getirmesi halinde PKK'nın o yerde meşru bir otorite hatta "devlet" olacağını ve o yerlerin
sahibi olacağını söylediği, böylece terör eylemlerini haklı, PKK terör örgütünü meşru,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de aciz göstermeye çalıştığı; keza, örgüte ne yapması
gerektiğini de işaret edip. örgütün terör eylemleri yaptığı bölgelerde "asker alması ve vergi
toplaması" gerektiği, bu şekilde o bölgelere hükmedebileceğim yani "devlet" olacağını
söylediği, PKK terör örgütüne bir nevi danışmanlık yaparak nasıl yol izlemesi gerektiğini
anlattığı, örgütü yönlendirdiği, örgütün faaliyetlerini sürdürmesi için fikri ve ideolojik
eğitim verdiği,
Aynı programda; Sanığın. Osmanlı devleti hakimiyeti altında bulunan Yunanistan'ın
Osmanlıya ilk başkaldıran ülke olduğunu söylediği, bu başkaldırıyı övdüğü ve bu olayı
PKK'ya örnek gösterdiği, bu kapsamda: "Kendi bağımsızlık hareketinize, kendi
yürüyüşünüze, tarihte bir paralellik arayacak olursanız, 1820lerde Osmanlı-Türk
Hegemonyasına karşı, Helenler in bağımsızlık hareketini göreceksiniz." "Yunanistan
bağımsızlığı, Osmanlı Türk'ten ilk kopan, ayrı millet devlettir. Kürdistan Türkiye'de son
yükseliştir. Demek ki paralellik taşıyor" dediği görülmüştür.
Eski Mit kontrterör daire başkanı Tanık Mehmet Eymür ifadesinde özetle; Yalçın
Küçük'ün bir dönem PKK ya ve Abdullah Öcalan"a danışmanlık yaptığını, PKK"yı
yönlendiren, taktik ve stratejiler veren biri olduğunu beyan etmiştir.
Gizli tanık "Deniz "ifadelerinde özetle; PKK terör örgütüyle olan ilişkilerinden
bahsettikten sonra, Yalçın Küçük'ün 1993 ve 1996 yıllarında ve daha öncesinde Suriye-
Şam'daki kampta Abdullah ÖcalanTa görüşmek için geldiğini, Abdullah ÖcalanTa
görüşmelerini yayınladığını, daha sonra örgütün yayın organı olan MED TV'de, Atölye
isminde bir program sunduğunu, bu programda telefonla Abbullah ÖcalanTn katılımını
sağladığını, Abdullah ÖcalanT yönlendirerek, PKK örgütünü silahlı eyleme teşvik ettiğini,
Abdullah ÖcalanTn da Yalçın Küçük'e "Senin her cümlen benim beynimde bir kıvılcım
meydana getiriyor" dediğini, Abdullah ÖcalanTn üst düzey örgüt mensupları ile teknik
mevzuları konuştuğunu, ancak durum değerlendirmesini Yalçın Küçük ile yaptığını.
Yalçın Küçük'ün adeta Abdullah ÖcalanTn beyni olduğunu beyan etmiştir.
Sanık Yalçın Küçük'ün terör örgütü PKK'nın yayın organı olarak bilinen MED TV'nin
06.03.1997 tarihli "yeni tarihe doğru" programında; kendisinin "Başkan şey yapıyor.
Yoksul köylülüğün aydınlaşmasına dayalı bir başkaldırıdır. " "bu yapılan iş boşuna bir şey
değil." "1995'ten itibaren Kürt mücadelesi bana göre tekrar uluslararası bir nitelik
almıştır. " Dediği görülmüştür.
Sanıktan ele geçirilen defterin (6) ile numaralandırılmış sayfasında, "Öcalan Kürt
hareketini bir noktaya kadar getirdi ancak bir süredir, birkaç yıldır bir yere
götüremiyordu. Öcalan üslubu tıkanmıştı. Türkiye devrimine yarar. Kürtlerimize yarar mı?
Tıkandığı yerden daha kötü olmaz. Daha iyi olması yeni yöntem ve kadroların
bulunmalarına bağlı. Bir de Türkiye solu ve devrimcileri ile içten birlikte olmalarına
bağlıdır. Yeni bir dönem olduğu kesin görünüyor. " Şeklinde ifadeler bulunduğu,bu
dokümandan da anlaşılacağı üzere, Sanık Yalçın Küçük'ün terör örgütü elebaşı Abdullah
Öcalan'a yakınlığının sadece bir görev gereği olduğu, yani Sanığın Abdullah Öcalan'a
yakınlığının örgüt talimatları doğrultusunda olduğu. Abdullah ÖcalanTn yakalanması
sonrasında örgütü birkaç yıldır bir yere götüremediğinden bahsettiği, oysa ki
2241 /2271
yakalanmadan önce Abdullah Öcalan'a övgüler yağdırdığı anlaşılmaktadır. Bu
beyanlarından da Sanık Yalçın Küçük'ün belirli bir ideolojik görüşünün veya duruşunun
olmadığı, tek amacının PKK terör örgütünü, Ergenekon Terör Örgütü'nün amaçları
doğrultusunda yönlendirmek olduğu açıkça anlaşılmıştır.
Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi sanık Veli Küçük ve Ergenekon Terör Örgütü üyesi
Ümit Oğuztan'dan ele geçirilen Panzehir isimli dokümanda, "İmralı yargı süreci içinde
tutuklu bulunan Abdullah Öcalan faktörünün iyi ve verimli bir biçimde
değerlendirilemediği, Abdullah Öcalan in İmralı Cezaevindeki tutukluluk ve yargı
sürecinden yararlanılarak, PKK başkanlık konseyi içinde yer alması sağlanacak kadrolar
ile PKK'nın ABD ve AB üyelerinin kontrol ve hamiliğinden kurtarılarak doğrudan Türkiye
Cumhuriyeti 'ne bağlanmasının sağlanabilmesi gerektiği belirtildiği, ayrıca "Bu operasyon
sonucu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni parçalamaya yönelik Kürt hareketine son
verilebileceği gibi Kuzey Irak bölgesinde kurulmaya çalışılan kukla Kürt devletinin de
önüne geçileceği" belirtildiği.
Gizli tanık Galip ifadesinde özetle; Örgüt içerisinde Mahmut Sakar ve İrfan DÜNDAR'ın,
Abdullah Öcalan'ın avukatı olduklarını ve her söylediklerinin doğrudan Abdullah
ÖcalanTn talimatı olduğunun bilindiğini, sürekii olarak örgütün kamplarına geldiklerini
Abdullah Öcalan'dan almış oldukları talimatları başta üst düzey örgüt mensupları olmak
üzere örgüt mensuplarına aktardıklarını bildiğini, örgüt tarafından Süleymaniye'de infaz
edilen Kani Yılmaz ile Messenger üzerinden bir görüşme yaptığını. Kani Yılmaz'ın
kendisine Mayıs 2004 tarihinde Şehit Harun Kampında KONGRA-GEL'in ikinci
kongresinde Abdullah ÖcalanTn avukatları Mahmut Sakar ve İrfan Dündar'ın da
katıldığını, Mahmut Şakar'ın bütün kameraları kapattığını başkan adına konuşuyorum bu
kongreden savaş kararı çıkacak şeklindeki sözleri üzerine kongrede savaş kararının
alındığını beyan etmiştir.
31.10.1997 tarihinde, Terör örgütü PKK'nın yayın organı olan MED TV de yayınlanan
"PANEL Programı-Tde, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden örnekler vererek "...
Mustafa Kemal 'de tek dinli hatta dini şey yapan tek milletli yapmak üçü, üç de Kürtlerle
çatıştı, ... Cumhuriyet bir devamlılıktır, ... Mustafa Kemal o büyük liderdir, bakın başkana
geliyoruz, şimdi beni idam edecekler ve onu da söyleyeyim, Mustafa Kemal... bir büyük
pilottu, pilotu olumlu anlamda, yani halkını bir yerlere getirdi bundan dolayı beni idam
etmezler ama Abdullah Öcalan da çok önemli Kürtlerin tarihinde bir pilot oldu bundan
dolayı beni idam ederler. ... çünkü daha zor yerlerden Kürt hareketini bugünkü noktaya
getirdi kolay şeyler değil, ikisinin de hakkını kabul etmek lazım. " dediği görülmekle,
sanığın ulu önder Atatürk ile terör örgütü elebaşı Abdullah ÖcalanT eşdeğerdeki halk
önderleri olarak gördüğünü söyleyerek terör örgütü liderini bölücü olarak değil de bir halk
kahramanı olarak gösterdiği ve bu şekilde yaptığı programlar ile örgüt üyelerini motive
edip kararlılığını artırdığı görülmüştür.
Sanık Yalçın Küçük "Emperyalist Türkiye" kitabında: "...eğer bir kimse Mustafa Kemal'i
sevecen gösterirse, bir başkasının filmini yapmış olur" "Mustafa Kemal, çok vesveseli, hep
kıstırılmışlık kompleksi içinde yaşayan, sevgisiz bir insandır. Annesini sevmez" "annesinin
cenazesine gitmiyor" "sevgisiz ve acımasızdır. Maliye Nazır i Mehmet Caviti astırdığı
akşam, bir balo düzenlemeye dikkat ediyor" "sevgiyi bilmeyen, acımayı bilmeyen, kimseye
güvenmeyen, herkezi kendine karşı komplo hazırlayıcısı olarak gören, bir aydınlanmamacı
despot olan Mustafa Kemal İ hiçbir romancı ya da yönetmenin sevimli yapabileceğine
2242 / 227i
ihtimal vermiyorum. En gerçekçi film, müthiş İvan'ın başarısız bir kopyası olabilir"
"Kemal, çok küçük istisnadan birisidir ve ordu içinde İngiliz politikasını temsil ediyor. Bu
o kadar öyle ki" "Londra bu dönemde, bu bölgede, en büyük tehlike olarak birbiriyle iç içe
saydığı Bolşeviklikle ittihatçılığı görüyor. Kemal paşa bunlara karşı bir misyonla ve gayet
açık olarak büyük Biritanya işgal kuvvetlerinden vize alarak gidiyor" "İngilizlerin
kendilerine karşı direnen Altıncı Ordu Kumandanı Ali İhsan Sabis 'i görevden alarak
yerine Mustafa Kemal'i atamak istedikleri belgelerle kesindir. Pek çok seçkin insanın
mandacı oldukları da kesindir" "Sivas kongresinin oy birliğiyle Mustafa kemal'in de
oyuyla, Amerikan mandasını isteme kararı aldığı da kesindir. " "Sivas 'ta Mustafa Kemal
dahil kurtuluşun vekaletini Amerika 'ya verme kararı alıyorlar. Kutlu olsun" "Çankaya
arşivleri açıldığında, Türkiye Üzerine Tezler dizisinin beşinci kitabındakine benzer bir
Mustafa Kemal'in ortaya çıkacağına inanıyorum. Kendine güveni olmayan, kıstırılmışlık
kompleksi içinde, kuvvetlinin önünde haşini eğen, hep bir koalisyondan diğerine kayan,
gücünden emin olduğu zaman eski koalisyon ortaklarına son derece acımasız bir Mustafa
Kemal çıkacaktır. Bundan kuşku duymuyorum" "Biz, Kemalist Cumhuriyet bitmiştir
diyoruz" dediği dikkate alıp "Türkiye Üzerine Tezler" kitabının yazıldığı 1992 yıllarında
sanığın PKK kamplarında ideolojik eğitim verdiği göz önüne alındığında; Sanık Yalçın
Küçük'ün, PKK örgütü üyelerine ideolojik ve örgütsel dersler verirken Atatürk'e hakaret
etmek suretiyle PKK üyelerini motive etmeye ve onların sempatisini kazanmaya çalıştığı
anlaşılmıştır.
Darbe Çalışmalarıyla İlgili Faaliyetleri:
Sanık aşamalardaki savunmalarında 1960 ihtilalinin devrim olduğunu, 1980 ve 1971 deki
askeri müdahalelerin devrim olmadığını beyan ettiği görülmekle geçmişte Ergenekon
Terör Örgütü'nün kontrolü dışında yapılan askeri müdahalelere "darbe", Ergenekon Terör
Örgütü tarafından veya yönlendirmeleriyle yapılanlara ise devrim dediğinin anlaşıldığı,
sanık Doğu Perinçek'in de benzer bir tutum sergileyerek halk-ordu işbirliği ile ihtilal
yapmayı milli demokratik devrim diye tanımladığı göz önüne alındığında her iki sanığın
fikir ve amaç birliği içinde oldukları, Danıştay olayı sonrasında ise ajandasına "i960
devirdik şimdi yine devireceğiz" diyerek Danıştay saldırısını da (darbenin) isyanın
başlangıcı olarak el yazısıyla not ettiği görülmüş, bu konu ilgili bölümde ayrıntılı olarak
açıklanmıştır.
Sanığın pek çok TV programı, söyleşi, panel vb toplantılarda Ergenekon Terör Örgütü'nün
nihai amacı olan ve pek çok sanığın seslendirdiği şekilde bir askeri müdahale yapılması
konusunda çağrıda bulunduğu, örgütün darbe yapma yönündeki ideolojik fikirlerini
yaymaya çalıştığı,
Sanık Yalçın Küçük'te ele geçirilen bir belge üzerinde sanık tarafından el yazısıyla
yazılmış, "5 Ocak 2009 tarihinin olduğu, "Yeni bir dönem zor, biraz 1984 yılını
hatırlatıyor, insanlık çöktü, 2008 darbe yılı oldu, 40 yıl hep kaybettik, Artık "D"
operasyonu var" gibi notların olduğu,
Sanıktan el konulan Defterin (48) ile numaralandırılmış sayfasının arka yüzünde, "24
Temmuz" tarihinin altında, "darbe oluşuyor, yepyeni bir Türkiye, otuz bin özel tim &
kürtlerden oluşacak, çok iyi bir yerdeyiz''' yazdığı.
2243 / 2271
Defterin (80) ile numaralandırılmış sayfasında, "Apo, İtalya'dan ayrdmış... Türk Hükümeti
dikkatleri İtayla üzerine toplamak istiyordu ve Avrupa 'yı sahte bir problem ile zorluyordu.
Eğer telefon tutkusunu yenebilirse iyi olur. Bizim için daha iyi olur öyle sanıyorum, lider
bir süre sessiz kalmasını bilmelidir. Mimarisinin kendisi olmadan ayakta kalıp
kalmayacağını görmek için imkan hazırlamalıdır. "
Defterin (9 ve 10) ile numaralandırılmış sayfalarında, "Öcalan üslubu sonuna gelmişti.
Teknik anlamda "oriental despotisme" dönemini aşması gerekiyordu. Dört beş yıldır
aşmayı deniyordu. "
Netleşti; ABD verdi Apo telefon hastalığı ile İmralı yolculuğunu hazırladı. Ancak yöntemi
ve üslubu tıkanmıştı. Böyle bir operasyon olmasa Kürt hareketi üzerindeki tıkanıklık
açılamazdı. Büyük bir imkânı olabilir. Yönetici kadroların yararlanacağından kuşkuluyum.
Göreceğiz"
Şeklinde sanık tarafından alınmış notların olduğu, bu notların Panzehir isimli örgüt
belgesinde öngörülen hedefler ile uyumlu olduğu ve belgede geçen konularla benzerlik
gösterdiği,
Defterin (63) ile numaralandırılmış sayfasında, "14 Mart" tarihinin altında "Doğu
Perinçek ile birlikle solu ve Türkiye'yi yeniden şekillendiriyoruz. Tartışma yenileniyor"
yazdığı görülmekle sadece PKK'nın danışmanı ve ideologu olmadığı aynı zamanda Doğu
Perinçek ile birlikte Ergenekon Terör Örgütü'nün de reorganizesini yapan ideologlardan
biri olduğu,
Defterin (66) ile numaralandırılmış sayfasında. "24 Mart" tarihinin altında, "Aydınlık
geldi. Bir olumsuzluk yok. demek çıkışlarımız olumsuz görülmedi. Doğu 'nun başyazısı
"AB 'ye karşı Ulusal Devlet " bu benim Bir-Deve karşı düşüyor. Doğaldır, kadro yönetme
aşamasına geldim. " yazdığı.
Defterin (82) ile numaralandırılmış sayfasının arka yüzünde. "31 Mayıs" tarihinin altında,
"Dün Doğu aradı. Gelecek hafta buluşacağız. Gelecek hafta Ticaret odası başkanı Sinan
Aygün ile buluşacağız. Birleşik Doğu Devletini görüşeceğiz. " yazdığı görülmekle Doğu
Perinçek ile uzun süredir görüşmediği savunmasının doğru olmadığı,
Defterin (53) ile numaralandırılmış sayfasının arka yüzünde, "22 Mayıs" tarihinin altında.
"Fikret Bila ile konuştuk. Sinan Aygün ile yemek yedik. E.Ç. ile buluştuk. Arıyorum. Henüz
isyan işaretleri görmüyorum. " yazdığı,
"Balgat 24 Haziran" tarihinin altında. "Önceki Gün Bedrettin Dalan, Haluk ...geldiler,
verimli oldu " yazdığı,
Defterin (70) ile numaralandırılmış sayfasının arka yüzünde, "19 Ağustos" tarihinin
altında, "Aydın, Yiğit, Sinan Aygün Çiftlikte yemek yedik. İyi bir akşam oldu" "Yeni bir
döneme giriyorum. Üst yapı da mesafe aldık. Alt yapı 'ya inmeliyim" yazdığı, bu notlardan
Sanık Yalçın Küçük'ün Ergenekon Terör Örgütüüst yapılanmasında görevli sanıklar Doğu
Perinçek, Sinan Aydın Aygün. Bedrettin DalanTa örgütün üst düzey yapılanmasını
organize ettikleri ve alt yapı denilen diğer grupları da örgütlemeye çalıştıkları tüm dosya
kapsamından anlaşılmıştır.
2244 / 2271
Sanık Yalçın Küçük un ajandalarında bulunan el yazısı notları incelendiğinde:
Defterin (36) ile numaralandırılmış sayfasında,"26 Mayıs" tarihinin altında ''Artık daha
hızlı daha hızlı çalışmalıyım." "DevirJMeliyiz" "hu umut olmalıdır" yazdığı, sayfanın
devamında, ''27 Mayıs" tarihinin altında. "1960 bir hükümeti devirmiştik. 2005 bir düzeni
devirmeliyiz " "daha büyük rolüm olmalı." yazdığı,
Yine Sanık Yalçın Küçük'e ait kapak sayfasında "Smart System" ibaresi bulunan el yazısı
ile yazılmış not defterinin içeriğinde;
Defterin (3) ile numaralandırılmış sayfasında ve arka yüzünde, "7 Mayıs" tarihinin altında
"Yeni çalışmalarım iyi başladı. " "Hem. demir duvarı delerim ve hem de düşünen bir ordu
kurarım! Umut ve güven var" yazdığı,
S
Defterin (5) ile numaralandırılmış sayfasında, "16 Mayıs" tarihinin altında "Yarın
İstanbul'a. İçimde ışıklar var." yazdığı, aynı sayfanın devamında; "19 Mayıs" tarihinin
altında, 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilen Danıştay Saldırısından ve cenaze
töreninde çıkan kargaşadan bahsettikten sonra "isyanda gençler yoktular. "Gençleri en
yaşlı bir ülkeyiz. İç savaş Y. Harman 'da bunları söyledim. İç savaş yeniden başladı. Üye
Yücel Özbilgin ölümü ile iç savaşta bayrak oldu. " yazdığı, arka sayfasında ise "öğrenci mi,
fosiller, hiç tepkileri yok. Ama yaratırız. Artık olmayan meşruiyetleri kaybettiler. " " Yeni
bir dönem başlıyor" yazdığı.
Menfur Danıştay saldırısının hemen sonrasında ve düzenlenen cenaze töreni sırasında
Ergenekon Terör Örgütü ile iltisaklı sivil toplum kuruluşları ve onların yönlendirdiği
kişiler tarafından Hükümet aleyhine istifa çağrıları yapıldığı. Bakanlar aleyhine slogan
atıldığı, hatta bazı Bakanların korumalarının yanında bile sözlü ve fiili saldırılara maruz
kaldığı maddi vakıaları yukarıdaki notlarla birlikte değerlendirildiğinde; menfur Danıştay
saldırısının Ergenekon Terör Örgütü tarafındancebir ve şiddet kullanarak yürütme organını
ortadan kaldırmaya, hükümetin görevini yapmasını engelleme teşebbüs etmenin fitilini
ateşleyen unsur olarak planlandığı, sanık Yalçın Küçük'ün gösterilerde gençlerin
olmamasından yakındığı ancak gençleri de harekete geçireceklerini kararlılıkla ifade ettiği
anlaşılmıştır.
Bu olaylardan 10 gün sonraki defterin (6) ile numaralandırılmış sayfasında, "27 Mayıs"
tarihinin altında "Bu gün o gün.. Ne kadar sevinçli idik! Devirdik. Yine devirmek için
çalışıyorum." yazılı olduğu, Danıştay olayının tarih itibarıyla 27 Mayıs devriminin
yıldönümünden 10 gün önceki tarihe denk getirilip bir kısım medyanın ve sivil toplum
kuruluşları çeşitli tahriklerle ayaklandırılıp 27 Mayıs günü de hükümetiortadan kaldırma
planları yaptıkları, ancak eylemi gerçekleştiren Alparslan ArslanTn olaydan hemen sonra
yakalanması sonucu planın boşa çıktığı anlaşılmıştır.
Defterin (13) ile numaralandırılmış sayfasında, "21 Mart" tarihinin altında, "Akşam, Üstad
Yaşar, Üstad Sabih, Yarsav Başkanı Üstad Ömer, Diğer Yargıtay Üyeleri, Dursun,
Liman 'da idik. " "Sabih Bey ile Kabataş Lisesini konuştuk. Duygulandık. " "Hoş Sabih Bey
neşeli... Yarın bir konferans var" yazdığı, notun benzerinin sanık Doğu Perinçek'ten elde
edilen deliller içinde de bulunduğu,
2245 / 2271
Dokümanın (7) ile numaralandırılmış sayfasının arka yüzünde "İstanbul Üniversitesi
rektörü Alemdaroğlu'nun üniversite içindeki düzenlemelerine eski... profesörler karşı
çıkıyordu. Haklıdır. Bu yönde bir yazı yazdım. A'ya gönderilmek üzere D'ya verdim."
yazdığı,
(45) ile numaralandırılmış not kâğıdında, sayfanın sağ üst köşesinde "22 Haziran D.Y"
tarihin atıldığı, "F. Küçük'ün örgütü yok dediler. Hep örgütüm oldu. Hep örgüt kullandım.
Dev-..., pkk, tip hep örgütüm oldu. Deneyimli tarihsel örgütlerle devrim düşüncesi
tartışmalıdır. Yükselişte hızla iktidarı alıp örgütlenmek gerekiyor. " Yazdığı görülmüştür.
İddianamelerdeki ayrıntılı anlatım, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya
kapsamına göre; sanık Yalçın Küçük'ün"Ergenekon" ve "Panzehir" isimli örgüt
belgelerinde öngörüldüğü şekilde terör örgütlerini ve örgüt liderlerini yönlendirme, onlara
ideolojik eğitim vererek örgütün amaçlarına uygun faaliyetlerde bulunmalarını sağlamakla
görevli olduğu, örgüt faaliyetlerinin düzenlenmesinde ve örgüt kararlarının alınmasında ve
uygulanmasında emir ve talimat verme yetkisine sahip olması nedeni ile sanığın
Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi konumunda bulunduğu, örgüt faaliyeti kapsamında
cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya
görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiği, bu suçun "soyut
tehlike suçu" olması nedeniyle herhangi bir maddi bir zarar veya neticenin meydana
gelmesi aranmaksızın icra hareketlerine başlanması halinde suça teşebbüs edilmiş
sayılacağı, suça teşebbüs edilmesi halinde atılı suçun tamamlanacağı ve cezalandırma için
yeterli sayılacağı anlaşıldığından;
a)Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olmak eylemine uyan TCK 314 - (1), 3713 Sayılı
TMK 5 maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiş ise de, Yargıtay in, TCK 'nın 302,
309 maddelerindeki suçlara uyan bir eylemin varlığı halinde aynı sanık için TCK'nın 314
maddesinden ceza verilemeyeceğine dair yerleşik içtihadı dikkate alınarak, sanık hakkında
bu suç nedeni ile Ceza Verilmesine Yer Olmadığına,
b)Örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini
ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya
tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek eylemine uyan TCK 311 - (1), 3713 Sayılı
TMK 5 maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiş ise de, dosya kapsamına göre
Ergenekon Terör Örgütünün asıl ve öncelikli hedefinin, kastının apaçık ortaya çıktığı
eylemin TCK 312 - (1) maddesine uyan Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen
engellemeye teşebbüs etmek suçunu oluşturduğu, Yürütme Organı gücünü Yasama
Organından aldığı için Yasama Organının da hedefte olduğu kabul edilebilir ise de, dosya
kapsamına göre Ergenekon Terör Örgütünün Yürütme Organına karşı olan eylem ve
faaliyetlerinin öne çıktığı, Yasama Organına karşı olan eylem ve faaliyetlerinin tali
nitelikte olduğu ve Yürütme Organına karşı yürütülen eylem ve faaliyetlerin içinde kaldığı
anlaşıldığından, bu suçtan Ceza Verilmesine Yer Olmadığına,
c)Örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini
ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye
teşebbüs etmek eylemine uyan TCK 312 - (1), 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre
cezalandırılmasına.
2246 / 2271
I ' f 1
çjÖrgüt faaliyeti çerçevesinde Adil yargdamayı etkilemeye teşebbüs suçundan eylemine
uyan TCK 288 -(1) maddesi gereğince cezalandırılmasına.
Ayrıca, örgüt yöneticisi sıfatı nedeni ile TCK 314- (3), TCK 220 - (5) Maddeleri delaleti
ile, diğer bir kısım örgüt eylemlerine uyan kanun maddelerine göre cezalandırılması talep
edilmiş ise de. Örgüt eyleminde talimatı olduğu veya eylemin kendi hâkimiyet alanında
gerçekleştiği ispat edilemeyen Örgüt yöneticilerinin, bu örgüt eyleminden sorumlu
tutulamayacağına dair yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alınarak, diğer sanıkların
eylemlerinde talimatı olduğu veya eylemler üzerinde hâkimiyeti bulunduğuna dair
cezalandırılmasına yetecek derecede delil elde edilemediğinden bu suçlardan ayrı ayrı
Beraatine,
d)Sanık hakkında TCK 53 -(1). (2), (3), TCK 58 -(9) ve TCK 63. Maddelerinin
uygulanmasına,
265. SANIK YAŞAR ARSLANKÖYLÜ
İddianamede sanığın,
a)Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK 314 - (2), 3713 Sayılı TMK 5
b)Örgüt faaliyeti çerçevesinde 6136 Sayılı Ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler
hakkında kanunun 4.Maddesi hükmüne aykırı olarak yasak niteliğe haiz bıçak veya diğer
aletleri taşımak veya bulundurmak eylemine uyan 6136 S.K. 15 - (1), 3713 Sayılı TMK 5.
maddelerine göre cezalandırılması talep edilmiştir.
Sanık Savunmasında; Emniyet ve Savcılık beyanında; Kemal Canayin 2007 yılı içinde
Adana'da Kuvayı Milliye Demeğini kurmasını istediğini, Haziran 2007 tarihinde demeğin
Adana Şubesini açtıklarını, kendisinin geçici kurucu başkan olduğunu, demeğin üst
kademesinde çekişme olduğunu ve rant peşinde koşulduğunu hissettiği için 2007 Eylül
sonlarında istifa ettiğini, demekte bulunduğu süre içerisinde şiddete çağrı içeren herhangi
bir konuşma, yasadışı eylem olmadığını veya bilmediğini, 14.10.2006 tarihinde Mersin
ilindeki Kuvayı Milliye Demeğinin yemekli toplantısında kendisinin de
bulunduğunu,yemek sonrası yemin edildiğinfyemini Mehmet Fikri Karadağ'ın
yaptırdığını,kendilerinin de tekrarladıklarını, kendisinin bu yeminden haberi
olmadığını,yemin sırasında masa üstünde duran silahın kime ait olduğunu ve özelliklerini
bilmediğini, ettikleri yemin metninde ölmek ve öldürmek kelimelerinin olmadığını,
yemekten sonra Mehmet Fikri Karadağ'ın ölmek ve öldürmek sözlerinin açıklamasını
yapmadığını, daha sonra basın açıklaması ile bunu izah ettiğini belirtmiş, duruşmada ise;
yaptığı demek faaliyetlerinin tümüyle yasal olduğunu.iddia olunan Ergenekon Terör
Dostları ilə paylaş: |