K.Kliği ile ciddi diyaloglarının olduğu, Jandarma 'nın organize ettiği internetteki sitenin
S.Peker tarafından sahiplenildiği" vs. iddialara yer verilerek,
Memlekette Anayasal düzeni yıkmak gibi faaliyetlerinin yanı sıra, Türkî Cumhuriyetlerde
de faaliyetleri bulunan Tuncay Güney 'in, gözaltına alındığı sırada elde edilen bilgisayar
yedeklerini aldığı, içeriğinde "Ergenekon " adlı yapıdan bahsedildiği, ancak kimsenin bu
mesele ile uğraşmadığı" hususları ifade edilmiştir.
MİT Müsteşarlığı tarafından 2003 yılında Genelkurmay Başkanı ve Başbakana verilen
Ergenekon konulu kitapçığın arz yazısı olduğu anlaşılan metnin ilgili bölümlerinde;
Aydınlık Dergisi, Yeni Şafak Gazetesi ve Aksiyon Dergisindeki Ergenekon konulu
yayınlardan, 03.07.2002 tarihinde İstanbul'dan posta yolu ile intikal eden ihbar mektubu ve
ekindeki 2 CD'den bahsedilip, ihbar mektubu, Ergenekon ve Lobi belgeleri içeriği
özetlendikten sonra aynısı şöyle denilmiştir.
Diğer taraftan mezkûr CD'lerin bir bölümünün bazı şahıslarca kaleme alınan dergi, kitap,
kitap başlığı ve makaleler (Ulusal Strateji Dergisi, Aydınlık, Doğu Perinçek vb.) gibi açık
kaynak bilgilerinden, bir bölümünün ise kişi ve kuruluşlara ait olduğu iddia edilen
dokümanlardan oluştuğu belirtilebilecektir.
Dokümanların bir bölümünün Tuncay Güney İpek'e ait arşiv bilgileri, bir bölümünün ise
1998 yılında Turgut Büyükdağ'a ait "TGS Basın Yayın ve Ticaret Ltd. Şti." tarafından
(Genel Yayın Yönetmeni Ümit Oğuztan - çalışanı Tuncay Güney) yayınlanan "Ulusal
Strateji - Karar vericilerin dergisi" merkezinin arşivi olduğu,
166/2271
TU®' . tifi
Bahse konu CD 'lerde Doğu Perinçek ve Aydınlık çevresine ait dokümanların çok sayıda
olduğu, bunun da; anılan dönemde Tuncay Güney İpek'in, İşçi Partisi (İP) yayın organı
Aydınlık Gazetesi'nin haber kaynağı olması, Aydınlık çalışanlarından Adnan Akfırat,
Hikmet Çiçek, Doğan Duyar ile bilgi/belge alışverişinde bulunmasından kaynaklandığı,
değerlendirilmektedir.
Bu bilgilerden hareketle; Mezkûr CD'lerde "Ergenekon" oluşum projesinin hazırlanması
amacıyla, Doğu Perinçek ve çevresince kaleme alınmış "öneri, tez, etüt" gibi çalışmalarla
yetinilmediği, başka şahıs/kuruluşlara ait etüt ve kitaplardan da yararlanıldığı,
Doğu Perinçek ve çevresince kaleme alınmış "öneri, tez, etüt" gibi dokümanların
(Kemalist Hareket, Dinamik, Devletin Yeniden Yapılanması Üzerine, MİT-Medya ve Ajan
Gazeteciler v.b.) bir kısmının benimsendiği, bu bilgilerden hareketle "Ergenekon, Lobi,
Oluşum, Şirket, Girişim, Reaksiyon vb. " projeler hazırlanarak bilgisayar ortamında arşiv
oluşturulduğu,
Öte yandan, Gürbüz Çapan, Ali Yasak (Drej Ali), Kemal Özden (USİAD), Mehmet Zeki
Polat (Teksif), Doğu Perinçek, Adnan Akfırat, Ethem Sancak (Hedef Holding) ve Ümit
Bavbek (Em. Emn. Md) gibi şahıslara hitaben yazılan mektuplardan; "Söz konusu
şahısların, "Lobi " faaliyetleri içerisinde yer almalarının önerildiği, faaliyet alanları ve
irtibatları hususunda yönlendirildikleri ve bu bağlamdaki tüm girişimlerine "örtülü"
olarak gerekli desteğin verildiği, ayrıca, "Ulusal Lobi" faaliyetleri içerisinde yer almaları
uygun görülen seçkin işadamlarının, oluşturulacak "Koordinasyon Merkezi" vasıtasıyla
tek merkezden koordine edilmeleri, "örtülü " biçimde desteklenmeleri, teşvik edilmeleri ve
güçlendirilmeleri çalışmalarının başlatıldığı " belirlenmiştir.
"Ergenekon" ve "Lobi" Projesi'nin tetkikinin yanı sıra, CD'lerde yer verilen diğer
dokümanların, TGİpek'in ifadesinin ve "gercekergenekon.com" adlı web sitesindeki
iddiaların tetkikinden; Em. Tuğg. Veli Küçük, Tuncay Güney İpek, Doğu Perinçek ve
Aydınlık Gazetesi çevresi, Kemal Özden (Ulusal Sanayici İşadamları Derneği Başkanı-
USİAD), ES.(H.Holding), Gürbüz Çapan, Ali Yasak (Drej Ali), M.Z.P. (Teksif), M. N.
E.(İşadamı) ve Ü.B.(Em.Emn.Md) v.b. olmak üzere toplam 69 şahsın, bilerek ve/veya
bilmeyerek "Ergenekon" adlı yapılanma ile irtibatlandırıldığı tespit edilmiştir.
Bahse konu iddialara göre 69 şahıstan 2'si ( E.B. ve GT. ) halen hayatta bulunmamakta
olup, iddialara konu şahıslar; (14'ü politikacı, 13'ü basın mensubu, 19'u iş adamı, 3'ü
itirafçı, 9'u mafya ile bağlantılı olduğu ileri sürülen eski ülkücü, 9'u Silahlı Kuvvetler
mensubu, l'i yazar, l'i Emniyet mensubu,) konumunda bulunmaktadır.(T.G.İpek'in
ifadesindeki "Ergenekon " yapılanması ile ilgili olarak şahıs, kurum/kuruluşlara yönelik
iddiaları EK-5'de, T. G. İpek'in ifadesi ve CD'lerde yer alan bilgilerdeki iddiaların
şematizesi EK-6 'da sunulmuştur.)
Ergenekon adlı yapılanma ve bu projeyle bağlantılı oldukları iddia edilen kişi ve
kuruluşlar hakkında;
Tuncay Güney İpek; Kayıtlarımızdaki mevcut bilgileri, Haziran 2000 tarihi itibariyle
İstanbul Emniyet Müdürlüğüne verdiği ifadesindeki "Ergenekon" adlı yapılanmaya
yönelik iddiaları ve Em. Tuğg. Veli Küçük 'ün tavsiyesi ile (son dönemdeki faaliyetleri
sonrası kendisini unutturması gerekçesiyle) ABD'ne yerleştiği yönündeki duyum,
167/2271
Em. Tuğg. Veli Küçük; T. G. İpek. Kemal Özden. D.Perinçek ve "Azerbaycan Muhalif
Hareketi" ile iltisakları T.G.İpek'in ifadesinde "V.Küçük un iş adamlarını örgütlemeye ve
USİAD 'ı lobi olarak etkin konuma getirmeye ve büyütmeye çalıştığını, " belirtmesi,
Kemal Özden; İşçi Partisi ile bağlantıları, faaliyetleri ve "Ergenekon " adlı yapılanmanın
ekonomik ayağını oluşturduğu iddiası, Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği (USİAD),
"Ergenekon" adlı yapılanmanın ekonomik ayağını oluşturduğu iddiası, gibi nedenlerle
dikkati çekmiştir. (Şahıslar hakkındaki mevcut bilgiler EK-7'de, USİAD hakkındaki
mevcut bilgiler EK-8 'de sunulmuştur. )
Sonuç;Mevcut bilgilerden hareketle, kesin belirleme yapılamamakla birlikte "Ergenekon"
adı kullanılarak yürütülen çalışmaların; bu aşamada Devleti/Rejimi hedef alan bir grubun
kendi çıkarları çerçevesinde organize olma çabalarını içerdiği izlenimi edinilmiştir.
Ancak, iddia niteliğindeki bu bilgilerin, bir birinden müstakil değişik kanallardan gelmesi
ve birbirini büyük ölçüde teyit eder olması, olaya dedikodu çizgisinin ötesinde bir anlam
kazandırmakta ve yönlendirilmiş organize bir faaliyetin işaretlerini taşımaktadır.
Bu nedenle, konuyla ilgili mevcut bilgiler; Asker orijinli yönlendirici bir kadronun
kontrolünde, bazı Sivil Toplum Örgütleri (STÖ), Siyasi Parti ve Medya kuruluşlarının
kullanılması suretiyle, sivil idarenin örtülü biçimde denetime tabi tutulması ve yeni bir
yapı altında yeni bir yönetim biçimi yaratılması amacına dayalı, teorik yanı
detaylandırılmış, ancak pratikteki etkinliği tartışılabilecek bir oluşum, olarak mütalaa
edilebilir.
Bu itibarla, dokümanlarda var olduğu iddia edilen ve değişik çevreleri içine alan
ilişkilerin, yürütülen veya yürütülmesi planlandığı belirtilen çalışmaların boyutları dikkate
alındığında; "Ergenekon" adlı oluşumun tehdit niteliği konusunda net belirlemeler
yapılabilmesi için asker şahıslar ve askeri alanlar ile sansasyonel nitelikli sivil şahıslar
hakkında ciddi araştırma yapılmasının kaçınılmaz olduğu değerlendirilmektedir.
MİT Müsteşarlığının Ergenekon Terör Örgütü konusunda kuruma ulaşan bilgi ve
dokümanların nasıl bir değerlendirmeye tabi tutularak söz konusu yazı ve şemaların
hazırlandığının bildirilmesine dair Mahkeme yazısına verilen 23.12.2008 tarihli cevapta;
"Müsteşarlığımıza 3.7.2002 tarihinde posta kanalıyla, kaynağı tespit edilemeyen isimsiz
ihbar mektubu ve eki 6 adet CD gönderilmiştir. Mezkûr mektup ekindeki CD 'lerde yer
alan; Ergenekon-Lobi projesi ve diğer dokümanların yanı sıra T. Güney'in iddialarının
tetkiki ile merkezi arşivimiz ve açık kaynaklara yansıyan bilgilerle sınırlı tutulan
incelemelerden hareketle hazırlanan kitapçık: kamuoyuna malolmuş bazı asker/sivil
şahısları da içermesi ve aidiyeti nedeniyle 10.7.2003 tarihinde Sn. Genelkurmay
Başkanına, hassasiyetinden hareketle de 19.11.2003 tarihinde Sn. Başbakana intikal
ettirilmiştir. 2003 yılında hazırlanan çalışmanın özeti niteliğinde olan ilgi yazıya konu
"Bilgi Notu" ise 19.1.2006 tarihinde Sn. Başbakana ve 26.5.2006 tarihinde Sn.
Genelkurmay İstihbarat Başkanına sunulmuştur. Söz konusu "Bilgi Notu'nun Ergenekon-
Ümraniye operasyonu sürecinde Başbakanlık tarafından soruşturmadan sorumlu savcılığa
intikal ettirildiği, anlaşılmaktadır. Bahse konu çalışma ve tespitlerimiz ile ilgili olarak,
günümüze değin Müsteşarlığımıza herhangi bir şahıs, kurum veya kuruluştan, bir talep
veya görüşle geri dönüş olmamıştır" denilmiştir.
168/2271
Tuncay Güney ve Tuncay Güney İpek'in aynı kişiler mi olduğunun. Başbakan ve
Genelkurmay Başkanına verilen belgelerin düzenlenmesinde bu kişinin katkısı olup
olmadığının, bu belgelerin düzenlenmesinde Tuncay Güney'in mülakatı ile ihbar
mahiyetindeki CD'ler dışında hangi çalışmaların yapıldığının ve hangi kaynaklardan
yararlanıldığının bildirilmesine dair Mahkeme yazısına verilen 30.12.2008 tarihli cevapta;
"Müsteşarlığımıza 3.7.2002 tarihinde gönderilen ve kaynağı tespit edilemeyen isimsiz
ihbar mektubu ve ekindeki 6 adet CD'de bulunan "Ergenekon-Lobi projesi ve diğer
dokümanların yanı sıra Tuncay Güney'in bahse konu CD'ler içerisinde yer alan
ifadesindeki iddiaların tetkiki ile arşivimize yansıyan teyit edilmemiş bilgileri içeren,
ayrıca açık kaynaklara da yansıyan bilgilerle sınırlı tutulan" incelemelerden
hazırlanmıştır. Tuncay Güney ile Tuncay Güney (İpek) aynı kişi olup, adı geçenin gazeteci
olarak çalıştığı dönemde bazı temaslarında "İpek" i de kullandığı bilinmektedir"
denilmiştir.
MİT Müsteşarlığı Mahkemenin talebi üzerine 18.01.2009 tarihli yazı ekinde bahse konu
ihbar mektubu ve ekindeki orijinal CDİerin kopyasının gönderildiği belirtilmiştir.
Ergenekon konulu belgelerin MİT Müsteşarlığı tarafından 10.07.2003 tarihinde
Genelkurmay Başkanına ne şekilde sunulduğuna dair yazıya verilen 02.04.2009 tarihli
cevapta; Bu belgelerin 10.7.2003 tarihli "Haftalık Arz" çerçevesinde ek dosya olarak
dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi
Özkök'e elden sunulduğu, Teşkilatın ilgi/faaliyet alanına giren konularda güncel
gelişmelere ve konunun önemine paralel olarak hazırlanan bilgi notlarının MİT Müsteşarı
tarafından Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanına özel temaslarda
sunulduğu, bu nedenle söz konusu dosyalarda evrak teslimine dair ilave bir belgelendirme
cihetine gidilmediği belirtilmiştir.
2003 yılında Başbakan ve Genelkurmay Başkanına verilen Ergenekon Örgütü konulu
belgelerin 2006 yılında tekrar verilme sebeplerinin bildirilmesine dair yazıya verilen
08.06.2009 tarihli cevapta aynısı ile " ...Bahse konu dokümanın içeriğinde belirtilen
hususların devam ettiği görüldüğünden, söz konusu çalışmanın özeti niteliğinde olan bilgi
notu 19.01.2006 tarihinde Sn. Başbakan'a 26.05.2006 tarihinde ise Sn. Genelkurmay
İstihbarat Başkanına tekrar en sunulmuştur... " denilmiştir.
MİT tarafından Ergenekon Örgütü konusunda söz konusu belge ve şemaların hazırlandığı
dönemde Müsteşar olarak görevli bulunan Şenkal Atasagun hakkındaki şikâyet üzerine
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında MİT Müsteşarlığı
tarafından Başbakanlığa gönderilen yazının Mahkemeye gönderilmesine dair talebe verilen
08.07.2009 tarihli cevap ekindeki yazıda; İşçi Partisi adına vekili Av. Hasan Basri Özbey
tarafından "görev yaptığı dönem içerisinde, düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporlarla
görevini kötüye kullanıldığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini alenen tahkir ettiği" belirtilerek,
Milli İstihbarat Teşkilatı eski Müsteşarı Şenkal Atasagun hakkında Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına verilen şikâyet dilekçesi üzerine, Başsavcılıkça yürütülen 2009/32865 sayılı
soruşturma çerçevesinde 2937 Sayılı Kanunun 26.maddesi uyarınca soruşturma izni
verilmesi veya verilmemesi konusunda olayın değerlendirilmesi için konuya ilişkin
müsteşarlık görüşünün, yazı içeriğinde belirtilen gerekçeler ile cezai takibata izin
verilmemesi olduğu belirtilmektedir. Yazıda ayrıca. Aydınlık Dergisi'nin 08.02.2009 tarihli
nüshasında yayınlandığı belirtilen Ergenekon Örgütü şemasının Müsteşarlığa ait doküman
eki şemadan faklı olduğu da belirtilmiştir.
169/2271
Yine, dönemin MİT Müsteşarı olarak görevli olan Şenkal Atasagun'un tanık olarak
dinlenilmesinin talep edilmesi üzerine Mahkemece yazılan yazıya verilen 12.11.2009
tarihli cevapta; 2937 Sayılı Kanunun 29.maddesi hükmü gereğince eski MİT Müsteşarı
Şenkal Atasagun 'un tanık olarak dinlenilmesinin uygun görülmediği belirtilmiştir.
MİT Müsteşarlığına gönderilen ihbar mektubundaki "...Bu itiraf ve belgeler, ifadeler
bizlerin elinde, ancak polis olarak bir şey yapamıyoruz, yapmıyorlar, yapılmıyor. Uzun
zamandan beri birinin bu işin önemini anlayacağını düşündüm ancak nafile. Bu nedenle
sizlere bu CDyedeklerini gönderiyorum. İfade kasetlerini de alabilirsem göndereceğim... "
iddiasının doğru olduğu, Adil Serdar Saçan'ın Müdürü olduğu Organize Suçlarla Mücadele
Şubesindeki proje çalışması kapsamında, işin esasına/ içeriğine dair hiçbir şey yapılmadığı
yukarıda anlatılmıştır.
MİT Müsteşarlığının yukarıda özetlenen yazılarında Tuncay Güney'in ifadesinden/
sorgusundan bahsedilmekte. Mahkemeye gönderilen CD'ler içerisinde de "Tuncay Güney
İpek'in Emniyette yapılan sorgusundaki iddiaları" başlıklı özet bir metin bulunmakta ise
de, dosyada Tuncay Güney'in bu konudaki imzalı bir ifade tutanağı bulunmamaktadır.
MİT Müsteşarlığı yazılarında ifade olarak geçenin. Mahkemeye gönderilen CD'ler
içerisinde bulunan ve kamera kaydına alınan mülakattan önce yapıldığı ve gizli olarak
kaydedildiği anlaşılan sorguya ait görüntüsüz ses kaydı olduğu anlaşılmaktadır.
MİT Müsteşarlığınca, 2001 yılında basında Ergenekon örgütü konusunda dikkat çeken
yayınlar yapıldığı, 2002 yılında imzasız ihbar mektubu ekinde gelen ve Tuncay Güney'in
bilgisayar yedekleri olduğu iddia edilen CD'ler içerisinde bu yayınlara paralel bilgiler
bulunduğu, bu konuda İstanbul Emniyet Müdürlüğümün sorumluluğunda bir çalışma
yapıldığının öğrenildiği, buna karşılık MİT Müsteşarlığına bilgi verilmediği, bu nedenle
konu hakkındaki incelemelerin ihbar ekinde gönderilen CD'lerdeki bilgiler, merkezi arşiv
ve açık kaynak bilgileri ile sınırlı tutulduğu belirtilerek,
Tuncay Güney'in bilgisayar yedeklerinde Doğu Perinçek ve Aydınlık çevresine ait çok
sayıda doküman bulunmasının, Tuncay Güney İpek'in aynı dönemde Aydınlık gazetesinin
haber kaynağı olmasından. Aydınlık dergisi çalışanlarından Adnan Akfırat, Hikmet Çiçek,
Doğan Duyar ile bilgi/belge alışverişinde bulunmasından kaynaklandığı,
Ergenekon belgesinin'projesinin hazırlanması amacıyla Doğu Perinçek ve çevresince
kaleme alınmış öneri, tez, etüt gibi çalışmalardan yararlanıldığı, ancak bunlarla
yetinilmediği, başka şahıs/kuruluşlara ait etüt ve kitaplardan da yararlanıldığı,
Ergenekon örgütü konusundaki bu bilgilerin, bir birinden müstakil değişik kanallardan
geldiği ve birbirini büyük ölçüde teyit eder nitelikte olduğu, yönlendirilmiş organize bir
faaliyetin işaretlerini taşıdığı,
Dokümanlardaki bilgilere göre "Ergenekon" adlı oluşumun tehdit niteliği konusunda net
belirlemeler yapılabilmesi için asker şahıslar ve askeri alanlar ile sansasyonel nitelikli sivil
şahıslar hakkında ciddi araştırma yapılmasının kaçınılmaz olduğu, tespit ve
değerlendirmeleri yapılmıştır.
MİT Müsteşarlığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazısına verdiği cevapta, MİT'in
devlet kurumlarına sunduğu istihbaratın ne demek olduğu aynısı ile şöyle açıklanmıştır.
170/2271
"...MİT Müsteşarlığı, istihbarat üreten bir kuruluştur. İstihbarat ise, intikal eden birçok
bilgi, belge, haber ve duyumun belli bir sistem içinde işlenmesinden sonra
oluşturulmaktadır. Dolayısı ile çeşitli kaynaklardan intikal eden birçok haber ve duyum
istihbarata dönüştürülemediği takdirde ilgili Devlet organlarına sunulamamaktadır.
Bunun tek istisnası ikaz istihbaratı niteliği taşıyanlardır... "
MİT Müsteşarlığının bu açıklaması ve diğer yazılarına göre, MİT Müsteşarlığına
Ergenekon Örgütü konusunda bir birinden müstakil, değişik kanallardan ve birbirini büyük
ölçüde teyit eder mahiyette bilgiler geldiği, bu bilgilerin ham duyum veya haber olmadığı,
ikaz istihbaratı mahiyetinde de bulunmadığı, belli bir sistem içinde işlenmesinden sonra
istihbarata dönüştürüldüğü ve bundan sonra Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığına
verildiği anlaşılmaktadır.
Bir dönem MİT Müsteşarı olarak görev yapan Tanık Teoman Koman duruşmada, haber ve
istihbarat kavramlarının ne olduğu, haber elemanlarından alınan her bilginin istihbarat olup
olmadığı, bir haberin nasıl istihbarata dönüştüğü, MİT'in Başbakanlık, Genelkurmay
Başkanlığı ve diğer kamu kurumlarına istihbarat verip vermediği, bu işleyişin nasıl olduğu
mahiyetindeki soruları özet olarak; İstihbarat bilgisinin bir kenarda dursun diye elde
edilmediği, Kanunun MİT'in kamu kurumlarının istihbarat isteklerini yerine getirmesini
öngördüğü, her haberin istihbarat anlamına gelmediği, bir haberin sistematik inceleme ve
analizden sonra istihbarat haline gelebileceği, bütün istihbarat teşkilatları gibi MİT'in de
yaygın haber elemanları bulunduğu, bunların topladıkları haberleri MİT'e bildirdikleri,
bundan sonra merkezi olarak MİT'in teşkilat yapısına göre ilgili görevlilerce kontrol ve
doğrulama çalışmalarına başlandığı, bu çalışmalarda doğrulanmaya doğru gittiği tespit
edilen haberler üzerinde daha çok durularak sonuca ulaşıldığı, eğer önemli bir konu ise alt
kademeden başlayarak MİT Müsteşarına kadar gelen konunun Müsteşarın kararı ile
raporlandığı, bu raporların imzasız notlar şeklinde hazırlandığı, istihbarat bilgisi olduğu,
demlendirilerek kullanılabileceği uyarısı ile ve ilgili kurumlara dağıtımının yapıldığı,
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanına verilecek istihbarat bilgilerinin
MİT Müsteşarı tarafından rutin görüşmelerinde imzasız olarak arz edildiği, kendisinin de
görevi döneminde bu tür arzlar yaptığı şeklinde cevaplamıştır.
Ergenekon Örgütünün varlığı konusundaki MİT Müsteşarlığı tarafından Başbakanlık ve
Genelkurmay Başkanlığı gibi devletin en önemli kurumlarına verilen istihbarat bilgisinin
sadece bir kişinin mücerret iddialarına dayandığının düşünülemeyeceği, nitekim MİT
Müsteşarlığının bu istihbarat bilgisini sadece Tuncay Güney'in anlatımları ve Tuncay
Güney'den ele geçen belgelere dayandırmadığının yukarıda özetlenen yazıları içeriğinden
anlaşıldığı ve bu hususun bir birinden müstakil değişik kanallardan geldiği ve birbirini
büyük ölçüde teyit eder nitelikte olduğu şeklinde ifade edildiği.
Örnek olarak, MİT Müsteşarlığının arz yazısında "Ergenekon adlı yapılanma ve bu
projeyle bağlantılı oldukları iddia edilen kişi ve kuruluşlar hakkında" başlığı altında bilgi
verilen Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (STKB) nin Tuncay Güney'in anlatımlarında
geçmediği, aynı şekilde STKB hakkında tanzim edilen ayrıntılı şemanın altında da konu
hakkındaki diğer şemalarda yazdığı gibi "Tuncay Güney İpek'in ifadesinden ve mezkûr
CD'lerde yer alan bilgilerden şematize edilmiştir" ibaresinin bulunmadığı, (MİT
Müsteşarlığının İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına verdiği cevapta olmayan bu bölüm,
Başbakanlıktan gelen cevap ekindeki MİT Müsteşarlığı yazısı içinden alınmıştır.)
171 /2271
MİT Müsteşarlığının, 2003 yılında Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığına verilen bu
istihbarat bilgisinin 2006 yılında aynı kurumlara tekrar verilme sebebi hakkındaki
"...Bahse konu dokümanın içeriğinde belirtilen hususların devam ettiği görüldüğünden,
söz konusu çalışmanın özeti niteliğinde olan bilgi notu 19.1.2006 tarihinde Sn. Başbakan 'a
26.5.2006 tarihinde ise Sn. Genelkurmay İstihbarat Başkanına tekrar en sunulmuştur... "
açıklamasının da bu mütalaayı destekler mahiyette olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda anlatılan hususlar dikkate alınarak bir kısım sanık ve müdafilerinin, MİT
Müsteşarlığının Ergenekon Örgütü hakkındaki yazı ve şemalarının sadece Tuncay
Güney'in iddialarına dayandığı savunmalarına itibar edilmemiştir.
Doğu Perinçek ve bağlantılı bir kısım sanıklar ile müdafilerinin, Aydınlık Dergisinin
önceki tarihli sayılarında hakkında en ağır ithamlar ile yayın yapılan, Alaettin Çakıcımın
iddiaları esas alınıp Cumhuriyet Savcılığına dilekçe verilerek Doğu Perinçek'e suikast
tertip etmekle suçlanan, duruşmalarda Türk Silahlı Kuvvetlerinin ABD'nin isteği gibi
düzenlenmesi için söz konusu MİT şemasını hazırlayıp el altından kullanmakla itham
edilen dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun un. 2003 yılında bizzat kendisinin
Başbakan ve Genelkurmay Başkanına arz ettiği Ergenekon Örgütü hakkındaki bilgiler
konusunda basında yer aldığını ileri sürdükleri bir beyanından hareketle, MİT
Müsteşarlığının Ergenekon Örgütü hakkındaki tespitlerinin asılsız olduğu mahiyetindeki
savunmaları, gerek yukarıdaki anlatımlar, gerekse bu bilgilerin sadece Şenkal Atasagun
tarafından değil kendisinden sonra MİT Müsteşarlığına gelen Emre Taner tarafından da
"...Bahse konu dokümanın içeriğinde belirtilen hususların devam ettiğinin görüldüğü... "
gerekçesine göre başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığına arz edilmesi dikkate
alındığında itibar edilir mahiyette bulunmamıştır.
Bununla birlikte iddianamelerde MİT Müsteşarlığı yazıları ve yazı ekindeki şemaların tek
başına iddialara esas alınmadığı, isnatların soruşturmada elde edilen delillerle göre
yapıldığı anlaşılmaktadır. Soruşturma safahatında Ergenekon Terör Örgütünün tamamının
deşifre edilemediği, bu konuda devam eden gizli soruşturma bulunduğu dikkate alınarak
MİT'in düzenlediği Ergenekon Örgütü şemasının tamamı soruşturma dosyasına
konulmamış, kovuşturma safahatında Mahkeme de bu uygulamayı sürdürmüştür. Buna
karşılık Doğu Perinçek başta olmak üzere bazı sanık ve müdafilerinin, bazı kişilerin bu
şemada bulunduğuna dair tahmine dayalı açıklamalar yaparak kamuoyundaki algıyı
yönlendirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Nitekim MİT Müsteşarlığının yukarıda anlatılan
bir yazısında "...Aydınlık Dergisi'nin 8.2.2009 tarihli nüshasında yayınlandığı belirtilen
Ergenekon Örgütü şemasının Müsteşarlığa ait doküman eki şemadan faklı olduğu... "
belirtilmiştir.
Ç)BAŞBAKANLIK
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Başbakanlık Müsteşarlığına bir yazı yazarak, Ergenekon
Örgütü konusunda 19.11.2003 ve 19.1.2006 tarihlerinde Başbakana sunulduğu belirtilen
rapor ve belgelerin gönderilmesini istemiştir.
Başbakanlık Müsteşarlığı 02.07.2008 tarihli cevabında istenen belgelerin gönderildiğini
belirtmiştir. Yazı ekindeki belgelerin; 19.01.2006 tarihinde Başbakana sunulan bilgi notu,
Ergenekon ve Lobi isimli raporlardan yararlanılarak hazırlandığı belirtilen şemalar, Sivil
Toplum Kuruluşları Birliği (STKB) ile ilgili iddialar çerçevesinde hazırlandığı belirtilen
172/2271
şema ve T.G.İpek'in ifadesi ile CD'lerde yer alan iddialardan oluşturulduğu belirtilen
Ergenekon Örgütü şeması olduğu anlaşılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |