımdan geçirdim ama hiç

kimse bana istifa et demedi."


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   125   126   127   128   129   130   131   132   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin