T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə190/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   186   187   188   189   190   191   192   193   ...   335

PKK ve el Kaide davalarıyla özdeşleşmiş avukatlarla Alparslan ArslanT irtibatlandırıyor,

bu avukatları dosyanın sanığı Salih Kurter'in yanına götürüyor, bir kısım sanıklarla irtibatlı

İBDA-C terör örgütü lehine yayınlar yapan ve Ergenekon davası aleyhinde yazılar

yayınlanan Baran isimli dergiye röportaj vererek, Ergenekon terör örgütü iddialarını

reddedip, oğlunun başörtüsü için bu eylemi yaptığını beyan etmiştir. Bunun yanında,

Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi sanık Veli Küçük"ün basında çıkan ve Alparslan Arslan

ile aynı karede olduğu söylenen fotoğrafın gerçekle alakası olmadığını ispatlamak için

elinde bulunan Alparslan ArslanTn da içinde bulunduğu ailevi fotoğrafları, soruşturmayı

yürüten makamlar yerine Ulusal Kanal'dan dosya sanığı Ufuk Akkaya'ya ulaştırmıştır. Bu

ani değişikliğin sebebinin sanık Hasan Ataman Yıldırım'da ele geçirilen 50 numaralı CD

içerisindeki "babasıyla gerekli görüşmeler yapıldı" ifadesiyle anlam kazandığı

anlaşılmıştır.


Sanık Muzaffer Tekin 14.11.2008 tarihli 14. Celsede "Sayın Başkanım, Alparslan Arslan

ın babasının olayın akabinde verdiği beyanın etki altında bırakılarak ve yönlendirilerek


1290/2271
yapıldığı kanaatindeyim. Kaldı ki bu beyanın altında cinayet sonrasında kendisi ve ailesi

üzerinde oluşacak olumsuz tesirlerden kurtulma gayreti de yatmaktadır. Baskından sonra

bütün ülke ayağa kalkmış, cinayeti işleyenleri ve arkasındaki güçleri lanetlemektedir. Bu

ortamda babasının ilk yapacağı bu baskı ortamından en az zararla sıyrılmaktır ki. bu

beyanatlar tarikatı da memnun kılacak, kendi üzerindeki şüphelerin yoğunlaşmasını

engelleyecek, işlenen cinayeti böylelikle vatanseverlerin üzerine yıkma olasılığı artacaktır"

şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Tanık İdris Arslan 20.09.2010 tarihli 157. Celsede "Şimdi o ifademin şöyle deyim. Ben

Muzaffer Tekin Beyi kendisine sormuştum. Muzaffer Tekin Beyle tanıştığını, tanışmalarının

sadece sosyal amaçlı olduğunu söylemişti. Ama Veli Küçük hatırlamıyorum yani Veli

Küçük ile tanışıp tanışmadığını tabi aradan beş yıl geçti. Bu beş yıl içerisinde çok yoğun

şeyler yaşadık. Yani o döneme ait o tarihlerde konuştuğumuz her şeyi hatırlamam mümkün

değil. Ama o ifadelerimin yüzde doksan dokuzu doğrudur. Şunu da söyleyim" şeklinde, bu

bilgileri Teoman Ekşioğlu ndan alıp almadığı şeklindeki soruya "Evet" "Şimdi daha önce

Alparslan'la da konuşmuştuk. Teoman'la da konuştuk. Yani ben Alparslan'ın bazı

toplantılara katıldığını sosyal etkinliklere davet edildiğini biliyordum. Alparslan la

konuştuğumuzda Alparslan anlatırdı" şeklinde cevap vermiştir.


Tanık İdris Arslan, yine aynı duruşmada. Sanık Veli Küçük Müdafii Av. Zeynep Küçük "ün

Zaman Gazetesinde Alparslan Arslan*ın Muzaffer Tekin ile olan ilişkisine ve emekli bir

paşa ile ilişkili olduğuna dair İdris Arslan'ın vermiş olduğu beyanatlarla ilgili sorusuna,

"Şimdi Alparslan, 'baba, ben sana bir telefon numarası vereyim' dedi 'emekli bir ağabey'

dedi. Bununla dedi mesajlaşırsınız zaman zaman ama isim vermedi telefon numarası da

vermedi sadece söylemde kaldı. Yani Alparslan 'la biz bunları konuşurken şimdi ben

Alparslan 'ı son bir yıl içerisinde bürosuna doğru dürüst uğramadığını biliyorum. Ama bu

bir yıl içerisinde nereye gitti ne yaptı kimlerle görüştü hangi toplantılara katıldı onun net

olarak bilmiyorum ama bazı toplantılara katıldığı bilgisini aldım. Bu toplantılar nerede

İstanbul 'da mı, Ankara 'da mı nerede bilmiyorum " "Ama değişikliği gözlemledik Alparslan

eski Alparslan değildi" şeklinde cevap vermiştir.
ALPARSLAN ARSLAN'IN SANIKLARLA VE AVUKATLIK STAJINI YANINDA

YAPTIĞI HAKKI KURTULUŞ'LA İRTİBATI


Sanık Alparslan Arslan'a 19.10.2009 tarihli 116. Celsede Hakkı Kurtuluş'un yanında staj

yapıp yapmadığının doğru olup olmadığı sorulduğunda, "Evet" şeklinde, kendisini ne

şekilde bulduğu sorulduğunda, "Yine Üsküdar'da ki çay bahçesi, kendisi oraya sürekli

gelip giderdi ben öğrenciyken ülkü ocaklarında görevliydi o zaman o, tanışıklığımız vardı

kendisini sever sayarım bir arada kaldık yaklaşık 6 ay 1 yıl. Sonra vesilelerle ayrıldım ve

sevip saydığım insanlardan biridir yani saygı değer bir insan" şeklinde, Sedat Peker'in

avukatlığını yaptığı konusunda bilgisinin olup olmadığı sorulduğunda "Haberdarım o

konudan, da ben yani" şeklinde, yine Hakkı Kurtuluş un Veli Küçük ile telefon

bağlantısının olduğu sorulduğunda. "Muhakkak vardır, muhakkak vardır" "Ya şimdi Hakkı

Kurtuluş yapı tarz, duruşu olan bir insan tamam mı? Muhakkak vesilelerle avukatlık yapan

bir insan ama kendi yapısına göre avukatlık yapan bir insan yani her işi almaz.

Anlatabildim mi? rahat işlere gider, insanları diyalogla karşılıklı sohbetle, barıştırarak,

uzlaştırarak meseleler çözme taraftarı, yapısına sahip bir insandır, kendisi muhakkak

vardır yani ne bileyim benim zannım bu, görmüşlüğüm, duymuşluğum, bilmişliğim yok bu

konuda" şeklinde cevap vermiştir.
1291 /2271
Tanık Burhan Gür 23.09.2010 tarih 159. Celsede "Hakkı Kurtuluşla tanışıyor belli bir

süre onun yanında staj yapmış Alparslan. Ama daha sonra ayrılmış Üsküdar'dan da

tanıştıklarını biliyorum" "Zaten bizim o ülkücü büyüğümüz yani bir tane ülkücüde gidip

genelde şunu da söyleyeyim açıkçası ülkücü ülkücünün yanında staj yapar diye bir şey yok

staj yeri bulmak bir güçlük arz ediyor insanlar tanışlarının yanında staj yapmak istiyor

öncelikle tıpkı bizim yanımızda da arkadaşlarımız şimdi staj yaptığı gibi Alparslan 'da o

vasıtasıyla okuldan tanıdığı Hakkı beyin yanında stajını yapmıştır. Yani stajını yaparken

ben hala okulda olduğum için pek bir bilgi sahibi değilim. Kim tarafından nasıl bulundu

diye ama düşündüğüm kadarıyla o da eski bir Üsküdarlı Üsküdar 'dan tanıştığı için onun

yanında staj yapmıştır'" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.


Alparslan ArslanTn 5326713439 numaralı telefonunun Hakkı Kurtuluş adına kayıtlı

5322412812 numaralı telefon ile 06.10.2004-07.06.2005 tarihleri arasında (6) adet

irtibatının bulunduğu tespit edilmiştir.
Hakkı Kurtuluş'un sanıklarla irtibatına bakıldığında adına kayıtlı bulunan 5322412812

numaralı telefonunun Levent Temiz, Rafet Arslan, Ertaç GirayTn telefon rehberlerinde

kayıtlı olduğu. Veli Küçük'ün 5336439665 numaralı telefonu ile 31.12.2005-19.12.2007

tarihleri arasında (29) adet, Rafet ArslanTn 5322084521 numaralı telefonu ile 10.01.2006-

31.12.2007 tarihleri arasında (39) adet. Levent Temiz'in 5322235348 numaralı telefonu ile

31.08.2005-14.05.2006 tarihleri arasında (38) adet, Ertaç GirayTn 5552401500 numaralı

telefonu ile 18.08.2005-19.12.2007 tarihleri arasında (46) adet, Emin Gürses'in

5322066768 numaralı telefonu ile 09.01.2006 ve 03.05.2006 tarihleri arasında (2) adet,

Süleyman EsenTn 5322233706 numaralı telefonu ile 06.03.2006 ve 20.01.2004 tarihinde

(2) adet, Boğaç Kaan MurathanTn 5355056666 numaralı telefonu ile 12.07.2003-

29.09.2004 tarihleri arasında (30) adet, Sedat Peker'in 5358771551 numaralı telefonu ile

14.07.2004-29.09.2004 tarihleri arasında (51) adet irtibatının bulunduğu tespit edilmiştir.


Görüldüğü üzere; Hakkı Kurtuluş un. Muzaffer Tekin'in aynı zamanda irtibatlı olduğu

Veli Küçük, Sedat Peker, Levent Temiz, Rafet Arslan. Ertaç Giray ve Boğaç Kaan

Murathan ile irtibatı bulunmaktadır.
Sanık Muzaffer Tekin, Sedat Peker ile olan ilişkisiyle alakalı 14.11.2008 tarihli 14.

Celsede "Sedat Peker ile ilişkilerim beşeri düzeyde olmuştur. Dört olmuştur, beş

hatırlamıyorum ama yediyi altıyı geçmemiştir. O da çok nadir şeylerde olmuştur. Benim

bulunduğum çevre ve camianın insanlarıdır, tanıyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur.


Muzaffer Tekin'in, 22.05.2002 tarihinde Sedat Peker'in www.ozturkler.com internet

sitesinin tanıtım gecesine katıldığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Muzaffer Tekin'in

5322919293 numaralı telefonunun Sedat Peker ile irtibatına bakıldığında;
Sedat Peker'in 5372471980 numaralı telefonuyla 23.09.2003-29.09.2004 tarihleri arasında

(23) adet,


Sedat Peker'in 5363001570 numaralı telefonuyla 07.05.2003-14.05.2003 tarihleri arasında

(4) adet,


Sedat Peker'in 5373629396 numaralı telefonuyla 28.08.2003 tarihinde (3) adet.
1292/2271
r
Sedat Peker'in 5334738840 numaralı telefonuyla 29.09.2003 tarihinde (2) adet irtibatının

bulunduğu tespit edilmiştir.


Telefon dökümlerinde sanıklar arasında ortaya çıkan irtibat ve Muzaffer Tekin'in

Öztürkler.com internet sitesinin açılış törenine katıldığı birlikte değerlendirildiğinde;

Muzaffer Tekin'in, Sedat Peker ile olan ilişkisinin beyan ettiğinden daha yakın bir ilişki

olduğu anlaşılmaktadır.


Sanık Alparslan Arslan'ın 5326713439 numaralı telefonunun sanıklarla irtibatına

bakıldığında;


Muzaffer Tekin'in 5322919293 numaralı telefonu ile 13.03.2004-16.11.2005 tarihleri

arasında (35) adet,


Abdülvahit Özkayamın 5323114888 numaralı telefonu ile 22.07.2002-03.04.2006 tarihleri

arasında (87) adet,


Abdülvahit Özkayamın 5523114888 numaralı telefonu ile 20.12.2002-20.10.2003 tarihleri

arasında (14) adet,


İsmail Eksik'in 5372655231 numaralı telefonu ile 10.07.2004-02.09.2004 tarihleri arasında

(21) adet,


Ertaç GirayTn 5552401500 numaralı telefonu ile 11.04.2004 tarihinde (2) adet,
İbrahim ÖzcanTn 5362262220 numaralı telefonu ile 07.09.2002-27.03.2006 tarihleri

arasında (45) adet,


Hüseyin Görüm'ün 5374141509 numaralı telefonu ile 12.01.2004-22.04.2005 tarihleri

arasında (64) adet,


Hüseyin Görüm'ün 5324426470 numaralı telefonu ile 17.10.2003-29.01.2005 tarihleri

arasında (6) adet.


Hüseyin Görüm'ün 5552840907 numaralı telefonu ile 05.04.2003-16.12.2003 tarihleri

arasında (113) adet,


Hüseyin Görüm'ün 5352270824 numaralı telefonu ile 11.04.2001 tarihinde (1) adet,
Hüseyin Görüm'ün 5352134284 numaralı telefonu ile 25.10.2004-22.04.2005 tarihleri

arasında (3) adet.


Yusuf Görüm'ün 5362716692 numaralı telefonu ile 19.12.2003-25.06.2003 tarihleri

arasında (11) adet,


Raif Görüm'ün 5358258383 numaralı telefonu ile 02.05.2002 tarihinde (2) adet,
Recep Gökhan Sipahioğlu'nun 5053043924 numaralı telefonu ile 07.06.2004 tarihinde (1)

adet,
1293 / 2271


Osman YıldırımTn 5337438843 numaralı telefonu ile 03.05.2003-16.05.2006 tarihleri

arasında (691) adet,


Erhan Timuroğlu'nun 5359856813 numaralı telefonu ile 11.05.2006-15.05.2006 tarihleri

arasında (10) adet.


İsmail Sağır'ın 5378650084 numaralı telefonu ile 14.05.2006-16.05.2006 tarihleri arasında

(9) adet.


Tekin İrşi'nin 5355965249 numaralı telefonu ile 15.05.2006-16.05.2006 tarihleri arasında

(6) adet,


Aykut Metin Şükre'nin 5464132344 numaralı telefonu ile 27.04.2006-16.05.2006 tarihleri

arasında (17) adet irtibatının bulunduğu tespit edilmiştir.


SANIK ALPARSLAN ARSLAN'IN ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ SANIKLARI
İLE ORTAK SÖYLEMLERİ: #
Türk askerinin başına ABD askerleri tarafından Irak'ta çuval geçirilmesi olayını sanıkların

sürekli gündemde tutarak dönemin Genelkurmay başkanını yıpratmak amaçlı olarak

kullandıkları ve bir kısım sanıkların bu olayın intikamının alınacağı yönünde beyanlarının

olduğu görülmüştür. Bu konuya örnek olarak;


Ufuk Akkaya'dan ele geçirilen Seagate marka 200 GB harddisk içerisinde "030916

M.Perinçek silah.doc" isimli 16 Eylül 2003 tarihli Word belgesinde: "İşçi Partisi Öncü

Gençlik İstanbul İl Başkanı Mehmet Perinçek ve İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Levent

Temiz 'in basın açıklaması" başlığı altında; Türkiye kendisine yönelen tehdidi, yeniden

"Ya İstiklal Ya Ölüm" şiarıyla göğüsleyebilir. Biz "Gerekirse silahlı mücadele ederiz"

sözlerini bu konjonktürde, yurdumuzun açık bir dış tehdit altında bulunduğu koşullarda

söyledik. Hürriyet gazetesi 15 Eylül 2003 Pazartesi (dün) günlü sayısında İşçi Partisi MK

üyesi ve İstanbul İl Başkanı Mehmet Perinçek ile İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Levent

Temizin Aktüel Dergisi'nin son sayısında yayımlanan röportaja atıf yapılan yazıda

yöntem olarak silahlı mücadeleyi benimsedikleri belirtilerek "Gerekirse Silahlı Mücadele a

Ederiz" başlıklı bir haber yayımlanmıştır.
Mehmet Fikri Karadağ'dan ele geçirilen CD içerisinde bulunan görüntünün yapılan

çözümünde, Mehmet Fikri Karadağ'ın "...Türk ordusu en ufak bir şey olduğu zaman

neredeyse sevinecekler. He ordu yıpranıyor. Ordu düşmanı vatandaşın ordu düşmanı o

dediğimiz çevrenin Mehmetçiğin veyahut ta kahraman dünyanın en şerefli insanlarının

başına çuval geçiriliyor. Nerdeyse devleti yönetenler zil takıp oynayacak. Bir tane

yaptırım uygulanamıyor. Veyahut ta hakaret onların aynısını misliyle mukabele

edilemiyor. Onlar bir gün geçirdiyse ben bir ay kafasına çuvalla geçirip intikamının

alınması gerekir. Bu kıyamete kadar Türk Ordusunun ve ilgili maalesef kuruluşumuzun

şeyinde kara bir leke olarak kalmaya devam edecektir. Halk bunun o kadar bir acısını

çekiyor ki biz herhangi bir toplantı da nerde olursa olsun konuşuyoz, konuşuyoz alakası

olmayan her şeyi konuşuyoz fakat en sonunda vatandaş diyor ki o kadar kanına

dokunuyor ki ya bu çuval geçirmenin intikamı ne olacak..." şeklinde beyanlarda

bulunduğu,
1294 / 2271
Söz konusu röportajda "silahlı mücadele" kavramı kullanılmakla birlikte anlatılmak

istenen şudur: Türkiye, bugün yeni bir Sevr planıyla karşı karşıyadır. Irak'ı işgal eden

ABD, dünyayı yeniden şekillendirmek ve haritaları yeniden çizmek hedefiyle bölgemize

abanmaktadır. Sırada İran ve Suriye 'nin bulunduğunu ilan etmiştir. Ancak ABD 'nin

öncelikli hedefi Türkiye 'yi teslim almak, dize getirmek ve ulusal devletimizi ortadan

kaldırmaktır. Kuzey Irak'ta kurulan ve "Savaş nedeni" saydığımız kukla devlet,

Süleymaniye 'de 11 askerimizin başına çuval geçirilmesi, Kerkük 'te Türkmenler 'in

katledilerek Türk Ordusuna "Kuzey Irak'tan çık" mesajının verilmesi yurdumuza yönelen

tehdidin açık göstergeleridir.
Daha da önemlisi ABD 'nin, 2002 Temmuz ayında "Millenium Challenge " adıyla yaptığı

tatbikatın, gerçekte bir Türkiye 'yi işgal tatbikatı olmasıdır. Bunların yanında ABD,

Türkiye 'ye Kıbrıs 'tan ve Ege 'den silah göstermektedir. Türkiye kendisine yönelen bu açık

tehdidi her şeyi göze alarak, yeniden "Ya İstiklal Ya Ölüm " şiarıyla göğüsleyebilir. İşte biz

"Gerekirse silahlı mücadele ederiz" sözlerini bu konjonktürde, yurdumuzun açık bir dış

tehdit altında bulunduğu koşullarda söyledik.


Türkiye Cumhuriyeti, silahla kurulmuştur ve ancak silahla yıkılabilir. Yukarda saydığımız

koşullarda Türkiye 'de bir vatan savunması cephesinin oluşturulması mecburidir. Vatan

savunmasının teminatı doğallıkla Türk Silahlı Kuvvetleri 'dir. Kurtuluş Savaşı gibi büyük

bir mücadele vermiş Türk milleti de bir düşman işgali karşısında elbette ki vatan

savunması cephesindeki yerini alacaktır.
Basınımızın ve kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
Saygılarımızla. Mehmet Perinçek (Öncü Gençlik İstanbul İl Başkanı) Levent Temiz

(İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı)" şeklinde sanıklar Levent Temiz ve Mehmet Bora

Perinçek tarafından yapılan basın açıklaması olduğu görülmüştür.
Sanık Halil Behiç Gürcihan'dan ele geçirilen 17 nolu CD içerisinde bulunan kirikay.doc

isimli belgede. Operasyon Kırıkay adı altında Süleymaniye Baskınının intikamının

alınması konusunu içeren ibarelerin olduğu, belgenin 24-25.08.2005 tarihlerinde

oluşturulduğu ve son olarak kaydedildiği dijital özelliklerinden anlaşılmıştır.


Muzaffer Tekin'den ele geçirilen Ali Baykan adı ile yazılmış, 18.02.2005 tarihli ve "NEYİ

UNUTTUK "SAM AMCA " ?! başlıklı doküman içerisinde;


"Kuşatma harekatı"nin ilk adımı olan Kuzey Irak senaryolarında, her defasında Türk'ün

hak ve menfaatlerine saldırdığını, saldıranlara destek verdiğini, seni dost ve müttefik

bildiği için tetik düşürmeyen askerlerimizin başına "çuval" geçirdiğini mi?!
Bunlar unutulur mu sandın Sam Amca !?
Biz bunları ölünce de unutmayacağız !!
Mezarda dahi hatırlayacağız 11
Ola ki "öte dünya" da Türk ve Amerikalı olarak yaşarız..
1295/2271
Biz bunların hesabını orada da soracağız 11

Bir gün soracağız 11" şeklinde ibarelerin olduğu,


Sanık Muzaffer Tekin'den ele geçirilen dijitallerde, GİZLİ ibareli, 10 Temmuz 2003

tarihli, Süleymaniye Olayı ve bununla ilgili gelişmelerin belirtildiği Kurmay Albay Ali Er

adına imzaya açılmış resmi belgelerin bulunduğu,
Sanık Muzaffer Tekin ifadesinde; "Çünkü hayatta en zor şey insanın kendine kast

etmesidir. Geçmişte kafasına çuval giyenleri çok yadırgamıştım. Beni tanıyanlar

'Yüzbaşı Tekin olsaydı, o çuvalı karşı taraftakiler giyerdi veya en azından ölmesini de

bilirlerdi' demişlerdir" şeklinde beyanlarda bulunduğu,


Kemal Kerinçsiz'den ele geçirilen dokümanlar içerisinde Süleymaniye olayları ile ilgili

askeri nitelikte belgelerin bulunduğu, bahse konu dokümanların Muzaffer Tekin'den ele

geçirilenlerle benzer nitelikte olduğu, bir kısmının ise aynı olduğu,
Oktay YıldırımTn işyerinden ele geçirilen dokümanlar içerisinde, Av. Hüseyin Özbek adı

ile yazılmış 13.09.2005 tarihli yazının olduğu, yazı içerisinde; "4 Temmuz ABD'nin

ulusal gününde Kuzey Irak'ta Türk askerlerinin başına çuval geçirmenin, Ulusal

Kurtuluş Savaşına başlangıç kabul edilen 19 Mayıs'ın Yunanistan Parlamentosunca

Pontus Soykırımı olarak adlandırılmasının, 9 Eylülde ordumuzun işgalci Yunan

ordusunu kovarak İzmir'e giriş ve Anadolu'nun Kurtuluş tarihin yine Yunan

parlamentosunca Küçük Asya felaketinin yıldönümü olarak kabulünde tesadüften öte

bir anlam aramayalım mı dersiniz?" Şeklinde ibarelerin olduğu,


Oktay YıldırımTn ikametinden ele geçirilen dokümanlar içerisinde. Büyük Hukukçular

Birliği ve Milli Güç Platformu adına Oktay Yıldırım ibaresi ile biten Basın açıklaması

metni içerisinde; "Üstelik ne dış düşmanlara ve ne de içteki hainlere karşı verilen savaş

daha bitmemişken, köylerimde masumlar katledilirken, yollar kesilip evler yakılırken,

Yollara döşenen mayınlarla yiğitler bacaksız, kolsuz dağlara kurulan pusularla;

çocuklar babasız, analar evlatsız, ocaklar dumansız kalırken, başımıza çuvallar

yüreklerimize prangalar geçirilmeye devam ederken bu sorumluluğa daha sıkı sarılmak

zorundayız" şeklinde ibarelerin olduğu,


Oktay YıldırımTn ikametinden ele geçirilen "Panel Konuşması" başlıklı doküman

içerisinde; "Artık satın aldığınız bankalar kimsenin dikkatini çekmeyecek, yok pahasına

satın alıp kullandığınız madenler birilerinin dikkatini çekse de umursanmayacak, hatta

ülkenin askerlerinin kafalarına çuvallar geçirilip esir de etseniz alacağınız tepki

"baklava bizimdir" diyenlere gösterilen kadar bile olmayacaktır" şeklinde ibarelerin

olduğu,
Kadıköy ADD binasından ele geçirilen ULUSAL KURULTAY SONUÇ BİLDİRİSİ

başlıklı dokümanda "Irak'ta, Süleymaniye'de askerimiz, esir alınmış, başlarına çuval

geçirilmesine fırsat verilmiştir. Bu olumsuz değişmeleri doğal karşılamayı; saygın

geçmişimizle ulusal onurumuzla bağdaştıramıyoruz" şeklinde ibarelerin olduğu,
Turhan Özlümün işyerinden ele geçirilen dokümanlar içerisinde, TÜRK-AMERİKAN

SAVAŞI 1. Bölüm (Ergenekon Cephesi) (Senaryo) başlıklı yazı içerisinde 4 Temmuz 2003


1296/2271
tarihinde Süleymaniye'de yaşanan çuval olayı ile ilgili ibarelerin olduğu, belgenin

sonunda "Türk askerine yönelik bu nefretin haklı bir nedeni var. 2005 yılı Temmuz

ayma ait bir gazete kesiğini dikkatinize sunuyoruz" şeklinde yazının bulunduğu,
Mahkeminizin 2008/209 Esas sayılı dava dosyasının 116. Celsesinde sanık Alparslan

Arslan Danıştay eyleminden sonra Irak'a gideceğini beyan etmiştir. Şöyle ki; "Belki de

Irak 'a gidecektik, biz yakalanmasaydık. Oradan basıp hal gelseydi çıkıp Irak 'a gidecektik.

Türkiye de bir şey yok. " ... "Ya ağabey, şimdi şey hal denen bir şey var ben Irak kapısının

açılmasını bekliyorum tamam mı, Irak 'a gideceğim ama yaşamaya gideceğim yani. Bilerek

ve isteyerek gitmek lazım, gitmeye çalıştım. Gidenler var hani gidenler işadamları da,

işadamı ne yapar orada? Bir şekilde Amerikanlılarla kontak kurar oraya Amerikalılarla

kontak kurmaya Allah korusun yani anladın mı? Bir şekilde direnişçilere katılman lazım ki

yeni bir yeryüzünde hayat alanı oluşsun, gidelim yokum ben onda yani, bunun peşindeyim

Hüseyin Nala da böyle bir halet ruhiyeye sahip, Hüseyin Görüm 'ün de alt yapısı budur,

istediği kadar her tarafa gitsin son minvalde işte Allahu ekber diyecek kendini fethedecek

yani böyle bir insan başka bir şey değil, o kadar ya. " Şeklindeki beyanlarında Irak'a gidip

direnişçilere katılmak istediğini tekraren ifade etmiştir.
Mahkeminizin 22.09.2010 tarihli 157. Celsesinde sanık Alparslan Arslan'ın babası Tanık

İdris Arslan: "Tabi şunu da belirtmem de fayda var. Ben Alparslan 'ı haksızlığa ve zulme

sessiz kalmaması yönünde hep motive ettim. Onun için çok hassas İstiklal Marşını okuma

yarışmasında iki defa birincilik kazanmıştı. Yani hep milli ve manevi değerlerle besledim.

Ki artık, Kürşat mı dersiniz, Serdengeçti mi dersiniz? Ne derseniz deyin. Öyle olmasını

istemiştim. Ama hiçbir zaman Alparslan 'ın böyle 5 yıl perişan olmasını istememiştim. Tabi

hepimiz hatırlarız, o dönem Irak'ta söylemek istemiyorum. Dilim varmak istemiyor. O

kadar acı, askerimize bir şeyler yapılmak, yapılmak istenmişti ABD tarafından. Alparslan

o dönemde Irak 'a gitmek istediğini söylüyor. O hareket Alparslan 'a dokunuyor, evet onun

için Irak 'a gitmek istiyor. Askerlerimizin intikamını almak için ben Irak 'a gitmek istiyorum

diyor. Ama bunu medya tabi ters yüz ederek verdi" Şeklinde Irak'a gitme konusunu

açıklamış, dava sanıklarından Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren

TahtabiçenTn:"ÇwnA:w anladığım kadarıyla siz doğuştan itibaren siz ana baba olarak.?...

Ona İslam 'ına, vatana, millete hayırlı bir evlat olarak yetiştirmeye uğraşmışsınız, onu

anladım ben bu sizin ifadelerinizden. ... Şimdi arkadaşlarının dedikleri, son bir buçuk iki

yıldır. Salih Kurter'in evine gitmeye başladığından beri, Alparslan Arslan daha öncede

namaz kılıyormuş ama sizin dediğiniz gibi beş vakit namazını, beş vakit namaza

başladığını, namaz saatlerini kaçırmadığını, mesela bir arkadaşı dedi ki biz kaldırırdık

onu Cuma 'ya gidiceğiz kalkmazdı. Ama son zamanlarda kendisi, yani Cumalara bi bazen

gelir bazen uyur, boş verirdi. Son zamanlarda kendisi dikkat etmeye başladı dedi. Burda

hangisi bilmiyorum ya Teoman, ya Orhan söyledi. Şu an çok iyi hatırlamıyorum ama geçen

duruşmada tanıklar söyledi. Şimdi bende o yüzden bu soruyu soruyorum. Yani Salih

Kurter'in evine gitmeye başladıktan sonra bu dini hassasiyetini, hassasiyeti attı

diyorlar."...." Her hafta birkaç gün çünkü Salih Kurter'in evine gidip dini vaazları

dinliyor. Ya namazını kılmakta bakın, orucunu tutmakta bi ayıp yok. Derler ya Allah la kul

arasında dinini yaşayan insandan gerçekten dinini yaşayan insandan zarar gelmez. Bu

benim şahsi düşüncem ....Şimdi burada arkadaşları diyor ki, Salih Kurter'in evine gidip

dini vaazları dinliyormuş Alparslan. Topluca namazlar kılıyorlarmış ve Alparslan zamanla

Irak'a gitmek istediğini, sizde biraz önce söylediniz ya, Üsküdar'da birisi Allah'a


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   186   187   188   189   190   191   192   193   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin