örgütüne yönelik önemli bir operasyon gerçekleştirilecekti. İrtica (Fethullah) ülke
güvenliği için tehdit. Genelkurmay hu konuda bir müdahaleye hazırlanıyor. Genelkurmay
2. Başkanı Org.... 1. Ordu Komutanı olmamasını isteyenler var. Ancak İ. Paşa Org. 1... 'ı
1. Ordu Komutanlığı'na terfi edecek. /..., Ergenekon'da yaşanan gelişmeleri de takip
edecek. " şeklinde beyanların yer aldığı görülmüş ve bu metnin kendisi tarafından kaleme
alınıp alınmadığı, her hangi bir yolla sanık Ufuk Akkaya'ya ulaştırılıp ulaştırılmadığı
hususu sorulduğunda; Mensubu bulunduğu Türk Silahlı Kuvvetlerinin geleneklerinin,
almış olduğu kurumsal terbiyenin bu metinde geçen ifadeleri kullanmasına engel
1358/2271
olduğunu, bu ifadelerin kesinlikle kendisine ait olmadığını, bu metnin kim tarafından
hazırlandığını, ne şekilde sanık Ufuk Akkaya'ya ulaştırıldığı konusunda bilgi sahibi
olmadığını" beyan etmiştir.
Kısaca ve özetle, Sanık Dursun Çiçek aşama beyanlarında suçlamaları kabul etmemiştir.
Kendisinin çalıştığı birimde irtica ile ilgili bir görevi olmadığını, irticayla mücadele eylem
planının sahte olduğunu, bir kurmay albayın hazırlayacağı eylem planının bu şekilde
olmayacağını beyan etmiştir.
Sanık Serdar Öztürk'ün Ankara İli Çankaya İlçesi Kavaklıdere Bestekâr Sokak No 17/2
sayılı Aden Hukuk Bürosunda 04.06.2009 tarihinde yapılan ve Ankara Cumhuriyet Savcısı
ile Baro Temsilcisi Av. Bayram Özkan'ın refakat ettiği ve aynı yerde çalışan stajyer avukat
Özge Evcimin parafladığı, avukat Çağrı Eryılmaz. avukat Gizem Ulusoy ile Stajyer avukat
Bahar Özgüner'in de hazır bulunup imzaladığı ve tüm bu işlemlerin kamera marifetiyle
kaydedildiği arama neticesinde mühürlenen ve hakim huzurunda mührü açılan belgeler
içerisinde bulunan "İRTİCAYLA MÜCADELE EYLEM PLANI başlıklı Gizli ibareli
Dr. Dz.P. Kur. Kd.Albay Dursun Çiçek" imzalı belgenin içeriğinde;
"/. DURUM:
a. İrticai gruplar tarafından TSK başta olmak üzere devletin resmi kurumlarını yıpratmak
üzere yoğun faaliyetler yürütülmekte. Ergene kon adı altında TSK'ya büyük emekleri
geçmiş emekli ve muvazzaf askeri personele yersiz ithamlarda bulunularak lekelenmeye
çalışılmaktadır.
b. Düşman Unsurlar:
(1) Atatürk ilke ve inkılâplarını ortadan kaldırarak, laik, demokratik, sosyal hukuk
devletini yıkmak ve yerine dini esaslara dayalı bir rejim kurma hedefleri engelleyecek tek
kurum olarak TSK'yı görmekte,
(2) Elde ettikleri TSK' yı yıpratıcı bilgi ve belgeleri kendilerine müzahir medya organları
kanalıyla yayınlamakta,
(3) Halkın yoğun ilgi gösterdiği birlik ve beraberlik mitinglerini Ergenekon tarafından
maksatlı olarak planlanmış gibi göstermekte,
(4) TSK'nın Ergenekon çatısı altında, başta PKK terör örgütü olmak üzere çeşitli terör
örgütleriyle işbirliği yaptığını iddia etmekte,
(5) Üst düzey komutanlar hakkında Yahudi, Ermeni, Sabetaycı vb. oldukları şeklinde
asılsız haberler yapılmakta,
(6) Kamuoyunu meşgul etmek ve bilgi kirliliği yaratmak üzere TSK personeline ait
olduklarını iddia ettikleri ses ve görüntü kayıtlarını yayınlamaktadırlar.
c. Dost Unsurlar:
1359/2271
(1) Basın ve yayın organları kanalıyla irticai grupların iç yüzünü gösteren propaganda
çalışmaları planlı bir şekilde yürütmekte,
(2) TSK personeli ve ailelerine yönelik bilgilendirme faaliyetleri icra edilmekte,
(3) TSK içerisine sızdırıldığı değerlendirilen personele ve aileleri ile bunların irtibatta
olabilecekleri kişiler takip ve kontrol altına alınmakta,
(4) Bilgisayar ve doküman güvenliği konusundaki tedbirler artırılmaktadır.
2. VAZİFE:
İrticai oluşumların içyüzünü göstererek, bu konudaki tereddütlere son vermek ve söz
konusu örgütlere olan kamuoyu desteğini ortadan kaldırmak, Ergenekon kapsamında
yapılan yıpratıcı kampanyaların etkisini azaltmak, TSK' ya yönelik olarak yapılan olumsuz
propagandalara son vermektir.
3. İCRA:
a.Harekat Tasarısı:
(l)Genel Bilgiler:
Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde
bulunan AKP hükümeti ve ona destek veren çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubu başta
olmak üzere radikal dini oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyu
desteğini kırmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra edilecektir.
(2) Faaliyetler birbiriyle senkronize şekilde üç bölümde icra edilecektir.
(a)Planlama ve Genel Faaliyetler:
(1) İcra edilen propagandalarda dine karşı olunmadığı teması işlenecektir
(2) Eylemler, Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan planlanacak,
dinci medyanın bu konuyu işlemesine imkan tanınmayacaktır.
(3) "Fethullah Gülen (FG)'çiler gemi azıya aldılar, doğrudan TSK'ya saldırıyorlar."
Teması işlenecek, bu kapsamda muhafazakar vatandaşların bile "Pes doğrusu biz de
Elhamdülillah Müslüman'ız ama FG'çiler resmen TSK'ya saldırmak için provokasyon
yapıyorlar. " dedirtecek çalışmalar yapılacaktır.
(4) Sakıncalı/Sanık kategorisindeki irticacı subay ve astsubayların irticai propaganda
yaptıklarına dair ihbar çalışmaları yapılacak, müteakiben bu kişilerin ahlaki yönden
olumsuzluklarıyla ilgili haberler yaptırılacaktır.
(5) İrticacı TSK personeline yapılan operasyon kapsamında tespit edilememiş diğer irticai
TSK personeline yönelik korkutucu propaganda geliştirilerek, bu kişilerin hata yaparak
tespit edilmeleri veya kendiliğinden çözülmeleri sağlanacaktır.
1360 / 2271
^ Askeri suç kapsamında yapılacak ışık evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü
oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, FG
Grubu "Silahlı Terör Örgütü" Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü (FSTÖ) kapsamına
aldırılacak ve soruşturmaları askeri yargı kapsamında yürüttür ütecektir.
(7)Ilımlı İslam konusu özellikle vurgulanacak, FG'çilerin ABD güdümünde hareket
ettikleri ve İslam 'ın orijinalini bozmak istedikleri hususu yoğun olarak dile getirilecektir.
(b)Medya Faaliyetleri:
(1) İskender Evrenosoğlu, Ömer Öngüt gibi hazırda beklettiğimiz elemanlara medyatik
eylemler ve söylemler yaptırılacak ve bu kişiler FG 'çiler başta olmak üzere diğer irticai
gruplarla özdeşleştirilerek, kamuoyunun tüm bu gruplar arasında benzerlik kurması
sağlanacaktır.
(2) Yakalanan veya çözülen TSK personelinin bizim belirlediğimiz temalar doğrultusunda
beyanlarda bulunmaları ve bu açıklamaların basında geniş yer bulması sağlanacaktır.
(3) Ergenekon kapsamında tutuklanan TSK personelinin masum olduğu, irticayla etkin
şekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atıldığı şeklinde haberler yaptırılacaktır.
(4) Nurettin Veren gibi isimlerin TVprogramlarında FG grubu hakkında bizim istediğimiz
temalar doğrultusunda açıklamalar yapmaları sağlanacaktır.
(5) Kurdoğlu cemaati ve benzeri diğer cemaatlere mensup TSK personelinin TSK ile
ilişkileri kesilirken FG grubuna mensup oldukları için atıldıkları şeklinde haberler
yaptırılarak, kamuoyunda FG grubunun büyük yara aldığının düşünülmesi sağlanacaktır.
(6) PKK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Irak'ın Kuzeyinde
bulunan FG 'çilere ait okul, dershane ve yurtlara eylem yapmıyor olmasının iki örgüt
arasında bağ olduğu ve anlaştıklarının açık bir göstergesi olduğu yönünde haberler
yaptırılacaktır.
(7) Vatandaşlar tarafından yoğun olarak izlenen ve gündemdeki olaylar hakkında kamuoyu
yanlış yönlendiren, "Kurtlar Vadisi", "Kollama" ve "Tek Türkiye" benzeri diziler
hakkında olumsuz haberler yaptırılarak söz konusu dizilerin güvenilirliğini yitirmesi
sağlanacaktır.
(8) Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul öğrencilerine ait ibadet görüntü ve haberlerinin
medyada yoğun olarak yer alması sağlanarak Milli Eğitim Bakanı kamuoyu nezdinde
yıpr atılacaktır.
(9) AKP mensuplarının ülkemizde ekonomik krizin etkisinin ciddi olarak hissedildiği bir
dönemde, lüks yaşamlarından taviz vermedikleri yönünde haberler yaptırılarak, bu
durumun hem "İslam anlayışıyla çeliştiği", hem de uygulamaya çalıştıkları "Halk adamı "
yaklaşımlarının gerçeği yansıtmadığı konusunda kamuoyu bilgilendirilecektir.
(10) Ermenistan ve Yunanistan ile ilgili kamuoyunda tepki uyandıracak haberler sürekli
gündemde tutularak milliyetçi partilerin tabanının genişletilmesi sağlanacaktır.
1361 /2271
(c)Kara Propaganda Faaliyetleri:
(1) Son dönemde geniş yankı bulan ses kayıtları konusunda bilgi kirliliği yaratmak üzere
irticacılar tarafından yayınlanmış gibi gösterilecek, ama dinleyenlerin bizi haklı bulacağı
tarzda ses kayıtları düzenlenecektir.
(2) Çeşitli bilgi ve belgeler ile ilgili ortaya yem atılarak yakalanan personel hangi gruba
ait olursa olsun FG'ci oldukları şeklinde ifade vermeleri sağlanacak ve bahse konu
personelin adı basında duyulduktan sonra ahlaki açıdan olumsuzluklarıyla ilgili haberler
yaptırılacaktır.
(3) Yukarıda açıklanan şekildeki personelin, sıradan dahi olsa arkadaş çevresindeki en
olumsuz kişi onların en yakın arkadaşı gibi gösterilerek, FG 'çilerin iç yüzüymüş gibi
düşünülmesi sağlanacaktır.
(4) İhbara dayalı ev baskınları yaptırılarak, buralarda silah ve mühimmatın yanı sıra
FG 'çiler ile irtibat kurulması istenen oluşumlara(Yahudilik, CIA, Mossad, Moon Tarikatı,
Humeyni, vb...) ait objelerin aynı ortamda bulunması sağlanacaktır.
(5) Ev baskınları kapsamında Alevi düşmanlığını körükleyici bilgi ve belgelerin bu evlerde
bulunması sağlanacaktır.
(6) İzleyici veya dinleyici kitlesi fazla olan radyo televizyon programlarına farklı bir
kimlikle, canlı yayın esnasında, telefonla bağlanılarak; FG 'ci maskesi altında konuşmalar
yapılarak tahrik olmuş bir FG'ci gibi, "Evet, kardeşim, bizimle uğraşan herkes
Ergenekoncudur, onlarla uğraşmak bizim boynumuzun borcudur. Bizimle uğraşmaya
kimsenin gücü yetmez. " Şeklinde açıklamalar yapması sağlanacaktır.
(7) AKP mensubu kilit haberleşmeciler tarafından kamuoyuna çelişkili açıklamalar
yaptırılarak, içerisinde ciddi anlamda anlaşmazlık ve bölünmeler yaşanıyormuş şeklinde
algılanması sağlanacaktır." şeklinde ibarelerin olduğu tespit edilmiştir.
Sanık Dursun Çiçek hakkındaki ihbarlar:
a) 29.06.2009 tarihinde saat:19.17'de İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gelen 6683 nolu
Dursun Çiçek konulu e- mail ihbarında; "Son günlerde ülkemizin gündemini meşgul
eden Dursun Çiçek ismi etrafında yapılan tartışmalar benim gibi çok sayıda TSK
mensubunu rahatsız etmektedir. Size Dursun Çiçek isimli bu cuntacı şahıs hakkında
konuşulan konularla ilgili bilgi vermek istiyorum. Dursun Albay, 1994-1995 yıllarında
Şırnak 'ta Tabur Komutanlığı görevi yapmıştır. Levent Ersöz ve C. T de 94-95 yıllarında
Şırnak'ta görev yapmıştır. Dursun Albay Ergenekon'dan tutuklanan bu şahıslar ile ta o
dönemden tanışıyor. Ergenekon silahlarıyla yakalanan Mustafa Levent Göktaş ile de hem
sınıf arkadaşıdır hem de hemşehridir, her ikisi de Tokat'ın Reşadiye ilçesindendir. Yani
Dursun Albay eskiden beri Ergenekoncu subaylarla hep iç içe olmuştur. Dursun Albay
hükümet karşıtı yayın yapan '"turkatak.com" ve dini gruplar hakkında yayın yapan
"irtica, org" sitelerini de yönetiyor. Bu sitelere içerik sağlıyor. Bu sitelerin Genelkurmay
tarafından psikolojik maksatlı hazırlandığı gazetelerde de yer almıştı. Özellikle PKK,
Ermeni sorunu ve Ergenekon içerikli yazılar yazıyor. Yazılarını e-maille üstlerine ve
tanıdıklarına sunarak ilişkilerini hep sıcak tutmaya çalışıyor. Irticayla mücadele eylem
1362/2271
planını da kesinlikle kendisi hazırlamıştır. Çünkü Bilgi Destek Grup Komutanlığı 'nda
hazırlanan bazı belge ve raporların başkalarının eline geçtiğinde yalanlaması ve inkar
edilmesi için askeri yazışma kuralları dışında (farklı yazı formatı, sivil ağızla ifadeler
vb.) hazırlanmasına yönelik sözlü emirler vermiştir. Bu belgelerde isim, imza, birlik adı
bulunmamasının nedeni budur. Bu şekilde Bilgi Destek Komutanlığı tarafından
hazırlanmış çok değişik formatlarda bilgi notu, eylem planı, andıçlar var. Hem onun gibi
tecrübeli (daha önce basına sızmış olan, altında imzası bulunan belgelere bakılabilir) bir
kişi, belgenin genelkurmay bilgisayarlarında hazırlanmasının risklerini düşünerek belgeyi
farklı bir bilgisayarda hazırlamış, imzaladıktan sonra fotokopilerini gerekli yerlere
ulaştırıp orijinalini imha etmiş de olabilir. Bilgi Destek Dairesi'ne bağlı OBİ Şubesi
vardır. Burada Dursun Albay'ın kullandığı bir bilgisayar var. Mesela bu bilgisayar
incelenmedi. Bu bilgisayar değiştirilmiş de olabilir, bu tespit edilebilir. Ayrıca
Genelkurmay intraneti üzerinde Dr. Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı birçok bilgi
notu var. Son eylem planında da aynı imzayı kullanmış. 2008 yılında basında Toplumu
Biçimlendirme Planı isimli bir belge yayınlamıştı. Bu belgenin TSK tarafından
hazırlandığı ortaya çıkmıştı. Bu eylem planını yazan kişinin ismi "xx" olarak geçmişti.
"xx" Dursun Albay'ın rumuzudur. Yani bu planı da o hazırlamıştır. Artık o kadar nettir
ki Dursun Albay, TSK içerisinde faaliyet gösteren cuntanın bir elemanıdır. Son eylem
planı ile de iyice deşifre olmuştur. Ve aslında Dursun Albay'a sahip çıkan Genelkurmay
Başkanlığı değil cuntadır. Hurşit Tolon 'un da dahil olduğu cuntacı yapı, Bilgi Destek
Daire gibi kritik bir noktada bulundurdukları personel ile, ki Dursun Albay bunların önde
gelen isimler indendir, yurt içi, yurt dışı Bilgi Destek Taburlarından gelen bilgilere vakıf
olabilmektedirler. TSK içindeki bu cuntacı yapılanma, oluşturdukları politika ve projeleri
etkili uzantıları aracılığıyla bu taburlara uygulatma imkânına da sahiptir. Bu türlü
projeleri hazırlamak Dursun Albay 'ın görevidir. İçeriğinde suç unsuru bulunmasa ve kendi
halkına değil de düşman ülkeye karşı hazırlanmış bir proje olsa psikolojik harekat
açısından oldukça başarılı da sayılabilir aslında. Bu belgede de kendisine verilen emri
yerine getirmiştir. Ancak bu emri veren makam Genelkurmay değil, cuntadır. Yani eylem
planı belgesini Dursun Albay tek başına hazırlamamıştır" şeklindedir.
b) 30.09.2009 tarihinde mektup yoluyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gelen ve
gönderici kısmında Serkan Çakır ismi bulunan ihbarda; "Kuşaklar boyu TSK'ya hizmet
etmiş bir aileye sahip olmaktan onur duyan bir subayım. Son dönemde TSK'nın tarihinde hiç
olmadığı kadar itibar kaybına uğraması, beni ve benim gibi vatanını ve milletini seven bir çok
silah arkadaşımı son derece rahatsız etmiştir. Dosta güven, düşmana korku vermiş ordumuzun
kendi milleti nazarında güven kaybediyor olması çok acı bir durumdur. Kendi milletine karşı
psikolojik harekât yapan, toplumu bölen ve toplumun değerlerini karşısına alan bir TSK'nın
hayal edilmesi mümkün olmadığı nasıl bir gerçekse, TSK'nın tamamının böyle olmadığı da bir
gerçektir. Maalesef önceleri doğru ve gerekli olduğuna inandığım ancak şu anda içinde
bulunmaktan büyük pişmanlık duyduğum, sadece 3 'üncü dünya ülkelerine özgü bir şekilde
kendi vatandaşına "psikolojik harekat" uygulayan ve bunun adına da "bilgilendirme faaliyeti"
şeklinde masum ve haklı görünen bir maske uyduran bir cunta oluşumunda bir çok arkadaşımla
birlikte görev aldım. Bu oluşum, ilk başta gayet haklı gerekçelerle kurulan ve gerçek görevi
düşmana karşı psikolojik harekat uygulamak olan Psikolojik Harekat Daire Başkanlığını
kendine maşa olarak kullanıyordu. Bu güzide kurumun imkan ve kabiliyetlerinden
yararlanılarak devletin vali, kaymakam, savcı, hakim gibi önemli kadrolarında görevli
personeli de dahil olmak üzere insanlarımız haklarında oluşturulan "Bilgi fişi" adı verilen
belgelerle tek tek fişlendi. Cunta yapılanmasının organize ettiği yasal dayanağı bulunmayan
faaliyetleri kamuoyuna yansıması sonucu bu kurumumuz yıprandı, adı "Bilgi Destek Daire
1363/2271
Başkanlığı" olarak değiştirilmek zorunda kalındı ve görev alanı daraltıldı. Hali hazırda devam
eden cunta faaliyetleri neticesinde, son olarak toplam sayısı 4 olan ve muharebede Ege Ordusu
Komutanlığı dahil tüm ordu komutanlıklarını destekleyecek olan Bilgi Destek Taburlarının
sayısı 1 'e düşürülerek asli görevini yapamayacak hale getirildi. Geriye kalan son taburda
görevli bazı personel halen asli görevlerine yönelik çalışmaları bir kenara bırakarak cunta
örgütlenmesinden aldıkları örtülü ve yasadışı görevleri yürütmeye devam etmektedir. Yukarıda
ifade ettiğim TSK içerisindeki "ülke yönelimine el koyma heveslileri, yani darbe taraftarları",
başka bir ifadeyle "Cunta Örgütlenmesi"; yıllardır işgal ettiği makamlarla, kilit pozisyonlar ve
sivil uzantılarıyla ülkenin gündemini elinde tutmuş ve faaliyetlerini kamuoyuna "tüm TSK'nın
ortak görüşü" gibi gösterilmiş ve göstermeye de devam etmektedir. Cunta örgütlenmesi ve
faaliyetlerinden haberdar ve rahatsız olan benim gibi personel gerçekleri anlatmak için zemin
bulamamakta ve sesini duyuramamaktadır. "Biz silah arkadaşıyız", "Ortak düşmanlar", "Biz
bir aileyiz", "TSKyi yıpratmak istiyorlar" gibi temaları kullanarak sözde "korumacı bir
yaklaşımla" hedef saptırmaya çalışıyorlar. Bu "sözde korumacı yaklaşım" la birlikte,
gerçekleri bilen ve duyurmak isteyen personel de "korkutma ve sindirme" faaliyetleri ile
susturulmaktadır. Bu şekilde birçok olay karşısında "kol kırılır yen içinde kalır" mantığı
yürütülmekledir. Cuntanın pisliklerini içerde gizlemek durumunda kalan TSK'nın itibarı ise
sürekli zedelenmeye devam etmektedir. Toplumun genelinde bilinen ve dedikodu şeklinde
kulaktan kulağa yayılan TSK ile ilgili birçok konuyu (PKK'ya yardım, uyuşturucu, fişleme,
suikast, örtülü operasyonlar vb.) olayların olduğu bölgelerde görev yapanlar, medya
aracılığıyla öğrendi. Ancak medyanın bilmediklerini ben ve benim gibi Genelkurmay Bilgi
Destek Daire Başkanlığı bünyesinde görev yapan arkadaşlar, yani bu faaliyetleri bizzat
planlayan ve icra eden kişiler çok yakından biliyoruz. Bilgi destek personeli olarak bizzat
olayların içerisinde (Aktütün'de, Dağlıca'da, Poyrazköy'de, Çukurca'da ve daha birçok yerde)
olduğumuz için gerçekler tüm çıplaklığıyla bilinmektedir. Ayrıca, askeri okullarda başlayıp
karargah, birlik ve lojmanlarda her anı bir arada geçen, tatillerini bile beraber yapan bizler
birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Özellikle ülke gündemini uzun süre meşgul eden ve devletin
kurumlarını birbirine düşüren son "İrticayla Mücadele Eylem Planı" na bakıldığında; her
olayda olduğu gibi bu olayda da cuntanın kendi bekası için ülkemizin tüm değerlerini
paramparça etmeye çalıştığı görülmektedir. TSK'da psikolojik harekat birimlerinin kuruluş
safhasından bu yana aktif bir şekilde görev alan ve 2009 yılı genel atamalarına kadar
Genelkurmay Bilgi Destek Okul Komutanlığında görev yapan Hv. Öğ.Bnb. Hicri Dinçerol
bahse konu belge hakkında: "Bu belgeyi biz hazırlamıştık, nasıl sızdı anlayamadım?"
demiştir. Bu ifade, Hv. Öğ. Bnb. Hicri Dinçerol 'un da cuntanın bir elemanı olduğunun ve söz
konusu cuntanın faaliyetlerinin İrticayla Mücadele Eylem Planıyla sınırlı kalmadığının açık bir
göstergesidir. Sayın Savcım. "İrticayla Mücadele Eylem Planı" basında yer alır almaz, erken
davranarak söz konusu evrakın aslını gizlice dosyalandığı klasörden aldım. Belgenin aslının
yerinde olmadığı anlaşılınca önce bir kriz yaşandı. Ancak daha sonra belgenin ele geçmesinden
korkan bir cunta mensubu tarafından imha edildiği görüşü benimsendi. Mensubu bulunduğum
TSK'ya uzun yıllar hizmet etmiş bir subay olarak bir hizmetim daha olsun istiyorum. Özverili
çalışmalarınıza katkıda bulunmak adına EK-A 'da yer alan bu belgeyi size göndermeyi vatanım
ve milletim adına bir vazife biliyorum. Ayrıca; 2007 yılı Eylül ayında dönemin Genelkurmay
II 'nci Başkanı Org. Ergin Saygun 'un emri gereği, üniversitelerden bir kısım akademisyen ve
CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı
Korg. Hüseyin Nusret taşdeler 'in himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığında
şube müdürü olarak görevli kurmay albaylar Dursun Çiçek, Sedat Özüer, İlker Ziya Göktaş ve
Fuat Selvi tarafından kamuoyunu yönlendirme maksatlı çeşitli belgelerhazırlandığına tanık
oldum. Yukarıda isimleri geçen şahıslar, görev alanlarının dışındaki birçok konuyla ilgili
olarak hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın çeşitli faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu konuda örnek
1364 / 2271
I
olması bakımından bahse konu cunta tarafından hazırlanmış bir çalışma EK-B 'de sunulmuştur.
EK-B'nin altında imza bulunmasının sebebi evrağın elektronik ortamda gönderilmiş
olmasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu gayri hukuki çalışmalar, TSK içerisindeki cunta
yapılanmasının kilit isimlerinden olan Org. Hasan Iğsız'ın Genelkurmay H'nci başkanlığı
döneminde hız kazanarak devam etmiştir. Org. Hasan Iğsız 'ın doğrudan netice alınabilecek bir
eylem planı hazırlanması konusunda verdiği direktif gereği, Korg. Mehmet Eröz ve Tümg.
Mustafa Bakıcı 'nın da katkılarıyla gerekli çalışmalar başlatılmış ve söz konusu eylem planı
Kur. Alb. Dursun Çiçek tarafından hazırlanmıştır. Sayın Savcım, Albay Dursun Çiçek
tarafından hazırlanan ve çeşitli Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) 'nin fişlenmesini içeren bir andıç
7 Nisan 2008 tarihinde Taraf gazetesi 'nde yayınlanmıştır. Taraf Gazetesi 'nin konuyu haber
yapmasından sonra Genelkurmay Başkanlığı soruşturma başlatmıştır. Soruşturma sonucunda
hazırlanan bilgi notu EK-C 'de sunulmuştur. Bu bilgi notunda andıç çalışmasının Genelkurmay
Başkanlığı 'nın emri ile 29 Temmuz 2004 tarihinde başlatıldığı, Nisan 2006'da ilgili makamlara
arz edildiği ifade edilmektedir. Yani Genelkurmay Başkanlığı adı geçen andıçın varlığını kesin
bir şekilde kabul etmektedir. Bu rapor neticesinde Alb. Çiçek hakkında herhangi bir işlem
yapılmamıştır. îrticayla Mücadele Eylem Planının basında yer almasını müteakip, belgenin
hazırlanmasında kullanılan tüm bilgisayarlar temizlenmiş ve ilgili evraklar imha edilerek,
kamuoyuna Genelkurmay Başkanlığı tarafından böyle bir çalışmanın olmadığı yönünde bir
açıklama yapılmıştır. İmha süreci bizzat Org. Ergin Soygun 'un özel sekreteri Kur. Alb. Uğur
Berksun tarafından takip edilmiş, kendisi Bilgi Sistemleri İşletme Şubesine giderek söz konusu
eylem planının hazırlanmasında kullanılan 30709, 33746, 40077, 27238, 27229 ve 16693 BİM
numaralı bilgisayarların hard disklerinin geri getirilemeyecek şekilde silinmesine nezaret
etmiştir. Bu işlemde Alb. Şükrü Kısadere, Ütğm. Erhan Sakallı, Ütğm. Kazım Bozkurt, Bçvş.
Mustafa Ur han ve Svl.Me. Rıfat Sülük görev almışlardır. Sayın Savcım, böyle bir olay vuku
bulduğunda, normal şartlar altında uygulanması gereken prosedür şudur: Olayın öğrenildiği
anda İKK ve Güvenlik Daire personeli idari tahkikat için çağrılır. Bilgi Destek Daireye gidilir.
Daire personelinden hiç kimsenin içeriye girmesine müsaade edilmez. Daire personeli tek tek
çağrılarak dairedeki tüm dolaplar aranır. İlgili veya ilgisiz tüm bilgisayarlara el konulur.
Genelkurmay Askeri Savcıları eş zamanlı olarak şüphelilerin evlerine giderek arama ve el
koyma işlemi yapar. Elde edilen deliller ışığında dava açılmasına veya açılmamasına karar
Dostları ilə paylaş: |