T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə263/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   259   260   261   262   263   264   265   266   ...   335

bu hususu açıkladığı, bu basın açıklaması sırasında basın mensuplarının sanık Veli

Küçük'ün Danıştay olayı ile bağlantısı olduğuna dair duyumları sormaları üzerine sanık

Doğu Perinçek'in "Veli Küçük anti emperyalist eylemlerde, vatan savunmasında ön safta

yer alan, Eşref Bitlis kazasının sabotaj olduğunu 10 yıl önce Aydınlık Dergisi 'ne açıklayan

kişidir" dediği, sanık Veli Küçük'ün muvazzaf bir subay olarak verdiği bu mülakattaki

TSK üst kademesi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı hakkındaki ağır isnatları Aydınlık

dergisinde yayınlandığı halde, sanık Doğu Perinçek'in "Kendi hakkında yapılan

soruşturmanın aslında TSK'ya karşı bir tertip olduğunu", "İddianamede TSK hedef

alınmıştır " şeklinde ifadelerinin nasıl bir savunma tarzı geliştirdiğini gösterdiği,


Susurluk olayının ve sürecin kendi çabaları ile başladığını savunan, bu süreçte gerek yayın

olarak gerekse Susurluk Konferansı gibi etkinliklerle aktif faaliyet gösteren sanık Doğu

Perinçek liderliğindeki Aydınlık grubunun, o tarihte adı Susurluk olayı nedeni ile sürekli

gündemde olan sanık Veli Küçük aleyhine tek bir yayın dahi yapmadığı, aksine sanık

Doğu Perinçek'in Tempo Dergisine verdiği mülakatta sanık Veli Küçük'ün adının

gündeme getirilerek Genelkurmayın yıpratılmak istendiğini ifade ettiği, bu durumun

Ergenekon Terör Örgütünün yöneticileri olan sanıklar Veli Küçük ve Doğu Perinçek

arasındaki örgütsel dayanışmayı gösteren hususlardan birisi olduğu,


1770 / 2271
Danıştaya düzenlenen, bir üyenin şehit olduğu saldırının toplumda büyük bir infial

uyandırdığı, ancak soruşturma makamlarının etkin çalışmalarıyla Ergenekon Terör

Örgütünün bu eylem ile amaçladığı sonucu tam olarak elde edemediği, bu saldırı

sonrasında Yargıtay'a yapılacak başka bir eylemin Ergenekon Terör Örgütünün amaçladığı

hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen

engellemeye teşebbüs etme gibi amaç suçların gerçekleşmesine neden olacağı, Bakanlar

Kurulumun TBMM tarafından da onaylanan 26.12.1978 gün ve 7/16947 Sayılı

Sıkıyönetim Kararına göre sıkıyönetimin ilanına sebep olan suçlar arasında sayılan Savcı

Doğan Öz'ün şehit edilmesi olayının bir benzeri olan Danıştay Üyesi hakimin katledilmesi

ve Yargıtay'a yapılacak muhtemel bir saldırı ile ülkenin olağanüstü hale, kaosa ve

sonrasında askeri müdahaleye sürüklenmesinin amaçlandığı,
İşçi Partisi Genel Merkezi 4.kattaki aramalarda ele geçen ve içinde "Yargı Nusret

Senemden" adlı klasör bulunan ELBA marka CD içeriğinde "Yargıtay'da yapılacak bir

suikast ve/veya bombalama gibi bir eylem öncesi çalışmayla .Yargıtay ana ve ek

binalarının güvenlik zaafları ile ilgili olarak ayrıntılı not ve kroki" nin bulunduğu, bu

CD'nin bulunduğu yerin İşçi Partisinin en önemli iki makamının bulunduğu, doğal olarak

giriş-çıkışı en kontrollü olan bir bölümü olduğu, sanık Doğu PerinçekTn Danıştay

Saldırısından hemen bir hafta sonra peş peşe yaptığı Varan 1-2-3-4..şeklindeki basın

açıklamalarında "Danıştay saldırısı dışında iki önemli eylemim daha planlandığı ve bunun

bilgisinin ellerinde olduğunu " beyan ettiği, bu beyanda geçen kurumların hangileri olduğu

kendisine sorulduğunda bunlardan birinin Yargıtay olduğunu ifade ettiği, Mahkemenin

araştırması ile devletin istihbarat birimlerinin bu yönde bir bilgiye/duyuma sahip

olmadıklarının anlaşıldığı.


Danıştay saldırısının hemen sonrasında aynı gün sanık Muzaffer Tekin'in ev aramasının

yapılması üzerine Ergenekon Terör Örgütü üyeleri arasında bir güven bunalımı oluştuğu,

bu süreçte bir taraftan Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden olan Veli Küçük

tarafından Muzaffer TekinTn başarısız intihar teşebbüsü "Öyle dangul dungul intihar mı

olurmuş.İntihar edecek adam silahı kafasına dayar, öyle intihar eder" şeklindeki ifadeler

ile eleştirilerek sanık Muzaffer Tekin'in kendini öldürmeye zorlandığı, diğer taraftan

sanık Doğu PerinçekTn basın açıklamaları ile sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün de içinde

bulunduğu bir kısım örgüt üyelerinin suçlanıp feda edilerek "Ön Alma" stratejisi

uygulandığı, bir taraftan da sanık Mehmet Zekeriya Öztürk tarafından sanık Muzaffer

Tekin'in nüfus cüzdanı teşhir edilerek artık kendi döneminin başladığının ifade edildiği.


Bu süreçte Danıştay eylemi nedeni ile gözaltına alınan sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün

"2003 yılından itibaren İşçi Partisi 'nin bir askeri darbeyi dört gözle bekler duruma

geldiğini, İşçi Partisi ve Doğu Perinçek'in Türk Silahlı Kuvvetlerini desteklerken, aynı

zamanda mevcut siyasi yapıya karşı da kışkırtmak istediğini, Parti içi yönetimin aslında

Türk Silahlı Kuvvetlerinin benimsemeyeceği bir yönde değiştiğini, bunu maskelemeyi iyi

bilen parti yönetiminin hala askeri bir müdahaleyi beklediğini, Doğu Perinçek'in,

beklentisi doğrultusunda hareket etmemesi nedeni ile Türk Silahlı Kuvvetlerini ağır bir

şekilde eleştirdiğini ve isteğine ulaşmak amacı ile hem partiler üstü, hem de bürokratik

çevrede bir tepki hareketi oluşturmak için elinde var olan alt yapıdaki yerini alan ve illegal

sol örgütlerden gelen kadroları her zaman devreye sokabilme yeteneğine sahip olduğunu,

Doğu Perinçek'in mevcut illegal örgüt orijinli alt yapı kadrolarına bir eylem

yaptırabileceğini, planlayabileceğim veya plan ve eyleme destek verebileceğini, Avukat

Alparslan Arslanin siyasi görüşünün Doğu Perinçek'in son dönem politik açılımlarına
ters düşmediğini, Doğu Perinçek'in istek ve amaçlarına ulaşmak için her yolu

deneyebilecek bir yapıda olduğunu " beyan ettiği.


Sanık Alparslan ArslanTn büro arkadaşı olan tanık Burhan Gür'ün, Alparslan Arslan'ın

2002 yılından itibaren düzenli olarak Aydınlık dergisi aldığını ve okuduğunu beyan ettiği,

yine İşçi Partisi Kadıköy İlçe Teşkilatı üyesi olan Melek ÖztaşTn sanık Alparslan Arslan

tarafından Avukatlık bürosunda sekreter olarak işe alındığı, sanık Alparslan ArslanTn bu

kişiyle ilişkisini bürodan ayrıldıktan sonra da devam ettirdiği, son olarak Cumhuriyet

gazetesinde bir domuzun başörtüsü ile resmedildiği karikatürün yayınlandığı 19 Nisan

2006 tarihinde görüştüğü ve bundan sonra telefon irtibatını kestiği.
Sanık Doğu Perinçek'in askeri darbelere karşı olduğu şeklindeki savunmasının, yine

kendisine ait yargılama öncesi ve yargılama sırasındaki beyanlarıyla çeliştiği, örnek olarak

sanık Doğu Perinçek'in de içinde bulunduğu bir çok sanığın 1960 darbesini bir askeri

müdahale değil bir halk ihtilali olarak gördüklerini ifade ettikleri, birçok kişinin mağdur

olduğu, binlerce subay -astsubayın ordudan ihraç edildiği, yüzlerce Generale el çektirildiği

ve en önemlisi bir Başbakan ve iki Bakanının idam edildiği bu darbeyi savunur beyanlarda

bulundukları, bunun yanında sanık Doğu Perinçek'in kendisinin genel başkanlığını yaptığı

siyasi partinin iktidara gelmesi durumunda askere talimat vermenin söz konusu

olabileceğini, mevcut iktidarın askere talimat vermesinin, askerin bu Hükümeti ve

Cumhurbaşkanını dinlemesinin söz konusu olamayacağını ifade ettiği,


Sanık Doğu Perinçek'ten ele geçen bir çok belgede ve bizzat kendi söylemlerinde, seçimle

gelen mevcut AKP Hükümetinin meşru olmadığı, düşman olarak kabul edildiği, Türk

Silahlı Kuvvetleri ile koordine içinde örgütlenilmesi, ülkenin iç ve dış düşmanlara karşı

korunarak yitirilmekte olan bağımsızlığın tekrar kazanılması gerektiği, ülkenin düşman

işgali altında olduğu, yeniden bir Kuva-yı Milliye Hareketine ihtiyaç duyulduğu gibi

konuların devamlı surette işlendiği, mevcut ortam bir savaş dönemi olarak tasvir edilerek

kitlelere ve yoğun olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine harekete geçme çağrısı yapıldığı,
Bir kısım sanıkların görev yaptığı Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi

bilgisayalarında hazırlanan bir belgedeki "Ergenekon Operasyonuyla pasifize edilmek

istenen Güler Kömürcü, Vedat Yenerer. Kemal Alemdaroğlu ve Doğu Perinçek!

destekleyici projeler geliştirilebilir" ifadelerin sanık Doğu Perinçek'in burada görevli

örgüt mensupları ile dayanışma içerisinde olduğunu gösterdiği,
Sanık Doğu Perinçek'in iddianamede ayrıntılı olarak anlatılan bir çok sivil toplum

faaliyetini Ergenekon Terör Örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki illegal yapılanması

ile örgütsel dayanışma içerisine girerek icra ettiği,
Soruşturma kapsamında yapılan aramalarda sanık Doğu Perinçek'ten gizli askeri belgeler,

bazı kişiler hakkındaki bilgilerin hukuka aykırı olarak kişisel veri olarak kaydedildiği

belgeler, yine Başbakanlık Teftiş Kurulu Susurluk Raporunun o güne kadar alenilik

kazanmayan, devlet sırrı niteliği taşıdığından bahisle rapordan çıkarılan kısmını da içerir

tam metninin ele geçtiği, bu kısımların sanık Ahmet Tuncay Özkan'ın Genel Yayın

Yönetmeni olduğu Kanal D faks numarasından kendisine gönderildiğinin anlaşıldığı,


Ayrıca sanık Doğu Perinçek'in genel başkanı olduğu parti binasında ve aynı binalarda

bulunan diğer irtibatlı kuruluşlarda yapılan aramalarda da birçok gizli belgenin ele geçtiği,


1772/2271
bu belgelerin parti ve ilgili kurumlar ve bu kurumların işleyişi üzerinde söz sahibi olan

sanık Doğu Perinçek"in bilgisi dahilinde bulundurulduğundan dolayı, Ergenekon Terör

Örgütünün yöneticisi olan sanık Doğu Perinçek'in tüm bu belgelerden de kanunun amir

hükmü gereği sorumlu olduğu.


Sanık Doğu Perinçek"in iddianamede belirtildiği ve mütalaanın ilgili yerlerinde geçtiği

şekilde, Ergenekon Terör Örgütünün bir kısım mensubu ile örgütsel irtibat halinde

bulunduğu, bir kısım örgüt belgelerinin hazırlanmasında görev aldığı, cebir ve şiddet

kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini

yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiği, Halkı, ve askerleri Türkiye

Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı bir isyana tahrik ettiği, örgüt amaçları doğrultusunda

gizli belgeler ve kişiler hakkındaki bilgilerin hukuka aykırı olarak kişisel veri olarak

kaydedildiği belgeler bulundurduğu, Ergenekon Terör Örgütünün faaliyetleri ve örgüt

mensupları üzerinde yönetici ve yönlendirici vasfı bulunduğu, örgütsel nitelikteki

faaliyetlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu dikkate alındığında Ergenekon Terör

Örgütü yöneticisi olduğu anlaşıldığından,
a)Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olmak eylemine uyan TCK 314 - (1), 3713 Sayılı

TMK 5 maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiş ise de, Yargıtay in, TCK riın 302,

309 maddelerindeki suçlara uyan bir eylemin varlığı halinde aynı sanık için TCK'nın 314

maddesinden ceza verilemeyeceğine dair yerleşik içtihadı dikkate alınarak, sanık hakkında

bu suç nedeni ile Ceza Verilmesine Yer Olmadığına,
b) Örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini

ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye

teşebbüs etmek eylemine uyan TCK 312 - (1), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre

cezalandırılmasına,


cJÖrgüt faaliyeti çerçevesinde Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı bir

isyana tahrik etmek eylemine uyan, TCK 313 - (1), 3713 Sayılı TMK 5 maddesine göre

cezalandırılması talep edilmiş ise de, dosya kapsamına göre yüklenen suçun kanuni

unsurlarının oluşmadığı, eylemlerinin bir bütün halinde TCK 312-(1) maddesi kapsamı

içinde kaldığı anlaşıldığından, sanık hakkında bu suçtan ayrıca Ceza Verilmesine Yer

Olmadığına,


ç)Örgüt faaliyeti çerçevesinde yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre

açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin

etmek eylemine uyan TCK 334 (1), TCK 43-(l), (2) maddelerine göre

cezalandırılmasına,


d)Örgüt faaliyeti çerçevesinde hukuka aykırı olarak birden fazla kişinin siyasi, felsefi veya

dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel

yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri birden fazla

kez kişisel veri olarak kaydetmek eylemine uyan TCK 135 - (2), (1), TCK 137-(1), TCK 43

- (1), (2) maddelerine göre cezalandırılmasına,
e)Örgüt faaliyeti çerçevesinde hukuka aykırı kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşüne, ırki

kökenine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimine, cinsel yaşamına, sağlık durumuna veya

sendikal bağlantısına ilişkin kişisel veri olarak kaydedilen bilgileri hukuka aykırı olarak
1773/2271
bir başkasına vermek yaymak veya ele geçirmek eylemine uyan TCK 136-(1), TCK 137 -

(1), TCK 43-(1), (2) maddelerine göre cezalandırılmasına,


j)Ayrıca, örgüt yöneticisi sıfatı nedeni ile TCK 314- (3), TCK 220 - (5) Maddeleri delaleti

ile, diğer bir kısım örgüt eylemlerine uyan kanun maddelerine göre cezalandırılması talep

edilmiş ise de, Örgüt eyleminde talimatı olduğu veya eylemin kendi hâkimiyet alanında

gerçekleştiği ispat edilemeyen Örgüt yöneticilerinin, bu örgüt eyleminden sorumlu

tutulamayacağına dair yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alınarak, diğer sanıkların

eylemlerinde talimatı olduğu veya eylemler üzerinde hâkimiyeti bulunduğuna dair

cezalandırılmasına yetecek derecede delil elde edilemediğinden bu suçlardan ayrı ayrı

Beraatine,


g)Sanık hakkında TCK 53 -(T), (2), (3). TCK 58 -(9) ve TCK 63. Maddelerinin

uygulanmasına,


49.SANIK DOĞUKAN YORULMAZ
İddianamede sanığın, Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK 314 - (2),

3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiştir.


Sanık aşama ifadelerinde, sanıklardan Kemal Aydın ve Mehmet Ali Çelebi'yi tanıdığını,

Askeri Liseden ayrılan öğrencilerin isim listesini sanık Mehmet Ali Çelebi istediği için

kendi el yazısı ile yazarak verdiğini, telefon konuşmalarındaki "Kemal Aydınin yerine

içeri biz girip yatalım'", "Telefonu dinliyorlar" sözlerinin şaka mahiyetli olduğunu, sanık

Mehmet Ali Çelebi'nin iyi niyetinden dolayı kendisine "İrtibatı koparmak yok beraber

büyük işlere imza atacağız" şeklinde telefon mesajı çekmiş olduğunu ifade ederek

suçlamaları kabul etmemiştir.
Dosyaya getirtilen TİB ve GSM Şirketleri kayıtlarına göre, sanık Doğukan Yorulmaz'ın

kullanımında olduğu anlaşılan telefon hatları ile diğer sanıklardan; Mehmet Ali Çelebi'nin

kullanımlarındaki telefon hatları arasında irtibat bulunduğu tespit edilmiştir.
Sanık Doğukan Yorulmaz'ın, Ergenekon Terör Örgütü yöneticilerinden olan sanıklar

Kemal Aydın ve Mehmet Ali Çelebi ile örgütsel irtibat halinde bulunduğu, usulüne uygun

olarak tespit edilen iletişim tespit tutanakları içeriğinden kendisini Derin devlet ile irtibatlı

birisi olarak gösterdiği.


Sanık Mehmet Ali Çelebi'nin sanık Doğukan Yorulmaz'a gönderdiği "İyi akşamlar, ben

Mehmet Ali Çelebi, Doğukan senin için zor ama yaşadığın olay, kaç kişi muhatap oldunuz

ve hatırlayabildiğin isimleri bir rapor şeklinde hazırlayabilir misin, Türk Devleti mutlaka

yarar görecektir" şeklinde mesajla sanık Doğukan Yorulmaz'dan Ergenekon Terör

Örgütü içinde yürüttüğü örgütsel faaliyetleri için ihtiyaç duyduğu Askeri okuldan ayrılmış

kişiler hakkında rapor istediği, sanık Doğukan Yorulmaz'ın da bu örgütsel talimatı yerine

getirip rapor hazırlayarak sanık Mehmet Ali Çelebi'ye verdiği, bu belgenin yine örgütsel

irtibat çerçevesinde sanık Mehmet Ali Çelebi tarafından sanık Neriman Aydın'a verildiği,

sanık Neriman Aydınin evinde yapılan aramada da ele geçtiği anlaşıldığından.
Sanık Doğukan Yorulmaz'ın iddianamede belirtildiği şekilde, Ergenekon Terör Örgütünün

bir hücresinin yöneticileri konumunda bulunan sanıklar Kemal Aydın ve Mehmet Ali


1774/2271
Çelebi ile örgütsel irtibat halinde bulunduğu. Askeri okuldan ayrıldıktan sonra bu

sanıkların talimatları ile örgütsel faaliyetlerine devam ettiği, sanık Mehmet Ali Çelebi nin

talimatını yerine getirerek rapor hazırladığı, örgütsel faaliyetlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve

yoğunluğu dikkate alındığında Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğu anlaşıldığından,


a)Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK 314 - (2), 3713 Sayılı TMK 5

maddelerine göre cezalandırılmasına,


b)Sanık hakkında TCK 53 -(1), (2), (3), TCK 58 -(9) ve TCK 63. Maddelerinin

uygulanmasına,


50.SANIK DURMUŞ ALİ ÖZOĞLU

İddianamede sanığın,


a)Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olmak eylemine uyan TCK 314 - (1), 3713 Sayılı

TMK 5
b)Örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini

ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya

tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek eylemine uyan TCK 311 - (1), 3713

Sayılı TMK 5,
c)Örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini

ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye

teşebbüs etmek eylemine uyan TCK 312 - (1). 3713 Sayılı TMK 5,
ç)Örgüt faaliyeti çerçevesinde askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe veya yeminlerini

bozmaya veya askerî disiplini veya askerlik hizmetine ilişkin görevlerini ihlale yöneltmek

ve tahrik etmek ile kanunlara, yeminlere veya disiplin veya diğer görevlere aykırı

hareketleri askerler önünde övmek veya iyi gördüğünü söylemek eylemine uyan TCK 319

- (1), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiştir.
Sanık Durmuş Ali Özoğlu aşamalarda Emniyette susma hakkını kullanmış, Cumhuriyet

savcılığı ifadesi ve sorgusunda suçlamaları reddetmiş, duruşmalarda ise iddia makamının

sorularına cevap vermeyerek kendisinden ele geçen bazı belgelerin eşyaları içine

yerleştirildiğini, soruşturma ve yargılamanın tertip olduğunu, iftiralara dayandığını ifade

ederek soruşturma ve yargılama makamlarını itham etmiş. MİT Müsteşarlığı ve

Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı aracılığı ile Hakimlerin cemaat müridi olup

olmadığının araştırılmasını. Mahkemenin molla adaletini bile özlettiğini, değil kendilerini

adi bir hırsızı bile yargılayamayacağını vb. mahiyette konuşmalar yapmış, dava dışı

konuşmalar yaparak suçlamaları kabul etmemiştir.
Dosyaya getirtilen TİB ve GSM Şirketleri kayıtlarına göre, sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun

kullanımında olduğu anlaşılan telefon hatları ile diğer sanıklardan; Levent Temiz, İbrahim

Özcan. Neriman Aydın, Hatice Bahtiyar, Adnan Türkkan, Maruf Şinik, Yusuf Erikel,

Hayri Bildik, Kemal Yalçın Alemdaroğlu. Yalçın Küçük, Noyan Çalıkuşu, Mehmet Fikri

Karadağ, Kemal Aydın, Yusuf Görüm, Erol Manisa, Erkut Ersoy, Ercüment Ovalı,

Kahraman Şahin, Turhan Özlü, Bayram Demir, Altunay Şahin (Donanma komutanlığı


1775/2271
santral-2624146601), Sevgi Erenerol. Hüseyin Görüm, Mustafa Hüseyin Buzoğlu, Serdar

Öztürk ve Emin Gürses'in kullanımlarındaki telefon hatları arasında irtibat bulunduğu,

ayrıca Sanık Durmuş Ali Özoğlumun telefon numarasının sanıklardan Ergün Poyraz,

Mehmet Ali Çelebi, Orhan Tunç ve Birol BaşaranTn cep telefonu rehberlerinde kayıtlı

olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına göre de; sanığın diğer sanık Erol Mütercimler ile de arasında örgütsel

irtibat olduğu, tespit edilen bir kısım telefon görüşmeleri içeriğine göre örgütsel gizliliğe

riayet ettiği anlaşılmıştır.
Sanık Durmuş Ali Özoğlu ve irtibatlı olduğu sanıkların usulüne uygun olarak tespit edilen

telefon kunuşmaları içeriklerinin, soruşturma kapsamındaki aramalarda ele geçen delillerin

sanık Durmuş Ali Özoğlumun Ergenekon Terör Örgütü ile irtibatının mahiyetini ve diğer

bir kısım sanıklar ile örgütsel irtibatını açık olarak ortaya koyar mahiyette bulunduğu,


Soruşturma kapsamında yapılan aramalarda sanık Durmuş Ali Özoğlu'na ait bilgisayarda

"Türkiye Artık Bizim Kontroliimuzde.doc" isimli word belgesi bulunduğu, belgenin

"Hainlerin yaptığı en küçük ihanet hile Kuvayi Milliye tarafından ortaya dökülecek ve

gereği neyse o mutlaka yapılacaktır.. " ifadesi ile başlayıp "..Kuvayi Milliye Asla

Unutmaz.. Asla affetmez!" ifadesi ile son bulduğu, aramada aynı içerik ve mahiyette birçok

belgenin daha ele geçtiği,


Bir dönem Kuvayi Milliye 1919 Derneğinin Genel Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü

olan sanık Durmuş Ali Özoğlumun 25 Mayıs 2006 da tarihli Tempo Dergisine yayınlanan

röportajında özetle; "2007 yılı içersinde metropolleri kuşatan başta Kürt mafyası olmak

üzere tüm şehir terörüne karşı bir girişim başlatacaklarım, tam 2000 motorize ekipten

oluşan telsizli istihbarat ekipleri hazırladıklarını, bu ekiplerin İstanbul içinde ve iki yakada

başta Kürt mafyası olmak üzere her türlü Organize Suç Şebekesine ve mafyaya karşı

mücadele etmekle görevli olacağını" beyan ettiği.
Sanık Erkut Ersoy'un sonradan kısmen değiştirip tevil ettiği önceki aşama ifadelerinde.

Kuvayi Milliye 1919 Derneğine gittiğinde derneğin Basın Müşaviri olan sanık Durmuş Ali

Özoğlu 'nun kendisini ağırladığını, derneğin projelerini kendisine anlattığını, bir seferinde

de sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun kendisini arayarak Türk Hava Yolları yönetimine

kendilerinin tasvip etmediği bazı şahısların geldiğini ve Türk Hava Yollarına ait internet

üzerindeki veb sitesinin hecklenmesini çökertilmesini talep ettiğini ifade ettiği,


Soruşturma kapsamındaki aramada sanık Durmuş Ali Özoğlu'ndan bir kısmı psikolojik

harp ile ilgili gizli askeri belgeler ile kişilere ait bilgilerin hukuka aykırı olarak kişisel veri

olarak kaydedildiği belgeler ele geçtiği,
Sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun işyerindeki aramada ele geçen 1 adet not kâğıdının ön ve

arka yüzünde 3 ayrı kişiye ait kişisel verilerin yazılı olduğu, ayrıca bu kişiler hakkında

yapılan istihbari çalışma notlarının olduğu, "E.E... bunun tanışıklığı olan Botan Yüzbaşı,

Artvinli çok samimiler, Batman'da hava üssünde pilotsuz uçaklara bakıyor, bunlar ihanet

içindeler, mutlaka takip edilmeleri gerekiyor. M. T.A... bu adam İzmir 'e geleli 5 ay oldu bu

adam bu süre zarfında 6 tane kuyumcu dükkanı açıyor. 10 tane işyerine cebir kullanarak

terör örgütü üzerinden ortak olma bu adamla D.F. 'ın sık sık görüştüğü biliniyor"

şeklindeki el yazısı notun altında Hamza Demir isminin yer aldığı, bu istihbari bilgilerin


sanık Hamza Demir tarafından temin edilip sanıklar Kemal Aydın veya Neriman Aydın

vasıtası ile örgütsel irtibat çerçevesinde sanık Durmuş Ali Özoğluma iletildiği.


Yine soruşturma kapsamındaki aramada sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun bilgisayarındaki

Maxtor marka hard disk içerisinde "Taslak Hükümet Son Dört En Son İnşallah.doc " isimli

bir dosya ele geçtiği, dosya içindeki "TC. Hükümeti Bakanlar Kurulu" başlıklı belgede,

Başbakan Yusuf Erikel, Devlet Bakanı ile Başbakan yardımcıları ile diğer bakanlıkların

karşısına bir kısım isimlerin yazıldığı,
Aynı hard disk içerisinde "diğer taslak atamalar-liste.doc" isimli 5 sayfalık word dosyası

içinde "diğer taslak atamalar başlıklı belge de tüm illeri ve ilçeleri bakanlarına müsteşar

yard.sor istişare yap genel ilkeleri bunlara da hatırlat ve yazılı olarak ver. Aynı bakanlar

gibi kabul edene görevi ver" şeklindeki yazının bir kısım kaymakam isimlerinin karşısına,

bazı yer valiliklerinin isimlerinin yazıldığı bir kısım isimlerin karşısına da belediye

başkanlıklarına görevlendirildikleri,


Aynı hard disk içerisinde Bakanlar Kurulumun ilk taslak ve karar tedbirleri.doc isimli

Word dosyası içerisinde "Yapılacak bakanlar kurulu toplantısı ile tüm belediye


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   259   260   261   262   263   264   265   266   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin