T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə139/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   135   136   137   138   139   140   141   142   ...   335

karanlık bir yola doğru sürüklüyor " tarzındaki temalar işlenerek, kamuoyunun menfi

yönde etkilenmesi amaçlandı.


Kilit haberleşmeci deyince; tavır, davranış ve sözleriyle, geniş kitleleri etkileyerek,

harekete geçirebilecek pozisyondaki kişiler akla gelir. Politikacılar, sanatçılar, işadamları,

aşiret liderleri kilit haberleşmecilere örnek verilebilir. Bu bağlamda; ülkemizde ve dünya

çapında tanınmış sanatçıların müzik-eğlence programları esnasında, istenilen mesajların

"Eğlendirme tekniği"yle hedef kitlelere iletilmesi yönündeki çalışmalar sürekli faaliyet

olarak devam ettirilmekte.


Rektörlerle görüşülerek öğrencilerin hükümet aleyhinde eylemlerde bulunmasına çalışıldı.

Bu kapsamda, basına yansıyan, 10 Eylül 2003 tarihindeki K.K.K. Orgeneral Aytaç Yalman

ile rektörlerin yaptığı görüşmenin haricinde yapılan gizli görüşmelerle de; 02 Mart 2005 ve

27 Şubat 2006 tarihlerinde Ankara Üniversitesinde, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik"in

maruz kaldığı durum ile benzeri hadiselerin temelleri atıldı.
Sendikaların hükümet aleyhindeki tutum ve davranışlarının desteklenmesi hususu

benimsendi. Görsel psikolojik harekat ürünlerinin (afiş, bildiri, billboard) hazırlanarak

uygun yer ve zamanlarda kullanılması kararlaştırıldı. Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) 'nin

yönlendirilerek hükümet aleyhinde kampanyalar düzenlenmesi teşvik edildi. Tüm bu

faaliyetlerin eş zamanlı olarak yürütülmesi öngörüldü.
Laik rejimi koruma adına yaptığımız ifade edilen bu operasyonun aslında; bazı şaibeli

kişilerin önünü açma ve TSK içindeki bir grubun menfaatleri doğrultusunda yaptıkları bir

harekât olduğunu, dolayısıyla da TSK'ye ve Cumhuriyetimize zarar verdiğini fark etmiş

olmam beni hayal kırıklığına uğrattı. Bu nedenle de birçok konuda aynı görüşleri

paylaşmasak bile, sizi bahse konu organizasyon hakkında bilgilendirme sorumluluğunu ve

mecburiyetini kendimde hissediyorum." Yazdığı ve devamında da bazı örnekler verildiği

görülmüş sanıklardan ele geçirilen darbe planları ve günlüklerde anlatılanları teyit eder

nitelikte olduğu görülmüştür.


GENELKURMAY BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK'E YAZILAN BİLGİ NOTLARI
Sanık Şener Eruygur'un Genel başkanlığını yaptığı ADD de ele geçirilen dijital verilerde

"Bilgi Notu" isimli (4) sayfalık word dosyasında "Bilgi Notu" başlığı altında, TSK

içerisinde darbecilerin yaptığı çalışmalardan bilgi sahibi olan bir kişinin Genelkurmay

Başkanı Hilmi Özkök'e hitaben yazdığı bir not olduğu anlaşılmıştır.


Söz konusu bilgi notu içerisinde özetle; Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'le ilgili ortaya

atılan dedikodulardan ve bu dedikodular çerçevesinde. Genelkurmay başkanının

yıpratılması için özellikle sivil kesimden başta gazeteciler olmak üzere değişik kişilerle

yapılan toplantılardan bahsedildiği, bu çerçevede Mustafa Ali Balbay ve Bülent Berkarda


937 / 2271
ile görüşüldüğünün anlatıldığı, devamında KK Komutanı ve Jandarma Gn. Komutanının,

Hükümete yönelik kullanabilecekleri argümanları oluşturmak maksadıyla; Kasım ayında

başlattıkları bir proje ile kendilerine yakın Ordu ve Kolordu Komutanları vasıtasıyla yoğun

bir çalışma içerisine girdikleri, bu kapsamda;


a) Jandarma Gn. K.lığında Cumhuriyet Çalışma Grubu altında bir çalışma Grubu

kurulduğu ve hazırlanan eylem planını J. Gn. K.nın da onayını alarak uygulamaya

koydukları, bu eylem planı kapsamında bugüne kadar;
1) Birinci aşamada kılık kıyafete yönelik hazırlanan afişlerin kıt 'alara dağıtıldığı, fakat ilk

hazırlanan afişlerin içerik olarak Türk halkının yapısına uygun olmadığı yönünde alt

kademeden şikayetler gelmesi üzerine afişlerin değiştirildiği ve Jandarma Genel

Komutanlığınca basılan afişlerin kışlalardaki nizamiyelere, ziyaretçi yerlerine gazino ve

kantinlere asıldığı,
(2) Basını bilgilendirme çalışmaları kapsamında hafta da birkaç kez muhtelif basın yayın

organlarından kendilerine yakın olduğunu değerlendirdikleri kişilerle birebir görüştükleri

ve çeşitli yollarla sürekli bir bilgi aktarımı sağlandığı,
(3) Başta milletvekilleri. Eski Komutanlar. Rektörler ve gazeteciler olmak üzere seçilen

kişilere mektuplar gönderilerek kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığı,


(4) Çok gizli bir şekilde hazırlanan mektup ve bildiriler elden ele aktarılmak sureti ile

birliklerde güvenilir kişiler arasında dağıtılarak Subay ve Astsubaylar yönlendirilmeye

çalışıldığı,
(5) General seviyesindeki komutanların, güvenilir ve güvenilmez olarak

kategor ilendir ildiği, özellikle Genelkurmay Başkanına yakınlığı ile bilinenlerin birliklerine

yönelik faaliyetle de azami dikkatli davranıldığı.
(6) Özel İstihbarat Tim Komutanı J.Yzb. E.... Ö... ve Tim elemanı J.Bçvş. E... C....'ın
10-11 Ocak 2004 tarihlerinde icra edilen Uluslararası Muhafazakarlık ve Demokrasi

Sempozyumu 'nu izleyerek bilgi topladıkları, ayrıca gazeteci Arslan Bulut ve Prof.Dr.

Bülent Berkarda ile görüşerek J. Gn. Komutanınca verilmesi emredilen evrakları elden

teslim ettikleri,


b) Birliklere gönderilen emirler ile AKP iktidarı döneminde atanmış olup olmadığına

bakmaksızın görev yapan tüm kamu personeli hakkında araştırma yapılarak elde edilen

bilgilerin doğruluğuna bakılmaksızın insanlar kategoriye ayrıldığı.
c) Karargahlarda görevli bir kısım kişilere. Genelkurmay Başkanlığı aleyhine ifadeler

içeren mektuplar yazdınldığı ve bu mektupların isimsiz veya sahte vatandaş isimleriyle

önce posta kanalı ile Komutanlıklara gönderildiği, Komutanlıklarca toplanan bu

mektupların, halkın memnunivetsizliğinin arttığı iddiasını içeren değerlendirmelerle

birlikte J.Genel Komutanlığına ve KKK.lığına gönderildiği,
d) Genelkurmay başkanına yönelik yürütülen kampanyayı destekleyen bir kısım

Komutanlıklarca icra edilen seminer toplantı vb. faaliyetler esnasında konu bir şekilde

güncel olaylara getirilerek Hükümetin faaliyetlerine ve onun nezdinde Genelkurmay
938 / 2271
Başkanlığının tutumuna yönelik eleştiriler yapılarak alt kademenin yönlendirilmeye

çalışıldığı,


Bu faaliyetler haricinde son günlerde dikkat çeken ve Genelkurmay Başkanı Hilmi

Özkök'ün ivedilikle bilmesi gerektiğine inandığı diğer önemli çalışmalardan bahsedildiği

ve bu çerçevede; i.Gn. Komutanlığınca; J. Bölge Komutanları bizzat kriptolu telefonla

aranarak aşağıdaki talimatların verildiği, dini grup ve cemaatlerin sahip olduğu; özel

okul, dershane, öğrenci yurdu, kuran kursları, vakıf, demek, ticari kuruluş, radyo/Tv ile

gazete isimleri sayıları ve bunların faaliyetleri, başta YİBO'lar olmak üzere kamu kurum

ve kuruluşlarındaki yönetici seviyesindeki şahısların biyografik bilgileri (görev, memleket,

tandansı, eğitimleri ile yeni atanma durumu)


Bu kapsamda; il valisi, vali yardımcıları, kaymakamlar, il/ilçe müdürleri (milli eğitim,

sağlık vb.), il/ilçe emniyet müdürleri ve varsa bölge Md.leri ile ilgili biyografik bilgilerde

güncelleştirileceği, yapılan bu çalışmaların 18-19 Şubat 2004 tarihine kadar kişiye özel

olarak kurye ile J. Genel Komutanlığına gönderileceği,


Yapılan bu çalışmayla ilgili olarak; Birlik Komutanları ile yüz yüze görüşülerek, "Bu

çalışmanın önemli olduğu, eldeki önemli olsun veya olmasın tüm bilgilerin gönderilmesi,

kapsamının geniş tutulması, çok kısa bir süre içerisinde bu bilgilerin kullanılacağı,

herkesin hakettiği şeyi göreceği" şeklinde ifadeler kullanılarak çalışmayı yapan kişilerin

objektif değerlendirme yapmalarının engellendiği ve etki altına alınmaya çalışıldığı,
Son olarak KKK.nı Aytaç Yalman tarafından teşkil edilen ve iki General beş Subaydan

oluşan yedi kişilik bir heyetle sözde personel ve lojistik konularında KKK.nca yapılan

çalışmalardan kıfaları bilgilendirme adı altında, kıt'adaki subay ve astsubaylarla

görüşülerek bir rapor hazırlanmaya çalışıldığı, bu kapsamda 13 Şubat 2004 tarihine kadar 1

nci Ordu Komutanlığı(2 nci Kor.K.lığı hariç), Ege Or. K. lığı ve 2 nci ve 3ncü Or. K.

lığının bir kısım unsurlarına yönelik ziyaretler tamamlandığı. 25 Şubat 2004 tarihinden

itibaren Van J.Asayiş Kor. K. lığından başlayarak kalan diğer birlikler de ziyaret edildiği,

bu ziyaretlerde birliklerdeki subaylar ve astsubaylarla toplantılar yapıldığı ve bu

toplantılarda herkesin Genelkurmay başkanı ve hükümetle ilgili görüşlerine açıkça ifade

etmelerinin istendiği, sonuç olarak katılımcılarının büyük çoğunluğunun;


-Her kurumun kendi görevini yapması gerektiği,
-Ekonomik açıdan mevcut hükümetin başarılı olduğu.
«it»
-Ülkemizde iç ve dış istikrarın sağlandığı,
-Genelkurmay Başkanlığının demokratik ülkelerde olması gerektiği gibi her konuda

görüşlerini hükümete aktarıldığına inanıldığı,


-Kuvvet Komutanları seviyesindeki farklı düşüncelerin basın aracılığıyla gündeme

getirilmesinin Silahlı Kuvvetlere zarar verdiği,


-Özellikle Doğu ve Güneydoğu"da 28 Mart 2004 seçimlerinde DEHAP'a karşı AKP nin

desteklenmesi gerektiği şeklinde görüşler öne sürdüğü belirtilmiştir.


939/2271
Bilgi notunun "Sonuç ve Değerlendirme" bölümünde ise, J.Gn. K.lığının ülke genelinde

yürüttüğü fişleme faaliyeti ile KKK.lığınca kıt'alara yönelik yapılan çalışmaların her

ikisinin de Şubat 2004 sonuna kadar tamamlanmasının öngörüldüğü, ayrıca Kıtalarda

yapılan toplantılarla ilgili olarak subay ve astsubayların gerçek görüşlerinin değil de,

düzmece değerlendirmeler yazılarak Genelkurmay Başkanlığına gönderileceği

bildirilmiştir.


Sanık Şener Eruygur'un Genel Başkanlığını yaptığı ADD de ele geçirilen dijital verilerde

"ilave not" isimli (2) sayfalık word dosyasında "NOT" başlığı altında, bir önceki bilgi

notuna ek olarak yeni bilgilerin verildiği.
Söz konusu not içerisinde, 28 Şubat Pazar akşamı saat: 18:00 de Kuvvet Komutanlarının

sivil ve korumasız olarak Jandarma Genel Komutanlığının Beytepe'deki binasında

toplandıkları, toplantının saat:21.30*a kadar devam ettiği. saat:21.30 dan 22.30*a kadar da

bizzat Kara Kuvvetleri Komutanı ile Jandarma Genel Komutanının ikili görüşme yaptığı,


Ayrıca 3 Mart 2004 günü ATO Sponsorluğunda ADD tarafından gerçekleştirilen bir

sempozyum düzenlendiği, sempozyumdaki konuşma metinlerinin Jandarma Genel

Komutanlığı Gn. PP Başkanlığınca hazırlandığı ve konuşmacılara dağıtıldığı,

katılımcıların tek tek tespit edildiği ve toplantı esnasındaki davranış biçimlerinin dahi

önceden belirlendiği, bu toplantı ile Cumhuriyet Çalışma Grubu çerçevesinde planlanan

faaliyet takvimine uygun olarak güçlü bir çıkış yapmayı hedefledikleri,


Bu toplantıya paralel olarak planlanan seri faaliyetlerden en önemlisinin, kamuoyu ve

medya desteğini arkalarına almayı sağlayacak olan Kıbrıs davası ve Denktaşin kredisinin

kullanılmasının uygulamaya konulduğu, bu kapsamda Denktaşin yapacağı

"Görüşmelerden çekilme açıklamasının" hedeflendiği, bu açıklamanın etkisini artırmak

maksadıyla 5000 araçlık bir karşılama konvoyu planlandığı, fakat bu konvoyun 500 aracı

geçemediği, ayrıca tüm TV kanallarına canlı yayın yapmaları yönünde baskılar yapıldığı

belirtilmiştir.
Sanık Mehmet Şener Eruygurda ele geçirilen bu belgelerle de darbe planlarının ne şekilde

uygulamaya konulduğu ayrıntılı olarak anlatılmıştır.


ŞÜPHELİ ÖZDEN ÖRNEK VE SANIK MUSTAFA ALİ BALBAYTN

GÜNLÜKLERİNDEN DARBE PLANLARI VE UYGULAMALARINA İLİŞKİN

NOTLAR
Şüpheli Özden Örnek'in Günlüklerindeki Darbe Planları ile İlgili Notlar:
Mehmet Şener Eruygur'un Genel Başkanlığını yaptığı ADD Genel Merkezi Başkan

odasında ele geçirilen 7 nolu CD içerisinde "Özdenin Bilgisayarı" isimli klasör içerisinde

"Çağdaş Türkiye", "Ek(Kadro)", "Jandarma Genel Komutanlığının Birifingi", "Strateji",

"Yasalar" isimli word belgeleri, "ankara" isimli pdf belgesi ile "özden günlük" isimli alt

klasör olduğu, bu alt klasör içerisinde de 27 adet alt klasör, 6 adet Excel belgesi ve 2 adet

word belgesinden oluşan dosyaların bulunduğu görülmüştür. Yapılan incelemede,

günlüğün şüpheli Özden Örnek tarafından askeri okul yıllarından beri tutulduğu, içeriğinde

farklı yaşam kesitlerinde çekilmiş fotoğraflarının yer aldığı, özellikle 2003-2005 isimli

klasör içerisinde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı dönemini anlattığı görülmüştür.
940/2271
r
2003-2005 yıllarına ait günlükler incelendiğinde, her gün olmasa da 3-5 gün aralıklarla

notlar tuttuğu, bu notlar içerisinde o yıllarda yapmayı tasarladıkları darbenin planlan ve

darbe sürecini anlatır notlar olduğu görülmüştür.
2003-2005 yıllarına ait notlar 1004 sayfadan oluşmaktadır. Söz konusu notlar ayrıntılı bir

şekilde incelenmiş ve sadece Darbe planı ve hükümete yönelik yürütülen faaliyetlere

ilişkin bölümlere mütalaamızda yer verilmiştir.
"19- 25 Mayıs 2003" başlıklı notta, "25 Mayıs günü PBS denetleme sonuçlarını tartıştık
Çok önemli sonuçlar çıkarılmış, bazı engeller var.....Akşam Sevil ile beraber Sarıyer 'de I.
Ordu K ve eşi tarafından genelkurmay başkanı ve komutanlar onuruna verilen akşam

yemeğine gittik. Bizimki ve havacı yoktu. Kara kuvvetleri ve Jandarma genel komutanı ile

yaptığımız görüşmelerden anladığım, Genelkurmay başkanına karşı tam bir tavır oluşmuş

vaziyette., kendisini yumuşak ve korkak buluyorlar. Ayrıca AKP ile ilişki içinde

olduğundan şüpheleniyorlar. Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Mustafa Ali Balbay

Jandarma Genel Komutanına gelerek "Bildiklerimi bir yazarsam kaçacak delik bulamaz"

demiş. Bugün ayrıca Cumhuriyet gazetesinde "Genç subaylar AKP'den tedirgin" başlıklı

bir haber yayınlandı. " şeklinde,


"26 Mayıs- 1 Haziran 2003" başlıklı notta, "Öğleden sonra 14:00da genelkurmay başkanı

gündemde olan "Genç subaylar" konusu ile ilgili açıklamalar yaptı.",


"Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök bugün saat 14:00'de Genelkurmay

Karargahında gazetecilerle bir araya gelip "Genç Subaylar Endişeli" haberlerine açıklık

getirdi.""Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, son günlerde tartışma konusu

olan haberlerle ilgili olarak genç subaylar tedirgin şeklinde bir durum olmadığını, bir

tedirginlik söz konusu ise Genelkurmayın bütün olarak rahatsızlık duyduğu konular

olduğunu, ancak bunun çözümünün demokratik zeminler olduğunu söyledi."/'Yabancı

basın organlarında yer alan Türkiye'de darbe olabilir mi şeklindeki yayınlar hakkında ne

düşündüğü sorulunca Org. Özkök "darbe sözcüğünün bu odada konuşulmasını bile

reddediyorum. Onlar Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tanımıyorlar" dedi", "Genelkurmay

Başkanı bir başka konuya da özenle vurgu yaparak. Komutanlar arasında görüş ayrılığı

varmış gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu söyledi.","Org. Özkök, "Hassasiyetlerinizi

iletiyorsunuz. Bir şey yapılmazsa ne olacak sorusuna" "bu soruya cevap vermek

istemiyorum" diye yanıt verdi. ",
"28 Şubat devam ediyor mu" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"28 Şubat sebep sonuç ilişkisidir. Sebep ortadan kalmadıktan sonra sonuç da devam

eder",
"28 Temmuz" başlıklı notta, "....Bu arada Albay B... V... emir subayımı arayarak benimle

özel bir konu görüşmek istediğini söyledi. Öğleden sonra kendisini kabul ettim. Belgütay

daha önce benim yanımda çalışmış bir deniz piyade subayı. 1998 yılında kendisini MSB

teftiş dairesine müfettiş olarak atamıştık. Son iki yılın birinci senesinde Başmüfettiş olmuş

ve ikinci yılında da Özel kuvvetlere atanmış. Yanıma geldikten sonra doğrudan konuya

girdi. : "Efendim sizi ilgilendiren bir konuyu size anlatmak için geldim. 24 Haziran günü

genelkurmay başkanı ile bir görüşme yaptım ve bana sizin hakkınızda bazı sorular sordu.

Bu soruları ve verdiğim cevapları bilmenizi istedim. Daha öncesinden başlarsam takriben

8-9 ay önce Bülent Alpkaya beni Deniz Kuvvetlerinin arka kapısından gelmemi isteyerek
941 /2271
benimle görüşme talebinde bulundu. Bende giderek kendisini gördüm. Bana "Özden'in

bir mahkemesi var ben üçüncü seneye uzamak istiyorum. Bu nedenle Özden hakkında ne

yapabilirsin" diye sordu. Bende " Özden amirali tanırım bana göre dünyanın en dürüst
insanlarından biridir. Ben onun hakkında hiçbir şey yapamam" dedim.....Genelkurmay
başkanı bana sizin hakkınızda " Özden paşayı nasıl tanırsın" diye sordu. Bende " Zeki

çalışkan ve dürüst bir komutan olarak tanırım " dedim. Sonrada "peki kendisi kuvvete

gelirse yolsuzluklar ile mücadele eder mi " diye sordu. Bende "bir ay içerisinde üstüne

gitmezse bende rütbelerimi sökerim" dedim. Ayrıca Bülent Paşa ile olan konuşmamızı

kendisine anlattım ve bu konuşmayı da cebimdeki bir alete kaydettim. İsterseniz size bir

kopya veririm. "Bunun üzerine bende kendisinden kayıttan bir kopya istedim ve bana bu


Çarşamba günü Ankara'ya gittiğimde ordu evine getireceğine söz verdi.....Ayrıca Erdal
Şener'in de kasasında olan 535 bin dolar devlet özel ödeneği ile Zirvekent'te kendisine iki

daire aldığını belirtti. Genelkurmay başkanı bütün bunları biliyormuş. Ama işlem

yapmıyormuş. Geçen yıl durumu Kıvrıkoğlu na rapor edince kendisine "TSK'da bazen

görev dürüstlükten önemlidir" cevabı almış ve ertesi günü Deniz Kuvvetleri tarafından

Özel Kuvvetlere atanmış...." şeklinde,
"02 Eylül 2003" başlıklı not içerisinde, "Sabahleyin Kara Kuvvetleri Komutanını ziyarete

gittim. Bu ziyarete Hava K.K. ve Jandarma Genel K.*da katıldı. Genelde bundan sonra ne

gibi hareket etmemiz hakkında konuştuk. Ben kendilerine özel bir çalışma yaparak bir

durum analizi ve öneriler hazırlamamızı önerdim. Kabul ettiler. Anlaşılan bundan sonra

bahriye işlerine daha az zaman ayırıp siyasi gelişmeleri takip etmek zorundayız" şeklinde,
"6 Eylül 2003" başlıklı notta, "Yapmakta olduğum özel çalışmayı tamamladım ve

ilgililere gönderdim.",


"22 Eylül 2003" başlıklı notta, "Bu gün çok yoğun bir gün oldu Sabahleyin brifingin

ardından inceleme gezisinde gördüklerimi karargaha anlattım. Sonra MGK genel

sekreterini ziyarete gittim ve döndükten sonra karargah ile çalıştım ve 14:00 da

Genelkurmay karargahına gittim. Bizlere TSK güçlendirme vakfı ve SSM'in hissedarı

oldukları şirketlerinde meydana gelen yolsuzluklar anlatıldı. İnanılmayacak yasal

yolsuzluklar var. Yapanların arasında sadece biri denizci diğerleri çoğunluk havacılarda

olmak üzere karacılarda var. Paralarımızın nasıl sokağa atıldığını ve bazı insanların nasıl

lüks hayat yaşadıklarını gördük. Bu takdim bitiminden sonra 1 Ekim Meclis açılışına eğer

TBMM başkanı kapıda bizleri türbanlı ve eşli olarak karşılarsa gitmeme kararı aldık.

Sonra bizler (komutanlar) Jandarma Genel Komutanlığına geçip çok özel olarak konuştuk.

Şu kararları aldık:
AKP hükümetini vazgeçirmek için neler yapılması konusunda yapılan hazırlıklar bu hafta

Genelkurmay Başkanına takdim edilecek.


İncelemesi için kendisine fırsat verilecek ve sonra onun niyetleri ve görüşü sorulacak.
Eğer bizle aynı fikirde veya yakın ise yolumuza devam edeceğiz.
Eğer bir işlem yapılmasını kabul etmezse kendisine "Ya sen çekil yakutta biz çekiliyoruz

"diyeceğiz..Yasaca, planımız bu. bu konuyu ve planı tartıştık. Kara Kuvvetleri Komutanı

ikide bir ne kadar rahatsız olduğunu belirtip, bir şeyler yapılmalı diyor. Kendisinin YÖK

konusunda attığı adımları bayağı benimsemiş. Belkide hükümetin attığı bazı adımların


942 /2271
reaksiyon göreceğini belirtmek bakımından iyi oldu ama imam yine de bildiğini okuyacağı

için yetki olmadığı sürece veya hükümet korkutulmadıkçayapılacak hiç bir eylem

hükümeti kararından vazgeçiremeyecektir. Neyse bu arada Fırtına ayağa kalktı ve haydi

hep beraber el sıkışalım dedi ve dördümüz ellerimizi üst üste koyup el sıkıştık! Bana çok

komik geldi, ortalık da sezdiğim kadarı ile Jangenk kışkırtıcı rol oynuyor. İllaki bir şeyler

yapılmalıdır. Diyor.",


"25 Eylül 2003" başlıklı notta "...Öğle yemeğini takiben misafirler ayrıldı. Diğer

ziyaretçilerimiz geldi. Mehmet ve Nihat Özbağ ile Rüştü Kazım Yücelen geldiler. Hepsi ile

TSK'nın dışardan nasıl göründüğü ve başımızdaki dertten nasıl kurtulacağımız

konusundaki görüşlerini aldım. Cevaplar ilginç:


TSK kan kaybediyor
Halk hala TSK'ne olan ümidine bağlanmış

^ Bu adamlar 15 yıllık program yapıyorlar


Sivil sektörü kredi ve tehditle sindirmişler

Yeni bir lidere gerek var ama bulamıyoruz" ,


"26 Eylül 2003 " başlıklı notta, "Sabahtan öğleye kadar özel çalışmayı yaptım. Güzel

hazırlanmış. Bazı eksik noktalar vardı onları not ettim ve öğle yemeği için Kara Kuvvetleri

Komutanlığına gittim. Özel çalışma üzerinde konuştuk. Hepimiz aynı fikirdeyiz. Bu çalışma

Tüm ordu komutanları ve bizlerin fikirlerini yansıtıyor. Bu çalışma Kara Kuvvetleri

Komutanı tarafından Genelkurmay Başkanına verilecek ve onun reaksiyonu beklenecek..

Çalışma biraz muhtırayı andırıyor ama Kara Kuvvetleri Komutanı na onu yumuşatarak

vermesini söyledik. Eğer Genelkurmay Başkanı onaylamazsa problem o zaman

başlayacak. Ya o gider yada biz gideriz. Ama ülkenin gidişi çok kötü ve birilerinin buna

dur demesi lazım. Aksi halde kısa sürede İran 'a döneceğiz. Sonra karargâha gelerek

Azerbaycan Kara ataşesini kabul ettim." ,


"50 Eylül 2003 " başlıklı notta. "Çok yoğun bir gün oldu. Sabahleyin önce gazetelere

baktım. Tüm gazeteler DEHAP kararını açıklanmasına rağmen bizlere geniş yer

vermişlerdi. Kara. Deniz ve Hava Harp okullarında konuşmalar yapan biz kuvvet

komutanlarının konuşmalarına geniş yer verilmişti. Bir değerlendirme henüz yapılmamıştı.

Sonra Kara Kuvvetleri Komutanı aradım özel çalışmayısahibine vermiştL Dört noktada
itiraz olmuştu. Adamların şeriat devletini kurmak istediğine inanmıyormuş.......Diğer
gerekçesi de önemli ama en önemlisi budur. Yani esasdan aramızda fark var. Tedbirler ile

genelde hemfikir olmuş. Bende Kara Kuvvetleri Komutanına "bu çalışmayı kendisine

vermek dahi önemliydi. Bence iyi yaptınız. Hemfikir olmak veya olmamak onun bileceği

şey..Eğer böyle devam ederse istifam çantadadır ve hemen verir ve giderim. Dünya

umurumda değil" dedim. Sonra bende kendisine İstanbul'dan aldığım bilgileri anlattım." ,
"5 Ekim 2003" başlıklı notta, "Sabah Ufuk beni erkenden kaldırdı. Kara Kuvvetleri

Komutanı bizlerle 07:35 de görüşmek istiyormuş. Toplandık. Konu İHL yasa tasarısı. Dün

akşam komutan ile yaptığı görüşmeden çok rahatsız olmuş. Komutan ona aldırmaz bir

tavır ile cevap vermiş. Bende kendisine bana söylediklerini anlattım. Şaşırdı kaldı.


943 / 2271
Karargahlarımıza bu konuda ayrı ayrı çalışma yaptırmaya karar verdik. Sonunda Cuma

günü bu çalışmaları birleştirip seçenekli bir öneri ile Genelkurmay'a göndermeye karar

verdik. Mühim olan bunda sonrası ne olacak. Genelkurmay Başkanı yazdıklarımızı kabul

ederse sorun yok. Etmezse ne yapacağız. Kahvaltıya oturduk. Komutan yorgun

gözüküyordu. Sebebini sorduk. "Dün gece uyuyamadığını ve İHL yasasından tedirgin

olduğunu" söyledi. Bu sözler dün gece onun huzurunu kaçırdığımızı gösteriyordu. Bilhassa

kahvaltı sırasında Hurşit paşa "Gazetelerde İHL ile ilgili haberleri gördünüz mü" diyerek

bilerek ve planlı bir şekilde konuyu açtı ve Genelkurmay Başkanını konuşturmaya başladı.

Her taraftan sıkıştırmaya başladık Kahvaltıdan sonra hemen karargahı aradım ve talimat

verdim. Diğer taraftan da Kocaeli Üniv. Rektörünü aradım ve ona da rektörler olarak bu işi


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   135   136   137   138   139   140   141   142   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin