1608 / 2271
Dosya kapsamına göre, Boğaç Kaan Murathan, Seyhun Zayim ve Bora Ballımın Bedirhan
Şinal'in kendi aleyhlerine olan ifadesini değiştirmesi için baskı yaptıkları, maddi menfaat
temin ettikleri iletişim tespit tutanakları, dosyaya ibraz edilen mektuplar ve yazılar ile
Bedirhan Şinakin önceki aşama ifadelerine göre sabit görülmüştür. Ayrıca, Bedirhan
Şinal'in ifadesini yasa dışı vaatlerle değiştirme eyleminde yer aldıkları iddia edilen sair
kişiler hakkında TMK 10.Maddesiyle Yetkili İstanbul Cumhuriyet başsavcılığının
2011/1672 sayısına kayden derdest bir soruşturma bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bedirhan Şinal, olay hakkındaki ifadesi konusunda kendi adına değişik tarihlerde para
yatırıldığını ifade etmiş, iletişim tespit tutanakları içeriğinden de bu husus tespit edilmiştir.
Bedirhan Mahkeme huzurundakiler dâhil önceki aşama ifadelerinde kendisine maddi
menfaat sağlayarak ifadesini değiştirtmek isteyenin Boğaç Kaan Murathan olduğunu beyan
etmiştir. Bunun delili olarak sunduğu el yazısı belgeleri ibraz etmiştir. BedirhanTn son
ifadeleri kendi adına para yatıranın polisler olduğu şeklindedir.
Bu eylemin, 12.6.2007 tarihinde İstanbul Ümraniye'de 27 adet el bombasının ele geçmesi
ile başlayan soruşturmanın devamında 22.1.2008 tarihinde Veli Küçük, 19.3.2008 tarihinde
Sedat Peker ve 21.3.2008 tarihinde İlhan Selçuk hakkında işlem yapılmasından,
soruşturma kapsamında 2006 yılında Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının bu
soruşturma kapsamında Ümraniye ve Eskişehir'de ele geçen el bombaları ile aynı veya
benzer kafileden olduklarının gündeme gelmesinin ardından 29.3.2008 tarihinde
gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Eylemin. Cumhuriyet gazetesi veya mensuplarına duyulan şahsi husumetten veya maddi
menfaat elde etme beklentisinden v.b. adi sebeplerden kaynaklanmadığı anlaşılmaktadır.
Gerek müdahil gerekse sanıklar tarafından bunun aksi de iddia edilmemiştir. Eylemin
tamamen siyasi amaçla gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Olaydan sonraki tarihte olmakla birlikte, Seyhun Zayim'in bir süre Sedat Peker ile
Cezaevinde aynı koğuşta kaldığı, Sedat Peker'in Avukatı Yusuf Utku Tekayak'ın Seyhun
Zayim'in Cezaevi hesabına değişik seferler para yatırdığı anlaşılmaktadır.
Eylem talimatını verdiği kabul edilen Boğaç Kaart Murathan ile dosya sanıkları Veli
Küçük, Emin Caner Yiğit, Sedat Peker, Muzaffer Tekin ve Mehmet Fikri Karadağ arasında
önceye dayanan örgüt irtibatı bulunduğu dosya kapsamındaki delillere göre sabit
görülmüştür.
Boğaç Kaan Murathan'ın bunun aksi yönündeki, Veli Küçük ve Muzaffer Tekin ile
kendisinin de davetli olduğu veya çevreden duyarak öylesine gittiği öztürkler.com
gecesinde görüp tanıştığı, bir iki defa görüşmüş olabilecekleri, Sedat Peker'in kendisinin
sevdiği birisi olmakla birlikte fazla samimi olmadıkları, Emin Caner Yiğit ve Mehmet
Fikri Karadağ'ı tanımadığı ve benzeri savunmaları cezadan kurtulma amacına matuf
görülerek itibar edilmemiştir. öztürkler.com gecesinin dosyadaki görüntülerinin bu
savunmanın tam aksini gösterdiği, Sedat Peker tarafından Veli Küçük'ün şoförlüğünü
yapması için görevlendirilen Emin Caner Yiğit'in Sedat Peker tarafından ödenecek maaşını
takip ettiğine dair iletişim tespit kayıtlarının bulunduğu, önceki tarihte yakalanan Emin
Caner Yiğit'te kendisinin pasaportunun ve şarjörünün çıktığı, ayrıca tanımadığını
savunduğu Emin Caner Yiğit ile telefon görüşmelerinin tespit edildiği, Sedat Peker'in
talimatı ile Veli Küçük'ün vereceği konferansın kalabalık gözükmesi için adam topladığı,
1609 / 2271
Muzaffer Tekin ve Mehmet Fikri Karadağ ile birlikte Ertuğrul YılmazTn cenaze
merasiminde bulunduğuna dair fotoğrafı bulunduğu, ayrıca Muzaffer Tekin ile telefon
irtibatının olduğu hususlarının bu konudaki delillerden bazıları olduğu anlaşılmaktadır.
Cumhuriyet gezetesinde 2006 yılında "Domuzun başında türban örtüsü ile resmedildiği"
bir karakitür yayınlanmasına tepki koymak mahiyetinde bu gazeteyi bombaladığı belirtilen
kişilerin yaşam tarzlarının devam eden süreçte ortaya çıkan delillere göre, bu eylemlerin
sebebi olarak gösterilen radikal dini düşünce yapısı ile asla bağdaşmadığının ortaya çıktığı,
bu kişilerden Erhan Timuroğlu ve Tekin İrsimin Barda çalıştıkları, İsmail SağırTn da
onlarla birlikte olduğu, uyuşturucu kullandıkları, Osman YıldırımTn
kahvehane/kumarhane işlettiği, bu kişilerin eylemi para karşılığı yaptıkları açığa çıkmıştır.
Bu da Danıştay saldırısı eylemi sonrası yakalanmaları ile mümkün olmuştur.
Ergenekon Terör Örgütünün bu eylemdeki amacının, Cumhuriyet gazetesinin 2006
yılındaki bombalanma eylemlerinin ve bağlantılı olarak Danıştay saldırısının Ergenekon
Terör Örgütü ile ilgili olamayacağı intibaı uyandırmak, soruşturma aleyhine kamuoyu
oluşturmak olduğu değerlendirilmiştir.
Ergenekon Terör Örgütü tarafından bu olayda da benzer profildeki kişilerin istihdam
edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Örnek olarak bu kişilerden Bedirhan Şinal'in 14.08.2007 tarihinde Kenan Halil isimli bir
kişiyi bıçakla gasp eyleminden dolayı 30.10.2008 tarihinde Bakırköy 14. ACM tarafından
4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, dosyanın halen Yargıtayda bulunduğu,
10.3.2006 tarihinde müşteki İsmail Şeker'in müracaatı üzerine Eyüp Kocatepe İlköğretim
Okulunun camını ve Atatürk büstünün etrafındaki mermerleri kırdığı gerekçesiyle
hakkında Eyüp Emniyet Müdürlüğü tarafından işlem yapıldığı, 19.3.2007 tarihinde
müşteki Rıdvan AkçayTn cep telefonunun güveni kötüye kullanmak suretiyle çalınması
olayıyla ilgili olarak Eyüp Polis Merkezi Amirliği tarafından hakkında işlem yapıldığı,
13.2.2008 tarihinde müşteki Erdem KartakTn müracaatı üzerine Eyüp Polis Merkezi
Amirliği tarafından hakkında emniyeti suistimal sonucu hırsızlık suçundan işlem yapıldığı,
12.2.2008 tarihinde müşteki Burat Çolakoğlumun cep telefonunun çalınması olayıyla ilgili
olarak Eyüp Polis Merkezi Amirliği tarafından işlem yapıldığı, 18.02.2007 tarihinde Polis
memuru müştekiler Ali Osman Şeker ve Hanbey Yer'e bıçakla tehditte bulunmak suretiyle
mukavemette bulunmak iddiasıyla hakkında Eyüp Polis Merkezi Amirliği tarafından işlem
yapıldığı, 3.5.2007 tarihinde mağdur-müştekiler Şükrü Dombaycıgil ve Timuçin
Dombaycıgil'in müracaatı üzerine yağma-yaralam-polise etkin mukavemet suçlarından
dolayı Eyüp Polis Merkezi Amirliği tarafından hakkında işlem yapıldığı, 28.6.2007
tarihinde müşteki Mehmet Erkek'in müracaatı üzerine Kurusıkıdan bozma silah
bulundurmak suretiyle 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet ve Yaralama suçlarından dolayı
Eyüp Polis Merkezi Amirliğince hakkında işlem yapıldığı, 6.7.2007 tarihinde müşteki
Furkan Karabal'm cep telefonunu güveni kötüye kullanarak çalmak iddiasıyla Eyüp Polis
Merkezi Amirliği tarafından hakkında işlem yapıldığı, 21.7.2007 tarihinde mağdur Ümit
Hazım Özgür'ün müracaatı üzerine Eyüp Polis Merkezi Amirliğince hakkında silahla
yaralama ve delil karartma iddialarıyla ilgili işlem yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bedirhan Şinal'in dosya kapsamındaki delillere ve oluşa uygun bulunan, olaydan hemen
sonra müdafi eşliğinde alınan ilk ifadesinin, daha sonraki tarihlerde de genel olarak bu ilk
ifadesi ile uyumlu olan Cumhuriyet savcılığı ve yine müdafi eşliğinde alınan kolluk
1610/2271
ifadesinin. İstanbul 12.ACM'deki savunmasının ve Mahkemenizdeki ilk ifadelerinin oluşa
uygun görülen bölümlerine itibar edilmiştir. Bedirhan Şinal'in sonradan tamamen
değiştirdiği ve gün geçtikçe geliştirdiği. Emniyette kendisine işkence yapıldığı, verdiği
ifadeleri yeni okuduğu, bir ifadedeki imzanın kendisine ait olmadığı, Avukat ile
görüştürülmediği, ifadede Avukatın hazır bulunmadığı, anneannesinin öldürüldüğü, olayın
ve önceki ifadelerinin polislerin dava sanıkları hakkındaki komplosuna dâhil olmasından
kaynaklandığı, polislerin kendisine para verdikleri mahiyetindeki, dosyada mevcut resmi
tutanaklara ve oluşa uygun olmayan ifade ve savunmaları itibar edilir mahiyette
görülmemiştir.
Bedirhan Şinal İstanbul 12.ACM nin 9.11.2010 tarihli duruşmasında, mütalaada da itibar
edilen savunmasını vermiş ve "Ben devletime güvenerek doğruları anlattım, daha iyi
korunmamın ve gereğinin yapılmasını talep ediyorum " demiştir. Buna karşılık Bedirhan
Şinal'in kanuni imkânlardan dahi faydalandırılmadığı, aleyhine ifade verdiği Ergenekon
Terör Örgütünün mensubu oldukları iddası ile tutuklu bulunan Ali Kutlu ve Oğuz Alpaslan
Abdülkadir'in koğuşuna konulduğu, yine aleyhine ifade verdiği Boğaç Kaan Murathan ve
Sedat Peker ile irtibatlı Hakan Karakaş ile mektuplaşacak mesafede yakın koğuşta
tutulduğu, tek yakınım dediği anneannesinin de kanuni imkânlardan faydalandırılmadığı.
böylece ifadelerini değiştirmesi için baskı altına alınmasına, yine kendisine bu yollarla
maddi menfaat temin edilmesine imkân verilmiş olduğu, bu imkânı değerlendiren
Ergenekon Terör Örgütünün de Bedirhan Şinal'e etki ederek istendiği gibi ifade verdirdiği,
hatta duruşmalarda alenen suç oluşturan, ceza kovuşturmasına konu olacağı açık olan
ifadelerin Bedirhan Şinal ağzıyla söylettirildiği, bu anlamda aynı Molotofkokteyli atılması
olayında olduğu gibi örgüt adına yönlendirildiği değerlendirilmiştir.
Nitekim Bedirhan Şinal'in değiştirdiği ifadelerin bazı sanık ve müdafilerin duruşmalardaki
Emniyet Teşkilatı, Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcılığı, davanın
görüldüğü Mahkeme hakkında ileri sürdükleri ithamlar ile neredeyse yüzde yüz oranında
örtüştüğü anlaşılmaktadır.
Bedirhan Şinal'in Mahkemedeki bu yeni ifadelerinin basında manşet haberleri olarak
verildiği. Aydınlık gazetesi ve Odatv internet sitesi başta olmak bazı basın yayın
araçlarında; Bu ifadelerin davaların gidişatını değiştireceği, davanın yeni bir kanala
girdiği, Bedirhan Şinal'in davanın en kilit adamı haline geldiği, mutlaka can güvenliğinin
sağlanması gerektiği, polisin bu çocuğu kullanmış olabileceği, Mahallesindekilerin
iddialarını doğruladığı, Bedirhan Şinal 'in, tertipçilerin yıllardır uğraşıp ortaya koyduğu
tertibi tüm çıplaklığı ile ortaya koyduğu, bu konuda yargılananları derhal serbest bırakıp
tertibi yapanların üzerine gidilmesi gerektiği, Mahkemenin Bedirhan Şinal 'in iddialarıyla
ilgili hiçbir şey yapmadığı, bunun yerine Bedirhan Şinal 'e tepki gösterdiği, bu konuda
duruşmada, Bedirhan Şinal "Aydınlık dergisinde Beşiktaş Terör Örgütü diye bir şey
gördüm. Bu çok doğru bir tespit. Emniyet içinde 4-5 kişi hadi örgüt kuralım demiyor.
Savcılar da dâhil çok büyük bir yapılanma var. Çok büyük bir örgüt", Üye Hâkim "Biraz
frene basın. Beşiştaş Terör Örgütü falan... Laflara dikkat edin", Bedirhan Şinal:
"Zorunuza gitmesin", Doğu Perinçek; "Korkutmayın. Biz bu Beşiktaş Terör Örgütüne
açılan davadan beraat ettik" şeklinde bir diyalog geçtiği, 16 yaşındaki çocuğu kullanan,
yaşını büyüttüren, daha önce çocukken istediği ifadeyi alan, şimdi ise çocuğun verdiği
ifadeler işine gelmediği için bu yeni ifadeleri dikkate almayanların ne yapacağının merak
edildiği, Bedirhan Şinal'in bu ifadelerine itibar edilmiyor ise dava kapsamındaki diğer
kişilerin ifadelerine niye itibar edildiği v.s. şeklindeki haber ve yorumlara konu olmuş,
1611 /2271
TBMM'de dahi gündeme getirilmiş, Bedirhan Şinal'in can güvenliği konusunda soru
önergesi verilmiştir.
Netice olarak,
Ergenekon Terör Örgütü üyesi olan Boğaç Kaan MurathanTn, Ergenekon Terör Örgütü
adına Bayram Demir, Bora Ballı ve Seyhun Zayim'e eylem talimatı vererek suça
azmettirdiği,
Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduklarına dair yeterli delil bulunmayan Bayram Demir,
Bora Ballı ve Seyhun Zayim'in. Boğaç Kaan MurathanTn Ergenekon Terör Örgütü adına
verdiğini bildikleri eylem talimatını maddi menfaat vaadi ve beklentisi içinde yerine
getirip, Bedirhan ŞinalT eyleme azmettirmek, eylemden sonra da aleyhe ifade vermemesi
için kontrol altında tutmak sureti ile Ergenekon Terör Örgütü adına suç işledikleri,
Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduklarına dair yeterli delil bulunmayan Bedirhan Şinal,
Fatih Derdiyok ve Murat AplakTn, örgüt adına yapılacağını bildikleri eylemi, maddi
menfaat beklentisi içinde gerçekleştirdikleri, bu şekilde Ergenekon Terör Örgütü adına suç
işledikleri anlaşıldığından,
1.Sanık Boğaç Kaan MurathanTn, Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak eylemine uyan
TCK 314 - (2), 3713 Sayılı TMK 5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak eylemine
azmettirmek eylemine uyan TCK 38-(l) delaleti ile TCK 174 - (1),(2), 3713 Sayılı TMK
5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli
olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı
madde kullanmak eylemine azmettirme eylemine uyan TCK 38 - (1) Maddesi delaleti ile
TCK 170 - (1), c), 3713 Sayılı TMK 5,
2.Sanık Bayram Demirin, Ergenekon Terör Örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dâhil
olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek eylemine uyan TCK 314 - (3), (2.7.2012 tarih
ve 6352 Sayılı Kanunun 85.Md. ile değişik) TCK 220 - (6) Maddeleri delaleti ile TCK 314
-(2), 3713 Sayılı TMK 5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak eylemine
azmettirmek eylemine uyan TCK 38-(l) delaleti ile TCK 174 - (1),(2), 3713 Sayılı TMK
5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli
olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı
madde kullanmak eylemine azmettirme eylemine uyan TCK 38 - (1) Maddesi delaleti ile
TCK 170 - (1), c), 3713 Sayılı TMK 5,
3.Sanık Bora Ballımın, Ergenekon Terör Örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dâhil
olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek eylemine uyan TCK 314 - (3), (2.7.2012 tarih
1612 /2271
ve 6352 Sayılı Kanunun 85.Md. ile değişik) TCK 220 - (6) Maddeleri delaleti ile TCK 314
-(2), 3713 Sayılı TMK 5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak eylemine
azmettirmek eylemine uyan TCK 38-(l) delaleti ile TCK 174 - (1),(2), 3713 Sayılı TMK
5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli
olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı
madde kullanmak eylemine azmettirme eylemine uyan TCK 38 - (1) Maddesi delaleti ile
TCK 170 - (1), c), 3713 Sayılı TMK 5,
4.Sanık Seyhun Zayim'in, Ergenekon Terör Örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dâhil
olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek eylemine uyan TCK 314 - (3), (2.7.2012 tarih
ve 6352 Sayılı Kanunun 85.Md. ile değişik) TCK 220 - (6) Maddeleri delaleti ile TCK 314
-(2), 3713 Sayılı TMK 5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak eylemine
azmettirmek eylemine uyan TCK 38-(l) delaleti ile TCK 174 - (1),(2), 3713 Sayılı TMK
5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli
olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı
madde kullanmak eylemine azmettirme eylemine uyan TCK 38 - (1) Maddesi delaleti ile
TCK 170 - (1), c), 3713 Sayılı TMK 5,
5.Sanık Bedirhan Şinal'in, Ergenekon Terör Örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dâhil
olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek eylemine uyan TCK 314- (3), (2.7.2012 tarih
ve 6352 Sayılı Kanunun 85.Md. ile değişik) TCK 220 - (6) Maddeleri delaleti ile TCK 314
-(2), 3713 Sayılı TMK 5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak imal etmek, bulundurmak,
taşımak eylemine uyan TCK 174 - (1),(2), 3713 Sayılı TMK 5,
Örgüt faaliyeti çerçevesinde kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli
olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı
madde kullanmak eylemine uyan TCK 170 - (1), c), 3713 Sayılı TMK 5
Örgüt faaliyeti çerçevesinde 6136 Sayılı Ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler
hakkında kanun hükümlerine aykırı olarak ruhsatsız ateşli silah ve bunlara ait mermileri
satın almak, taşımak veya bulundurmak eylemine uyan 6136 S.K. 13 - (1), 3713 Sayılı
TMK 5, TCK 54,
6.Sanık Murat AplakTn, Ergenekon Terör Örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dâhil
olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek eylemine uyan TCK 314 - (3), (2.7.2012 tarih
ve 6352 Sayılı Kanunun 85.Md. ile değişik) TCK 220 - (6) Maddeleri delaleti ile TCK 314
-(2), 3713 Sayılı TMK 5,
1613/2271
Örgüt faaliyeti çerçevesinde kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli
olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı
madde kullanmak eylemine uyan TCK 170 - (1), e), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre
cezalandırılması talep edilmiş ise de. dosya kapsamına göre molotof kokteyli atma
eylemine katılmadığı, patlayıcı madde imalinde görev aldığı anlaşıldığından sanığın Örgüt
faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak imal etmek, bulundurmak, taşımak
eylemine uyan TCK 174 - (1),(2), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre
cezalandırılmasına,
7.Sanık Fatih Derdiyok'un, Ergenekon terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dâhil
olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek eylemine uyan TCK 314 - (3), (2.7.2012 tarih
ve 6352 Sayılı Kanunun 85.Md. ile değişik) TCK 220 - (6) Maddeleri delaleti ile TCK 314
-(2), 3713 Sayılı TMK 5
Örgüt faaliyeti çerçevesinde kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli
olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı
madde kullanmak eylemine uyan TCK 170 - (1), c), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre
cezalandırılması talep edilmiş ise de, dosya kapsamına göre molotof kokteyli atma
eylemine katılmadığı, patlayıcı madde imalinde görev aldığı anlaşıldığından sanığın Örgüt
faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddeleri izinsiz olarak imal etmek, bulundurmak, taşımak
eylemine uyan TCK 174 - (1),(2), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre
cezalandırılmasına,
Sanıklar hakkında TCK 53, 58 ve 63. Maddelerinin tatbik edilmesine,
Adli Emanetin 2008/310-369-370 sıra numarasında kayıtlı olan kan ve kıl örnekleri,
eşyalar ile 2008/1073 sıra numarasında kayıtlı suç unsuru görüşmeleri içeren DVDTerin
delil olarak dosda saklanılmasına karar verilmesi gerektiği kamu adına mütalaa edilmiştir.
F)CUMHURİYET SAVCISI ZEKERİYA ÖZ'ÜN TEHDİT EDİLMESİ
l)SORUŞTURMA SAFAHATI
31.3.2010 tarihinde İstanbul Cumhuriyet başsavcılığının santraline telefon açıp İstanbul
Milletvekili İdris Güllüce'nin makamından aradığını belirten bir şahıs, Cumhuriyet savcısı
Zekeriya Öz'ün elektronik posta adresini istemiş, santral memurunun bilmediğini ifade
etmesi üzerine Cumhuriyet savcısı Zekeriya Öz'ün dikkatine faks çekeceğinden bahisle
faks numarasını almış, bir süre sonra da İstanbul Cumhuriyet başsavcılığında kurulu faks
cihazına faks geçilmiştir.
Bilgisayar yazısı bir sayfalık faks çıktısı aynısı ile şöyledir.
"Sayın savcı Zekeriya Öz 'ün dikkatine
Sayın Zekeriya Öz
Yürütmüş olduğunuz hükümetin intikam projesi olan Ergenekon terör örgütü davasında
tutuklamak cüretinde bulunduğunuz bu ülkeye canı pahasına hizmet veren saygın ve bir o
kadar geçmişi temiz ve şerefli insanlara yönelttiğiniz asılsız ve mesnetsiz suçlamaların sizi
1614/2271
de bir gün yargdanmak ve hesap vermek zorunda bırakacağını hatırlatmak isterim. Bu
saygın ve şeref dolu bir geçmişe sahip insanlara dava açmak için dayanak olarak
gösterdiğiniz Tuncay Güney isimli ne olduğu belirsiz bir insanın sözleri, sunduğu belgeler
ve geçmişin intikamını almak isteyen AK parti hükümetinin size servis ettiği bir takim
belgeleri delil niteliğinde sayacak kadar hukuku alçalttınız ve bu işe çanak tuttuğunuzu da
size hatırlatmak isterim. Sizin hangi anlayışa hizmet ettiğini görmeyecek kadar gözlerinizi
yükselme arzusu ve hırsı olan biri olarak gözlemlediğimi de belirtmek isterim ama ne yazık
ki hukuk hırs ve arzuların tatmin edileceği bir kurum değildir bu ülkede hukukun üstünlüğü
her Türk vatandaşına olduğu kadar size de bir gün lazım olacaktır bunu unutmayınız. Size
bu işi servis ederek hayatını bu ülkeye hizmet için adamış insanlardan intikam alan
zihniyet sizi de bir başkasına servis ederek o sanık sandalyesine oturtacaktır tıpkı bu
davanın başlamasına neden olan A.Serdar Saçan ı o sanık sandalyesine oturttuğu gibi
veya Erzincan başsavcısı gibi yani hizmet ettiğiniz zihniyet sizi yükseltmek ve hırslarınızı
tatmin etmek yerine sanık olmanızı sağlayacaktır. Siz bir hukuk insanı olarak bu asılsız,
mesnetsiz hatta deli saçması denecek suçlamaları kendiniz dahi inanmadığı halde sadece
yandaş olduğunuz insanların ve kendi egolarınızın tatmini için bu denli çirkin bir amaca
hizmet ederek bu dava içerisinde yer alıyorsunuz. Bu insanlar ömürlerini bu ülkeye ve bu
ülkenin insanlarına hizmet etmeye adamıştırlar nasıl olur da bu halkın öz iradesi ile seçtiği
yasama ve yürütme organına karşı bir oluşum içinde olduğunu hatta kendi askerini kendi
halkını katledecek kadar zalimleştiğine kanaat getirerek bu davayı açma gereksinimi
görürsünüz buna dayanak olarak ta kendi ülkesinde kaçarak Kanada ya sığınmış bir
insanın sözlerini, geçmişin intikamını almak için bir hükümetin sözleri ve ismi ile
özdeşleşen taraf gazetesinin yayınlarını delil olarak nitelendirerek nasıl olurda bu onurlu
insanları suçlar ve rencide edebilirsiniz. Sizin bu tutumunuz ne hukukun üstünlüğüne ne
insanlığa nede vicdana sığar bu insanların şeref dolu bir geçmişi olduğu bu ülke için
birçok çalışmalar ve hizmetlerde bulunduğunu nasıl yok sayar ve ne olduğu ve nasıl bir
zihniye sahibi olduğu belli insanların telkin ve istekleri doğrultusunda bu dava içinde yer
alırsınız bunu bir vatandaş olarak sorgulamak hakkına sahip olduğumu düşünüyorum.
Unutmayın hukuk terazisi başında oturmak size bu teraziyi kendi ego ve yandaş olduğunuz
insanların egoları için kullanma hakkı vermiyor bunun birçok örnekleri vardır. Size
naçizane tavsiyem bu davadan el çekmeniz doğrultusundadır sizi seven aileniz,
arkadaşlarınız dostlarınız var onlara sizi kaybetmenin acısını tattırmayın ailenizi ve
sevenlerinizi üzmemenizi tavsiye ederim. Yoksa sonunuzun Abdi İpekçi, Uğur Mumcu,
savcı Öz ve buna benzer birçoğu gibi bitecek. Umarım ki tavsiyeme göz ardı ederek
sağlığınızı ve yaşamınızı tehlikeye atmaz beni sizi öldürmek için teşvik etmezsiniz bu ülke
bir savcının daha suikaste kurban gitmesini kaldıramayacağı kanaatindeyim. İnanmanı ve
beni ciddiye almanı tavsiye ederim yoksa yanında gezdirdiğin koruma ve altındaki o zırhlı
Mercedes dahi senin hayatını kurtarmaya yetmeyecek Sana ömründe görmediğin kadar acı
çektirerek gömmek beni de üzer ama inan parçalarını bulamazlar bu davadan çekilmemen
halinde senin her bir parçanı bir çukura gömerim. Son bir şey daha bu tarz adaletsiz
mesnetsiz suçlamalarla insanların hürriyetlerini kısıtlamanın hesabını değil burada
Dostları ilə paylaş: |