sonucu oluşan zarardan da sorumlu tutulması gerektiği belirtilerek. Örgüt faaliyeti
çerçevesinde kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde
ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı madde kullanmak
eylemine, fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak suretiyle yardım etmek eylemine
uyan TCK 39 - (2), b) Maddesi delaleti ile TCK 170 - (1), c), TCK 39 - (1), 3713 Sayılı
TMK 5 ve Örgüt faaliyeti çerçevesinde mala zarar vermek eylemine, fiilin işlenmesinde
kullanılan araçları sağlamak suretiyle yardım etmek eylemine uyan TCK 39 - (2), b)
Maddesi delaleti ile TCK 151 - (1), 3713 Sayılı TMK 5 Maddelerine göre
cezalandırılmasının istendiği,
S.534-537 de Mehmet Demirtaş hakkında, kendisi, Mahmut Öztürk ve Ali Yiğit'in
yukarıda yazılı ifadelerine yer verilerek. Mehmet Demirtaş. Oktay Yıldırım ve Mahmut
Öztürk'ün zaman zaman Mehmet Demirtaş'a ait işyerinde bir araya gelerek gizli örgüt
görüşmeleri yaptıkları. Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım ve Mahmut Öztürk'ün Ergenekon
örgütüne ait bombaları Mehmet Demirtaş'a verip zulalattırdıklan, hayatın olağan akışına
göre örgüte ait 27 el bombasının saklanması gibi gizli ve önemli bir konunun örgüt yapısı
ve amaçlarını bilmeyen birisine söylenmeyeceği gibi bunların ancak kendisine güven
duyulan birisine teslim edilebilceği. Cezaevinde iken Oktay Yıldırım'ın talimatı ile suçun
Ali Yiğit ve Şevki Yiğit'in üstüne atılması içerikli bir mektup yazarak Ali Yiğit'e
ezberletmeye çalıştığı dikkate alındığında Mehmet Demirtaş'ın eyleminin Ergenekon
örgütüne yardım kastını aşarak Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak, Ergenekon terör
Örgütüne ait silahları depolamak ve suç delillerini gizlemek olarak gerçekleştiği
belirtilerek, Silahlı terör örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK 314 - (2), 3713 Sayılı
TMK 5 ve Silahlı terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların
amaçlarını bilerek, bu örgüte ait silahlan depolamak eylemine uyan TCK 315 - (1), 3713
Sayılı TMK 5 maddelerine göre cezalandırılmasının istendiği,
S.537-544 te Ali Yiğit hakkında, kendisinin. Şevki Yiğit'in, Gizli Tanık A ve B'nin
yukarıda yazılı ifadelerine yer verildikten sonra, Mehmet Demirtaş'ın yeğeni olduğu, el
bombalarını görmesine rağmen yetkili mercilere ihbarda bulunmadığı, ancak evi boşaltarak
taşındığını babası Şevki Yiğit'e haber verdiği, ihbarın da Şevki Yiğit tarafından yapıldığı.
Ali Yiğit'in beyanları içeriğine göre el bombalarının Oktay Yıldırım'a ait olduğunun,
Oktay Yıldırım, Mahmut Öztürk. Mehmet Demirtaş ve Muzaffer Tekin arasındaki örgüt
irtibatının ortaya çıkartıldığı, Ali Yiğit'in eyleminin suçu bildirmemek olarak gerçekleştiği,
kendisine yüklenen Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak suçu nedeni ile Ek kovuşturmaya
Yer Olmadığına karar verildiği belirtilerek, İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara
bildirmemek eylemine uyan TCK 278 - (1) maddesine göre cezalandırılmasının istendiği,
S.544 -545. 577, 579-580, 582 de Muzaffer Tekin'in, Oktay Yıldırım ile 1998 yılında
Mahmut Öztürk vasıtasıyla tanıştığını. Oktay Yıldırım'ın o dönemde şark görevinde
olduğunu, daha sonra tayin ile İstanbul'a gelince zaman zaman görüştüklerini, bu
görüşmelerinin emekli olduktan sonra da devam ettiğini, son aylarda ise pek
görüşemediklerini. Oktay Yıldırım'ın en son iki ay önce kendisini telefonla aradığını ve
güvenlik işine girdiğini söylediğini. Mehmet Demirtaş ve Ali Yiğit'i tanımadığını, Ali
.360 / 2271
Yiğit'in kendisi hakkındaki ifadesinin doğru olmadığını, ele geçen el bombaları ile ilgisi
bulunmadığını, aramade el bombaları bulunduğunu 13.6.2007 günü bir gazeteden aranıp
konu hakkında kendisine sorular sorulması üzerine öğrendiğini, kendisinin Danıştay olayı
nedeni ile gözaltına alındığını, tüm aleyhe yayınlara rağmen bu olaydan tertemiz çıktığını,
aramada bulunan el bombaları konusunda Oktay Yıldırım'dan çok kendi isminin ön plana
çıkartıldığını görünce Danıştay olayının rövanşının alınmaya çalışıldığını düşündüğünü,
14.6.2007 günü bürosuna gelen gazetecilerden birinin "Oktay Yıldırım bombaları bir
çöplükten aldığını söyledi siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" demesi ve bir gazetede
yayınlanan el bombalarının kirli, paslı ve fünyesiz halini görmesi üzerine, içinde tahrip
maddesi ve ve fünye tertibatı olmayan el bombalarının demir yığınından ibaret olduğunu
bildiğinden "Bu bombalarının hiçbir patlayıcı özelliği olmadığını" söylediğini, fakat
kendisi gözaltına alındıktan sonra parmak izleri bulunduğunu öğrenince bombaların Oktay
Yıldırım'a ait olduğuna kanaat getirdiğini ifade ettiği,
Muzaffer Tekin'in, Çıkar amaçlı organize suç örgütü liderleri olan Semih Tufan Gülaltay
ve Sedat Peker ile olan irtibatının mahiyetine, Doğuş Factoring isimli şirketle ve bu şirketle
bağlantılı Ertuğrul Yılmaz, Ayhan Parlak ve Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Arslan ile
olan irtibatının mahiyetine, İbrahim Şahin ile irtibatına, iddianamede belirtilen bazı sivil
toplum örgütlerinin kuruluşunda etkili olmasına karşılık hiç birine üye olmamasına, Oktay
Yıldırım dâhil sivil toplum örgütü lider ve üyeleri olan irtibatının mahiyetine, üyesi dahi
olmadığı bu sivil toplum örgütlerini yönlendirmesine ve faaliyetlerine katılmasına, gizli
bilgi ve belge bulundurmasına, Ali Yiğit ve Osman Yıldırımdın ifadeleri içeriğine.
Ergenekon örgütünün ele geçen yazılı belgelerinde belirtilen, varlığını hissettirmeden her
şeyin içinde olma ve örgütün çıkar amaçlı organize suç örgütleri ve sivil toplum kuruluşları
ile irtibatını köprü personel tabir edilen kişiler ile sağlama amacına göre, Ergenekon
örgütünde yönetici köprü personel olarak yer aldığı,
S.585-586 da Mahmut Öztürk'ün, Muzaffer Tekin'i yirmiyedi yıldır tanıdığını, kendisinin
yardımı ile Akdeniz Petrol isimli işyerini kurduğunu, Muzaffer Tekin'in halen Tuğgeneral
rütbesinde olan bazı muvazzaf askerler dâhil herkesin komutanım diyerek saygı duyduğu
birisi olduğunu, bürosunun hiç boş kalmadığını, General rütbeli bazı büyüklerin de zaman
zaman ziyaretine geldiklerini, Oktay Yıldırım ile birlikte Kilis'te görev yaptıklarını, bu
sırada Mehmet Demirtaş'ı tanıdığını, Mehmet Demirtaş ve Oktay Yıldırım ile aile olarak
görüştüklerini, kendisinin öncesinde Oktay Yıldırım ile ortak ticari işler yaptığını, bu
işlerden dolayı aralarının açıldığını, iki yıldır aile olarak dahi görüşmediklerini, Mehmet
Demirtaş'a ait LGP istasyonuna zaman zaman gittiğini, Mehmet Demirtaş'ın açtığı manav
dükkânı ve büfenin Ali Yiğit tarafından işletildiğini, kendisinin birkaç kere buradan
alışveriş yaptığını,
Danıştay saldırısı eyleminden sonra Muzaffer Tekin"in kendisinin Çavuşbaşı'ndaki evine
gelip bir gece kaldığını ve burada intahara teşebbüs ettiğini, kendisini hastaneye
göndermek için Mehmet Zekeri ya Öztürk ve Zeki Yurdakul Çağman'ı çağırdığını, bunların
Muzaffer Tekin'i alıp hastaneye götürdüklerini. Muzaffer Tekin'in Danıştay eyleminden
dolayı arandığını bilmiş olsa evine almayacak olduğunu, Muzaffer Tekin ile Danıştay
olayından sonra görüşmediğini, kendisine ait siyah renkli Mercedes marka, eşine ait yeşil
renkli Opel Corsa marka araçlarının olduğunu, ele geçen el bombaları ile alakası
olmadığını, Ali Yiğit'in işlettiği manava Muzaffer Tekin ile birlikte gitmediğini, Ali
Yiğit'in kendisi hakkındaki ifadelerinin hayal mahsulü olduğunu ifade ettiği,
361 /2271
Danıştay saldırısı sebebi ile Ankara Cumhuriyet başsavcılığında verdiği ifadede ise,
Muzaffer Tekin'in evine gelerek Danıştay saldırısından sorumlu tutulduğunu, bunun için
sıkıntıda olduğunu söylemesi üzerine kendisini Ümraniye'deki evine davet ettiğini,
Muzaffer Tekin'in ise kendisinin Çavuşbaşı'ndaki villasında kalmak istediğini söylediğini,
bunun üzerine Muzaffer Tekin'in villada kaldığını, ertesi gün kendisini almaya gittiğinde
yaralı olduğunu gördüğünü ifade ettiği,
Mahmut Öztürk'ün, Ali Yiğit'in konu hakkındaki ifadelerine. Ali Yiğit'in bu ifadelerini
destekler mahiyette ifadede geçen markalardaki araçlara sahip olmasına, Muzaffer Tekin
ile yakınlığına ve aralarındaki hiyerarşiye. Muzaffer Tekin ile ortak petrol ticareti
yapmalarına ve Muzaffer Tekin'in bıraktığı işi devam ettirmesine, bazı toplantı ve yürüyüş
eylemlerine katılmasına göre Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu,
S.593-595 de Ayşe Asuman Özdemir'in, Danıştay olayından sonraki bir tarihte Oktay
Yıldırım'ın da bulunduğu Halil Behiç Gürcihan ile bir görüşmesinde Halil Behiç
Gürcihan'ın, Mehmet Zekeriya Öztürk'ün kendisine Muzaffer Tekin'in bittiğini, kendi
devrinin başladığını, o yüzden kendisiyle röportaj yapmasını, böylece ikisinin birden
patlama yapacağını. Muzaffer Tekin'in nüfus cüzdanının elinde olduğunu söylediğini ifade
ettiği.
Ayşe Asuman Özdemir. Oktay Yıldırım'ı tanımadığını ve soruşturmayı etkilemek için yazı
yazmadığını beyan etmiş ise de, kuvvaimilliye.net isimli internet sitesinde yayınlanan
Oktay Yıldırım ile ilgili "Ben satmam sarımsak tarlasını" başlıklı yazısında, Oktay
Yıldırım'ın tutuklanması ve gözaltına alınması sürecindeki bilgi ve belgelerin polisler
tarafından uydurulduğunu belirterek adil yargılamayı etkilemeye çalıştığı.
S. 597-603, 605, 607-612, 614, 616. 622-624 de Halil Behiç Gürcihan'ın, Oktay
Yıldırım'ın kendisinin sahibi olduğu www.acikistihbarat.com isimli internet sitesini takip
eden birisi olduğunu, kendisine elektronik posta gönderdiğini, 2005 veya 2006 yılından
itibaren tanıştıklarını ve arkadaş olduklarını, ayda bir veya iki defa yüz yüze sık sık da
telefonla görüştüklerini, kendisine internet sitesinde yazmasını teklif ettiğini, onun da
kabul ederek yazmaya başladığını, kendisinin Oktay Yıldırım ve Mehmet Zekeriya
Öztürk'ü Habip Ümit Sayın ile tanıştırdığını, Muzaffer Tekin ile Oktay Yıldırım vasıtası
ile tanıştığını,
Oktay Yıldırım, Muzaffer Tekin ve Mehmet Zekeriya Öztürk'ün ülke yararına olan bir
siyasi mücadelenin içerisinde olduklarını, kavgalı olmalarının ülke adına yaptıkları ve
yapacakları çalışmalara zarar vereceğini ve birlikten güç doğacağını düşünerek kendi
kişisel çabasını gösterdiğini,
Adil Serdar Saçan ile emekli olduktan sonra internette tanıştıklarını, bir dönem kendi
sitesinde yazılarının yayınlandığını, fakat yazılarını düzenli göndermediğinden köşesini
sitesinden kaldırdığını, kendisiyle yüz yüze görüşmelerinin olduğunu, Çemberlitaş'taki
Türkocağı Cafesindeki bir görüşmelerinde Hanefi Altaş ve Oktay Yıldırım'ın da
bulunduğunu, kendisinin Fettullah Gülen cemaatinin silahlı bir grubu olduğu iddialarının
gerçekliğini araştırdığı dönemde Adil Serdar Saçan ile görüşerek bu konudaki bildiklerini
sorduğunu,
362 / 2271
27 el bombasının sahibi olduğu iddiasını Oktay Yıldırım ile bağdaştıramadığından, Oktay
Yıldırım'ın bu olay nedeni ile tutuklanmasını ve basının olayı verme şeklini komplo olarak
değerlendirdiğini, gerek kamuoyunu gerekse basını doğru bilgilendirmek için "Tekin
intihar etmeden bir gece önce, bir gece sonra", "Medyanın görmediği Oktay'ın bombaları
ve ulusalcı çete" başlıklı yazıları kaleme alıp internet sitesinde yayınladığını,
Danıştay cinayeti olayı sonrasında, Muzaffer Tekin'in intihar teşebbüsünden önceki gece
Mehmet Zekeriya Öztürk'ün arayarak kendisiyle bu olayla ilgili bir röportaj yapıp internet
sitesinde yayınlamasını teklif ettiğini, kendi isteği üzerine bu konuyu konuşmak üzere bir
araya geldiklerini, Oktay Yıldırım'ın da orada bulunup Mehmet Zekeriya Öztürk ile
arasında geçen konuşmalara şahit olduğunu, Mehmet Zekeriya Öztürk'ün burada Muzaffer
Tekin'in en yakın silah arkadaşı olduğundan bahisle Muzaffer Tekin adına kendisiyle
röportaj yapmasını söylediğini, gerçeğin böyle olmadığını bildiğinden talebini reddederek,
Muzaffer Tekin'i yanlış yönlendirip basına malzeme çıkarttıklarını, Muzaffer Tekin'in
suçu yoksa polise gidip ifade vermesi gerektiğini ve Muzaffer Tekin'in yerini biliyorsa
yazılı olarak vereceği soruları Muzaffer Tekin'e vermesi Muzaffer Tekin'in de el yazısı ile
cevap yazması şartı ile bunları yayınlayabileceğini söylediğini, Mehmet Zekeriya
Öztürk'ün bunun üzerine kendisini inandırmak adına cebinden Muzaffer Tekin'in
kimliğini çıkarıp gösterdiğini, bu durumu çok şüpleli gördüğünü söyleyip Muzaffer
Tekin'in kimliğinin neden kendisinde olduğunu sorduğunda ise Mehmet Zekeriya
Öztürk'ün sinirlenerek Avukat tutmak için Muzaffer Tekin'in verdiğini söylediğini, bu
olay kendisine geçmişte yaşanan Cem Ersever olayını hatırlattığından orada bulunan Oktay
Yıldırım'a dönüp "Oktay, bu bana çok Cem Ersever koktu, ben bu noktadan itibaren
Muzaffer Tekin'in sağlığından endişeliyim, benim için bu konuşma bitmiştir" dediğini ve
görüşmeyi bitirdiğini, bu görüşme sonrasında Mehmet Zekeriya Öztürk'ün internet
sitesinden köşesini çıkarmasını söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini, bu görüşmenin
sabahında Oktay Yıldırım'ın kendisini arayarak "Haklıymışsın, senin dediğin gibi oldu, bu
sabah Muzaffer Tekin intihar girişiminde bulundu" dediğini ve Acıbadem Hastanesine
getirildiğini haber vererek kendisinin de orada olduğunu, gelebilirse görüşmek istediğini
söylediğini, evine de yakın olduğu için Acıbadem Hastanesine gittiğini ve gün boyunca bir
gazeteci olarak gelişen olayları takip ettiğini,
Ayşe Asuman Özdemir'in Danıştay cinayetinden yaklaşık bir ay sonra kendisinden
Mehmet Zekeriya Öztürk ile ilgili bilgi talep ettiğinin ve bu konuda görüştüklerinin doğru
olduğunu, Ayşe Asuman Özdemir'in bu görüşme içeriği konusundaki yazısının bazı
doğrulan içermekle birlikte yanlışları da bulunduğunu, doğrusunun kendi beyanındaki gibi
olduğunu ifade ettiği,
Halil Behiç Gürcihan'ın Ergenekon örgütünün basın yayın alanındaki bir üyesi olduğu,
sahibi olduğu www.acikistihbarat.com isimli internet sitesinde diğer bazı örgüt üyeleri gibi
Oktay Yıldırım'ın da yazı yazdığı, Oktay Yıldırım' ın tutuklanması üzerine bu sitede
yayınladığı "Medyanın Görmediği Oktay'ın Bombaları ve Ulusalcı Cephe", "Kuvvacının
Basılma Rehberi ve Bizim Oktay" başlıklı yazıları ile Oktay Yıldırım'a komplo kurulduğu,
soruşturmanın haksız olduğu iddialarını kamuoyuna yayarak adil yargılamayı etkilemeye
teşebbüs ettiği,
S.658-659 da Ergün Poyraz'ın, Oktay Yıldırım ile bir yıl önce, yazacağını söylediği kitap
ile ilgili olarak görüşüp bilgi alışverişinde bulunduklarını, kendisinin 19 Mayıs isimli
internet sitesindeki yazılarını www.kuvvaimilliye.net sitesinde yayınlamaları nedeni ile de
363 / 2271
Oktay Yıldırım ile görüşerek yazılarını kaldırttırdığını, yaklaşık bir senedir de
görüşmediklerini ifade ettiği.
S. 684, 687-688, 690-691, 693-695 de Bekir Öztürk'ün, Oktay Yıldırım ile 9.4.2006
tarihinde Beyazıt Meydanında düzenlenen Kaymakam Kemal Bey'in katledilişi ve PKK'yı
telin mitinginde tanıştıklarını, sonraki dönemlerde 7-8 kere yüzyüze olmak üzere telefonla
da görüştüklerini, sahibi olduğu wwav.kuvvaimilliye.net isimli internet sitesinde köşe
yazarlığı yaptığını, daha sonra kurulan Kuvvai Milliye Demeğinin İstanbul İl Temsilcisi
olduğunu, ancak Şube açamadıklarını. Oktay Yıldırım ile irtibatının Genel Başkanı olduğu
bu derneğin il başkanı ile olan ilişkisi düzeyinde olduğunu, Ankara Kuvvai Milliye
Demeğinde yapılan aramada bulanan bilgisayarındaki bazı elektronik postaların kendisi ve
Oktay Yıldırım'ın Kemal Kerinçsiz ve ekibi ile yollarının ayrılmasına dair olduğunu.
Oktay Yıldırım'ın övüldüğü "Cezalılar Birliği" başlıklı yazının da www.kuvvaimilliye.net
isimli internet sitesi köşe yazarlarından Adil Serdar Saçan'a ait olduğunu ifade ettiği,
Bilgisayarındaki belgelere göre Bekir Öztürk'ün. Veli Küçük ile bağlantılı olan Güler
Kömürcü ile irtibat halinde olarak Kuvvai Milliye Demeğini kurduktan hemen sonra Sevgi
Erenerol ve Kemal Kerinçsiz ile irtibata geçip Oktay Yıldırınfa Demeğin İstanbul
Temsilciliğini verdiği, örgüt içi çekişmelere karşılık Ergenekon örgütünün kararına uyarak
kavgalı olduğu demeklerle dahi birlikte hareket etme kararı aldığı,
S.709, 711-713 te Mete YalazangiFin, Oktay Yıldırım'ı 2000-2001 yıllarında Muzaffer
Tekin'in bürosunda gördüğünü, Muzaffer Tekin tarafından "Astsubay gazimiz" şeklinde
tanıştırıldıklarını, Muzaffer Tekin'in bürosuna uğradığı sonraki dönemlerde de birkaç kez
Oktay Yıldırım'ı burada gördüğünü. Muzaffer Tekin'in 2006 Ramazan ayında Ataşehir'de
verdiği iftar yemeğine katılanlar arasında Oktay Yıldırım'ın da bulunduğunu, yemekteki
diğer davetlilerden bildiklerinin İsmail Paker, Mehmet Zekeriya Öztürk, Mahmut Öztürk
ve Rafet Arslan olduğunu. Oktay Yıldırım ile bunların dışında görüşmesi olmadığını ifade
ettiği,
S.738-740, 744, 749, 774-776 de Mehmet Zekeriya Öztürk'ün, Oktay Yıldırım'ı
Vatansever Kuvvetler Güç Birliğinin bir toplantısında Muzaffer Tekin vasıtası ile
tanıdığını, evindeki aramada bulunan Oktay Yıldırım'a ait telefon numaraları ve elektronik
posta adreslerini not olarak aldığını ya da kendisinin verdiğini. Oktay Yıldırım ile asla
yakın bir diyalog içinde olmadığını, Danıştay olayından sonra hatta kendisi bu olay nedeni
ile sorguda iken Halil Behiç Gürcihan ile birlikte www.acikistihbarat.com sitesinde kendisi
hakkında Muzaffer Tekin'e komplo kurduğu, Muzaffer Tekin'i Cem Ersever'e yapıldığı
gibi yok etmek istediği şeklinde yayın yaptıklarını, bunun üzerine Oktay Yıldırım ile
ilişkisini kestiğini ve bir daha görüşmediklerini ifade ettiği, Mehmet Zekeriya Öztürk ile
Oktay Yıldırım arasında örgüt irtibatının bulunduğu.
S.777-779 da Rafet Arslan'ın, Askeri liseden itibaren Muzaffer Tekin ile arkadaş
olduklarını, Muzaffer Tekin'in Kadıköy merkezindeki bürosunun emekli askerlerin,
Paşaların, arkadaşlarının uğrak yeri olduğunu, kendi devrelerinden olan emekli Generaller
ile zaman zaman burada buluştuklarını, İbrahim Şahin'i birkaç kez burada gördüğünü.
Oktay Yıldırım ile de burada tanıştığını, samimi olmadıklarını, sadece bir defa hal hatır
sormak için kendisine telefon açtığını. Danıştay saldırısı sonrası Muzaffer Tekin'in kendini
yaralaması nedeni ile yattığı hastanede ve soruşturmanın Ankara'daki safahatında sürekli
olarak Muzaffer Tekin'in yanında olduğundan ara sıra Muzaffer Tekin'i ziyarete gelen
364 / 2271
-
Oktay Yıldırım'ı gördüğünü, Danıştay saldırısına kadar buraya sürekli gelen Mehmet
Zekeriya Öztürk ile Muzaffer Tekin"in arasının Mehmet Zekeriya Öztürk'ün Danıştay
saldırısnda İşçi Partisi ve diğer şahısları suçlamasından dolayı açıldığını ifade ettiği,
S.783-787 de Zeki Yurdakul Çağman'ın, Oktay Yıldırım'ı aynı binada oturduğu dönemde
Mahmut Öztürk'e yaptığı aile ziyaretlerinden tanıdığını, Oktay Yıldırım ve Mahmut
Öztürk'ün Beyazıt'ta nargile cafe işletmeciliği yaptıklarını ve daha sonra anlaşamayarak
aralarının açıldığını, o tarihten sonra konuşmadıklarını bildiğini, kendisinin Oktay Yıldırm
ile ilişkisinin sadece selamlaşmaktan ibaret olduğunu, hiçbir zaman Oktay Yıldırım ile ayrı
bir ortamda görüşmediğini ve buluşmadığını, Oktay Yıldırım*ın kendisinin işyerine birkaç
kez hal hatır sormak ve bir keresinde de alışveriş yapmak için geldiğni, Oktay Yıldırım'ın
www.acikistihbarat.com isimli sitede yazı yazdığını bildiğini, bir iki yazısını okuduğunu.
Danıştay olayından sonra Muzaffer Tekin'in Mahmut Öztürk'ün evinde kendini
yaralamasıyla ilgili olarak kendisinin şüpheli sıfatı ile ifadesinin alındığını ifade ettiği,
Zeki Yurdakul Çağman ile Oktay Yıldırım arasında örgüt irtibatının bulunduğu,
S.804 de İsmail Eksik'in, Kendisini Muzaffer Tekin ile tanıştıranın Hüseyin Görüm
olduğunu, Mehmet Zekeriya Öztürk ile de Muzaffer Tekin aracılığı ile tanıştığını, Hüseyin
Görüm'ün Muzaffer Tekin"in de olduğu yemekte Kuvayi Milliye Demeği ve Vatansever
Kuvvetler Güçbirliği Demeğinin İstanbul oluşumunu yapmak, şube açmak için destek
istediğini, kendisine verilen tüzüğü gösterdiği Ertaç Giray'ın tüzükteki silahlı kuvvet
kurulabilir şeklindeki ibarelerden dolayı demekten uzak durmasını söylediğini, bu olaydan
sonra Hüseyin Görüm'ün daveti ile Şile'deki bir mevlüt yemeğine katıldığını, Mehmet
Fikri Karadağ, Hüseyin Görüm, soruşturma safahatında ölen Kuddusi Okkır'ın da katıldığı
bu mevlütte kendilerini tanımadığı askeri şahısların da bulunduğunu, Oktay Yıldırım'ı
burada gördüğünü, daha sonra medyada gördüğünde bu kişinin Oktay Yıldırım olduğunu
anladığını ifade ettiği,
S.814. 885-886 da Veli Küçük'ün. Oktay Yıldırım'ı tanımadığını ve hiçbir ilişkisinin
olmadığını ifade ettiği, Milli Güç Platformu ve Hukukçular Birliği'nin tertip ettiği
Patrikhanenin Yunanistan'a gönderilmesi, Hukukçular Birliği, Türkiye Harp Malulleri
Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Demeğinin tertip ettiği Org. Yaşar Büyükanıt ve diğer
komutanlar hakkında Van Cumhuriyet savcısı Ferhat Sarıkaya'nın hazırladığı
iddianamenin protesto edilmesi konulu basın açıklamalarına Muzaffer Tekin, Sevgi
Erenerol, Kemal Kerinçsiz, Zeki Yurdakul Çağman ve Muammer Karabulut'un yanında
Veli Küçük ve Oktay Yıldırım'ın da katıldıkları,
S.934-936, 970, 980-981, 984 de Sevgi Erenerol'un, Sevgi Erenerol'un, Oktay Yıldırım ile
bir basın açıklamasında tanıştıklarını, sadece basın açıklamalarında görüşüp
selamlaştıklarını. işyerindeki aramada bulunan, içeriğinde "...Amaç Necip'in bıraktığı
yerden onun mücadelesini devam ettiren bağımsız Türkiye için aynı fedakârlık ve cesaretle
mücadele eden arkadaşı, dostu, kardeşi Ergün Poyraz'ı da susturmaktır..." ifadeleri geçen
el yazısının kendisine ait olduğunu, Necip Hablimitoğlu'nun anılması için düzenlenecek
olan basın açıklaması için kaleme alındığını, Ümraniye soruşturması Necip Hablemitoğlu
cinayetinin de Oktay Yıldırım'dan çıkan bombalar ile ilişkilendirilerek Ergün Poyraz'ın
susturulmasını sağlamak için üretilmiş senaryo olduğu için böyle bir ifade kullandığını
ifade ettiği, Sevgi Erenerol'un Oktay Yıldırım ile örgütsel anlamda irtibatlarının olduğu,
365 / 2271
S.978. 987, 991 de Muammer Karabulut'un, Oktay Yıldırım'ı Sevgi Erenerol, Ergün
Poyraz ve Kemal Kerinçsiz ile katıldığı bir yemekte gördüğünü, oradakilerin Oktay
Yıldırımdın davetli olmadığı halde yemeğe katılmasından duydukları rahatsızlığı
hissettirdiklerini, burada Oktay Yıldırım'ın kendisinden tekrar www.kuvvaimilliye.net
isimli internet sitesinde yazmasını isetdiğini, kendisini pek sevmediğinden bu isteğini
kabul etmediğini, ertesi günü aynı kişilerle Kemal Kerinçsiz"in bürosunda görüştüklerini,
buradan da "Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini Patrikhaneye mi yıktıracaklar" isimli
kitabının tanıtım kokteyline geçtiklerini, Oktay Yıldırım'ın burada da hazır olduğunu,
birbirlerine telefonlarını vermiş iseler de bu tarihten sonra bir daha görüşmediklerini ifade
ettiği,
S.1004, 1007, 1011-1012 de, Vedat Yenerer'in, Oktay Yıldırım'ı internetteki yazılarından
tanıdığını ifade ettiği,
Vedat Yenerer ile Mehmet Zekeriya Öztürk arasında geçen 28.8.2007 tarihi telefon
görüşmesinde Mehmet Zekeriya Öztürk'ün. Muzaffer Tekin'e a... ş.., a...gibi sözlerle
Dostları ilə paylaş: |