Güngördü, Fahri Süslü, Mehmet Dalagan, Kenan Temur, Muhterem Bağcı, Murat Eke,
Emre Baltacı, İlhan Bulayır, Cihan Arık, Ali Oktay Şahbaz, Onur Özdemir, Melih Yüksel,
Ünal İnanç, Mustafa Özbek 22.01.2009 tarihinde yakalanarak gözaltına alınmış,
kullanımlarında bulunan adreslerde arama ve el koyma işlemleri gerçekleştirilmiştir.
30)MEHMET HABERAL, FATİH HİLMİOĞLU. RIZA FERİT BERNAY, MUSTAFA
ABBAS YURTKURAN, EROL MANİSA
Mehmet Şener Eruygur, Ahmet Hurşit Tolon ve Mustafa Ali Balbay*dan, bazı Üniversite
Rektörlerinin 2003-2004 yıllarında planlanıp uygulamaya konulan darbe çalışmalarına
iştirak ettiklerine dair belgeler ele geçirilmiştir. Mehmet Şener Eruygur ve Ahmet Hurşit
Tolon'dan ele geçirilen dijital verilerdeki "Rektörlerle Toplanti.pdf' isimli belgede, 19
Eylül 2003 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığında Rektörlerle yapılan toplantıda
konuşulanların yazıldığı ve Rektörler'den 15-20'sinin "Kubilay" olmaya hazır olduklarını,
25 Ekim 2003'de öğretim üyelerinin cüppeleriyle Anıtkabir'e yürüyeceklerini ifade
ettikleri belirtilmiştir.
Mustafa Ali Balbay'dan ele geçen Casper marka dizüstü bilgisayardaki "Sener.txt" isimli
belgenin "18.2.04... Meclisin karşısında 10.30-12.0" başlığı altında, "ŞE- Evet onlar
karşımızda ama bizim de gücümüz var. Dayandığımız bir güç var, buna inanıyoruz, bunu
harekete geçirmek lazım. Biz kimlerle görüştük bilgi verelim. Anıl Çeçen, Yıldırım Koç,
Malatya, İstanbul, Samsun, 9 Eylül Rektörleri. Onlar çok heyecanlı. Malatya falan bir
görseniz, bu işi yarına bırakmayalım diyecek kadar heyecanlı. Buna yeni rektörler de
katılabilir. Artık bilen bilir, gören görür, biz yola çıktık" şeklindeki, Mehmet Şener
Eruygur ile kovuşturma safahatında ölen İlhan Selçuk arasında geçen konuşmaların
yazıldığı anlaşılmıştır.
Aynı belgenin "3 MAR" başlığı altında. "Dışarı çıktım, İP'li gençler... Ve orta ve üst
yaştan insanlar vardı. ADD'den yoğun katılım... Bitişte, İlhan abi neşeliydi. İşte bak
kaldın iyi ettin dedi, iyi ki çok satışlı medyaya gitmedin dedi. Sonra Kent'te Rektörler'le
öğle yemeği, Dokuz Eylül Rektörü Prof. Emin Alıcı, Samsun 19 Mayıs Ferit Bernay.
Malatya İnönü Prof. Fatih... Bursa Uludağ Prof. Mustafa Yurtkuran, ... Malatya çok
heyecanlı... Bu işi uzatmamak lazım, en kestirme yoldan halletmek lazım. Başka türlü zor,
böyle örgütlenmeler uzun iş" şeklinde yazılar bulunduğu görülmüştür.
^ Â/^ ' 53/2271
Mehmet Şener Eruygur ile Fatih Hilmioğlu arasında 07.05.2008 tarihinde; Fatih Hilmioğlu
"Komutanım şöyle bir durum var. Biliyorsunuz bu Cumhuriyet konserleri dizisi diye bir
konserler dizisi yaptık". "Bunların ben adeta şeylerini bile burda bastırdım, bu duyuru
ilanlarını bizim Üniversite'de yaptırdım", "Rektörler'1 e iş birliğine girmesi gereken Genel
merkez o Rektörler'le de veya Rektörlüklerle de Genel merkezin hiçbir irtibatı olmamış",
Mehmet Şener Eruygur "Ben... Samsun'da olacağım", Fatih Hilmioğlu "Yani çok iyi olur
komutanım, yani hakkaten tabi ordaki şeye de önem verirsiniz yani, belki çıkıp orda birkaç
cümle de söyleseniz çok güzel olur yani" şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit
edilmiştir.
Halil Kemal Gürüz ile Fatih Hilmioğlu arasında 01.07.2008 tarihinde; Fatih Hilmioğlu
"Hocam seçtirdik, 100'e 59 haber almışsınızdır". Halil Kemal Gürüz "Aldım Fatih'cim,
orada 59 tane köpek var", Fatih Hilmioğlu "Hocam şu gözaltına almalara ne diyorsunuz,
yani iyice karışıyor", Halil Kemal Gürüz "Tarihinde ilk defa faşizmi yaşıyor Türkiye",
Fatih Hilmioğlu " Evet, çok doğru" şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
Halil Kemal Gürüz ile Rıza Ferit Bernay arasında 21.07.2008 tarihinde özetle; Rıza Ferit
Bernay "Birinci sıradaki çocuk çok iyi çocuktu, o birinci sırada devam ediyor", Halil
Kemal Gürüz "...Az önce beni Osman aradı", "Zaten gazetelere aksettirdik dediniz onu",
"Şimdi Cumhurbaşkanı da bir iki tane oynar diye endişem var benim". Rıza Ferit Bernay
"Evet ama böyle bir şey varsa O kanaldan bir şeyler uçurursa çok iyi olur tabi", "Aslan
Bulat'ta çıktı, biz de Yalçın Bayer'e yüklendik o da orda çıktı, ayrıca peş peşe iki gün üst
üste", Halil Kemal Gürüz "Şimdi orda onu işlemek lazım devamlı", "O zaman siz
kurtarırsınız paçayı, gözün aydın diyeyim", Rıza Ferit Bernay "...Çok güzel olur inşallah,
bakalım hiç değilse buraları bir iki yer hiç değilse kurtulsun yani, çünkü çoğu yer gidiyor",
"...Ulusal cephe tekrar teşkil edebilirse" şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit
edilmiştir. Mustafa Ali Balbay ile Rıza Ferit Bernay arasında 24.06.2008 tarihinde
buluşmalarına dair bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
İletişimin dinlenilmesi kapsamında; İlker Güven ile Mustafa Abbas Yurtkuran arasında
25.02.2008, Mehmet Şener Eruygur ile Mustafa Abbas Yurtkuran arasında 03.03.2008
tarihinde telefon görüşmeleri geçtiği tespit edilmiştir.
Soruşturma kapsamında ele geçen belgelerde isimleri bulunan Fatih Hilmioğlu. Rıza Ferit
Bernay ve Mustafa Abbas Yurtkuran'ın. halen soruşturma kapasımındaki bazı kişilerle
irtibatlarının devam ettiği görülmüş, bu irtibatların mahiyetlerinin ortaya çıkartılabilmesi
amacı ile Mahkeme kararına istinaden 15.08.2008 tarihinden itibaren iletişimlerinin kayda
alınmasına başlanılmıştır.
Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Şener Eruygur'dan ele geçirilen dijital verilerde
"Cumhuriyet Çalışma Grubu Devre Rap 11 .ppt" isim ve "Prof. Dr. Erol Manisalı ile
yapılan görüşme sonuçlan" başlıklı, Erol Manisa ile 11.02.2004 tarihinde Harbiye
Orduevi'nde yapılan görüşmeye dair bir sunum bulunmuştur. Bu belgeye göre, Cumhuriyet
Çalışma Grubunun Erol Manisa ile darbe çalışmaları kapsamında görüş alışverişinde
bulunduğu ve faydalanılabilecek kişiler hakkında Erol Manisa'dan bilgi alındığı
anlaşılmıştır. Aynı kişilerden ele geçirilen dijital verilerdeki "Prof. Dr. Manisalı'nın
verdiği referans isimler.ppt" isimli sunumda da. çeşitli kişiler hakkında Erol Manisa'lının
kanaatinin, bu kişiler hakkında yapılacak faaliyetlerin yazıldığı ve Cumhuriyet Çalışma
54 / 2271
Grubu'nun tavsiye edilen bu isim ve kuruluşlarla ilgili yapacağı faaliyetlerle ilgili bilgilere
yer verildiği görülmüştür.
Ahmet Tuncay Özkan ile Mehmet Şener Eruygur arasında 07.01.2008 tarihinde özetle;
Mehmet Şener Eruygur "Tuncay bir ara görüşelim, bazı şeyler duyuyorum", "Baş başa
görüşmekte fayda var", "Cuma günü ben öğleyin birisi ile yemek yiyeceğim Orduevinde
bu Harbiye Orduevinde", "Yemekten sonra görüşebiliriz mesela", Ahmet Tuncay Özkan
"İki buçukta Harbiye Orduevi'ne geliyorum ben", Mehmet Şener Eruygur "Aslında Erol
Manisa ile yiyeceğim ama yemeği". "Bilmiyorum tanışıklığınız ne durumda", Ahmet
Tuncay Özkan "Ben çok severim kendisini, çok da tanışırım, ama hiç şey yapmayalım".
"Erol hocamla da konuşun ben her şeye dâhil olurum" şeklinde bir telefon görüşmesi
geçtiği tespit edilmiştir.
Ele geçen belgeler ve irtibatlarına göre, Erol Manisa'nın bu irtibatlarının mahiyetinin
ortaya çıkartılabilmesi amacı ile Mahkeme kararına istinaden 08.09.2008 tarihinden
itibaren Erol Manisa'nın iletişiminin tespiti çalışmalarına başlanılmıştır.
Soruşturma kapsamında; Kemal Yalçın Alemdaroğlu ile Erdoğan Tuncer arasında
08.01.2008 tarihinde, Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun kendisinin görülmekte olan bir
davasını Mehmet Haberal'ın nasıl takip ettiğini anlattığı, Mehmet Şener Eruygur ile Ali
Ercan arasında 13.02.2008 tarihinde, Mehmet Şener Eruygur'un "...O yarın 17'yle ilgili
olarak Haberal diyor ki", "Onu diyor Pazartesiye alsanız diyor, çünkü öğrenci yok
dolduramayız orayı diyor, yoksa nakilde bir sorun yok diyor" dediği telefon görüşmeleri
geçtiği tespit edilmiştir.
Ahmet Hurşit Tolon ile Turhan Çömez arasında 27.03.2008 tarihinde, Ahmet Hurşit
Tolon'un, Mehmet Haberal'ın da katılacağı toplantı organizasyonudan bahsettiği bir
telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
Ahmet Hurşit Tolon ile Mehmet Haberal arasında 11.06.2008 tarihinde özetle; Ahmet
Hurşit Tolon "Derin saygılarımı sunuyorum, bu iş sizinle beraber olacak bu öbür iş,
Hereke işi, bu sizin bulunduğunuz yerde olur başka türlü olmaz", "Sizinle olur, bak
diyorum dikkat edin, orası ile olmuyor, zaten dün de söyledim, gürültü çıkıyor en sonda
ben de üzülüyorum, dedim ki efendim böyle olmuyor bu iş, yok bilmem kürek çekelim,
işte hemen deklere edelim filan, ya nasıl deklere ediyorsunuz, hani sizin dedim ki sizin
kürek çekmeniz önemli değil, dümene oturttuğunuz insan önemli, oldu mu efendim",
Mehmet Haberal "...bu ülke bizim Paşam, yani bu ülke bizim, o koltuklarda oturanlar
bugün oturuyor yarın yoklar, ama bu ülke ben bunu hep böyle içimde", Ahmet Hurşit
Tolon "3'te bile çağırın koşarak gelirim, size saygılar sunuyorum, hörmetler ediyorum"
şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir. Mehmet Haberal'ın 25.10.2003
tarihinde Ankara'da düzenlenen ve "Ordu Göreve" pankartının açıldığı mitinge Kemal
Yalçın Alemdaroğlu ve Halil Kemal Gürüz ile birlikte katıldığı anlaşılmıştır. Mehmet
Haberal'ın irtibatlarının mahiyetinin ortaya çıkartılabilmesi amacı ile Mahkeme kararına
istinaden 17.10.2008 tarihinden itibaren iletişiminin tespitine başlanılmıştır.
Devam eden soruşturmada ele geçen deliller ve yapılan tespitlere göre Cumhuriyet
Başsavclılığımızın talimatı ile Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu, Rıza Ferit Bernay,
Mustafa Abbas Yurtkuran ve Erol Manisa 13.04.2009 tarihinde yakalanarak gözaltına
55/2271
alınmış, alınan Mahkeme kararlarına istinaden kullanımlarında bulunan adreslerde arama
ve elkoyma işlemleri gerçekleştirilmiştir.
31)SERDAR ÖZTÜRK, UFUK AKKAYA, MEHMET DENİZ YILDIRIM, ÖZEL
YILMAZ, DURSUN ÇİÇEK
Soruşturmada elde edilen delillere göre Bedrettin Dalan'ın. hakkında soruşturma
yürütüldüğünü İstanbul MİT Bölge Başkan Yardımcısı Özel Yılmaz vasıtasıyla öğrendiği
ve bu nedenle yurt dışına kaçtığı anlaşılmıştır.
İlhami Ümit Handan ile Coşkun Umur arasında 04.11.2008 tarihinde özetle; Coşkun Umur
"Yarın gidiyor o İngiltere'ye gidiyor, ben onun için dedim ama seni arar", İlhami Ümit
Handan "Ne diycem sana", "Hayır bu şimdi ya ne biliyim neyse yüz yüze konuşuruz",
"Var mı bir haber, peki Başkanı Başkan birileri görüşmüş dinlenecem diyomuş", Coşkun
Umur' "Onu senle Cumartesi konuşuruz" şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit
edilmiştir.
İlhami Ümit Handan ile Özel Yılmaz arasında 10.11.2008 tarih ve saat 22.50'de özetle;
İlhami Ümit Handan "İlginç şeyler var da onun için sizi aramak ihtiyacı hissettim",
"Başkanım, Aydın Doğan'm sekreteri Arzu kaçmış", "Tuncay'lan bayağı telefon
görüşmeleri varmış", "Şeye Başkana bunun için şey yapanlar Mustafa Sarıgül, Mustafa
Süzer artı şey Aydın Doğan", "Artı o öbür adamlar size söylediğim önce söylediğim
adamlar", Özel Yılmaz "Anladım hı onlar mı anlatmışlar", İlhami Ümit Handan "Evet
Başkanım, aynı zamanda işte Aydın Doğan'ın sekreteri de kaçmış, Avrupa'daymış şu
anda", "Arzu", "Bu arada Tuncay Özkan'la da çok samimiymiş", "Mustafa Sarıgül şey
yapanlardan biri", "Laf getiriyo götürüyo Başkanım", "Bir de Mustafa Süzer var işin
içinde", "Bilginiz olsun Başkanım" şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
İlhami Ümit Handan ile Özel Yılmaz arasında 11.11.2008 tarihinde özetle; İlhami Ümit
Handan "Bugün Barış Bey'le ne zaman görüşebilirsiniz, hep beraber üçümüz akşam yemek
te yiyebiliriz", Özel Yılmaz "Akşam müfettişler falan var, onların yanında şey yapmak
istemiyorum ben", İlhami Ümit Handan "Zaten isterseniz dışarı gideriz", Özel Yılmaz "Ya
bir yerde otururuz ya sorun değil" şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
İlhami Ümit Handan ile Coşkun Umur arasında 11.11.2008 tarihinde özetle; İlhami Ümit
Handan "Onu şeylen buluşturacam malum kişiylen". Coşkun Umur "Anladım bugün mü",
İlhami Ümit Handan "Evet" . Coşkun Umur "Peki şimdi oraya mı geliyor buraya mı
geliyor", İlhami Ümit Handan "Hayır oraya gelmez herhalde, ona saat söylicem bir
noktada buluşturacağım", "Burda da müfettişler var İstanbul'da" "Boş kalamıyor yani"
şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
Bedrettin Dalan'ın yurt dışına çıkmasında sonra İlhami Ümit Handan ile Bedrettin Dalan
arasında 24.11.2008 tarihinde özetle; İlhami Ümit Handan "Ben İlhami ellerinizden
öperim", "Valla Başkanım özledik gayet iyiyiz sizi bekliyoruz dört gözle", Bedrettin Dalan
"Ben de, bayramdan sonra gelcem", İlhami Ümit Handan "Herkesin selamı var, Özer
Başkanım İsmail Başkanımın falan" şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
Özel Yılmaz'ın kullanımında bulunan adreslerde arama ve elkoyma işlemi icra edilmemiş,
28.05.2009 tarihinde talimat ile ifadesi alınmıştır.
56 /2271
İlyas Çınar'dan ele geçirilen 51 numaralı CD içerisindeki "masaj.xls" isimli belgede,
çeşitli kişilerin isim ve telefonların yanı sıra "Serdar(Avkt)-5327727720 (avukat bize
yakın, Mustafa Levent'le sıkı irtibatı var)" yazdığı görülmüştür. Belgede yazılı telefon
hattının Serdar Öztürk adına kayıtlı olduğu anlaşılmış, Mustafa Levent Göktaş'ın
kullanımındaki telefon ile belgede geçtiği şekliyle sıkı bir irtibatının bulunduğu tespit
edilmiştir. Bunun üzerine Serdar Öztürk'ün irtibatlarının mahiyetinin ortaya
çıkartılabilmesi için Mahkeme kararına istinaden 04.03.2009 tarihinden itibaren
iletişiminin tespitine başlanılmıştır.
Serdar Öztürk ile Koçero Saluci arasında 17.03.2009 tarihinde özetle; Serdar Öztürk
"Nedir o, hiçbir şekilde poliste ifade vermeyeceksin tamam mı?", "Sen bana eee efendime
söylüyeyim iş birliği teklif ettiler ee komutanlar aleyhinde ifade vermemi teklif ettiler,
bunu kabul etmediğim için beni yakaladılar", Koçero Saluci "He o ifadeyi zaten savcıya
verdim, savcılığa suç duyurusunda bulundum", Serdar Öztürk "Tamam çok güzel", "Sen
hiç merak etme, bak Levent Albay 2 aydır içerde", "Tamam mı bu işin sonunda bişey
olacağı filan yok, bu işin sonunda bu işi yapanlar tutuklanacak bu işin sonunda tamam,
endişe etme" şeklinde, Serdar Öztürk'ün Koçero Saluci'yi, Emniyet tarafından askerler
aleyhine ifade vermeye zorlandığı yönünde ifade vermeye yönlendirdiği bir telefon
görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
Soruşturmada ele geçen delillere göre Serdar Öztürk yakalanarak gözaltına alınmış,
Mahkeme kararına istinaden 05.06.2009 tarihinde kullanımında bulunan adreslerde arama
ve elkoyma işlemleri icra edilmiştir.
Serdar Öztürk'ün Avukatlık bürosundaki aramada; "İlticayla Mücadele Eylem Planı"
başlıklı, "Gizli" ibareli, "Dr.Dz.P.Kur.Kd.Albay Dursun Çiçek" imzalı fotokopi olduğu
anlaşılan bir belge ele geçirilmiştir. Belgedeki "Durum" başlığı altında "İrticai gruplar
tarafından TSK başta olmak üzere devletin resmi kurumlarını yıpratmak üzere yoğun
faaliyetler yürütülmekte, Ergenekon adı altında TSK'ya büyük emekleri geçmiş emekli ve
muvazzaf askeri personele yersiz ithamlarda bulunularak lekelenmeye çalışılmaktadır",
"Vazife" başlığı altında "İrticai oluşumların içyüzünü göstererek, bu konudaki tereddütlere
son vermek ve söz konusu örgütlere olan kamuoyu desteğini ortadan kaldırmak, Ergenekon
kapsamında yapılan yıpratıcı kampanyaların etkisini azaltmak, TSK' ya yönelik olarak
yapılan olumsuz propagandalara son vermektir", "İcra" başlığı altında "Laik ve demokratik
düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan AKP hükümeti ve
ona destek veren çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubu başta olmak üzere radikal dini
oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyu desteğini kırmak ve
faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra edilecektir" yazdığı ve
yapılacak faaliyetlerin sıralandığı görülmüştür.
Bu belgede ismi ve imzası bulunan Dursun Çiçek hakkında Mahkeme kararına istinaden
16.06.2006 tarihinden itibaren iletişimin tespiti çalışmalarına başlanılmıştır.
Dursun Çiçek ile Abdullah Kılıçarslan arasında 21.06.2009 tarihinde özetle; Abdullah
Kılıçarslan "Biz onları görüyoruz, biz onları görüyoruz sen merak etme", Dursun Çiçek
"Mutlaka ama esas hedef kurum tabi yani biz orada evet", Abdullah Kılıçarslan "Yani
kurumumuz şimdi şimdi sen orda uzun yıllardır da aynı yerdesin ya... Şimdi Levent'e
yapılanlarla sana yapılanlar, iki önemli kurumdaki iki hemşeri". Dursun Çiçek "Evet evet"
şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
X / y/7 , 57/2271
Dursun Çiçek'in 30.06.2009 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızda ifadesi alınmış,
kullanımında bulunan adreslerde arama ve elkoyma işlemi icra edilmemiştir.
Soruşturmanın devamında, kendisini "Kuşaklar boyu TSK'ya hizmet etmiş bir aileye sahip
olmaktan onur duyan bir subay olarak" tanıtan bir kişi tarafından 30.09.2009 tarihinde
Cumhuriyet Başsavcılığımıza imzasız olarak gönderilen ihbar mektubunun ekinde
"İrticayla Mücadele Eylem Planı" isimli belgenin aslı gönderilmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığımıza 11.11.2009 tarihinde ulaşan bir başka ihbar mektubunda;
kamuoyunu yönlendirmek maksadıyla yasa dışı bir şekilde işletildiği belirtilen internet
siteleriyle ilgili Andıç Belgesi ve söz konusu internet sitelerinin listesi gönderilmiş, Andıç
Belgesinde Dursun Çiçek'in de parafının bulunduğu görülmüştür.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ne 18.10.2009 tarihinde Rıza Yıldırım ismi ile gönderilen
elektronik posta ihbarında; "Bugün Aydınlık dergisi manşetinde bahsedilen Başbakan'ın
karanlık telefon görüşmesi Ergenekon'cu Levent Ersöz'ün arşivindendir. Bu arşivde
Başbakan ve çok sayıda AKP'li Bakana ait ses kayıtları bulunmaktadır. Bu arşiv şu anda
Aydınlık dergisinde bulunmaktadır. Bu ses kayıtlarının asıl kaynağı Deniz Yıldırım ve
Ufuk Akkaya'dır. Dergiye bakarsanız anlayacaksınız" şeklinde bilgiler verilmiştir.
İhbarda geçen Aydınlık Dergisinin 18 Ekim 2009 tarih ve 1161 sayılı nüshasının kapak
kısmında "KKTC Devletini Bitirme Planı Yaptılar, Erdoğan ve Talat'ın Karanlık Telefon
Görüşmesi" şeklinde bir yazının yer aldığı, aynı derginin 4. sayfasından başlayarak 8.
sayfasına kadar kapak kısmındaki haberin ayrıntılarının olduğu. 6. ve 7. sayfalarda da
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat arasında geçtiği
iddia edilen bir telefon görüşmesi içeriğinin yayınlandığı görülmüştür.
İhbarda belirtilen ses kayıtlarının bulunabilmesi ve ihbarda adı geçenlerin Levent Ersöz ile
irtibatlarının ortaya çıkarılabilmesi için, gecikmesinde sakınca bulunan hal nedeniyle
verilen arama emri ve alınan onama kararına istinaden Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz
Yıldırım'ın kullanımında bulunan adreslerde arama ve elkoyma işlemleri
gerçekleştirilmiştir. El konulan malzemelerin ve soruşturma kapsamındaki diğer delillerin
incelenmesine göre Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırınfın soruşturma kapsamındaki
bazı kişilerle irtibatları tespit edilmiş ve aramalarda çok sayıda örgüt belgesi ele
geçirilmiştir. Mehmet Deniz Yıldırım'dan ele geçirilen flaşlı bellek ve bilgisayarın
incelemesinde, dergide yayınlanan ses kaydının yanı sıra benzer nitelikte 56 adet daha
telefon dinleme kaydı bulunmuş, bunun üzerine Mehmet Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya
08.11.2009 tarihinde yakalanarak gözaltına alınmışlardır.
Aydınlık dergisinde yayınlanan telefon görüşmesinin herhangi bir yerde yayınlanarak
aleniyet kazanıp kazanmadığı Başbakanlık Müsteşarlığı"na sorulmuş, alınan cevapta.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Mehmet Ali Talat arasında kayıt altına alınmadan yapılan telefon görüşmesi içeriğindeki
bilgilerin hiçbir şekilde açıklanmadığı ve aleniyet kazandırılmadığı, görüşme içeriğindeki
bilgilerin Devletin İç ve Dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgiler
olduğu bildirilmiştir.
58 / 2271
32)YUSUF ERİKEL, HAYRİ BİLDİK, HAKAN ARIKAN, AYDOĞAN AKSÜNGÜ,
MARUF ŞİNİK, HAKAN AKDOĞAN, RECEP TAYLAN, ADEM UZUN
İletişimi kayıt altına alınan İbrahim Özcan ile Hakan Akdoğan arasında 18.06.2008
tarihinde özetle: Hakan Akdoğan "Ha senin o elemanların soyadı neydi ya?", "Rize'deki",
"Ben Rize Ardeşen'deyim", "Şey lazım abi, hem makine, hem de sigara", İbrahim Özcan
"Benim öyle işlerle işim olmaz, beni öyle işlerle telefonda arama" şeklinde bir telefon
görüşmesi geçtiği tespit edilmiş. Hakan Akdoğan'ın silah temin etmeye çalıştığı
anlaşıldığından Mahkeme kararına istinaden 19.06.2008 tarihinden itibaren iletişiminin
tespitine başlanılmıştır.
Hakan Akdoğan ile Adem Uzun arasında 24.06.2008 tarihinde özetle; Hakan Akdoğan
"Rize'deyim", Adem Uzun "Gel de, başka bir işim daha var, büyük bir iş, ben altından
çıkamadım", "Bir şey lazım da, benim bulamayacağım tarzda bir şey, o yüzden belki
dedim sen bulursun", Hakan Akdoğan "Burada bulacağım bir şey mi", Adem Uzun "Yok
orada bulamazsın", Hakan Akdoğan "Büyük mü", Adem Uzun "Büyük, büyüğün küçüğü",
"Orta boy, orta anladın mı", Hakan Akdoğan "Hayırdır oğlum, nereye cihada mı
gidiyorsun", Adem Uzun "Ya sen fazla şey yapma geldiğinde konuşuruz gene", "Bu 1 ay
falan bir süremiz var yani", Hakan Akdoğan "Tamam peki" şeklinde bir telefon görüşmesi
geçtiği tespit edilmiştir.
Hakan Akdoğan'ın 26.06.2008 tarihinde Adem Uzun'a "S.A Adem ben gecikebilirim, sen
ne lazımsa bana mesajla yaz ben seni bir kardeşime yönlendiririm. Ne lazım mesaj af"
şeklinde bir mesaj gönderdiği, Adem Uzun'un da aynı tarihte Hakan Akdoğan'a "Uzi
Akrep ya da mp5" şeklinde cevap yazdığı tespit edilmiştir. Buna göre Mahkeme kararına
isitinaden 27.06.2008 tarihinden itibaren Adem Uzun"un iletişiminin tespitine
başlanılmıştır.
Durmuş Ali Özoğlu ile Maruf Şinik arasında 21.04.2008 tarihinde özetle; Maruf Şinik "...
Hiphopla ilgili kitabı falan bitireyim diyom, İzmir'deki grupları çekecem işte. onlar aradan
çıksın, ...bu hafta da işte Çarşamba günü burada dernekte gösteri yapacam, o askeri
gösterecem". Durmuş Ali Özoğlu "Ben de hiphopçularla uğraştım geçen hafta bayağı.
Ceza işte o geldi onunla konuştuk biraz, ne yapmaları gerektiğini falan anlattık onlara, ...o
heriflere bile var ya Tayyib'e küfür ettirdi ya", Maruf Şinik "Sen bahsettin mi bizim
şeylerden yani o", Durmuş Ali Özoğlu "Tabi tabi, yani o çocuk hazır abi" şeklinde bir
telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
İbrahim Özcan ile Maruf Şinik arasında 30.06.2008 tarihinde özetle; Maruk Şinik "Abi şey
diyecem ya, ben Ali abiye ulaşamıyorum, telefonları kapalı, şeyde ofiste cevap vermiyor",
İbrahim Özcan "Maslak'ta şeyde olabilir Akademi'de olabilir..." "Oraya girdiler mi
telefonları kapatırlar" şeklinde bir telefon görüşmesi geçtiği tespit edilmiştir.
Durmuş Ali Özoğlu ile Maruf Şinik arasında 30.06.2008 tarihinde özetle; Maruf Şinik
"Metin Yarbayımın yanındayım şimdi, bu sizin aldığınız afişler var ya abi,
Büyükçekmece'de bir festival olacak ya, bir arkadaş ta demiş ki ya demiş işte biz bunları
dağıtalım falan demiş, Metin Yarbayım da ona bir el afiş bir miktar vermiş, o adam
Erzurum'lu Biz Kaç Kişiyiz comun üyesiymiş yani, o altında dağıtalım, biraz önce telefon
Dostları ilə paylaş: |