T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI



Yüklə 5,65 Mb.
səhifə21/91
tarix18.03.2018
ölçüsü5,65 Mb.
#46069
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   91

M.Yavuz YALÇIN : Var sayın komutanım. F tipi cezaevlerinde boş yer var. Metrisi boşaltırsak İstanbul içinde bizim kullanacağımız kapasite ortaya çıkıyor.

Çetin DOĞAN : Şeye çevirebileceğimiz kışla var mı? Cezaevine çevireceğimiz kışla.

M.Yavuz YALÇIN : Var Komutanım, Hasdal da var. Top kulede var. Onları yapabiliriz komutanım. Rami Kışlasını evvelki çalışmalarımızda buyurmuştunuz yalnız orayı üniversite ile ilgili devir konuları olmuş. Orda elimizde tutabileceğimiz bir kapasite yok komutanım.

Çetin DOĞAN : Rami Kışlasının üniversite ile ilgisi yok. Rami kışlasının şeyle ilgisi var. Belediyeyle.toptancı hali bilmem ne hali falan durmuş orası....”

Soruşturma kapsamında incelenen 2 nolu CD/3Kor/52 nci Zh.Tüm isimli klasörler içinde yer alan “01_ Durum Değer._Tüm.K._04 Mart.ppt” isimli sunumda; İstanbul’da bulunan 12 Ceza ve Tutuk evi ile ilgili olarak 5048 kişilik kapasitenin olduğu, 6389 tutuklunun bulunduğu ve doluluk oranının %126 olarak belirtildiği görülmektedir.

Tümgeneral Metin Yavuz YALÇIN’ın; Dün zatıâlinize arz edildi komutanım. Kadıköy imam hatip lisesinde bir buçuk senedir uğraşıyoruz bunları ne şekilde derse girip çıkacağı yine bütün bu uğraşmalara rağmen devlet tarafından görevlendirilmiş, devletin memuru, devletten maaş alıyor ama irtica yanlısı faaliyetlere göz yuman yönetim yine tekrar ortaya başladı komutanım.” Şeklinde beyanlarının olduğu ve seminerde gerçek kişiler üzerinden fikir beyan edildiği görülmektedir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Bu ortamda BALYOZ Komutanlığı, İç Hizmet Kanunu’nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevini yüce Türk Milleti adına yerine getirme azim ve kararlılığı içerisinde laik devlet otoritesinin temini için gerekli olan tedbirleri alacaktır…” şeklinde ibareler yer almaktadır. Bu ibarelere paralel olarak;

1nci Zırhlı Tugay Komutanı Yurdaer OLCAN’ın; “3. Kolordu komutanlığı ve sıkıyönetim komutan yardımcılığının vazifesi İstanbul ilinde devlet otoritesini hâkim kılmak genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini sağlamak maksadıyla beliren tehditlere karşı gerekli tedbirleri almaktır.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…İcra edilecek harekâtın maksadı; ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlayarak muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek ve laik demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri, bir daha hortlamamak üzere ebediyen ortadan kaldırarak laik devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmektir. Bu maksadın tahakkuku için; …demokrasinin tamamı ile askıya alınması da dahil olmak üzere nihai amaç olan irticai yapılanmanın tek bir ferdi dahi kalmayacak ve bir daha hortlayamayacak şekilde ortadan kaldırılıncaya kadar gerekli her türlü tedbir alınacaktır…” şeklinde ibareler yer almaktadır. Bu bilgilere paralel olarak;

1nci Zırhlı Tugay Komutanı Yurdaer OLCAN’ın; “…Komutanım harekatın maksadı İstanbul ili dâhilinde genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini sağlamaktır. Bu maksadın tahakkuku ve İstanbul’un kontrolü için 3. Kolordu komutanlığı ve sıkıyönetim komutan yardımcılığı liyakatli personel de görevlendirmek suretiyle mülki birimler, yerel idareler ve medya üzerinde sıkı kontrol tesis edecek. Sorumluluk bölgesi dâhilindeki hassas bölgenin içi ve hudutlarındaki kritik yol kavşak ve ulaşım merkezlerinde kontrol noktaları ve bu kontrol noktalarıyla irtibatlı olarak gece ve gündüz ana güzergâhlarda motorlu devriyeler oluşturulacaktır. Ayrıca arz edilen daraltılmış alan içinde toplu olay çıkması muhtemel olan bölgelerde mahalli ani müdahale bölükleri konuşlandıracak bu bölüklerin emrine polis ve panzer ile itfaiye ve ambulans da verecek, diğer birlikleriyle kışlalarda harekâta hazır bulunacak ve emir verildiğinde çıkan toplumsal olaylara süratle müdahale edecektir.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Sıkıyönetim ve Tali Bölge komutanlıkları sorumluluk alanlarında; Planı ve hazırlıkları ifşa etmeyecek şekilde ilgili personelle kadro tatbikatları icra edilecek…” şeklinde ibareler yer almaktadır. Buna paralel olarak;

1nci Zırhlı Tugay Komutanı Yurdaer OLCAN’ın; “…ayrıca kadro tatbikatları ve keşifler yapılacak…” şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Harekat; hazırlık, harekat ortamının şekillendirilmesi, icra ve yeniden yapılandırma safhası olmak üzere dört safha halinde icra edilecektir.

Hazırlık safhası başlığı altında; Şekillendirme safhası için istihbarat toplama…



İcra safhası başlığı altında; Teşkil edilecek birimlerle, başta tüm kara deniz ve hava yolu terminalleri olmak üzere, Kamu kurum ve kuruluşları, Özel hastaneler ve ilaç depoları, Gümrükler, depolar, ambarlar ve büyük alışveriş merkezlerinin tamamı kontrol altına alınacak ve özellikle ülkeye yurtdışından giriş çıkışlara ikinci bir emre kadar müsaade edilmeyecek, Tüm sorumluluk bölgesini kapsayacak şekilde kontrol noktaları tesis edilecek ve anılan bu noktalarda gerekli görüldüğü takdirde tanklar da kullanılarak, kitlesel, kalabalık grupların yer değiştirmelerine, toplanmalarına ve gösteri yapmaları engellenecek Şeklinde ibare yer almaktadır. Bu bilgilere paralel olarak;

1nci Zırhlı Tugay Komutanı Yurdaer OLCAN’ın; Harekât 4 safhada icra edilecek olup sırasıyla; Hazırlık ve teşkilatlanma, İntikal, tertiplenme ve sorumlulukların devralınması, Genel güvenlik ve asayişin sağlanması ve Sorumlulukların devri ve dönüş safhaları halinde faaliyetler yürütülecektir.

Hazırlık ve teşkilatlanmayı içeren 1. Safhada tüm faaliyetler gizlilik içinde yapılacaktır.… Gerekli koordine ve sevk ve idare tedbirleri tamamlanacaktır. Bu safhada ayrıca kadro tatbikatları ve keşifler yapılacak asayiş harekât merkezleri ile müşterek istihbarat merkezleri oluşturma hazırlıkları tamamlanacaktır. Ancak en önemli faaliyet olan istihbarat toplama gayretleri kesintisiz sürdürülecektir. 2. Safha intikal tertiplenme ve sorumlulukların devralınması safhasıdır. Emirle başlayacak ve süratle uygulanacak olan bu safhada asayiş harekât merkezleri ile müşterek istihbarat merkezleri tesis edilecek ve işletilmeye başlanacaktır. Sıkıyönetim ilanıyla birlikte tüm kamu ve belediye hizmetlerinden sorumlu unsurlar ile ulaştırma ve haberleşme sistemleri kontrol altına alınacak olay çıkması muhtemel bölgelere yakın olan ileri toplanma bölgelerine ani müdahale birlikleri intikal edecek kontrol noktaları işgal edilecek ve polis takviye edilecek kritik tesislerin emniyet unsurları görevlerine başlayacaklardır…. 3. Safha genel güvenlik ve asayişin sağlanması safhasıdır. Bu safhada 2. Safhada belirtilen faaliyetlere devam edilecek seçilmiş bölge veya mahallelerde özel ve karma birliklerle arama ve tarama faaliyetleri icra edilecek ve illegal unsurların elemanları enterne edilecektir…, Komutanım iki cümleyle başlangıçtaki olayları bir özetlemek istiyorum müsaade ederseniz. Sıkıyönetim ilanıyla 2. Safhada planımıza göre sokağa çıkma yasağı kontrol noktalarının ve devrelerin tesis edilmesi ilk ileri toplanma bölgelerine ani müdahale bölüklerinin intikal etmesi yani sokağa askerin inmesi tankların ve zırhlı araçların dolaşmasıyla operasyon başlıyor komutanım. Kontrolün tabi ki komutanımızın da buyurduğu şekilde gerekli tüm kamu ve mülki… Bu arama tarama faaliyetlerini müteakip küçük çaplı olaylar çıkabilecek olaylar mahalli müdahale birlikleriyle derhal önlenecek toplumsal olaylar büyüme temayülü gösterdiği takdirde uygun tip ve terkipteki kuvvetler kademeli olarak görevlendirilmek suretiyle bastırılması sağlanacaktır. KRİTİK BÖLGE VEYA SÖZDE KURTARILMIŞ BÖLGE KAPSAMINDAKİ MAHALLERE İSE OLAYLARIN TIRMANMASINA GÖRE DARBE HAREKÂTI İCRA ETMEYE HAZIR OLUNACAK. Bu amaçla bölge komutanlıkları ihtiyatı olan jandarma komando taburları ile birinci zırhlı tugay kolordu sorumluluk bölgesi dâhilinde bütünüyle veya parça parça görev almaya hazır olacaktır…,

X23 ŞAHIS(konunun bütünlüğü sebebiyle X23 şahsın YURDAER OLCAN olduğu anlaşılmıştır.) Bölgenin temizlenmesi sonunda görev sonunda kalan alan kontrolü için kalacak olan unsurlar hariç birlikler kışlalarına tekrar geri dönecektir. Alan kontrolü sağlanan bu bölgeler müteakiben halkın temel ihtiyaçlarını karşılanmasına öncelik verilecek ve normale dönüş sağlanacaktır…., Mecbur kalınmadıkça halka karşı silah kullanılmayacak …, 4. Safha kamu düzeninin ve genel güvenliğin sağlanması safhasıdır. Bu safhada düzenin sağlanması ve genel güvenliğin sağlanmasına paralel olarak birlikler emirle ve kademeli olarak kışlalara döneceklerdir. Öncelik kontrol noktalarındaki birlikler ve ileri toplama bölgesindeki birliklerde olacaktır. Asayiş harekât merkezleri sıkıyönetim sona erse dahi 5442 sayılı kanuna göre çekirdek personel ile görevlerine devam edecekler, tutulan tüm kayıt ve belgeleri kontrol altına alacaklar ve bu planın bitişiyle beraber emirle sürdüreceklerdir. Komutanım planın koordinasyonu için tespit ettiğimiz bazı maddeler şu şekilde. Özel ve nokta operasyonlar için genel plan dâhilinde ayrıntılı planlar hazırlanacak. Tüm uygulamalarda en küçük birlik seviyesi bölük olacak kontrol noktalarıyla arama tarama faaliyetlerinde karma unsurlar görevlendirilecek, kontrol noktalarında uygun ve gerekli yerlere tanklar da görevlendirilecek ani müdahale birlikleri hafif silah ve mühimmatı bakımından takviye edilecek, otomatik silah ve taarruz el bombası miktarları artırılacak, çıkabilecek yangınlara karşı itfaiye unsurları ile bombalı eylemler ve bubi tuzakları için polis imha ekipleri yedekli olarak herhangi göreve hazır bulundurulacaktır. Devriyeler zırhlı ve motorlu unsurlardan teşkil edilecek sokağa çıkma yasağı saat ve süreleri emirle uygulanacaktır. Sıkıyönetim komutan yardımcılığı basın ve halkla ilişkiler birimince yayınlanacak genel bildirilere mutlak itaat sağlanacaktır. Arz ederim.” Şeklinde beyanlarının bulunduğu görülmektedir.

Şüpheli Yurdaer OLCAN’ın yaptığı sunumda, harekatın hangi aşamalardan oluşacağını ve hangi aşamada nelerin yapılacağını Balyoz Harekat Planında yer alan ibarelerin benzerleri ile ifade ettiği görülmektedir.

Ayrıca Balyoz Harekat Planında; Plan, planlama ve hazırlık maksadıyla derhal, icra safhası ise emirle yürürlüğe girecektir.” Şeklinde ibare yer almaktadır. Bu ibareye de paralel olarak Yurdaer OLCAN’ın intikal tertiplenme ve sorumlulukların devralınmasına emirle başlanılacağını belirttiği görülmektedir. Dikkat çeken bir diğer husus ise olayların tırmanmasına göre darbe harekatı icra etmeye hazır olunacağının vurgulanmasıdır.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; “Harekat İstanbul’dan sevk ve idare edilecektir. Sıkıyönetim karargahları İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ AFET KOORDİNASYON MERKEZİ binası ve anılan binanın imkanlarına sahip diğer kamuya ve/veya sivil sektöre ait binalar kullanılabilecektir.” Şeklinde ibareler yer almaktadır. Buna paralel olarak;

Suat AYTIN ile Çetin DOĞAN arasında geçen konuşmada özetle;

Suat AYTIN: Özel ihtisas sahibi personel istiyoruz. Komutanım 3. Kolordu karargâhını NATO karargâhı olması nedeniyle kolordu karargâhında sıkıyönetim faaliyetleri için gerekli bilgiler bulunmamaktadır. Bu nedenle oluşturulacak sıkıyönetim karargâhının Hasdal da bulunan 52. Zırhlı Tümen Karargâhı ile Tümen Karargâhı nın 2 km yakınında bulunan helikopter pistlerini ihtiva etmesi geniş bir alanda kurulmuş olması tem otoyolu ile e-5 karayoluna yakınlığı ile ulaşımda sağlanan kolaylık mevcut haberleşme altyapısı ile İstanbul’un değişik bölgelerinden canlı yayın yapabilme imkânları emniyetli konumu ve sıkıyönetim karargâhına yakınlığı nedeniyle BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE AİT AFET YÖNETİM MERKEZİ de oluşturulmasının sıkıyönetimde kontrol ve koordinasyonu kolaylaştıracağı değerlendirilmektedir.

Çetin DOĞAN: Ne yapacaksınız? Ne diyorsunuz oraya? Ne için kullanacaksınız orasını?

Suat AYTIN: Komutanım orası tümen karargâhı ile beraber çok yakınında buraya özellikle basında, basın ve halkla ilişkiler bölümünün burada kullanılması.

Çetin DOĞAN: Yok. Sıkıyönetim karargâhı diye yazmışsınız da. Onun için diyorum. Sıkıyönetim karargâhı olarak mı kullanacaksınız orasını.

Suat AYTIN: Evet onun basın ve halkla ilişkiler şubelerini orda faaliyetini yürüteceğiz komutanım.

Çetin DOĞAN: O zaman yani sıkıyönetim o zaman karargâhının burası olmaması için sebep yok. Yani sıkıyönetim karargâhı burası olabilir.

X28 ŞAHIS: yok yani tümüyle burada olabilir.

Çetin DOĞAN ile Metin Yavuz YALÇIN arasında geçen konuşmada özetle;

Çetin DOĞAN: Bu şeydeki, Metin paşa, hani, AFET KOORDİNASYON MERKEZİ VAR gösterdiğiniz, yakın sizin şeye kışlaya bunun şeyi ne kadardır, mesafesi 1-2 kilometre mi? 5 dakika bile değil, yakın yani diyorsun.

M.Yavuz YALÇIN: TEM’i, E-5’e bağlayan ara bağlantı yol var komutanım, orada.

Çetin DOĞAN: Şu an kimin kontrolünde orası?

M.Yavuz YALÇIN: Belediyenin.

Çetin DOĞAN: Belediye ne yapıyor şu anda orada?

M.Yavuz YALÇIN: Komutanım şu anda tam fonksiyonlarını bilemiyorum, yalnız böyle bir doğal, hava şartları çok kötü olduğu ortamda da oradan İstanbul’a yapılabilecek gerekli yardım harekâtını idare ediyorlar. Trafiği takip ediyorlar...

Çetin DOĞAN konuşmasında özetle; “Ve bu yüzden de biz istihbaratımızı kendi bölgemizde garnizon komutanları, tali bölge komutanları, EMASYA komutanları kendi bölgelerindeki iç gelişmeyle ilgili bilgileri, belgeleri toparlamaya devam edecektir. Bunda elimizde devlet buradaki yerel yönetimleri tanıma için yerel yönetimleri ve daha yakından bunları anlamak ve bir sorumluluğun üstlenilmesi durumunda halkın yaşamını, bütün sorumluluklarını, günlük yaşamını yürütme erkini de silahlı kuvvetler üstleneceği için şu anda DOĞAL AFETLER KOORDİNASYON MERKEZLERİ ve yaptığımız tatbikatların büyük yararı olacağına inanıyorum ve karşımızdaki çalışan insanları daha iyi yakından tanıyacağız ve HERHANGİ BİR DURUMDA DA BUNLARLA İŞBİRLİĞİ, KİMLERLE YAPABİLİRİZ KİMLERİ TASFİYE ETMEMİZ GEREKTİĞİNİ ANLAYACAĞIZ.” Şeklinde beyanlarının bulunduğu görülmektedir.

Görüldüğü üzere sıkıyönetim karargahı olarak Balyoz Harekat Planında yer alan Afet Koordinasyon Merkezi üzerinde ısrarla durulmaktadır.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; "İrticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetleri desteklediği bilinen… bütün kamu personeli, hiçbir istisnaya tabi tutulmadan görevden el çektirilerek yerine güvenilir, liyakatli ve çağdaş değerlere bağlılığıyla dikkat çeken sivil veya emekli olmuş askeri personel görevlendirilecek,” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir. Bu ibarelere paralel olarak,

Çetin DOĞAN ile Suat AYTIN arasında geçen diyalogda;

Çetin DOĞAN’ın; Tamam teşekkür ediyorum. Sağ olun. Siz bu yapı içerisinde teşkilatlanma içerisinde sıkıyönetim ilan edildi ama biliyorsunuz buranın çok özel belli bölgeleri var. Belli yerlerdeki efendim belediye Büyükşehir belediye başkanlığı dâhil, Büyükşehir Belediye Başkanlığının ötesinde küçük hani normal bağlı belediye başkanlıkları örgütleri var. Bunların bir bölümü irticacı, gerici ve değerlendirmeler içerisinde de ne yapıldı tümen komutanınız bunlarında problem yaratacağını söyledi. Doğrudan doğruya bu belediyeye yönetimlerine el koyma gibi görevlendirmeleriniz yok mu? Mesela diyelim ki Pendik Belediye Başkanı, Yakacık Belediye Başkanı, Ümraniye Belediye Başkanı yahut şuradaki buradaki belirli mahallerde yönetimi bütünüyle buradaki halkın ihtiyaçları ve bilmem bir de askeri yönetimin doğrudan doğruya olması gereken Şişli Belediye Başkanı demiyorum belli yerlerdeki bütün faaliyetleri hizmetleri kontrol etme fiilen orda görevlendirme gibi bir düşünceniz yok bu şeye göre. Eskileri kontrollü olarak güdeceksiniz.

Suat AYTIN’ın; Komutanım şimdi onunla ilgili olarak biz çalışmalarımız devam ediyor komutanım. Bazı bilgilerde arz ettiğim gibi ulaşamadığımız şeyler var.

Çetin DOĞAN; Ama şu var yani. Gözle aşikar olan bir şey var. Şimdi bir Büyükşehir Belediyesi var. Bir İSKİ’si bir keskisi bilmem nesi var. Şirketleri var ondan sonra bunun ötesinde bir de neler var. Belli Pendik Belediye Başkanı var. Yani adam. Üsküdar Belediye Başkanı var. Yani belli irtica olan adamlar sıkıyönetimde ne yapıyor İstanbul Belediye Başkanı değişti mi 12 Eylülde. Değişti değil mi? Buyurun. Ben şimdi daha bazı sorular soracağım çünkü Kuvayi İnzibat iyenin temsilcisi var burada jandarma bölge komutanımız bu konularda hem istihbarat bilgisi bakımından..” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir.

Diyalogda geçen konuşmalar içerisinde Çetin DOĞAN’ın doğrudan gerçek isimleri kastedecek şekilde Pendik, Ümraniye, Üsküdar ve Yakacık belediye başkanları ile ilgili beyanlarda bulunduğu, buralarda fiilen görevlendirme yapılmasını ile ilgili değerlendirmeler yaptığı, Şişli ilçesinde ise bu tür bir duruma ihtiyaç duyulmadığını belirttiği hatta 12 Eylül 1980 darbesini örnek vererek İstanbul Belediye başkanının değiştiğini dile getirdiği görülmektedir. Planın mimarı Çetin DOĞAN tarafından Pendik, Ümraniye Üsküdar, Yakacık belediye başkanlarının değişeceğinin, Şişli Belediye Başkanının ise değiştirilmeyeceğinin açıkça belirtilmesi hususunun planın özel amacını ortaya koyan çok ciddi bir kanıt olduğu değerlendirilmiştir.



Bu diyalogun hemen arkasından söze giren ve ismi tespit edilemeyen X32 şahsın;

..Bir konuyu arz edeyim komutanım. Şu çalışmalarımızın temelinde şimdi düşünürken sıkıyönetim kelimesinin arkasına ……(anlaşılmıyor).12 Eylüle ve yahut 70-71 uygulamalarına göre benim çalışmalardaki arkadaşlarıma verdiğim direktif de şöyle. Şimdi buradaki ortam farklı komutanım. Şu anda 1. Ordu geri bölgesinin emniyetini hemen sağlamamız gerekiyor. Çünkü bir de dış tehdit var komutanım. Dolayısıyla sıkıyönetim şu andaki düşüncemiz kısıtlı bir sıkıyönetim harekâtı. Ayaklanma var, şiddetle bastırılması gerekiyor. Şiddetin karşısında şiddet kelimesinin karşısında ateş açmak var komutanım. Bu kesin öbür türlü sizin de buyurduğunuz gibi kalkanlarla EMASYA hareketleriyle öyle bir şey yapılması mümkün değil. Öyle bir şey yok. Sokağa tankları gireceğiz. Şimdi mesela Fatih bölgesinde bu olayların elebaşları kimler belli komutanım. Burada. Polis bunları bize vermiyor. Ama kendisinde kayıtları var. Bunları almak çok kolay. Dolayısıyla kuvvetleri tertiplerken 1. Ordunun tümü İstanbul’a gelse zaten İstanbul’u kontrol etmek yine zaman alıyor komutanım. Ama ortada bir tehdit var. Tehdide yönelik tahsis edilmiş kuvvetler var. Bizim için önemli olan ordumuzun geri bölgesinin emniyetini süratle sağlanmasıdır. Bu nedenle sıkıyönetim harekâtına başlarken hemen baştan bunları değiştirmek değil, ayaklanmayı bastırmak önemli. Bastırdıktan sonra şehri kontrol altına aldıktan sonra bu buyurduğunuz konular bizim için çok basit bir duruma gelecektir. Ama önemli olan ordumuzun geri bölgesinin emniyetinin sağlanmasıdır. Çünkü olayı müteakip bir harekât söz konusudur komutanım.” Şeklinde beyanlarının bulunduğu görülmektedir.

Bu şahsın da konuşmasında astlarına verdiği direktiflerde 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi ve 70-71 askeri muhtıra uygulamalarına göre direktif verdiğini belirttiği görülmektedir. Ayrıca Çetin DOĞAN’ın yukarıda belirttiği belediyelerin yönetimlerine fiilen el koyma konusunu hemen değil ilerleyen süreçte yapmayı teklif ettiği ve bu haliyle şahsa ait ibarelerin;

Balyoz Harekat Planında yer alan; Öncelikli ve acil olarak, AKP yönetiminin tasfiyesi ve işbirlikçilerinin saf dışı bırakılması maksadıyla, harekat alanının şekillendirilmesi de dahil olmak üzere, resmi/gayri resmi tüm yurtseverler seferber edilecek, başta Silahlı Kuvvetlerin imkân ve kabiliyetleri olmak üzere maddi ve manevi tüm güçler kullanılacak…

İkinci aşamada, belirlenen kadrolar işbaşına getirilecek, bölücü ve irticacı kadroların şiddetle ve derhal bertaraf edilmesi için, gerekirse özel yöntemler devreye sokulacak…” şeklindeki ibareler ile benzerlik gösterdiği görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Özellikle, gözaltına almalar ve yağma talan, gasp ve milli serveti tahrip gibi eylemler sırasında ikazlara uymayanlara karşı, Silahlı Kuvvetlerin gücünü çok kısa sürede hissettirecek sert uygulamalara başvurulacak…” şeklinde ibareler yer almaktadır. Bu ibarelere paralel olarak;

66ncı Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral İhsan BALABANLI ile Çetin DOĞAN arasındaki diyalogda;

İhsan BALABANLI’nın; “…Kolordu planımızda da belirtildiği gibi nokta operasyonlarda müdahale etmek üzere (3) tane bölüğüm hazırdır. Bu bölükte (4) mekanize unsur, (4) zırhlı personel taşıyıcı, (3) panzer ve Jandarma’nın unsurları bulunmaktadır. Bunlar Gaziosmanpaşa, Bağcılar ve Fatih Bölgesi’ne süratle intikal edebilecek şekilde kışlamda hazır beklemektedir...

Çetin DOĞAN’ın; Bu kuvvetler yeterli oluyor mu sana?

İhsan BALABANLI’nın; Komutanım, (3) bölge için aynı anda olay meydana geldiğinde ilk anda olaya şiddetle müdahale edeceğim bütün planlarımın temelinde olaya şiddetle müdahale edilme esası vardır. Bu birlik ilk anda komutanım, olayı şaşkınlık anında bastırabilmek maksadıyla kullanılacak ve yeterli olacağını değerlendiriyorum.” Şeklinde konuşmaların geçtiği görülmektedir.

Bazı jandarma unsurlarının 1nci Orduya bağlı bir ast birlik olan 66ncı Zırhlı Tugay emrinde görevli olacağı ve olaylara şiddetle müdahale edileceği ve bu durumun planlamanın temelinde olduğu açıkça ifade edilmektedir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…kritik alanların tespiti ve başlangıçtan itibaren kontrol altına alınması doğru ve gerçekçi istihbarat akışını gerekli kıldığından…” şeklinde ibareler yer almakta, buna paralel olarak;

Tuğgeneral İhsan BALABANLI’nın; Komutanım bilgileri, biz belediye başkanlığına ulaşmakta güçlük çekiyoruz, malum nedenlerden dolayı direkt temasa da geçmemiz pek uygun değil, değişik zamanlarda gerek personelim gerekse kaymakamlıktan bilgi almak suretiyle hangi belediyelerin müzahir hangi belediyelerin böyle bir kalkışmada bizim vereceğimiz emirlere uymayabileceğini flu olarak çıkardım. Bölgemde (8) belediyenin böyle bir durum oluşması halinde verdiğim talimatlara aynen uyabileceğini değerlendiriyorum, ancak (4) belediyenin de uygun safhada başkanlarının değiştirilmesi için kolorduya teklifim de var komutanım. Devam. Bölgemiz malumları en hassas bölge komutanım, burada hassas bölgeler olarak perdede görülen yerler var. Devam, devam, devam, devam. Bu bölgelerin kontrolünü öncelikle, bir geriye al, bu bölgelerin kontrolünü öncelikle jandarma ve polis, jandarma ve polisi ortak kullanırken emir ve komutanın jandarma unsurlarında olabilecek şekilde bir teşkilatlanmaya gittik. Ancak harekâtın ikinci safhasından itibaren buraya askeri personel görevlendirmeyi planladık.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Şahsın seminerde yaptığı sunumun 2 Nolu CD içerisinde 3Kor\66ncı Zh.Tug.K.lığı isimli klasörlerde yer alan 66 ncı Zh.Tug.sıkıyönetim planı-(06 MART) 2003 isimli slaytta yer aldığı, bahsettiği belediyelerin ise Avcılar, Bahçelievler, Bağcılar, Bakırköy, Bayrampaşa, Eminönü, Esenler, Gatih, G.Osmanpaşa, Güngören, K.Çekmece, Zeytinburnu olduğu görülmüştür.

Konuşma içeriğinde İhsan BALABANLI’nın belediyeleri müzahir olup olmadıkları yönünde sınıflandırdığı, kimlerin verilen emirlere uyduğu kimlerin uymadığını tespit ettiklerini, ikinci safhada da emre uymadığı belirtilen belediye başkanlarının değiştirileceğini açıkça ifade ettiği görülmektedir.

Oraj Hava Harekat Planı ile aynı klasörde bulunan EK-I LAHİKA 4 isimli belge içerisinde de benzer şekilde devralınacak kamu kurum ve kuruluşları başlığı altında Balıkesir, bandırma ve Yalova belediye başkanlıkları ve bunları devralacak askeri personelin belirlendiği görülmektedir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; "Gözaltına alma ve tutuklamalar sırasında oluşabilecek muhtemel karşı koymaları bastırmak için şiddet kullanılacağı da değerlendirilerek sorumluluk alanının tamamında hastane, ceza ve tutukevi ile mezarlıklar mutlaka kontrol altına alınacak, kışlalar içinde ve/veya uygun yerlerde yeni ceza ve tutukevleri hazırlanacak…” şeklinde ibareler yer almakta buna paralel olarak;

Tuğgeneral İhsan BALABANLI’nın; “…Komutanım cezaevleriyle ilgili bölgemde (3) cezaevi var, bunların şu anda doluluk oranı boş kapasite yok (4766) mevcutlu. Emir verildiğinde bunlar Trakya’daki bölgelere gittiği takdirde bunların imkânlarından faydalanacağız. Cezaevi olarak da aşağıda perdede görülen (1250) kişilik bir kapasite yaratabileceğimi değerlendiriyorum.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Şahsın seminerde yaptığı sunumun 2 Nolu CD içerisinde 3Kor\66ncı Zh.Tug.K.lığı isimli klasörlerde yer alan 66 ncı Zh.Tug.sıkıyönetim planı-(06 MART) 2003 isimli slaytta yer aldığı, bahsedilen yerlerin Bayrampaşa ve Metris Cezaevleri ile Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi olduğu, Cezaevi olarak kullanılabilecek yerler olarak da B.Kartaltepe Eğitim Tazeleme Birlik Binası, Baştabya Spor salonu, Topkule Mu.Bl, Disiplin Ceza evi binası olduğu ve bunların toplam kapasitelerinin 1250 olarak belirtildiği görülmüştür.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; “Harekat İstanbul’dan sevk ve idare edilecektir. Sıkıyönetim karargahları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi binası ve anılan binanın imkanlarına sahip diğer kamuya ve/veya sivil sektöre ait binalar kullanılabilecektir.” Şeklinde ibareler yer almaktadır. Buna paralel olarak;

Çetin DOĞAN’ın Metin PAŞA olarak hitap ettiği ve Metin Yavuz YALÇIN olduğu değerlendirilen şahıs ile olan karşılıklı konuşmasında;

Çetin DOĞAN’ın; Bu şeydeki, Metin paşa, hani, AFET KOORDİNASYON MERKEZİ var gösterdiğiniz, yakın sizin şeye kışlaya bunun şeyi ne kadardır, mesafesi 1-2 kilometre mi? 5 dakika bile değil, yakın yani diyorsun.

Metin PAŞA’nın (X33 ŞAHIS); TEM’i, E-5’e bağlayan ara bağlantı yol var komutanım, orada.

Ç.DOĞAN’ın; Şu an kimin kontrolünde orası?

Metin PAŞA’nın (X33 ŞAHIS);Belediyenin.

Ç.DOĞAN’ın; Belediye ne yapıyor şu anda orada?

Metin PAŞA’nın (X33 ŞAHIS);Komutanım şu anda tam fonksiyonlarını bilemiyorum, yalnız böyle bir doğal, hava şartları çok kötü olduğu ortamda da oradan İstanbul’a yapılabilecek gerekli yardım harekâtını idare ediyorlar. Trafiği takip ediyorlar...

Ç.DOĞAN’ın; Yani şimdi şöyle de hani aynı bizim de mesela şimdi diyelim ki Hadımköy’de ordu, tamam mı, harp karargâhı var. Harp karargâhı var. Ama boş şimdi yani. Ben onu soruyorum, boş mu?

Metin PAŞA’nın (X33 ŞAHIS);Hayır, fonksiyonel komutanım.

Ç.DOĞAN’ın; Fonksiyonel, yani şeyde barış zamanı bile bir şeyler yürütüyor.

Metin PAŞA’nın (X33 ŞAHIS);Ayrıca aylık doğal afet toplantıları yapılıyor. (3) ayda bir de üst düzey doğal afet toplantısı yapılıyor.

Ç.DOĞAN’ın; Evet, devam edin.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; "Hiçbir hak ve özgürlük mutlak ve sınırsız olmadığı gibi, konu laik devletin bekası olunca haber verme ve basın özgürlüğü de sınırsız ve mutlak değildir. Harekâtın icrası ile birlikte her türlü yazılı, sözlü ve görsel basın yayın kuruluşları kontrol altında tutulacak…” şeklinde ibareler yer almakta, buna paralel olarak;

Tuğgeneral İhsan BALABANLI ile Çetin DOĞAN arasında geçen diyalogda;

İhsan BALABANLI: Komutanım böyle bir harekâtta basının kontrol altında tutulması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle yaptığımız bir incelemede gerek İstanbul bölgesinde gerekse bölgemde İl Emniyet Müdürlüğü’nün bu konuları takip eden bir unsuru var. Başında bir Komiser, (34) kişi var. Gayrettepe’de çalışıyorlar, bunlar bütün İstanbul radyolarını izliyorlar. Biraz sonra arz edeceğim teşkilatlanmamda da sivil işler bölümünde irtibat kısmı var. Bu basını bu şekilde kontrol etmek suretiyle bölgeme özellikle basın unsurlarının girmemesi için gerekli tedbirleri aldım komutanım.”

Çetin DOĞAN: Basın da senin bölgende zaten. Basın yayın şeyi kuruluşlarının çoğunluğu değil mi?

İhsan BALABANLI: Keza Radyo Televizyon Üst Kurumu da var İstanbul’da görev yapan, bunlar Gayrettepe’de komutanım, İstanbul radyolarını ve televizyonun da bazı bir bölümünü izliyorlar. Asıl ana bölümün Ankara’da olduğunu ifade ettiler. Bütün televizyonları izleyen kısım Ankara’da. Bunlar da bize böyle bir durumda irtibat personeli gönderecekler. Ayrıca Basın Savcılığı konusu var. Bu konuda Basın Savcılığı bize müşavir olarak çalışacaklar. Bölgemde sadece Bakırköy’de var. Komutanım Basın Savcılığı hususu bizim nöbetçi amirliği gibi emir verildiğinde kendileri arasında herhangi birini Basın Savcısı olarak görevlendiriyorlar. Bölgemde sadece Bakırköy buna tabi. Bunu da daha önceki toplantılarımda Kaymakamlardan elde ettiğim bilgilerden değerlendirdim. Bu da komutanım bölgeme gelerek basınla ilgili faaliyetlerde bize adli konularda yardımcı olacaklar.” şeklinde konuşmaların yer aldığı görülmektedir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; “Devlet otoritesi hâkim kılınıncaya kadar kamu görevlerinin ifası için asker ve sivil şahıslar atanacaktır. Bu maksatla; bütün kilit görevleri Askeri personel devralacaktır. Anılan kilit personel, Harp Akademileri Komutanlığı, sınıf okulları ve diğer askeri birliklerdeki belirlenmiş general ve subaylardan, yetmediği takdirde emekli general, subay ve astsubaylardan tefrik edilecek, bu personele ait hazırlanmış olan isim listeleri güncellenerek hazır tutulacak,…” şeklinde ibareler yer almakta, buna paralel olarak;

Tuğgeneral İhsan BALABANLI’nın; Komutanım bölgemde önemli gıda maddesi üreten tesisler var. Bunların kontrol altına alınması Özel Güvenlik Teşkilatı ve ilave olarak Polis ve Jandarmadan Kurulu teşkilat tarafından kontrol altına alınacak. Öngördüğüm safhada ise buraya askeri unsur olarak planda tespit ettiğim isimleri belli subaylarımı yine Kolordu Komutanlığı tarafından emrimize gönderilen emekli subay ve subayları gönderecem…” şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “Tüm sorumluluk bölgesini kapsayacak şekilde kontrol noktaları tesis edilecek ve anılan bu noktalarda gerekli görüldüğü takdirde tanklar da kullanılarak, kitlesel, kalabalık grupların yer değiştirmelerine, toplanmalarına ve gösteri yapmaları engellenecek,” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir. Buna paralel olarak;

Tuğgeneral İhsan BALABANLI’nın; Komutanım, bölgemde bulunan bütün ilçelere ait şimdiye kadar meydana gelen olaylar ve müteakip safhalarda meydana gelecek gelebilecek olaylar nerelerde olduğu tespit edilmiştir. Emir verildiğinde süratle belirtilen intikal yollarından ilgili geri toplama bölgelerine birliklerim intikal edeceklerdir. Bu yerleri en son olarak geçen ay sivil giyinmiş unsurlarım tarafından tekrar keşfini yaptırdım. Şu anda komutanım bölgelere intikal için gerek zırhlı unsurlarım gerekse tekerlekli unsurlarımın intikali için herhangi bir mani yok. Devam et, devam. Yine bölgemde önemli kavşak ve meydanlar var. Altı tane önemli meydan ve kavşak tespit ettim. Bunlar kontrol noktalarında, devam et, kontrol noktalarında görevlendireceğim personel yine öncelikle Jandarma ve Emniyet unsuru müteakiben askeri personel destekli olacak. Bu bölgeler kontrol altına alınacak. Devam, emirle sokağa çıkma yasağı ilan edilecek. Sokağa çıkma yasağının ilan edilmesiyle birlikte birliklerimin kullanılması ve sevk ve idaresinde daha da kolaylık olacağını değerlendiriyorum. “ şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Tuğgeneral İhsan BALABANLI’nın; Komutanım, yine kolordu planında EMREDİLDİĞİ ÜZERE BAZI BÖLGELERE SÜRATLE DARBE HAREKÂTI YAPABİLMEM, YAPMAM EMREDİLMİŞTİ. ÖZELLİKLE ZIRHLI UNSURLARI KULLANARAK GÖZDAĞI VERMEK VEYA CEZALANDIRMA ŞEKLİNDE YAPACAĞIM BU HAREKAT sonunda daha önce hassas bölgeler olarak değerlendirdiğimiz metro meydanı var Fatih’te komutanım. Cem Evi, Gazi Mahallesi Mezarlığı, Gazi Kültür Evi bir önceki yansıda da vardı. Bu bölgelere süratle zırhlı unsurlarım gösteri harekâtı şeklinde intikal edecekler. Senaryoda da belirttiği gibi otuz kişinin öldüğü bir Fatih bölgesinde artık bizim copla kalkanla davranmamız geride kalmıştır. Belli olan, belirtilen evler ve yahut da kritik bölgeler bunlar vasıtasıyla gerektiği şekilde etkisiz hale getirilecek. Bu da komutanım Fatih’te olan bu olayın bastırılması avcılarda Bakırköy de duyulduğu zaman orada da kimsenin böyle bir olaya kalkışmayacağını değerlendiriyorum.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmekte şahıs açıkça kendisine darbe harekatına hazır olmasının emredildiğini belirtmektedir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Teşkil edilecek olan… kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilecek personel…

Teşkil edilecek birimlerle, başta tüm kara deniz ve hava yolu terminalleri olmak üzere, Kamu kurum ve kuruluşları, Özel hastaneler ve ilaç depoları, Gümrükler, depolar, ambarlar ve büyük alışveriş merkezlerinin tamamı kontrol altına alınacak ve özellikle ülkeye yurtdışından giriş çıkışlara ikinci bir emre kadar müsaade edilmeyecek,…” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir. Bu ibarelere paralel olarak;



İhsan BALABANLI ve Çetin DOĞAN arasında geçen diyalogda;

BALABANLI’nın; “…Önemli olan halkın günlük yaşantısının gereği olan bazı hizmetlerin aksamadan yürütülmesidir.

Ç.DOĞAN’ın; Evet.

BALABANLI’nın; Bu konuya özellikle hassasiyet göstermekteyiz. Bunun için kamu kurum ve kuruluşlarını etkin bir şekilde kullanmak esas olmakla beraber buraya görevlendireceğimiz görevlendireceğim personel özellikle üst subay ve bu konuda uzman personel olarak görevlendirilecektir. Bunu da kolordu’dan teklif olarak arz ettim komutanım. Devam et. Yine bölgemde önemli terminal ve istasyonlar var. Devam. Üniversitelerin kontrolünü de komutanım, kendi özel güvenlik teşkilatı, ayrıca emniyet ve jandarmayla yapmayı düşünüyorum. Devam. Dördüncü safhada bütün bu faaliyetlerin tamamlandığı safha...” şeklinde beyanların olduğu görülmektedir.

Ayrıca önceki bölümlerde de belirtildiği üzere Balyoz Harekat Planının harekatının 4 safhadan oluştuğu ve dördüncü safhanın yeniden yapılandırma safhası olduğu görülmektedir. Şahsın da konuşmasında dördüncü safhayı bütün faaliyetlerin tamamlandığı safha olarak belirttiği görülmekte ve Balyoz Harekat Planında yer alan hususların benzer kelimeler ile ifade edildiği görülmektedir.



Balyoz Harekat Planında; “Harekatın maksadının; ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve laik demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri, bir daha hortlamamak üzere ebediyen ortadan kaldırmak.” Şeklinde belirtildiği görülmekte, buna paralel olarak,

2. Zırhlı Tugay Komutanı Kaya VAROL’un; 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, anayasal düzeni temin ve bozulan devlet otoritesini yeniden tesis etmek maksadıyla sorumluluk bölgesinde kamu düzeni genel asayiş ve güvenliği sağlayacak tedbirleri alacak emir verildiğinde bununla birlikte geri bölge emniyet planını uygulayacaktır.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Teşkil edilecek olan…özel operasyon ve sorgulama timleri…” şeklinde ibareler yer almakta, buna paralel olarak;

2.Zırhlı Tugay Komutanı Kaya VAROL’un; Hazırlık ve teşkilatlanma safhasında seferde kurulması gereken birlikler kurularak eksik personel araç ve malzeme tamamlanacak mekanize piyade taburu gösteri tatbikat taburu ve tank tabur komutanlıklarınca operasyon birlikleri lojistik destek komutanlığınca arama timleri teşkil edilecek…” şeklinde beyanlarının yer aldığı görülmektedir.

Personel bölümünde detaylı bir şekilde anlatıldığı üzere; 1nci Ordu sorumluluk sahasında Balyoz Harekat Planı kapsamında oluşturulan özel operasyon ve sorgulama timlerinde görevlendirilecek personel listesi içinde 1 kişinin de 2nci Zırhlı Tugay komutanlığından olmak üzere 15nci kolordudan 9 personelin bulunduğu tespit edilmiştir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; Halkın din duygularını istismar ederek kendi siyasal ve şahsi çıkarları doğrultusunda halkı devlete ve rejime karşı kışkırttığı değerlendirilen tüm dernek, vakıf ve kuruluşlar kapatılarak yönetici kadroları tutuklanacak……İcra edecekleri harekatın başlangıcından itibaren gözaltına alacakları kişiler, faaliyetlerine son verilecek vakıf, dernek ve basın yayın organları ile ilgili tüm listeler güncel tutulacak…” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir. Buna paralel olarak;

Kaya VAROL ve Çetin DOĞAN arasında geçen konuşmada;

TUĞG. VAROL’un; Kapanması gereken sendika vakıf dernekler basın ve yayın kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşlarında görevine devam etmesi sakıncalı personelin yerine atanacak şahıslarla ilgili hazırlıklar tamamlanacak,

Ç.DOĞAN’ın; Yani bunlar konusunda bir çalışmanız var mı kapanması gereken sendika vakıf falan filan

TUĞG. VAROL’un; Var sayın komutanım. Tespitlerimiz var…

Ç.DOĞAN’ın; Şimdi o zaman genel olarak şunu söyleyelim, yani sendika olaraktan işçi kesimini böyle karşıya alma bilmem ne yapma bakımından bütün faaliyetler zaten durdurulur. Yani durdurulur. Yoksa hani a sendikası b sendikası dediğiniz zaman biraz sorun da çıkar. Buna da dikkat etmek lazım.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı kapsamında kapatılacak vakıf, dernek, sendika vb. yerler ile görevden alınacak şahıslar ile ilgili olarak birçok listenin hazırlandığı görülmüş ve istihbarat başlığı altında konu detaylıca işlenmiştir. Seminer ses kayıtlarının bu bölümünde de Kaya VAROL’un kapatılacak yerler ve işten çıkarılacak şahıslar ile ilgili yapılan tespitleri ikrar ettiği görülmektedir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; “Teşkil edilecek olan …Hasar tespit timleri…” şeklinde harekat planı kapsamında belirlenen kategorilerden birisinin de Hasar tespit timleri olduğu görülmektedir. Bu duruma paralel olarak;

2. Zırhlı Tugay Komutanı Kaya VAROL’un; “…Sorumluluk bölgesinde bulunan toplam 121 binek araç 358 kamyon ve kamyonet 19 otobüs 4 ambulans 77 kurtarıcı 5 tır 137 iş makinesinden istifade ile sivil savunma müdürlüklerine bağlı 1200 personel kullanılarak bölge hasar kontrol timleri oluşturulacak ve ilçelerde görevlendirilecektir.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Kaya VAROL ve Çetin DOĞAN arasında geçen konuşmada;

Ç.DOĞAN’ın; Kartalda nüfus ne kadar biliyor musunuz nüfusu?

TUĞG. VAROL’un; Komutanım. Notlarımda

Ç.DOĞAN’ın; Bak bunları bilmeniz lazım. Ben söyleyeyim. Maltepe, Kartal, Pendik, Sultanbeyli ne kadar nüfusu var. Buranın alanı ne kadar? Burada tabi keşfedeceğiniz yerler var tabi. Burada yani genel olarak birliğin konuşlanacağı alan bölgeye müdahale edeceği alan kritik bölgeler falan ama acaba bu kartal’ı şimdi kartalı bir tabur kaybolur gider mi? Yoksa bu bölge içerisinde efendim hani bu kalkışma safhasında özellikle her şey sükûna kavuştuktan sonra çok fazla kuvvet göndermek kuvvetlerin yıpranmasına sebep olur. ....(anlaşılmadı) ama böyle başlangıç safhasında hani buraya bu tertip içerisinde sorumlulukları alıp bir mekanize taburun bir tabur komutanının buraya gelip de kartal’ı düzen içine alması sizin bölgedeki jandarmayı da yanına alacak polisi de alacak yaptığınız şey.onlar da hani onlar da sınırlıdır bölge içerisinde. Biraz problemli gibi görünüyor. Ama sen diyorsun yaparım, yaparsan devam et madem.

TUĞG. VAROL’un; Komutanım ben şu an mevcut kuvvetlerimle böyle bir planlama yaptım. İhtiyaç olarak...

Ç.DOĞAN’ın; Onu soruyoruz, sor...

TUĞG. VAROL’un; Takdimin sonunda bir mekanize tabur daha takviye ve ihtiyat durumunda bulundurmak amaçlı bir talebim olacak komutanım. Tabi şu anda bana verilen, tavsiye edilen ve organik kuruluş içerisinde bulunan birliklerle…

Ç.DOĞAN’ın; Zaten en başında tali bölge komutanı olarak bu bölgede kuvvet yeterli mi yeterli değil mi onu soruyorum zaten tamam mı. Burada sen diyorsun ki bana bu kuvvetler hani böyle böyle olduğu için benim de söylediğim gerekçelerle bu kuvvetlerle ben biraz zorlanırım, biraz değil epey zorlanırım diye bir kanaat taşıyorsun.

TUĞG. VAROL’un; Evet sayın komutanım.” Şeklinde beyanların yer aldığı ve şüpheli Çetin DOĞAN’ın seminerin bu bölümünde yapmayı planladıkları harekata ilişkin astları ile kuvvet yeterliliği konusunda fikir alışverişinde bulunduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Tüm sorumluluk bölgesini kapsayacak şekilde kontrol noktaları tesis edilecek…” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir.

Buna paralel olarak;



2. Zırhlı Tugay Komutanı Kaya VAROL’un; Sayın komutanım lojistik destek komutanlığınca teşkil edilecek (30) arama timi ile sorumluluk bölgesine olan giriş ve çıkışlar kontrol edilecek. 2. Tank tabur komutanlığınca kırmızı üçgen işaretli bölgede bulunan bostancı köprüsü ve İçerenköy yol kavşağında 23. Motorlu Piyade Alay Komutanlığına Birliklerle koordinasyon bağlı birliklerle koordinasyon sağlanacak. …” şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; "Gözaltına alma ve tutuklamalar sırasında oluşabilecek muhtemel karşı koymaları bastırmak için şiddet kullanılacağı da değerlendirilerek sorumluluk alanının tamamında hastane, ceza ve tutukevi ile mezarlıklar mutlaka kontrol altına alınacak, kışlalar içinde ve/veya uygun yerlerde yeni ceza ve tutukevleri hazırlanacak… “ şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir.

Buna paralel olarak;



2. Zırhlı Tugay Komutanı Kaya VAROL’un; “Genel güvenlik ve asayişin sağlanması safhasında meydana gelebilecek toplumsal olaylar derhal ve şiddetle bastırılacak tutuklanan şahıslar için kartal cezaevinden istifade edilecek cezaevi kapasitesinin dolu olması durumunda lojistik destek komutanlığına ait boş bina bu maksatla kullanılacak. Komutanım hali hazırda kartal cezaevi 475 kapasiteli ve şu anda 520 tutuklu ve hükümlü var. Bunun dışında bizim Maltepe de askeri cezaevimiz var 100 kişi kapasiteli. Şu anda 65 tutuklu ve hükümlü var. Ayrıca ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere her tabur sorumluluk bölgesinde emniyetli bir bina hapishane olarak tespit edilecek.” şeklinde beyanlarının olduğu tespit edilmiştir.

Şahsın seminerde dile getirdiği hususların 14 Nolu CD içerisinde bulunan “15Kor\2nci zht. tug\sky ynt tak” dosyalarındaki “09 Sıkı pl.Takdım en son” isimli powerpoint belgesi içerisinde yer aldığı tespit edilmiştir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Hiçbir hak ve özgürlük mutlak ve sınırsız olmadığı gibi, konu laik devletin bekası olunca haber verme ve basın özgürlüğü de sınırsız ve mutlak değildir. Harekâtın icrası ile birlikte her türlü yazılı, sözlü ve görsel basın yayın kuruluşları kontrol altında tutulacak, önceden tespit edilen AKP, yıkıcı, bölücü ve irticai gruplara müzahir (EK-C) tüm basın yayın kuruluşlarının yayınları derhal durdurulacak…” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir.

Buna paralel olarak;



2. Zırhlı Tugay Komutanı Kaya VAROL’un; “…Bölgedeki bütün basın yayın kuruluşları kontrol altına alınacak halkın kışkırtılması ve tansiyonun yükseltilmesine yönelik yayınlar engellenecek rejim aleyhtarı yayın yapanlar kapatılacak…” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “… İrticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetleri desteklediği bilinen veya çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlüklere karışmış bütün kamu personeli, hiçbir istisnaya tabi tutulmadan görevden el çektirilerek yerine güvenilir, liyakatli ve çağdaş değerlere bağlılığıyla dikkat çeken sivil veya emekli olmuş askeri personel görevlendirilecek,

Emekli olan silah arkadaşlarımızın önceden belirlenen kamu görevlerini devralmaları sağlanacak…” şeklinde ibareler yer almaktadır.

Bu ibarelere paralel olarak;

2. Zırhlı Tugay Komutanı Kaya VAROL’un; “…Tuzla Belediye Başkanı İdris GÜLLÜCE ve Sultanbeyli Belediye Başkanı Yahya KARAKAYA yerine tespit edilen personelle değiştirilecek Kartal’da 12 Pendik’te 2 ve Sultanbeyli de 3 olmak üzere toplam 17 amacı dışında faaliyet gösteren kurum derhal kapanarak sorumlular hakkında yasal işlem yapılacak.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Şahsın burada yer alan ibareleri de 09 Sıkı pl.Takdım en son isimli powerpoint belgesi içerisinde yer almaktadır.

Kaya VAROL’un doğrudan doğruya gerçek isimler kullanarak bunların görevden alınacağını ve yerlerine tespit ettikleri personelin görevlendirileceğini belirtmesi Balyoz Harekat Planı kapsamında yapılan çalışmaların ne boyutta olduğunu göstermektedir.

Soruşturma kapsamında alınan şüpheli ifadelerinde birçok kişinin plan seminerinde gerçek kişilerin isimlerin kullanılamayacağını belirttiği ayrıca askeri bilirkişi raporunda da bu konunun detayı ile açıklandığı dikkate alındığında Çetin DOĞAN liderliğinde gerçekleşen plan seminerinin asıl amacının ne olduğu net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Balyoz Harekat Planı ile aynı klasörde yer alan ve Balyoz Harekat Planı kapsamında hazırlandığı anlaşılan “Üst Yazı_Plan _Çalışması_2003” isimli belge içerisinde; “…daha önce tespit edilen hassas tesisler listesinin güncellenerek, bu tesislere görevlendirilmesi düşünülen personel isimlerinin gönderileceği…” şeklindeki talimatlar arasında hassas tesisler listesinin ve buralarda görevlendirilecek personel isimlerinin güncellenmesi de bulunmaktadır.

Bu bilgilere paralel olarak;



3ncü Kolordu Alay Komutanı Kurmay Albay Beşler GÜZEL’in; “…daha önce arz ettiğim hassas noktaların son keşiflerinin yapılması …, …Sadece 66. Tugaydan bir Tank Bölük Timi var komutanım. Komutanım, bölgemizdeki hassas tesislerimiz de bunlar. Bunlarla ilgili hepsinin emniyeti incelenmiş protokolleri görülmüş ve bizim yapacağımız destek belirlenmiştir.” Şeklinde ibareler yer almaktadır.

Yine “Üst Yazı_Plan _Çalışması_2003” isimli belgede belirtilen talimatlar ile ilgili olarak 1nci ordu sorumluluk bölgesinde gerekli çalışmaların yapıldığı ve bu çalışmalar içerisinde ast birliklerin hassas tesisleri ve burada görevlendireceği personeli tespit ettiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde belirlenen 205 hassas tesiste görevlendirilen personelden 24 tanesinin 3ncü kolordu komutanlığında görevli personel olduğu görülmektedir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Tüm sorumluluk bölgesini kapsayacak şekilde kontrol noktaları tesis edilecek…” şeklinde ibareler yer almakta buna paralel olarak;

3ncü Kolordu Alay Komutanı Kurmay Albay Beşler GÜZEL’in; “Komutanım, biraz önce de arz edildiği gibi kritik bölgelere, kritik bölgelere kontrol noktaları tesis edilmekte ve bunlar arasında devriyeler çıkarılmak suretiyle ilk anda sokağın hâkimiyetine çalışılmakta…” şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

3ncü Kolordu Alay Komutanı Kurmay Albay Beşler GÜZEL’in; “…Eyüp’ten başlayan ve Hasdal Kışlası’nda biten bir güzergâh -ki bu bölgeler daha ziyade olayların cereyan ettiği bölgeler komutanım- bu bölgedeki halka dost olarak bildirilen halka destek ve güven diğerlerine de bir desteği kesme şeklinde gözdağı verilecek. Komutanım müteakiben, sokak hâkimiyetinin sağlanmasını müteakip BU GÖSTERİLEN HASSAS BÖLGELERE DARBE ŞEKLİNDE OPERASYONLAR İCRA EDİLEREK arama tarama faaliyetleri yapılacak. Bu faaliyetler sırasında özellikle EMASYA eğitiminde yeterli olmayan Hafif Piyade Taburlarımız çevre emniyetini alırken daha önce eğitimi pekiştirilmiş olan Motorlu Taburlarımız ve Kolluk Kuvvetleri müştereken bölgede arama tarama faaliyetleri icra edecek. Arama tarama faaliyeti sırasında şüphelenilen yakalanan personel Hasdal’daki askeri ceza evine götürülerek sorgulamaları yapılacak...”

Şeklinde beyanlarının olduğu görülmekte ve yapmayı düşündükleri harekatın bir darbe şeklinde olduğunu, ayrıca arama sırasında şüphelendikleri personelleri de ceza evlerine götürüp sorgulayacaklarını belirttiği görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…Hiçbir hak ve özgürlük mutlak ve sınırsız olmadığı gibi, konu laik devletin bekası olunca haber verme ve basın özgürlüğü de sınırsız ve mutlak değildir. Harekâtın icrası ile birlikte her türlü yazılı, sözlü ve görsel basın yayın kuruluşları kontrol altında tutulacak, önceden tespit edilen AKP, yıkıcı, bölücü ve irticai gruplara müzahir (EK-C) tüm basın yayın kuruluşlarının yayınları derhal durdurulacak…” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir.

Buna paralel olarak;



3ncü Kolordu Alay Komutanı Kurmay Albay Beşler GÜZEL’in; “…Komutanım bölgemizde çok sayıda basın yayın kuruluşları mevcut. Bunlardan aşırı Sol, aşırı Sağ ve Misyonerlik faaliyeti yürüten televizyon ve radyolar emirler doğrultusunda kontrol edilecek ve kapatılacak...” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir. İlerleyen bölümlerde de belirtildiği üzere aşırı sol, aşırı sağ, misyonerlik faaliyeti yürüttüğünü belirtir şekilde fişlenen basın yayın organlarına ait listelerin belirlendiği tespit edilmiştir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde lojistik başlığı altında; “…Özel malzemeler hariç ihtiyaçlar ast K.lıklara tahsisli kaynaklardan ve depolardan karşılanacaktır…” şeklinde ibareler yer almaktadır.

Buna paralel olarak;



23 ncü Mot.P.A.K.Kur.Alb. Bekir MEMİŞ ile Çetin DOĞAN arasındaki diyalogda;

ALB. MEMİŞ’in; “…Komutanım burada müsaade ederseniz bir konuyu arz etmek istiyorum. Hafif Piyade Taburları malzemeleri, Levazım Hava Savunma ve Piyade Okul Komutanlıkları’nda olmasına rağmen kurulma sorumluluğu bizdedir komutanım. Bizim kuruluşumuzdadır. Yani personel bize gelecek, malzemelerini biz oradan aldırarak kışlamızda teşkil edeceğiz.

Çetin DOĞAN’ın; Sizde depo yapma yeri mi yok, yani şey mi yok?

ALB. MEMİŞ’in; Komutanım daha önce yer yok diye alınmış o yüzden.

Çetin DOĞAN’ın; Şimdi yer var değil mi?

ALB. MEMİŞ’in; Komutanım yine yer yok, daha doğrusu depolanacak yer olarak yok, fakat emredildiğinde hazırlayabilecek konumdayız.

Çetin DOĞAN’ın;Yani koyabileceğiniz yer var şu anda?

ALB. MEMİŞ’in; Komutanım, yeterli anlamda emniyeti sağlayabilecek bir yer değil, bina olarak var fakat onarıma ihtiyacı olan yerler var.” şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde İcra Kısmında; “İrticai faaliyetlerde yer aldığı tespit edilmiş ve teşkil edilen Özel Görevli Toplama Timleri tarafından planlandığı şekilde göz altına alınan kişiler topluca bulundurulacakları stadyum (Burhan Felek Spor Salonu, Fenerbahçe stadyumu, Ümraniye NETAŞ Misafirhanesi vb.) büyük yapılara getirilecek ve sorguları buralarda yapılacak, bilahare hapishanelere sevk edilecek”

Mevcut ceza ve tutuk evlerinin de kapasiteleri ile gözaltına alınacak ve tutuklanacakların sayıları da dikkate alınarak, Sıkıyönetim K.lıklarınca kışlalar içerisinde gerekirse ceza ve tutuk evleri açılacak…” şeklinde ibareler yer almaktadır.



Bu ibarelerin neredeyse aynısını;

23 ncü Mot.P.A.K.Kur.Alb. Bekir MEMİŞ’in; “Komutanım birlikler intikalle Ümraniye bölgesinde NETAŞ Tesislerinde; Üsküdar Bölgesinde Burhan Felek Spor Tesislerinde; Kadıköy bölgesinde GATA’da; ileri toplama bölgeleri tesis edecek ihtiyat ise Selimiye Kışlası arazisinde konuşlanacaktır. 35. Yansı. İrticai, yıkıcı ve bölücü unsurların bölgeler arası hareketlerine engel olmak faaliyetlerini önceden tespit etmek ve süratle tedbir almak maksadıyla polis ve askerden oluşan timlerle kontrol noktaları tesis edilecek ve devriye hizmeti icra edilecektir.”

Bölgede tesis edilen kontrol noktaları mavi ve kavuniçi renklerle gösterilmiştir. Kavuniçi renkte olanlar diğer tali bölge komutanlıkları ile koordine edilecek noktalardır. 37. Yansı. Komutanım harekâtın 3. Safhasında geçmişte irticai, yıkıcı, bölücü faaliyetlere karıştıkları tespit edilen şahıslar gözaltına alınacaktır. Gözaltına alınan ve tutuklananlar başlangıçta Üsküdar bölgesinde Burhan Felek Spor Tesislerinde; Ümraniye de NETAŞ Misafirhanesinde; Kadıköy’de Fenerbahçe Stadyumunda toplanacak, bilahare sorgulanmak üzere Ümraniye Kapalı Cezaevine götürülecek Jandarma ve Polis sorgulama timleri vasıtasıyla sorgulanacaktır.” Şeklinde ifade ettiği görülmektedir.



Balyoz Harekat Planı içerisinde; Halkın din duygularını istismar ederek kendi siyasal ve şahsi çıkarları doğrultusunda halkı devlete ve rejime karşı kışkırttığı değerlendirilen tüm dernek, vakıf ve kuruluşlar kapatılarak yönetici kadroları tutuklanacak,…” şeklinde ibareler yer almaktadır.

Bu ibarelerin aynısını;

23 ncü Mot.P.A.K.Kur.Alb. Bekir MEMİŞ’in; “Halkın din duygularını istismar ederek kendi irticai amaçları doğrultusunda kullanan, halkı rejime ve devlete karşı kışkırtan dernek ve tarikatların faaliyetleri durdurulacak Ümraniye, Üsküdar ve Kadıköy bölgelerindeki camilerde özellikle cuma namazı çıkışlarında olabilecek gösterilere müsaade edilmeyecektir.…” şeklinde ifade ettiği görülmektedir.

Bu hususlara paralel olarak;

11 nolu CD/Jandarma/İSTANBUL BÖLGE/ GÖREVLENDİRMELER isimli klasörler içinde yer alan; SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA YÖNELİK EYLEM PLANI isimli GİZLİ ibareli, imza kısmında Hrk.Asyş. ve Eğt.Ş.Md. J.Kur.Bnb.Hanifi YILDIRIM ismi yer alan 3 sayfadan ibaret word belgesi içinde; SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI (STK)’NA YÖNELİK EYLEM PLANI başlığı altında, İrticai amaçlar doğrultusunda halkı rejime ve devlete karşı kışkırtan dernek ve vakıfların camilerde, özellikle cuma namazı çıkışlarında olabilecek gösterilerine müsaade edilmeyeceğinin” belirtildiği görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…İrticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetleri desteklediği bilinen veya çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlüklere karışmış bütün kamu personeli, hiçbir istisnaya tabi tutulmadan görevden el çektirilerek yerine güvenilir, liyakatli ve çağdaş değerlere bağlılığıyla dikkat çeken sivil veya emekli olmuş askeri personel görevlendirilecek...” şeklinde ibarelerin yer almaktadır.

Buna paralel olarak;



23 ncü Mot.P.A.K.Kur.Alb. Bekir MEMİŞ’in; “…Görevde kalması sakıncalı olan kamu kurum ve kuruluş yöneticileri görev yerlerinden uzaklaştırılacak ve yerlerine üst komutanlık emirleri doğrultusunda üst subay veya uzman sivil personel görevlendirilecektir. Üsküdar ve Ümraniye ilçelerinde görevden alınması planlanan kişiler perdede sunulmuştur.” Şeklinde beyanları bulunmaktadır.

Ayrıca şahsın yaptığı sunuda Üsküdar ve Ümraniye’de görevden alınmasını planladıkları kişilerden bahsettiği görülmektedir. 14 nolu CD içerisinde 23 mot.p.Alayı isimli klasörde şahsın yaptığı anlaşılan sunumun olduğu tespit edilmiştir.

Sunumun ilgili sayfalarına bakıldığında; Hassas Kurum ve Kişiler(Üsküdar) başlığı altında, Üsküdar Belediye Başkanlığı(Saadet Partisi), Üsküdar İmam Hatip Lisesi(Md. ve Md.Yrd.ları), Üsküdar Esatpaşa İHL.(Md. ve Md. Yrd.ları), Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi şeklinde, Hassas Kurum ve Kişiler (Ümraniye) başlığı altında Ümraniye Belediye Başkanlığı (AKP), Ümraniye Milli Eğitim Müdürü, Ümraniye İmam Hatip Lisesi(md. ve Md.Yrd) şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmekte ve Bekir MEMİŞ’in seminerde kimlerden bahsettiği net bir şeklide anlaşılmaktadır.

Albay Bekir MEMİŞ ile Çetin DOĞAN arasında geçen diyalogda;

Çetin DOĞAN’ın; Kadıköy İmam hatip Lisesi Müdürü senden şey yok mu onları falan almıyorsun yani?

ALB. MEMİŞ’in;Komutanım Kadıköy’ün sorumluluğu bana sonradan verildi. Ben onu ismini tam olarak alamadığım için buraya yazmadım komutanım. Normalde o da alınacak komutanım, Üsküdar ve Ümraniye’de olduğu gibi.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmekte ve şahısların gerçek kişiler üzerinde ayrıntılı bir şekilde durdukları, Çetin DOĞAN’ın özellikle Kadıköy İmam Hatip Lisesi Müdürünü görevden alıp almayacaklarını Bekir MEMİŞ’e sorduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “Tüm sorumluluk bölgesini kapsayacak şekilde kontrol noktaları tesis edilecek ve anılan bu noktalarda gerekli görüldüğü takdirde tanklar da kullanılarak, kitlesel, kalabalık grupların yer değiştirmelerine, toplanmalarına ve gösteri yapmaları engellenecek…” şeklinde ibareler yer almaktadır.

Buna paralel olarak;



Alb. Bekir MEMİŞ ile Çetin DOĞAN arasında geçen diyalogda;

ALB. MEMİŞ: Mevcut kuvvetlerim bölgede meydana gelebilecek olaylar için yeterli olabileceği değerlendirilmektedir. Arz ederim.

Çetin DOĞAN: Pekâlâ, teşekkür ederim, yani gösteri eylemci diyorsunuz ama gösteride daha çok kişi de olabiliyor değil mi yani?

ALB. MEMİŞ: Olabilir komutanım ama biz kontrol noktalarını tesis ederek ve sıkıyönetim ilanıyla bunun daha da artmasının önlenebileceğini düşünüyoruz komutanım.” Şeklinde beyanların yer aldığı görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; İrticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetleri desteklediği bilinen veya çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlüklere karışmış bütün kamu personeli, hiçbir istisnaya tabi tutulmadan görevden el çektirilerek yerine güvenilir, liyakatli ve çağdaş değerlere bağlılığıyla dikkat çeken sivil veya emekli olmuş askeri personel görevlendirilecek…” şeklinde ibareler yer almaktadır.

Buna paralel olarak;



15.Kolordu Komutanı Ayhan TAŞ’ın söz alarak; “…istihbarata dayalı nokta operasyonlarıyla arama ve kontrollerin yapılması irticai faaliyetlere bulaşmış veya potansiyel kişilerin ki özellikle mahalli ve idari yöneticilerin süratle değiştirilmesi…” şeklinde beyanlarda bulunduğu görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; 28 Şubat sürecinde elde edilen kazanımlardan istifade edilememesi ve 2002 seçimlerinde AKP’nin tek parti olarak iktidara gelmesiyle beraber, ülkede hızlı bir zemin kayması yaşanmış ve Büyük Atatürk’ün bize emanet ettiği ülkesi ve milletiyle bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti laiklik karşıtı ve irticai unsurların etkisine girmeye başlamıştır. Son zamanlarda varlığına, rejimine ve bağımsızlığına yönelik fikri ve fiziki haince saldırılar içindedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini değiştirme gayretleri gizlenemeyecek kadar aşikâr ve had safhaya ulaşmıştır.” Şeklinde ibareler yer almaktadır.

Buna paralel olarak;



3ncü Kolordu Komutanı Ergin SAYGUN’un; Komutanım, ben evvela müsaade ederseniz şu konuyu vurgulamak istiyorum. Bu bir EMASYA değildir. Bu bir devletin bekasıyla ilgili bir şey. Rejimin devamı ile ilgili bir şeydir. Bu bakımdan diğer kuvvetlere mensup bölgemizdeki kurum ve kuruluşların da bu yaklaşım içinde olması ve bu yapılacak bütün planlamada yer alması bilfiil görev alması gerekir. Bu itibarla da gayret birliğinin bu şekilde sağlanması şarttır diye düşünüyorum.” Şeklinde ifade ettiği ve ele aldıkları konunun EMASYA olmadığını vurguladığı görülmektedir.

Ergin SAYGUN konuşmasının devamında; “Komutanım bu noktadan hareketle de ve bugün bölgemizde İstanbul bölgesinde Piyade Okulu gibi Deniz Harp Okulu, Deniz Lisesi, Hava Harp Okulu vesaire gibi böyle bir durumda fiilen görev yapmayacak ama ellerinde fevkalade değerli yetenekli personeli olan kurum ve kuruluşlarımız mevcuttur. Bunlardan sefer görevi olmayanların mesela pilotların muhtemelen vardır gidip bir takım birlikleri takviye edecektir. Akademi Karargâhı hakeza o şekildedir. Bunların böyle görevi olmayanların şimdiden belirlenerek sıkıyönetim karargâhlarında görevlendirilmeleri bunların mesela basın halkla ilişkiler şubesinde ille karacı olacak diye bir şey yok denizci de olabilir. Havacı da olabilir. Bu işe yatkın kişilerin şimdiden tespit edilip bu karargâhların mutlaka biz silahlı kuvvetle personelinden teşkili gerekir diye düşünüyorum. Aynı şey Jandarma Bölge Komutanlığı ve Jandarma için geçerlidir. Muazzam bir imkân kabiliyet bir kapasite vardır. Özellikle bölge komutanlarının bütün mülki ve idari makamlarla temas halinde olması irtibatı olması istihbarat imkânlarına sahip olması sıkıyönetim komutanlarına çok büyük bir kolaylık sağlayacaktır…” şeklinde beyanlarda bulunarak Havacıların, Denizcilerin de görevlendirilmesini ve bu şahısların hemen tespit edilmesi geretiğini belirtmektedir. Özellikle bu görevlilerin basın halkla ilişkiler şubesinde görevlendirilmesini vurgulamakta buna paralel olarak mevcut deliller incelendiğinde personel bölümünde de ifade edildiği gibi sıkıyönetim basın ve halkla ilişkiler merkezinde basın ve halka ilişkilerde görevlendirilmek üzere (5) havacı subayın, basın yayın organları ile ilişkilerde görevlendirilmek üzere (3) havacı subayın belirlendiği görülmektedir.



Seminerde ele alınan bu hususların, 1nci ordu sorumluluk ve koordinesinde yürütülmesi planlanan Balyoz Harekat Planına normal şartlarda 1nci Ordu Komutanlığı ile organik bağı olmayan hava, deniz ve jandarma unsurlarının nasıl dahil olduklarını destekleyici mahiyette olduğu değerlendirilmektedir.

Ergin SAYGUN’un konuşmasının devamında; “…Komutanım son olarak İstanbul’da bütün dini irticai faaliyetlerin merkezi kanaatimce Fatih, Çarşamba, Aksaray, Edirnekapı bölgesidir. Bütün tekke Eyüp bölgesidir. Tekkeler zaviyeler efendim hepsi buradadır. İşte semtin adı bile Hırka-İ Şeriftir. Aksaray Fatih arası adı Sofulardır. Onun için buranın öncelikle kontrol altına alınması buranın kontrol altına alınmasıyla da işte Ümraniye, Sultanbeyli vesaire gibi diğer taraflara dahi daha rahat müdahale edilebileceğini düşünüyorum, arz ederim. “ şeklinde beyanlarda bulunduğu görülmektedir. Şahsın bölge isimlerinden hareketle buralara müdahale edilmesi yönünde fikir beyan ettiği görülmektedir.

Şükrü SARIIŞIK’ın ise; “Ben önce iç tarafı halletmek durumundayım. Onun için bu biraz önce ifade edilen seferde kurulacak birliklerle falan bu işin halledilmesi mümkün değil. Onun için ben 2. ve 5. Kolordu Komutanlığından yeterli emniyet tedbirlerini alabilecek bütün birliklerimi oraya görevlendiririm. Onun dışındakilerin tamamını buraya getiririm getiririm. İstanbul’un üzerine çökerim. Ve belediye başkanıymış, yok ondan sonra savcıymış, hâkimmiş, kaymakammış, BU KONUYA OLUMSUZ BAKAN, TABLOLARDA YER ALAN İNSANLARI gerekirse belediye başkanlıkları komutanları o görev de uhdesinde olacak şekilde görevlendirmek suretiyle ve ağır bir baskı ve biraz evvel ifade ettiği gibi ben tabi komutan arkadaşıma katılıyorum ama bir yerde de hani karşımıza halkı almak meselesi ayrı bunlar kararlarını vermişlerdir bu ülkeyi bölecek parçalayacaklardır ve ülkeyi başka bir rejimin içerisine taşıyacaktır. Böyle kararlı olan bir halka karşı da acımasızca hareket etmek bizim görevimizdir. Onun için bütün unsurlarımı buraya getirmek suretiyle burayı kısa süre içerisinde temizler ondan sonra” şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir. Şüphelinin bu konuşmayı yaptığı sırada önünde bulunan tabloya/yansıya bakarak, yapmayı planladıkları askeri müdahaleye engel olacaklarını, olumsuz baktıklarını düşündükleri kamu görevlilerinin her şeye rağmen tasfiye edilmesi gerektiğini, üst düzey kamu görevlileri, hâkimler ve savcılara yönelik de baskı uygulayacağını, halka da acımasızca hareket etmenin kendileri için görev olduğunu ifade ettiği görülmektedir.

95nci Zırhlı Tugay Komutanı Nuri Ali KARABABA’nın; “Sayın komutanım bunun haricinde bir iki hususu arz etmek istiyorum. Bu harekatın en önemli özelliği 3 ve 15. Kolordular tarafından icra edilecek EMASYA da demek uygun değil ben de aynı fikirdeyim komutanlarımla çünkü çok boyutlu ve Türkiye Cumhuriyetinin temel niteliklerine yönelik büyük bir tehdit...” şeklinde beyanlarının olduğu görülmekte ve ele alınan konunu EMASYA ile ilgili olmadığı bir kez daha vurgulanmaktadır.

Çetin DOĞAN’ın; Arkadaşlar bu plan seminerini, plan çalışmasını kasıtlı olarak belli bir çerçeveye koyduğumuzu, günün şartlarımıza günün konjüktürel gelişmelerine göre dikkatlerimizi nerelerde yoğunlaştırmamız gerektiğini ortaya koymak için yaptığımı herhalde hepiniz anlamışsınızdır. Yani buradaki Yunanistan meselesi tali bir meseledir; Yunanistan eee.. Meselesi böyle bir ortam içerisinde zaten olasılığı en uzak bir senaryodur. Aslında içinde yaşadığımız senaryo bu senaryonun neler getirip neler götüreceği konusu önem arz etmektedir. Bunun için ben sizlere evele iç güvenlik ve Kuzey Irak hakkında son gelişmeler ve buradaki yapılan çalışmalar sonucunda nelerin üzerinde daha fazla durmamız gerektiği konusundaki düşüncelerimi aktaracağım.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmekte ve açıkça plan seminerinin kasıtlı olarak belli bir çerçevede yapıldığı, Yunanistan meselesinin ise tali bir mesele olduğu ve olasılığının uzak olduğunu belirttiği görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “…irticacı kesim, bir yandan devlet içinde kadrolaşma faaliyetlerine hız kazandırırken…” şeklinde ibareler yer almaktadır.

Bu ibarelere paralel olarak;



Çetin DOĞAN’ın kapanış konuşmasında; “…Gerçekten de şu anda ülkenin içinde bulunduğu durum bütün yurttaşlarımız tarafından endişeyle takip ediliyor. Bir yanda kontrol imkânını pek bulmadığımız çok önemli gelişmeler var dışarıda, Kuzey Irak’ta ve Irak’ta, içerde de belli bir partinin militan kadrosu adım adım irticai örgütlenmeyi bütün yurt sathında yaymak için bazen geri adım atarak, bazen bir adım geri atarak fakat fırsat bulduğu zaman, geçit bulduğu zaman da iki adımla bunu telafi ederek mesafe almaktadır….” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Çetin DOĞAN’ın konuşmasının devamında; “…Bu nedenle görüşmeler esnasında oturumlar esnasında belirttiğim gibi Türk silahlı kuvvetlerinin sorumluluğu ebedi şefimiz Atatürk’ün çizdiği yolda devlet kuruculuğu sorumluluğunu taşıyarak Türkiye Cumhuriyeti devletini, anayasada belirtilmiş düzenini her ne pahasına olursa olsun korumak ve kollamaktır. Ve bunu yapmak için de bugünden tezi yok olabilecek bu tür iç tehditten yönelik olabilecek irticai anlamdaki tehditlere karşı da gerekli tertip ve tedbirleri almak ihtiyacındayız. Kuzey ırakta olsun, Yunanistan’la olsun nerede olursa olsun dışarıya yönelik hudutlarımız ötesinde meydana gelebilecek tehdit hiçbir zaman içeride irticanın yaratacağı tehditten, irticanın baş kaldırması, ayaklanması ile ortaya çıkacak tehlikeden daha büyük olamaz. Bu tehlikenin bertaraf edilmesi sağlam bir bünyeye Atatürkçü bir yapıya ordunun Türk ulusunun kavuşması her türlü tehdidi ve engeli karşılamasına yetecektir. Yeter ki biz evvela Atatürk’ün dediği gibi içeride sağlam duralım. Atatürk’ün birçok sözü zaten bize bugün de bugün yapacaklarımız, bugün atacağımız her adımda her işte yine rehber olmaya devam etmektedir; bunu asla unutmayalım. İstanbul bölgesi ki bu bölge tabi yakın mücavir bölgedeki hassas bölgeler olarak Sakarya ve Kocaeli bölgesi çok önemlidir ve burada adeta kurtarılmış bölgeler vardır. Nasıl doğuda iç tehdidin çok büyük bölücü tehdidin çok büyük olduğu dönemlerde kurtarılmış bölgeler varsa ortaçağ karanlığı içinde bir yaşam tekkeler, zaviyeler, gece toplantıları, gündüz toplantıları kıraat etmeler devam etmektedir. Ve bunlar çığ gibi büyümektedir…” şeklinde beyanları bulunduğu ve özellikle Balyoz Harekat Planında sıkça belirtilen konularda astlarını gerekli tedbir ve tertipleri almaya yönlendirdiği görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “TSK kategorilendirilmiş personelden tamamen arındırılarak, boşalacak kritik kadrolara silah arkadaşlarımızın terfi ve atamaları yapılacak…” şeklinde ibareler yer almakta buna paralel olarak;

Çetin DOĞAN’ın konuşmasının devamında; Biz okullarımızda askeri okullarımızda da mesela zaman zaman ne oluyor, ordudan atılmalar oluyor. Zaman zaman ordudan atılıyor çünkü irtica bulaşmış oluyor. Nasıl oluyor ki modern çağdaş bir kurum, kurum içerisinde bulunana insanlar bunların fetvalarına kanarak, bunların efsanelerine kanarak aydınlık çağdaş yoldan çıkıyorlar; ama bir gerçek bu. Şu halde evvela silahlı kuvvetler içindeki bünyesel sağlamlığını korumak durumundadır. Buna bulaşmış, irticaya bulaşmış insanların uslanması ve fikir değiştirmesi olanağının olmadığı birçok örnekleriyle sabittir ve o yüzden de bunların defterleri mutlaka evvela ilk adım olarak dürülmeli ordu bünyesi sağlam bir hale getirilmelidir. Bunun ötesinde böyle bir olay olduğu zaman çünkü içimizden çıkacak çatlaklıkların tereddütlerin maliyeti çok çok daha büyük olacaktır. Kendi içimizde kendimizle savaşmak zorunda kalacağız. Bunun önlenilmesi için evvela ordu bünyesinin sağlamlaştırılması lazım.” Şeklinde beyanlarının yer aldığı görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “BALYOZ Güvenlik Harekat Planı’nın, “Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo” isimli jenerik bir plan şeklinde oynanacağı plan seminerine kadar, irticai, yıkıcı ve bölücü gruplara ait mevcut tüm listeler ile teşkil edilecek olan özel görev timlerinin listeleri güncellenecek ve devamlı olarak güncel tutulacak…” şeklinde ibareler yer almakta buna paralel olarak,

Çetin DOĞAN’ın konuşmasının devamında; “…Ve bu yüzden de biz istihbaratımızı kendi bölgemizde garnizon komutanları, tali bölge komutanları, EMASYA komutanları kendi bölgelerindeki iç gelişmeyle ilgili bilgileri, belgeleri toparlamaya devam edecektir. Bunda elimizde devlet buradaki yerel yönetimleri tanıma için yerel yönetimleri ve daha yakından bunları anlamak ve bir sorumluluğun üstlenilmesi durumunda halkın yaşamını, bütün sorumluluklarını, günlük yaşamını yürütme erkini de silahlı kuvvetler üstleneceği için şu anda doğal afetler koordinasyon merkezleri ve yaptığımız tatbikatların büyük yararı olacağına inanıyorum ve karşımızdaki çalışan insanları daha iyi yakından tanıyacağız ve herhangi bir durumda da BUNLARLA İŞBİRLİĞİ, KİMLERLE YAPABİLİRİZ KİMLERİ TASFİYE ETMEMİZ GEREKTİĞİNİ ANLAYACAĞIZ. İÇERİDE YAPACAĞIMIZ GÜVENLİK HAREKÂTI KLASİK KLASİK BİR EMASYA HAREKÂTI OLMAYACAĞINI bütün arkadaşlarım burada yaptıkları takdimlerle ortaya koydular.” Şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir. Bahse konu konuşma içerisinde Çetin DOĞAN’ın astlarından Balyoz Harekat Planı kapsamında istihbarat toplamalarını, kimlerle işbirliği yapılıp kimlerin tasfiye edileceğini belirlemelerini istediği, ayrıca yapacakları GÜVENLİK HAREKATININ EMASYA harekatı olmayacağını belirttiği ve Balyoz Güvenlik Harekatını ifade edecek şekilde GÜVENLİK HAREKATI ibaresini kullandığı görülmektedir.

Balyoz Harekat Planı içerisinde; “Bölücü Terör Örgütü ve El Kaide’nin büyük şehirlerde özellikle İstanbul’da eş zamanlı büyük eylemleri ve anılan eylemler sonrasında icra edilecek, STK ve üniversiteler ile koordine ederek yönlendireceğimiz çok geniş katılımlı toplumsal gösteriler ve eylemler neticesinde oluşan kaos ve karmaşa nedeniyle öncelikle olağanüstü hal ve sonrasında sıkıyönetim ilan edilecek…” şeklinde ibareler yer almakta buna paralel olarak;

Çetin DOĞAN’ın konuşmasının devamında; “Klasik EMASYA anlayışından mutlaka çıkılacak ama bunun anlamı halka gereksiz yere kuvvet kullanma, o halkın yaşantısını daha da bozma gibi olmayacak halkı kendi etrafımızda toparlayarak, daha evvel söylediğim gibi sivil toplum kuruluşlarını üniversiteleri Türk silahlı kuvvetleriyle bütünleştirerek bunun üstesinden gelmek zorundayız.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Çetin DOĞAN’ın konuşmasının devamında; O yüzden bu bölgenin bu kadar büyümüş bir metropolün teker teker ev ev aranması mümkün değildir. Eskiden yaptığımız uygulamalarda da elle tutulur gerçek anlamda bir sonuç da alınmamıştır. Mao’nun dediği gibi halk denizdir, biz balığız demiştir. Komünist rejimini yerleştirmek için. Biz ama laik demokratik cumhuriyetin sahipleri ve bekçileri aynı düşünceyi halkın deniz olduğunu laik demokratik cumhuriyetin bekçilerinin de balık olduğunu ve bu deniz içerisinde bu su içerisinde yaşama koşulunun halkımızın desteğine mutlaka sahip olmamız gerektiğini de asla unutamayacağız. Ve şu anda halkımızın desteği çok yüksektir ve bu dereceyi asla düşürmeyecek ve bu bu desteği yıpratacak adımlar atılmasına, içimizden başka türlü sesler çıkmasına mani olacağız. Bu onun için de bölgedeki sıkıyönetim planlamalarını yeni baştan daha belki radikal tertip ve tedbirlerle ama yeterli gücü bölgede bulundurarak, bundan amaç şu; bütün güçleri kullanmak değil varlığıyla caydırıcılık esastır.” Şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Yine Çetin DOĞAN’ın geçmişten örnekler verdiği ve önceki uygulamalarında ev ev aranmanın bir sonuç vermediğini belirttiği görülmekte geçmişe dair verdiği bu örneklerin önceki darbeler olduğu, mevcut durumda da ev ev arama yapmanın mümkün olmadığını ve hazırlayacakları planların daha radikal şekilde yeni baştan düzenlenmesini vurguladığı görülmektedir.



Çetin DOĞAN’ın konuşmasının devamında; Arkadaşlarım bu şeyimiz,plan çalışmamız bir yapılan bir beyin fırtınası gibi çeşitli düşüncelerin buruya masaya oturtulması suretiyle cereyan etti.Ben şahsen .. (Anlaşılmadı).. olarak bütün arkadaşlarımızın hazırlığından hazırlıklarından. Karargahımın, Kolordu Komutanlarımın,Tümen ve Tugay Komutanlıklarının ve diğer arkadaşlarımızın burada yaptığı sözler ve yaptığı çalışmalar konuya çok iyi konsantre olduklarını, ön çalışma yaptıklarını göstermiştir, ben gerçekten de bundan çok memnun oldum ve hepinize teşekkür ediyorum.Yapacağımız çalışmalarda bundan sonraki çalışmalarda iç güvenlik boyutuyla ilgili konularda daha detaylı daha iyi çalışmak zorunda olduğumuzu bir daha vurguluyorum.” Şeklinde beyanlarının olduğu, iç güvenlik ile ilgili konularda daha detaylı çalışmak gerektiğini de vurguladığı görülmektedir.

Seminer ses kayıtları incelendiğinde bazı yerlerde psikolojik harekatın da uygulanacağının belirtildiği anlaşılmıştır.

X23 Şahsın; “…Bölgenin temizlenmesi sonunda görev sonunda kalan alan kontrolü için kalacak olan unsurlar hariç birlikler kışlalarına tekrar geri dönecektir. Alan kontrolü sağlanan bu bölgeler müteakiben halkın temel ihtiyaçlarını karşılanmasına öncelik verilecek ve normale dönüş sağlanacaktır. Ancak mücavir bölgelerde ve meskûn mahaller üzerinde havadan keşif ve arama faaliyetleri kesintisiz sürdürülecektir. Bu safhada her türlü iç ve dış yazılı ve sözlü basın yakından takip edilecek ve olumsuz propaganda ve kışkırtmalara engel olunacaktır. Halkın bilgilendirilmesi, panik ve korkunun yatıştırılması ve desteğinin sağlanması için uygun psikolojik harekât tedbirleri uygulanacak, etkin bir halkla ilişkiler teşkilatı ve rapor sistemi kurularak gerekli yardım faaliyetleri ivedilikle yapılacaktır.” Şeklinde beyanlarının olduğu,

52nci Zırhlı Tümen Kurmay Başkanı Suat AYTIN ile Çetin DOĞAN arasındaki diyalogda ;

Suat AYTIN’ın; Sıkıyönetimde psikolojik harekât faaliyetlerini icra etmek maksadıyla harekât ve eğitim şube müdürlüğünün kuruluşuna psikolojik harekât kısmı ile elektronik harp kısmının intikal faaliyetlerinin takip ve kontrolü için lojistik şube müdürlüğünün kuruluşuna ulaştırma kısmının ilave edilmesinin sıkıyönetim faaliyetleri yürütülürken dış tehdide yönelik olarak icra edilen harekâtı takip etmek maksadıyla sıkıyönetim karargâhı na cari harekâttan şube müdürlüğünün perdede arz edilen teşkilat yapısı ile dâhil edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Çetin DOĞAN’ın; Evet. Heh işte yani. Olayın koca İstanbul’un yönetiminde el koyuyoruz. Tamam mı? Yaptığımız teşkilatın bu yeterliliği konusunu tabi irdelemememiz lazım. Sana bir örnek daha söyleyeyim. Teşkilatını gördüğüm için. Söyleyeyim. Psikolojik harekât kısmı var. Orda bakın.

Suat AYTIN’ın; Evet komutanım.

Çetin DOĞAN’ın; Psikolojik harekat kısmı var. Psikolojik harekât kısmında ne var?

Suat AYTIN’ın; Komutanım bunu biz psikolojik harekât kısmında biz şeyden normal 1. Ordu psikolojik harekât kısmından bir bölümü buraya dâhil etmeyi düşünüyoruz.

Çetin DOĞAN’ın; Oradakini söyleyin. Var mı elinizde öyle bir teşkilat yoksa sonraya mı bıraktınız?

Suat AYTIN’ın; Komutanım psikolojik harekât kısmı ile ilgili olarak burada herhangi bir psikolojik harekâtla ilgili bir subay olarak bir de onu düşündük komutanım. Boğaz batısı için bir, boğaz doğusu için bir ve onun alt elemanları olarak faaliyet gösterecek personel. Bunlar sadece karargâh planlama faaliyetinde fakat esas…..

Çetin DOĞAN’ın; Ama bunları bak harekât ve eğitim şubesini psikolojik harekât kısmı ve elektronik harp kısmı diye ikiye ayırmışsınız. Değil mi?” şeklinde beyanlarının olduğu,

İstanbul Jandarma Bölge Komutanı ABDULKADİR ERYILMAZ.’ın; “…Ordu komutanlığının emirlerini uygulamak, zararlı ve şüphelileri denetim ve gözetim altında tutmak, propaganda ve psikolojik harp girişimlerini etkisiz kılmaya çalışmak, genel emniyet ve asayişi sağlayıcı kamunun ihtiyacı olan gıda, ilaç ve saire maddelerin yasa dışı kullanım sevk ve naklini önleyici önlemleri almak imkân ve kabiliyetine sahiptir…” şeklinde beyanlarının olduğu,

Behzat BALTA ile Çetin DOĞAN arasında geçen diyalogda;

BEHZAT BALTA’nın; Sıkıyönetim planları da kısmen takdim edildi. Bu konuda bir düşüncem var. Komutanım hazırlanan sıkıyönetim planları geçmişte ve şu anda da dikkat buyurularsa münhasıran bize hitap eden planlar. Hâlbuki şu konuştuğumuz konuların esas hedef kitleye intikal eden bölümü olması lazım. Bu bölüm de pratikteki bildirilerle tahakkuk eden bölümü. Yayınlanan sıkıyönetim komutanının yayınladığı bildirilerle tahakkuk eden bölümü. Dolayısıyla kullanılacak kuvvetlere verilecek emirler ne olursa olsun hedef kitleyi bu eylemlerden caydırmada iki taraf birbirinden habersiz. O bakımdan harekâtta ön alıp işin psikolojik harekât yönüyle incelenip düşünülen komutan harekât tasarısını bu sıkıyönetimin nasıl sevk ve idare edileceğine dair harekât tasarısının bildirilere dönüştürülerek önceden kamuoyuna duyurulması o hedef kitleye duyurulması da en az kullanılacak kuvvetler kadar önem kazanan bir husus. Sıkıyönetim hazırlanacak sıkıyönetim planlarının da bu doğrultuda olması gerektiğine inanıyorum. Arz ederim.

Çetin DOĞAN’ın; Yani şimdi tabi psikolojik harp önemli” şeklinde beyanlarının olduğu görülmektedir.

Seminerde yer alan bu ibarelere paralel olarak;

11 Nolu CD/2002-2003/JANDARMA/BURSA BÖLGE isimli klasörler içinde yer alan; BURSA JANDARMA BÖLGE KOMUTANLIĞINDA KRİTİK GÖREVLERİ İCRA EDECEK PERSONEL LİSTESİ başlığı altında, farklı rütbelerde 7 adet jandarma personeline ait ad-soyadı, sicil ve görev yeri bilgilerinin yer aldığı, ayrıca verilecek görev başlığı altında,



Etnik unsurların ve azınlıkların etkisizleştirilmesine imkan sağlayacak özel planlar hazırlayacak, (İl J.K. isminin karşısında yer alan görevlendirme)

Psikolojik Harekat Merkezi Başkanı: Kendi özel ekibini oluşturarak gelişen her durum için özel psikolojik harekat planları hazırlayacak…”

Özel Araştırma Birim Komutanı: yürütülecek psikolojik harekat faaliyetlerini sekteye uğratması muhtemel sivil ve asker kişileri tespit edecek” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmektedir.


Yüklə 5,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   91




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin