paylaşmadım ondan sonra ancak benim yapım bu şekildedir, çeşitli vesilelerle ilgili olan
kişiler o şeylerde geçen onlara bazı şeyler bazen fıkra şeklinde anlatıp bazen espri yapıp
bazen açıkça ortaya koyarak yani böyle bir şeyler olabileceğinden haberdar olduğumu
ifade etmek istedim. Bu tutumla şey etlim hareket ettim. Tabi bu iddialar çok büyük acaba
bir şey yapılabilir mi. yapılamaz mı hukuki şey müdahale bunu başlangıçta istemedim.
Neden istemedim? Çünkü askerler çok yüce kuralları olan, gelenekleri olan büyük
bağlılıkları olan bir zümredir ve bizim bulunduğumuz makamlar çok yüksek makamlardır.
Mesela bir Kara Kuvvetleri Komutanının emrinde 300 bin kişi vardır, tankı vardır, topu
vardır, tüfeği vardır çok büyük bir kitleye komuta etmekledir. Bir ordu komutanı da keza
çok büyük şeyleri vardır, genç subayları, astsubayları, erleri yani bütün bunların sevgisi,
onları sevk idare etme yönetme herkesin kalbinde yatan bir şeydir, böyle bir durumda
meşru olmayan meşru olduğundan, emin olmadığımız gerçek olup olmadığından emin
olmadığım bir şeye göre işlem yapmak hiçbir zaman yakışmaz. Çünkü bu işlemi yaptığınız
anda astlarınıza karşı bir şüphe duyduğunuzu ifade etmiş olursunuz halbuki astlara güven
vermek her şeyin başında gelir. Ben bu yaşımdan işte W sene önce bir harp uçağıyla
uçmak zorunda kaldım. Yukarıda Hava Kuvvetleri benim uçağıma yakıt ikmali yaptı.
Neden yaptı? Benim cesurluğumdan değil Hava Kuvvetlerine onların eğitimine olan
güvenimi onlara ifade etmek için yaptım büyük sevgi (bir kelime anlaşılmadı) bunları
gerektirmektedir. Bazen zorlanarak bir şeyler yaparsınız bazen yapmak istemediğiniz şeyi
bile yapmak zorundasınız çünkü görevin en iyi yapılmasını sağlayacak şartları
. , 1008/2271
hazırlamakla sorumlusunuz. Dolayısıyla ben hu şeylere Ay ışığı ve Yakamoz 'a ve meşru bir
belge olmadığı için herhangi bir işlem yapmadım. Sonra zaman geçtikçe tabi olaylar
gelişti dikkatlerde başka konulara kaydı, bu olay hükümete karşı olan tutum onu izleme
devam etmekle beraber tabi devam etti o da devam etti. Ama eskisi kadar değil sonra
olaylar şey etti geçti ve şeyler 2002 de bir kısım arkadaşlarımız emekli oldular bir kısmı
devam etti ondan sonra bugünlere kadar geldik hiç bunlar gündeme gelmemişti ama ben
emekli olduktan 2, 3 sene birden bire böyle bir şeyin gündeme geldiğini gördüm.
Bildiklerim bundan ibarettir Sayın Başkanım " şeklinde açıklamada bulunmuş.
Duruşma savcısının; ".....darbe planları sorulmuş size, Sarıkız. Ay ışığı, Yakamoz ve
Eldiven isimli darbe planları sorulmuş ki ikinci davanın özü olarak gördüğümüz planlar,
darbe planları ve bunlarla ilgili olarak siz Ay ışığı ve Yakamoz kod isimli darbe
planlarından 2004 yılı bahar ayları içerisinde haberim oldu. Bu bilgiler bana bir slayt
sunumu şeklinde gelmişti. Bunlar bana geldiği zaman da söylentilerin azaldığı zamandı
diyorsunuz. Şu anda bilgisayar monitörüne yansıtıyoruz, size gelmiş olan slaytlar şu anda
görmüş olduğunuz slaytlar mıdır? Ay ışığı Ocak'ın sağduyunun beklentileri doğrultusunda
etkinliğini ortaya koyarak bekasal duyarlılık yönünde inisiyatif alması yetimin istirahata
çekilmesi azami sayıda tayfanın gemi aslanını terk etmesi Yörük'ün evinde kalması diye
başlayan birinci plan. Ay ışığı, Yakamoz. 1 ve 2 yetimin istirahata çekilmesi yapılacaklar
en büyüklerin yapacağı açıklamaların metinlerin hazırlanması, safların belirlenmesi artı ve
eksilerin tespiti artılarla temas edilmesi eksilerin sınıfta kalmalarının planlanması. Bazı
eksilere vaatlerde bulunulması. 1 ve 2 nin altında sağlam adamlar bulunması ve veya
bunların oldubittiyle hareketsiz bırakılması. Kaplan ile irtibat elamanı bulunması
yapılacaklar muhtemel tepkiler tepkilere tedbirler vesaire şeklinde devam eden planlar var
azami sayıda tayfanın gemi aslanını terk etmesi. Bu slaytlar mıydı gördüğünüz?"
şeklindeki soruya,
Tanık Hilmi Özkök: "Evet bu slaytlardı." Şeklinde onaylamıştır.
Duruşma savcısının: "Burada değişik şifreler kullanılmış kodlar kullanılmış Ocak deniliyor
sağduyu deniliyor yetim deniliyor tayfa deniliyor gemi aslanı deniliyor Yörük deniliyor
bunların ne olduğu konusunda bir bilgi edinebildiniz mi?" şeklindeki soruya,
Tanık Hilmi Özkök: "Bunların birçoğu açık seçik ne olduğu belli. Mesela penguen diyor
hatırımda kaldığına göre. Deniz kuvvetleri kıyafetine benzetilmiş, abide deniyordu Sayın
Yaşar Büyükanıt gibi yani böyle şeyler vardı. Birçoğu ben okuduğum zaman bende
çağırışım yaptı. Sonra düşüne düşüne aşağı yukarı hepsini söktüm. Başlangıçta söylediğim
gibi karargahımla da ben bunları görüşmedim çünkü bunlar dezenformasyon da olabilirdi
beni yanlış yola itmek için silahlı kuvvetleri birbirinden ayırmak bunun doğruluğunu tabi
bilemiyorum. Yani onun için bu işi tek başıma yüklendim bir süre ondan sonra bunları
çözmeye etmeye çalıştık. Zaten durum dediğim gibi o zaman olaylar yatışmış durumdaydı
ama hiçbirisinin meşru bir belge mahiyeti olmadığı için sadece eğer doğruysa nasıl
önlerim diye bilgilerimi ve komutanlık yeteneklerimi kullanarak bu işin buradaki gibi
cereyan etmemesini sağladım mı sağlamadım mı? Bunlar sahte mi değil mi bilemiyorum
ama ben ne olur ne olmaz diye hareketlerimi bunları bildiğimi bir türlü caydırıcılık
yaratmak efendime söyleyeyim olayın olmamasını sağlamak ki komutanlar bunu yapar
1009 / 2271
olay olsun da cezalandıralım değil. Olay olmasın şeklinde hareket ederiz biz bu şekilde
gelişti durum. " Şeklinde,
Duruşma savcısının: "Bu çözümü var dosya içerisinde Ay Işığı Genelkurmay Başkanının
görevinden çekilmesi ve hükümetin yıkılması için uygulanacak ana plan Yakamoz Ay Işığı
ana planıyla birlikte yürütülecek ve Ay Işığının başarıya ulaşmasını müteakip yapılacak
şeylere ihtiva eden 2. plan. Yetim Genelkurmay Başkanı Sayın Orgeneral Hilmi Özkök
gemi aslanı Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan, Yörük Cumhurbaşkanı Necdet Sezer
şeklinde burada geçen şeylerin karşılıkları yazılmış sınıf koro ocak ordu."
Tanık Hilmi Özkök: "Evet. "
Duruşma savcısının: "Sağduyu kamuoyu, okul ordu görev koro şarkıları kamuoyuna
yapılacak açıklamalar vesaire gibi açıklamalar yapılmış. Siz de diyorsunuz ki bu slaytlar
bana geldiğinde orada isimleri geçen kişilerden bazıları emekli olacaklardı. Bu bilgiler
bana ilk geldiğinde karargahtaki arkadaşlarımla dahi paylaşmadım çünkü bazı şeylerin
şuyu vukuundan beterdir diyorsunuz. Burada emekli olacak dediğiniz kişiler hangileridir
hangi komutanlar emekli olacaklardı açıklar mısınız?" Şeklindeki sorusuna,
Tanık Hilmi Özkök: "Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve Jandarma Genel
Komutanı Şener Eruygur Orgeneral onlar zaten bekleme sürelerini Kuvvet
Komutanlığından Aytaç Yalman 2 senesini tamamlamıştım Şener Eruygur'da
orgenerallikte 4. senesini tamamlamıştı. " Şeklinde,
Duruşma savcısının: sözkonusu slaytların kendisine ne şekilde geldiğine ilişkin sorusuna,
kendisine "CD olarak" geldiğini,
Duruşma savcısının: "Getiren kişinin asker mi sivil mi? Olduğuna" ilişkin soruya;
Tanık Hilmi Özkök: "Onu onu hatırlamıyorum efendim yani onlar öyle dediğim gibi çok
kaynaklardan geliyordu ve sel gibi geliyordu o zamanlar yani böyle birçok da
Genelkurmay Başkanının işleri vardır biliyorsunuz. Genelkurmay Başkanı o konuyla
meşgulken yani bütün bunların bu kadar önemli olduğunu şimdi anlaşılıyor o zamanlar
bunun farkında belki de değildik. Diğer işlerimizle uğraşmaktaydık. O bakımdan kim
getirdi nasıl geldi tam şey edemiyorum hatırlayamıyorum dediğim gibi geçerli bir
dokümanda olmadığı için bunu da araştırmadım yani gerçekten şey midir kim getirdi nasıl
yaptı diye durum böyle."
Duruşma savcısının: Sanık M.Şener Eruygur'u gazeteci ve rektörlerle Genel Komutanlıkta
görüşmesinin yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebileceği endişesiyle uyarmasına neden
olan bilginin kaynağını somıası üzerine.
Tanık Hilmi Özkök: "Astlarımdan değil de gene isimsiz olarak geliyordu. Bu gibi şeyler
nedense böyle imzalı mühürlü göndermiyorlar efendim. Yani bu ve kulaktan kulağa
şeklinde geliyor onun için zaten hep sıkıntısı da odur komutanların. Dediğim gibi bunlara
hiç hukuki olarak itibar edilmez ama komutanlar denetlemelerinde idari tahkikatlar...
vesaire yaparken bu konulara dikkat edin diye astlarına söyleyebilir benim genel
prensibim bu şekildeydi. " Şeklinde cevap vermiştir.
1010/2271
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun: "Şöyle bir ifadeniz oldu size gelen belli planlar
belli mektuplar üzerine sorumlu bir Genelkurmay Başkanı olarak temkinli olmam
gerekiyordu. Bazen bir fıkra bazen espri işte bazen açıktan bu konulardan haberdar
olduğum yönünde hissettiriyordum.... Bazı bilgilerin bana geldiğini hissettiriyordum
dediniz. Astlara güven vermenin önemli olduğundan bahsettiniz hatta risk alarak havada
yakıt ikmali yaptıracak kadar bu duyguyu vermenin önemine işaret ettiniz... Cesur
olduğumdan değil ama astlarıma bu güveni vermem gerekiyordu dediniz... Sizin bu
hususları ifade ettiğinizde yani astlarınıza ilk etapta astlarınız olarak kuvvet komutanları
akla gelir. Bu hususları ifade ettiğinizde astlarınızın tepkisi ne olurdu?"" şeklindeki
sorusuna, "Bu söylediğim sözün şeyine bağlı açıklığına bağlı. Çünkü biz önleyici diplomasi
dendiğimiz veya olaylara takaddüm etmek dediğimiz bir davranış biçimidir yönetimde.
Yani bir kişiyi doğrudan suçlamanızdan önce evvela onu bir uyarmak gereğini duyarsınız.
Dersiniz ki bir fıkra anlatırsınız veya bir espri yaparsınız veya uygun bir şey anlatırsın
mesela gazetede okuduğunuz bir haberi tenkit ediyormuş gibi olursunuz. Yani ondan bir
cevap beklemezsiniz. Onu sadece böyle bir şey varsa bunu bunu şey etsin baştan
engellensin böyle bir şey olmasın diye. Daha sonra açık seçik bir şey öğrenirsem de benim
astlarım benim tanırlar açıkça kendilerini çağırır yüzlerine karşı bunu sorardım yani el
altından araştırmazdım astlarımı. Doğrudan doğruya kendisini çağırır böyle böyle bir şey
var doğru mudur değil midir diye sorardım. Onlar da bunu bana göre memnuniyetle
karşılarlardı. " Şeklinde,
Sanık Hasan Atilla Uğur'un: "... Acaba size bu CD ortamında gelen şeyi hafızanızı
zorlayabilirsiniz Faruk Demir isimli bir şahıs mı getirdi ya da Faruk Demir'i tanıyor
musunuz komutanım?" şeklindeki sorusuna,
Tanık Hilmi Özkök: "Öyle birisini tanımıyorum öyle bir şey getirdiğini de bilmiyorum.''''
Şeklinde,
Sanık Hasan Atilla Uğur" un: "Biraz önce yine iddia makamı size sordu bu Ay Işığı,
Yakamoz adlı planlara baktınız mı incelediniz mi diye siz evet onlara baktım oradaki
tabirlere de baktım ve bunun bir dezenformasyon olacağını da düşündüm ciddi anlamda
şüphe ettim dediniz. Zatıaliniz 12 Eylül 1980 darbesinde sanıyorum kurmay albay
rütbesindeydiniz ben öyle hatırlıyorum. Sayın Komutanım bir darbenin olmasında bu bir
görüş sorusu değil tabi o baktığınız planda sivillerle görüşme, milletvekilleriyle görüşme
rektörlerle görüşme vesaire bir darbenin içeriğinde kimyasında böyle bir şey var mıdır?
Darbe olur ertesi gün ne parlamentosu kalır ne bir şeyi kalır biz bunu 12 Eylül'de gördük."
Şeklindeki sorusuna.
Tanık Hilmi Özkök: "Bu yorum isteyen bir şeydir buna cevap vermek istemiyorum efendim
tamamen şahitlik değil yorumdur. " Şeklinde yanıtlamıştır.
Mahkeme Başkanı'nın: Sanık Hayrettin Ertekin'in "... Balyoz, Yakamoz darbe planlarıyla
ilgili DVD'nin kendisine hangi tarihte geldiği ve Bergütay Varımlf nın verip vermediği"
şeklindeki yazılı sorusunu sorması üzerine.
Tanık Hilmi Özkök'ün "daha önce cevapladığı gibi kesin tarihini bilmediğini, 2004 yaz,
bahar aylarında geldiğini, Bergütay in kendisini ziyaret etteğini ancak bu konuyu onunla
konuşmadığını, böyle bir şey hatırlamadığını"
/ 1011 /2271
Bir kısım sanıklar müdafi Av. Celal Ülgen'in: "... Efendim Sayın Mahkeme Başkanı
ifadeye başladığınız zaman bir şema göstererek bu şema size o gün gelen yazının ekindeki
şema mıdır diye sorduğunda siz detayda farklılık bulunabilir ama yani buna benzerdi
dediniz kesin olarak budur demediniz çünkü hakikaten detayda farklılık bulunabilirdi. Ama
daha sonra Cumhuriyet Savcısı ekranda birtakım slaytlar gösterdi ve bu slaytlar işte Ay
Işığı. Yakamoz'a ait slaytlar ve gene o da sordu dedi ki, bu slaytlar o slaytlar mı dedi. O
sırada evet bunlardı diye geçtiniz yani onların da o slaytlara da ekleme olmalı olması
halinde sizin sadece Cumhuriyet Savcısının gösterdiği o slaytlara bakarak bu slaytlar o
slaytlardır diyebilme olanağınız var mı Sayın Komutan..." şeklindeki sorusuna, "Hayır
hayır yoktur ama ben gördüğüm slaytların onunla. " Şeklinde, sanık müdafiinin: "Benzer
olduğu için." Şeklindeki sorusuna. "O okuduklarımın 1, 2 tanesini aynen söyledim. Gayet
tabi ki sonradan konmuş değiştirilmiş olabilir ona ben bir şey diyemem o savcı makamının
şeyidir" Şeklinde.
sanık müdafiinin: "Son kısa gene görev yaptığınız sürede Genelkurmay Başkanı olarak Ay
Işığı. Yakamoz. Eldiven ya da adı bir başka olan bir darbe planı ya da darbe hazırlığı
bilgisi size ulaştı mı siz böyle bir şeyi duyumsadmız mı?" şeklindeki sorusuna, "Ben £
sadece Yakamoz ve Ay Işığını okuduğumu diğer eldiven ve diğerini görmediğimi Savcılık
ifademde de söyledim bugün de bugün de konu oldu. Onun dışında bunları şeyden üstünde
bir değer taşıyan bir başka bir belge almadım bu belgelerin kanunen geçerli belgeler
olmadığını daha evvel ifade etmiştim. " Şeklinde, sanık müdafiinin: "Başka adla anılan bir
bilgi geldi mi? Başka adla anılan bir darbe planı gibi bir bilgi geldi mi size?" şeklindeki
sorusuna, "Hayır, hayır darbe yapalım şey yapalım diye herhangi şey gelmedi. "..."Ancak
bu şeyler üzerine alarm oldu tabi ki." Şeklinde yanıtlamıştır.
Sanık Levent Ersöz müdafii Av. Murat Nebi AyhanTn: "Slaytlar sonuçta bir askerin
elinden çıktığı iddia ediliyor...Teknik olarak." ve Mahkeme Başkanımın: "Bu size sunulan
slaytların nasıl hazırlandığını kimin hazırlandığını öğrendiniz mi, araştırdınız mı?"
şeklindeki sorularına, Tanık Hilmi Özkök: "Bu Yakamoz mu?", Mahkeme Başkanımın:
"Evet Ay ışığı ve Yakamoz slaytlarının." Açıklaması üzerine, Tanık Hilmi Özkök:
"Oradaki ifadelerin bunların bir asker elinden çıktığını bana gösterdi." Şeklinde,
Mahkeme Başkanımın: "Ama kimin yaptığını öğrenebildiniz mi?" şeklindeki sorusuna,
"Hayır kimin yaptığını bilemem çünkü şeysiz. " Mahkeme Başkanımın: "Peki nerede a
hazır..." demesi üzerine.Tanık Hilmi Özkök: "....şeyleri silinerek gelir böyle şeyleri
genellikle bilgileri onu bilemiyorum ama şuradan biliyorsunuz mesela silahlı kuvvetlerin
personel kanunu var. Bu personel kanunu çok inceliktedir herkes bilmez, mesela Askeri
Şurada devamlı tayin yapıldığını zannediyor hiç alakası yoktur o ap ayrı bir konudur
terfılere bakar orası, terfi edemeyenlerde kendiliğinden emekli olur. Yani onlara
baktığımız zaman bir asker şeyi görüyorsunuz asker bilgisi görüyorsunuz ama bu sadece
bende yaratılan bir imajdı gerçekten böyle bu böyle midir onu tabi Savcılık Makamı ve
sizler takdir edersiniz. " Şeklinde, Mahkeme Başkanımın: "Evet nerede hazırlandığını
tespit edebildiniz mi?" sorusuna da, "Hayır edemedik." Şeklinde yanıt vermiştir.
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlumun: "Jandarma Genel Komutanlığı herhangi bir askeri
harekatta sizin emrinizde ama idari bakımdan İçişleri Bakanlığının emrinde olan bir
kurum. Siz size Ay Işığı ve Yakamoz isimli iddianamede darbe planı olarak nitelenen
belgeler geldiğinde Jandarma Genel Komutanlığı bilgisayarlarını inceleme gibi bir
düşünceniz olduğunu ancak bu düşüncenizi açtığınız kişi veya kişiler bunun uygun
olmayacağı yönünde hukuki mütalaada bulunduğundan bahsettiniz. Bu kişi kimdir?"
1012/2271
şeklindeki sorusuna, "Adli müşavir. Benim görev Genelkurmaydaki görev süremin 3.
yılında olan bir albaydı. Şu anda isimin anımsayamıyorum efendim ama kuruma
sorarsanız bunu söyleyebilir.... Ben ona genel olarak sordum yani bu şeylere referans
vermeden yani benim yetkilerim ne jandarma konusunda mesela böyle bir denetleme
yapabilir miyim bilgisayara girebilir miyim? Dediler ki girmeseniz iyi olur. " Şeklinde
yanıtlamıştır.
Üye Hakim'in: Görevi sırasında sağlığı nedeniyle hakkında herhangi bir spekülasyon
yapılıp yapılmadığı, ... Komutanlığı sırasında Murat Yetkin GATA"da herhangi bir sağlık
kontrolüne gitmediğini ifade etmiş olduğunu hatırlatıp doğruluğunu sorması üzerine,
"Hayır ona katılmıyorum ben GATA da her sene şey hala devam ederim. Kontrole giderim
ve emir de verdim bütün astlarımın gitmesi için. "..."Komutanlığım sırasında da evet
giderdim. " Şeklinde.
Üye Hakim'in: "Bu evden yemek getirme konusu soruldu. Doğal olarak bu herkesin
ilgisini çeken bir husus Genelkurmay Başkanı olmanızdan dolayı bu soru özellikle
gündeme geldi. İddia makamı tarafından da size soruldu. Genelkurmay Başkanlığınızın
tamamını kapsayan bir uygulama mıdır? Yoksa belli bir dönemi kapsayan bir uygulama
mıdır?" şeklindeki sorusuna, "Belli bir dönemi kapsayan bir uygulamadır."...
'"Zannediyorum 2. yılımda yani 2003. 2004 arasında olabilir efendim veya 2005'e kadar
gittiği olabilir." .... "Daha sonra şu anda kesin hatırlamıyorum ama herhalde terk ettim.
Öyle sefer tası falan da yoktu efendim. Evimden bir şey içerisine kabın konulur o bir şeyde
getirilir bir paket halinde getirilirdi." Şeklinde yanıtlamıştır.
Mahkeme Başkanı: "Yine Yakamoz kod adlı darbe planının yapılacaklar bölümünde bir
iddialar var. Sizinle ilgili bölüm şu şekilde Genelkurmay Başkanına karşı yapılacaklar.
Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini satıyor, menleri kirlilere karşı korumuyor. Türk
Silahlı Kuvvetlerinin bekasal etkinliğini bitiriyor. İrticai faaliyetleri destekliyor, şeklinde
bir bölüm var. Bunlarla ilgili size söz. size yönelik sözler söylendi mi veya yayınlar yapıldı
mı? İnternet olsun, görsel yazılı medyada olsun."
Tanık Hilmi Özkök: "Hayır ben böyle bir şey benim yüzüme karşı söylenmiş değil, zaten
bu konuda anlayabildiğim bir cümle değil, menler falan böyle bir şey bilmiyorum. Ama
hep kullandılar irtica ile ilişkimi, Genelkurmay Başkanı oluş safhamdan başlayarak bunlar
basında şurada burada okundu. Ama kimler verdi, nasıl verdi, neden yapıldı bunları tabi
nakletmek benim şeyimde değil efendim. Bilgim dahilinde değil."
Mahkeme Başkanı: "Şimdi Ay Işığı kod adlı darbe planı olarak iddia edilen planda şöyle
bir bölüm var. Yapılacaklar bölümünde sizinle ilgili bir bölüm var. Emekli generaller diğer
subayların ve darbe ile koordineli hareket eden sivillerin Başbakan Erdoğan ve
Genelkurmay Başkanı Özkök'ü hedef alan açıklamalar yapmaları şeklinde bir bölüm var
yani bu yapılacak diye planlanmış olduğu iddia ediliyor. Size böyle bir açıklama yapıldı mı
buna yönelik faaliyetler yapıldı mı?"
Tanık Hilmi Özkök: "Hayır bana kuvvet komutanlarımın yaptığına dair böyle bir şey
duymadım ama basında benim aleyhime bazı şeyler çıktığını daha evvel de söylemiştim.
Yani ben böyle spesifik olarak bu bu kuvvet komutanın veya bir silahlı kuvvetler mensubu
bunu yapmıştır diye bir bilgim yok efendim.'"
1013/2271
Mahkeme Başkanı: "Yine Yakamoz kod adlı darbe planının yapılacaklar bölümünde bir
iddialar var. Sizinle ilgili bölüm şu şekilde Genelkurmay Başkanına karşı yapılacaklar.
Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini satıyor, menleri kirlilere karşı korumuyor. Türk
Silahlı Kuvvetlerinin bekasal etkinliğini bitiriyor. İrticai faaliyetleri destekliyor, şeklinde
bir bölüm var. Bunlarla ilgili size söz, size yönelik sözler söylendi mi veya yayınlar yapıldı
mı? İnternet olsun, görsel yazılı medyada olsun.'* Şeklindeki sorusuna.
Tanık Hilmi Özkök: "Hayır ben böyle bir şey benim yüzüme karşı söylenmiş değil, zaten
bu konuda anlayabildiğim bir cümle değil, menler falan böyle bir şey bilmiyorum. Ama
hep kullandılar irtica ile ilişkimi, Genelkurmay Başkanı oluş safhamdan başlayarak bunlar
basında şurada burada okundu. Ama kimler verdi, nasıl verdi, neden yapıldı bunları tabi
nakletmek benim şeyimde değil efendim. Bilgim dahilinde değil, "şeklinde yanıtlamıştır.
REKTÖRLER KONUSUNDA SAVCILIKTA:
19 Ekim 2003 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığında Rektörlere yönelik bir brifing
verildiğinden haberdar olmadığını, ancak Jandarma Dinlenme Tesislerinde sivillerle zaman
zaman yemek yendiğini duyduğunu, bunlarında olağan şeyler olduğunu,
Savcılık ifadesi alındığı sırada;
"Özden ÖRNEK'e ait olduğu değerlendirilen "günlükler" in "16 Mart 2004" başlığı
altında; Genelkurmay Başkanını görmeye gittiğini anlatarak "Bizim yaptığımız bazı
girişimler ve bilhassa Jandarma Genel Komutanı 'nın girişimlerinin hemen hepsinden
haberi vardı. Jandarma Genel Komutanı 'nı nedense hedef olarak almıştı ve bütün belgeler
elimde, bunları devletin arşivlerine geçireceğim, bu tarihi bir görevdir. Şener'in yaptıkları
yetkisini aşmaktır. Kendi tesislerinde eski meclis başkanı ve rektörler ile görüşme yapmış
Bunları nasıl yapar. " diyerek Şener Eruygur 'un yaptıklarını kendisine anlattığını, daha
sonra fişleme olaylarından bahsettiğini, bu tür olayların TSK yı küçük düşürmekten başka
bir işe yaramadığını anlattığı tespit edilmiştir.Özden Örnek ile bu şekilde bir toplantı
yaptınız mı? Bahsedildiği gibi Mehmet Şener Eruygur'un "Darbe" faaliyetleriyle ilgili
herhangi bir girişimde bulundunuz mu? Arşivlerde bu konuyla ilgili belge var mı?
Şeklindeki soruya, "Ben yukarda belirttiğim gibi eski Meclis Başkanı ile Ordu
karargahında bir toplantı yaptıklarından bilgim yoktur, yukarda belirtilen ifadeleride
Özden Örnek'e hitaben kullanmadım. Ancak yukarda belirttiğim gibi bilahare Şener
Eruygur 'un bizzat kendisine bazı duyumlarım olduğunu söyleyerek uyarıda bulundum. Zira
benim o dönem en önemli prensip ve görevlerimden biride muhtemel olayları vuku
bulmadan önlemekti. " şeklinde yanıtlamıştır.
REKTÖRLER KONUSUNDA DURUŞMADA:
Mahkeme Başkanımın: Fatih Hilmioğlu'na ait yazılı soru olarak verdiği "... YÖK Yasa
Tasarısı taslağı Genelkurmay Başkanlığına gönderilmiş midir, o dönemde bir YÖK Yasa
Tasarısı var, Genelkurmay Başkanlığına gönderilmiş midir" şeklindeki sorusuna, Sanık
Fatih Hilmioğlu söz almadan "2003 Sayın Başkanım."*şeklinde müdahale etmesi üzerine,
Mahkeme Başkanı'nın: "2003 yılları." Tanık Hilmi Özkök: "Hatırlıyorum efendim, YÖK
Kanununu şey ettik, karargahta gördüğümü hatırlıyorum, inceledik. " Şeklinde,
1014/2271
Mahkeme Başkanının: "Genelkurmay Başkanlığı söz konusu tasarı hakkında hükümete
görüş bildirmiş midir? Hatırlıyor musunuz?" "Onu tam hatırlayamıyorum " Şeklinde.
Mahkeme Başkanı nın: "Şimdi ifadenizde belirtiyorsunuz, rektörlerin komuta kademesiyle
veya komutanlarla görüştüğünü belirtiyorsunuz. Soru şu şekilde başka hangi rektörler
YÖK yasa tasarısı nedeniyle komuta kademesine ziyaret yapmışlardır."
Tanık Hilmi Özkök: "Şu anda hiçbirisini hatırlamıyorum, hayır, ben kendimi kastediyorum
Genelkurmay Başkanı olarak. "
Mahkeme Başkanı: "YÖK Yasa Tasarısı nedeniyle YÖK Başkanı vekili rektör veya
rektörlerin gruplar halinde Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Büyükanıt, Milli Güvenlik
Dostları ilə paylaş: |