T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə146/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   142   143   144   145   146   147   148   149   ...   335

Sonra bu yasa yanına başka sağlamlaştırıcı şeyler eklemeden bir işe yaramaz ki...
ŞA- İlhan bey, ben sizin kadar karamsar değilim. Bunları biz tanıyoruz. Türkiye'de çark

tersine, önce ben sonra partim en son ülkem. Oysa bunu tersine çevirebilsek... İnanın


bunlar da öncekilerden farklı değil, önce kendilerini, ceplerini düşünüyorlar.....Bana göre
laiklik tehlikesine karşı en büyük güvence Türk Silahlı Kuvvetleri. Ama inanın bunlarda

öncelik ideoloji değil, kendi Bekaaları....


Cumhuriyet'in manşet
ŞA- Cumhuriyet'in manşeti çok etkili oldu. Bu haber başka yerde çıksa başka değerde olur,

bir de sizin imzanız var... Kaynağınız ne bilmiyorum ama. önemli olmalı... Eğer

mektuplarsa bize de geliyor. İstanbul'dan birinci ordudan geliyor. Oraya baksan birinci

orduda her şey hazır, ihtilale hazırlanıyorlar..


MB- kaynaklar sağlamdı..
ŞA- gazetecilik olarak diyeceğim bir şey yok. Bu haber hangi gazeteciye gelse, önemli

haber... Ama inanın bu haberle TSK içindeki çatlak derinleşti. Zarar verdi. Bunun

devamında olumsuz bir şey olursa bundan AKP yararlanır. Bunu samimiyetle söylüyor.

Özkök Paşayla ilgili değişik şeyler konuşuluyor. Doğrusu ben kendisini biraz tanıyan biri

olarak bunların çoğunun doğru olduğunu sanmıyorum, bir görüşmenizde yarar var

bence....


Cumhuriyet
ŞA- Cumhuriyetin tirajıyla ters orantılı bir etkinliği var. Satışınız az ama devlet katında

etkin. Bu ortaklarınız iyi anılmıyor. Çapanların ardından Ciner. Karamehmet... Daha farklı

bir çalışma yapamazmısınız. Siz durumu nasıl anlatırsanız anlatın, dışarıdan Ciner-

Karamehmet Cumhuriyet'te etkin diye görünüyor


İS- Bizim altın üçgenimiz var..
ŞA- Bunu daha açık anlatmanız lazım... 70'ler de birbirimizi yanlış anladık. O günlerde

sizi, etrafınızdakileri hemen karşımıza almak yerine, ya bunları bir dinleyelim, nedir ne

değildir deseydik, ona göre hareket etseydik bu günlere gelmezdik, böyle olmazdı..
Çapan
ŞA- Gürbüz'ün dalgalı bir gençliği geçmiş. Ermenistan'a gitmiş. Sık gittiği söyleniyor.

Bunlar ayrı da bizde hala bu adamın kafasının arkasında ne olduğu konusunda kesin bir

kanı yok. Yani şüpheler geçmiş değil. Belki sadece popüler olmak için gündemde kaymak

içindir. Bilemem..",


985 / 2271
*"MIT.TXT" isimli dosya içerisinde.
"31 Mayıs 2003" başlığı altında. "31 Mayıs öğleyin evinden JGK Eruygur aradı.."

"Görevinizi yaptınız, rahatsızız., şunu sorun soranlara siz rahatsız değil misiniz...köpek...

bunlar korkak Kasımpaşa kabadayısı..",
*"ILSEL.TXT" isimli dosya içerisinde,
"16 Eylül 2003" başlığı altında. ""16 Eylül Salı günü saat 16 sıralarında buluştuk. CB

değerlendirmesi, tedirginliği.. 17'de eski binada Şener'le görüşme. Tam zamanında aldı.

Şener Paşa bizi her zamanki gibi güler yüzlü, ayakta, kapının hemen yanında karşıladı
Heyecanlı, gergin, kızgın, umutla kötü haberlerin kızgınlığı arasındaydı. Sık sık. ben zaten

konuşmaya başladım, adımımı da attım. Geri çekmek devam ederim dedi. Sık sık bu yönde

değerlendirme yaptı.
İS, bunlardan kurtulmak için biraz zaman dediğinde, bunların bir saniye kalması zarar

dedi. Yineledi, bir saniye durmamaları gerekir, aramızı sıkı tutmalıyız. Arkada kalanları

yanımıza çekmeli, ileri gidenleri yavaşlatmalıyız. Karşı tarafa malzeme vermemek için

gerekirse aramızdaki ölüyü bile aramıza sıkıştırıp, bizimle ve ayakta göstermemiz lazım

bunlar felaket. Bazen kendimi zor tutuyorum o 28 şubatta, 12 eylülde bu rütbemde olmayı

isterdim" ,


*"GUNAR.TXT" isimli dosya içerisinde,
"18 Aralık 2003" başlığı altında, "KKK ile makamda 11.05-12.45 arası 100 dakikalık

görüşme... Hemen arkamızda Kosova meydan muharebesini gösteren dev bir tablo...

Kremit rengi koltuklar...Biz ikilide o teklide.
- Her şeyden önce şunu söyleyeyim, tatsızım, gerginim, huzursuzum. Gidiş iyi değil
- 80 yılda adım adım bir yerlere getirdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin önümüzde mum gibi

eridiğini görüyorum. Buna tahammül etmek çok zor.


- Şu anda Türkiye'nin durumu 1920'dir. Hatta şartlar daha zordur. Bu söylediğime dikkat

edin. 1920. Atatürk o dönemde ne yaptıysa bizim de onu yapmamız gerekiyor.


- AMA PAŞAM BAKIN BİR ADINIZ OLDU. HERKES SİZİ TANIYOR, SİZDEN BİR

ŞEY BEKLİYOR.


- Tamam, bir adımız oldu. İnsanlar bizi tanıyor ama keşke ülke normal koşullarda olsaydı

da ben bir Meteoroloji Genel Müdürü gibi görevimi yapıp, sessiz sedasız emekli olsaydım.


- OLUP BİTENLERİ SİZİNLE PAYLAŞMAYA GELDİK... MEDYAYI.
- Sormayın medya bir felaket, felaket, felaket... Bir tek siz kaldınız. Karım soruyor emekli

olunca hangi gazeteleri alacağız diye. Ben tabii ki cumhuriyet diyorum. O da yeter mi

diyor, ben de bizim o kadar paramız yok. diyorum. Şimdi 6 gazete okuyor. Ben burada

tümünü okuyorum. İşim gereği. Ötekilerin gazetelerini okuyorum. Onlardan birkaç yazarı


986 / 2271
mutlaka okumak gerekiyor. Onların ne düşündüğünü bilmek için. Fehmi Koru. Taha

Akyol, Ali Bayramoğlu. Akdoğan...


Medya da yoğun bir ayıklama dönemi var. Tuncay Özkan'ı tasfiye ettiler. Balbay'ın

programını bitirdiler. Üstelik yerine de ne geldi. Ben pazar sabahları sırf Balbay'ın

TRT'deki programını izlemek için plan yapıyordum. Tek tek hedef seçiyorlar ve

bitiriyorlar. Ben her şeyi biliyorum. Karamehmet teslim oldu. Hükümetle masaya oturdu.

Onlara parayı bile hükümet buldu. Londra'dan para buldular. Kara para da aklayan bir

yerden para buldular. 5 milyar dolar kredi buldular. Teslim oldular. Ciner de öyle.,o da

teslim oldu
-PAŞAM CİNER BİZDEN YANA... BİZ KUŞATMAYI YARDIK. KARŞIDA Doğan

GRUBU VARDI. YANIMIZA CİNER VE Karamehmet'İ ÇEKTİK VE BAŞARI

KAZANDIK. BUGÜN ÖYLE DAVRANIYORLAR AMA, YARIN DEVRAN ŞÖYLE

BİR DÖNSÜN BAKIN FARKLI HAREKET EDECEKLERDİR.


-Ben Jandarma Genel Komutanı oldum oradan buraya geldik. Artık kendim için

yapabileceğim bir şey yok. Ülkem için. tümüyle ülkem için çalışıyorum. Bundan sonra

böyle, kimileri bizim emekli olunca konuştuğumuzu söylüyor. Ama ben şimdiden

söylüyorum. Bunları biz bu durumda söylemeyeceğiz de ne zaman söyleyeceğiz. Ben

iyimser olamıyorum.
-PAŞAM, ErdoğanTN İKİ FOTOĞRAFI VAR. BİRİ BUSH'LA BİRİ HİKMETYAR'LA.

İKİSİNDEN BİRİNİ TERCİH EDECEK. HANGİSİNİ TERCİH EDERSE

KAYBEDECEK... SONRA AMERİKA. SONUÇ OLARAK İSLAMI KARŞISINA ALDI.

ADAM İSLAMI KARŞISINA ALMIŞKEN, TÜRKİYE'DE NEDEN ILIMLI İSLAMI

DESTEKLESİN... GÖKECEKSİNİZ VAZGEÇECEK.
-Aynı şey AB için de geçerli. Doğru ama, bir de şu var. Adam köpekleşmiş bir iktidara

istediğini yaptırıyor. Bunlar ABD'ye köpekleşiyor. Laik adam köpekleşmez, dik durur.

ABD dik duran bir iktidar istemez ki.
Medya çok önemli. Bakın çok önemli hareketler geçmişte de hep bir dergi, bir yayın

etrafında oldu. Bugün böyle bir şey yok. Sadece cumhuriyet yetmez. Bunun yanına

mutlaka bir televizyon olmalı. Daha önceki gelişinizde TV. kanalından söz etmiştiniz. Ne

oldu? Eskiden hiç değilse Perinçek'in bir kanalı vardı. Hiç değilse insan deşarj oluyordu,

şimdi o da yok.
-ŞİMDİ ASKERİN DE BİR ÖLÇÜDE HÜKÜMETE TESLİM OLDUĞU İDDİALARI

VAR AMA, BEN İNANMIYORUM.


-En önemli şey bizim için birliktir. Askerin birliğidir. Bunu bozmuyoruz. Bizim her

konuda görüşümüz belli. Laiklikle ilgili belli. Bu değişmez. Ben bunu KKK olarak

söylüyorum. Deniz de hava da benim gibi düşünüyor. Aslında TSK, KKK'dır. Burasıdır.
-Sıra Doğan Grubuna da gelecek. Bu onlara çok uygun bir dille söylendi. Bir kez daha çok

daha güçlü bir şekilde söylenecek. Onlara söylüyorum. Buraya geldi söyledim. Ben onlara,

ekonomik durumlarından söz ediyorum. Tabii sizinle konuştuğum gibi Atatürk ilkelerinden

söz etmiyorum. Nerede ne söyleneceğini biliyoruz... Sıra Doğan Grubuna da gelcek, o gün


987/2271
teslim olması yetmeyecek. Hükümet onların yerine Albayrakları hazırlıyor. Ana medya

grubu Albayraklar olabilir. Buna hazırlanıyorlar." ,


*"GUNAR.TXT" isimli dosya içerisinde,
"21 Aralık 2003" başlığı altında, "Mehmet düşünüyor...hayal bu ya. Bir numara söz

veriyor bu hükümeti düşüreceğim, söz veriyorum. Bitirecek. Yerel seçimlere kadar

yapacağım bunu. Bunu Kuvvet Komutanlarına ve Tolona söylüyor... Biraz süre diyor.

Bunun dışındaki arayışta da... Önce deniyor biri indirelim, sonra hükümeti...Bir inmeden

bir şey olmaz. Aslında bir yukarıdaki görüşlerini söylerken samimi değil. Oyalıyor. Öyle

düşünüyorlar. Yerel seçimler sonra hükümet daha da güçlenecek böylece ben de

güçlenirim diyor bir. İçimizdeki karşı taraf da bana bir şey diyemez. 4 yılımı gayet sakin

yaparım... Böyle düşündüğünü düşünüyorlar,


Yeniden çalışmalar başladı. BÇG'nin yerine yine sanırım... Yine karargah bünyesinde

Recep Paşa sorumluluğunda... Çalışma Grubu kuruldu. O aynı çalışmaları yapmaya

başladı. Planlar hazırlanıyor. Yaşar'ı harcayabilirler. Biraz kızgınlar. Tolon. bire

inanmıyor. Bize yalan söylüyor. Yerel seçimden sonra bak işte bunlar çok güçlendi şu

aşamadan sonra bunlara ne yapılabilir diyecek." ,
*"GUNOC 1.TXT" isimli dosya içerisinde,
"16 Ocak 2004" başlığı altında, "İS'le ŞE'yle görüşme... sabah 9.30
İS: kritik bir dönem... Bunlar devletle tanışıyor. Bakarsınız, iktidarda kalmak için ne

yapmamız gerekir diye düşünebilirler.


ŞE: yok efendim, siz kendi akıl ve mantık çizginiz içinde bunu söylüyorsunuz ama, benim

bunlardan umudum yok... Bunların beyni uyuşmuş... Benim umudum yok...bunların

yetişmesi böyle.
İS: tabii biz sizinleyiz. Siz bir bütün olarak hassassınız... Ama sizi bölünmüş göstermek

isteyenler var. Bu çok önemli.


ŞE: ne dediğinizi çok iyi anlıyorum, ona dikkat ediyoruz.
İS: ben çok şey yaşadım. 9-11 yaşadık. Yani öyle bir şey olmasın isterim. Bir kez daha biz

yenilen tarafta olursak, hiç istemiyorum. Bundan korkuyorum .


ŞE: korkunuzu anlıyorum, endişeniz olmasın. Ona dikkat ediyoruz.
İS: burada uluslararası dengeler çok önemli. Çok önemli... ABD ne yapar? Bunlara destek
verıvor.
ŞE: anlıyorum. Biz de ona dikkat ediyoruz. Bakıyoruz, şu aşamada öyle görünüyorlar ama,

onlar düzeni kim sağlayacak ona bakar. Bizim onlara, bunların o kadar güçlü olmadığını

anlatmamız lazım.
988 / 2271
İS: MB önde şimdi. Onun kendisine çok dikkat etmesi lazım. Özel hayatına özen

göstermesi lazım. Her türlü çamuru atabilirler


ŞE: evet, yakışıklı ama, her yaklaşanın salt bu özelliği nedeniyle yaklaşmadığını bilmesi

lazım... İşte CHP biraz hareketlendi. Geç oldu ama, iyi oldu. Şimdi Koç'u da arayıp tebrik

edeceğim.",
*"SENER.TXT" isimli dosya içerisinde,
"10 Şubat 2004" başlığı altında, "Etimesgut Jandarma Eğitim ve Spor Tesislerinde (JEST)

sohbet..saat 17.15-20.00 arası..


ŞE- Arkadaşlar şöyle bir araya gelelim, ne oluyor, ne yapabiliriz, enerjimizi nasıl

birleştirebiliriz, bir konuşalım dedim... hepimiz farklı yerlerde aynı şeyleri düşünen

insanlarız ama. gücümüzü birleştirmediğimiz için bir sonuç alamıyoruz... öte yandan da bu

iktidar yapacağı her şeyi yapıyor..


-Nedir, nasıl bir şey düşünüyorsunuz
ŞE-Benim düşüncem şu... Birçok demek var, gazeteciler var, memlekette olup bitene

duyarlı insan var... Bunları bir araya getirmek gerekiyor... Mesela siz öncülük etseniz,

burada üç kişi bir araya geldi, bu on olur, sonra 20 olur... Demeklere yön verilir... toplumu

biraz duyarlılığa sürüklemek lazım..


-Valla paşam bu dediğiniz zor. Bu kuruluşları, kişileri bizlerin bir araya getirmesiyle

alınacak bir sonuç göremiyoruz biz... Bir de bu iş gazete anlamında yazarlardan çok gazete

yönetimlerinin işi... Şimdi biz yazdık, şu gazetede şu kadar yazar, ötekinde bu kadar

yazar... Köşelerinde yazarlar, ama sonuç alınabilmesi için gazetenin bir yayın anlayışı

olarak buna sahip çıkması lazım. O zaman çoğalır bu iş... Geçmişte de böyle olmuştu... 28

şubat döneminde mesela..


ŞE-Arkadaşlar haklısınız da, ne yapacağız, ülke batıyor, size söyleyeyim...her şey kayıp

gidiyor... ne yapacağız, bu batışı hep birlikte izleyecek miyiz? Olamaz böyle bir şey.....


Paşam sizi çok iyi anlıyoruz. Belki bizimle her şeyi bütün açıklığıyla paylaşamayacaksınız

ama, şöyle bir gerçek var ortada; sizin bir numara ile sizin kafanızdakileri yapmak çok

zor... önce orada bir şey yapmak..
ŞE- öyle mi görüyorsunuz..
-Evet... Bu bir tek bizim görüşümüz değil, inanın buna. Sokakta her yerde insanlar böyle

konuşuyor..


ŞE- Nasıl konuşuyor
-Yani sizin de kulağınıza gelen şeyler... İşte cumhurbaşkanlığı adaylığıyla tavladılar

deniyor... Hükümetle anlaştı deniyor..


ŞE- bütün bunlar söyleniyor öyle mi
989/2271
-Evet, her yerde... Burada bizim gördüğümüz bir şey var. Siz tamam, bütün kuvvet

komutanları tamam, bloksunuz, ama üstünüz olmayınca olmuyor..


ŞE- işte dediğiniz gibi, kuvvet komutanı arkadaşlar bakımından bir sorun yok. Aynı

düşünüyoruz... Benim sizi çağırdığımdan, şu andaki sohbetimizden öteki arkadaşların

haberi var... Türk Silahlı Kuvvetleri sizin kafanızdaki şeyleri düşünüyor, inanın buna... öte

yandan şu da var; yüzde 1, yüzde 99'a uymak zorunda. Uyar... Öyledir. O yüzde bir. kalan

yüzde 99... uymak zorunda..
-Zorunda da, öyle olmuyor işte... En tepe böyle olunca, altındakiler ne yaparsa yapsın, işte

öyle bir çıkış deniyor... Olmuyor, istenen sonucu vermiyor. Biz yıllardır ülkede olup

bitenleri izliyoruz. Bir Genelkurmay başkanının değil yüksek sesle görüşünü anlatması,

şöyle kaşını çatması yeter. Biz darbe falan yapın demiyoruz ama, şöyle bir duruş paşam... o

yok, o kalmadı... o zaman da her şey havada kalıyor... siz bir araya geldiğinizde kendisine

bunları söylemiyor musunuz?


ŞE- söylüyoruz... inanın en açık şekliyle söylüyoruz..
-Olur, olmaz ayrı konu. şöyle bir senaryo düşünüyorum... Şimdi siz de söylediniz kuvvet

komutanları blok, 4 kişi... Altında ordu komutanları, orgeneraller, korgeneraller blok, onun

altında tümler, tuğlar blok, hepsi bir araya gelse ve dese ki; sizinle olmuyor... İşte Kara

Genelkurmay olur. siz Karaya geçersiniz, İzmir'deki Jandarma olur, İstanbul'dakini de

artık ne yaparsanız..
ŞE-ya o. siz gidin derse..
-Diyemez... Tümünüzü karşısına nasıl alır.
ŞE- evet, diyemez, ama...uzun süre sustu, düşündü...
-Siz şimdi yüzde 1 diyorsunuz, yüzde 99'a uyar diyorsunuz ama 4 yılı var. Kadrosunu

yapar... Mesela biz fazla tanımıyoruz, İlker BAŞBUĞ nasıl biridir


ŞE-o... o karargahta. Genelkurmay'da artık... (gülümseyerek) başka bir söze gerek var mı..

-Siz Ağustos'ta emekli oluyor musunuz


ŞE-Evet, (iç çekerek) benim görev sürem doluyor... Aytaç paşanın da doluyor...bir şeyler

yapmamız lazım arkadaşlar... bu medya çok önemli..


-Paşam bu konuda sizi anlıyoruz ama, inanın bu iş yazarlardan çok gazete politikalarının

işi... Mesela Genel Yayın Yönetmenleriyle de konuşun, patronlarla konuşun..


ŞE-doğru da mesela bu Ertuğrul Özkök'le ne konuşulur, konuşulur mu
-haklısınız.
ŞE-(gülerek, özkök soyadını kastederek) soyadlarda bir sakatlık var..
990/2271
-Patronlarla zaman zaman görüştüğünüzü biliyoruz... onlar etkili oluyor, bilesiniz..
ŞE-evet, görüşüyoruz, bize gelince başka bir halde oluyorlar... Bir de tabii şaşırıyor insan,

mesela o Akşam Grubunun sahibi geldi, adam zavallı bir adam gibi oturuyor... ama yine de

onlarla da konuşmak lazım..
-Gazete patronlarının tümü teslim... Sabahınki de öyle.
ŞE-Evet, ilhan beyle de konuşup, onunla bir konuşmak lazım... Orada da kardeşim adamlar

resmen haberleri çarpıtıyorlar. Son Suriye olayı... Gazete haberlerine göre operasyon

tamamen Emniyetin işi... Oysa biz yaptık. O Sabahın temsilcisini çağırdım, kardeşim yalan

yazıyorsunuz dedim. Yüzlerine söyledim... Ne aşağılık iştir... Bu kadar teslimiyet... Biz bu

gidişe tamamen seyirci kalamayız..
SE-Bir anlamda şöyle bir durum... Bunların Kıbrıs'ın altında kalmasını sağlamak ama,

Kıbrıs'ı da kaptırmamak... çok ince bir durum.


SE-Hepimiz elimizi taşın altına sokmamız gerekir... Ne demiş Nazım Hikmet, sen

yanmasan ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.." ,


*"SENER.TXT" isimli dosya içerisinde.
"18 Şubat 2004" başlığı altında, "... Meclisin karşısında 10.30-12.0
SE-Benim bir önerim var, birbirinden bağımsız, bölük pörçük hareketler var. Bunları bir

araya getirip çoğaltmak lazım diyorum..


İS-Aynen biz de öyle düşünüyoruz. ADD'ler var. Üye sayısı 100 bini üzerinde şube sayısı

503 olmuş... Bunlar Anadolu'da çoban ateşleri gibi duruyor... Ben Aydın'a gittiğimde

dönerken bu aklıma geldi..
SE-Biz bir çalışma yaptık. Öteki üç arkadaşımla birlikte konuştuk. Bu kararı aldık. Artık

yürüyeceğiz. Kararı aldık. Burada arkadaşımız Plan Prens. Ali her şeyi not ediyor. Bilgi de

verecek... İlk iş olarak 3 Mart Hilafetin Kaldırılışı ve Tevhidi Tedrisat Kanunun

yıldönümü. O gün büyük bir toplantı yapılacak. Biz de çağrılı olarak geleceğiz. Öteki

arkadaşlarım da gelecek... Konuştuk onlarla da. hani dedim ya yüzde 1 yüzde 99'a uymak

zorunda. Biz artık ona bakmıyoruz. Kendimiz yürüyoruz


İS-Bizim çalışmamız da şöyle, (çizerek) bir üçgen, en tepesinden teğet olarak yana bir

çizgi, ucunda bir dikdörtgen. Ortasında bir yuvarlak, çekirdek. Üçgen ADD, dikdörtgen

ortak bildiriye imza atacak derneklerin temsilcileri, ortasındaki çekirdek de bildiriyi

kaleme alacak olan dar grup... (metin Aliye verildi)


SE-Mutlaka bir şey yapmak lazım... Zaman geçiyor... İlk iş olarak mart ayında 3 martta

bunu yaparken, Denktaş'a da omuz vermek gerekli.. Belki onu da çağırırız, bizler dinleyici

bölümünde otururuz..
-Kıbrıs'ta ne oluyor sizce
991 / 2271
SE-işte orada ne olduğu tam olarak bize de bilgi vermiyorlar
-Bir bildirinin söz konusu olacağını söylemiştiniz..
SE-İşte onu biraz yazılıp çizildikten sonra yapmak istiyoruz. Şimdi, komutana, Köşk'e

bilgi verildiği onların kabul ettiği söyleniyor. Bizde böyle bir bilgi yok. Yani böyle

olduğuna ilişkin bir bilgi yok. Öymen'in konuşmasındaki o bölüm çok önemli..
ÎS-Tabii burada dengeler çok önemli. AB karşımızda ABD karşımızda, ona göre hareket

etmek gerekiyor..


SE-Evet onlar karşımızda ama bizim de gücümüz var. Dayandığımız bir güç var. Buna

inanıyoruz. Bunu harekete geçirmek lazım. Biz kimlerle görüştük, bilgi verelim. Anıl

Çeçen, Yıldırım Koç, Malatya, İstanbul, Samsun, 9 Eylül Rektörleri. Onlar çok heyecanlı.

Malatya falan bir görseniz, bu işi yarma bırakmayalım diyecek kadar heyecanlı. Buna yeni

rektörler de katılabilir. Artık bilen bilir, gören görür, biz yola çıktık..
İS-Bu Turgay benin canım ciğerim. Yurtsever, buna inanın... Bakın Gürbüz de öyle.

İstanbul gibi bir yerde belediye başkanlığı yapıyorsanız, burası bir de yeni imara açılan bir

yerse bazı işleri racon keserek yapmanız gerekir. Ama benim sözümden çıkmaz. Şunu yap

derim yapar..


SE-Tamam, zaten bizim yeni stratejimiz şu: bölücü olmasın, mürteci olmasın yeter. En

geniş katılımı böyle sağlarız... Ama adamın da iyice kire, çamura bulaşmamış olması

gerekir..Bir şey yapmamız lazım. Bazen gece birden uyanıyorum ve ne yapmak lazım diye

hayıflanıyorum..",


*"SENER.TXT" isimli dosya içerisinde,
"25 Şubat 2004" başlığı altında, "Levent ve Kürşat abi ile görüşme... Heyecanlılar. Ciddi

bir kararı almış olmanın rahatlığı içindeler. Atacağımız adım çok önemli. Bunu bir

anlamda Amasya tamimi gibi düşünün. O kadar kesin bir başlangıç... Ama aynı gün

DenktaşTn da olması ciddi bir durum. DenktaşTn öne geçmemesi gerekiyor",


Aynı gün akşam. Mustafa Özbek'le yemek... Özbek'in yanında Hasan Ünal, Bülent

Erandaç vardı ve Gökhan Çapoğlu bir de basın danışmanı.. Avrasya TV'nin yayına

başlamasıyla ilgili hazırlıkları anlattı. Ulusal duruşu olan herkesi çağırıyorlar. Özbek

heyecanlı... Bu işi başaracağız diyor. Asıl olan biziz diyor


Biz Avrasya TV'ye Kıbrıs'ta başlattık. Gelen telefonları dinlesen ağlarsın. İnsanlar o kadar

duyarlı.
O gün panelde söylediklerinizi ekranda söyleyeceksiniz. Mikrofon sizin. Ne istiyorsanız

söyleyin. Memleketi bunların elinden kurtarmamız lazım" .
"SENER.TXT" isimli dosya içerisinde.
992 / 2271
"27 Şubat 2004" başlığı altında, "Saat 17.30'da Levent ve Kürşatla görüşme... Hazırlıklar

tamam. Davetiyeyi basmışlar. Asıl hedef olan dörtlüyü anlattılar. Ama bunu kimsenin

bilmemesi gerekiyor. Bir bildiri okunacak. Ertuğrul beye güven var..
Siz kazanan olacaksınız hiç şüpheniz olmasın. Kazanan siz olacaksınız kesinlikle

Denktaşin öne geçmemesi gerekiyor. Bunun yolunu bulmamız lazım" şeklindeki notlar.


ATO tesislerinde 3 Mart 2004 tarihinde. "Hilafetin İlgası ve Tevhid-i Tedrisat

kanununun 80.yılı ve günümüz Türkiye'si" konulu panelin düzenleyicilerinin kimler

olduğu konusuna açıklık getirmiştir. Gerek sanıklardan ele geçirlen dijitallerdeki harcama

belgeleri, fotoğraflar ve diğer belgeler gerekse Sanık Mustafa Ali Balbay ile Özden

Örnek'in günlükleri darbeye teşebbüs için büyük adım olarak gördükleri bu

organizasyonun sanıklar Mehmet Şener Eruygur. Levent Ersöz. Hasan Atilla Uğur ve

Mustafa Koç'un orgarize ettikleri Cumhuriyet Çalışma Grubunun bir faaliyeti olduğu

anlaşılmıştır.


"SENER.TXT" isimli dosya içerisinde.
"1 Mart 2004" başlığı altında, "Aynı şekilde görüşme... Bizim önerimiz kabul edilmedi.

Sonra en başa Şener'e gittik. Ceketi çıkarmış. Kusura bakmayın dedi. Ben de. demek ki bir

şeylere soyundunuz... Gülüştük. Levent de oturdu. Dediğiniz gibi yazılırsa,

engelleyebilirler. Zaten emirleri dinlemiyoruz, bunu ilan etmenin gereği yok. Birliktelik

kurmak gerçekten zor. Biz de zorlandık ama bunu başaracağız.." ,
"SENER.TXT" isimli dosya içerisinde,
"03 Mart 2004" başlığı altında, "Gidiş... İlhan abi ile... İçerisi dışarısı kalabalık ama,

heyecan yüksek değil. Komutanların girişinde alkış iyi ama, ayakta olabilirdi

değil...suratları asıktı... Son anda İlker BAŞBUĞ ve Genelkurmaydan Korg Metin de vardı.

Onlar son anda... Sanırım, Hilmi Paşa Kuvvet Komutanlarının gideceğini haber aldı, ben

de içindeyim demek için gitti. İlker paşayla hiç konuşmamaları dikkat çekiciydi. Dışarı

çıktım. İP'li gençler... ve orta ve üst yaştan insanlar vardı. ADD'den yoğun katılım..


Bitişte, İlhan abi neşeliydi. İşte bak kaldın iyi ettin dedi. iyi ki çok satışlı medyaya

gitmedin dedi. Sonra kentte rektörlerle öğle yemeği. Dokuz Eylül Rektörü Prof. Emin

ALICI, Samsun 19 Mayıs Ferit Bernay. Malatya İnönü Prof Fatih... Bursa Uludağ Prof.

Mustafa Yurtkuran, Mersin Üniv. Rektörü Prof. Uğur ORAL, Trakya rektörü Prof. Osman

İNCİ... Çukurova rektörü,.. Malatya çok heyecanlı...bu işi uzatmamak lazım, en kestirme

yoldan halletmek lazım. Başka türlü zor. Böyle örgütlenmeler uzun iş...'


ADD'nin sekreteryasının güçlendirilmesi görüşü benimsendi. İlhan abi söze, kendimi biraz

öveyim' diye başladı. Bu benim Aydın'dan dönerken oluşturduğum düşünce. Birden aklıma

geldi. 500'ü aşkın şubeleri var, yüzbin üye var. Hantal yapı. Buna bir baş lazım. Şimdi

oluyor işte. Modelimiz işliyor. Üçgen ADD, yanında dörtgen onu destekleyen kitle

örgütleri, içinde daire çekirdek. Kararları o verecek.....
Arkadaşlar biliyor musunuz. Doğan Avcıoğlu bana hep, İlhan göreceksin ben haklı

çıkacağım, 100 yaşına kadar yaşayacağım ve haklı çıkacağım, derdi... Ömrü vefa etmedi.


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   142   143   144   145   146   147   148   149   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin