T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə156/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   152   153   154   155   156   157   158   159   ...   335

hakkımda bunlar beni acaba istifaya mı zorluyorlar diye aklımdan geçirdim ama hiç kimse

bana istifa et demedi. "


Üye Hakim'in "Dolaylı olarak da sordum." Şeklindeki sorusuna, "Dolaylı olarak öyle

algıladım. "


Üye Hakim: "Dikkat ederseniz."
Tanık Hilmi Özkök: "Yani hakkımda çıkan başlayan kampanya. "
Üye Hakim: "Yani meslektaşlarınız."'
y 1057/2271
Tanık Hilmi Özkök: "Genelkurmay Başkanı oluncaya kadar tertemiz himayesi olan bir

insan birden bire her türlü şey oldu, şeyde bunla tabi beni çok etkiledi ve böyle bir

değerlendirmeyi aklımdan bende geçirdim acaba böyle mi isteniyor diye ama bu doğrudan

dolaylı olarak kabul edilir mi bu sizin takdiriniz. " Şeklinde yanıtlamıştır.


Üye Hakim'in: "Üst rütbeli astlarınız tarafından yaptığınız toplantılarda bu yönde dolaylı

da olsa bu yönde bir tavır telkin, öneri, görüş serdedildi mi?" Şeklindeki sorusuna, "Daha

evvelki ifadelerimde söylediğim gibi kuvvet komutanları zaman zaman benimle farklı

şeyler düşünürlerdi ve bana bunu arz ederlerdi ısrarla arz ederlerdi ama dediğim gibi

bunu askerlikte bunu ben normal ka... benim en azından performansım böyledir her türlü

söze açığımdır, dinlerim ama sonuçta kararı ben veririm benim kararımın dışında hareket

edilmez. "
Üye Hakinrin: "Biraz önce size yönelttiğim sorularda sizin bir beyanınızdan hareketle

yıpratma amaçlı belli yayınları sorduk. Bu anlamda dosyamız sanıklarından Tuncay Özkan

ve Kemal Yavuz'un birlikte yaptıkları programlar var bu programlarda sizinle

komutanlığınızla alakalı yıpratıcı yayınlar olmuş mudur?".. "Sizin aleyhinize olmuştur

bunun düzeyi nedir?".. "Düzey nedir yani bu haksızlığın somutlaştırabilir misiniz, aklınıza

geliyor mu?" Şeklindeki sorularına. "Evet olmuştur. Benim aleyhime yayınlar olmuştur

ama yıpratıcı olup olmadığı onların kendi takdirindedir. " "Aleyhime ve haksız bana göre

benim değerlendirmeme göre bana haksız ithamlarda bulunmuştur. ".. "Efendim yani bir

tanesini örnek vereyim mesela bir televizyon yayınında bana salak demiştir, ağzından kaçtı

diye değerlendirdik gerçi ama kendisi buradaysa bilmiyorum kendisine de sorulabilir yani

benim tutumumu daima yanlış değerlendirmiştir veya kendine göre değerlendirmiştir. Hep

aleyhimde konuşmalar bu kanalda yapılırdı bunu kendimde dinledim bana da bilgiler

verildi. "
Üye Hakim: "Kanal dediğiniz Kanaltürk televizyonu."
Tanık Hilmi Özkök: "Ozaman Kanaltürk'ıü zannediyorum evet. " Şeklinde yanıtlamıştır.
Üye HakimTn: "Bu kanal dışında sizin yine yıpratıcı olarak nitelediğiniz başka kanallarda

yayınlar yapılmıştır yani özel böyle ismini hatırlamanıza neden olacak düzeyde."

Şeklindeki sorusuna, "Efendim şöyle arz edeyim tabi Genelkurmay Başkanı olarak birçok

işiniz var bunları dinlemek mümkün değil, karargahınız bunların bir kısmını dinler size

getirir ama karargahın bir tutumu vardır genellikte komutanların kafasını salim tutsun

tutmaktır onlar salim tutsunlar görevlerini düşünsünler ileri şey edebilsinler bakabilsinler

diye dolayısıyla bana karargahtan sadece kısıtlı bilgiler önemli bilgiler gelir. Yani bunları

mesela basın dosyası gelir bütün önemli kısımların altı çizilir ben oradan sabahleyin şöyle

sadece göz gezdiririm yani böyle kolaylıklar sağlanırdı. Yani buradan anlıyorum bu

yıpratma kelimesi belki yanlıştır yani benim tutumumu uygun görmeyen bu tutumda işte

demokrat olmak suç mu dedirten bir konudur benim anlayışıma göre uygun olmayan yanlış

olan şeylerdir ama bu da onların görüşüdür. Ben tabi okur geçerim ama bilgim olurdu

tabi. " Şeklinde yanıtlamıştır.
Sanık Ahmet Tuncay Özkan: "Efendim olayla ilgili Sayın Genelkurmay Başkanımızın

Sayın Eski Genelkurmay Başkanımızın olayla ilgili bahsettiği programla ilgili ben şikayet

üzerine Genelkurmay hukuk müşavirliğinin şikayeti üzerine yargılandım. Böyle bir sözüm

programda kullanılmadığı, deşifre yapan askerlerin hata yaptıkları ortaya çıktığı için beraat


1058/2271
ettim, benim 28 yıllık meslek hayatım boyunca hele böyle makamlarda bulunan insanlara

karşı böyle bir söz kullanmam söz konusu dahi değildir. Kendisini de bilgilendirmiş

oldum, teşekkür ederim."
Mahkeme Başkanımın : "Evet bu konuda bilginiz var mı efendim? Tuncay Özkan'ın

yargılandığı ve beraat ettiği?" şeklindeki sorusuna, "Hayır yargılandığı ve beraat ettiği

hakkında bir bilgim yok. " şeklinde yanıt vermiştir.
MEKTUPLAR KONUSUNDA SAVCILIK İFADESİNDE:
Savcılık ifadesinde özetle; Kendisine "Genç Subaylar" başlığı altında herhangi bir mektup

gelmediğini, ancak o dönemde basın yayın organlarında bu tür mektupların gönderildiği

yönünde duyumlar aldığını. Emekli Generallere Jandarma Genel Komutanlığından

gönderilen mektuplardan haberi olmadığını, beyan etmiştir.


Savcılık ifadesi sırasında; "Ahmet Hurşit Tolon'dan ele geçirilen dijital verilerde.

"Demokrat Generaller" tarafından yazıldığı, anlaşılan ve "Sayın Generalim" diye başlayan

mektup içeriği okunarak kendisine; Mektupta belirtildiği gibi Kara Kuvvetleri Komutanlığı

karargahında görevli 5 generalin iştiraki ile çeşitli birliklerde toplantılar düzenlendiğini

biliyor musunuz? Bu toplantılar kimler tarafından hangi amaçla düzenlenmiştir? Siz bu

durumu öğrenince tepkiniz ne oldu? Mektupta isimleri geçen. Tümg. Pekin ve Tümg.

Özçer ve Tuğg. Gürdere isimli şahıslar kimlerdir? Bu kişilerin mektupta belirtildiği gibi

faaliyetlerde bulunduğunu öğrendiniz mi? Ayrıca mektupta ve o dönemde basın yayın

organlarında yer aldığı gibi isimleri geçen Komutanlar (Aytaç Yalman, Şener Eruygur,

Hurşit tolon, Çetin Doğan ve Tuncer Kılıç) size gelerek ordu içersinde herhangi bir

rahatsızlık olduğundan bahsetti mi? Bahsetti ise nasıl ve ne şekilde bahsettiler ve herhangi

bir talepte bulundular mı? Şeklindeki soruya, "Demokrat Generaller olarak isimlendirilen

kişiler tarafından tarafıma gönderilmiş bir mektup yoktur, ancak kuvvet komutanları üst

kademedeki gelişmeleri bazı zamanlarda astlarına aktarmak amacıyla birliklere görevli

gönderirler, bu üst komuta ile asi komuta arasındaki iletişimi sağlamaya yönelik bir

çalışmadır. Benim Genelkurmay Başkanı olarak görev yaptığım dönemde Kara Kuvvetleri

Komutanı benim bilgim dahilinde Kolordu seviyelerinde yukarıda belirttiğim amaçla

görevli gönderdiklerini biliyorum, ancak sonradan aldığım bazı duyumlarda, ziyaret edilen

kıtalardaki birimlerle görüşmeler yapıldığı, bu kademedeki personelin Türkiye de bir

Askeri müdahale düşünmediklerini tespit ettiklerini, gidişattan rahatsızlık duymakla

birlikte bu yöntemin çözüm olmadığını bildirdiklerini öğrendim. Fakat bu birliklere giden

görevlilerin bu amaçla gittiklerini zannetmiyorum, bu bilgileri sosyal faaliyetler sırasında

edinmiş olabilirler. " Şeklinde yanıtlamıştır.
Sanık Şener Eruygur'a aitdijital verilerde, iki ayrı bilgi notu ele geçirildiği ve içerisinde

özetle, Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök'le ilgili ortaya atılan dedikodulardan ve bu

dedikodular çerçevesinde. Genelkurmay başkanının yıpratılması için özellikle sivil

kesimden başta gazeteciler olmak üzere değişik kişilerle yapılan toplantılardan

bahsedildiği, bu çerçevede Mustafa Balbay ve Bülent B... ile görüşüldüğünün anlatıldığı.
Devamında KK Komutanı ve Jandarma Gn. Komutanının. Hükümete yönelik

kullanabilecekleri argümanları oluşturmak maksadıyla; Kasım ayında başlattıkları bir proje

ile kendilerine yakın Ordu ve Kolordu Komutanları vasıtasıyla yoğun bir çalışma içerisine

girdikleri anlatılmış ve bu kapsamda gerçekleştirdikleri faaliyetleri ayrıntılarıyla anlatıldığı


1059/2271
hatırlatılarak. Görevli olduğunuz dönemde darbeciler ve faaliyetleri ile ilgili size herhangi

bir bilgi geldi mi? Geldiyse sizin tavrınız ne oldu?" şeklindeki soruya; "Görevli olduğu

dönemde çok çeşitli bilgi belge ve duyumların geldiğini fakat bunların resmi delil

mahiyetinde olmadıklarını, bu nedenle sadece bilgi mahiyetinde okuyup değerlendirdiğini,

bu nedenle resmi bir işleme koymadığını, bu bilgileri bir süre muhafaza ettirip sonra imha

ettirdiğini, o dönemde medyada gerçekten kendisi aleyhine yıpratmak amaçlı birçok haksız

yazılar yazıldığını, kendisi ve ailesinin o dönem itibariyle bu tür haksız yazılar sebebiyle

ciddi üzüntüler duyduklarını ve bu konuda o dönemde açıklama da yaptığını" beyan

etmiştir.
ı
İLLEGAL DİNLEMELER KONUSUNDA SAVCILIK İFADESİNDE:
Savcılık ifadesinde: "Tarafıma birçok kez ihbar, mektup, CD ve benzer bilgiler ulaşıyordu,

ben zaman zaman toplantılarda bu konuları açıkça gündeme getirmeksizin üstü kapalı

mesajlarla bu hususları dile getiriyordum. O günlerde özellikle kamuoyunda Jandarma

İstihbaratın yasal olmayan dinlemeler yaptığı yönünde konuşmalar olması ve bu yönde

gelen duyumlar üzerine Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'a İstihbarat Daire

Başkanı ile Teknik Daire Başkanını yanıma göndermesini söyledim, İstihbarat Daire

Başkanı Levent ERSÖZ ile Teknik Daire Başkanı olan Hasan Atilla Uğur 'a makamımda

kendilerine, bu hususlarda ciddi imkan ve kabiliyetlere sahip olduklarını, bu işlemlerin

yasal çerçevede yapılması gerektiğini söyleyerek kendilerini bu konuda uyardım ve ayrıca

bu işlemlerin nasıl yapıldığı ile ilgili kendilerinden bilgi aldım. Buradaki temel amacım

şayet yasal olmayan dinlemeler yapılmakta ise kendilerini bu konuda uyarmaktı. " Şeklinde

beyanda bulunmuştur.


İLLEGAL DİNLEMELER KONUSUNDA DURUŞMADA:
Duruşma savcısının: "Yine sizin Genelkurmay Başkanı olduğunuz dönemde Jandarma

İstihbarat Dairesi olarak bir kısım komutan ve siyasilerin telefonlarının değişik hatlar ile

Anadolu'nun çeşitli illerinden alınan mahkeme kararlarıyla dinlendiği iddiaları var bu

konularda bir bilginiz var mı?" şeklindeki sorusuna, "Evet bu duyumları bende aldım,

çeşitli kişiler dinleniyor diye. Bu dinleme yeteneği sadece Jandarma Genel

Komutanlığındaydı ama benim bunu tahkik etme şeyim yoktu yetkim yoktu. O bakımdan

açıklık politikam nedeniyle Sayın Jandarma Genel Komutanına bu şeyiyle görevli olan

İstihbarat Başkanını ve bir Muhabere Daire Başkanını bana göndermesini bu işlemler

nasıl oluyor bu konuyu bana bir anlatmasını böyle böyle laflar dolaştığını şey yaptım

söyledim. Ve bana gönderdi her ikisi de geldiler evvela bana bu işlemin nasıl yapıldığını

anlattılar, bende kendilerine hem bu konuda teşekkür ettim, hem de bir ikazda bulundum

dedim ki bakın bu çok Jandarmanın şeyiyle ilgili güvenirliğiyle ilgili bir konu kanunlara

nizamlara tamamen uyulmalı herhangi bir hata yapılmamalı dedim. Bundan iki amacım

vardı. Birincisi hem onları bir büyükleri olarak ikazda bulunmak hem de böyle bir şey

varsa çünkü insanların aklına tabi şüpheler geliyor ama bunu şey etmek için önlemek için.

Çünkü bilgi bir kuvvettir onun bilindiği bir şey edilirse yanlış işlem yapılmaz bende

astlarımı korumuş olurum düşüncesiyle kendilerine böyle bir ikazda bulundum. "
Duruşma savcısının: "Duyum aldım dediniz bu duyum size İstihbarat Başkanlığınızdan mı

geldi bir mektupla mı yazıyla mı sözlü olarak birisi gelip size mi söyledi?" ..."Bu konuyu

açar mısınız?" şeklindeki sorusuna. "Gayri resmi yollardan geliyor e-maillerle gelir

imzasız mektuplarla gelir ondan sonra bir CD olarak gelir yani sel gibi akar.


1060/2271
Genelkurmay Başkanlığının aklı daima kendi göreviyle ilişkili tutmak ve onun kafasını (bir

kelime anlaşılmadı) astlar bunu alırlar mesela özel kalem müdürü doğrudan doğruya bana

geliyorsa bunları inceler onlardan uygun gördüklerini ikinci başkana da gerektiğinde

danışarak benim önüme getirilir bunlar çok sayıda gelmekteydi. Ama tabi prensibimiz

imzalı olmayan hatta bazen tahkik ederdik imza vardı adres var doğru mu değil mi onu

tahkik ederdik onlar olmadan herhangi bir işlem yapmayız. Ama şu var ki aklınıza da bir

soru işareti bunlar getirir evvelki çalışmalarımızda denetlemelerimizde bunları daha çok

dikkat gösteririz yönetim şekilde yapar ama asla şey hukuki bir işlem meşrutiyeti olmadığı

için yapılmadı benim zamanımda. "
Duruşma savcısının: savcılık ifadesindeki bu konuya ilişkin bölümü okuduktan sonra...

Ancak dava duruşmaları sırasında Sanık Hasan Atilla Uğur 5.11.2009 tarihli 14. celsede

şöyle diyor; bize hitaben sağdan soldan ve bazı istihbarat birimlerinden sizlerle ilgili

inanmadığım üstüne basarak tekrar söylüyorum Sayın Başkan inanmadığım ve itibar

etmediğim bilgiler geliyor. Ben sizin çalışkanlığınızı ve memleket sevginizi biliyorum,

zaten bu dedikodulara ve imzasız belgelere inansaydım. derhal gerekli soruşturmayı

başlatırdım. Ancak siz de bu gazeteci ve diğer sivillerle görüşmeyin, bunlar dışarıya farklı

biçimde yansıtılıyor dedi. Yani burada sizin beyanlarınızın sağdan soldan bazı istihbarat

birimlerinden inanmadığım şeyler geliyor bana bilgiler geliyor sizin memleket sevginizi

çalışkanlığınızı biliyorum zaten bu dedikodulara ve imzasız belgelere inansaydım

soruşturmayı başlatırdım Ancak siz de bu gazeteci ve diğer sivillerle görüşmeyin, bunlar

dışarıya farklı biçimde yansıtılıyor şeklinde konuştuğunuzu beyan ediyor. Hatırladınız

mı?" ..."Böyle bir konuşma geçti mi aranızda?" şeklindeki sorusuna,"Evet konuşmuş

olabilirim."... "Geçmiş olabilir. Yani tam şeyini hatırlamıyorum ama. "şeklinde

yanıtlaması üzerine,
Duruşma savcısının: "Ama telefon dinlemeleriyle ilgili de konuştuğunuzu söylüyorsunuz."

Hatırlatması üzerine, "Evet yani telefon dinlemeleri hakkında şeyler geldiğini duyumlar

geldiğini ben onlara inandığımı, güvendiğimi ama çok dikkatli olmalarını kendilerini

uyardım birde esas bilgi aldım dinlemeler nasıl bir hukuki çerçevesi içerisinde yapıyor...

çünkü onların Jandarmanın adli ve idari görevleri çerçevesinde kullandıkları bir

materyal. "


Duruşma savcısının: "Anladım. Zaten kendi kadro onayı ile kurulmuş olan Teknik

İstihbarat merkezinin çalışma usullerini sordu anlattım. Ayrıca sivil istihbarat birimleri

beni dinleyebilirler mi diye sordu bilgisayarıma girebilirler mi dedi. Şimdi daha iyi

anlıyorum neyi demek istediğini, geniş bir şekilde izah ettim teşekkür etti."


Tanık Hilmi Özkök: "Evet o zamanlar benim bir ifademde var bütün telefonlar dinlenir

dedim. Bu basında da yer aldı gerçekten silahlı kuvvetlerdeki bütün telefonların üzerinde

bu telefonla gizlilik dereceli şey konulmaz diye yazar. Çünkü şey hattan geçen veya havada

telsize yayılan bütün şeyler bilgiler şey edilebilir yakalanabilir bunu ifade etmek istedim ve

biz orada böyle uygularız kriptolu konuşmalar dışında her şey dinlenebilir. "
Duruşma savcısının: "Devam ediyor diyor ki, bana yalnızken, ya da İstihbarat Başkanı

Levent Ersöz ile beraberken yasadışı dinleme yaptığınızı duydum, sizi uyarıyorum veya bu

anlamda hiçbir şey söylememiştir diyor. Yani biz beraberken diyor."
1061 /2271
Tanık Hilmi Özkök: "Söylentiler olduğunu yani onların yaptıklarını duyduğumu şey

etmedim söylememiş olmam lazım söylemedim de. "


Duruşma savcısının: 'İllegal dinleme yaptıklarını."
Tanık Hilmi Özkök: '\bir kelime anlaşılmadı) böyle şeyler olduğunu böyle laflar

dolaştığını dikkatli olmalarını bu imkan ve kabiliyeti yanlış kullanmamalarını eğer

yapıyorlarsa. "
Duruşma savcısının: "Yani illegal dinlemeler yapılıyor."
Tanık Hilmi Özkök: "Ama yapıyorsunuz, yapılıyor. "
Duruşma savcısının: "Ondan dolayı uyarıyorum gibi bir şeyiniz oldu mu?"
Tanık Hilmi Özkök: "Hayır yapılıyor dediğimi dediğimi ben anımsamıyorum. "
Duruşma savcısının: "Yani bu duyumlar geliyor şeklinde bahsetmediniz mi hiç sadece bu

yasal dinleme için kurulan cihazları yerinde kullanın şeklinde mi uyarınız?"


Tanık Hilmi Özkök: "Hayır duyumlar geldiğini. "
Duruşma savcısının: "Söylediniz değil mi?"
Tanık Hilmi Özkök: "Tabi duyumlar geldiğini duyduğumu çünkü. "
Duruşma savcısının: "O konuda bir şey söylemedi bize diyor."
Tanık Hilmi Özkök: "Alenen herkes konuşuyordu bunu o zamanlar. "
Duruşma savcısının: "Yasadışı dinleme yaptığını duydum sizi uyarıyorum veya bu

anlamda hiçbir şey söylememiştir diyor. Zaten savcıya verdiği ifadede de bu çok açık

olarak bellidir. Anladığım kadarıyla Orgeneral Hilmi Özkök'ün esas kızdığı konu, gazeteci

Mustafa Balbay ile yapılan görüşme idi. Bunun dışında iddianamede belirtildiği gibi

yasadışı dinleme yapılmaması konusunda uyarı anlamına gelebilecek tek bir kelime dahi

konuşulmamıştır diyor." Şeklinde beyanlarını okuması üzerine, "Yok konuşuldu. "


Duruşma savcısının: "Konuşuldu diyorsunuz." Demesi üzerine. "Evet yani bu imkan büyük

bir imkan kabiliyetiniz var bunu çok dikkatli kullanın. "... "Kanun yolundan sapmayın

dedim ama yaptığınızı duydum demedim. Söylentiler var dedim. "
Duruşma savcısının: "Burada Mustafa Ali Balbay ile yapılan görüşmelerin de gündeme

geldiğini gazetecilerle görüşmemeleri gerektiğini konusunda uyardığınızı söylüyor o

konuyu açar mısınız?"sorusuna.
Tanık Hilmi Özkök: "Ben onu anımsamıyorum, ben onu anımsamıyorum o tabi söyleyen

kişinin şeyi ben o konuda bir şey söylediğimi zannetmiyorum" Şeklinde beyanda

bulunmuştur.
1062 /2271
Duruşma savcısının: "Yine sanıklardan Levent Ersöz savunmasını yaptığı 12 Ağustos 2010

tarihli 72. celsede Hasan Atilla Uğur'un anladım komutanım 2. ve son sorum dönemin

Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök 12 Mart 2004 günü bizi yanına çağırdığında bize

yasadışı dinleme yapıyor musunuz? Yapmayın diye bir şey söyledi mi diye Hasan Atilla

Uğur Sanık Levent Ersöz'e duruşma sırasında huzurda soru yöneltiyor. Sanık Levent Ersöz

şöyle diyor; hayır böyle bir uyarısı olmadı. Sadece bizden konuyu dinledi yani nasıl

dinleme yapıldığını, mevzuatı dinledi, kendi bilgisayarına girip girilemeyeceğini sordu,

ondan korunma yollarından bizden almaya çalıştı ki sen anlattın mevzuatı da hakeza ben

anlattım. Teşkilat hakkında bilgi verdim, onun dışında böyle bir çalışma yapıyor musunuz,

hükümet üyelerini dinliyor musunuz, yasadışı bir dinleme yapıyor musunuz, falanca

falanca çalışmaları yapıyor musunuz? Şeklinde hiçbir sorusu olmamıştır aksine çıkışta da

teşekkür etti. Böyle bir soru tevcih etmemiştir. Şeklinde beyanı var bu konuda ne

diyorsunuz?" şeklindeki sorusuna, "Öyle soru tevcih etmedim yapıyor musunuz demedim

ama böyle duyumlar olduğunu dikkatli olmalarını söyledim yani onları bir yerde uyardım

eğer yapılıyorlarsa diye dedim ya aklımda küçük bir şüphe daima olabilir insanların yani

ama yapıyor musunuz o sualleri sormadım. Söylediği doğrudur ama o konu olmuştur bunu

dikkatli kullanın büyük bir imkan kabiliyetidir çünkü bu sadece onların bir tavsiye

niteliğindedir benim emrimde değillerdir bu konuda."


Duruşma savcısının: "Sanık Hasan Atilla Uğur savunmasında sizin kendilerine hitaben

zaten bu dedikodulara ve imzasız belgelere inansaydım, derhal gerekli soruşturmayı

başlatırdım. Şeklinde beyanda bulunduğunuzu beyan etmiştir siz ise ifadenizde doğrudan

soruşturma yapılması gerektirecek mahiyette bilgiler elimde bulunmadığından bu konuda

herhangi bir yasal işlem başlatmadım şeklinde beyanınız var siz bütün imkanlar elinizde

Genelkurmay Başkanısınız mahkeme kararlarını aldıkları kararlardaki telefon numaraları

vesaire üzerinde herhangi bir çalışma yaptırdınız mı, bu konuyu araştırttınız mı, bir

muhakkik vesaire görevlendirme?" şeklindeki sorusuna,


Tanık Hilmi Özkök: "Onu adli müşavirime sorduğumu hatırlıyorum. "Ama bu

konuyla ilgili değil de genellikle şeyin Jandarma Genel Komutanlığının işlemlerini

denetleyebilmem yönünden, bilgisayarlarına mesela baktırabilir miyim bakabilir miyim

ondan sonra yapamayacağını bana söyledi çünkü onlar adli ve idari işlerle ilgili İçişleri

Bakanlığına bağlı olduğu için benim yetkim dahilinde olmadığını bana adli müşavirlik şeyi

olarak söyledi tavsiyesi olarak bir bu var ama bu olayla spesifik olarak bu olayla ilgili

değil genel olarak bir defa sormuştum. " Şeklinde yanıt vermiştir.
Sanık Hasan Atilla Uğur'un: "...... Şimdi ben şunu sormak istiyorum size kamuoyunda
Jandarma İstihbaratın yasal olmayan dinlemeler yaptığına ilişkin değerlendirmeler nasıl

geldi hatırlıyor musunuz çok sene geçti ama?" şeklindeki sorusuna "Onu dediğim gibi bu

internet çağı her şeyi kolaylaştırdı. İnternetten geliyordu. İmzasız şeylerle mektuplarla

geliyordu bir türlü şey ediyor ulaşıyordu. Şu anda spesifik olarak diyemem ama o günlerde

bu konu çok yaygın olarak şey ediyordu dillendiriliyordu."... "Ve hatta gene

yanılmıyorsam o zaman bir açıklama yaptım kamuoyuna ve dedim ki telefon

konuşmalarının teknolojik olarak hepsi dinlenir. "
Sanık Hasan Atilla Uğur: "Ben yine sizin söylediğinizi de teyit etmek ve kendi

savunmamda söylediğimi de ifade etme... mahkemenin de bu maddi gerçeğe ulaşmasını

temin etmek için söylüyorum çünkü 4 senedir dört buçuk senedir bu konu üzerinde çok

spekülasyon yapıldı. Siz bize nasıl bu işleri yapıyorsunuz diye sordunuz ve biz de size bu


işin merkezinde olduğumuz için ben de dairenin başkanı olduğum için çok kapsamlı bir

açıklama yaptım. Siz bize başbakanı dınliyormuşsunuz şu milletvekilini dinliyormuşsunuz

Ahmet'i Mehmet'i dinliyormuşsunuz bunu yapmayın diye bir şey söylemediniz. Doğru

mudur komutanım?"sorusuna,


Tanık Hilmi Özkök: "Doğrudur öyle bir şey söylemedim şunu dinliyor musunuz demedim.

Sadece kamuoyunda böyle bir yaygın anlayış olduğunu veya bir anlayış olduğunu ifade

ettim. "
Sanık Hasan Atilla Uğur: "Evet. Zaten onu bende ifade ettim."' Demesi üzerine,
"Tabi efendim yani bunlardan sadece şüphelendiğimi bunları duyduğumu ama bunların

bir meşru belge olmadığını bir işlem yapmadığımı söyledim. Zaten böyle bir darbe girişimi

var denseydi benim işlem yapmam gerekirdi. " Şeklinde açıklama getirmiştir.
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun: "Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde

kurulmuş olan Teknik İstihbarat Daire Başkanlığı diye bir birim var. Bu birimin

kuruluşunda sizin herhangi bir onayınız var mıdır?"' sorusuna, "Hayır. " Üye Hakim" in:

"Bu birimden haberdar mısınız?'" sorusuna. "Evet." Üye Hakim'in: "Evet nasıldı bu

birimin kuruluş süreci, prosedürü?'" sorusuna. "Jandarmanın adli ve idari işleriyle ilgili ve

gibi çalışmaları var yani bilgisayarların kullanılması vesairesi o teknik konulardı hizmet

veren bir dairedir. "
Üye Hakim'in: "Şöyle bir beyanı var Sanık Hasan Atilla Uğur*un Jandarma Genel

Komutanlığı Teknik İstihbarat Dairesinin kuruluşu 2002 yılında Eski Jandarma Genel

Komutanını Orgeneral Aytaç Yalman'm emirleriyle başlatılmıştır ve TÜBİTAK ile birlikte

1 sene içinde kurulmuştur. Kendi müdafii bir soru soruyor, bu merkezin kurulmasında

dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün bilgi ve onayı var mıdır? Sanık Hasan

Atilla Uğur Türk Silahlı Kuvvetlerinde takım seviyesinin üzerinde bütün kuruluşlara

Genelkurmay Başkanının onayı olmadan kurulması mümkün değildir onun için Teknik

İstihbarat Daire Başkanlığı da o zamanki Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Hilmi

Özkök'ün olduğu gibi İçişleri Bakanı o zamanki İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun da

bilgisi dahilinde kurulmuştur. Bu beyanına bir diyeceğiniz var mı?" şeklindeki sorusuna.


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   152   153   154   155   156   157   158   159   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin