anlaşılmaktadır. Yine 22.05.2002 tarihinde sanık Veli Küçük'ün ödül aldığı ve konuşma
yaptığı sanık Sedat Peker*in www.ozturkler.com internet sitesinin tanıtım gecesine sanık
Muzaffer Tekin'in de katıldığı dosyada mevcut görüntü kayıtlarından anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ve Danıştay saldırısıyla ilgili olarak 01.03.2006 ile
31.05.2006 tarihleri arasında ismi geçen sanıkların telefon dökümlerinin incelenmesiyle
ilgili Mahkemenizin 2009/191 Esas sayılı dava dosyasının 09.11.2012 tarihli oturumunun
40-a nolu ara kararı gereği yapılan inceleme tutanağına bakıldığında, eylemler öncesinde;
Sanık Veli Küçük'ün 5336439665 numaralı telefonunun 25.03.2006 tarihinde saat: 14.01-
15.06 arasında "ISTCAMLICABULGU" adresinden baz verdiği, sanık Mehmet Zekeriya
Öztürk'ün 5323412902 numaralı telefonunun da belirtilen tarihte aynı saatlerde aynı
adresten baz verdiği, Muzaffer Tekin'in 5322919293 numaralı telefonunun bu saat
aralıklarında bazının düşmediği ancak saat: 11.16'da Mehmet Zekeriya Öztürk ile telefon
görüşmesi yaptığından kendisinin de aynı yere birlikte gittiği değerlendirildiği.
Veli Küçük'ün 5336439665 numaralı telefonunun 23.04.2006 tarihinde saat: 12.48-14.02
arasında. Muzaffer Tekin'in 5322919293 numaralı telefonunun saat: 12.39-12.53 arasında
1203/2271
Türk Ordotoks Patrikhanesi'nin bulunduğu "ISTKARMUMHANECD" adresinden baz
verdikleri, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz ve Levent Temiz'in de yine belirtilen tarihte
aynı saatler arasında aynı adresten baz verdikleri tespit edilmiştir.
Bunların yanı sıra sanıklar Muzaffer Tekin ve Mehmet Zekeriya Öztürk'ün Danıştay
saldırısı sonrasında gözaltına alındıktan sonra işlemlerinin takip edilmesi için, sanık Veli
Küçük'ün sanık Kemal Kerinçsiz'i Ankara'ya gönderdiğini destekler telefon irtibatlarının
bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre 22.05.2006 tarihinde Kemal Kerinçsiz, Oktay Yıldırım,
Rafet Arslan ve Sevgi Erenerol'un Kadıköy Kalamış Marina civarında buluştukları, Sevgi
Erenerol'un buradan ayrıldıktan sonra 5323678060 numaralı telefonundan saat:19.47'de
Veli Küçük'ün 5336439665 numaralı telefonunu arayarak 205 saniyelik görüşme yaptığı.
24.05.2006 tarihinde Kemal Kerinçsiz'in ve Oktay Yıldırım ile birlikte Ankara'ya gittiği,
sanık Kemal Kerinçsiz'in Ankara'ya hareket etmeden önce 5322143354 numaralı
telefonundan Sevgi Erenerol'un 5323678060 numaralı telefonu ile 3 adet, Veli Küçük'ün
5336439665 numaralı telefonu ile 2 adet görüşmesinin olduğu, Ankara'ya vardıktan sonra
saat:22.33'de Veli Küçük'ün 5336439665 numaralı telefonu ile yine 1 adet görüşme
yaptığı, Muzaffer Tekin'in adliyeye sevk edildiği 26.05.2006 tarihinde Kemal Kerinçsiz'in
telefonunun Ankara Adliyesi civarında baz verdiği sırada Veli Küçük'ün 5336439665
numaralı telefonu ile 14:50-18:25 saatleri arasında 3 adet görüşmesinin bulunduğu tespit
edilmiş, dolayısıyla Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi sanık Veli Küçük'ün sanık
Muzaffer Tekin'in gözaltı alınmasını ve soruşturma sürecini sanık Kemal Kerinçsiz
aracılığı ile takip ettiği anlaşılmıştır.
Veli Küçük'ün, Alparslan Arslan'ın Verdiği İkinci İfade Öncesi Saygı Öztürk'e
Verdiği Röportaj: Gazeteci Saygı Öztürk, Danıştay Saldırısı sonrası Veli Küçük'ün sanık
Alparslan Arslan ile irtibatı olduğu yönünde basında haberlerin yer alması sonrası Veli
Küçük ile 23.05.2006 tarihinde röportaj yapmıştır.
Veli Küçük röportajda; "Muzaffer Tekin 'i yakından tanımadığını, kendisini birkaç defa
gördüğünü, adını Muzaffer değil Süleymanolarak bildiğini, eski subay olduğunu da
sonradan öğrendiğini, Süleyman olarak bildiği Muzaffer Tekin 'in intihara kalkıştığının
basında yer aldığını, bu şekilde intihar olmayacağını, eğer subaysa tabancasını çekerek
intihar etmesi gerektiğini, dangul dungul bir intihar şeklinin olmadığını, bugüne kadar
olan intiharların böyle olmadığını " söylemiştir.
Bu röportajın yayınlanmasından sonra Alparslan Arslan 26.06.2006 tarihinde tekrar ifade
vermek istediğini cezaevi yönetimine bildirmesi üzerine Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığında alınan ifadesinde; "kendisinin liderinin Süleyman Esen olduğunu, gerekli
açıklamaları kendisinin yapacağını. Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları da Süleyman
Esen 'den aldığını, Süleyman Esen ile beraber dini içerikli sohbetler yapmak için Salih
Kurter 'in evine gittiklerini" beyan etmiştir.
Alparslan Arslan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada; "Olaylardan
Süleyman Esenin haberi yoktur. Benim liderim değildir. Talimat almadım ve yalan
söyledim. Süleyman Esen 'in yapısı zaten bu işlere göre değildir. Saf birisidir. Bu konuda
avukatımın verdiği dilekçelerden bir tanesini size ibraz ediyorum " demiştir.
Sözü edilen röportajın yayınlanmasına kadar Alparslan Arslan'ın alınan kolluk ve
Cumhuriyet savcılığı ifadelerinde kendisini kimsenin azmettirmediğini beyan etmesine
1204/2271
rağmen. Veli Küçük'ün "Muzaffer Tekin'i Süleyman olarak tanıyorum" şeklindeki
sözlerinden sonra, soruşturmanın önceki aşamalarında hiç adı geçmeyen Süleyman Esen'in
adını vermesi dikkat çekici bir husus olarak Mahkemenin takdirine sunulmuştur.
Bu husus, Alparslan ArslanTn cezaevinde de Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantısını
sürdürdüğünü, aldığı mesaj ya da talimat gereği bu şekil bir hareket tarzı izlediğini, ancak
bir beyanı ile tutuklanan arkadaşının durumunu görüp pişmanlık duyarak ifadesinden
döndüğü şeklinde yorumlanmıştır.
Söz konusu röportajın diğer kısımları da dikkate değerdir. Veli Küçük, Danıştay saldırısı
ile ilgili komplo teorisi üretmeye gerek olmadığını, her şeyin elde olduğunu, her şeyin
çözülmesi gerektiğini, saldırı yapan şahsın yakalandığını, bu nedenle olayı genişletip iyice
karmaşık hale getirilmesini uygun bulmadığını, olaya bakıldığında eylemi gerçekleştiren
şahsın deli, şuursuz ve psikopat birisi olduğunu, televizyon ve gazetelerde yapılan
yorumların komplo teorileri olduğunu, olayı yapan şahsın sorgulayın her şeye
ulaşılabileceğini, komplo teorileri geliştirip ortamı germenin ve şunla görüşmüş, şunla
buluşmuş demenin sırası olmadığını, olayın arkasında Kızılelmacılar var dendiğini, bunun
nereden çıktığını anlamadığını beyan etmiştir.
Mesleki geçmişinde sorumlu düzeyde Adli Kolluk görevi yaptığı bilinen Veli Küçük'ün bu
ölçekteki bir eylemin bir kişi tarafından tasarlanıp gerçekleştirilmesinin çok zor olduğunu,
eylemi yapan kişinin ortaya çıkan birtakım irtibatlarının tesadüf veya önemsiz gibi
görülmeyip en ince ayrıntısına kadar araştırılıp soruşturulması gerektiğini en iyi bilecek
kişilerden biri olduğu kuşkusuzdur. Veli Küçük'ün bunun aksine, ısrarla olayı yapan şahsın
yakalandığını, şahsın konuşturularak söylediklerinin doğruluğunun araştırılmasıyla olayın
ortaya çıkarılabileceğini beyan etmesinin, soruşturmanın Alpaslan ArslanTn beyanlarına
esas alınıp yürütülerek, Alparslan ArslanTn nihayetinde kendisine ulaşacak olan
bağlantılarının ortaya çıkartılamaması, yine Alparslan Arslan için deli, şuursuz ve psikopat
olduğu sözleri ile, bu nitelikteki birisinin eyleminin geniş çaplı bir organizasyon dahilinde
olamayacağını ihsas etmesinin yönlendirme ve soruşturmanın doğru noktaya gitmesini
önleme amacını taşıdığı değerlendirilmiştir.
Veli Küçük'ün Alparslan Arslan hakkındaki bu değerlendirmesi doğru kabul edilse bile,
Ergenekon Terör Örgütünün ana dokümanlarından olan "Lobi" adı verilen örgüt
belgesinde "Eleman Profili" alt başlığında yazılı " .... gereğinde her tür eleman
profilinden yararlanılmasından kaçınılmamalıdır. Özellikle sistemle barışık olmayan,
aradığını bulamamış yapıdaki kişilikler seçilmelidir...." kuralına aykırı olmadığı
görülmektedir. Ergenekon Terör Örgütünün ana dokümanı olan Ergenekon Belgesinin,
Eleman ve Organizasyon alt başlığı altında; Örgüt için ne denli yararlı olursa olsun,
kamuoyunda imajı zedelenmiş bir elemanı örgüt içinde tutmak ve korumaya yönelmek çok
sakıncalıdır" yazılıdır.
Veli Küçük'ün röportajda; "Muzaffer Tekin'i yakından tanımadığını, kendisini birkaç defa
gördüğünü, adını Muzaffer değil Süleyman olarak bildiğini, eski subay olduğunu da
sonradan öğrendiğini, Süleyman olarak bildiği Muzaffer Tekin'in intihara kalkıştığının
basında yer aldığını, bu şekilde intihar olmayacağını, eğer subaysa tabancasını çekerek
intihar etmesi gerektiğini, dangul dungul bir intihar şeklinin olmadığını, bugüne kadar olan
intiharların böyle olmadığını" söyleyerek, bu örgüt prensibine uygun olarak Muzaffer
1205/2271
Tekin'i sahiplenmediği, ayrıca eyleminin de başarısız olduğu mesajını vermeyi amaçladığı
anlaşılmıştır.
Sanık Alparslan Arslan mahkemeniz huzurunda sanık Veli Küçük ile tanışmadığını, ilk
defa kendisini huzurda gördüğünü beyan etmiş ise de sorulan sorulara verdiği cevaplar
dikkat çekici bulunmuştur. Şöyle ki;
116 celsede; Duruşma Savcısı Nihat TaşkınTn: "Osman Yıldırım 'ı Ankara da cezaevinde
tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde Veli Küçük ile tanıştığını, hem de eskiden itibaren
tanıştığını söylüyor. Siz en azından 2003 yılından itibaren birliktesiniz. Size böyle bir
şeyden bahsetti mi? "şeklindeki sorusuna,
Sanık Alparslan Arslan: "Hayır, yani ben konuştuğumuzu Veli Küçük sohbeti sürekli geçer.
Ülkücü camiada devletin, derin devletin, siyasetin, mafyanın konuşulduğu benim
bildiğim yani şahit oldum kendisi kabul eder veya etmez bilemem de, ismi geçer
anlatabildim mi? bende uzaktan kendisine saygı duyduğum bir insan, saygı başka bir şey
yok. Saygı duyduğum bir insan başka diyeceğim bir şey yok yani. Emekli olduğunu, emekli
ettirildiğini ben bu konuda çok kızmışımdır yani, kendisinin kabullenip kabullenmemesi
çok umurumda değil ama Veli Küçük ismi Türkiye de bir şeydir yani bir semboldür.
Tamam mı? Genelkurmay'dan o emekli, emekliliği yani kabul etmediğimiz o konuda
kızdığımız Genelkurmay 'a veryansın ettiğimiz kişilerden biriydi yani, ülkücü camiada,
milliyetçi, mukaddesatçı, Müslüman, ülkücü camiada bizim Genelkurmay'a veryansın
ettiğimiz konulardan biri Veli Küçük. Bu adam niye işte erken terfi ettiril, şey emekli
ettirildi gibi bir şey vardı bizde yani. "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın:"S7z avukatlık stajınızın bir bölümünü Hakkı Kurtuluş isimli
avukatın yanında yaptığınız. Bu doğru mu?
Sanık Alparslan Arslan:"Evet. "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Ne şekilde kendisini buldunuz? Hangi irtibatınız nedeniyle
onun yanında staja, "
Sanık Alparslan Arslan:"Fz>?e Üsküdar'da ki çay bahçesi, kendisi oraya sürekli gelip
giderdi ben öğrenciyken ülkü ocaklarında görevliydi o zaman o, tanışıklığımız vardı
kendisini sever sayarım bir arada kaldık yaklaşık 6 ay 1 yıl. Sonra vesilelerle ayrıldım ve
sevip saydığım insanlardan biridir yani saygı değer bir insan. "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Bu kişi Sedat Peker 'in avukatlığını yapmış, "
Sanık Alparslan Arslan: "Haberdarım o konudan, da ben yani, "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Hatta o soruşturma kapsamında, soruşturma geçirmiş.
Bundan haberiniz var mı? "
Sanık Alparslan Arslan: "Haberim vardı, hıhı.
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Peki bu kişinin Veli Küçük ile bir bağlantı, telefon
bağlantısı olduğunu,"
Sanık Alparslan Arslan: "Muhakkak vardır, muhakkak vardır."
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Neden böyle söylüyorsunuz?
Sanık Alparslan Arslan: "Neyi nasıl söylüyorum? "
Duruşma Savcısı Nihat Taşkın: "Neden muhakkak vardır,diyor sunuz?
Sanık Alparslan Arslan: "Ya şimdi Hakkı Kurtuluş yapı tarz, duruşu olan bir insan tamam
mı? Muhakkak vesilelerle avukatlık yapan bir insan ama kendi yapısına göre avukatlık
yapan bir insan yani her işi almaz. Anlatabildim mi? rahat işlere gider, insanları diyalogla
karşılıklı sohbetle, barıştırarak, uzlaştırarak meseleler çözme taraftarı, yapısına sahip bir
insandır, kendisi muhakkak vardır yani ne bileyim benim zannım bu, görmüşlüğüm,
duymuşluğum, bilmişliğim yok bu konuda bu sadece bir zan. Ben diyaloglar var falan kesin
demedim, dememişimdir. Ama sorsalar büyük ihtimalle vardır diye ifade de bulunmuşum,
bulunmuş olabilirim eskiden yani. O bahsedilen bir fotoğraf var Veli Küçük ile de Veli
Küçük bey 'le oradaki şahıs ben emniyette de söyledim, ceza sıncanda kaldığım cezaevinde
de söyledim. Hala tam netleşmedi herhalde ben hayatımda hiç görmedim, Veli Küçük'ü
medya haricinde, burada gördüm kendisini bu kadar başka bir şey yok sadece sima
benziyor. " Şeklinde yanıt vermiştir.
Sanık Veli Küçük Müdafi Av. Zeynep Küçükun: 'Alparslan bey Osman Yıldırım
tarafından değişik sıfatlarla verilen ifadelerin toplamında sizin Veli Küçük ile bir arada
defalarca gördüğünü, bunların ya Kadıköy de veya Üsküdar'daki çay bahçesinde
olduğunu hatta bir tanesinin de Ümraniye de bir muhallebicide bir araya geldiğinizi
söylüyor. Hatta Veli Küçük ve sizin konuşmalarınıza kendisini dahil etmediğinizi, onun
uzakta oturduğunu sonra çağırdığınızı birlikte sohbet ettiğinizi. Bir arkadaşlık ortamında
yani Veli Küçük siz ve Osman Yıldırım 'ın bir arada bulunduğunu büronuzda da
Üsküdar 'daki çay bahçesinde de Ümraniye 'deki muhallebicide de bunların gerçekleştiğini
söylüyor. Bu konuya ilişkin açıklık getirir misiniz? Osman Yıldırım doğru mu söylüyor?"
Sanık Alparslan Arslan: "Veli Küçük'ü hayatım boyunca ilk defa burada gördüm yüz yüze
canlı olarak yani medyadaki fotoğraflar bir de bu kamera yayınları haricinde burada
gördüm sadece bunu söyleyeyim size. "Şeklindeyanıt vermiştir.
Mahkemenizin 2008/209 esas sayılı dosyasının 20.10.2009 tarihli, 117. celsesinde; Üye
Hâkim Hasan Hüseyin Özese nin:"Osman Yıldırım'la Veli Küçük tanışıyorlar mıydı?"
sorusuna.
Sanık Alparslan Arslan:"Yav, vallahi bilmiyorum da, bilmiyorum o konuları bilmiyorum.
Ama Veli Küçük'ün isminin ortaya atılmasını, atılması hiç hoşuma gitmedi, hiç hoşuma
gitmedi. "
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese:"Veli Küçükie siz tanışıyor muydunuz?"
Sanık Alparslan Arslan:"Yok. "Şeklinde yanıt vermiştir.
Mahkeminizin 2008/209 esas sayılı dosyasının 20.04.2010 tarihli 143. Celsesinde:
Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük sanık Alparslan Arslan'ar'Bombaları Osman
Yıldırım'a verdiğiniz tarihi sizden bir kere daha duymak istiyorum." Şeklinde yönelttiği
soruya. Sanık Alparslan Arslan: "Hatırlamıyorum. "
Av. Zeynep Küçük:"Peki ben size o zaman şöyle hatırlatma yapsam baz istasyon
kayıtlarından yardımcı olsam sizin 4 Mayıs tarihi akşamıyla akşamında Ataşehir'de
olduğunuz baz istasyon."
Sanık Alparslan Arslan: "Şimdi müsaadenizle ben biraz rahatsız olduğum için sözünüzü
kesmek durumundayım. Şimdi anladığım kadarıyla siz Cumhuriyet gazetesine atılan
bombalarla Danıştay 'daki olayın babanızla veya Veli Beyle alakasının olup olmadığını
yani bu olaylarla babanızın bir alakasının olup olmadığı veya buradaki diğer beylerle bir
alakasının olup olmadığını soruyorsunuz. Bunu Allah bilir ben bilmiyorum anlatabildim
mi? Yani kalpten kalbe halden hale yol vardır Allah açar kapatır irtibatlandırır
1201/2271
irtibatlandırmaz, bunu ben bilemem yukarısı bilir. Yok diyemem var da diyemem
bilmiyorum anlatabildim mi? "...
Av. Zeynep Küçük:"Bir soru sordum size."
Sanık Alparslan Arslan: "Allah bilir yani ben bilemiyorum var diyemem yok diyemem
herkes kendisi bilir yani Allah bilir ama en nihayetinde yukarısı bilir yani durum bu. "
Av. Zeynep Küçük:"Tamam o zaman şunu sormak istiyorum bombaları siz kimden
aldınız?"
Sanık Alparslan Arslan:"Bombaları ben Süleyman Esen'den almıştım."
Av. Zeynep Küçük:"Osman YüdırımTn bombaları Veli Küçük, Muzaffer Tekin gibi
kişilerden aldığı yönündeki iddiası doğru değil mi?"
Sanık Alparslan Arslan:"Zte« bilemem. "
Av. Zeynep Küçükf'Siz Süleyman Esen'den aldınız."
Sanık Alparslan Arslan:"Bildiğim bu. "
Av. Zeynep Küçük:"Osman Yıldırım'a siz mi verdiniz?"
Sanık Alparslan Arslan:"Bildiğim bu. "
Av. Zeynep Küçükf'Bildiğiniz siz Osman Yıldırım'a verdiniz."
Sanık Alparslan Ars\an:"Yani ben kendimi bir şablona oturtmuş yani ne olduğumu tam
olarak bilmiyorum. İnsanda diyebilirisiniz mahlukta diyebilirsiniz, varlıkta diyebilirisiniz,
Alparslan 'da diyebiliriz, Alparslan ismini kim koydu bilemiyorum. Ama Allah in yarattığı
Yüce yaratanın yarattığı bir mahluk yani yaradan vesile verdi anlatabildim mi? El mi verdi
ayak mı verdi bunun tespiti kesin yok en nihayetini yukarısı bilir. Süleyman mıdır
Alparslan mıdır Osman mıdır babanız mıdır Muzaffer Bey midir ben bilmiyorum ama
taktir bu biz buradayız durum bu yani anlatabildim mi?Kesinlik yok sadece meseleleri
çap ve ebat ölçeğinde çözmek durumundayız hepsi bu. Kantin lazım bu arada kantin
ihtiyaçları söz konusu oluyor. Anlatabildim mi? Bazen para sıkıntısı olabiliyor
cezaevinde insanların canı sıkılabilirama eltfen yani bunlar. Bunlar bu tip para
noktasında mesela Vedat Ergin'in para problemi olduğunu zannediyorum. İhtiyaç
karşılanırsa mutlu oluruz yani anlatabildim mi? Uşak cezaevinde yattığını zannediyorum
ihtiyacı olan imkanı olan imkanı ölçüsünde para yatırırsa bence herkes mutlu olur yani
Allah rızası için yatırılabilir durum bu. Lazım ama yani kantin çikolata lazım, bisküvi
lazım, meyve suyu lazım. "
Av. Zeynep Küçükf'Bu size mi lazım kantin ihtiyaçları siz kendi adınıza mı
konuşuyorsunuz?"
Sanık Alparslan Arslan ."Bence yani buradaki herkese lazım yani herkes kendisi bilir
ama bence lazım yani yemek lazım uyumak lazım yani durum bu. "
1208/2271
Av.Zeynep Küçük:"Tamam, tamam. Bombaları Süleyman Esen'den siz aldınız Osman
Yıldırım*a siz verdiniz doğru mu?"
Sanık Alparslan Arslan:"Fo/ı/ kesinliği yok bunun bunu en nihayetini Allah bilir tamam
mı?
Av. Zeynep Küçük:"Bundan önce verdiğiniz."
Sanık Alparslan Arslan:"Yani yaradılış nasıl oldu ben gördüm mü inanın bilmiyorum yani
yaratan bilir ben bilmiyorum yani bomba şimdi bomba tamamda varlık hangi varlık yani
halden hale geçiyorsunuz. Bazen yamuluyorsunuz, bazen sağlıklısınız, bazen hastasınız
ben değilim diyor. Ben kimdir ben yokum yani orda anlatabildim mi? Yaratan bilir
ben bilmiyorum durum bu."
Av. Zeynep Küçükf'Mahkeme huzurunda burda verdiğiniz beyanlarınızı mı
tekrarlıyorsunuz?"
Sanık Alparslan Arslan:"" Mahkeme huzurunda. "
Av. Zeynep Küçük:"Burda"
Sanık Alparslan Arslan:"Fa/ı/ bugün yani şu an söylediklerim bu."
Av. Zeynep Küçük:"Burda verdiğiniz ifadeleri tekrarlıyor musunuz?"
Sanık Alparslan Axûan:" Burada verdiğim ifadeleri tekrarlıyor muyum? Şunu söylemek
durumundayım Çin 'de ve Rusya 'da yatan Müslümanlara ve mahkumlara gıda yardımı
yapılabilir bence önemli anlatabildim mi? Iraktakilere Müslüman olması da önemli,
olmaması da önemli hepsine yatırılabilir bu gıda ihtiyaçlarının karşılanması lazım yani.
Para gönderilebilir, konsolosluklarla diyaloga geçilebilir yani burada fuzuli kağıt
israfından ziyade hani ben boş işlerle uğraştığımızı zannetmiyorum ama yani oralara
dilekçeler yazılabilir, fakslar çekilebilir buradan gıda ihtiyaçları karşılanabilir yani
Afganistan 'a durum bu ama yani. Kıyafet ihtiyaçları oluyor battaniye, yorgan falan
soğuktan donuyorsunuz yani anlatabildim mi? Yorgan ihtiyacı var yani. "...
Av. Zeynep Küçükf'Size birilerinin telefonla görüşmeleri yapıp yapmadığınızı sorsam
sizden cevap alabilirim sağlıklı şu anda?"
Sanık Alparslan Arslan: "Ya telefon iletişim ya kelimelerle ben şey yapmaya çalışıyorum
da bu iletişim telefon, mikrofon, telefon kulak telefon yani telefonu siz Motorola'ya
kilitlemeyin yani şimdi. Başka şeylerde olabilir anlatabildim mi? Hani bir ara araç
telefon yani değişik şeyler olabilir irtibatlar kurulabilir. Radyoyla da ulaşılabilir telsiz
anlatabildim mi? Telefon yani telefona kilitlenmişiz konuşuyoruz yani bir yerde ben
görüyorum yani bazı şeyleri anlatabildim mi? Bunlar önemsiz diyemem sadece bunu
söyleyebiliyorum yani insanları telefona kilitlememek lazım yani sırf telefondan çıkarak
insanları yargılamamak lazım önemsiz diyemem yani bunlara. "
Av. Zeynep Küçük:"Peki emniyet Ankara Emniyetinde size sorulan kişileri tekrar bir
kafanızdan geçirip hatırlayıp söyleyebilir misiniz?"
1209 / 2271
Sanık Alparslan Arslan: "Ya babanız, Muzaffer bey, Ayhan parlak, Nihat Gürkan, Hüseyin
Görüm, Vatansever kuvvetlere mensup olan şahıslar ondan sonra İbrahim Zingi ve bir
kısım ismini hatırlamadığım insanlar var idi o günkü bilgilere dayanarak o günkü şeyle
irtibatlarının olmadığını söylemiştim ama şu an için yoktur diyemem yukarısı bilir ben
bilmiyorum yani. "
Av. Zeynep Küçük:"İrtibatları yoktur diyemem derken yani şu anda."
Sanık Alparslan Arslan: 'Alakaları yoktur diyemem."
Av. Zeynep Küçük:"E peki var diyebilir misiniz?"
Sanık Alparslan Arslan:"FwA:am7 bilir yani ben bilmiyorum ki. Yani şunu hatırlıyorum
ben mesela Muzaffer beyle biz bir görüşmemizde daha çok kendisi bomba gibiyim derdi
tamam mı?Hani bunun ne kadar alakası var bombalarla ben bunu bilemem aklımda bu
bir yer etmiş midir veya varlıkta bu yer etmiş midir alakası var mıdır yok mudur? Bunu
Allah bilir ben bilmiyorum durum bu. "
Av. Zeynep Küçük:"Ama sizin bir alakanız yok bu kişilerle."
Sanık Alparslan Arslan:" Yok diyemem ki biz buradayız yani."
Av. Zeynep Küçük:"Hayır bunun öncesinde sizin bir alakanız var mıydı?"
Sanık Alparslan Arslan:"Onu yukarısı bilir ben bilmiyorum.''''
Av. Zeynep Küçük:"Tamam teşekkürler."
Sanık Alparslan Arslan^Ama durum bu yani. " Şeklindeki beyanlarından eylemlerde adı
geçen sanıklar hakkında sözkonusu eylemler ile alakalarının olmadığını söyleyemeyeceğini
net olarak ifade etmiştir.
Ayrıca sanık Alparslan Arslan bir kısım dava sanıklarını sevdiği ve saygı duyduğunu
tekrarlamıştır.
Mahkemenizin 2009/191 Esas sayılı dosyası ile birleşen 2008/209 Esas sayılı dosyanın
19.10.2009 tarihli 116. celsesinde;
Sanık Alparslan Aslan:"Yani Doğu Perinçek mi deyim, Doğu abi mi, deyim veya Doğu bey
mi hala severim kendisini, anlatabiliyor muyum? Evvelden bir şekilde hal denen bir şey
var. Yani uyuşuyor, bir şey uyuşuyor. Anlatabiliyor muyum? "(...).. samimi söylüyorum şey
değil bakın Doğu Perinçek'le ilgili ben ifade verdim önce sevmiyorum etmiyorum falan ya
ben bu adamı seviyorum yani anlatabiliyor muyum?. Kendisi burada da. Yani bu tür şeyler
yani düzeltmeye çalıştığım şeyler oldu kafamda. "Şeklinde sevdiğini ifade etmiş,
Mahkemenizin 2008/209 esas sayılı dosyasının 117. Celsesinde üye hakimin Danıştay
eylemi sonrası sanık Doğu Perinçek'in basın açıklamalarını okuyarak soru yöneltmesi
üzerine:
1210/2271
Sanık Alpaslan Arslan:" ...İşçi Partisini hedef almam çünkü tanıyorum yani Doğu
Perinçek Erzincan 'da televizyonda izledim kuranı kerim, ya meal yada kuran iletişime
geçtim. Devlet millet adamın şeyini görmedim yani kötülüğünü görmedim. Din
düşmanlığını görmedim yani anlatabildim mi? güzel güzel yerlerden güzel güzel şeyler
çıkarırdı, kinim falan yok yani..." şeklindeki beyanları, uzun süre büroda sekreterlik yapan
aynı zamanda ve kız arkadaşı olan M.Ö. isimli bayanın İşçi Partisi üyesi olması ve
Dostları ilə paylaş: |