T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə51/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   335

düzenlemesi planlarına ilişkin bilgiler,
e)Soruşturma kapsamında İstanbul ili Ümraniye İlçesinde ele geçirilen (27) adet MKE ve

yabancı menşe il i savunma tipi el bombaları ile yine soruşturma kapsamında gözaltına

alınan bir kişinin annesinin evinde yapılan aramada ele geçirilen (12) adet taaruz ve

savunma tipi el bombalarının incelenmesinde aynı/yakın kafile ve stok numaralı

bombaların kullanıldığı (18) olayın tespit edildiği, bunlardan (7) sinin şiddet içerikli

eylemlerde kullanıldığına dair Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının

roporu dikkate alındığında,
fSoruşturma kapsamında 12.03.2008 tarihinde Ankara da tanık sıfatı ile dinlenen bir

kişinin beyanlarında;


Bu soruşturma kapsamında gözaltına alınan bir takım kişilerle İstanbul da bir villada

buluştuklarını, bu şahısların kendilerine (3) adet el bombası verdiklerini, bu bombaları bir


333 / 2271
gazeteye atmaları karşılığında kendilerine para vermeyi vaat ettiklerini, bombalardan

ikisini kendisinin, birini ise arkadaşının aldığını, daha sonra bu bombaların belirtilen

gazeteye yönelik saldırı amaçlı atıldığını beyan ettiği görüldüğünden,
'Ergenekon' isimli yapılanmanın 3 713 sayılı Terörle Mücadele Konunu 1. ve 7.

Maddelerinde ifade edilen örgütlü yapıya sahip bir örgütlenme olduğu kanaati oluşmuştur.


Ayrıca bu raporun 'Cebir ve şiddet' başlığı altında ifade edilen faaliyetler (Silah ve

patlayıcı madde bulundurma, eylem hazırlıkları, bomba irtibat bilgileri), dikkate

alındığında;
Soruşturmanın tamamına ve ele geçirilen delillerin tümüne vakıf olan Savcılığınızca Cebir

ve şiddete ilişkin verilerin bu unsurun gerçekleşmesi olarak göz önüne alınması ile,


3713 Sayılı kanunun tanımladığı 'Terör Örgütü' niteliklerinin tamamlanacağı ve

soruşturma konusu yapının 'Terör Örgütü' olarak nitelendirilebileceği

değerlendirilmektedir " denilmiştir.
Çeşitli kişilerin bir araya gelerek meydana getirdikleri bir örgütlenmenin Türk Ceza

Hukuku uygulamasına göre "Terör örgütü'" ve bir kimsenin de "Terör suçlusu"

sayılabilmesi için; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda. Türk Ceza Kanununda ve

yargı içtihatlarında gösterilen unsurların bu örgütlenmede ve kişilerde bulunması gerekli ve

zorunludur.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda bunun için aranan ölçüler Kanunun 1.

maddesinde ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Buna göre;


Örgütlenme, cebir ve şiddet kullanarak, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit

yöntemlerinden birini kullanmayı benimsemiş olmalıdır.


Örgütlenme, Anayasamızda belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasal, hukuksal, sosyal,

laik, ekonomik düzeni değiştirmeyi. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü

bozmayı, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmeyi, Devlet

otoritesini zaafa uğratmayı veya yıkmayı veya ele geçirmeyi, temel hak ve hürriyetleri yok

etmeyi, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmayı

amaçlamış olmalıdır. Örgütlenmenin sayılan bu hedeflerin bir ya da bir kaçını da

amaçlamış olması mümkündür.
Örgütlenmedeki üye sayısı en az 3 kişi olmalıdır.
Aynı Kanunun 3 ve 4. maddelerinde doğrudan terör suçlan ile terör amacıyla işlendiğinde

terör suçu sayılan suçlar gösterilmiştir.


Yargı uygulamasında "Silahlı Terör Örgütü" şeklinde kabul edilen "Silahlı Örgüt" ün

düzenlendiği 5237 Sayılı TCK. nun 314. maddesi ile bu maddenin gönderme yaptığı TCK.

nun 220. maddesinde oldukça ayrıntılı ölçütler getirilmiştir.
334 / 2271
Bu maddeler ile getirilen silahlı terör örgütüne dair düzenlemelere göre, bu örgütlenme

sadece Devletin Güvenliğine ve Anayasal Düzenine karşı işlenecek suçlar bakımından

kurulabilecektir. Bu suçlar TCK. nun 302 ve 316. Maddeleri arasında düzenlenen suçlardır.
Bu örgütlenme mutlaka silahlı ve en az 3 kişiden oluşmalıdır. Örgütlenmede hiyerarşik bir

yapı, süreklilik arz eden bir sistem bulunmalı ve örgütlenme amaçladığı suçu işlemek için

araç gereç bakımından elverişli vasıtalara sahip olmalıdır.
Soruşturmalar kapsamında ele geçirilen ve kovuşturma kapsamında da dosyaya dâhil olan.

temel ve tali örgüt belgeleri, bazı tanık ve sanık ifadeleri, aramalarda ele geçirilen silah,

mühimmat, eylem planları. Devletin en iyi korunan mahallerinden çıkarıldığı anlaşılan ve

gizli kalması gereken belgeler diğer delillerle birlikte bir bütün olarak incelenip, yukarıda

gösterilen ölçüler göz önüne alınarak Ergenekon Örgütünün niteliği tayin edilmelidir.
Soruşturmalar ve kovuşturma kapsamında ortaya çıkarılabilen şekliyle "Ergenekon" adlı

bir örgütlenmenin mevcut bulunduğunun apaçık ortada olduğu mütalaa edilmiştir. Aşağıda

anlatılan vahamet arz eden eylemleri bir yana bırakılsa, görmezden gelinse bile ele

geçirilen temel belgelerine göre örgütün, hedeflerine ulaşmak için cebir ve şiddet

kullanarak; korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinin sadece birini değil

hepsini benimsediği anlaşılmaktadır.


Anayasamızda belirtilen Cumhuriyetimizin temel niteliklerini yorumlamak, bunların

uygulanmasını sağlamak ve takip etmek. Cumhuriyetimizin düzenini korumak gibi işlevler

Anayasal bir görev olarak meşru devlet organlarına aittir. Ergenekon Örgütünün

Anayasamızın açık ve herkes tarafından anlaşılabilecek düzenlemelerine karşın bu

organları yok saydığı. Cumhuriyetin niteliklerine Anayasal tanım ve anlayış dışında

örgütün illegal amaçlarına meşruiyet sağlama yönünde gayri meşru yorumlar getirdiği,

oluşturduğu paravan doktrin doğrultusunda, bu yorumların doğurduğu illegal sonuçları

korumak için. benimsemiş bulunduğu terör yöntemlerini kullandığı anlaşılmaktadır.


Soruşturma kapsamındaki aramalarda ele geçirilen, kovuşturma aşamasında da dosyaya

dâhil olan. Devletin arşivlerinde olması ve çok gizli kalması gereken, aralarında iç ve dış

güvenliğimize ait evrakların da bulunduğu binlerce sayfalık belgeler, kamu görevlilerinden

TSK mensuplarına, işadamlarından siyasetçilere hatta Yüksek Yargı mensuplarına kadar

toplumdaki her kesimden insanın özel hayatına dair gizli kalması gereken bilgileri ihtiva

eden ve ancak oluşturulacak özel donanımlı ekipler tarafından yapılabilecek istihbari

çalışmalar, fişlemeler, en üst düzeyde korunması gereken devlet adamlarının koruma

planları ve evlerinin krokileri, kamu düzenini ve toplumsal barışı bozmaya yönelik olarak

ülkemizdeki farklı görüş ve etnik köken mensuplarına, vatandaşların kalabalık biçimde

birlikte bulundukları alışveriş merkezlerine dair eylem planları, Ergenekon Örgütünün

Devlet otoritesini zaafa uğratma veya ele geçirme, temel hak ve hürriyetleri yok etmeyi

amaçladığını göstermektedir. Bu eylemlerin Devletin iç ve dış güvenliği açısından büyük

bir tehdit oluşturduğu ortadadır.
Soruşturmalar kapsamında yakalanan örgüt mensuplarının sayısı nedeniyle örgüt, Kanunda

gösterilen "en az 3 kişinin mevcudiyeti" koşulunu fazlasıyla taşımaktadır.


Soruşturmalar ve kovuşturma kapsamında, Ergenekon Örgütünün öncelikli hedefinin ve

kastının Terörle Mücadele Kanunumun 3. maddesinde gösterilen ve doğrudan terör suçları


335/2271
arasında bulunan TCK. nun 312. maddesine uyan Yürütme Organına karşı suç olduğu

apaçık ortaya çıkmıştır. Ergenekon Örgütünün Terörle Mücadele Kanunumun 4.

maddesinde gösterilen suçları da örgütün faaliyeti cümlesinden işlediği, ayrıca gelecekte

de işlemeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.


5237 sayılı TCK. nun 314. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü, maddenin

TCK'nunda yer aldığı kısmın 4. ve 5. bölümlerinde yazılan suçları işlemek üzere

kurulabilir. Örgütün işlemeyi amaçladığı suçlar bahsedilen bu kısmın 5. Bölümünde

bulunmaktadır.


Silahlı bir örgüt olduğunda kuşku bulunmayan Ergenekon Örgütünün çok sayıda, vahim

nitelikte, illegal yollardan örgüte sağlanmış bulunan, tabancadan uzun namlulu tüfeğe, C3,

C4 tipi patlayıcılardan Lav silahlan ve el bombasına kadar her türlü silah ve mühimmatı

örgütün amaçları doğrultusunda kullanmakta ve gelecekteki eylemlerinde kullanılmak

üzere saklamakta olduğu anlaşılmıştır. Silahların çeşitliliği, miktarları ve arz ettiği

vahamet, örgütün Yürütme Organını çalışamaz duruma getirerek Terörle Mücadele

Kanununun 1. Maddesinde belirtilen "Devlet otoritesini zaafa uğratma" hedefini

gerçekleştirmeye yeterlidir.


Temel dokümanlarında belirtildiği gibi Ergenekon Örgütü, oluşturulan hiyerarşik yapı, iş

bölümüne ve uzmanlığa dayalı olarak süreklilik gösteren bir sisteme kavuşturulmuş,

soruşturmalar ve kovuşturma safahatında ortaya çıkartılabildiği şekli ile de bu yapının

uygulamaya konulduğu anlaşılmıştır.


Ergenekon Örgütünün, ülkemizde bilinen diğer Terör Örgütlerinin belirginleşmiş

kalıplarında olmadığı, amaçları doğrultusunda doğrudan ya da paravan ve taşeron yapılarla

faaliyetlerine devam ettiği, varlığının fark edildiği durumlarda da her türlü

dezenformasyon yöntemlerini kullanarak gizlendiği anlaşılmaktadır.


Ergenekon Örgütünün, ülkemizdeki diğer Bölücü ve Yıkıcı diye adlandırılan terör

örgütlerinden, Dini motifli veya Marksist Leninist metotları benimsemiş terör

örgütlerinden ideolojik olarak farklı bir yapıda olduğu anlaşılmaktadır. Ergenekon

Örgütünün yapısı temelde; Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin örgütün amaçları

doğrultusunda istismarına, örgütün amaçları doğrultusunda netice vermeyen demokratik

tercihlerin gayrı meşru sayılmasına ve sonuçlarına karşı açık veya örtülü cebri mücadele

verilmesine dayalıdır. Ergenekon Örgütünün üye profilinin, örgütün amaçları dikkate

alınarak oluşturulduğu gerek ele geçen örgüt belgelerinden, gerekse dosya kapsamındaki

diğer delillerden anlaşılmaktadır. Örgütün Yürütme organlarının cebren ortadan

kaldırılması veya çalışamaz duruma getirilmesi amacının, itiyadi suçluların, esrar

kullanıcılarının, diğer terör örgütleri ve mafya mensuplarının, gazetecilerin, devletin

emekli ya da halen görevde olan memurlarının, normal koşullarda bir araya gelmez

kimlikteki başka kişilerin, özel ya da kamu kurumu niteliğindeki kuruluşların veya legal ya

da illegal siyasi oluşumların örgütün amaçları doğrultusunda iş bölümü ve hiyerarşi

içerisinde bir örgüt yapısı etrafında bir arada tutulmalarını gerektirdiği anlaşılmaktadır.
Bunun yanı sıra, Ergenekon Örgütünün ele geçen temel belgelerinde belirtilen gizlilik

prensibine ve örgütün farklı birimlerinde hücre şeklinde düzenlenen yapılanmalarına göre.

bütün mensuplarının birbirlerini bilemeyecekleri de anlaşılmaktadır. Cumhuriyet

gazetesine bomba atılması ya da Danıştay'a yapılan menfur saldırı örnekleri ele


336 / 2271
alındığında, soruşturma ve kovuşturma kapsamında ortaya çıkan delillerden hareketle; bu

eylemlerin yapılması, kamuoyunun örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirilmesi,

eylemden hemen sonra yapılan ve yaptırılan acil ve olgusal gerçekliğe uygun olmayan

açıklamalar ve benzeri tüm faaliyetler örgütün amacına ulaşabilmek için sahip olması

gereken üye profilinin bilinen terör örgütlerinin üye profilinden farklı olması gerektiğini

ortaya koymaktadır.


Ülkemizde faaliyette bulunan PKK, DHKP/C, MLKP. Hizbullah gibi Terör Örgütlerinin

İllegal kanatlan yanında Sivil Toplum Örgütü, Yayın organı gibi Legal kanatlarının da

bulunduğu, bu Terör Örgütlerinin, mensuplarına olan bazı mesajlarını Legal alandaki

yayınları ile duyurdukları, böylece bütün örgüt mensuplarına Legal sistem üzerinden

kolayca mesajlarını ulaştırdıkları, herkesin bu yayınları alıp okuyabilme imkânı olmakla

birlikte ancak örgüt üyelerinin yayındaki mesajı anlayabildikleri yargı uygulamasından

bilinmektedir. Yine bu örgütlerin Legal ve İllegal kanatta yer alan mensuplarının, hatta

aynı İllegal kanattakilerin dahi çoğu kez birbirlerini tanımadıklarına, örnek olarak

Hizbullah Terör Örgütünün Camide Tefsir ve Hadis dersi veren bir mensubu ile Askeri

kanadında yer alıp cinayetler işleyen bir başka mensubunun birbirlerini tanımadıklarına,

bunun ise Terör Örgütlerinin stratejilerinden birisi olduğuna, Hizbullah Terör Örgütünün

Cami'de ders veren bir mensubu hakkında işlem yapılması durumunda bölge halkının

"Cami'de ders veren bir Mele'nin terörle ne işi olur'" şeklinde tepki göstermesinin

amaçlandığına, bunun yanında Legal alanda çalışan bir örgüt mensubunun mesai

arkadaşları veya yakınlarının çoğu kez o kişinin İllegal yönüne tanık olmadıklarına, olsalar

dahi bunu rahatlıkla ifade edemediklerine yargı uygulamasında sıkça karşılaşılmaktadır.

Bu açıklamalara göre Terör Örgütlerinin meşru alana çıkmaları faaliyetlerinin örgütsel

niteliğini değiştirmemektedir.


Dosya kapsamında bulunan Emniyet raporlarına, soruşturmalarda ele geçen ve kovuşturma

safahatında dosyaya dâhil olan delillere, duruşmalarda dinlenilen bazı Tanık ve Gizli Tanık

ifadelerinde göre, Ergenekon Örgütünün bazı mensuplarının PKK, DHKP/C, Hizbullah

gibi Terör Örgütleri ve Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile de irtibatlarının bulunduğu, bu

irtibatın örgütün ele geçen temel belgelerinde açıkça anlatıldığı gibi diğer Örgütleri

Ergenekon Örgütü amaçlarına göre yönlendirme amacını taşıdığı anlaşılmaktadır. Bir

kısım örgüt mensuplarının kılık ve kıyafetlerini değiştirerek İstanbul'daki bazı dini

gruplara örgütün amaçları doğrultusunda sızmaları, bir kısım örgüt mensuplarının da

Ankara'da Hizb-ut Tahrir örgütüne sızmaları, örgüt mensupları arasındaki bazı TSK

görevlilerinin görevleri başında oldukları dönemde dahi çıkar amaçlı suç örgütü lider ve

mensuplarıyla irtibatları bilinen terör yöntemleriyle açıklanamaz. Bu nedenlerle sadece,

Ülkemizde bu güne kadar ortaya çıkarılmış terör örgütlerine bakarak Ergenekon

Örgütünün nitelendirilmesi mümkün değildir. Soruşturmalar ve kovuşturma sonucunda bir

kısmı ortaya çıkarılan Ergenekon Örgütünün, gerçekleştirdiği bir eylemden sonra

ankesörlü telefondan gazeteleri arayıp eylemi üstlenmesini beklemek Devletimizin karşı

karşıya olduğu tehlikeyi algılayamamış olmakla eş değerdedir.


Yukarıda gösterilen ölçüler ve bu ölçüler bakımından yapılan değerlendirmelere göre;

Ergenekon Örgütü Terörle Mücadele Kanunu ve TCK hükümlerine göre "SİLAHLI BİR

TERÖR ÖRGÜTÜ" dür.
Yine yukarıda belirtildiği gibi, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun "Terör Suçlusu"

başlıklı 2. maddesinde Terör Suçlusu " Birinci maddede belirlenen amaçlara ulaşmak için


337/2271
meydana getirilmiş örgütlerin mensubu olup da, bu amaçlar doğrultusunda diğerleri ile

beraber veya tek başına suç işleyen veya amaçlanan suçu işlemese dahi örgütlerin

mensubu olan kişi terör suçlusudur. Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç

işleyenler de terör suçlusu sayılır" şeklinde,


"Terör Suçları" başlıklı 3. Maddesinde Terör Suçları "26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı

Türk Ceza Kanununun 302, 307, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 320 nci maddeleri ile 310

uncu maddesinin birinci fıkrasında yazılı suçlar, terör suçlarıdır " şeklinde,
"Terör Amacı İle İşlenen Suçlar" başlıklı 4.Maddesinde "Aşağıdaki suçlar 1 inci maddede

belirtilen amaçlar doğrultusunda suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti

çerçevesinde işlendiği takdirde, terör suçu sayılır" şeklinde tanımlanmıştır.
Buna göre; TCK 312. madddesine uyan "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti

Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen

engellemeye teşebbüs etmek" suçu terör suçudur. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda

2012 yılında bir değişiklik yapılmış ise de TCK 312. Maddesi Terör Suçu olarak muhafaza

edilmiş, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya

veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" Terör

Suçu olmaktan çıkartılmamıştır.
İddianamelerde TCK 312 - (1). 3713 Sayılı TMK 5 maddelerine göre cezaladınlıması

talep edilen sanıklar, bu açık kanuni düzenlemelerin doğal sonucu olarak "TERÖR

SUÇLUSU" durlar.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNE İSNAD EDİLEN EYLEMLER
A)SİLAHLANMA, SİLAH SAĞLAMA, SİLAH BULUNDURMA EYLEMLERİ
Ergenekon Terör Örgütü mensuplarının, sistematik bir örgüt faaliyeti ile işledikleri bu

suçlar aşağıda anlatılacaktır.


1)İSTANBUL ÜMRANİYE ÇAKMAK MAHALLESİNDEKİ GECEKONDUDA ELE

GEÇEN EL BOMBALARI


A)SORUŞTURMA SAFAHATI
İstanbul Ümraniye ilçesi Çakmak Mahallesi Samanyolu Caddesi Güngör Sokak No.2

adresindeki gecekondunun çatısına saklanan el bombaları 12.6.2007 tarihindeki bir telefon

ihbarının değerlendirilmesi üzerine başlatılan soruşturmada ele geçmiştir.
Bildirim formuna göre bu ihbar, alındıktan iki dakika sonra saat İstanbul İl Jandarma

Komutanlığı Harekât Merkezine bildirilmiştir. İstanbul İl Jandarma Komutanlığıda bu

ihbarı, belirtilen adres itibari ile İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü E.K.K.M ve Terörle

Mücadele Şube Müdürlüğüne faks ile iletmiştir.


338 / 2271
İhbarda belirtilen adres itibari ile konu kendisine bildirilen Ümraniye Cumhuriyet savcısı

Tahsin Uyav aynı gün arama kararı talebinde bulunarak Ümraniye2.Sulh Ceza

Mahkemesinden arama kararı almıştır.
Bu talep yazısının başlık kısmının Aramanın nedenini oluşturan fiil alt başlığında,

aramanın nedenini oluşturan fiil patlayıcı madde bulundurmak. Aranılacak kişi Mehmet

Demirtaş, Aranacak adres Çakmak Mah. Güngör Sk. No.2 Ümraniye (Kardak Balıkçısının

yanı-Mithatpaşa Cad. ile Samanyolu Cad.nin kesiştiği nokta) olarak belirtilmiş iken, talep

kısmında "Silahla M. Fiil ve tehdit suçları ile ilgili olarak yapılmakta olan soruşturma

dosyası ekte gönderilmiştir'' denilerek Mehmet Demirtaş"ın belirtilen adresinde arama

yapılmasına karar verilmesi istenmiştir. Mehmet Demirtaş"ın. savunmalarında buradaki

çelişkiye bağladığı sonuçlar nedeni ile değinilen bu talep yazısında, aramanın nedenini

oluşturan fiilin başlık kısmında doğru yazılmış iken metin kısmında yanlış yazıldığı,

yazının bütünü dikkate alındığında bu yanlışlıkların, uygulamadaki gibi bilgisayarda matbu

olarak tutulan yazılar üzerinden değiştirilerek hazırlanan talep yazısında, matbu kısımdaki

eski yazıların değiştirilmemesi sonucu oluşan bir maddi hata olduğu apaçık ortadadır.

Nitekim ilgili Cumhuriyet savcısının imzalı talep yazısının dosya arasında bulunduğu ve

talep üzerine verilen Mahkeme kararında bu yanlışlığın tekrar edilmediği görülmektedir.


Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğinden 9, İstanbul Emniyet

Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden 4 görevli ile birlikte, Mehmet

Demirtaş ve Ali Yiğit olmak üzere toplam 15 kişinin imzaladığı bilgisayar çıktısı

tutanakta:


Arama kararı alınmasının ardından Ümraniye İlçe Emniyet ve TEM Şube Müdürlüklerine

bağlı ekipler olarak ihbarda belirtilen adrese gidildiği, aramadan önce çevreden adreste

bulunan gecekondu ile ilgili araştırma yapılarak, gecekondunun sahibinin Mehmet

Demirtaş 'ın kaynanası olmakla birlikte burası ile fiilen Mehmet Demirtaş 'ın ilgilendiğinin,

Mehmet Demirtaş 'ın 2005 yılından önce dört yıl kadar burada ikamet ettiğinin, 2005

yılından sonra Ali Yiğit 'in ailesiyle birlikte ikamet etmeye başladığının, Ali Yiğit 'in burada

ikamet ettiği sürece gecekondunun giriş kapısının yanında manavlık yaptığının, bir ay

kadar önce ise burayı terk edip aynı mahallede başka bir adrese taşındığının tespit

edildiği,
Aramada, çatıdaki elektrik direğinin yanında, üzeri siyah renkli naylonla örtülmüş, yeşil

renkli her iki tarafında taşımak için halattan ip bulunan ahşap kasa bulunduğu, kasa

içerisinde inceleme yapmak üzere Bomba İmha ve Olay Yeri İnceleme ekiplerinin

çağrıldığı, gelen görevlilerin, üzerinde 15.6.1997 tarihi yazılı kasaya yapışık "Mühimmat

istif kartı" bulunduğunu tespit ederek, haki renkli kasa içerisinde 18 adet MKE yapımı, 7

Adet NATO Standardı ve 2 adet Alman olmak üzere toplam 27 adet el bombası ile iki kutu

içerisinde toplam 18 adet MKE yapımı el bombalarına ait fünye buldukları belirtilmiştir.
Bu aramada ele geçen malzemelerin ayrıntılı dökümü Bomba uzmanı 3 ve Ümraniye

Asayiş Büro ekibinden 1 olmak üzere 4 görevlinin imzaladığı el yazısı tutanakta yer

almaktadır.
Bu tutanakta, Asayiş ve TEM Şubesince ihbarda belirtilen adreste konularını ilgilendirilen

malzemelere rastlanıldığının bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiği, olay yerinin bahse

konu adresin çatı katı olduğunun, çatı üzerinde 28x28x46 cm. ebatlarında, iki tarafında
taşıma halatı, üst tarafında turuncu renkte "Raptiye 1920" yazısı bulunan haki yeşil renkte

kapaklı ahşap sandık bulunduğunun, sandık üzerine yapıştırılmış sarı saman kâğıtta

"Mühimmat istif kartı" matbu yazısı ile "Stok No: 87 MEA,Kapsül kutusu 50.lik"yazılıları

olduğunun, sandığın kapağının açık ve içerisinde siyah renkte üzeri sarı çizgili naylon

taşıma poşeti, beyaz renkli üzerinde kırmızı renkte "Mudo Concept" yazılı karton taşıma

çantası, şeffaf koli bandı ile sarılı sarı renkte yırtık karton mukavva kâğıt parçası

olduğunun tespit edildiği belirtilerek, poşetler kaldırıldığında altmdasuça konu

malzemelerin bulunduğu belirtilerek, bunlar listelenmiştir.


Aramanın ardından Mehmet Demirtaş ve Ali Yiğit hakkında yakalama işlemi yapılmıştır.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü Olay

Yeri İnceleme Ekipler Büro Amirliği görevlilelerinin hazırladığı tutanakta özetle, olayın

bildirilmesi üzerine Ümraniye Asayiş Büro Amirliğine intikal edilerek Adli Tahkikat Büro

odasında sehpaların üzerine sergilenmiş vaziyette patlayıcı madde ve materyallerin

görüldüğü, Asayiş Büro Amirliği görevlilerinden, yaptıkları aramada söz konusu adresin

çatı katında tahta sandık içerisinde 27 adet el bombası bulunduğu, olay yerine Bomba

Şube görevlilerinin çağrıldığı, bundan sonra patlayıcıların Ümraniye Asayiş Büro

Amirliğine getirilerek sehpaların üzerine dizildiği bilgisinin alındığı, Bomba ekibinin

bulunan materyallerin kendilerince muhafaza edilerek pamak izi incelemesi için Parmak

İzi Laboratuvar Büro Amirliğine gönderileceğini beyan etmesi üzerine sehpa üzerine

dizilmiş olan materyallerin kamera ve fotoğraf görüntülerinin çekildiği belirtilmiştir.
Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğü Çakmak Polis Merkezince, arama sonucu ele geçen

malzemeler ile Mehmet Demirtaş ve Ali Yiğit'in yakalandığı Ümraniye Cumhuriyet

savcısına bildirilmiş. Cumhuriyet savcısı Tahsin Uyav'dan adı geçenlerin gözaltına

alınması, ele geçen suç unsurları için el koyma, inceleme ve imha kararlarının aldırılması,

yakalanan şahısların TEM Şube Müdürlüğüne teslim edilip tahkikatın derinleştirilerek

devam ettirilmesi talimatı alındığı belirtilmiştir.


Bundan sonra, konunun CMK 250.Maddesiyle Yetkili İstanbul Cumhuriyet savcısına

bildirilerek, Mehmet Demirtaş'ın kolluk görevlilerine sözlü olarak "aramada bulunan el

bombalarını askerlik yaptığı dönemde komutanı olan Astsubay Oktay Yıldırım'ın

bıraktığını" beyan ettiğinin iletildiği, Cumhuriyet savcısındanOktay Yıldırım'ın açık

kimlik ve adresinin bulunup yakalanması talimatı alınması üzerine yapılan

araştırmada.Oktay Yıldırım'ın "Reina" adlı eğlence merkezinde çalıştığı tespit edilerek


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin