T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə165/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   161   162   163   164   165   166   167   168   ...   335

öldürüleceğini savcıya anlatmak olduğunu, '


Mektupta yazdığı Süleyman Demirci, Deniz Baykal, Erdoğan Teziç, Bülent Eczacıbaşı,

Vural Savaş, Şener Eruygur, Kemal Anadol, Kemal Gürüz, Bekir Coşkun, Emin Çölaşan,

Tuncay Özkan, Sahih Kanadoğlu, A. Necdet Sezer, Cumhuriyet Gazetesi (Yeni), Türkan

Saylan, Mustafa Süzer, ABD Elçiliği, Gülay Tuğcu, Orhan Pamuk, Ruhat Mengi, Lajendik,

Wilson ve Patrikhanelere Ergenekon örgütü tarafından saldırılacağım bildiğini, iki üç gün

önce televizyondan Cumhuriyet Gazetesine yeni bir molotoflu saldırı yapıldığını

öğrendiğini, bunun da söylediklerinin doğru olduğunu gösterdiğini, kendisinin mektubu bu

olaydan önce cezaevi idaresine verdiğini, bunlar için gerekli önlemlerin alınmasını

istediğini, asıl amacının bu mektubu yazıp savcının kendisini çağırmasını ve ifadesini

almasını istemesi olduğunu, bu kişilere karşı eylem yapılması talimatı vermek olmadığını,

bunları açık olarak yazsa cezaevi idaresinin kabul etmeyeceğini, bu eylemleri bizzat

yapacağını bildirmesi üzerine ifadesinin alınacağını bildiğini ve inandığını, bu sebeple

karikatürleri talimat şeklinde şifreli olarak yaptığını, mektuptaki 9 hayvan resmi, isimler

ve elinde satirli bir insanın hemen dikkat çekeceğini bildiğini, Kendisine komplo kuran

İbrahim Genç 'in Ergenekon la bağlantılı olduğunu, bu mektubuyla birlikte İbrahim

Genç 'in kendisine yapılan yanlışı anlamasını istediğini, bu amaçla mektubun gideceği

adres olarak onu yazdığını, beyan etmiştir.
Osman Yıldırım 17.04.2008'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde
özetie;Kendisinin Danıştay Saldırısının Ergenekon soruşturması ile doğrudan bağlantılı

olduğunu bildiğini, bunun açığa çıkmasını istediğini, bu bağlamda 29.08.2006 tarihinde

Ankara Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe ile başvurarak Danıştay Saldırısının Ergenekon

örgütü üyeleri tarafından gerçekleştirilen hükümete yönelik planlı bir saldırı olduğunu ve

bu olayların Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Yusuf Ziya Arpacık ile diğer kişiler tarafından

organize edildiğini anlattığını. Kendisinin de bu organizasyonla ilişkisi olmasına rağmen

muhatapları tarafından söyledikleri önemsenmediği için kendi ilişkilerini gizleyerek bildiği

bütün gerçekleri anlattığını, bir istihbarat görevlisi gibi bilgi vermeye çalıştığını,

devamında Ìstanbul Cumhuriyet Savcısına tüm bildiklerini anlattığını, Danıştay Saldırısına

ilişkin yargılama devam ederken Ankara Savcılığına da dilekçe gönderdiğini, Ergenekon

soruşturması ve Ulusal Güç Birliği Hareketi isimli Semih Tufan Gülaltay önderliğindeki

oluşum hakkında bildiklerini Ankara Cumhuriyet Savcılığına ve 11. Ağır Ceza

Mahkemesi 'ne bildirdiğini, bombaların kendisine teslim edildiği ve bir öncesinde yapılan

Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması teklifinde bulunulduğu toplantıya Veli Küçük,

Muzaffer Tekin, Mehmet Zekeriya Öztürk, Mehmet Fikri Karadağ, Kuddusi Okkır ve Oktay

Yıldırım'ın katıldığını, Veli Küçük'ün bombaların teslim edildiği toplantıda olmadığını,

ancak kendisine 500.000 dolar karşılığı Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması eylemini
1119/2271
teklif ettiğini, kendisinin zaten Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Oktay Yddırım ile geçmişe

dayanan tanışıklığının olduğunu, beyan etmiştir.


Erhan Timuroğlu 13.03.2008 Tarihli İfadesinde Özetle; Daha önceki bir tarihte

Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım ile Üsküdar 'da bir kooperatife gittiklerini, kendisinin

üzerinde silah bulunduğunu, yaşlı bir kadının bu kooperatiften alacağı olan dairenin

verilmesi için devreye girdiklerini, Cumhuriyet gazetesi eyleminden sonra Alparslan

Arslan'ın kendisine İsmail Sağır'a verilmek üzere 200 YTL para verdiğini, Danıştay

eylemine geldikleri gün Alparslan Arslan'ın normal davranışlarının dışında davranışlar

sergilediğini, bir şey yiyip içmediğini, yargılanma sürecinde Alparslan Arslan'ın biz

yakında çıkacağız, fazla kalmayacağız, hepimiz çıkacağız dediğini duyduğunu, ancak nasıl

çıkacaklarını söylemediğini, yine duruşma sırasında Alparslan Arslan'ın Osman

Yıldırım 'ın kendisine bir tane kalaşnikof marka silah getirdiğini söylediğini, ancak bu

silah hakkında ayrıntılı bilgi vermediğini, Alparslan Arslan 'ın babası İdris Arslan

tarafından kendisine cezaevinde bir defet 200 YTL, bir defa da 100 YTL para yatırıldığını,

neden kendisine para yatırdığını ise bilmediğini, beyan etmiştir.
İsmail Sağır 13.03.2008 Tarihli İfadesinde Özetle; Osman Yıldırım ile Erhan Timuroğlu

vasıtasıyla tanıştığını, Osman Yıldırım ve Alparslan Arslan 'ın teklif ve yönlendirmeleri ile

Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması ve Danıştay 'a yapılan silahlı saldırı eylemlerine

katıldığını, Bu eylemlere Alparslan Arslan'ın vaddettiği 30.000 dolar için girdiğini,

amacının para olduğunu, Alparslan Arslan 'ın bu eylemlerden sonra kendisinin çok önemli

yerlere geleceğini, kendisi ile birlikte önemli yerlerde bulunacaklarını söyleyerek

kendilerini motive ettiğini,
Bu eylemlere karar verdikten sonra Alparslan Arslan 'ın tavır ve davranışlarında değişiklik

fark ettiğini, hiçbir şey yiyip içmediğini ve çok fazla konuştuğunu, davranışlarının normal

bir insanın davranışlarından farklı olduğunu, bu durumu Osman Yıldırım 'ın da fark

ederek, bu adama ne oldu, tavırları falan çok değişti, ben bu durumu anlayamadım

dediğini, zaman zaman Alparslan Arslan'a telefon geldiğini veya kendisinin birilerini

aradığını, her iki durumda da kendilerinin yanında konuşmamaya özen göstererek yalnız

konuşmaya çalıştığını, kendisinin kimlerle ve ne konuştuğu hakkında bilgiye sahip

olmadığını, yargılama sürecinde mahkeme nezarethanelerinde bulundukları zamanlarda

Alparslan Arslan 'ın Süleyman Esen 'e "Senin hakkında yalan söylediğim için pişmanım, o

gün neden böyle bir şey söylediğimi bilmiyorum, keşke senin için böyle bir şey

söylemeseydim, hakkını helal et" dediğini ve "Yargılamanın önemli olmadığını, zaten kısa

zamanda çıkacaklarını" söylediğini, ancak neye dayanarak böyle bir şey söylediğini

bilmediğini, Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların kim tarafından temin edildiğini

bilmediğini, attığı bombayı Alparslan Arslan 'ın verdiğini ve onun talimatıyla bombayı

attığını. Alparslan Arslan 'ın babası İdris Arslan tarafından cezaevinde iken kendi adına

100 ve 200 YTL olmak üzere tahminen toplamda 300 YTL para yatırıldığını, kendisi ile

birlikte bu davadan yatan kişilere de aynı şekilde para yatırdığını arkadaşlarının

söylediğini. Kendisinin Alparslan Arslan'ın para vaadine, eylemler sonucu kendisine

hiçbir şey olmayacağına ve iyi yerlere geleceğine dair sözlerine kandığı için bu olayların

içerisinde yer aldığını, beyan etmiştir.


Tekin İrşi 13.03.2008 Tarihli İfadesinde Özetle; Etiler 'deki Coco ve Bostancı 'daki

Hovarda adlı barlarda güvenlik elemanı olarak çalıştığını, Coco Bar'ın sahibinin

Amerikalı olduğunu, ancak Nazan isimli bir bayanın işlettiğini, Hovarda barın ise Ergül
1120/2271
Çakırca 'ya ait olduğunu, Osman Yıldırım ile 2004 yılı sonlarına doğru tanıştığını, Osman

Yıldırım 'ın Sultanbeyli 'de bulunan işletmeciliğini kendisinin yaptığı kahveye kumar

oynamak için gittiğini, birlikte kumar oynadıklarını, Erhan Timuroğlu ile de beş yıldır aynı

apartmanda oturduklarını, Osman Yıldırım 'ın kendisine eskiden tahsilat işi yaptığını

anlattığını, bu tahsilat işlerinden dolayı Osman Yıldırım 'm cezaevine girip çıktığını

bildiğini, Cumhuriyet gazetesine ilk bombanın atıldığı gün Erhan Timuroğlu ile birlikte

Coco Star isimli barda oturduklarını, buraya daha sonra Osman Yıldırım 'ın da geldiğini,

Osman Yıldırım 'ın beyaz bir beze sarılı el bombasını çıkartıp ortaya koyduğunu ve bu

bomba Cumhuriyet Gazetesine atılacak dediğini, nedenini sorduğunda ise Cumhuriyet

gazetesi köşe yazarlarının domuzun başına türban çizilen karikatür yaparak inançlı

insanları domuza benzettiklerini, bunlara bir mesaj göndermek gerektiğini, mesajı aldıktan

sonra bir daha böyle bir şey yapamayacaklarını, eylemin mükafatı olacağını ve karşılığını

alacaklarını söylediğini, kendisinin bu eylemi yapabileceğini söyleyerek mükafatının ne

olduğunu sorduğunu, Osman Yıldırım'ın da herkesin 30.000 dolar alacağını söylediğini,

bunun üzerine kendisinin işi kabul ettiğini, bu görüşmeleri yaparken yanlarında Erhan

Timuroğlu'nun da olduğunu, ancak herhangi bir şey söylemediğini, Osman Yıldırım'ın

ecza poşetinin içerisindeki beyaz beze sarılı bombayı çıkararak nasıl atılacağını kendisine

gösterdiğini, daha sonra bir ticari taksiye bindiklerini ve bombayı atacakları yerin

adresini bulmak için keşfe gittiklerini, adresin Osman Yıldırım 'ın elinde not kağıdına yazılı

olduğunu, bardan çıkmadan önce bombayı kendi üzerine aldığını, taksiden indikten sonra

Osman 'ın kendisine sen bombayı at, bara git, orada bulaşalım dediğini, gazetenin önüne

bombayı atmak düşüncesiyle tekrar geldiğini, fakat öğle vakti olduğu için gazetenin

bulunduğu caddenin çok kalabalık olması nedeniyle bombayı atmaktan vazgeçtiğini ve

atamadığını, yakınlarda bir yerde bir kafeye gittiğini ve kulübeden Osman 'ın 533 'le

başlayan ve 0880 ile biten numarasını aradığını, Osman 'a caddenin çok kalabalık

olduğunu, aşırı insan olduğunu ve atamayacağını, insanlara çok zarar vereceğini

söylediğini, Osman 'ın da kendisine atarsın, o kadar önemli değil şeklinde tekrar atmasını

istediğini, atmayacağını ısrarla belirtmesi üzerine kendisine Coco Star Bara gitmesini

söylediğini, bara gittiğinde Erhan 'ın barda olduğunu, bara gittikten yaklaşık 45 dakika

sonra Osman 'ın bara geldiğini, bu arada saatin 13 sıraları olduğunu, Osman 'a barda da

aynı şeyleri etrafın çok kalabalık olduğunu, insanların zarar görebileceğini ama akşam

sakin bir zamanda atabileceğini söylediğini, Osman 'ın da bu teklifini kabul ettiğini, 19-20

saatlerine kadar barda üçünün birlikte beklediklerini,
Saat 20.00 gibi Erhan ve Osman'la birlikte Cevahir alışveriş merkezinin önünde

indiklerini, Erhan ve Osman 'ın caddenin başında kalarak kendisini gözetlemeye

başladığını, Cumhuriyet gazetesinin yanına gittiğini, ancak etrafın yine kalabalık

olduğunu, bunun üzerine Erhan ve Osman'ın yanına döndüğünü, etrafın kalabalık

olduğunu ve biraz dolaştıktan sonra atacağını söylediğini, oradan Mecidiyeköy'e kadar

yürüyerek gittiklerini ve geri döndüklerini,


Tahminen saat 22.30 civarları tekrar gittiğini, etrafın sakin olduğunu, insanların

olmadığını gördüğünü, cebinden çıkardığı el bombasını Cumhuriyet Gazetesinin bahçesine

pimini çekmeden attığını, ancak pimi heyecandan veya başka bir nedenle değil, sadece

kendi istemediği için çekmediğini, bombanın bahçeye düştüğünü, oradan Şişli Adliyesine

doğru koştuğunu, caddeye çıkınca ticari taksiye bindiğini ve bara gittiğini, sonra bara

Erhan 'ın geldiğini, o gece Osman 'la hiç görüşmediklerini, Osman 'ın bara da gelmediğini,

o gün Erhan'la birlikte barda kaldıklarını, sabah evine döndüğünü, saat 9 sıralarında

Osman 'ın aradığını ve Sultanbeyli 'ye çağırdığını, Sultanbeyli 'de bir cafede buluştuklarını,


1121 /2271
yarım saat sonra Erhan 'ın da yanlarına geldiğini, Osman 'ın kendisine bombanın

patlamadığını söylediğini, kendisinin de bombayı pimini çekmeden attığını söylediğini,

bunun üzerine Osman Jn serzenişte bulunduğunu ve keşke patlatsaydın dediğini, sonradan

da iyi ki patlatmadın, mesajı almışlardır dediğini, Osman 'ın bu konuşmalarını Erhan 'ın da

duyduğunu. Sonra küfeden çıktıklarını ve Sultanbeyli 'de dolaştıklarını, paranın birkaç gün

sonra geleceğini söylediğini, bir süre sonra kendilerini evlerine bıraktığını ve gittiğini,


Bu tarihten üç gün sonra Bostancı 'da Hovarda bardayken Erhan 'ın telefon açtığını,

Osman 'ın yanına geleceğini beraber Şamandıra Ferhat Paşa Mahallesine geçeceklerini,

oradan İsmail isminde bir arkadaşı da alarak Etiler 'deki Coco Bar 'a kendisinin yanına

geleceklerini söylediğini, akşam saat 20 sıralarında Erhan'ın yanında olduklarını,

Erhan 'ın Osman 'la İsmail 'i tanıştırdığını, Osman 'ın attıkları bombanın mutlaka patlaması

gerektiğini, bu nedenle yeniden bomba atılacağını söylediğini, Osman 'ın İsmail ile ayrı bir

masada baş başa görüşme yaptığını, bu görüşmeden sonra Osman 'ın İsmail 'in bombayı

atacağını söylediğini, sonra Osman 'ın Sultanbeyli 'deki evinin önüne gittiklerini, Osman 'ın

eve gidip geldiğini ve bombayı getirdiğini, arabayla yakında bulunan bir petrole

gittiklerini, orada arabayı park ettiklerini, araçtan inip etrafta dolaşırken Osman'la

İsmail'in aracın içersinde 30-40 dakika kadar konuştuklarını, sonra hep beraber saat

22.30 sıralarında Coco Star Bara döndüklerini,


Osman 'ın barda beyaz bir bez üzerine Arapça bir şeyler yazdığını, bu bezi İsmail 'e

verdiğini, bombayla birlikte bu bezi Cumhuriyet Gazetesinin bahçesine atmasını

söylediğini, Osman 'ın arabasıyla Cevahir 'in önüne kadar gittiklerini ve orada indiklerini,

Cumhuriyet gazetesinin yerini İsmail'e gösterdiklerini, İsmail'in bombayı atmaya

gideceğini, kendisinin Osman'la oradan ayrılacağım, planlarının bu şekilde olduğunu,

ancak İsmail'in İstanbul'u bilmediği için bombayı atmaya gitmekte çekindiğini fark

ettiğini, kendisinin yanında gitmek istediğini ancak Osman'ın ısrarla gitmemesini

istediğini, fakat İsmail 'i yalnız bırakmak istemediğini ve gazetenin oraya doğru ilerlemeye

başladıklarını, bu esnada İsmail'in barda üzerine Arapça bazı şeyler yazmış olduğu bezi

yol üzerinde bir varilin içerisine attığını, oraya vardıklarında saatin 23 sıraları olduğunu,

etrafın sakin ve hiç kimsenin olmadığını, yan yana yürürken İsmail 'in bombanın pimini

çektiğini ve bahçeden içeriye attığını, hatta kulaklarını kapatarak kaçmaya başladıklarını,

fakat patlama sesi duymadıklarını, kaçarken bombanın piminin İsmail 'in elinde olduğunu,

ticari bir taksiyle Coco Bar 'a geldiklerini, bara geldiklerinde Osman, Erhan ve Alparslan

Arslan 'ın orada oturuyor olduklarım, Alparslan Arslan 'ı ilk olarak burada gördüğünü,

Osman 'm kendilerine hitaben patlamadı mı diye sorduğunu, pimi çektiklerini ancak

bombanın patlamadığını söylediğini, hatta İsmail 'in elindeki pimi Osman 'a gösterdiğini,

bunun üzerine orada Alparslan ve Osman 'm biraz çıkışarak bombanın neden

patlamadığını sorduğunu, Osman'ın da bombada arıza olabileceğini söylediğini,

Alparslan'/ ilk defa orada gördüğünü, içeri girdiğinde olayla ilgili bir şey konuşmak

istemediğini ancak Osman 'ın ne olduğunu sorduğunu, kendisinin de Osman soruyorsa

Alparslan 'ın yabancı birisi olmadığını düşündüğünü ve olayı anlattığını, kendi beyanları

üzerine Alparslan'ın Osman'a yukarıda anlattığı beyanlarda bulunduğunu, yaşanan bu

olaylardan Alparslan'ın da bu konuları bildiğim düşündüğünü, Saat 02.00 sıralarında

Alparslan ile Osman 'ın birlikte hardan ayrılarak gittiklerini, herhangi bir şey

söylemediklerini, Erhan ve İsmail ile birlikte barda kaldıklarını, o gün sabah evlerine

gittiklerini, ikinci bombanın atılmasının ertesi günü saat öğlen 12 gibi Hovarda bara

gittiğini, Erhan'la barda sohbet ettikleri esnada Osman'ın Erhan'a telefon açtığını ve

Berkay'ın çay bahçesinde buluşmalarını, avukatın da oraya geleceğini söylediğini, Osman
1122/2271
ve Alparslan 'ın kendi arabaları ile ayrı ayrı geldiklerini, önce Osman 'ın geldiğini,

Osman la birlikte iki kişinin daha geldiğini, bu şahısları tanımadığını, o gece atılan

bombayla ilgili herhangi bir şey konuşmadıklarını, orada muhabbet ederken Alparslan'ın

Osman 'a yakında bir işimiz olacak dediğini, yarım saat kadar sohbet ettikten sonra

ayrıldıklarını, İkinci bombanın atılmasından 3 (üç) gün sonra Coco Bar da Erhan ve

İsmail ile birlikte otururlarken Osman 'ın Erhan 'ı aradığını. Erhan ve İsmail 'in

Mecidiyeköy'e gelmesini istediğini, Erhan'la İsmail'in saat 18.00 sıralarında gittiklerini.

Saat 19.30 sıralarında Erhan'ın bara geldiğini, barın yakınlarında bir yerde telefonla

aradığını, telefonda barda polis olup olmadığını sorduğunu, sesinden endişeli olduğunun

anlaşıldığını, kendisinin de polis olmadığını söylediğini, bunun üzerine bara geldiğini,

yüzünden bir şeylerin olduğunun anlaşıldığını, kendisine ne olduğunu sorduğunda onun da

Alparslan'ın Cumhuriyet Gazetesine bomba attığını ve bombanın patladığını söylediğini,

kendisinin de İsmail 'in nerede olduğunu sorduğunu, Erhan 'ın ise İsmail 'in olaydan sonra

kaçtığını ve nerede olduğunu bilmediğini söylediğini, Erhan 'ı sakinleştirmeye çalışırken

İsmail 'in de bara geldiğini, İsmail 'in de Erhan gibi heyecanlı ve rengi atmış bir şekilde

olduğunu,


Mecidiyeköy 'de Osman la buluştuklarını, orada Alparslan 'ın başı kapalı bir bayanla 2-3

dakika görüştüğünü, Osman 'ın orada kendilerini beklediğini, kendilerinin (yani İsmail,

Erhan ve Alparslan'ın) gazetenin önüne gittiklerini, Alparslan'ın birden cebinden el

bombasını çıkarıp pimini çektiğini, daha sonra "Allahu Ekber" diyerek tekbir getirdiğini

ve "Allah sizi cezalandıracak, Allah 'ın kanunu üzerine başka kanun yok. " şeklinde

bağırdıktan sonra bombayı attığını, bombanın patlaması üzerine güvenlikçilerin

kendilerine doğru ateş ettiklerini, Alparslan 'ında kendi silahını çektiğini ancak Erhan

tarafından Alparslan'ın ateş etmesini engellediğini kendisine anlattıklarını, Erhan'ın

Alparslan'la birlikte bir camiye gidip namaz kıldıklarını daha sonra kendisinin bara

geldiğini söylediğini, yaklaşık iki saat sonra Alparslan 'ın elinde meyve kaseleriyle bara

geldiğini ve kendilerine bunların böyle cezalandırılmasını Allah istedi, böyle olması

gerekiyordu dediğini, sonra Kanal 1 'in sahibi Gökhan 'ı alacaklarını söylediğini,

Gökhan 'ın borcunun olduğunu, eğer ödemezse Kanal 1 'e roket atacaklarını söylediğini,

daha sonra dağıldıklarını, Aradan birkaç gün geçtikten sonra evinde otururken Erhan 'ın

kendisini telefonla aradığını ve bildiği bir kulübe çağırdığını, kulübün ismini şuan

hatırlayamadığını, kulübe gittiğini, kulüpte Erhan ve İsmail'in olduğunu, Erhan'ın biraz

sonra Alparslan la Osman 'ın geleceğini söylediğini, yaklaşık bir saat sonra Alparslan ve

Osman 'ın ayrı ayrı özel otolarla geldiklerini, Alparslan 'ın çok yorgun ve bitik bir halde

olduğunu, Alparslan'ın Ankara'da bir işimiz var, Ankara'ya gitmemiz lazım dediğini,

sonra kendisine dönerek Tekin yalnız sen Ankara 'ya gelme biz iki gün sonra geri geleceğiz

dediğini, sonra Osman 'a dönerek o kaleşnikovu getirdin mi, nasıl sağlam mı diye

sorduğunu, Osman 'ın da doğrudur getirdim, arabanın bagajında, olmazsa boş bir arazide

deneriz dediğini, sonrada sendeki tenekeler nasıl, sağlam mı diye Alparslan 'a sorduğunu,

Alparslan 'ın da Osman 'a bendekiler sağlam, benimkiler arabanın gözünde dediğini, bir

süre sonra Alparslan, Erhan ve İsmail birlikte Alparslan 'ın arabasına bindiğini, Alparslan

çok yorgun ve bitkin olduğundan otoyu Erhan 'ın kullanmasını istediğini, Osman 'ın da

kendi arabasına bindiğini ve bu şekilde yola çıktılarını, kendisinin de evine döndüğünü,
Şu an tam olarak hatırlamadığını ama arkadaşları gittikten bir ya da iki gün sonra sabah

saatlerinde TV'den Alparslan Arslan'ın Danıştay'a saldırı yaptığını öğrendiğini,

Alparslan'ın yakalandığını TV'den öğrendiğini, hayatına normal bir şekilde devam

ettiğini, 4-5 gün kadar sonra polislerin Bostancı 'daki bara geldiklerini ve kendisini


1123/2271
yakaladıklarını, daha sonra Ankara'ya getirdiklerini. Cumhuriyet Gazetesinin

bombalanması ve diğer olaylarla ilgili ifadesinin alındığını, sonra mahkemeye çıktığını ve

tutuklandığını, tutuklandıktan sonra şuanda bulunduğu cezaevine teslim edildiğini,

yaklaşık iki yıldan beri burada tutuklu bulunduğunu, on yıl ceza aldığını, tutuklandıktan

yaklaşık altı ay kadar sonra hesabına 300 YTL para yatmış olduğunu, parayı kimin

yatırdığını dair fişe baktığında parayı yatıranın Alparslan Arslan'ın bahası İdris Arslan

olduğunu anladığım, daha sonraki süreçte bugüne kadar İdris Arslan 'm 4 ya da 5 defa

para yatırdığını, her defasında 250-300 YTL arasında para yatırdığını, mahkemeye gidip

gelirken aynı suçtan tutuklu bulunduğu diğer arkadaşlarıyla konuştuğunda İdris Arslan 'ın

bütün arkadaşlara aynı şekilde paralar yatırdığını öğrendiğini, İdris Arslan 'ın neden para

yatırdığını bilmediğini, bunu kimseye sorma imkanı da olmadığını, kendisine yatırılan bu

paraları harcadığını, bunların dışında ailesinden başka para yatıran kimsenin olmadığını,

Cumhuriyet Gazetesine üçüncü bombayı Alparslan Arslan 'ın attığını, Alparslan bombayı

attıktan sonra hep birlikte Coco Star barda buluştuklarını, burada otururken Alparslan 'ın

değişik bir uyuşturucu kullandığını, bu uyuşturucunun bilinen tüm uyuşturuculardan çok

farklı ve çok etkili olduğunu, burundan alındığını, kokainden ya da diğer uyuşturuculardan

çok fazla etkili olduğunu söylediğini, diğer uyuşturucuların kendisinin kullandığı

uyuşturucunun yanında hiçbir şey olmadığını söylediğini, fakat bu uyuşturucunun isminin

ne olduğunu ve nereden bulduğunu söylemediğini, beyan etmiştir.
Süleyman Esen 13.03.2008 Tarihli İfadesinde Özetle; 1998 yılında Hukuk Fakültesini

bitirdiğini, O tarihten 2006 yılına kadar Avukatlık yaptığını, Örgüt üyesi olmaktan ve

örgüte bomba temin etmekten 10 yıl hapis cezası aldığını, Osman Yıldırım, Erhan

Timuroğlu, Tekin İrşi ve İsmail Sağır 'ı burada cezaevi ring araçları ile mahkemelere gidip

geldiği esnada tanıdığını, daha önceden hiç birisini tanımadığını. Veli Küçük 'ü basından

duyduğu kadarıyla tanıdığını, Alparslan Arslan'ı 1994 yılından Marmara Hukukla aynı

sınıfta okuması sebebiyle tanıdığını, aynı zamanda şuan kendisiyle meslektaş olduklarını,

Kadıköy 'deki Adliyenin karşısında bulunan bürosuna bir kaç defa gittiğini, Üsküdar 'daki

evine de gitmişliği olduğunu, evine gittiğinde kağıt oynadıklarını veya film seyrettiklerini,

yanlarında Alparslan Arslan İn ev arkadaşları Orhan Kadı, Teoman Ekşioğlu, Fethullah,

Fikri, Recep, Burhan, Ser kan isimli avukat arkadaşlarının zaman zaman olduklarını, bu

isimlerini saydığı arkadaşları ile hepsinin aynı okul mezunu olduklarını, Alparslan

Arslan'ın dik başlı, dediği dedik, alıngan, kendi doğruları olan ve karşı taraf ne derse

desin kafasına, fikirlerine uymazsa kesinlikle kabul etmeyen bir insan olduğunu, iyi para

kazanan yani zengin müvekkilleri olduğunu tahmin ettiğini, kendi bürosu olduğunu,

Burhan isimli arkadaşın yanında çalıştığını, arabası olduğunu, kendisinin de iyi para

kazandığını söylediğini, siyasi konuşmaları sevdiğini, sürekli bu vatan bizim diyerek vatan,

bayrak, millet gibi kavramlara kesinlikle söz söyletmediğini, her defasında bizler

Müslüman Türk milletiyiz, namaz kılmak lazım. Cumaya gitmek lazım, kitap okumak lazım

dediğini ancak namaz kılmadığım, uykudan kalkabilirse cumaya gittiğini, Osman

Yıldırım İn davalarına baktığını nezarethanede öğrendiğini, Osman Yıldırım! dışarıdan

tanımadığını, Alparslan Arslan'ın Hakkı Kurtuluş isimli bir avukatın yanında staj

yaptığını, bu şahsın da Sedat Peker'den ötürü gözaltına alındığını ve ceza aldığını

bildiğini, Hakkı Kurtuluş 'u Üsküdar 'daki Şemsi Paşa Kütüphanesinin yanında Katibim


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   161   162   163   164   165   166   167   168   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin